Üniversiteye girme ama CHP’ye gir!
By Mehmet Yılmaz on Kas 19, 2008 in Basın günlüğü, CHP, Laiklik, Özgürlükler, Türk faşizmi, Ulus-Devlet
CHP lideri Deniz Baykal‘ın başörtülü kızlara mesajını şöyle özetleyebiliriz: Sizleri üniversite sıralarında görmek istemiyorum ama partime girip aktif siyaset yapmanızda sakınca görmüyorum.
Öyle ya, üniversitelerde kıyafet serbestisi sağlamayı öngören anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettiren Baykal.
Çankaya’ya eşi başörtülü bir aday çıkmasın diye “367 şartını ortaya atan” ve bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götüren yine Baykal.
Amacına ulaşamayınca Çankaya Köşkü’ne boykot başlatan da aynı Baykal.
Yani bugüne kadar ki çizgide kadınların giyimiyle çok yakından ilgili.
Başörtüsüne karşı kesin bir tavrı var.
Ancak seçim zamanı geldiğinden mi, MHP lideri Bahçeli‘nin giderek her konuda yumuşayan yaklaşımından etkilendiğinden mi bilinmez, başörtülüleri bırakın çarşaflı kadınlara kucak açtı.
Bu gelişmeyi değerlendirirken de, Milliyet’ten Fikret Bila‘ya “Biz kadınlarımızın giyim kuşamıyla ilgili değiliz. Örtülü kadınlarımız zincirlerini kırıyor” dedi.
Kadınların giyim kuşamıyla ilgili değilseniz, başörtülü kızların üniversiteye girişini serbest bırakması bile tartışmalı bir anayasa değişikliğini neden Anayasa Mahkemesi’ne götürdünüz?
Siz başörtülü kızların zincirini yüksek öğretim hakkını engelleyerek, evde oturmaya mahkûm ederek mi kırıyorsunuz?
Peki, siyasetin en temel öğesi ilke nerede?
Kendilerini muhafazakâr olarak değil de “mutaassıp” olarak tanımlayan insanlarla işbirliği yapmaktan imtina etmemeniz ne anlama geliyor?
Normal koşullarda bir siyasi partinin giyim kuşamına, inancına bakmadan kapısını herkese açması çok güzel.
Ancak yakın geçmişinde kadınların kıyafetinden başka bir sorunla uğraşmayan, varlık nedenini başörtülü kadınlarla mücadele olarak gören bir partinin bu değişimini zincir kırıyoruz demekle geçiştirmesi kabul edilemez.
CHP, kadın, kıyafet, özgürlükler, eğitim hakkı gibi konularda bir değişim sürecinden geçme kararı almışsa, bunu toplumla paylaşmak durumundadır.
Yoksa, bu tamamen siyasi oportünizm kapsamına girer ve bugün gelinen noktada pek hoş görülmez, görülemez.
Gelinen noktada CHP’nin tavrı, “üniversiteye gitme ama CHP’ye gir ve partime oy ver. Sonra da evinde oturmaya devam et”, biçiminde özetlenebilir.
… Bu makale ilginizi çektiyse…
Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”
Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor.
Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.
17 Yorum
Yazan:Yasemin Kargin Tarih: Kas 19, 2008 | Reply
Dini siyasete alet etmeyin deyipte; dini siyasete alet edden CHP. Zincirlerimizi kırmak bizi özgürleştirmek adına özgür hislerimiz ve inançlarımız için bizi ZİNCİRLERLE SARAN CHP. Çekin ellerinizi artık başörtüm(ÜZ)den. Biz sizsiz yeterince özgürüz, ne zaman anlayacaksıznız devriniz kapandı? YETER ARTIK ÇEKİN ELLERİNİZİ BAŞÖRTÜM(ÜZ)DEN.
Yazan:seviyesiz Tarih: Kas 19, 2008 | Reply
Yerel seçimlere yatırım yapıyor aklınca.
Yazan:burak Tarih: Kas 19, 2008 | Reply
Hadi biri Din’i diğeri Kemalizm’i sömürüyordu. Şimdi biri milliyetçiliği diğeri de dini mi sömürmeye başladı, nedir? “Al birini vur ötekine sözü” galiba tam da bu zamanlar için.
Yazan:hekol Tarih: Kas 19, 2008 | Reply
her ne kadar başörtüsünün karşısında durmuş olsada bu yeni çıkışı artık pes ettiğinin ve kutuplaşmanın eskisine göre azaldığının gösteergesidir. halıkıyla çatışarak bir yere varamayacağını anlamış. kendisi için bu büyük benim için se küçük adımından dolayı yine de takdir ediyorum devamını bekliyorum
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 20, 2008 | Reply
Aslında gayet sıradan bir olay.Ne var ki giyim kuşam da dahil akla gelebilecek her şeye siyasat bulaştırıldığından bize ilginç geliyor.Oysa asıl ilginç ve tuhaf olanı bu tür sıradan olaylara duyduğumuz şaşkınlık ve hayrettir.Ve bu anormal durum bizim eserimizdir,biz bu hale getirdik.Toplumca kanıksadığımız bu yapı sadece siyaset alanıyla da sınırlı değil.Bu alışkanlık hayatın her alanında bizi adeta kuşatmış görünüyor.Hadi ideolojik ayrışmalar,sabit kutuplaşmalar bir yere kadar anlaşılabilir.Zaten siyasi arenade alışılagelmiş gelenekçi yapının dışına çıkılması pek nadirdir.Örneğin bir parti mensubu diğer bir partinin herhangi bir tavır vaya icraatını asla benimsemez,doğru olduğuna inansa bile bunu belli edecek herhangi bir söz veya imadan sakınır.Makbul ve revaçta olanı,her ne pahasına olursa olsun diğerini kötülemeye proglanabilmektir.Bu porogramlanmayı “kusursuz”bir biçimde içine sindirebilenler ancak usta politikacı sayılabiliyor.Bilmiyorum,bu anlayış siyasetin doğasında mı var,dünyanın her yerinde siyaset böyle mi işliyor hep merak etmişimdir.Kısacası bu güne kadar bu yoldan şaşmış bir politikacıya pek rastlanmadı ülkemizde…Toplumca böylesi bir mucizeye tanık olma şansımız hiç olmadı.Bu gidişatla olacağı da yok zaten.
Dediğim gibi hadi siyasetin bu anlamda bir kabuk değiştirmesinden umudu kestik.Bari bu hastalık diğer yanlarımıza bulaşmayaydı.Fakat ne gezer,bu illet her yanımıza bulaşmış bir kere.Kurumlara sirayet etmiş,stadyumlara taşmış,evlerimizİn ta içine kadar girmiş;her yerde karşımıza çıkıyor.Bir ara sigara içenler-içmeyenler,sigara yasağı destekçileri-karşıtları şeklinde bile yeni bir kutuplaşma ve bölünmenin eşiğine geldiydik.Bereket diğer çekişmelerin arasında arada kaynadı da atlattık,yoksa bunun için de ayrı bir zıtlaşmanın içine sürüklenerek birbirimize girmemiz içten bile değildi.
Diyeceğim o ki,artık bazı şeylere iyi tarafından da bakmayı öğrenmeliyiz.Hep olumsuz yanını görmeye odaklanarak nereye varacağız.Dolayısıyla CHP,bu çıkışıyla belki bir seçim yatırımı düşünmüş olabilir,muhtemeldir.Akşam tv.haberlerinde izledim,bunun bir seçim takdiği,oy hesabı olduğunu söyleyenler oldu…CHP nin bunu bir şova dönüştürdüğünü iddia edenler oldu.Evet bütün bu kuşkuları haklı çıkaracak bir çok neden de olabilir.Ama yine de pekala iyiye de yorulabilir.Bu biraz da bize bağlı.Sonuçta CHP de bu ülkenin bir partisi ve kendisini destekleyen bir kitlesi var.Ve bu kitle de halkımızın dışında bir yerden gelmiyor,eğrisiyle doğrusuyla bize ait.
Yazan:suzannur Tarih: Kas 21, 2008 | Reply
Aslında iyiye yorumlanabilirdi her seçim öncesi aynı taktikleri yaşıyor olmasaydık. Sanırım martayında yeni bir seçim yaşayacağız, diğer seçimde de CHP’nin reklam panosundaki kapalı kadın resmini konuşuyorduk.
ne değişecek peki, hiçbir şey. Bu tarz tavırlarda ekstra anlam aramak ve ona farklı anlamlar yüklemek hele de değişim gibi büyük bir kelimeyle bunu açıklamaya çalışmak zorlamak anlamına geliyor bence.
Hiçbir şey değişmedi ve değişmeyecek, bu seçim yatırımı ve marttan sonra da her şey aynı hale dönecek.
Kısacası, Batı Cephesinde Değişen Bir Şey Yok.
Malesef, oysa bu değişimi sadece CHP’de değil, AKP’de ve ülkenin her insanında, değişimi yaşamak ve bunu ileriye götürmek anlamında görmeyi çok isterdim.
Alttan üste bir şeyler değişse de, bu üstteki algılamanın eski şekilde işlemesi yüzünden sadece bir-iki ses değişikliği olarak görünüyor ve değişimin yaşanmaya başlaması gittikçe uzuyor.
Yazan:amarat Tarih: Kas 21, 2008 | Reply
Yazı değil ama Baykal’ın başörtülü fotografının konması hoş olmamış.Sanki biraz empati ile bakılsa o resim yerinden kaldırılıp yerine baykalın normal bir fotosu konulsa daha hoş olur.
Sizce ?
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 21, 2008 | Reply
Suzannur Hanım,
Yorumum ağırlıklı olarak toplumsal algımızla ilgiliydi.Hem kendimizi,hem de siyasete yön verenleri dönüştürebilmenin yolu zannedersem şu an izlemekte olduğumuz yol değil.Savunduğum tez şu:bize inandırıcı gelmeyen siyasi çıkışları,açılımları bile elde edilmiş bir fırsata dönüştürmeliyiz.Ancak biz tersini yapıyoruz yani daha başlamadan bitiriyoruz.Örnekleri çoktur.AKP nin yakın zaman önce başlattığı Alevi Açılımı,keza kürt sorununa ilişkin ılımlı yaklaşım vs.Peki biz toplum olarak ne yaptık,bunu nasıl karşıladık?Evet tam tersini yaptık.Günlerce AKP’nin samimi olmadığını,alevileri kendi safına çekmek için,siyasi çıkar için,oy için bunu yaptığını yazdık durduk.Köşe yazılarında,tv.yorumlarında bu standartın dışına çıkamadık.Oysa AKPnin niyetini okumak yerine AKP’yi sorunun içine çekecek ve sorumluluk yükleyecek yönde bir şeyler yapılabilirdi.Yapmadık.Yapamadık.Keza Kürt sorunu,yine aynı süreç,aynı mantık ve doğal olarak şimdi tam da olması gereken yerde duruyor.Ve elbette biz kendimizi sonuçları tartışmakla sınırladığımız sürece hiç bir değişim de yaşanmayacak.
Yazan:Murat Aygen Tarih: Kas 21, 2008 | Reply
C.H.P (“müktesep haklarını tescil ettirmeği başarmış” anlamında) “mutlu” azınlığın partisidir; binaenaleyh mesela başörtüsü konusuna mutlu azınlığın azınlığı TUSiAD’dan daha yapıcı yaklaşması mümkün değildir. İyi kötü bir oy derdi olan C.H.P’yi boy hedefi haline getiren bazı “muhafazakarlar”ın böyle bir derdi hiç olmayan TUSiAD’ı her türlü eleştirinin üstünde tutmaları ilginç değil mi? Felek bütün esbab-ı cefasın toplasın gelsin, dönersem kahpeyim C.H.P yolunda bir azimetten! My heart is beating: C.H.P, C.H.P, C.H.P, . .
Yazan:suzannur Tarih: Kas 21, 2008 | Reply
Aziz Bey,
Bir şeylerin tetikleyici olmasını ve gerçekten değişimi yaşamayı istiyorum ama (işte bu ama mahvediyor her şeyi) ülke partilerimizin devletleşme çabası değişim çabalarının önüne geçiyor her seferinde.
AKP keşke Alevilere bu açılımı sağlayabilseydi, bir ara gerçekten umutlanmıştım çoğulculuk adına, olmadı, Alevileri küstürdüler. Kürt sorununa hakikaten eğilecekler sandım, MHP’ye oy kavgasına girerek bunu da baltaladılar ki zaten benim CHP’den hiçbir beklentim yok. Kendine ait bir kitleye seslenen (ki bu çok normal, her kitlenin bir partisi olmalı ya da farklı kitleleri buluşturan birkaç parti) dar söylemlerin partisi.
karamsar bir söylem olabilir ama ben değişimi siyasi partilerin değil(artık), sivil toplum örgütlerinin yukarıya yapacağı baskıyla gerçekleşeceği (değişimi tetikleyeceği) öngörüsüne sahibim.
Bu günlerde Taraf gazetesi değişimin en güzel sembolü ve bir sivil toplum örgütü ayarında, farklı kesimlerin hak ve arayışlarını siyah-beyaz demeden aktarıyor. Bir siyasi partiden bunları beklemem fazla mı? ABD Obama’yı seçti, kendi olmaz’ını başardı, neden bizde olmasın? İstediğim gerçek bir değişimi isteyen ve bunu başarmaya çalışan bir parti ve benim için bu parti AKP, CHP ya da MHP değil.
Fazla deforme oldular ve yeni bir oluşumun ortaya çıkması gerekiyor, bence sinerjisini kaybetti bu partiler, ya da yeni bir isim çıkarmalılar içlerinden, yeni bir kadroyla…bilemiyorum.
Toplum olarak AKP’yi bu konularda destekledik, desteklemeyenler Ulusalcı kanat ve dine ait her olguyu tukaka diyerek öteleyenler, çoğunlukla da belirli medya grubu ve yandaşları oldu. Ama liberaller AKP’nin yanındaydı, ona oy veren vatandaşlar da. Daha aktif olması gerekirken içe kapandı, oy derdi mi, saçma, ülkede oy verecek kaç parti var ki bu sıkıntıya girdiler. sonra saçma olaylarla adları anıldı, para yemeler, rüşvet almalar…
bu beklediğim parti değil. Ha, ortada parti mi var, kime oy veririz martta, şu anda bilmiyorum. AKP’nin dönüştürücü olacağına ve farklı kesimleri içine alacağına çok inanmıştım başta, dindarlar diye değil, sadece ihtiyacımız olan değişim ve dönüşümü yaşatacaklar diye…
Değişime inanmak istiyorum, keşke sizin bakış açınızdan görebilsem olayları. Sanırım, 2005’ten sonra başlayan süreç böyle düşünmeme neden oluyor.
nerede AB?
yeni anayasa?
Yazan:Hasan Tarih: Kas 23, 2008 | Reply
“Çarşaf giydirilecekse, onu da biz giydiririz” diyor bence Baykal. “Komunizm lazımsa onu da biz yaparız” diyen Nevzat Tandoğan gibi.
Bakalım “ulan öküz anadolulu” buna ne diyecek?
Yazan:Historian Tarih: Kas 23, 2008 | Reply
SAYIN HASAN, bir sözün hangi ahval ve şerait altında söylenmiş olduğu da çok mühimdir. O “şayet komünizm lazımsa . .” sözü de şu vesile ile söylenmiştir. Bir alay 141-142 zanlısını vali N.T’ın huzuruna çıkartırlar. Vali bunlara bakar, bakar.. Gördüğü manzara bir alay ipsiz, sapsız, dümensiz, sarhoş, v.s.’dir. İşte o dillere destan sözünü “Ulan komünizm kiiiim, siz kim?” sorusunu müteakip söyler. Şayet kendisi zannedilebileceği gibi TUSiAD’cı falan olsa idi, sırtlarını sıvazlayıp hepsini maaşa bağlardı.
Yazan:Hasan Tarih: Kas 23, 2008 | Reply
Sn. Historian;
NT o sözü bir kaç ipsiz, sapsıza değil ülkücü aksiyoner Yusuf Ziya Arpacık’a söylemiştir. Arpacık hem bir aksiyoner hem de bir yazardır. İpsiz, sapsız biri değildir.
NT’nin faşist dönemin kendi gibi valilerinden olduğu biliniyor. CHP il başkanı olduğu için vali sayılanlardan. Daha ilginç bir nokta da var. NT’nin intihar ederek öldüğü söylenir. İntiharının sebebi ise sıradan bir vatandaş gibi mahkemeye çağrılmayı kendine yedirememesidir!
NT, bir cinayete tanık olur ve bu cinayetle ilgili davada tanık olarak dinlenmesine karar verilir. Mahkeme pek çok kez çağırır ama NT gitmez. En sonunda mahkemece zorla getirilir. NT, bunu gururuna yediremez ve intihar eder.
İlginç bir sendrom.
Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Kas 25, 2008 | Reply
Laik CHP’ nin carsafli kadinlari üye yapip yeni bir acilim baslatmasinin cok önemli nedenleri var. Belki cok zor olsa da ezeli ikinci kalan Sayin Baykal darbe ayaklariyle bir daha yönetimi CHP’ nin gasp edemeyecegini anlamis olmali. Cünkü E-Muhtari,367 darbesi, Anayasa Mahkemesine gitmesi ve Yargitay darbesi bir ise yaramadi. Ama en önemlisi TSK’nin CHP’ den umudunu kesmis olmasi ve isleri AKP partisiyle yürütmeye baslamasi. Herseyi daha iyi bilen Ordu, Laik Cumhuriyeti ve Atatürk Ilkeleri korumak icin Baykalin pasakli CHP’ni artik gerekli görmüyor. Son secimlerde oldugu gibi demokrat sol kesimin oylarini alamayan CHP artik Alevi desteginide kaybetmis gibi gözüküyor. Simdi artik Atatürkün kurdugu partinin imdadina kara carsafli kadinlar yetisecek. Anitkabirinde yatan Ulu önderimiz acaba bu olaya nasil bakiyor!!!
Yazan:KEMALİST Tarih: Kas 29, 2008 | Reply
AKP, oy almak için her türlü yolu, yordamı uyguluyor. Yıllardır da uyguladılar ve böyle giderse ülkenin nereye gideceği meçhul.
Siyasetse siyaset, bırakın da o kozu artık CHP kullansın, AKP yerine..
Hiç olmazsa Atatürkçü ve Laik bir ülkenin teminatı vardır.
CHP dürüst oldukça, olmayan şeyleri vadetmedikçe dinsiz partisi oldu burjuva partisi oldu, yaa hiç düşünmeden etmeden CHP dinsiz partisi diye oyunu AKP ye verenler o kadar çok ki!.. Herkesi kendimiz gibi araştıran, düşünen ve sorgulayan insanlar sanmamız hata..
CHP bence geç bile kaldı, çünkü bu halkın laiklikten çağdaşlıktan anladığı bu kadarr.. CHP laiklik dedikçe, Atatürkçülük dedikçe, çağdaşlık dedikçe bu halk gitti hep daha hırsızına, daha dincisine, daha din istismarcısına verdi oyu hep! Doğalgazı olan evlere bile kömür yollayan bir AKP var karşımızda.
CHP de gerekirse kömür dağıtsın, yeri gelince türbanlılara parti rozeti taksın, yeri gelince camiye gidip cuma namazı kılsın, yeri geldikçe Tv de besmele çekip hamdolsun iyiyiz desin, yapsın bunu yaa yapsınn!.. Kötülerin bu kadar rahat olduğu ve herşeyi yaptığı bir dönemde artık doğrucu davut olmanın bi anlamı yok!..
Yazan:blue Tarih: Kas 30, 2008 | Reply
Siyaset böyle çirkef bir şey işte. Ne yazık ki böyle çirkefliklere alkış tutan akiller var. Maksat hasıl olsun diye herkes ikiyüzlü davransın yani, inanmadığını yapsın, konuşsun; siyaset için her şey mübah öyle mi? Kayıtlara geçsin lütfen !
Yazan:ahmet ihsan Tarih: Kas 30, 2008 | Reply
Kısaca sayın Baykalın söylemek istediği şu: “CHP dışındaki partilere oy veren kapalılar gerici, bize oy verenler cici”