Türk Milliyetçiliğinin intiharı: CHP ile MHP birleşsin!
By Mehmet Yılmaz on Tem 3, 2007 in CHP, Kemalizm, MHP, Milliyetçilik, Türk faşizmi, Türk Solu, Ulus-Devlet
Bir siyasi söylem düşünün ki herkes arkasından koşsun:
Ogün Samast gibi kayıp çocuklar,
İstanbul’un zengin semtlerinin gençleri,
Üniversite rektörleri ve dekanları,
Ordu mensupları,
gazeteciler, ….
Gerçek hayatta bir araya gelemeyecek bu insanlar kuramsal alanda güya ayni ideolojiyi destekliyorlar: Türk Milliyetçiliği.
Türk Milliyetçiliği bir nevi Nuh’un Gemisi: Her türden bir çift alıyoruz ki soyları tükenmesin!
Sefalet içinde misin?
Türkiye’nin İran olmasından mı korkuyorsun?
İsrail ve ABD’ye kızıyor musun? Çuvalın intikamını mı almak istiyorsun?
Yalapşap öğrenilmiş bir şanlı Türk tarihi mitolojisi peşinde misin?
AKP yüzünden rantların tehlikeye mi girdi?
Bunların hepsinin çözümü Türk Milliyetçiliği’nde. CHP ile MHP’nin koalisyon hazırlıklarına girmeleri ne kadar da anlamlı. Milliyetçi söylemleriyle çıkarları riske girmiş veya aşağılanmış, kendine güvensiz kesimleri çekmeye çalışan iki partinin işbirliği yapmasından daha doğal ne olabilir?
Gurur duyma aygıtı olarak Türk Tarihi Mitolojisi
Aslında Türk Milliyetçiliği’ne uygun zemin hazırlayan uzun bir süreç var elbette. Ama bugünkü milliyetçilerin garip davranışlarını açıklamak için 1800’lere kadar uzanmaya gerek yok. Alın size hepimizin okuduğu tarih dersi:
1) “… Çanakkale’nin geçilmez olduğunu dünyaya gösterdik”,
2) “Mustafa Kemal İstanbul açıklarındaki düşman filosuna bakarak ‘geldikleri gibi giderler’ dedi”
Madem geçilmezdi, nasıl geçtiler de geldiler İstanbul’a? Tuna’dan? Volga’dan? Fatih gibi karadan mı yürüttüler gemileri?
“… Biz o savaşta yenilmedik, yenilmiş sayıldık!”
Türk askeri yenilmez olduğu için Birinci Dünya savaşını da kaybetmiş olamayız değil mi? Zaten kaybettiğimiz bir muharebe olduysa da ya Ermeniler bizi arkadan vurmuştur ya da Sırplar.
Tarih dersi geçmişten DERS çıkarmak için değil de propaganda yapmak için kullanılınca ortaya türlü gariplikler çıkıyor:
“Türk Milleti Atatürk’ün arkasında bir bütün oldu düşmana karşı” Peki Antep’i, Maraş’ı Fransızlara karşı savaşan Kürtlerin başı kel mi? Onca şehit veren Çerkezlerin, Abazaların? İstiklâl Marşı’mızın sözlerini yazan Mehmet Akif’in Arnavut olduğunu yüksek sesle söyleyemeyecek miyiz artık?
Milliyetçiliğim, canım benim, sürüm benim
İşte bu Kurtuluş Savaşı mitolojisi yüzünden Türkiye’de insanların bir kısmı milliyetçiliği koruyucu bir çatı veya ait olunması gereken bir sürü gibi algılıyor. Sürüden ayrılanı kurt kapar!
Türk Milliyetçiliği artık bir kirli çıkı. İçine o kadar çok şey dolduruluyor ki sanki bir folklor haline geldi. Cumhuriyet mitinglerine şöyle bir bakmak yeterli :
1) Ne AB ne ABD,
2) Gül’e hayır,
3) AKP’ye hayır,
4) Yabancı sermayeye hayır…
Nerede o kendine güvenen, dünya’yı fethetmeye hazırlanan Türk Milliyetçiliği? Tersine korkak Türklerin söylemi olmuş. “Biz kendimize yeteriz! ABD Dolar’ı yasaklansın”
Milliyetçilik ne istemediğini bilenlerin hareketi olmuş. Olabilecek kötü şeylere, komplo teorilerine kilitlenmiş, geleceği düşünemeyen, daha güzel bir Türkiye ile ilgili hayal kuramayanların hareketi.
Milliyetçiler projesiz çünkü ödleri kopuyor. Türkiye’nin hiç bir sorunu için akılcı bir proje üretecek durumda değiller:
Enerji darboğazı? : Arapların suçu, PKK terörü?: Kürtlerin suçu, dış borç? IMF’nin suçu. İşin garip tarafı en büyük gayrı Müslim düşmanları da yine onlar: Yahudiler güneydoğuda arazi alıyor diye ortalığı karıştıran Rahşan Ecevit ve Cumhuriyet Gazetesi, misyonerler hepimizi Hıristiyan yapacak diye raporlar hazırlatan CHP. Oysa bu paranoyalar “İslamcı” diye etiketlenenlere yakışmaz mıydı? Nerede solun, sosyal demokrasinin evrenselliği?
Projesizlik öldürecek milliyetçileri. Çünkü Türk seçmeni TESEV ve Milliyet anketlerinde ifade ettiği öncelikleri değiştirmedi: ekmek ve hizmet. Sağlık, eğitim, güvenlik hizmeti. Yani adam gibi devlet.
Iktidara gelseler projeleri neler? Kim ne yapacak? Ne zaman bitecek? Kaça mâl olacak? Kim ödeyecek? Ne zaman ödeyecek? Milliyetçi bir cevap yok.
Türk Milliyetçiliğinin intiharı
Sorunları ve çözümleri millî-etnik aidiyet çerçevesinde gören milliyetçiler gerçek sorunları ve çözümlerini ister istemez erteliyorlar:
1) Aksayan demokrasimiz,
2) Tekleyen hukuk sistemimiz,
3) Henüz kuramadığımız sosyal adaletimiz
Hep ikinci plana itiliyor. Sanki yağmur yağınca Kürtler de ıslanmıyor, trafikte Ermeniler de bunalmıyormuş gibi ayni geminin yolcusu olduğumuz insanları ötekileştiriyorlar.
Türk Milliyetçiliği diğer milliyetçilikler gibi yok olmaya mahkûm bir söylem. Çünkü var olmak için “ötekine” ihtiyacı var. Ötekileştireceği bir grup bulamazsa kendi içinden “zayıf” bir zümreyi günah keçisi olarak seçiyor. Hıristiyanlar, Eşcinseller, komünistler…
TSK’nın ve ATO’nun (Sinan Aygün) peş peşe paranoyak misyoner raporları hazırlaması rastlantı olabilir mi?
Ötekileştiremediklerimizden misiniz?
Bu Ötekileştirme ihtiyacı milliyetçiliğin amip gibi bölünmesine yol açıyor. Ötekini bertaraf edip de Türk Türk’e kalırlarsa bu sefer şehir, bölge, futbol takımı gibi aidiyetlerde yeni çatışma sebepleri arıyorlar. Meselâ 1980’lerdeki Sakarya – Konya düşmanlığı, Bugünlerde basın desteğiyle oluşturulan Trabzon-Diyarbakır çekişmesi, stadlardaki şiddet.
Çünkü Maslow piramidinde ifade bulan ihtiyaçların bir çoğu doyurulmamış ve yakın bir gelecekte de doymayacak. O halde bir gruba ait olmanın verdiği tatmin ile diğerlerini ikame etmekten başka çare kalmıyor.
Tıpkı Avrupa’daki holiganlar gibi Türk holiganlar da “hayatın sillesini yemiş” gençlerin oluşturdukları gruplar. Sadece ayrı renkte bayrak salladığı için bir insanı öldürecek kadar cinnet geçiren bu çocukların milliyetçi hareketler içinde yer alması elbette bir rastlantı değil.
Bu açıdan bakıldığında Türk Milliyetçiliği’nin bölücü bir etki yaptığını da görmek zor değil. Bu aidiyet söylemleriyle Türkiye’deki bütün etnik milliyetçilikler kışkırtılıyor ister istemez. Meselâ gitgide daha çok kürtün hukuksal ve ekonomik sorunlarına etnik çözümler araması hatta bir ulus devlet hayali kurmasını da bu çerçevede değerlendirmekte fayda var.
Egemen güçlere alet olmak
Türk Milliyetçiliği’nin 1930’ların Alman Milliyetçiliği ile birçok benzerliği var. Ve bu benzerlik sadece içerikte meselâ ötekileştirme ihtiyacında bitmiyor. Gerek kendini ifade yöntemleri olsun gerekse demokrasi karşıtı güçlere kolaylıkla alet edilebilmeleri olsun Alman Nazilerle son derece benziyorlar.
Mesela 6-7 Eylül 1955’te İstanbul’da meydana gelen olaylar ile Almanya’da Nazilerin yükselişini kolaylaştırmış olan şu üç olayı hatırlamak ve karşılaştırmak yeterli:
• Parlamento Binası Yangını (Reichstagsbrand)
• Uzun bıçaklar gecesi,
• Kristal (Reichskristallnacht) gecesi
Türkiye bölünebilir mi?
Türkiye’deki siyasi partiler ve diğer siyasi aktörler ne yazık ki ülkemizi bir asit gibi içeriden tüketen bu sorunu çözmek yerine daha da kışkırtmak yoluyla oy toplamaya çalışıyorlar. Erol Tuncer’in, “Seçim 2002, Sayısal ve Siyasal Değerlendirme”, (TESAV Yayınları, 2003) adlı eserinde çok iyi tespit ettiği gibi etnik ve dini aidiyet üzerinden siyaset yapılması bir ülkeyi bölünmeye hazırlar:
1990’larda bunu Yugoslavya’da izledik. Sırplar sadece Sırp partilerine oy veriyordu. Hırvatlar, Boşnaklar, Slovenler ve diğerleri de aynen öyle yapıyordu. 1990’ların başında başbakanlığa gelen Ante Markoviç, ülke ekonomisini başarıyla yönetti. Azgın enflasyon aylık %70’lerden %2’lere indi, paradan sıfırlar atıldı, kapsamlı bir özelleştirme programı başladı. Bu başarılardan da cesaret alan Markoviç, etnik kimlikleri aşan ve tüm Yugoslavları kucaklamak isteyen bir parti kurdu. Ama seçimlerde ağır bir yenilgi aldı. Markoviç başarılı olabilseydi, Yugoslavya’nın kaderi muhakkak ki farklı olacaktı. O sırada kazanmış gibi görünenlerin başında, aslında milliyetçi olmadığı bilinen eski solcu Miloşeviç vardı. Gözünü iktidar hırsı bürümüş Miloşeviç birden “ulusalcı” olmuştu; “tüm solu birleştirdiğini” söylüyor, bir taraftan da etnik Sırp milliyetçiliğini sonuna kadar tahrik ediyordu.
O günlerde Yugoslav gazetecileri acı şakalar yapıyordu: Ülkede nüfus sayımına gerek yoktu ve seçim sonuçları her etnik grubun sayısını göstermek için yeterliydi! Parçalanmış siyasetin arkasından, Yugoslavya’nın kanlı bir şekilde dağılması geldi.
Bir takım yarı-aydınların “ne olacak, verelim doğuyu gitsin” makamından çalmaları da moda oldu. Oysa ortaya bir sınır çizilmesinden çok daha acı olaylar yakıp kavuruyor bölünen ülkeleri: Soykırımlar, zorla göç ettirmeler, etnik temizlikler… Etnik ölçütlerle kurulacak bir Kürdistan’da kim yaşayacak? İstanbul’da Ankara’da evlenmiş Kürtler her şeyi bırakıp Kürdistan’a mı gidecek? Orada yaşayan Türkler ne olacak? Mübadele felaketinin BM tarafından bize dayatılmasına bir kez daha seyirci mi kalacağız?
Milliyetçilik üzerinden siyaset yapanlar kul hakkıyla O’nun huzuruna nasıl çıkacaklarını da hesap etmeliler. Zira hayatını, eşini, çocuklarını, malını, mülkünü kaybetmiş milyonların günahı seçim vaatleri kadar kolay unutulmaz.
Milliyetçilik denen hastalığın çaresini bulamazsak başımıza gelebilecekleri anlamak için gözümüzün önünde can çekişen Irak’a bakmak yeterli. Erol Tuncer’den dinleyelim:
Şu sıralarda Irak’ta da siyaset benzer bir parçalanmayı yaşıyor. Kürtler, Şiî Araplar ve Sünnî Araplar sadece kendi partilerine oy veriyorlar. Türkmenlerin bir bölümü Türkmen partilerine oy verirken, Şia kimliğini daha baskın hisseden Türkmenler Şiî partilere oy veriyor. Neticede Irak’ta şimdi, tamamen etnik kimliklere ve mezhep aidiyetlerine bağlı bir şekilde siyasi parçalanma tamamlanmış görünüyor. Ülke artık sadece dış güçler tarafından bir arada tutulabiliyor. Hemen herkesin kabul ettiği gibi, fiilî parçalanma sadece bir zaman meselesi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk Milliyetçiliği anlayışı ve hatalı Güneydoğu politikaları ile Balkanlarda ve Arap yarım adasında Osmanlı’ya büyük zararlar veren Türk Milliyetçiliği’nin arasındaki benzerlik endişe verici.
Çözüm
Kalıcı çözüm siyasi liderlerde veya medya kuruluşlarında, üniversitelerde değil. Bu yazıyı yazan ve okuyanlar gibi Türkiye’yi çok seven “normal” insanların her biri çözümün bir parçasını ellerinde tutuyorlar, tıpkı bir puzzle gibi.
Türkiye’yi çok seven insanların büyük siyasi teorilere, ideolojilere ihtiyacı yok. Gerçek hayatımıza uymayan bu ırkçı söylemleri elimizin tersiyle geri çevirmeliyiz.
Komşularımızla, iş arkadaşlarımızla, akrabalarımızla ilişkilerimizde kimin Gürcü, kimin Kürt, kimin Laz olduğunu hesaba katıyor muyuz? Kaçımız Orta Asya’ya gittik? Hangimiz kımız içiyoruz?
Oy tacirlerinin bölücü nutuklarını onlara iade etmemizin ve yeniden bir bardak demli çayın hatırı için “bir şarkı söyler gibi” yaşamamızın zamanı geldi artık. Barış kardeşlik ve muhabbetli bir Türkiye için bu yazıyı milliyetçi arkadaşlarınıza göndermeyi unutmayın.
Destekleyici videolar
Kuzey Irak’a girmek için en iyi 10 sebep http://youtube.com/watch?v=m-CBoarpuEw
kemalizm : yanlis giden neydi http://youtube.com/watch?v=Mu-eSm_MY2A
kurtler de bizim soydasimiz http://youtube.com/watch?v=8iu3O-CTyHs
… Bu makale ilginizi çektiyse…
Türk milliyetçiliği birleştirir mi yoksa parçalar mı?
İllâ ki bir tutkal/çimento mu gerekiyor? Milliyetçilik tutkalı adil ve müreffeh bir düzene alternatif olabilir mi? Adaletin, hukukun hâkim olmadığı ortamlarda Türklerin kardeşliği ne işe yarar? Belki de Türk Milliyetçiliği diğer milliyetçilikler gibi yok olmaya mahkûm bir söylem. Çünkü var olmak için “ötekine” ihtiyacı var. Ötekileştireceği bir grup bulamazsa kendi içinden “zayıf” bir zümreyi günah keçisi olarak seçiyor. Kürtler, Hıristiyanlar, Eşcinseller, solcular…150 sayfalık bu kitapta Türk Milliyetçiliğini sorguluyoruz. Müslüman ve milliyetçi olunabilir mi? Türkiye’ye faydaları ve zararları nelerdir? Milliyetçiliğin geçmişi ve geleceği, siyasete, barışa, adalete etkisiyle. Buradan indirin.
“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız. “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin” demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*) İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin.
Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu
Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor. Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.
Sitemizde siyasetten tarihe, kadın haklarından felsefeye, sanattan bilime kadar bir çok konudan bahsediyoruz. Ama zaman zaman da kendimizden söz ediyoruz. Derin Düşünce nedir? Sitenin geçmişi, geleceği, ortak projeler, yazar olmak isteyenlere öneriler, okunma istatistikleri… Derin Düşünce’nin bir kimliği, tarihi ve kendine has “yaşam” tarzı var. Eğer aramıza yeni katıldıysanız bu kitap “yöre halkına” kaynaşmanızı kolaylaştıracaktır
Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.
Maymunist imanla nereye kadar?
Evrim ve Big Bang gibi konular genellikle sağlıklı biçimde tartışılmaz. İdeoloji ve inançlar, felsefî tercihler bilim-SELLİK maskesiyle çıkar karşımıza. Özellikle evrim tartışmaları “filanca solucanın bölünmesi” veya falanca Amerikalı biyoloji uzmanının deneyleri etrafında döner ve bir türlü maskeler inmez. Madde ve o Madde’ye yüklenen Mânâ maskelenir… Oysa perde arkasında tartışılan başkadır. İnsan’a, Hayat’a dair temel kavramlardır. Sadece et ve kemikten mi ibaretiz? Yokluktan gelen ve ölümle yokluğa giden, çok zeki de olsa SADECE VE SADECE bir maymun türü müdür insan? BİLİM DIŞINDA bir insanlık yoksa Aşk yoksa, Sanat yoksa, Güzellik yoksa ve Adalet yoksa Hayat‘ın anlamı nedir? Aşık olmak hormonal bir abartıysa, iyilik enayilikse, neden birbirimizin gırtlağına sarılmıyoruz ekmeğini almak için? Neden bir çocuğa tecavüz edilmesi midemizi bulandırıyor ve neden fakir bir insana yardım etmek istiyoruz? Taj Mahal’in, Ayasofya’nın, Notre Dame de Paris’nin değeri bir arı kovanı veya termit yuvasına eşdeğer ise, Mesnevî boşuna yazıldı ise neden Hitler’i lanetliyoruz ve neden Filistin’de can veren bebeklere üzülüyoruz? Maymun olmanın (veya kendini öyle sanmanın) BİLİM DIŞINDA, psikolojik, siyasî, ahlâkî, hukukî öyle ağır sonuçları var ki… Evrim senaryosunu kabul etmenin etik ve siyasî neticeleri ve evrimciliğin etimolojik değeri … Derin Düşünce’nin yorumcuları tarafından konuşuldu. Biz de bu sebeple söz konusu iki tartışmayı 116 sayfalık bu kitapta topladık. Buradan indirebilirsiniz.
136 Yorum
Yazan:serva Tarih: Tem 4, 2007 | Reply
Kelimesi kelimesine hemfikir olduğum nefis bir yazıydı. Ellerinize sağlık.
Az bir zmaan kaldı 22 Temmuza, umarım insanımız yok maaş, yok bilmemne teranelerine aldanıp bir lokma daha fazla aş hayalleriyle ülkemizin gasp edilen istikrarını geri alma şansımızı tepmeyecekler.
Söylenebilecek pek de bir şey kalmadı aslında, herşey ortada. Allah zihin açıklığı versin diyorum.
Başarılar…
Yazan:Haydar Tarih: Tem 4, 2007 | Reply
Sayin Yilmaz’in eline saglik, her biri baska ulkelerde hukumet krizi olacak kadar duzinelerce sansasyonel olayi, konuyu ve alt-konuyu bir makaleye sigdirabilmis. Urettigi cozumede katilmamak elde degil.
Turkiyedeki ideoljik saat 1930-40 lardaki Hitler/Stalinden kalma milliyetcilik cagindaki bir yerde durmus, 70 senedir siyasi elit tarafindan pompalanan resmi tarih, resmi ideoloji ise toplumumuzu dunya zamanindan geride birakmis durumdadir.
Bu hastaliktan gecimini saglayan burokrasi dipcik ve yargic tokmagi ile statukoyu devam ettirmek istesede “Cemisgezek”teki kafelere kadar ulasan bilgi, teknoloji bu statukoyu zorlamakta.
Sanayi cagindaki Avrupaya ayak direyen Osmanli gibi, bilgi cagindaki dunyaya dipcik-tokmak ile direnen Turkiyeyi zor gunler bekliyor dogrusu.
Ahmet Altan guncel bir yazisinda konuya soyle yaklasiyor;
Tarih, dalları sürekli budanan, kurumuş dallarının yerine yenilerinin büyüdüğü, hiç durmadan değişen bir ağaç gibidir.
İnsanoğlunun geçmişi, kurumuş dallar gibi toprağa düşüp kaybolmuş toplumlarla doludur.
Bir kısmını hatırlarız, bir kısmının adını bile bilmeyiz.
2007 yılında Türkiye’de yapılan bir seçimde parti liderlerinin konuşmalarını izlerken içim korkuyla ürperdi.
“Türkiye, budanan dallardan biri mi olmaya hazırlanıyor” diye endişelendim.
Liderler birbirlerine, bir cellat pazarındaki çığırtkanlar gibi, “ip alacak paran mı yoktu, niye asmadın, al sana ip,” “ya sen niye asmadın” diye bağırıyorlardı.
Bir diğeri, binlerce çocuğun ölümüyle bitebilecek bir savaşın bezirganlığını yaparak, “korktuğun için Kuzey Irak’a girmiyoruz, biz olsak gireriz,” diye haykırıyordu.
Nefesleri ölüm kokan adamlar ülkeyi yönetmek için yarışıyorlardı.
Onların bağırışları değildi beni ürküten.
Böyle bağırdıklarına göre, cellat pazarının “alıcıları”, oy verecek büyük kitleler, bu kavgayı destekliyorlardı; beni korkutan da o kalabalıkların talebiydi.
Dünyanın yaşadığı yeni çağda, bu düzeyde bir toplumun varlığını sürdürmesi çok kolay gözükmüyordu bana.
Dünyadan, zamandan, yaşadığımız çağdan kopmuş gibiydik.
Yaşadığımız günden beslenmiyorduk.
İhtiyacımız olan “öz suyu” çoktan kurumuş kanallardan almaya uğraşıyorduk.
Eğer düzeyimiz buysa, biz hala “niye asmadın, ipin mi yok, al sana ip” çizgisindeysek, bizim toplum olarak varlığımızı sürdürme şansımız pek yok.
Türkiye, kanlı çatışmalarla tarihin budanan dallarından biri olmaya, bir yokoluşa gidiyor demektir. (…)
Yazan:Ece Tarih: Tem 4, 2007 | Reply
Mehmet bey,
Olayı çok güzel özetlemişsiniz, zihninize sağlık..
Bu yeni oluşum için, bir amblem de bulmak farz oldu..
Uluyan kurt ve 6 ok..Bu iki temayı bir şekilde birleştirmemiz lazım..
Yepyeni bir hayvan da olabilir..
Mesela benim önerim;
http://www.karpuz.com/hayvanlar/kokarca.jpg
selamlar
Yazan:Selahattin / Baybars Tarih: Tem 4, 2007 | Reply
BÖLÜNME
”De ki benim namazım çeşitli ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, hiçbir ortağı olmayan alemlerin Rabb’i içindir.” Enam 162,
“Allah’dan başka rab ilah ibadet mercii olmadığı gibi onun dininden başka dinde kabul edilmeyecektir” şeklinde ki sözümüz de aynı hükmü perçinler.
Hemen şunu belirtelim ki ibadet sadece NAMAZ,ORUC ve HACC’dan ibaret değildir, Allah rızası kazanmak amacı ile yapmış olduğun her davranış ibadettir. Buna karşılık Allah’ın izin vermemiş olduğu bir başkasının hoşnutluğunu kazanmak için yapacağın her hareket, her eylem ŞİRKTİR!!! Bu türe birçok durumlar girer ki , başlıcaları olarak şunları gösterebiliriz;
a)İnsanın milliyetçiliği (kavmiyetçiliği) tek hedef haline getirerek bütün gayret ve çalışmalarını bu uğurda yoğunlaştırması, yani bu uğurda savaşması, bu uğurda konuşması, bu inancı benimsemeye uğraşması ve tek bir ideal olarak ne yaparsa bunun için yapmasıdır. BÖYLE BIR YÖNELIŞ, MÜŞRİKCE BİR YÖNELİŞTİR!
b)VATANSEVERLIGI TEK AMAC EDİNMEK DE ŞİRKTİR!
”Vatanseverlik”, ”vatan birliği” ve ”her şey vatanin yararı için” gibi sloganlar, her şey için değer ölçüsü olamaz!!!. EGER BÖYLE OLURSA ŞİRK OLUR!!!! ”
c)İnsanlık için” ve birey olarak ”insan için” çalışmak, böyle bir amaç uğruna bir şeyler yapmak ŞİRKTİR! (Hümanistlere, toplumculara duyurulur!) İnsanın yönünü dönük tutacağı ana hedeften, yani ALLAH’tan saptıran bir yanılgıdır.
d)Buna bağlı olarak ” İlim için ilim”, ” Görev için görev” ve ” Sanat için sanat” gibi sloganlar, hepsi birer ŞİRKTİR, ALLAH’a ortak koşmaktır!!”
İlim, ilim için değildir İnanç içindir. İlim iyiyi doğruyu güzeli göstermesi şartıyla muhterem bir mirastır…. Maksat Hakk’a ve hakikata hizmettir…. İlim sahibi Alim, Sanii Zülcelal’e köprü olabildiği ölçüde başarılı sayılır.
Bu tespitlerin, “amelde riza-i ilahi aranması” amacına ve “Ahirete götürecek bir eserin yoksa,
dünyada bırakacağın bir eserede kıymet verme” prensibine uygun olduğunu sanıyorum.
Adı üstünde şirk; ortaklık çokluk BÖLÜNME .. demek ve en önemlisi Allah’ın tövbe etmez isek AFFETMEYECEĞİ BİR BÜYÜK GÜNAHTIR.
Milliyetçiliğin zararı ile ilgili dinen başkaca örneklerde verilebilir.
Yazan:T. Suat Demren Tarih: Tem 4, 2007 | Reply
Mehmet kardeşim, eline sağlık.
Yalnız benim kafama birşey takıldı, neden Bahçeli damat,Baykal gelin? Neden tam tersi değil? 😀
Yazan:Pinar Tarih: Tem 4, 2007 | Reply
Ece Hanim,
kokarca veya kirpi olabilir tabi yeni simge, hem pis kokan hem de dikenleri insanlara batan bir sey olmali.
kokarca bile öyle seker bir hayvan ki …
Elinde ipiyle bahçeli denen o Türk hitleri gözümün önüne geliyor da…
Saygilarimla
Yazan:Mehmet Yilmaz Tarih: Tem 4, 2007 | Reply
Yalnız benim kafama birşey takıldı, neden Bahçeli damat,Baykal gelin? Neden tam tersi değil? 😀 (TARIK)
Tarik Bey Kardesim,
Öyle zor bir soru sormussunuz ki! Ben simdi ne desem?
Aslinda bu resmi Çemiskezek’teki arkadaslar yapmis, ben sadece aldim koydum. Devlet Bahçeli’den gelin olmaz tabi, gelin dedigin halka çiçek demeti atar, bu adam ip atiyor. Ondan olsa olsa cowboy olur 🙂
neyse bir daha böyle zor soru sorma!
Yazan:Ece Tarih: Tem 5, 2007 | Reply
Bu ülkede kan akmasa, MHP nin esamesi okunmaz!
Kan akıtılacak ki, bunlar meclise taşınsın..
Ölümü göster, hastalığa razı et..
sonumuz hayrolsun..
Yazan:Caglar Sarihan Tarih: Tem 6, 2007 | Reply
Mehmet Bey,
Yugoslavya’dan verdiginiz ornek korkunc olasiliklarin altini cok guzel ciziyor. Umarim bazi kisileri de “Anadolu’nun kasabi” diye adlandirmayiz gelecek bir iki sene icerisinde…
Su yalapsap tarih bilgimizi elestirebilecek
seviyeye gelebilmemiz sart yoksa bize duzeltilemeyecek hatalar yaptirmaya baslayacak.
Yazan:Pinar Tarih: Tem 10, 2007 | Reply
Bu haberi mutlaka okuyun
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=226469
Yazan:erman Tarih: Tem 17, 2007 | Reply
merhabalar dostlar;
bugün bir haber okudum üzücü olması nedeniyle siz dostlarımında bu haberi görmenizi istedim…
yazık bu zihniyetlere…
MHP’li adaydan tuhaf sözler
MHP adayı Gündüz Aktan başörtülüleri ‘sıkmabaş’, ‘kadere iman’ı ahlaklı olmaya engel, Kuran’ın bazı ayetlerini de laikliğe aykırı olarak niteledi, partililer rahatsız oldu.
MHP yönetiminin parti vitrinine yerleştirdiği isimlerin başında gelen emekli Büyükelçi Gündüz Aktan’ın dini konularda ileri sürdüğü birbirinden uçuk fikirler parti yönetiminin başını ağrıtacak gibi görünüyor. Dini konulardaki açıklamalarına referans olarak gösterdiği kaynaklar da MHP milletvekili adayı Gündüz Aktan’ı yalanlıyor. Aktan’ın bilgisi olmayan konuda yaptığı açıklamalar parti tabanında da büyük rahatsızlık yarattı.
BAŞ ÖRTÜ DEĞİL ‘SIKMABAŞ’
MHP’nİn ağır toplarından Aktan ilk olarak baş örtülü kadınları, ‘sıkmabaş’ olarak niteledi. MHP adayı olmadan önce yaptığı bu niteleme nedeniyle milliyetçi-muhafazakar kesimin tepkisini çeken Aktan, şimdilerde de dini konularda ortaya attığı uçuk fikirlerle partisinin başını ağrıtıyor. Aktan’ın kadere iman ve Kuran’ın laikleştirilmesiyle ilgili önerileri partisinin başını uzun süre ağrıtacağa benziyor.
‘KADERE İMAN’I İNKAR ETTİ
MHP’DEN aday olmadan önce köşe yazdığı Radikal gazetesine önceki gün bir röportaj veren Gündüz Aktan, imanın 6 şartından biri olan ‘Kadere İman’a karşı çıkarak kader inancının sorumlu ve ahlaklı birey olmaya engel olduğunu iddia etti. Yani Aktan’a göre kadere iman etmek ahlaklı birey olmaya bir engeldi. Aktan bu iddiasını büyük İslam düşünürü İmam Maturidi’ye dayandırdı.
MATURİDİLİĞİ DE ÇARPITTI
TÜRKİYE’DE dindarların Selefiliğe yakın olduğunu ve siyasal şartlar yüzünden Hanefi-Maturidi çizgiyi benimsemediklerini ileri süren Aktan’ın sözleri, ilahiyatçılar tarafından ‘bilgisizlik eseri’ olarak yorumlandı. Aktan’ın Maturidilik üzerine yaptığı yorumlara cevap veren Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır ‘Aktan saygın ve değerli bir insan. Doğrusu şaşırdım. Üzülmesini istemem ama doğruların söylenmesi lazım. Kur-an’da Allah insanları yarattı. Sonra kaderi belirledi. Ama Maturidi mezhebinde önce kader belirlenir sonra insan yaratılır. Bir insanın yapacağı şey önceden belirlenmiştir.’
‘BAZILARI DEĞİŞTİRİLMELİ’
MHP adayı Aktan’ın asıl şaşkınlık uyandıran ve tepki çeken sözleri ise Kuran’da bazı ayetlerin değiştirilmesini istemesi oldu. Radikal gazetesinde 27 Mayıs 2007 tarihinde yayımlanan köşe yazısında Aktan şunları yazmıştı: Laiklik yorumunu değiştirme talepleri, Kuran’ın muamelat (medeni hukuk) ve ukubat (ceza hukuku) ayetlerini yani şeriatı uygulamak istendiği kuşkusunu yaratıyor. Bu ise laiklikle bağdaşmaz. 1000 yıl öncesinin büyük müçtehitleri, bu ayet hükümlerinin dini değil, tarihi-sosyolojik nitelikte oldukları ve değişebilecekleri yolunda fetva vermişlerdi. Cumhuriyet bunu yaptı. Buna karşılık dinin özü olan Kuran’ın ibadet ve ahlaka ilişkin hükümleri hiçbir değişikliğe uğramadan devam ediyor.
‘MÜSLÜMANLIĞI KALMAZ’
ANKARA Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu Aktan’ın ‘Kur’an’ın bazı ayetlerinin artık hükmü geçerli değildir’ şeklindeki sözlerine ‘Siz Kitabın bir kısmına inanır bir kısmını inkár mı edersiniz’ ayetini hatırlatarak cevap verdi. Kırbaşoğlu ‘Bunlar zamanında Süleyman Demirel’in ahkám ayetlerine ilişkin söylediği sözler. Bu sözlerin İmam Maturidi ile bir ilgisi yok, tamamen politika’ dedi. Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır da ‘İmam Maturidi geçerliliğini kaybetmiş ayet diye bir kavramı aklının ucundan dahi geçirmez. Bunu söyleyen kişinin Müslümanlıkla ilgisi kalmaz’ diye konuştu.
Aday gösterilmesi yanlış
TBMM eski İdare Amiri ve MHP Milletvekili Ahmet Çakar da Gündüz Aktan’ı sert bir dille eleştirdi. Çakar şöyle konuştu: Gündüz Aktan bir diplomattır. Dini konularda beyan vermesi, bir uzman gibi konuşması hatadır. MHP’nin bu konulardaki ana görüşü bellidir. Alpaslan Türkeş’in İslamiyetle ilgili net açıklamaları vardır. MHP, din ve iman üzerine politik proje geliştiren bir partidir. MHP içinden yetişmiş bir insan olarak bu beyanları kınıyorum. Milliyetçi camianın sevilen yazarlarından Aslan Bulut da Gündüz Aktan gibi isimlerin MHP’den aday gösterilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Bulut ‘2003 yılında Harp Akademileri’ndeki toplantıda bir Amerikalı dünya için tek alternatifin Amerikan İmparatorluğu olduğunu söylemişti. Bu tür adamları MHP’nin aday göstermemesi gerekir. Onun gibi birkaç ayrık otu maalesef var. Bütün ifadelerinden İslamiyet’e uzak olduğu anlaşılıyor. Bir ilahiyatçı bu konuşmaları ancak ‘yazıklar olsun’ diye okumuştur’ dedi.
Başbuğ olsa atardı
MHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gül, Gündüz Aktan’ın dini konulardaki yorumlarını sert bir dille eleştirdi. Mehmet Gül ‘İslam, çağdaş hayatın önünde engeldir diyorsa o İslam’a inanmıyordur. İnanmıyorsan MHP’de işin ne’ diye konuştu. Gül şunları söyledi:
İNANMIYORSAN GİT
Gündüz Aktan haddini aşmasın. Bir ayetin değişik bir şekilde ifadesi bile İslam’dan çıkmaya karşılık gelir. Sen kimsin de Allah’ın ayetlerini değiştiriyorsun. İslam, çağdaş hayatın önünde engeldir diyorsa o İslam’a inanmıyordur. İnanmıyorsan MHP’de işin ne? MHP ve MHP’liler Müslüman Türk çizgisinin savunucusudur.
SEÇİM ÖNCESİ DİYE
Nusret Demiral, ‘Ezan Türkçe okunsun’ dedi. MHP’de barınamadı. Rahmetli Başbuğ hemen onu adaylıktan aldı. Aktan hem MHP ruhuyla hem de MHP yönetimiyle ters düşmüştür. Seçim öncesi belki bir şey söylenmiyordur.
Star
Yazan:Ece Tarih: Tem 18, 2007 | Reply
Sn Erman, ben hiç şaşırmadım!
Artık o eski MHP yok çünkü..
Türk-İslam ülküsü mayası tutmadı, şimdi Göktengri ve ŞAMANİZM moda..
İslam dinini, “Arap töreleri” olarak tanımlayan, ulusalcılar [çete bozuntuları vb..] biliyorsunuz ya CHP yi, ya MHP yi destekliyorlar..Eskiden böyle birşey mümkün müydü?
Kedi ile köpek gibiydiler!
Şimdi can ciğer kuzu sarma oldular..
Birazcık dinine bağlı olanları da ,zaten ayrılıp BBP bünyesine dahil oldular vakti zamanında..
saygılar
Yazan:murat koçluoğlu Tarih: Tem 21, 2007 | Reply
sizlerin ve tüm mhğ lilerin allahını seveyim allah sizleri başımızdan eksik etmesin inşallah başa geçerde şu caanım vatanı kurtarırız hepinize sevgiler ve devlet bahçelininde ellerinden öperim. keşke alpaslan türkeş de şimdi sağ olsaydıda bu günleri oda görebilseydi
Yazan:murat koçluoğlu Tarih: Tem 21, 2007 | Reply
sizlerin ve tüm mhp lilerin allahını seveyim allah sizleri başımızdan eksik etmesin inşallah başa geçerde şu caanım vatanı kurtarırız hepinize sevgiler ve devlet bahçelininde ellerinden öperim. keşke alpaslan türkeş de şimdi sağ olsaydıda bu günleri oda görebilseydi
Yazan:osman timurtas Tarih: Tem 22, 2007 | Reply
sayın koçluoğlu,
yorum yapmadan önce mehmet bey’in yukarıdaki makalesini okudunuz mu acaba?
mesela,
vatanı kimden kurtarıyorsunuz? vatanın durumu kurtarılması gerekecek kadar vahim mi ki?
hadi diyelim ki vahim,
vatanı nasıl kurtaracaksınız? bir fikriniz var mı? eminim sizin yoktur da, elini öptüğünüz zatı muhteremin vatanı nasıl kurtaracağına dair “bir tane bile olsa” “fikri” var mı? daha doğrusu elini öptüğünüz zatın “fikri” var mı ki?
Allah “akıl” “fikir” versin…
Yazan:osman timurtas Tarih: Tem 22, 2007 | Reply
mehmet bey,
anlaşılan o ki türkiyede kürt sorunundan ziyade “mhp” ve “ulusalcı” tayfa sorunu var. bu iki grubun, rantlarını sürdürebilmeleri türkiyenin sürekli kaos içinde olmasıyla mümkündür. özellikle de mhp, varlığını teröre borçlu olduğu için sürekli terörün olmasını arzulamaktadır. terör olmasa bile “milliyetçi, ırkçı” söylemler geliştirmek zorundadır. mhp türk milliyetçiliğini empoze etmeye çalıştıkça doğal olarak başta kürtler olmak üzere çerkesler, lazlar, arnavutlar ve daha bir çok milliyetten topluluklar da kendi milliyetlerini savunma adına milliyetçi tavırlar alacaklardır. yani, mhp türk milliyetçiliği yaptığı sürece etki-tepki prensibi gereği özellikle de kürtler kendi kimliklerini daha net söylemlerle ve daha belirgin tavırlarla ortaya koyacaklardır. ki böyle de olmaktadır.
türk milliyetçilği mhp’vari söylem ve tutumlarla devam ettiği sürece kürt milliyetçilği de daha ateşli şekilde mevcudiyet bulacaktır. o nedenle, mhp’nin türk milliyetçilğini öne sürerek siyaset yapmayı bir an önce bırakması gerekmektedir. aksi halde, mehmet bey’in de ifade etmiş olduğu gibi (Allah muhafaza) türkiyenin sonu iyi olmayacaktır.
saygıyla…
Yazan:ljl Tarih: Tem 23, 2007 | Reply
mhp’ye oy vereceğime…
alp dağları kadar sosyetik,
brokeback dağı kadar narin olmayı tercih ederim.
😛
Yazan:mhp ayşegül Tarih: Tem 24, 2007 | Reply
ya hiç utanmadınızmı sırf para için ne buya yaptığınız resimler ne yaaa o resimden kazandığınız parayla biraz gurur alınn lütfennn işinizi helalinden yapın resimleri öyle yaparak elde ettiğniz tek şey terbiyesizlik bu yazdığımı yayınlamassanız hiç şaşırmıycam
Yazan:emito Tarih: Tem 24, 2007 | Reply
arkadaşlar utanç verici bişey,
Sitenin adının derin düşünce olduğunu biliyordum;ne zaman insanların düşünceleriyle ve kişilikleriyle dalga geçmek,derince düşünce oldu.Sayın editör fotoğraf utanç verici, bizler dinimiz ile ilgili Danimarka gazetelerinde yayınlanan düşmanca davranışlara boşuna mı karşı çıktık.yazık.İnsanların düşüncelerine karşı gelebilirsin ama dalga geçmek hiçbir dini yapıya sığmaz…
Yazan:emito Tarih: Tem 24, 2007 | Reply
ne yani kurtuluş savaşı olmasa da yabancı egemenliğinde mi yaşasadık.vatan kelimesinden neden gıcık kapıyorsunuz.Danimarka egemenliğine girip adımızın John dinimizin hristiyanlık,mezhebimizin protestanlık mı olmasını isterdiniz…
Yazan:emito Tarih: Tem 24, 2007 | Reply
ayşegülün dediği gibi bu resmi para karşılında mı yaptınız…yazık…sayın editör düşüncelerinizi beğenmesinizde kimsenin kişiliği ile dalga geçmeyin.yoksa siteniz sığ düşüncelerin eseri olur…
Yazan:emito Tarih: Tem 24, 2007 | Reply
aman brokeback dağı kadar narin olma çünkü sizler erbakan hocanın derslerinden arka kapıdan kaçanlarsınız o kadar narin olamazsınız…
Yazan:emito Tarih: Tem 24, 2007 | Reply
Artık o eski MHP yok çünkü..
Türk-İslam ülküsü mayası tutmadı, şimdi Göktengri ve ŞAMANİZM moda..
aman ece hanım sizler gibi erbakan hocanın derslerinden kaçıp top oynamaya giden orada siyaset öğrendiğini zanneden birinin oluşturduğu platformun arkasından koşup kişiliklere saldırmaktansa ve bu dinse…
Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Tem 24, 2007 | Reply
Sayin Emito ve Sayin Aysegül Hanim,
Öncelikle sitemize hosgeldiniz. Keske beni dinleselerdi de birlesselerdi bu iki parti. 22 temmuz sonuçlari da bunu bir kez daha ispat etti. Bu liderleri aslinda ne kadar takdir ettigimi baska bir yazimin sonuç bölümünden de görebilirsiniz :
Yazinin tamami için : http://www.derindusunce.org/2007/07/19/psikopatlik-ve-karizma/
En derin hürmetlerimle
Yazan:Editör Tarih: Tem 24, 2007 | Reply
Sayın Emito,
Sayın Ayşegül,
Resim kişilikle değil siyasal görüşle alakalı bir istihzadır ve anlatmak istenileni gayet güzel bir şekilde resmetmektedir.
Tabi anlamak isteyene..
Saygılar.
Yazan:emito Tarih: Tem 24, 2007 | Reply
lütfen sayın editör resim tamamen kişilğe saldırıdır.
Yazan:Ece Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Pardon, siz şamanist misiniz?
Eğer öyleyse birkaç sorum olacak da?
****
Erbakan hocaya kalırsa, %47 olarak topluca cehenneme bilet aldık:)
saygılar
Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Sayin Emito (ve temsil ettigi 5 arkadas)
Görünen o ki siyasi fikirlerimiz arasinda önemli farkliliklar var. Bu bizim için büyük bir zenginliktir.
Mehmet Bahçeli ve/veya Deniz Baykal’i neden bu kadar sevdiginizi bir parça açiklar misiniz?
Birbirimizi daha iyi anlarsak daha verimli tartismalar yapabiliriz.
Saygilarimla
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Ece hanım;
ben her düşüncenin bana yakın olan kısımlarını alıyor ve beğenmediğim kısımlarını eleştiriyorum.Zaman zaman bir şamanist te oluyorum.yani dünyaya bakış açım kalıplaşmış fikirler çerçevesinde değil…
bilmiyorum erbakan hocam size çok kızıyor.sizlerde geçmişte onun peşinden gittiğiniz için büyüğünüzü üzmeyin…
Yazan:ljl Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Erbakan’ın rahle-i tedrisine ugrasaydim kacardim gercekten.
Brokeback Dagi kadar narin olmak da istemiyorum zaten, laf aramizda.
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
sayın mehmet yılmaz;
Kesinlikle devlet bahçeli ve deniz baykal’ı sevmiyorum ve nefret edecek kadar da onlara sinirliyim.Ama bu benim onların kişilikleri ile dalga geçmemi gerektirmiyor.
kimin damat,kimin gelin olması düşüncesisiğzin gibi kişilere kesinlikle yakışmıyor ve bu sizin değerinizi düşünüyor.Başbakanın seçim gecesi konuşması ne kadar güzeldi herkesi kucaklıyordu.sizin gibi değerli kişilerden de bunu bekliyorum…
saygılarımla…
Yazan:Ece Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Sn Emito,
Geçmişimde Erbakan hoca filan yok!
Bülent Ecevit var..
Şamanizmin iyi taraflarından biraz bahsedebilir misiniz lütfen?
Aydınlanmak isterim..
saygılar
Yazan:ljl Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Carlos Santana’nın shaman diye bir albumu vardi. O iyiydi.. Evet.
(emito sana yardim ediyorum bak, bu kiyagimi da unutma! Bir de dahi anlamindaki de sertlesmez; “te” olmaz. Milliyetci adam once diline ozen gosterir, Turkceyi dogru kullanir…)
Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Sayin Emito,
samimi iltifatiniz için tesekkürler.
Kisilik haklari konusunda sunu söyleyecegim : Bence saygi denen sey KARSILIKLI olur. Bahçeli ve Baykal gibi halki saymayan insanlari ben de saymam. Ama bu konuda uzun uzun tartismaya gerek görmüyorum. Zaten milletten yemisler tokadi. Bir de biz vurmayalim.
Benim hayalimde G8 devletleri arasina girmis bir Türkiye var. Ve ulusalci, milliyetçi, çayci, simitçi … bunlarin hepsi detay gözümde. Disarida güçlü, zengin, haklarini savunabilen bir TC istiyorum; içeride ise vatandaslarina karsi adil, refahindan herkese pay düsen bir devlet.
Sizin de büyük ihtimalle paylasacaginiz bu istegin saniyorum artik gerçeklesmesi mümkün.
Elinde yagli urgan sallayanlar ve TSK’nin siyasi uzantisi olan CHP gibi olusumlar ise bu güçlü Türkiye’nin önünde en büyük engeldi … 22 temmuza kadar.
AKP’ye verilen oylarin önemli bir kisminin aslinda “DEMOKRASI” ugruna bu partiye emanet edildigini düsünüyorum. Bu baglamda RTE ve Gül’e çok büyük sorumluluk düsüyor. AKP’nin A’sini da K’si gibi ileri götürmeleri gerek önümüzdeki yillarda.
Saygilarimla
Yazan:Ece Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Mehmet Ağar ın dokunulmazlığı kalkınca, SUSURLUK DOSYASI tekrar açılacak:)
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Sayın Ece hanım;
Geçmişinizde nasıl Erbeken Hocam olmaz
Bülent Ecevit mi yani şu milliyetçi Bülent Ecevit;Kartal araba kullanıp milletçi gözükmek için elinden geleni yapan,ama;şapkasının markası Fransız olan rahmetli Bülent Ecevit mi?
Şaşırttınız Ece hanım!
Aslında dışardan birinin şamanist olması mümkün değil(yani ben olamam)
Bir çok iyi yönü var…Ancak zaman zaman islam diniyle bağdaşmayan yönleri de var
Bana en büyük katkısı dinime daha da bağlandım…Ruhsal olarak kendimi daha iyi hissediyorum…Hayata daha olumlu bakıyorum…
Ancak bazı özellikleri islam dininle bağdaşmıyor…
saygılar…
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
ljl
çok komiksin,ilkokulu yeni bitirdin herhalde.
Türkçeyi çok iyi biliyorum,yazdığım kitaplarda ve bunları okuyan okurlarımın eleştirileride hep bu yöndedir.Yoğun olduğumdan bazen yazarken senin gibi 8.sınıfı yeni bitirmiş bir yeğenim var ona yazdıyorum kusura bakma.Ama o da senin çok hata yaptığını söyledi ben de biraz ona başkalarının elinde olmayan sebeblerden dolayı yaptığı hataların söylenmemesinin bir erdem olduğunu söyledim…
Ben milliyetçi olduğumu söylemedim…
ama siz Erbakan Hocamın dersinden kaçtığınızı itiraf etmiyorsunuz.Kul hakkı yemeyin.Yoksa Erbakan Hocam size şunu söyler.’hadi ordan,hadi ordan’…
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
sayın mehmet bey;
Dediğiniz dibi Allah onlara gerekli tokadı atmış…ama ne olursa olsun ılıman davranmak en güzelidir.
Fikirlerinize katılıyorum Allah AK partiyi utandırtmasın…
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Sayın Ece hanım,
Sadece Mehmet Ağar’ın dokunulmazlığının kalkması yetiyor mu?
Dokunulmazlığın tamamen kalkması gerekmiyor mu?
Yazan:MY Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Evet Ece Hanim,
Susurluk vb dosyalarin üzerine gitmek artik AKP’nin boynunun borcu :)) zaten yapmazsa hem siyasi gelecegi açisindan hatali olur hem de Türkiye açisindan.
MY
Yazan:TSD Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
@Emito
Evet, tamamen kalkması gerekiyor. Bürokrasi, yargı ve asker dokunulmazlığı ve çift başlı yargı dahil.
Erdoğan’da bunu söylüyor, “tamamını kaldıralım” diyor ama bir türlü yanaşmıyorlar.
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
ama erdoğan da milletvekili dokunulmazlığının kalkmasını istemiyor.Neden acaba? Önce herkes evinin önünü temizlesin.
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Kayıp trilyon davasını da unutmamak gerekiyor arkadaşlar…
Yazan:TSD Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Yargı bağımsızlığının olmadığı bir ülkede siyasetçilerin dokunulmazlarının kaldırılması siyasetçilerin ölüm fermanıdır.
İşgüzar bie savcının uydurma iddialarla tam seçim döneminde mesela bir bakan ya da başbakan hakkında dava açtığını bunun nmanşetlere taşındığını düşünün, nasıl etkilenir kamuoyu?
Erdoğan İstanbul belediye başkanı iken pek çok dava açılmıştı, aynı konuda bir sürü mahkemeye dava açıldı, aklanmış suçlamalardan bile tekraren davalar açıldı, dava adedi fazla gözüksün diye..
Ne oldu? Yıllar sürdü milletvekili olup dokunulmaz olmadan önce hepsinden aklandı.
C.başkanlığı seçimlerinde o biçim hokkabazlıklar yapanlar bu tip bir imkan geçirdiklerinde beğenmedikleri siyasilere neler yapmazlar?
Bu açıdan “dokunulmazlıkların” kaldırılması hamasetle ele alınacak kadar basit değil.
Erdoğan’da bunu bildiği için tüm bürokratik ve askeri dokunulmazlıklar kaldırılsın, yargı bağımsızlaşsın sadece “kürsü dokunulmazlığı” kalsın diyor.
Ama yanaşmıyorlar, neder acaba?
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
doğru ama aynı şeyler mehmet ağar için de geçerli değilmi?
Takım tutar gibi siyaseti bir tarafa bırakın…
Yani Erdoğan hakkında karar verecekler taraf tutar(yani yargı bağımsız değil).tamam çok güzel.
ya mehmet ağar hakkında karar verenler objektif olacak…
sonra da gel hamaset siyasetinden bahset…
Yazan:TSD Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
Nasıl yani, Mehmet Ağar zaten “derin”lerin, yani sistemin adamı değil mi?
Sistem bunu muhalifler için kullanır kendi adamları için değil.. (Ağar rahatça aklanacaktır merak etmeyin)
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
ben hiç merak etmiyorum.haklı veya haksız da demiyorum.düşüncelerimizi hiçbir zaman fanatizme dökmemek gerekiyor.sitede inanılmaz düşünce fanatikliği var.düşüncelerimizi özgürce söylemek gerekiyor.
ama Mehmet Ağar’ın dokunulmazlığı kalktı diye sevinç çığlıkları atanlar;Mesut Yılmaz,Erbakan,Bahçeli,Baykal ve Erdoğan vs kalktığın da da aynı çığlıkları atması gerekiyor.Fanatikliğin sadece gazete adı olarak kalması dileğiyle…
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
yolculukları sırasında bir genç kızı sırtına alıp ırmağın öbür kıyısına geçiren dervişe, arkadaşı günler boyu sitem eder: “sen nasıl olur da bir kızı sırtına alırsın?” der de der. sonunda derviş dayanamaz: “ben kızı ırmağın beri yakasında sırtımdan indirdim; sen günlerdir kızı kafanda taşıyorsun; kafandan indir artık şu kızı…” der. ırmağın bu kıyısına kadardı bizim işimiz; seçim oldu ve bitti. kardeşliğimizi siyasal taraftarlığa endekslemedik çok şükür. siyasi tercihimizi kutsallaştırmadık; kimseyi de hatasız ve kusursuz ilan etmedik. benim çoktan sırtımdan indirdiğim şeyi, hala kafalarından indiremeyen kardeşlerimize muhabbetlerimi gönderiyorum. kafanıza yük etmeyin partileri
Senai Demirci
Yazan:MY Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
dokunulmazliklar herkes için kalkmali, ama önce Anayasa’nin sivillestirilmesi veya yeni bir anayasa gerek kanaatimce. Bu süreç içinde dokunulmazliklar faydali bile olabilir sükuneti saglamak açisindan. Hersey sirayla 🙂
Yazan:emito Tarih: Tem 25, 2007 | Reply
teşekkürler mehmet bey,aynı fikirdeyiz
Yazan:naz Tarih: Tem 28, 2007 | Reply
türkiye laiktir laik kalacak türkiyee bütündür ayrılmayacak!!!!
Yazan:MY Tarih: Tem 28, 2007 | Reply
Sayin Naz,
Laiklik dediginiz seyin tarifini yapar misiniz bir zahmet?
Yazan:ljl Tarih: Tem 30, 2007 | Reply
ben yapayim..
turk usulu bir yemektir.
(aslinda fransiz mutfagindan aldik ama biraz degistirerek.)
kesin bir tarifi yok aslinda. yani bizdekinin temel ozelligi bu. herkesin damagina hitap etmesin diye olacak…
dort kisilik laiklik icin fazla birsey gerekmez. iki kilo irtica korkusu, sofraya sermek icin 3-5 nusha tabldot gazete, 367 tane tuz hazır bulunmalı. (evet gram degil tane hesabi; tek tek sayacan, napalim…) bunlari kislanin kantininden ucuza tedarik edebilirsin. olmadi, vatansever kardeslerinizin kestikleri haraclardan borc alirsin.
yalniz dikkat et kantindeki emekli bascavusun pis bir huyu var, sayilari karistiriyor. 500 bin liralik malzemeyi sana 1.5 milyon diye yutturmaya calisabilir. tandoganda calistiydi bir ara, oradan kalma bir huy. temkinli olmakta fayda var…
yemek ancak kamusal bir mutfakta pisirilebildiginden tencerenin ustu acik olacak, kapagini ortersen zinhar makbul olmaz, mundar olur, yenmez.
yemegi puslu havada, alti tane ok bulup karistirman onlarla gerek. ok önemli, onu buldun mu nohut mercimek gibi boncuğa benzer seyleri aramayacaksin yemek icin…
demokrasinin ayakaltinda dolastigi mutfaklarda yapılamaz, yapilsa da hayir bekleme o yemekten. cope atasin gelir oyle diyeyim. oha çüş falan olursun…
ortaya cikan yemekten baskalari da yemek isterse onlari yemek yerine dayak yemeye ikna ederek uzlas, ya da ne bileyim araya demokrasi girerse jest yapip yemegi sana birakmalarini filan iste…
kusura bakma yemegin iceriginden cok yapilma surecini anlattim. ama bizim yemegin ozelligi de bu. zaten bizdeki laiklik yemegi yenilmek icin yapilan birsey degil, sofraya oturanlari kacirtip, sofradaki diger nimetleri kendinden baskalarina yedirmemek icin ortaya konan bir seydir…
yoksa sen ne zannettindi???
Yazan:Ece Tarih: Tem 30, 2007 | Reply
Dokunulmazlıkların herkes için kalkması tabi ki ideal olandır..
Fakat Suat beyin de işaret ettiği gibi, önce hukuk tarafsızlığını bir ispatlasın bakalım…
Yoksa, mevcut hukuk sistemiyle, şarkı söyledin, hadi bakim hapse, şiir okudun hadi bakim hapse, sakız çiğnedin hadi bakim hapse vb trajikomik dümenlerden hiçkimsenin başını kurtarması mümkün olamaz!
saygılar
Yazan:Ece Tarih: Tem 30, 2007 | Reply
Mehmet Ağar ın şiir okuyup, şarkı söylemediği ise herkesin malumu..
Susurluk davasının tekrar gündeme gelmesi iel birlikte, Türk hukuk sistemine kendini aklama fırsatı da doğmuş olacaktır..
İzleyip göreceğiz..
Yazan:emito Tarih: Tem 30, 2007 | Reply
Yani bizim adamımız deneme tahtası olmasın,başkası üzerinde denensin ,beğenirsek tarafsızlığı o zaman dokunulmazlığın kaldırılmasını kabul ederiz.Tebrikler çok zekisiniz…
Siz CHP lileri fazla dinlemişsiniz.Onlar gibi düşünmeye başladınız…
Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Tem 30, 2007 | Reply
Sayin Emito,
Buna DENEME denmez, bile bile lades denir 🙂
Anayasa Mahkemesi’nin utanmadan, sıkılmadan anayasayi çignedigi bir ülkede yasiyoruz.
TSK’nin 1980 darbesiyle dikte ettirdigi oldukça askeri bir anasayamiz var ve buna ragmen askerlerimiz anayasal görevlerinin disina tasarak her konuya müdahele edebiliyorlar. Buna 12 yasindaki kizlarin uyku saatleri de dahil.
Askeri bir savci bir sivili hatta bir gazeteciyi yargilayip tutuklayabiliyor (Bkz Nokta dergisi olayi) ki son yapilan kanuni degisikliklerle artik bu tür uygulamalarin hiç bir yasal temeli yok.
Böyle bir ülkede dokunulmazliklarin kalkmasini nasil isteyebilirsiniz? Bu neredeyse intihar gibi bir sey.
Önce sivil anayasa, sonra dokunulmazlik. Hersey sirayla.
NOT : Daha önce bu görüste oldugunuzu bildirmistiniz, ne oldu? Neden fikir degistirdiniz anlamadim 🙁
Yazan:Ece Tarih: Tem 30, 2007 | Reply
Sn Emito,
Tüm samimiyetimle söylüyorum, ben 22 temmuzdan sonra artık, sıkı bir muhalefetim..
Çünkü biz üzerimizde düşeni yaptık, daha fazla demokrasi istediğimizi, fiiliyata döktük..
Eğer ki, hükümet bu konuda beklediğimiz tavrı sergileyemezse, buradan da okumanız mümkün, en acımasız eleştirileri, çekinmeden yazarım..
Mesele “benim adamım, onların adamı”meselesi değil..
Susurluk davası apayrı bir statüye sahip ve bence çoğu konu, halı altına süprüldü..
Mehmet Ağar la birlikte, bu konunun tekrar sorgulanması, yargılanması şimdilerde mantar gibi türeyen, çeteleşmelerin de kökenini aydınlatacaktır diye ümid ediyorum..
SADECE ÜMİD EDİYORUM..
hepsi bundan ibaret!
sayg.
Yazan:emito Tarih: Tem 30, 2007 | Reply
Sayın Mehmet Yılmaz,
Ben Ece hanımın daha önce Mehmet Ağar için yazdığı söze karşılık vermiştim.Ece hanım geç karşılık verince biraz hatlar karıştı.
Evet sivil anayasa lazım(Ancak Üskül’ün dediğini kabul etmiyorum.’Devletin bazı vaz geçirmezleri olmalı’)
düşünceler arasındaki tek farklılık,ben herkese aynı şekilde uygulanması istiyorum(Mehmet Ağar da dahil)…
Yazan:emito Tarih: Tem 30, 2007 | Reply
Sayın Ece hanım
1)Gerçekten eleştiride bulunmanızı bekliyeceğim…
2)Ümitlerinize ben de katılıyorum…
Ama,beğensekte beğenmeksekte bir derin devlet hikayesi var.Bazen devlet için suç işlenebilinir(Bu suç adam öldürmek vb değil)
Bu derin devlet hikayesi tüm dünyada var…
Yazan:MY Tarih: Ağu 10, 2007 | Reply
Mümtazer Türköne’den yapici ve düsündürücü bir yorum :
“Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı uzun konuşma, MHP üzerindeki soru işaretlerini ve önyargıları dağıttı. MHP, sorumlu ve dikkatli davranacağını, “millî duruşun, uzlaşmanın, hoşgörünün ve diyaloğun adresi” olacağını ilan etti. Konuşmanın büyük kısmı, Meclis’in açıldığı güne damgasını vuran “el sıkışma fotoğrafı”nın arkasındaki felsefeyi anlatmaya ve açıklamaya ayrılmıştı. Başlangıç olarak belki yeterli; ama mantıkî sonucuna zamanla ulaşacak olan bazı argümanların bünyesinde bazı zafiyetler barındırdığı da aşikâr.
Her şeyden önce “klasik milliyetçi söylem”in “uzlaşmaya, hoşgörüye ve diyaloğa” aykırı bir bileşeni var. Bu bileşen, dünyayı siyah-beyaz renklere ayıran, akıldan ziyade duygulara hitap eden hamasî retoriğin tortuları ile oluşuyor. Bahçeli’nin konuşmasında geçen “kuşatma”, “kan”, “abluka”, “tuzak”, “ihanet”, “yıkıcı ve bölücü niyetler” gibi, daha çok asker bildirilerinden alıştığımız savaş deyimleri ile siyaset üretmenin ve bu siyasetin içine diyalog ve hoşgörüyü yerleştirmenin ciddî zorlukları var.”
Tamami için : http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=574287
Yazan:emito Tarih: Ağu 10, 2007 | Reply
Sayın Mehmet Yılmaz,
Mümtaz Türköne kim? AKP milletvekili Özlem Türköne’nin neyi oluyor?
Olaylara tek yönden yaklaşmak size yakışmıyor…
Yazan:MY Tarih: Ağu 10, 2007 | Reply
Sayin Emito,
Nerelerdesiniz? Özlettiniz kendinizi 🙂
Elbette Türköne ve hatta ZAMAN’in siyasî çizgisi belli.
Ancak altini çizmek istedigim husus “kuşatma”, “kan”, “abluka”, “tuzak”, “ihanet”, “yıkıcı ve bölücü niyetler” gibi savas kelimeleriyle konusulmasi. Türköne’nin bu listesine sunlari da ekleyebiliriz :
– Cephe,
– agir bir darbe,
– AKP’nin ezici zaferi, (ezilen kim?)
– “Demokrasiye sikilmis bir kursun” (ki RTE söyledi)
Askeri terimlerle siyaset konusulmasi sekilsel çirkinligin çok ötesinde zarar getiriyor Türkiye’mize. Gerçekte birlestirici, kazan/kazan çözümler bulmali siyasetçiler. Ama “AKP cephesi, Laik cephe” filan dedikten sonra “bir cephelesme var” demeye basliyoruz. Her iki takimin insanlari artik bir daha asla bir arada çalisamaz hale geliyorlar.
ZAMAN’dan sonra en okunasi gazete Radikal ama orada da kendini askerlik subesi zanneden bir kaç yazar var ki mide bulandiriyor.
Yazan:Aysun Yaman Tarih: Eyl 11, 2007 | Reply
Saldırganlığın meşru yüzü LEYLA İPEKÇİ’den bu konuda çok güzel bir yazi
Bugünün haz ve eğlence sektörüyle beslenerek büyüyen çocukları için vurdulu kırdılı bilgisayar oyunları oynamak sanki doğuştan sahip oldukları bir hak.
“Bu kadar adamı bir tuşla öldürüyorsun, yazık olmuyor mu, neymiş suçları?” diye sorduğunuzda sizi kendilerince teskin ediyorlar: “Görev icabı öldürüyorum.”
Şiddet uygulamayı ve saldırganlığı bir teknolojik imkân, yaratıcılık ve doğallık olarak gören çocuklar, saldırganlığa geçerli sebepler üretmek için zorluk çekmeyecekler büyüdükçe. Yıllar önce, 6-7 Eylül olaylarında ellerindeki sopalarla, balyozlarla saldırganların gelip gayrimüslimlerin dükkânlarını, işyerlerini kundaklamaları için de bir son dakika gerekçesi bulunmuştu. Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atıldığı söylenmişti. Böylesine uyduruk bir haber, şiddeti meşrulaştırmak için yetmiş artmıştı bile.
11 Eylül sonrası ise iftiraya, yalan habere pek gereksinmiyoruz. Niyet okumak diye son derece dâhiyane bir gerekçe bulundu çünkü. Bush ve ekibinden ithal ettiğimiz ‘önleyici savaş doktrini’ sayesinde görev icabı öldürmek, saldırmak, yok etmek daha kolay artık. Öteki gelip seni nasılsa arkadan vuracaktır, toprağında gözü vardır, istihdam olanaklarını kurutacaktır vesaire. Böyle bir vehim, en kolay ötekileştirdiğimiz ‘yerli’ ve ‘yabancı’ azınlıklardan toplu olarak nefret etmemize yetebiliyor.
Ülkemizde kaçak olarak yaşayan bir yabancı, aşağılanmalara uğrayabiliyor, iftiralarla baş etmekte zorlanıyor, başı beladan kurtulamıyor. Kimi de Nijeryalı Festus Okey gibi gözaltında öldüğü halde bir doyurucu açıklama bile yapılması çok görülüyor. Yabancı olmak: Saldırmak ve yok etmek için başlı başına bir gerekçe oldu. Sanırım bugün artık niyet okumak bile gerekmiyor.
Dolapdere’de Avrupa’ya kapağı atma hayalleriyle küçücük odalarda üst üste yaşayan Afrikalılar geçici işlerde, özellikle de inşaatlarda iki kuruşa çalışıyorlar, kimi de fuhuş ve uyuşturucu işine giriyor. Sığınma hakları tanınmadığı için, burada kaçak olarak yaşamaktan başka bir yol bulamıyorlar. Bugünün ‘sahipsiz’ kalmış kaçakları tekneleri battığında veya sığındıkları kamyonlarda havasızlıktan ölme tehlikesi atlattıklarında haber oluyorlar; ama ölenler veya geri dönmeyenlerin âkıbeti de yakından takip edilmiyor kamuoyunda.
Batı’nın yabancıları da bu zımnî olarak kabul görmüş saldırganlıktan nasibini alıyor. İsviçre’deki seçim kampanyasında ‘daha fazla güvenlik’ gerekçesiyle yapıldığı iddia edilen bir afişte ülke bayrağının önünde yer alan üç beyaz koyun, göçmenleri simgeleyen siyah bir koyunu tekmelerken resmedilebiliyor. Afiş, bir Neo Nazi grubunun işi değil, aksine, koalisyon ortağı olan bir partiye ait. Aynı parti şu sıralar, 18 yaş altındaki suçlu göçmenlerin aileleriyle birlikte ülkeden çıkarılmasını sağlayacak bir yasa teklifi üzerinde çalışıyor.
Batı’nın tam bir haçlı ruhuyla hareket ettiğinden dem vuran, Avrupa’daki yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın gitgide arttığından ve küresel bir tehdide yol açacağından endişe duyan birçok kişi, bu ülkede kendi halinde yaşayan, nefret ve intikam söylemi üretmeden işine gücüne bakan ‘yerli’ azınlıklarını da kendi topraklarında ‘yabancı’laştırarak saldırganlığın nesnesi haline getirebiliyor. İnsanların boğazının kesilmesi bile yaptıkları ne olursa olsun, ‘hak’ görülerek meşrulaştırılıyor.
Malatya ile Elazığ takımları arasında oynanan futbol maçında, taraftarlardan bazıları ‘Ermeni Malatya’ diye slogan atınca kavga kopuveriyor. ‘Ermeni’ sözcüğü saldırganlık için başlı başına bir gerekçe. Ermeni ailelerin bugün burada kalan üç beşinden birinde doğmuş bir genç olabilirdiniz. Nasıl yaşardınız? Müslüman olmanın giderek terörizmle eşdeğer görüldüğü Avrupa’da, Independent gazetesi, çokkültürlülük ile içe kapanmacılık arasında bir bölünme yaşandığını ve bu tehlikeli durumun Avrupa için bir sınav olduğunun altını çiziyor. Peki, yerli ve yabancı azınlıklarına karşı toptan intikamcı hislerle yaklaşarak kim bilir ne çok hayatı haksız yere altüst etmiş bizler için?
Yazan:aae Tarih: Eyl 18, 2007 | Reply
milliyetçilikten kim korkar…??ermeni XXXXX olmuş kürtler…abd yanlısı yazarlar….avrupa nın XXXXX olmaya calısan ab cı siyasiler…haa bir de bir haltı beceremeyen ve farklı olmaya calısıp aslını ınkar eden tanımlayamadıgım soytarılar….mhp ye gelınce ..haklısınız bu donem kı sıyasetı bıraz yanlıs…cunku cok ılıman…eger kı devlet bahcelı yerıne alparslan turkes gıbı bır lıder olsaydı bu yazı yazıyor olmazdınız…halınıze sukredın bız cok merhametlıyız….
EDITÖR : Sayin AAE,
Sitemize hosgeldiniz, bundan sonraki mesajlarinizda hakaret içermeyen cümleler kurabilirseniz memnun oluruz. Ait oldugunuz veya sempati duydugunuz gruplar hakindaki önyargilarin güçlenmesine sebep olabilirsiniz.
saygilar
Yazan:ÜLKCÜÜ HAREKET Tarih: Eyl 20, 2007 | Reply
BU UYDURMA HABERI KADLIRIN
Yazan:ÜLKCÜÜ HAREKET Tarih: Eyl 20, 2007 | Reply
Yazan:Sabriye K. Yaman Tarih: Eyl 30, 2007 | Reply
Müslüman Ermeniler,‘Aleviyim dense de tehcirden çıkış yok’
Tabu ve yüzleşmeden
korkuluyor
Günümüzde Müslüman Ermeniler “Bir Ermeni Aleviyim dese de, tehcirden kurtulamıyordu” Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu’nun Alevi Kürtler’in Ermeni kökenli olduğuna ve elinde listeler bulunduğuna ilişkin açıklamaları büyük tepki gördü. Ermeni kökenli Müslümanlar ve soyağacında Ermenilik bulunan yurttaşlarımız ise bu yazıda kendi ağızlarından tehcirden nasıl kurtulduklarını, yaşadıklarını anlatıyor:
Ancak günümüzde bu tartışma toplumun bir bölümü için endişe ve korku kaynağı. Öyle ki, Yeni Aktüel’e yaşadıklarını anlatanlara göre annelerinin Ermeni olduğunu inkâr edenler de var…
“Kimilerine göre Orta Asya’dan gelen Türk boylarından biriyiz, ama ben böyle olmadığını düşünüyorum. Bir kere ortada hiç kaybolmayan bir dil var ve Ermenilerle en somut bağ dil bağı. Dil ne komşuluk bağıyla devam eder, ne de onların köyünde yaşamakla. Örneğin Hemşin kelimesinin kökeninin ‘yeni şenlik’ anlamına geldiği iddiaları uçuk ve zorlama. Hemşince’nin kaybolmasına, çocuklarımın Hemşince’yi bilmemesine çok üzülüyorum.”
Bu sözlerin sahibi, Ermeni kökenleri olduğunu ilk kez söyleyen, Aksaray’daki bürosunda 25 yıldır avukatlık yapan doğma büyüme Hemşinli Kamil Muti. Hemşinliler’in 90’lı yıllardan itibaren araştırmalara konu olan kökenleri konusunda tartışmalar var.
İslam Ansiklopedisi’nde Hemşin, “Müslümanlaşmış Ermeniler’in oturduğu Kalopotamos ve Furtuna yüksek vadileri” olarak tarif edilmiş ve “Bugün Hemşinliler Müslümandır ve yalnız Hopalı olanlar Ermenice’yi unutmamışlardır” deniyor. Ancak günümüzde Hemşinliler’in hemen tamamı bu iddiaları reddediyor.
Çünkü maalesef Ermeni kökenli olmak Türkiye’de bir hakaret olarak algılanıyor. Halaçoğlu’nun “dönen” Ermenilere dair elinde liste bulunduğuna ilişkin açıklama da bu tavra tuz, biber ekti! Evet, konu Türkiye için bir tabu ve yüzleşmekten hep korkuluyor! “Şimdiye kadar hep başkaları bizim adımıza konuştu.
İlk kez bir Hemşinli kendi adına konuşuyor” diyen Kamil Bey ise bu konuları amatör olarak araştırdığını, ancak akademik araştırmaları kabul etmek gerektiğini belirtiyor.
“Biz Hemşinliler’in Ermeni kökenli olması, ötekileştirilmemiz anlamına gelmemeli. Halkımız ötekileşmekten korkuyor. Ermeni kökeni hakkında gerçekler ortaya serilmeli ve gerçeğe sahip çıkılmalı. Ama birilerinin bunu başkalaştırmak için kullanmasına izin vermemek lazım” diyen Muti, 500 sene önceki atalarının seçiminin iyi veya kötü olduğunu yargılama hakkı ve yetkisinin olmadığını söylüyor.
Hemşinli avukat Kamil Muti’nin aile büyüklerinden yeni öğrendiği bir gerçek ise akademik olarak araştırılması gereken bir husus: “Dedelerim 1914-17 yılları arasında geçici olarak Hopa’dan Ordu’ya göç etmişler. Bu göç belki de Ermeni tehcirinden zarar görmemek için yapılmıştı.”
“Müslümanlaşma sürecinin başlangıcı daha eski”
İddialar çarpıcı, ancak belgeler Ermeniler’in 1915’te o kadar şanslı olmadığını gösteriyor.
Ermeniler’in sosyal tarihini araştıran Toplumsal Tarih dergisinin eski editörü ve şimdi Birzamanlar Yayıncılık’ın yayın yönetmeni olan Osman Köker, Ermeniler’in Müslümanlığa geçmelerinin sadece 1915 tehciri sırasında yaşanmadığını, Türkler’in Anadolu’ya girmelerinden itibaren buradaki yerli halkların Müslümanlaşma sürecinin başladığını belirtiyor.
Köker, Yusuf Halaçoğlu’nun iddialarını da asılsız buluyor. “Bir köye Ermeniler’i sevk etmek üzere askerler geldiğinde Ermeniler’in “Biz Alevi Kürdüz” diyerek kurtulması mümkün değil. Devletin hangi köyün Ermeni, hangisinin Kürt olduğunu bilmemesi düşünülemez bile. Sevk sırasında Ermeniler’in kitlesel olarak Müslümanlığa geçerek kurtulmuş olması da mümkün değil. Kocaları ya da babaları öldüğü ya da önceden sevk edildiği için sahipsiz kalan kadın ve çocukların Müslümanlaştırılması da, bir istisna değil, o zamanki devlet politikası.” Bu konuda Osmanlı Arşivi’nde çok sayıda belge olduğunu ve bunların bir kısmının Arşiv’in yayınladığı kitaplarda basıldığını belirten Köker’in vurguladığı belgeleri günümüz Türkçesi’yle yandaki sütunlarda okuyabilirsiniz.
1915’teki tehcir sırasında Müslüman olan Ermeniler de ya bir süre sonra Hıristiyanlığa geri dönerek Ermeni kimliğine sahip çıkıyor ya da bu gerçeği hayat boyu adeta kendinden bile gizliyor. Yine de acı hatıralar yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor.
Örneğin İrfan Palalı’nın anneannesi Fatma’nın tehcir sırasında yaşadıklarını ve onun Ermeni olduğunu öğrendiğinde tepkisini anlattığı “Tehcir Çocukları”, Fethiye Çetin’in anneannesi Seher, yani Heranuş’a dair hatıraları ve akrabalarını anlattığı “Anneannem” kitabı, bu konuda öncü çalışmalardı. Kısa süre önce yayımlanan “Ermeni Kızı Ağçik” kitabında Yusuf Baği de anneannesinin yaşadıklarını cümlelere döküyor ve gizli Ermeniler’e ilişkin yeni iddiaları dile getiriyordu. Filiz Özdem ise “Korku Benim Sahibim” romanında Ermeni dedesi ve onun annesinin hayatını kendi deyimiyle roman kahramanı “Sude’ye ödünç” veriyordu.
“Bir Ermeni Aleviyim dese de, tehcirden kurtulamıyordu”
Anneannesinin Ermeni olduğunu belirten Peri Yayınları’nın sahibi Ahmet Önal da geleneklerinde aidiyet baba üzerinden kabul edildiği için “Kürdüm” diyor ve “Bana Ermeni deseler bunu hakaret kabul etmem. Hatta Ermenileri aşağıladıklarında zoruma gider. Ermenilerin hedef gösterilmesine, korkutulmasına karşıyım” sözleriyle tepkisini dile getiriyor. 15 yıldır yayıncılık yapan Önal Bingöl’ün Kiğı İlçesi’nin bir Ermeni köyü olan Döşlüce (eski adı Sığank) Köyü’nde doğmuş.
Anneannesinin kitap sevgisini yandaki sütunlarda tüyler ürperten ayrıntılarla anlatan ve anneannesinin kitap sevgisi sayesinde kitaba yönelen Önal önce iyi bir okur olmuş, sonra da düzeltmen! Alevi Kürt Şaddi Aşireti’nden olan Önal, Halacoğlu’nun Ermeniler’in “Kürt Aleviyim” diyerek kurtuldukları iddialarına ise şöyle cevap veriyor: “Kürt Aleviyim diyerek tabii ki kurtulanlar olmuştur. Örneğin Dersim’in Malazgirt İlçesi’nin Ghıran mıntıkasındaki Garsanlar aşiretinde sağ kalanlar “biz Kürt Aleviyiz” diyerek kurtulmuşlar. Ancak böyle bir genelleme yapılamaz!”
Bu konuda hayli farklı bilgi ve iddia var. Örneğin “Türkiye Nüfus Sayımlarında Azınlıklar” adlı bir çalışması bulunan ve halen “İttihat ve Terakki’nin Etnisite Mühendisliği ve Anadolu’nun Türkleştirilmesi” adlı bir kitap hazırlayan araştırmacı yazar Fuat Dündar, Radikal Gazetesi’nde 7 Eylül’de yayınlanan makalesinde bir Ermeni köyünün ‘Aleviyim’ diyerek tehcirden kurtulmasının mümkün olmadığını dile getirmişti.
KAYNAK
http://www.heraldturk.com/index.php?option=com_content&task=view&id=5560&Itemid=1
Yazan:ÜLKÜCÜ GENÇLİK Tarih: May 24, 2008 | Reply
MHP HAKINDA KİMSE KÖTÜ BİR SEY DİYEMEZ
Yazan:bozkurt__volkan Tarih: Eyl 10, 2008 | Reply
evet yorumların çoğunu okumadım ama ılk bıkacını okudum ve bı sahıs sırkten bılmem neden bahsetmiş durmuş arkadaşa ve sizlere cevap vericek 19 yaşında milliyetçi bir türk gencine ihtiyaç var ve şimdi söz türkte bak o kişi nerdeyse her cümlende şirk var insanın atasını dedesini unutmamasının neresi şirk eğer allah buna şirk diyorsa ben her zaman şirkteyim ben asimile olan türklerden değilim bir sürü yazı yazmışsın allah ne zaman demişki soyunu kanını kemiğini geldiğin yeri unut ben onlar gibi ümmet değilim kul değilim ben metehanı kürşatı göktürk devletini bilirim menemende kafa kesenlerden değil kafası kesilenlerdenim hiç düşündünmü ben asimile oldummu diye sen dedenin babasının adını bilmesken bilmem hangi yüzyılda yaşamış olan arapları sayıklıyosun şakır şakır unutma (tabi hepsi değil) araplar çölde bedeviyken putlara tapar halde köle sahipliği yaparken doğan kız çocuklarını toprağa gömerken benim atalarım göktanrıya inanıp kendi gücüyle ortalığı inletiyodu.
ve sen diyosunki millet olmayın ümmet olun bende sana sorarım senin ümmetin nerede filistinliler 2. dünya savaşından sonra arsalarını yahudilere sattılar sonra savaş oldu ve hala daha acı çekiyolar ırakın afganıstanın halini görmüyomusun dubaide turitlik yerler için milyarlarca dolar harcanırken afganistanda bi çok insan ya tipi nedeniyle donmaktan veya mayına basarak vücutlarının bazı yerlerini kaybediyolar gelelim ıraka ırak hala daha işgal altında ama orada şiiler sünniler amerikaya karşı savaşacaklarına birbirleriyle savaşıyolar nerde bu ümmet senin peygamberinin mezarı arabistan hükümeti tarafından yok edildi birkaç yıl önce haberlerde izlemiştim hz. muhammedin evi çöplük gibiydi nerde senin ümmetin.hitler o güzel milliyetçi ruhuyla avrupayı bi kasırga gibi parçalarken senin ümmetin ne yapıyodu.
gelelim şu makaleyi yazan insana ogun samasta laf söylemişsin bende milliyetçi gençlik adına konuşayım şu hrant dinkin bu ülkenin medyasını günlerce ave aylar sonra ve yıllar sonra meşgul etmesinin nedeni ne bu ülkede ne gibi bir işlevi vardı bu ülke için kuzey ıraka -30 derecede operasyon düzenleyip şehit olan 25 asker kaç gün isim olarak medyada kaldı kaçının cenazesi canlı yayında gösterildi ozaman hrantın arkasından gözyaşı dökenlerin hangisi şehitler için ağladı bu ülkenin sözde aydınları şehitler için ne kadar konuştu hepimiz ermeniyiz diyenler nerede ben diyorum hepimiz değil az bi kısmımız türküz ve size bir ülke dolusu türke gerek yok trabzon havasi solumiş bi kardeşumuzda yeter daa.
HEPİMİZ TÜRKÜZ
ve siz atamızın 2 şiiriyle veda ederim
“Ey milletim,
Ben, Mustafa Kemal’im…
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
Hâlâ en hakiki mürşit, değilse ilim,
Kurusun damağım, dilim.
Özür dilerim…
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
*
Özgürlük hâlâ,
En yüce değer
Değilse eğer…
Prangalı kalsın diyorsanız, köleler…
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
*
Yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı,
Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı,
Baş tacı edebiliyorsanız
Sanatın içine tüküren adamı…
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
*
Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın.
Anlamı kalmadıysa
Yurtta sulh, dünyada barışın.
Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın.
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
*
Özlediyseniz fesi, peçeyi.
Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi.
Hâlâ medet umuyorsanız
Şıhtan, şeyhten, dervişten.
Şifa buluyorsanız,
Muskadan, üfürükçüden…
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
*
Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek…
Kara çarşafa girsin diyorsanız,
Yobazın gazabından ürkerek…
Diyorsanız ki, okumasın Kadınımız, kızımız;
Budur bizim alın yazımız…
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi…
*
Fazla geldiyse size,
Hürriyet, Cumhuriyet…
Özlemini çekiyorsanız,
Saltanatın, sultanın…
Hâlâ önemini anlayamadıysanız,
Millet olmanın…
Kul olun, ümmet kalın,
Fetvasını bekleyin, Şeyhülislamın…
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi.
RAHAT BIRAKIN BENİ…
Hakikat Nerede?
Gafil, hangi üç asır, hangi 10 asır,
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarih söylememiş bunu,
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak.
Yaşanan tarihi gömüp doğru tarihe gidin.
Asya’nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa’ nın Alpler’ inde Oğuz torunları,
Doğudan çıkan biz, batıda yine biz;
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
Hep insanlar kendini bilseler,
Bilinir o zaman ki hep biriz.
Türk sadece bir milletin adı değil
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar!
Ey yığın yığın insan gafletleri!
Yırtılsın gökteki gafletten perde,
Hakikat nerede?
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
not:eğer söylediğiniz gibi düşünce özgürlüğüne demokrasiye adalete inancınız ve bağlılığınız varsa yayınlayın hahh son olarak orta asyadan geldik biz anadoluda kaç türk vardı geçti yüzyıl şimdi kaç ermeni kaldı? :))) biz gelmeden roma bizans falan vardı biz geldik şimdi onların halkları nerede torunları falllan nerede tarih kitapları her zaman doğruları yazmaz :))) son olarak verdiğim büyük hasardan dolayı, I am sorry..
Yazan:Çağlar ARSLAN Tarih: Kas 3, 2008 | Reply
..AKP yüzünden rantların tehlikeye mi girdi?..
Borazan belli idi de.. Borazancı kim diye soruyordum; meğer o da yukardaki cümlede sırıtıyor. Dinamit lokumları yerleştirmeye,Köstebek yuvaları kazmaya devam edin bu ülkenin temellerine.. ama kazarken de unutmayın: Akbabaların rüyaları gerçekleşmeyecektir.
Hiç bir zaman antropolojik bir ırk tanımlaması olarak filizlenmeyen Türk Milliyetçiliği,altında yaşadığımız gök kubbenin “muhafızıdır”. Türk Millyetçiliği,içe dönük değil dışa dönük metodolojik bir kavramdır. Bugün Irak ta olmayan devlet de, kıblesi belli midir müslümanların? namusu kimlerin keyfiyetindedir??.Camiler kışla,minareler süngü idi ama o camilerde “coniler” in postalları geziyor şimdi.. Devletin olmazsa hiç bir şeyin olmaz arkadaş! Bu ülkeyi solcu-sağcı,dinci-milliyetçi v.b yapay tasniflendirmelerle yap boz tahtası oynayanlara cevabımız bellidir:Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar müslümanız. Türk ün ATA sı ATATÜRK de biziz. Çağ açıp çağ kapayan Fatih de biziz.Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) in elçileri de bizleriz.
Osmanlı nın “tebası” da biziz. Cumhuriyetin “yurtdaşı” da biziz.
Yazan:ENDER GÜÇLÜ Tarih: Kas 3, 2008 | Reply
oooooohhh ne güzel meydan boş,sallayalım bol keseden,arkadaşlar,kardeşler niye unutuyoruz bugün sayın Erdoğan sayın Baykalın desteğiyle(SİYASİ YASAKTAN KURTULUŞ VİZESİ),sayın Gül Sayın Bahçelinin desteğiyle koltuklarındalar bugün.Destek varken milli birlik bütünlük,destek kesilince tuuu kaka.Çok komiksiniz,ve ikiyüzlüsünüz.
Yazan:alper Tarih: Ara 19, 2008 | Reply
hayatımda okuduğum en gereksiz ve saçma yazı.türk milliyetçilerinin kaygılarına katılmamak sadece vatan hainliğidir.yada birinin maşalığıdır…
Yazan:YILDIRIM Tarih: Nis 2, 2009 | Reply
Milliyetcilikten rahatsızlık duyanlara bir sorum var? Kimliksizliği mi savunuyorsunuz? Yoksa sizler bir kimlik sahibi oldunuzda, size zorla yeni bir kimlik mi verenlere şaşıyorsunuz?
Benzer rahatsızlıkları KÜRT, ERMENİ, RUM, bimmem ne kimliklerini savunanlar içinde duyuyormusunuz?
Efsaneler, ideoloji, din, toplumlar ve milletler için değilse kimler için?
Yoksa DÜNYA dümdüz oldu da, farklılıklar kalktı da biz mi anlayamıyoruz.
ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAZ ÇIKMAZ DER BİR ATA SÖZÜNDE. Bana göre bu Dünya da milliyetci olmak için hala sayısız neden var.
Samimi milliyetcilikten kormayınız. Köleleşen, tekleşen ve köpekleştirilen yıgınlardan korkunuz…
Yazan:Alper Tarih: Nis 3, 2009 | Reply
sizin daha birbirinize saygınız yok ..
ve doğal olarak kendinizede saygınız yok .
Bunun neticesinde bir şeyler üretemediğiniz ve bunun verdiği hırçınlıklada etrafınıza saldırmanız gayet normal.
MİLLİYETÇİLİK’ten rahatsız olan ve abuk sabuk şeyler yazanlara sorarım .. TÜRK kelimesinden ne anlıyorsunuz ve MİLLİ kelimesi sizi neden bukadar rahatsız ediyor .
sağa sola salyalarınızı akıtacağınıza adam gibi bir çözüm önerin .. kişi ve kurumları aşağılamınızın yegane nedeni ; kendi seviyenize indirme gayretinizdir..!!!
Yazan:Hakkı Bentek Tarih: Nis 3, 2009 | Reply
Eğer CHP ile MHP birbirine yakınlaşmışsa bunu sağladığı için AKP’ye teşekkür etmek gerekir.
AKP’nin kendisinden başka hiçbir partiye şans vermeyen, muhatap almayan söylemi ve hareketleri; basit bir seçimi fetih havasına sokma gayreti ve bunun için yaptıkları ; sık sık muhalefetin birbirinden farkı olmadığını vurgulaması vb.. davranışlar neye yol açacaktı ?
Şimdi Türkiye’yi AKP’liler ve diğerleri diye 2 ye bölmüş bir partinin taraftarları, kalkmış burada yine aynı şeyleri söyleyerek ,muhalefet blogunu parçalamaya çalışıyorlar.
Doğru haklsınız benim gözümde MHP, CHP, DP, HYP veya GP’nin birbirinden fazla farkı yok. Hepsine de oy veririm ama AKP zihniyetine oy vermem.
Daha ne istiyorsunuz, halkı 2 ye ayırmayı başardınız. Hadi Kutlayın…
Yazan:Ekrem Senai Tarih: Nis 3, 2009 | Reply
Bundan ırkçıların ne anladığı önemli. Şahsen ben Türk’üm deyince; sadece Osmanlının torunu olduğumdan dolayı bir gurur duyabiliyorum. Çünkü ırkım Slav, ben bir Boşnağım. Kanımda hiçbir Türk kanı yok. Beni Türk yapan Osmanlıdır. Osmanlı da hiçbir zaman ırkı ön planda tutmamıştır. Bana müslüman olduğum için Türk denilmiştir.
Rahatsız ediyor çünkü bu “milli” menfaatler icabı adam öldürülüyor, “milli” kaygılarla darbeler yapılıyor, “milli” kelimesi toplumu bölüyor, hırçınlaştırıyor, birbirine yabancılaştırıyor; herkesin bir diğerini “hain” bellemesine, soyunu sopunu didiklemesine (bkz: Abdullah Gül Ermeni mi? Cemil Çiçek’in son açıklaması, Hrant Dink’in öldürülmesi, Kıbrıs satılıyor hezeyanları, İsrailliler güneydoğuyu alıyor komiklikleri…) her melanetin kaynağı olduğu için “milli” kelimesi rahatsız ediyor.
Çözüm sağa sola salyalar akıtanların ne söylediğine kulak vermenizde. Çözüm entegrasyonda, Türkiye vatandaşlığında, insanların soyuyla sopuyla, kanıyla ilgilenmemekte; diğer ırkları, kültürlerini, dillerini aşağılamamakta… Daha ne söyleyeyim.
Zaten bütün sorunların sebebi devletin, vatandaşının seviyesine inip kulak vermemesi değil mi? Hep tepeden bakan çatık kaşlı bir devlet modeli ulunanan. Devlet, vatandaşın hizmetçisidir. Vazifelidir. Hesap soramaz, ondan hesap sorulur, görevlerini yerine getiriyor mu diye. Devlet neden kutsal olsun, hiç sordunuz mu bu soruyu kendinize? Hiç sanmıyorum.
Yazan:Ali Duman Tarih: Nis 3, 2009 | Reply
CHP, MHP yetmez, tüm milliyetçiler tekmili birden birleşmeliler, İstanbul’da kutsal ittifak (CHP+MHP+DSP) yapan DSP’de acilen katılmalı bu birleşmeye, diğerleri de yerini almalı kanbersiz düğün olur mu misal devletin beslemesi, darbeci sahte komunist TKP’de katılmalı, binbir ümitlerle kurulan, ancak geldiği noktada küçük bir CHP olmaktan öte bir anlam taşımayan ergenekoncu ÖDP’de katılmalı (başkanı ufuk uras ergenekon karşıtı olduğu için seçimi kaybetmiştir.)
sol içindeyken ajan-provakatörlük yapan, sol diye bir şey kalmayınca , yiyecek ekmekten olmamak için Kemalistliğe terfi eden İP’te katılmalı bu oluşuma. İşte size tekmili birden Kemalistlerin ve sol geçinen Kemalist kuyrukçularından oluşan
KUTSAL İTTİFAK : CHP+MHP+DSP+TKP+ÖDP+İP
Yazan:halil Tarih: Nis 6, 2009 | Reply
valla arkadaşlar onu bunu bilmem benim bildigim şahsen gördügüm yaşadıgım mhp chp birleşir veya birleşmez ama konya ılgın aşagıçigilde dikkatinizi çekerim chp dp akp çatısı altında mhp yi yıkmak için birleştikleri tv de deniz bey ve tayyip bey bu duruma göre anlaşmalı dövüş yapıyorlar saygılar sunarım yorum sizin
Yazan:Ahmet Tarih: Nis 7, 2009 | Reply
Milliyetçilerin sorunlarını, solcuların sorunlarını, diğerlerinin sorunlarını güzel anlatmış ne var ki milliyetçiliği etnik eksende kaleme aldığı için bu kavramın insanları böldüğünü söylemesi kadar doğal birşey olamaz. Bizim Türkiye Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi etnik değildir. Zaman içinde belli oranda dönüştüğünü söylemek zor değil fakat büsbütün milliyetçiliği böyle görmemiz tarihimizden edindiğimiz tecrübelerimizi görmezden gelmektir. Evet sadece 2000 li yıllarda değil tarihimizde de kavramların saptırıldığı olmuştur. Fakat bizim milliyetçilik anlayışımız Hitler modeli ile yan yana dahi getirilemeyecek şekildedir bizim milliyetçilik anlayışımız Atatürk modelidir. Ve ayrıştırıcı değil bütünleştiricidir ötekileştirici değildir. Ve tam olarak “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” dir. Ne kanında saf Alman kanı taşıyan, ne de birilerinin dediği gibi devlete hukuk bağıyla bağlı olandır. Kendini Türk gibi hisseden ve bunun gururu ve şuuruyla Ne mutlu Türküm diyebilenler Türk’tür. Yazının eksik tarafı sorunları dile getirmesi yanlışları söylemesi doğrusunu dile getirmemesidir. Sadece eleştirirsen insanların aklında bu denli kavramlar hep olumsuz yer edinecektir. Hakkı tebliğ etmek 1. vazifemiz olmalıdır… Saygılar
Yazan:Yaşar Atay Tarih: Nis 7, 2009 | Reply
Rahşan eteğiyle dolaşana da chp ile birleşmek çok yakışır.AKP hariç tüp sol partiler birleşsin.İşte o zaman AKP oy patlaması yaşanır.CHP nin 6 oku var en az 6 tane birleşen parti için kullanacaktır bu kesin.Sonunda solda CHP,sağda AKP kalı bizde kurtuluruz.
Yazan:freedom Tarih: Nis 7, 2009 | Reply
at sineği gibi kuyruğunda gezdiğiniz abd dibine kadar milliyetçi, iki yüzlülükle mış gibi yaptığınız ab hala birlik olmakla birlikte alman, fransız ingiliz olmaktan vaz geçmemiş, dünyayı bölüp parçalıyorlar ama kendileri tas tamam milliyetçi, peki siz necisiniz?
nedir milliyetçiliğin yerine koyduğunuz ideoloji, hiç kendinize sordunuz mu? nesiniz siz? türk değilsiniz , olamazsınız da anladık…
liboşsunuz, globalcisiniz, kendine demokratsınız, yeşilcisiniz de… nedir sizin türk milliyetçiliğinin yerine koyduğunuz temel değer hadi hadi çıkarın baklayı.
sizi gidi dolar çılgını amerikan uşağı ümmetçi zibidiler, siz ki o yeşil arap dolarları için ne yahudi ortaklıkları kurar, ne amerikan uşaklıkları yaparsınız. hadi milleti bir şekilde uyutuyorsunuz amma sanıyor musunuz ki Allahı da aldatabiliyorsunuz?
Yemişim ben sizin ideolojinizi…
Güneş balçıkla sıvanmaz, elbet bir gün sığındığınız gavur dağları size de millete de gerçek yüzünü gösterecek.
size sadece KURAN’ı doğru okumanızı öneririm ilk örnek:
Bakara(*) Sûresinin 120 . Ayetinde
Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.
Yazan:MY Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
@freedom,
ne güzel bir isim bu, acaba Kur’an’dan mi geliyor? Freedom suresinden meselâ 🙂
Yazan:alioktay Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
arkadaslar ne saccma bi soru bu boyle neyi birlestiriyorsunuz bu ulkede herkes herkese muhalif sadec chp akp ye deyil akp mhp ye deyil mhp dsp ye deyil herkes birbirine muhalif kim basa gelirse ayni yok chp dsp birlessinmi birlestiler ne oldu sanki siz karninizi doyurun bu siyasilerin oyununa kanmayin herbirinin maasi 10000 tl ve uzeri birbirlerine laf atmaktan baska yaptilari bise yok tutturmussunuz birlesim diye herkes yerinde rahat doslarim kim kiminle birlesiyo ben olsam bende birlesmem bu pasta da herkesin payi va unutmayin ama birlesmesinler bu sefer koltukga kim oturacak davasi olacak bunlar ayni binada birbirlerini yerler
Yazan:NESLİHAN Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
SİZ NE TERBİYESİZ İNSANSINIZ BE!! SİZ KİM OLUYORSUNUZ DA TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ İLE ALAY EDİYORSUNUZ BU BASİT BASİT YORUM YAZAN İNSANCIKLAR DA İNSAN OLMAYI TÜRK OLMAYI HALA KAVRAYAMAMIŞ VE DÜNYADAN DA HERHANGİ BİR CANLI OLARAK GÖÇÜP GİDECEK TİPLER. BU YAZIYI YAYINLAYIN BAKALIM HADİ. YANDAŞLARINIZIN YAZILARINI YAYINLAMAYI BIRAKIN GÖRELİM.
Yazan:Tahir Çalgüner: Gazi Üniversitesi Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
TAHİR ÇALGÜNER
Sıkça sorulan bir soru: Kemalistler, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı
mıdır? Nedense konu, Avrupa Birliği olunca, Kemalizm kelimesi kullanılır.
İç politikada ise, hemen kavramın adı ‘Atatürkçülük’ kelimesine
dönüşüverir. Kemalist kelimesini en fazla kullananlar ise, ilginçtir,
Avrupalılardır.
Her şeyden önce olaya bir saptama ile başlamak gerek: AB, Gümrük Birliği
ile zaten Türkiye’ye tam üye oldu! Bu nedenle, Türkiye’nin AB’ye tekrardan
tam üye olmasına gerek de yok. İkinci saptama, AB’nin geleceği ile
ilgilidir. Başlangıçta ‘kömür’ topluluğu olarak kurulan, sonraları
Katolik-mason harcı ile mayalandırılarak, ekonomik temelleri atılan AB’nin,
gelecekte dağılması olasılığı var mı?
Aslında tüm bu soruların cevabını, bölge ülkesi olan Türkiye’nin
takınacağı gardda ve üstleneceği misyonda aramak gerekir. Türkiye bölgede
izlediği dış politika ile emperyal bir devlet izlenimi veremediğinden
dolayı, emperyalizmin, ‘küreselleşme’ versiyonuna bağlı olarak emperyalist
bir kuşatma altındadır.
‘Emperyal amaçlar’ ve barış
Emperyal olmak emperyalist olmayı gerektirmez. Aksine, emperyal; ülkenin
pazarlık gücünü artırması ve bölge ülkeleri içerisinde de bir denge
unsuru yaratması açısından barışçıl amaçlara da hizmet edebilir.
Maalesef, ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesini Türk hükümetleri yanlış
anlamışlardır.
Üçüncü saptama: Mustafa Kemal’den sonra Türkiye entelektüelleri hayal
kurabilme gücünü kaybetmiştir. Hayal gücü, fantezi boyutlarına gitmemek
kaydıyla, aklın gıdasıdır.
Küreselleşme; içinde yaşadığımız süreçte Batı’ya doğru
bombeleşmiş basık bir top görünümündedir. ‘Küreselleşme’nin tüm
gerekleri ile uygulanması ve geometrik formunu alabilmesi için; Türkiye’nin
doğu, kuzey ve Avrasya ülkeleri ile birlik kurabilme ve mevcut birliklere
katılabilme becerisi gereklidir. Acaba buna Avrupa Birliği karşı mıdır? Bu
topla ancak ‘Amerikan futbolu’ oynanır.
Dördüncü saptama: Tüm bu saptamalardan yola çıkılarak, güzel ve doğru
işler yapmak beraberinde ‘haysiyetli’, ‘onurlu’ olmaya vesile olur ki; benim
bilebildiğim kadarıyla hem dış politikada hem de iç politikada, Türk
seçmenin profilini ve yapısını da düşünürsek, bu seçenek akılcı bir
tutumdur. Bütün bu saptamalardan sonra söyleyeceğim tek şey şudur:
Türkiye, AB ile masaya oturup ‘resmi’ nikâh yapmak istiyorsa, bu evliliğin
şahitleri Kemalistler olur. Bir başka ifade ile, tam Kemalist bir iktidar, AB
yolunu açar. Aksi takdirde, askerliğinin bitmesine bir ay kala sevgilisinden
ayrılık mektubu alan delikanlının dramına düşeriz. Sağlam beraberlikleri
oluşturmada; en iyi kararlar, ‘ayrı kalma’ döneminde verilir.
Galiba hem Türkiye’nin hem de AB’nin biraz kafasını toplamaya ihtiyacı var.
Dolayısıyla; ne Avrupa’nın ne de ‘II. Cumhuriyetçilerin’ ‘Kemalizm’
fobisine! kapılmalarına gerek yok. Bir Kemalist ata sözü şöyle der; “Giden
gider, kalan sağlar bizimdir.” Bu konuda, muhtaç olduğumuz kudret
damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. İsterseniz ‘kan’ kelimesini ‘enerji’
olarak da tercüme edebiliriz. Yoksa, ‘hayat öpücüğü’ daha mı iyi olur?
Yazan:Hüseyin Gürsel Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
Çoğulcu demokrasiler insanları tek bir görüş etrafında toplamayı hedeflemez!
Demokrasiler çok seslilik ilkesine göre kurulmuştur. Yukarda söyleşilerden çıkan sonuç bunu ispatlamıyor mu? CHP ile MHP ilke olarak aynı noktada birleşebilir. Her demokratik siyasi kuruluşunun ilkesi Ülkesinin refah ve bekası için çalışmak değilmidir. Bu konuda ne kadar çok fikir tartışılırsa o kadar güçlü çözümler üretilir. Bu bakımdan sorun siyasi partilerde değil, seçim sistemlerindedir. İki aşamalı seçim sistemi olsa ve ikinci aşamada iki parti kalsa bu takdirde dışarda kalan partilerin seçmenleri kendi görüşlerine nisbeten daha yakın diğer bir partiye oy verme fırsatı bulacaklar ve bu şekilde oyları ziyan olmayacak, azınlıkta kalmayacaklar. Bence Türkiye’de en kısa zamanda bu şekilde bir seçim sistemi benimsenmelidir.
Yazan:ozgur Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
KESINLIKLE AYNI FIKIRDEYIM!
Yazan:Ali Duman Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
@TAHİR ÇALGÜNER:
Sizin tariflediğiniz anlamda bir Kemalizm varsa eyvellah başımızın üstüne, AB ne yana, 1930 kafası Kemalizm ne yana düşer, bir anlatsanızda anlayabilsek, onunla yatıp kalktığınız şu meşhur ilkeleriniz arasına her nedense bir türlü ÇOĞULCU VE KATILIMCI DEMOKRASI, İNSAN HAKLARI, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ’nü ekleyemediniz. Üzerine titrediğiniz LAİKLİK ise zaten ARIZALI. Tam demokrasi olmadan LAİKLİK olamayacağı gibi, Alevileri zorla sunnileştirmeye çalışan, zorunlu din dersleri ile devletin resmi dini SUNNİliği kafalar çakan sistemin adı nasıl laiklik olabiliyormuş bir anlatsanızda öğrensek, zira cahil kaldık bu konularda üstelik te Kemalist bilinç oluşturma labortuvarları haline gelmiş okullardan mezun olduğumuz halde.
85 yıldır dünyada hiç bir şey değişmemişcesine devam etmek isteyen bir Kemalizmi nasıl AB’ye nikah şahidi yapabildiniz anlayamadım, oysa Kemalizm henüz SOĞUK SAVAŞIN BİTMİŞ OLDUĞUNU BİLE KAVRAYAMADI. Zira işine gelmiyor, oysa ne güzel “Anti-Komünizm” ortak paydasında TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ yapılıyordu, hay aksi nereden çıktı şu yeni dünya düzeni, oysa her şey ne kadarda tıkırındaydı, GELSİN DARBELER, GİTSİN MUHTIRALAR, kah komünizm tehlikesi, kah bölücülük, kah şeriat tehlikesi, kendini DÜŞMANLIKLAR üzerinden tanımlayabilen siyaset, SOĞUK SAVAŞIN bittiği gün duvara tosladı, bilmiyor ki ne yapsın gün geliyor ABD düşmanlığı, gün geliyor ABD’ye yaranma mektupları ve makaleler, Gerçek anlamda ise AB’ye ve POST-MODERNİZME savaş açmış bir Kemalizm var, çok uzağa gitmeye gerek yok, Gnkur ve KKK komutanlarının 30 Ağustos konuşmalarında bu söylediklerim fazlasıyla var. Her ne olursa olunsun, hatta en iflah olmaz kapitalist bile olsunsa Marx’ın “Değişmeyen tek şey değişimdir”i kavrayamayanlar hep yenilen tarafta olacaklardır, 1930 kafasındakileri ise yenmeye bile değmez, zira bu yengiyi HAKİKATIN bizzat kendisi tek başına sağlamakta.
Yazan:proudhon Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
Dönem itibarıyla, safları gösteren fotoğraf belirginleşmeye başlamıştır. Solculuk, sağcılık, milliyetçilik, sosyalizm, kapitalizm, şeriatçılık, laiklik gibi kisveler yerini iki ana safa bırakmış görünüyor. iktidarını bırakmak istemeyen totaliter elitler ve statükoyu korumak uğruna peşlerinden sürükledikleri sivil ve askeri kolluk kuvvetleri bir yanda. yaşamak, sadece insan gibi yaşamak isteyen, huzur ve saadet arayan ve çözümün koşulsuz, şartsız bir demokrasi olduğunu bilen halk. Tehlikeli bir dönemden geçiyoruz. Ama pozitif bir bakış açısıyla, demokrasi kültürü, sivil bilinci olmayan halkın belki de ilk kez mücadele alanına inebileceğini de söyleyebiliriz. Ben ikinci şıkka inanmayı tercih ederim. Kimbilir belki de bu halk, tarihinde ilk kez gerçek bir halk olabilme şansını elinde tutuyordur. Farklılıklarıyla birarada yaşayabilme yetisini kazanabilme şansı. Aynılıkların rutin sıkıcılığından yaka silkip, farklılıkların keyfini çıkarma şansı. O demokrasilerini beğenmediğimiz toplumların hepsi geçmişte bu kavgayı verdi. Bize herşey gökten zembille indi. Padişah Allahın yeryüzündeki gölgesi idi. Devlet baba idi. Kimbilir, bakarsınız önümüzdeki kaostan payımıza güzellik çıkar. Devlet ete kemiğe bürünmüş babalıktan azledilir ve kağıt üstündeki düzenleyici aygıt görevine getirilir. Kimbilir, belki toplum evrensel adalet duygusunun en kutsal duygu olduğu fikrini içselleştirir. Hiçkimseye rağmen bir hayat değil. Hep beraber bir hayat. Kimbilir.
Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
NESLİHAN abla Kuru Kuru Milliyetçilik ile karın dogmiyor. CHP ve MHP Türkiyeli insanlar icin ne getirdi? Elde yok avuc da yok.
Yazan:HALKIN SESİ Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
Aralarında fark var mı?
Liderleri bile D….. B…..
Noktaları siz doldurun.
İkisinin arasında zerre kadar fark kalmadı artık…
Yazan:anais Tarih: Nis 8, 2009 | Reply
saçmalamayın bu cağda artık ınternasyonalde yer almak gerekirken böyle bi saçmalık olmaz
Yazan:BOND07 Tarih: Nis 9, 2009 | Reply
Tamamen katılıyorum. Aynı fikri yerel seçimler sonrası düşündüm, Ülkemize sahip çıkmak durumundayız. Bizler bu vatanın evletlerıyız. Ecdatlarımız toprağın altında sızlamamalı rahat uyumalıdırlar bir an önce iki parti lideri oturup kaonuşmalı ve anlaşmalılar iki parti toplkamı bir parti ediyor zaten daha güçlü birleşimler yapılmalı 20 tane bakanlık varsa yarı yarıya bölüşülmeli işi yokuşa sürmeye gerek yoktur. Halk olarak herşeyin farkındayız parti rantcılığı kalkmalı koltuğa oturan kalkmıyor burası devlet ddağiresi değildir. Geç fikirler Türkiyenin geleceğini temelini oluşturan yapılanmayla kültürüne örf ve adetlerine uygun aile yapısın eğitim sağlık konuları temel olmak üzere Türkiyenin geleceği yeniden yapılandırılmalı bunları benim gibi çok insan söyleyebilir veya söyleyemez ama yerimizde saymanın mehter marşı gibi iki ileri bir geri adım atmamalıyız .Atatürk’ün dediği gibi ”ileri mediniyetler ” ilkesi göz önüne alınmalı benim yaşamımdan ve yaşadıklarımımdan çıkardığım sonuç ”Bir Türk Cihana bedeldir” birzden daha medeni ve çalışkan bir Toplum, Millet YOKTUR. teşekkürler.
Yazan:Mehmet Tarih: Nis 9, 2009 | Reply
AKP hareketi kendini bir siyasal partiden öte bir felsefi sistem gibi gibi dayatmaya çalışıyor ve kendine bu altyapıyı büyük bir sabırla inşa ediyor, bu sitede öyle bir şey. Derin düşünce’nin doğal saf insan düşüncesi olmasını arzu ederim. Milliyetçi-Mukadesatçı kavramını şuursuzca savunan sizler nasıl oluyorda sol ideolojiyi getirip şuursuzca ırkçı-milliyetçi bir temele oturtmaya çalışıyorsunuz. Ve dahası Türkiye’de sosyal demokrasiyi hedef alan ve Atatürk’ün kurduğu bir partiyi bu katil zihniyete eşitlemeye çalışırsınız. Asıl rant hesabı ve adam kayırmaca AKP’nin misyonudur. Ulusal bilinç ırkçılık değildir, ulusalcı düşünmeyen hiçbir kafa vatanseverde olamaz ve ırkçılığın saptırılmış dinci temelde filizlendiğini siz daha iyi bilirsiniz.
Yazan:Hüseyin Gürsel Tarih: Nis 9, 2009 | Reply
Hepimiz önce insanız,Bu gerçeği önce bir düşünün. Uzaydan bir düşman gelse ve düşmanca emeller taşısa bu Türktiür, bu solcudur, bu yobazdır demez. Biz insanlar adil ve refah içinde birlikte yaşayabileceğimiz bir düzene ulaşabilmek için binlerce yıldır uğraşıyoruz. Bu arada herzaman bozguncular ve hırsızlar olmuştur ve de daima olacaktır. Nedense hep onlarla mücadele etmek yerine, onların yaptıkları yüzünden birbirimizi suçlamayı seçiyor, onlarla mücadele etmek için ortak bir akılda birleşemiyor, birbirimize saygılı bir ortamda birlikte çalışarak medeniyet dediğimiz o ütopyaya ulaşmak için ona ulaşım yollarını müsait hale getiremiyoruz. Benim için bu Güzel Ülke’de yaşayan herkez elin Amerikalısından, Moskofundan, Arabından, Haçlısından ve de her türlü derebeyinden daha kıymetli ve saygı değerdir! Hepimiz bir öneride bulunuyorsak bu Vatan’ın ve Orada yaşayanların iyiliği içindir. Her fikre ve telkine saygı duyuyorum. Ancak bir fikri savunurken ötekini aşağılamak bizim kültürümüzde olmamalı. Bunun dışında her fikir saygıdeğerdir.
Yazan:gül Tarih: Nis 9, 2009 | Reply
yukarıdaki yazınızı okudum doğru şeyler hoşuma gitti ben samimi ve icten şunu ifade etmek istiyorum bu iki parti sadece insanları kandırmaktan başka birşey yapmıyorlar MHP milliyetciyiz diyip geciniyor oysa hic alakaları yok miliyetci demek aynı vatanda yaşayan her insanları kabul etmek,birlik ve beraberlikle yaşamayı benimsemek değilmidir oysa onlar ne yapıyor kendilerince bir işaret bulmuşlar genclerin beyinlerine kahramanlık adı altında girip işaretleriyle ayrıcalıklara girmelerini sağlıyorlar bu vatan icin ölen şehitlerimizin tören yerlerinde bile kurt işaretlerini yaparak gövde gösterisi yapıyorlar yazık bu genclere bunlara birkere kardeşliği,vatan sevgisini,gercek milliyecilik ve ülkücülük nedir onu öğretsinler oysa takdir ediyorum ak partiyi A-B-C-Dpartisi demeden herkezi bir catı altında birbirleriyle kardeşce elele verip yaşama ve ülkeye hizmet etme fırsatını verdi işte gercek milliyetci bu kişilerdir inanıyorum bu partinin liderine bizleri dünyada yüceltecek Allah yolarını acık etsin.CHPgelince onları anlamak mümkün değil ne yaptıkları ne oldukları belli olmayan sadece boş konuşan icreatlarını hic görmediğimiz tutarsız,insanlarıMHPgibi ayrıcalıklara sürükleyen ülkeyi düzlüğe cıkaracakları birtane bile proje üretemiyen insanlara fesatlık,iftira etmekten başka işleri olmayan sözde bir parti okadar inşallah güzel mevlam bu iki partinin mensuplarını ve peşlerinden sürüklenen insanları yani kardeşlerimizi uyandırsında şu vatanımız,milletimiz ve geleceğimiz icin gercek sorunlarla ilgilenmeyi ve hizmet aşkıyla hizmet etmeyi nasip etsin aksi taktirde bu ülkeyede yazık olacak hemde kendilerin yazık olacak bu dünya gecici ebedi dünyada nasıl hesap verecekler, bilmeliyizki bu dünya imtihandan ibarettir.Allah vatanımı,milletimi ve tüm insallığı korusun..
Yazan:raif Tarih: Nis 9, 2009 | Reply
arkadaşlar bence chp bu ulkenin geleceği için tek cozum uc kurus sadaka dağıtalarak ulke yonetilmez
Yazan:sefer Tarih: Nis 9, 2009 | Reply
evrensel bir düşüncenin cendereye sıkıştırılması olur.Ülkücülerin gizli bir lafı var”alevileri tek tek kesmeyince ,huzura eremeyiz” bu lafa her yerde ulaşamayabilirsiniz ama ben çok yıkın tanıdıklarımdan(ülkücülerden)aldım.bunda ısrarlılar.
Böyle bir düşüncenin açılımı ne olur? CHP yi ne derece tatmin eder?
ben ce her kes kendi yolunda felsefesine saygılı devam etsin
Yazan:pınar Tarih: Nis 9, 2009 | Reply
Ben “gül” denen şahsa cevap vermek istiyorum.
Gül hanım, önce millet kavramının ne demek olduğunu öğrenin! Aynı ülkenin vatandaşı olan herkes aynı milletten değildir.Bu yüzden de milliyetçilikte halkları birleştirme diye birşey beklenmez zaten.Ayrıca Milliyetçilik’te millet için tehdit oluşturan herşeyi yok etmek milletini korumaktır ve senin gibi zihniyete sahip olan insanların başa getirdiği o parti uğrunda kan dökülmüş vatanın topraklarını satıyor, ihalelerde yabancılara peşkeş çekiyor ve en önemlisi hani sen demişsin ya herkesi aynı çatı altında topladı diye ülkeyi bölen etnik kimlik tartışmalarını başlatan o partidir.Sizin gibilerin ya bilmediği ya da unutmadığı birşey var. Osmanlı İmparatorluğunu yıkmaya çalışan bütün milletler günümüzde de hala aynı amaçlardalar ama artık adı değişti “Küreselleşme” oldu. Ben Türk’üm ve Türk Milliyetçisiyim. Tarih boyunca Asya Türklere aittir eğer bu toprakları korumak için gerekirse can da verilir.İlla asker olmak gerekmiyor vatanını savunmak için. akp vatanı sattığı için düşmandır ve eğer sen onu destekliyorsan sende düşmansındır ozaman neden senle aynı çatı altında birleşiyim ki!
Önce tarihi iyi okuyun tabi bu tarih Osmanlı’dan başlamıyor Orta Asya’dan başlıyor. Ondan sonra milliyetçilik kavramının ne olduğunu iyi bi öğrenin sonra çıkıp laf edin.
Yukarda başka biri de demişki “milliyetçilikle karın doymuyor”. O arkadaşa şunu demek istiyorum vatan elden gittikten sonra karnın doyacaksa sen şimdiden bas git bu ülkeden. Müslümanların 4.sınıf vatandaş muamelesi gördüğü ülkelere git bak orda karnın doyar.
Vatan hainliği illa şiddet kullanan teröristlerle olmuyor esas Vatan hainliği kafalardaki düşüncelerde.Bu Vatan için bütün canlar feda….
Yazan:şafak ezber Tarih: Nis 10, 2009 | Reply
arkadaşlar öncelikle bu yazıyı yazan araştıran ve hazırlayan kişiye çok teşekkürler ve eline sağlık güzel olmuş…
ama şunu eklemek istiyorum..
SİZ NE KADAR ÇOK BİLİYOSUNUZ YA?
madem çözümleri biliyosunuz siz yapsanıza ? çok ukalasınız hepinizde aynısınız…bitaneniz dine sarılır din-birey olgusunu çözemeyen ülkem insanına neler sayar birisi rabbın yarattığına hayvan sıfatı takar saygı yok sizde tarafınız ne olursa olsun amacınız ne olursa olsun önce hitap etmeyi bilin…
şunuda unutmayın tarih tekerrürden inbarettir..
Yazan:Necip Yılanlıoğlu Tarih: Nis 10, 2009 | Reply
Sizlere daha uzun yazmak gerekir ama şimdilik şu kadar: 1: Bahsetmeniz gereken “Türk milliyetçiliği” Atatürk’ün tanımladığı milliyetciliktir, Hitler’in değil. Yoksa bunu Hitler kafası ile anlayan “milliyetçi”ler olduğu gibi “parçalanmış kimliksiz sömürge toplumu” olmayı “mutlu son” zannedenler de var ve daima olacak… Belki devletimizin adını “Osmanlı” olarak devam ettirseydi (İngiltere’nin “Great Britain” adını devam ettirmesi gibi) bu “Türk” dominansını hissettirmemek açısından iyi olabilirdi diyebilirsiniz ama bakınız (2)…
2: Kürtlerin egemen (toprak ağası, aşiret “elit”i, tarikat “ruhban” takımı) çevreleri Kendi sultalarını nesiller boyu rahat devam ettirecek toprakları koparmak istiyorlar, ezip sömürdükleri ve daha çok köle olarak kullanmak istedikleri insanların refahını değil…“Kürtlerin ırkçı ve dışlayan milliyetçiliğine tepki olarak demokratik hak” değil… Ayrıca bu tür ayrılma hareketleri Osmanlı zamanında, son yüzyılda suçladığınız Atatürk’ten çok önceleri de vardı.
3: Kürtlerin alet edildiği ayrılık hareketi bu ülkenin felaketi demektir. “Millet” birleştirici kavram olarak algılanmalı ve uygulanmalıdır, Parçalanmış Türkiye Kürtler için de “mutlu son” olmayacaktır. Bu konuda destek olan “insancıl” ve “demokratik” yabancı dostlar faturayı sömürge-kukla devlet yöneticilerine, onlar da kandırdıkları insanlara çıkaracaktır…
Yazan:kemal calapkulu Tarih: Nis 10, 2009 | Reply
Ne guzel bol keseden atiyorsunuz. Bir bakiyorsun. bir yerde kürd sait paneli, diger tarafindan bir suru dunya insani. Anladik, kiminiz muslumansiniz kiminiz dunya insani da.. anlamadim dunyada size yer var mi ki? Hayir yok. Aristo mantigina gore o zaman size Turkiye’de de yer olmamali..Maalesef Turkiye sizin gibiler icin yol gecen hani. Bir de merak ediyorum, kacinizin kokeni Turk. Benim diyen ilk once arastirsin! Adim gibi eminim, bu yaziya hemfikir olanlarin hicbir Turk degildir!
Yazan:Tolga Güçer Tarih: Nis 10, 2009 | Reply
Merhum Peyami Safa’nın Mahud ve Gafil tanımlamasını bu platform için yapmak, görülüyorki kelimenin tam anlamı ile cuk oturmakta.
Türklüğümüzle iftihar ediyor, Meselemizin sizlerin Arnavut olduğunu ifade ettiğiniz Akif kadar Türk olabilme meselesi olduğunu vurguluyoruz.
Tolga Güçer.
Yazan:Serkan Gerçek Tarih: Nis 11, 2009 | Reply
Uzun ve tuhaf bir yazı olmuş. Ben biraraya gelemeyecek insanlar olduğuna inanmam. İnsanların bir şeylerden korktuğu için milliyetçiliği benimsediklerine pek inanmam. Türk tarihinin bir mitoloji olduğuna pek inanmam. Dar ve kısır fikir kalıplarına hapsolmam. Milliyetçiliğin ötekileştirme gibi bir ihtiyacı olduğuna da inanmam.
Bazı yerlerde konunun doğruları neredeyse %90 civarında tespit edilmiş olmasına rağmen yine de nihai doğruya ulaşamama başarısı gösterilmiş. Bazı yerlerde tamamen bilgisizce ve önyargılı yorumlar yapılmış. Maalesef zaman zaman neredeyse bölücülük olarak kabul edilebilecek ayrımcı fikirler öne sürülmüş.
Bu yazıyı yazan kişiyle pek de aynı fikirleri paylaşıyor gibi gözükmüyorum. Umarım yorumum yararlanabilmenize olanak sağlayacak kadar yapıcıdır.
Yazan:şafak ezber Tarih: Nis 11, 2009 | Reply
birilerinin kimliğini sorgulayacaksanız önce Türklüğü benimseyin arkadaşlar…neye sorgulanıyoruz ?
ben Türküm yada kürdüm-(ne anlama geliyosa)önemli olan millet kavramı
ayrıca Atatürk ehakaret vari sözleriniz ancak sizin kişiliğinizin yansıması olabilir…
anlayamadığınız bir teoremi sakın yargılamayın haddiniz değildir..
Yazan:Mustafa Bülent ÖKTEN Tarih: Nis 12, 2009 | Reply
Mükemmel olur.Yanliz Bu Baykal siyasetten cekilmek kaydiyle.
Yazan:sedat hacıoğlu Tarih: Nis 12, 2009 | Reply
mhp ve chp siyasi partiler birleşemez.ancak bu siyasi partiler vatandaşın mutluluğu ve huzuru için belli kurallara bağlı kalarak ortak hareket edebilir.
Yazan:sedat hacıoğlu Tarih: Nis 12, 2009 | Reply
devlet coğunluğun benimsediği dinin eğitimi versin
Burada ele alınması gereken üç nokta var:
Tüm dinlere ve inançlara yer verecek olan bu ders kitapları nasıl hazırlanacak, dersler kimin tarafından verilecek?
Anılan dinler dışındaki dinlere mensup kişiler de din eğitimi görme talebinde bulunurlarsa ne olacak? Ayrica din eğitimi vermek devletin görevi mi?
Hemen şimdi aradığım bazı kurumların temsilcileri bu öneriye ilişkin kaygılarını dile getirdiler. Zorunlu dersin tüm din ve inançları kapsayacağına ilişkin güven eksikliği kaygıların başında geliyor.
Yazan:ABDULLAH Tarih: Nis 12, 2009 | Reply
Bahçeli ve Oktay Vural gibiler olduktan sonra la fark
Yazan:sedat hacıoğlu Tarih: Nis 12, 2009 | Reply
sayfanın başındaki resmi kaldırın.siyasi parti başkanlarına hakarettir.
Yazan:mehmet murat bozkurt Tarih: Nis 13, 2009 | Reply
siteyi çözmüş bulunuyorum.eskiden milli varlığa düşman cemiyetleri tanımlamıştı Başbuğ Atatürk. anladınız siz onu . sizin sitenizde MİİLİ VARLIĞA DÜŞMAN BİR SİTE. siz nasıl sn Devlet bahçeli yi o şekilde resmedersiniz. yav insan bi düşünür.devlet bey buzaman a kadar kime hakaret etti? kmi kırdı?? ne yolsuzluğunu gördünüz?? ayıp ayıp… yazık .
Yazan:ender güçlü Tarih: Nis 13, 2009 | Reply
Zorunuza mı gitti
Yazan:Müsellim Pesen Tarih: Nis 13, 2009 | Reply
CHP’de ve heryerde 1.Devrimcilik,2.Devletçilik,3.Halkçılık,4.Cumhuriyetçilik,5.Ulusalcılık,6.Laiklik programı iktidar olmalıdır.Bu da milli hükümetle olur.Fizik öğretmeni Müsellim Pesen
Yazan:Hüseyin Gürsel Tarih: Nis 13, 2009 | Reply
Bilmem dikkat ettiniz mi? Bu sayfadaki tartışmalar 2007 yılının Temmuz ayından beri sürüyor.
Ancak bu siyasi tartışmalar ve millet – milliyet (ya da ferdiyetçilik – toplumculuk) konuları Demokles’ten beri tartışılmakta. Bir söz vardır:‘Komşunuz kuru ekmek yiyorsa siz evinizde gönül huzuru ile yahni yiyemezsiniz. Bu bizim geleneğimizde önemli bir duygudur. Elin adamı biz birbirimizi yiyelim diye türlü oyunlar çevirirken. Yanı başımızda komşumuzun evini yağma ederken biz birbirimize mi düşelim. Tüm Türk Devletleri bu şekilde parçalanmışlardır.
Gemi batarken kim kaptan, kim mürettebat, kim geminin sahibi, kim çımacı pek fark etmez. Hepsi aynı denizin dibini boylar. Ha kimse de o güvendiği dış yardıma, kurtarıcıya güvenmesin. Bizi o gemide kurtarabilecek kimseler ilk önce o gemideki sorumlulardır. Bizler onların varlığını gemi seyir halindeyken farketmeyiz. O gemi batarken suçluyu aramak da pek yardımcı olmaz. Herkezin el birliği yapıp birbirine yardımcı olması gerekir.
Gemi batıyor beyler!!.. Kısır döngülü tartışmaları bırakıp el birliği ile şu Vatan’a bir omuz verelim. Etrafımız ateş çemberi.. Bunu fark etmiyormusunuz.
Yazan:Ezber Bozan Tarih: Nis 14, 2009 | Reply
Simdi bu ezberbozan yazı güzel olmuş ve diğer birçok yazı da güzel olmuş aslında.Ama burada üzücü olan şey gerçek demokrasi ve özgürlük yandaşı entellektüellerin fikirlerinin nurcu tayfası tarafından ısıtılıp ısıtılıp insanların önüne konmasıdır.Yani bu tip bir yazıda 100 yıl önceden kalma ittihat ve terakki ruhu eleştirilirken ve bazı insanlar hala 100 yıl öncesini yaşıyor diye itham edilirken,bundan sonraki 10 yazıya baktıgımızda aynı dönemden kalma Saidi Nursi’nin desteklendiği görülmektedir.Güzel bir taktiktir,nurcuları tebrik etmek lazımdır.Arada 1 tane gerçek demokrasi,fikir özgürlüğü,insan hakları arkasından 10 tane yazıda insanları birbirine düşüren din,tarikat,ırk,mezhep ayrımcılığı.Benim uyarım özgürlüklerden yana olan tüm insanlara,yazıları okurken lütfen buna dikkat edin.Dediğim gibi bir tane özgürlük üstüne yazı arkasından 10 tane Saidi Nursi yazısı.Özgürlük fikrini sanki kendisi getirmiş gibi bu ülkeye…Kendilerine destek toplamaya çalışıyorlar aslında kardeşlik ,demokrasi ,özgürlük fikirleri üzerinden.
Yazan:ümit Tarih: Nis 15, 2009 | Reply
benim görüşüm,milliyettçi olsaydık bu durumda olmazdık. bizimkisi ulusçuluk.
Yazan:orhan Tarih: Nis 16, 2009 | Reply
İkiside beş para etmez partiler. devletın sırtından geçinen asalaklar. Türkiyede anarşi ve terörü besleyen iki parti. Birleşip birleşmemelerini konuşmak abestir.
Yazan:sefer Tarih: Nis 17, 2009 | Reply
yeni bir nesil
bana göre herşeye yeniden başlayalım.
1.darbe olsun ve Atatürkçü olan bilim adamları ve akademisyenler iktidar oluştursun
2.Bunlar devlet memuru sıfatında atamalı ve az maaşla çalışsın.
3.Kuran kursları ve imamhatipler kapatılsın çağdaş dünya gençliğine entegre bir nesil yetiştirilsin 25 yıl bu böyle uygulanırsa bence çözümdür
daha kestirme çözümü olan varsa yazsın lütfen
Yazan:dolly Tarih: Nis 17, 2009 | Reply
birbirinin ruh ikizi olan bu iki parti kesinlikle birleşmelidir.
Yazan:Ali Duman Tarih: Nis 17, 2009 | Reply
Sn. Sefer,
bu ülkede 4 kez darbe oldu, bu darbeleri yapanlar ülkedeki faşizm kotasını fazlasıyla doldurdular, ancak siz o kotaya ihtiyaç duymakta iseniz, dilerseniz bir ruh çağırma ayini yaparak nazi ruhunu ve hitleri geri çağırabilirsiniz. bu kadarına da pes be bilader pes.
Yazan:ASIM ESEN Tarih: Nis 18, 2009 | Reply
Bir biyolog ve genetikci olarak milliyetcilik, ulusalcilik ve islamcilik gibi insanlari bir birine karsi dusuren ve dislayici dusunce ve davranislardan uzak durmamimizi oneriyorum. Bir tane kuremiz var ve bu kure ustunde yasayan milyonlarca canli turu yaninda 6.5 milyar da insan var. Hepimizin kaynagi ve kokeni bir anne ve baba ve hepimizin hucrelerinde 23 (disi) veya 24 (erkek) cesit kromozome var ve her hangi bir kromozomun gen siralamasi ve nukleotid siralamasi bireyden bireye %99.99 ayni. Bu nedenle herhangi bir ulke ve yorede yasayan insanlarin baska ulke ve yorelerde yasayanlardan daha ustun olmasi veya bir dine inananlarin baska dinlere inananlardan ustun olmasi gibi ilkel dusuncelerin hic bir biyolojik ve bilimsel dayanagi yoktur. Din yaratilan ile yaratan arasindaki ozel ve kutsal bir iliskidir, baska dine ve yaratana inanlari veya inanmayanlari lanetleme ve dislama araci degildir.
Eger milliyetciler ve ulusalcilar Turkiye’yi ve Turkleri cidden seviyorlarsa once Turkiye’nin sokaklarini, parklarini yollarinin ve yol kenarlarini, pilajlarini temizlesinler, kirletmeinler, ve ulkenin her bireyine ayricaliksiz sevgi ve saygi gostersinler.
Yazan:TAHIR Tarih: Nis 21, 2009 | Reply
Kemalizm ‘Kemalizm’ dir.
Yazan:ramazan aker Tarih: Nis 21, 2009 | Reply
chp ve mhp;Liderleri açısından türkiye koşullarında pek geleceği olmayan ve belli oy potansiyeline sahip iki kalıplaşmış parti,bunların birleşmesi sadece muhalefeti güçlendirir.
Birleşmek önemli değil,ikisi bir parti yapmaz bence;İkisi birleşeceğine Mustafa Sarıgül gibi geleceği parlak birisi DSP başına geçince,oyların çoğunluğu orada yoğunlaşacak gibi.
Bu iki parti arasında çok benzerlik bir o kadar fark var.Çok yakın ama çok da uzaklar.Bir yenileşme lazım,kan değişikliği şart;Bu iki parti lideri denenmiş insanlar,Baykal;60’lı yıllarda çok sert bir olayla,bir başbakanın yakasına yapışarak girdiği siyasi yaşamında,hala başbakanların yakasına yapışarak aynı şekilde devam ediyor;İnsan yedisinde neyse yetmişinde de aynıdır hesabı 50 yıldır değişen bir şey yok;Bu ülkede “yakaya yapışan” değil “iş yapan” bir lidere ihtiyaç var.Bahçeli ise;99 yılındaki koalisyon hükümeti döneminde,Mesut beyle hükümeti Abileri Ecevite teslim ederek “pasif kişilikli” yönetici olamayacak nitelikte ve özellikle;Abdullah Öcalan’ı idamdan aldıkları için “bitmiş adamalar” bence.
RAMAZAN AKER
Yazan:Ali Duman Tarih: Nis 21, 2009 | Reply
Kambersiz düğün olmaz, Ergenekoncu, darbeci, sahte TKP’yi bu oluşuma katmazsanız çok kırılırlar, zira başkanları II.AYDEMİR; (I.ncisi Atatürk’ün kurdurduğu sahte TKP Bşk. Ş.Süreyya AYDEMİR’dir.) “askeri darbeyi desteklediğini” açıklamıştı. Neyse ayarı fazla kaçırmış olarak değerlendirilmiş olmalı ki ki şimdilik görevden alınarak, yerine sıradaki “nöbetçi başkan” getirilmiş. Değişen bir şey yok, alicengiz oyunu yani bildiğimiz.
Tabi bu oluşuma Ergenekoncu olmadığı için başkanlarını görevden alan ÖDP’yi de eklemek lazım.
meğer ola ki; bu ülkede hakiki sol’a çoktan beridir RAHMET OKUTULMUŞ, sayısız faşist darbelerin yapıldığı ülkede normal tabi solun olmaması, bize de NASYONAL SOLcular, sol diye itelenmiş, hepsini bir başlık altında toplamakta yarar var, zira görüntü kirliliği ortadan kalksın en azından.
Yazan:necati demir Tarih: Nis 21, 2009 | Reply
Mhp ile Chp farklı kulvarlarda yarışıyorlar. Neden birleşesinler ki.. gerekirse koalisyon kurabilirler. Ortak projeleri olsa bile herkes işine baksın. Bir partiyi engellemek için başka bir partiyi engel yapmak hedefimizi hayal yapmaktan öte geçmez. Mhp olarak bizler projeler hazırlayalım yönetime talip olalım ,isteğimizde samimi olursak hedef o kadar uzak değil.. Ama lütfen bürokratlarımızı iyi seçelim ,fikrin aynası gibi algılanıyor o icraatlar…Bir hata daha yaparsak bizi tarih de affetmez
Yazan:sezgi Tarih: Nis 22, 2009 | Reply
adamlara bak. ya. 2007 temmuzdan önce yazılan yazılar tekrar ortaya cıkmıs. derin düşünce platformu imiş. ne kadar doneksiniz acaba. tayyibis recepyan erdoganadze 2011 de iktidar sorunu yasayacagını anladı galiba
Yazan:ahmet Tarih: Nis 24, 2009 | Reply
bunları bunca senedir tartışıp duruyoruz,şimdiye kadar ne kazandık,neleri değiştirebildik.bugüne kadar kimleri eleştirmiş,hangi hükümetlerin yanlışlıklarının üzerine gitmişsek hep bildiklerini okumuşlardır.dediğim dedik çaldığım düdük misali.bizler hiçbir zaman organize olmayı beceremedik,yada müsade verilmedi,sizce chp ile mhp arasında m harfinden başka ne fark varki tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş misali işin içine ortak çıkarlar geldiğinde hepsi kardeş ama çıkarları ters düşerse ozaman vatan millet sakarya bana kalsa tüm partiler birleşebilir bana uyar herzaman koyunuz nasılsa
Yazan:devrim Tarih: Nis 25, 2009 | Reply
mhp birleşmektense irana benzemeyi tercih ederim
Yazan:salih Tarih: May 7, 2009 | Reply
evet yurtaş birleşsinler ve de hatta chp + mhp + dtp üçü tek çatı altında birleşsin zaten üçü de aynı zihniyet iyi olur
Yazan:KÖROĞLU-BOLUBEYİ Tarih: May 16, 2009 | Reply
TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİ KENDİNİ AYDIN SANANLAR İİE KENDİNİ ÇAĞDAŞ SANANLAR VE KENDİLERİNİ DİN SİMSARI SANANLAR ANLAYAMAZ ANLAMALARIDA GEREKMEZ..
NEYE GÖRE AYDIN
NEYE GÖRE ÇAĞDAŞ
NEYE GÖRE DİNDAR
TURANCI OLDUKDA KÖTÜ ETTİK ( YAHUDİ-ABD-İNG-ALMAN-RUS KENDİ HALKINI SAVUNUYORDA) BİZ TÜM DÜNYADA Kİ TÜRKLERİ NİYE SAHİPLENMİYELİM..
BİZ HEPSİNDEN AYDIN,ÇAĞDAŞ VE DİNDARIZ.
BU ÜLKE BİZİM MİLLİYETÇİLİĞİ İYİ ANLASINLAR
ATATÜRKÜN DEDİĞİ KABULE TTİĞİ GİBİ TÜRK MİLELETİ HER MİLLETDEN ÜSTÜNDÜR..
ONUDA HİÇ BİR DEVLET ADAMININ AYAĞINA GİTMEYEREK VE TÜRKÇE KONUŞARAK KANITLAMIŞDIR.
1.BAŞBUĞ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
2.BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ
HER İKİSİNİNDE KİTABINI OKUYUN
1-NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
2-ÜLKÜCÜLÜK ŞEREFDİR ŞEREFİN TAVİZİ OLMAZ.
Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: May 17, 2009 | Reply
S.A.
Ben Türkiye’yi ve Türk halkini sevmek için milliyetçi olmak zorunda degilim.
Her NORMAL insan ülkesini ve milletini sever zaten.
ALLAH herkesin kalbine Hakikat pusulasini yerlestirmistir.
Vicdaniniz size ne emrediyor? Peygamberimiz söye diyor:
“Arabin Arap olmayana, arap olmayanin da araba
üstünlügü yoktur, üstünlük ancak takvadadir”
Simdi Türklerin Türk olmayanlara üstünlügü oldugunu iddia edebilir miyiz?
Yok eger “Milliyetçilik=millet sevgisi” diyorsaniz buna ne gerek var?
Mesela ben size “anneciyim” desem bir anlami olur mu? Herkes annesini sever.
Bunun için ayri bir kelimeye gerek duyuyorsaniz ortada bir sorun var demektir.
Kendinizi diger evlatlardan üstün mü görüyorsunuz?
Kendi annenize duydugunuz sevginin benim anneme duydugum sevgiden daha
mi büyük oldugunu iddia ediyorsunuz?
O’na emanet olun
Yazan:Huseyin Gursel Tarih: Tem 8, 2009 | Reply
Agzina Saglik Sayin Mehmet YILMAZ,
Bu sozden sonra baska soze gerek varmi?
Zaten hic bir kelam da edilmemis, sonrasinda.
Son Soz: Ister iki fikir partisi (Hakikaten fikir partisi iseler) birlessin veya ayri kulvarda devem etsinler, Ataturk milliyetciligine inaniyor ve demokrasinin tum ilkelerine sadik kalmayi benimsiyorlarsa bu Ulkeye her halikarda yararli olacaklardir.
Yazan:ersun Tarih: Tem 8, 2009 | Reply
Adını milliyetçilik olarak siz koymuşsunuz! ülkemizi seviyoruz birlikteliği denebilir buna. Nasıl bu sayfalarda anca bir pkklının söyleyebileceklerini söyleyenlerle türbancı yobazlar ve ermeniler birlik olup vatan hainliği cephesi açmışlarsa, bizler de gayet tabii sizin gibi oluşumlara karşı vatanımızı milletimizi askerimizi ülkemizi seviyoruz cephesi açabiliriz.
Yazan:ersun Tarih: Tem 8, 2009 | Reply
Sadece demagoji! başka zerre kadar bir şey yok sizlerde. Şu yukarıda mehmet yılmazın yazdıkları her yerde yazan klişe sözler. Anneciyim dememe gerek varmı demiş! O zaman annenize hiç bir şekilde sevginizi göstermeyin sayın yılmaz. Nasıl olsa belli değilmi onu sevdiğiniz? Siz annenize kaba davransanız bile nasıl olsa sizin onu çok sevdiğinizi düşünecek sizin mantıksızlığınıza göre. Varmı böyle saçma sapan bir şey. Şakşakçısı da aşağıda methiyeler düzmüş!Annenize babanıza eşinize hatta çocuğunuza sevginiz göstermeyin nasıl olsa biliyorlar.
Bende sizlerin bu vatandan bu milletten nefret ettiğinizi çok iyi biliyorum.
Ayrıca koyduğunuz resimlerle kişiliğinizi yansıtıyorsunuz.
Yazan:sahici Tarih: Eyl 14, 2012 | Reply
Lafı fazla uzatmayacağım, şu an çok fazla vaktim yok: Kısmen doğru noktalara işaret eden fakat bu noktaları saptırma yapmaya kamuflaj olarak kullanan demogojik bir yazı. Dikkatimi genel olarak çeken; yazıda milliyetçilik değil de özellikle Türk milliyetçiliği karşıtlığının İslami sosla[ama alt metinde ‘sözde’Hümanist vurgular yapıp gerçekte İslami kaygının olmadığını ele veriyor] güzel kamufle edilmiş olması.
Not: Yazıdaki tespitlerden biri Balkanların ve Arap yarımadasının Türk milliyetçiliği yüzünden kaybedilmiş olması. kronolojik olarak bu tespit doğru mu acaba? Balkanlardaki ve Arap yarımadasındaki Osmanlı karşıtı -etnik ve agresif- milliyetçilik akımları(ve Kürt milliyetçiliği)nın başlangıcı Türk milliyetçiliğinden daha eski değil mi? Türk milliyetçiliği akımı, Osmanlı aydınları arasında denenmiş ve başarısızlıkla sonuçlanmış Osmanlıcılık ve İslamcılık-Hilafetçilik akımlarından çok daha sonra etkili olmaya başlamadı mı? ya İngilizlerin dış politikaları vs… Biraz araştırma yapmak lazım. Bütün suç Türk milliyetçiliğinin üzerine atılıyor. saçmalık…