RSS Feed for This Post

Asker güzel sen çirkin

20080925_derin_dusunce_org_karikatur.jpg“Efsanevi Gırgır’dan sonra çok şey değişti, mizah dergileri eskisi gibi satmıyor” diyen karikatüristlerin neden şikâyetçi olduğu pek anlaşılır gibi değil. Mizahçı olmanın gereğini yaptılar da yani muhalif oldular da okumadık mı? (pardon gülmedik mi?). Anlaşılan o ki pek çok karikatürist artık sokaktan beslenmiyor. Ya da daha doğrusu hangi sokaktan besleniyor? Sadece İstiklal Caddesinden mi? Devamlı, (erkek egemen) küfürlü esprilerle nereye kadar devam edecekler? Yani yaşlandığınız için gülmüyorsunuz zannetmeyin çünkü uzun zamandır espri üretemeyen bir mizah var.. Sokağın yakın zaman içinde çok değiştiğini gözlemleyemediklerini karikatürlerindeki tutucu havadan anlıyoruz.

Bunda çalışan sınıfındaki karikatüristlerin patron sınıfına geçmesi, standartlarının yükselmesi ve yaşam şekillerinin değişmesi de neden olmuş olabilir. Yani belli çevrelerde takılan bir çizer ne zaman değişimi gözleyecek de onu mizahına aktaracak? Ama kimlikten doğru mesela “hiç mi bir Kürt karikatürist, hiç mi bir dindar karikatürist yok bu dergilerde?” diye sormadan edemiyoruz. Çünkü bu dergilerin Kürt ve başörtüsü sorunlarını ele alışlarında bir potada eritilmiş, tek tip “beyaz Türk” tutumunun yaygın olduğunu görüyoruz. “Hani nerede muhalif olmak?” diye insanın sorası geliyor. Demek ki ancak belli sınıflardan gelen mizahçılar homojen yapıda görünen bu dergilerin kadrolarını oluşturuyor. 

Merkez basının çizgisinde 

Özellikle AKP’nin kapatılma davası sürecinde bu yapı farkedilir hale geldi. Bildiğiniz gibi Penguen, Leman, Uykusuz gibi dergiler o hafta kapaklarında AKP’yi kapatma davasını ele aldı. Örneğin Uykusuz dergisi AKP’nin kapatılmayarak sadece yaralandığını, “Artık daha saldırgan olacak” başlığı ile karikatürleştirdi. Karikatürleri dava eden bir Başbakan’a karşı bu bir reaksiyondur denebilir belki. Ancak “karikatürlerimize dava açmak antidemokratik bir tavırdır” diye düşünenlerin parti kapatmada demokrasi yönünden bir beis görmeyişleri enteresandı.

Şimdi aynı dergilerin DTP’nin kapatılma sürecinde nasıl bir tavır alacaklarını merakla bekliyoruz. Aslında çok da merak etmiyoruz. Ya da halkta bir merak yok ki bu dergiler artık eskisi gibi çok satmıyor. Nüfus o günlerden bu yana arttı, üstelik hedef kitle olan gençlerin nüfus içindeki yüzdesi olağanüstü boyutlara ulaştı fakat bu dergilerin satış rakamı aynı oranda artmadı.

‘Çakma solcu’ espriler

Bu meraksızlığın en önemli nedeninin bu dergilerin mizahtan çok artık bir ideolojik yan tutuş, neredeyse devletçi çizgide bir Beyaz Türk yaklaşımı ve bir “kiminle aynı safa düşüyorum” endişesi ile yapılmış dergiler olarak algılanması olduğu gözüküyor. Yani içinde zaten “ne olmadığı” bilinen bir dergiyi kim niye merak etsin ki? Politik mizah yaptıklarını düşünen çizerlerin, onları yeterince politik bulmayanlardan haberleri yok sanırım. Eğer bu yaptıkları politik eleştiri ise ancak tektipleşmiş bir politiklik, ortak bir potada eritilmiş rengi, kimliği yok olmaya yüz tutmuş bir politikliğe benziyor bu dergilerin politikliği. Üstelik artık sol da degil. Özellikle Ergenekon’un çizgilerle ele alınış biçimi son zamanlarda pek çok yazıda işlenen sol gruplarda yaşanan kırılma noktasını aynen yansıtıyorlar. Çakma solcu espriler gerçek solcuları kesmiyor artık. Her “solcuyum” diyenin otomatikman ilerici sayıldığı günlerin geçmekte olduğunu farkedememeleri de cabası. Solcu olmanın tarifi, şu günlerde özgürlüklerin ve demokrasinin altını çize çize, yeniden yapılırken, hızla değişen sol içi bu yeni tartışmalardan bihaber olmak başka nasıl açıklanabilir? Mizah dergilerinin solcu olduğu ve bu sebeple otomatikman özgürlükçü de olduklarını varsaymanın bir hata olduğu meydanda.

Üçüncü yolcu Ergenekoncular

Bazı çizerlerden ise hiç bahsetmiyorum onlar için herhalde en doğru tanımlama üçüncü yolcu Ergenekoncular denebilir. Hem sol adına hem de ülke adına çok yazık.

Gerçekten de son zamanlarda en çok garipsenen ve bu yazının yazılmasına neden olan şey mizah dergilerinin Ergenekon’a sessiz kalması oldu. Bir mizahçı için müthiş malzemeler sunan bir davada bu sessiz kalış şüpheler doğuruyor. Dinazor köşe kadıları gibi dinazor bir karikatürist cizer takımımız mı varmış? Tam mizahçı takımına göre bir dava var ortada. Ama tıs yok. “Bu nasıl iştir?” diye insan sormadan edemiyor. Örneğin Uykusuz dergisinin “Ergenekon’u sulandıranları” (güya kendisi sulandırmadan) hicvettiği kapağındaki eski siyasetçiler arasında nedense bir tek kendini “Ergenekon’un Avukatı” ilan eden Baykal eksikti. Hâlbuki Baykal çizilenlerle aynı dönem siyasetçisi değil miydi?

Asker güzel sen çirkin

Bir başka konu da aman AKP ile aynı safta gözükmesinler diye ister istemez egemen güçlerin yanında durmalar. Özellikle çizimlerde bu çok bariz bir şekilde ortaya çıkıyor. Büyükanit yakışıklı, üniforma içinde “doğru”yu “gerici”lere gosteren bir şekilde, Erdoğan şeytan gibi bir figur. Askerler hep düzgün çiziliyor. (Ordu halkımızın en çok güvendiği kurum malum, sanırım çizerlerimizin de.) Erdogan ve Gül ise surekli çirkin çiziliyor. Ki buna bir itirazım yok. İktidara muhalefet edilmesi ve kötü çizilmesi mizahın bir gereği ve gayet normal.

Bu da size kapak olsun

Ancak özellikle başörtüsü konusunda tavır almayış hatta bazen ideolojik denebilecek bir tavır alış var ki, başörtülü, özellikle okumaya çalışan hiç bir genç kadının bunlara espri diye güldüğünü zannetmiyorum. Örneğin hatırlarsanız Leman, Hayrünisa Gül’ü Playboy tavşan kızı şeklinde kapak yapmıştı. Bir de İmam Hatip Lisesi mezuniyet töreninde kep yerine başörtülerin havaya atıldığı “esprisi” yapılmış bir başka kapak vardı.

Öte yandan kimilerince Leman’ın destek verdiği şeklinde algılanan, okul töreninde asker uyarısı ile kovulan başörtülü bir kızı konu ettiği bir başka kapakta kız koca bir asker botu ile devriliyordu. Ancak öyle çirkin ve aciz görünümdeydi ki kız, bence o çizimde mağdur olanın asil bir şekilde çizilmesi gibi ince bir ayrıntı atlanmıştı. Asker ise koca bir postalla temsil edilmişti. Gaddar bir asker figürü çizmek çok daha açık bir muhalefet mi olacaktı? 

Esmer Türk yok mu?

Ülke yetişmiş kadınlarının yüzde 63’ü başını örtüyor (bazıları hala yüzdeler konusunda cahil görünüyor diye bu yüzde verilmiştir. Yoksa kastımız başörtülüler “çoğunluk” değil, “azınlık” olsa ve binde bir olsaydı ne farkedecekti ki?) Merkez medyanın her gün hiç bıkmadan yaptığı başörtülü kadınları ötekileştirici yayınlarını ve bunlardan hergün incinen kadınları hakkıyla çizecek bir karikatürist yok mu bu dergilerde? Öte yandan şu anda orta yaşlarını süren ve “o bölgede”, özellikle de 1990’larda askerliğini yapmış tüm erkeklerin “asker anısı” gençler öğrensin diye anlatacak bir esmer “Türk” var mı acaba? Bir zamanlar Kürtleri güzel çizen çizerler vardı ancak modernite diye belli bir süreden sonra beyaz Kürtlük yapmayacak Kürt karikatüristlere de ihtiyaç var görünüyor.  

Son olarak mizah dergilerinin iktidari “güzel” çizmesi beklenemez. Ama iktidara karşıtı olacağım diye bir başka iktidarın ‘kucağına niçin oturuluyor’? İktidar karşıtlığı mizahçıları askerin ve devletin safına itiyor ki, 3 YTL çıkarıp vermeye değmiyor doğrusu. Eh o zaman kendileri bilir. Espri yoksa mama da yok. Herkes beyaz Türk değil. 

 

…Bu makale ilginizi çekti ise…

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Öğretmenlik, savcılık, soytarılık, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

 

Trackback URL

  1. 19 Yorum

  2. Yazan:Levent Cetin Tarih: Eyl 24, 2008 | Reply

    Nelere guldugumuz bize ayna tutuyor. Guleriz aglanacak halimize derler ya. O hesap.

  3. Yazan:uveys Tarih: Eyl 24, 2008 | Reply

    Aslinda benzer mizah anlayisi sadece Karikaturle de sinirla degil bence…Genelde fikralarda askerle, polis mukayese edilir. Ne hikmetse asker herzaman yuceltilir. Polis ise yerlerde pacavradir. Agza alinmiyacakta kufurler, hakaretler cabasi..

  4. Yazan:suzannur Tarih: Eyl 25, 2008 | Reply

    Ne demeli ki bu tespitlere.
    Acaba espri yoksa mama da yok’u boykot! olarak algılayıp sizi de çizerler mi :))
    Malum, iş gelip mamaya dayanıyor her yerde. Bu da çizdiklerimize karışıyorsun, özgürlüğümüzü engelliyorsun, faşist söylemlerle(aslında liberal) bizi durduramazsın tarzı çizimlerle karşılaşılması gibi bir durum ortaya çıkabilir.
    Ne de olsa sadece kendimize demokratız, pardon beyaz Türk’üz biz!
    Karikatür alemi karikatürcilerin kalacaktır!

  5. Yazan:uveys Tarih: Eyl 25, 2008 | Reply

    Sn. Suzannur hanim;

    Bu saatten sonra ister cizerler, ister bozarlar.. Farketmiyor.. Koca Cumhur baskanini Basbakanini kiliktan kiliga sokanlar bizden icazetmi alacaklar.. Biz ki..! devede kulak ya variz, ya yokuz onlar icin. Kadrolasmak boyle bisey olsa gerek. Onemli olan onlarin ne dusundugu degil bence yinede bizim dusuncelerimiz.

    Saygiyla..

  6. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Nurhayat Hanım bence biraz haksız eleştirmiş.
    Leman ve türevi dergilerin askerleri güzel çizmesi gibi kime göre, neye göre bir veriden yola çıkarak “asker yanlısı” demek geldiğimiz noktada ne derece taraftar ruhuna girdiğimizi gösteriyor. Bu mizah dergilerinin her zaman darbecilerle sorunu oldu, Erdoğan “şeytan” gibi çizildiyse b ubaşka bir iktidarın kucağına oturduğu anlamına gelmez.
    Erdoğan’ı eleştiren=Ergenekoncu, asker yanlısı
    denkleminden çıkalım artık.

    Leman’ın askerileri güzel çizmesi kaldı ki doğru değil, senelerimiz Leman’la geçti hiç bir zaman da asker taraftarı olduklarını görmedim, buna ihtimal vermek bile sapla samanı karıştırmak olur. Hele Leman ekolüne “beyaz Türk” demek gerçekten şaka gibi olur, yapmayın bunu.
    Hayrünnisa Gül bile Gucci başörtüsüyle bir Leman çizerinden daha Beyaz Türk kalır.

  7. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Bu meraksızlığın en önemli nedeninin bu dergilerin mizahtan çok artık bir ideolojik yan tutuş, neredeyse devletçi çizgide bir Beyaz Türk yaklaşımı ve bir “kiminle aynı safa düşüyorum” endişesi ile yapılmış dergiler olarak algılanması olduğu gözüküyor.

    Beyaz Türk yaklaşımı nedir peki?
    Leman gibi dergiler senelerce plajda karpuz kesen bıyıklı amcaları, genelevlere giden mahalle delikanlılarını, beş parasız öğrencileri, esnafı, şuyu buyu çizdiler.
    Erdoğan “şeytan” gibi çizilince mi beyaz Türk olunuyor?
    Dilin ataerkililğini eleştiriyorsanız o başka konu, orada başörtülü başörtüsüz başka bir tarafa gider. Ama Leman, Penguen gibi dergilere “Beyaz Türk” dergisi demek bir garip, kelimelerle tarif edemedim gerçekten 🙂

  8. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    üçüncü yolcu Ergenekoncu
    Nasıl yani?

  9. Yazan:MY Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Yapmayin SnowQueen,

    Yaziya koydugumuz resme bakin, Büyükanit’in neredeyse fotografini çizmisler elle.

    Karikatürün dogasinda vardir abartmak. Burunu, gözleri vs büyütür, abartirsiniz.

    “Zavalli” Ergenekon magduru Ilhan Selçuk’a bakin, bir de AKP seçmeni killi, pis halk adamina.

  10. Yazan:Suat Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Leman bu konuda çok sabıkalı.

    Bir süre önce garnizon komutanı tarafından ödül alacakken aşağı indirilen Teslime’yi kapak yapmıştı Leman. Tekme yiyen dişlek bir kız şeklinde. O zamanlar şöyle bir yazı yazmıştım:

    Leman bu hafta, Kozan’da birinci olduğu yarışmada ödülünü almak için kürsüye çıkmışken, başörtülü olduğu gerekçesi ile Garnizon komutanı ve Kaymakam’ın tepkisi ile kürsüden indirilen Tevhide’yi kapak yaptı.

    Pek çok haber sitesinde “Leman’dan Tevhide’ye destek” başlığıyla yayınladı bu kapak. Ben mi çok aykırı düşünüyorum bilmiyorum ama ben bu kapakta Tevhide’ye destek göremedim. Tevhide’yi çiziş şekilleri de hiç destek verir gibi değil. Çok alaycı bir çizim olmuş, yüzü, dişlek ağız yapısı..

    Ayrıca karikatüre eklenen metinde de bir destek ya da bu davranışı yapanlara yönelik bir tepki yok. Salt, bir haberi verir gibi metin eklenmiş. Metinde geçen “alaşağı edildi” ibaresi iki türlü de okunabilir; tepki olarak da “oh olsun” olarak da.

    Dergiyi okumadım, içinde aynı konu nasıl işleniyor bilmiyorum ama kapakta destek olarak görülebilecek tek yer “Bir genç kızın gözyaşları” başlığı. Bu ibare yüzünden emin olmadım ya zaten; alay mı ediyorlar destek mi veriyorlar diye..

    Leman muhaliftir, alanen bir komutanı destekleyeceklerini de sanmıyorum ama, eğer destek vermek için yaptılarsa da bu çizim böyle olmamalıydı. Bu mağduriyet daha naif bir biçimde dile getirilebilir, tepki gösterdikleri Komutan ve Kaymakam çizimden nasibini alabilirdi. Bu yapılmamış.

    Bu konu beni çok fazla üzdü, belki bu sebepten, belki de Leman’ın aynı mevzuda daha önce yayınladığı terbiye yoksunu çizimlerinden (12) oluşan yargımın etkisiyle, nesnel bakamıyor olabilirim..

    Ama gerçekten Leman destek mi veriyor, alay mı ediyor, yoksa böyle ortada bırakıp konuşulmak mı istiyor anlayamadım..

    ***

    Ancak daha sonra hem kendi sitemde hem de Genç Siviller grubunda konuyu tartışmıştık. Oradada da şunları yazdım:

    Tekrar edeyim, ben bu karikaturden Tevhide’ye nasil destek cikartildigini hala anlayamadim.

    Galiba derin anlayis farkliliklari var.

    Leman once Hayrunisa Hanimi, cirkin, zeka yoksunu, alakasiz bir terbiyesizlikle cizdi. Sonra tuttular yine ayni alaycilikla “ne bu cizim” deyince “ee biz Sophia’ya benzetmek istedik, tarayicida kayma olmus benzememis” mealinde seyler soylediler, alaya devam ettiler. Ardindan da su incileri geldi.

    Sonra da Erdogan ile Gul’u dans ederken cizdiler .

    Erdogan-Gul ciziminde bir mizah unsuru var, evet. Ama o mesele sadece o kadarla kalmiyor.

    Ortada gercekten ayip ve ayipliginin derecesi kendi kendini astigi icin komik bir durum var, bir rezalet var. Bir cirkinlik. Nedir? Bir davet sahibi bazi misafirlerini esleri ile davet ediyor bazilarini da ayrimcilik yaparak essiz. Bundan daha ayip ve ironik kac sey olabilir?

    Simdi bu nedir peki?

    Daha önce de yazdım; koskoca cizerlerin asgari nezaket kurallarindan bihaber olmalari mumkun mu? Yani burada dile dolanacak olan davet sahibi degil midir? Boylesi bir terbiye eksIkligini gosterenler degil de, nezaketen, devlet adamligi sorumlulugu ile eslerine (ve dolayisi ile kendilerine) yapilan bir ayiba ragmen davete icabet edenler neden cizgiye “dam” malzemesi ediliyor?

    Ortada absurd durum var ama resmetme sekli ile kiminle alay ediliyor?

    Gul’un hukuksuz ve vicdansiz bir bicimde cumhurbaskanligi engelenmeye calisilirken en cok konusulan ey esinin basortusu idi. Tum demokratlar ve ehl-i insaflar Gul’e destek vermisti. Leman ne yapti, Hayrunisa hanimi o sekilde kulaklarla resmetti. Destek mi vermisti?? Sonra da bir aciklama ile alay etti. Daha sonra Erdogan ile Gul’u de ayni sorundan dolayi katildiklari essiz resepsiyonda maskara eden Leman’di. Özneler yine askerlerdi. Cok zaman da gecmedi. Şimdi ne degisti leman cephesinde?

    Simdi ise daha once ayni temele sahip kronik bir sorun ile alakali olarak yeni bir kapak var. Ne var elimizde? Koca bir tekme yiyen ve devrilip giden, cirkin, dislek bir kız cocugu. Yukarida da bir metin. Cihan haber ajansindan cikmis gibi, dumduz.

    Tam o kapagin ciktigi gunlerde basortusu yasagi sebebiyle birisi tipi 5 sinifta, bir digeri hukuku 4’de birakmak zorunda kalan iki arkadasim ayri ayri telefon actilar, hungur hungur agliyorlar, ortak cumleleri “leman’i gordun mu, neden hala bizimle alay ediyorlar?”di. Bizzat bu yasagin magduriyetini en aci sekikde yasamis olan kisiler bunlar. Boyle de yorumlayanlar var demek ki, o halde ortada bir sorun yok mu?

    Algida secicilik acaba goruslerimizi mi karatti bizim gibi dusunenlerin?

    Sanki burada cok zeki bir yol izlemis Leman cephesi. Herkesin baktigi yere gore yorumlayabilmesini istemis. Daha onceki tavirlari ile birarada dusundugumuzda eger amaclari alay ise, hem Tevhide ile hem de bu karikaturu destek zannedenlerle iyi bir girgir gecmis oluyorlar. Nobellik bir zeka!..

    Tekrar edeyim, ‘bence’ kesinlikle bunu destek olarak gormek icin yeterli veri yok elimizde. Hele ki sozkonusu olan Leman iken.

    Bir karikaturde malzemesi isleme bicimi cok cok anlasilir olmamali elbette. Bu cizimin kalitesini dusurur. Fakat -eger amaclari destek idiyse- boyle de tartisma yaratacak kadar olamamaliydi. Eger destek idiyse bu komutan kaymakam cizgiye girmeli, onlara hadlerini bildiremeyen yigin maskara edilmeliydi.. (Hala iyi niyetimi muhafaza etme gayretindeyim bakin ama olmuyor.. Cizgiye baktikca abondone oluyorum..)

    Tabii ki “sen ve senin gibi dusunenler salaktir, ne anlarsiniz mizahtan” da denebilir. Mumkundur. Bunu da kabul edebilirim ama bunun kolaycilik olacagini da eklemek isterim.

  11. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Yaziya koydugumuz resme bakin, Büyükanit’in neredeyse fotografini çizmisler elle.

    Büyükanıt’ın fotoğrafını güzel çizen Leman değil olsa olsa Zaman olur, malum Dolmabahçe’deki asker-AKP anlaşmasından sonra “pek sayın özverili sağduyulu Büyükanıt”a dönüşmüştü.

    Senelerden Leman, Penguen vb. alırım, ilk gençlik günlerinden itibaren, AKP’nin A’sı yokken darbecileri, askerleri, cuntacıları eleştiriyordu adamlar. Komik bence askerleri güzel çiziyorlar demek, güzellik anlayışının göreceli olmasına bağlıyorum bunu iyi ihtimalle. Yoksa yuh diyeceğim:)
    İlhan Selçuk’ta güzel falan çizilmememiş ne alakası var.

    “AKP seçmeni kıllı,pis halk(!)” zaten Leman’ın
    baş kahramanıdır yapmayın rica ederim kötü kedi şerafettin, kllanan adam, bezgin bekir ELİT BEYAZ TÜRK mü? Bir yaşıma daha girdim vallahi.

  12. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Yani Leman’a da poster yalayıcılığını kondurdunuz ya helal olsun ne diyeyim.

    Tevhide gibi “kutsal kadın imgesinin” ne şekilde
    verildiğine bozulmuş birileri de. Durumu kadına bakış açısından inceleyebiliriz, haklı tarafları da çıkacaktır kapaktaki görüntüyü eleştirmenin. Ama Leman’da sadece başörtülü kadınlara değil genel bir kadına bakış açısının incelenmesi lazım. Bunun için de kimilerinin, ataerkillik yalan, kadının fıtratı şöyle böyle gibi şahane tespitleri biraz sığ kalır taktir edersiniz.

    Taksim’in arka sokaklarındaki travestiyi de anlatır Leman, sizin gözlerini kapayarak geçtiğiniz yerleri.
    Tarlabaşında fahişeyi, kenar mahalle delikanlısını.
    Hayat sizin “aman kutsalıma dokunma” önkoşulunuzdaki pembe-mavi evren gibi değil.
    Ne beyaz Türklüğü, ayıptır ya.
    Bu kadar mı hedefi kaçırır bir tespit.

    Tevhide’lere bakışa inceleyelim ama bu her hoşunuza gitmeyen fikri “ücüncü yolcu ergenekoncu”bellemekle olmaz. Her Erdoğan’ı eleştiren de asker taraftarı değildir, bu kadar basit bir şeyin açıklamasını bile yaptığıma inanamıyorum. Leman niye askeri güzel çizsin, tövbe estağ….

  13. Yazan:MY Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Daha Leman, Penguen hatta Hibir dogmadan önce Firt, çarsaf ve Girgir vardi. 1970’li yillarin sonunda basladim bu dergileri okumaya.

    1950’li yillarin meshur Akbaba dergisinin de koleksiyonunu satinalmistim Istanbul’da yasarken.

    Girgir’in dagilisina, oradan ayrilanlarin Hibir’i kurmasina tanik oldum. Günlük gazetelere verilen tam sayfa ilanlarla Girgir-Hibir savasini seyrettim.

    Leman’dan önce Limon okudum. Gökhan Dabak, Latif Demirci, Sarkis Paçaci, Atilla Atalay, Hasan Kaçan vb mizah yazar/çizerlerinin eserlerini uydu fotografindan görsem tanirim 🙂

    Bugün Türkiye’de profesyonel diye gezen çizerler var ya, ben onlari Girgir’daki çiçegi burnunda çizerler kösesine ilk karelerini yolladiklari günlerden beri bilirim.

    Oguz Aral’dan azar isitirlerdi önce:”Gereksiz taramalardan kaçin, söze dayali espri yapma, …” Sonra biraz toparlayan Girgir’in en arka sayfasinda bu kez elestirisiz biçimde yayinlatirdi çalismasini 🙂

    TR disinda yayinlanan bir çok mizah dergisini de okurum. MAD, Canard Enchainé, Charlie Hebdo…

    Bir karikatürist insani çirkin ve aptal göstermek için gözlerini goril gibi yakin ve basinin üst kisminda, gövdesini killi, kollarini belinin altina inecek kadar uzun çizdigi zaman buna estetik tercih denmez.

    Buna siyasi tercih denir. isin garip yönüne bakin ki bu karikatüristlerin çogu gecekondularda büyümüs insanlardir. Kendi aileleri büyük ihtimal AKP’ye oy veren insanlardir.

    Ama kendini RAHMAN ve RAHIM zanneden Savci Abdurrahman gibi bu zavalli karikatüristler de rejime yaranmak için kraldan çok kralci oldular. Tuttuklari avin kemiklerini siyirabilmelerine müsade çikar belki diye sahiplerinin botlarini yaliyorlar.

    Ama mizahçi olmak, solcu olmak, tepkisel olmak, otoriteye direnmek bu degildir.

    Halksiz kalan Türk solu gibi halksiz kalan Türk mizahi da bir yere, birilerine kapilanacak tabi. Nadir Nadi’nin di galiba, “Kalemini kir ama sakin satma” diye bir sözü vardi genç gazetecilere hitaben.

    Bizim karikatüristler artik MOUSE kullaniyorlar ve kirmaya müsade etmiyor patronlari.

    Ne yapalim? umarim ruhlarini sattiklari seytan iyi ödemistir.

  14. Yazan:TT Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Egenekon operasyonları Lemancıları da üçüncü yolcular gibi kafa karışıklığına itmiş gözüküyor.Öyle ya sırf mağdur AKP yada başörtülüler olduğu için yıllarca karşı geldiklerini söyledikleri darbecilerle aynı safa düştüler..
    Hatta web sitesine bakılırsa ergenekon avukatlarından Nihat Genç’i de tekrar transfer etmiler.Eh artık Leman okurları doya doya ergenekon müdafaaları okurlar..

    Bence bu durum bir takım solcuların demokrasi ve özgürlükler konusundaki bencilliklerinden kaynaklanıyor:

    Yani şöyle düşünüyorlar:

    Bu demokrasi özgürlük denilen şey solculara yarıyorsa yaşasın! Yok eğer solculara yaramıyorsa bin beter olsun, yaşasın darbe!..

    Aslında bu zihniyetin Tarık Akan gibi açıksözlü temsilcileri de yok değil…

    Karikatürize edecek olursak T.Akan şöyle demişti:
    27 Mayıs? -iyidir iyi
    12 mart? -kötü
    9 mart? -şahane
    12 Eylül? -kaka kaka
    28 şubat? -harika

    Ergenekoncular hakkında da olumlu hisler beslediğine şüphe yok..

  15. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Bir karikatürist insani çirkin ve aptal göstermek için gözlerini goril gibi yakin ve basinin üst kisminda, gövdesini killi, kollarini belinin altina inecek kadar uzun çizdigi zaman buna estetik tercih denmez.

    Buna siyasi tercih denir. isin garip yönüne bakin ki bu karikatüristlerin çogu gecekondularda büyümüs insanlardir. Kendi aileleri büyük ihtimal AKP’ye oy veren insanlardir.

    Yapmayın Mehmet Bey, gerçekten inanıyormunuz buna, “göde kıllı, kollar belin altına inecek kadar çizildiği zaman AKP seçmeni kastedildiği için siyasal bir duruş belirlenmiştir” diye birşeyden nasıl söz edebiliriz?

    Bezgin Bekir aptal görüniyor, onu da özellikle “AKP”li göstermek için öyle betimlemiş olmamılar. Gerçi AKP falan yoktu o zaman ama neyse.
    Tarlabaşı travestisinin siyasi görüşü nedir peki? Sisi Ergenekondan yakalandı, buldum onlar da Ergenekoncu!
    Kötü kedi Şerafettin de cingöz, gözler maymun değil ama kedi gözü CHP’li olmalı.

  16. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Bundan böyle kıllı, beyaz atletli tipler değil uzun boylu, yapılı, gemiş omuzlu, daha açık tenli ve badem gözlü “AKP’liler” çizilsin o halde.
    Bütün zevceler kutsal bir hare içinde, yanına iki metreden öte erkek yaklaşmamış, tekmelenirse bile uzaktan, devlet büyükleri en nurlu suratlarıyla çizilsin.

  17. Yazan:Suat Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Snowqueen,

    Leman’ın savunmak için o kadar ıkınmanınza gerek yok.

    Tevhide’yi “kutsal kadın imgesi” olarak gördüğümü söylemenizi ise kusura bakmayın iğrenç bir tavır olarak görüyorum.

    Genç bir kız çocuğuna yapılmış rezilce bir davranışa bile bu biçimde bakabilen siz, pardon bir de feminist tarafından ‘kadın’dınız, değil mi?

    ‘Kadın’ı niçin tırnak içine aldığımı anladınız mı? Hakkınızdaki tespitimden kaynaklanan bir şey elbetteki. Kavgalı bir durum sizinki.

    Avrupalı bir feminist sizden kesinlikle utanacaktır.

    Evet, Leman son dönemde tam bir pstal yalayıcı, üçüncü yolcu ergenekoncudur. Bakın oh, Nihat Genç’i de trafnsfer etmişler, şimdi hep birlikte N. Genç’in ağlama seasnları eşliğinde askere ve kamlimz öykünmeye devam edebilireler.

    Anlaşılıyor ki, siz ve sizin gibiler onları ve benzerlerini sol sanmaya biz de sizlerle alay etmeye devam edeceğiz. Bu garip döngü, aklınız başına gelene kadar sürecek gibi görünüyor.

  18. Yazan:blue Tarih: Eyl 28, 2008 | Reply

    Valla ben de eskiden Leman okuruydum, tren yolculuklarında, otobüste filan yanımdan eksik etmezdim. Eskiden Leman statüko karşıtı ve ilginçtir “Kürtçü” bir dergi olarak bilinirdi, beyaz türkler fellik fellik yaklaşmamamızı tembih ederlerdi bize. Sonra ne oldu, neler değişti bilmiyorum. Nihat Genç nasıl değiştiyse bu dergi de değişti. Belli ki paranın kokusunu aldılar, menfaatin savaş değil, yandaş olmakta olduğunu düşündüler. Eski Leman hüviyetini kaybettiği gibi son okuduğum Leman’lara bakınca espri anlayışlarını da kaybettiklerini görüyorum. Artık Leman’da gülecek espri bulamıyorum. Keşke AKP’yi eleştirseler de, biz de zekice mizaha alkış tutsak. Yavan, tatsız-tutsuz bir dergi olmuş Leman. Nihat Genç gibi, o da bozulmuş. Çok yazık.

  19. Yazan:Din'etik Tarih: Eyl 28, 2008 | Reply

    Paranın kokusunu almayanmı var bu dünyada , tencere dibin kara seninki benden kara , tepeye çıkanlara bir bakın , siyasette olsun gazetede olsun nerde olursa olsun , habirede aynı şeyi söylüyorum ama, sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi akp nin savunulmasına da dayanamıyorum, yahu kardeşim karikaturistlermi aldı gemicikleri, pastörize yumurtaları, şaşaalı düğünleri onlarmı yaptı, bir gecede bir ailenin bir yıllık gelirinden fazlasını onlarmı harcadı? şunları bunları yani yazmaya kalksam sabaha kadar okursunuz, bir karikatür dergisi elbette eleştirel yaklaşacak tamam katılıyorum taraf olarak birşeyler yapıyordur ve hatta daha ötesini yapıyordur, doğru! ama yorumlarda akp yi aklamak için kullanılmazki!!!, şunu deseniz amenna evet hepsi yapıyor diye….

  20. Yazan:Cumhur Tarih: Eki 24, 2008 | Reply

    Pastorize yumurtaya katılmak adına bir fıkra:)
    “Tayyip Erdoğan tarafından merkez ilçe kongresine destek amacıyla Trabzon’a gönderilen Maliye Bakanı Unakıtan şehre girmek üzeredir. O sırada meydanda bisikletini parkeden biri yandaki kahveye girer.
    Az sonra bir polis kapıdan içeriye doğru bağırır:
    – Kardeşim!!! Dışardaki bisiklet kiminse alsın… Maliye Bakanı Unakıtan gelecek.
    Trabzon’lu içerden aynı ses tonuyla cevap verir.

    – Bi şey olmaz… Kilitledum …..”

  1. 1 Trackback(s)

  2. Eyl 28, 2008: Ayy bu Müslümanlar da pek çirkin! : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin