Gazze Katliamını “gerekli” kılan arka plan…
By Ahmet Cem Ozen on Oca 23, 2009 in Filistin
Beklenen oldu ve savaş başladı! İsrail’in 27 Aralık’ta füze saldırısıyla başlayan ve 1 hafta sonra da karadan işgal olarak devam eden Gazze operasyonu 6 aydır nispeten suskunluğa bürünmüş olan bölgenin tekrar kan gölüne dönmesine neden oldu. Özellikle çocukların saldırılarda büyük zarar görmesi dünya kamuoyunda en çok tepki çeken unsur oldu. Savaşın insanın kanını titreten sesi yalnızca Gazze’de değil tüm vicdan sahibi kulaklarda inler hale geldi.
Bu saldırının zamanlaması üzerine yoğunlaşmak, Ortadoğu sorununu daha ayrıntılı incelememizi sağlayacaktır. Zira 8 yıllık George Bush dönemi kapanırken, Obama’nın başkanlık koltuğuna oturmasına haftalar kala ve İsrail’de de seçimlere 2 ay varken bu operasyonun zamanlaması dikkat çekiyor.
Yalnızca Amerika’da değil tüm dünyada büyük beklentilerle tahta çıkacak olan Obama’nın bu ilk uluslararası sınavı olacak ve kendisi için ne şanssızlıktır ki tam görevine başlayacakken kucağında bu sorunu buldu. Bu yazıda Obama’nın İsrail’in Gazze saldırısında takınacağı tutum incelenmeye çalışılacaktır.
Çatışma
2006 yılında Gazze’nin Hamas tarafından ele geçirilmesi ve Batı Şeria’nın El Fetih hakimiyetinde kalması sonucu yaşanan bölünmeden İsrail’in mutsuz olması beklenemezdi. Zaten güçsüz olan rakiplerinin fiziksel olarak ikiye bölünmesi İsrail için kaçınılmaz bir fırsattı. Gazze şeridinin kendisi zaten dışarıyla bağlantısı rahatlıkla kesilebilecek bir alandı. Hamas’ı boğmak için büyük şans!
Ve öyle de oldu. Gazze’ye başta gıda olmak üzere pek çok metanın giriş ve çıkışı sıkı kontrol altına alındı. Mısır’ın Refah sınır kapısını tam olarak açmaması Gazze’nin dışarı ile bağlantısını çok sınırlı bir hale getirdi. Buna pragmatik bir çözüm bulunmakta gecikilmedi: Tüneller. Yeraltındaki bu tünellerden Mısır ile Gazze arasında büyük bir alışveriş ve kaçakçılık başladı. Bu kaçakçılıktan kazanılan ekstra kar Hamas’ın kasasına giriyordu ancak bu para içerideki 1.5 milyon Gazzeliyi beslemeye yetecek seviyede değildi.
Bu sırada Hamas amatör yapım ve pek de etkili olmayan Kassam füzeleriyle İsrail topraklarına füze saldırısı düzenlemeye devam ediyordu. 2008’in ortasında varılan 6 aylık ateşkesin koşulları Hamas’ın roket saldırılarını kesmesi ve İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukaya son vermesiydi. Bu süreçte Hamas’ın saldırılarını sıfırlamamasını bahane eden İsrail Gazze üzerindeki ablukayı tam olarak kaldırmadı.
Ateşkes biterken istediğini elde edememiş olan Hamas yeni bir ateşkese yanaşmazken İsrail tarafı da roket saldırılarının devam ettiğini söyleyerek ateşkes teklif etmedi. Hamas tarafında Suriye’de yaşayan Hamas lideri Halid Meşal’in özellikle ateşkese karşı çıktığı biliniyor. Bu gelişmeler üzerine İsrail 27 Aralık’ta Gazze’de bir polis okulunun mezuniyet törenine roket saldırısı başlatması üzerine çatışma başladı. 3 Ocak’ta ise İsrail kara ordusu Gazze şeridini karadan işgal etti.
Obama
Her ne kadar Obama Amerika’nın Bush döneminde kendisini son derece güç durumda bırakan dış politikasını devam ettirmeyeceği sinyalini vermiş ise de seçim sürecinde İsrail’e destek mesajları verme konusunda John McCain ile yarışa girmekten çekinmemişti. “Eğer iki kızımın uyuduğu evime birisi roket fırlatsaydı bunu durdurmak için tüm gücümü kullanırdım. İsraillilerin de bunu yapacağını düşünüyorum” sözü Obama’ya aitti (1).
Herkesin beklentisi Obama’nın daha uzlaşmacı bir dış politika izleyeceği yönünde. Bu bağlamda Amerika’nın klasik pragmatizm temelli dış politikasına geri dönüş yapacağı pek çok kişi tarafından dile getiriliyor (2). Bu politika Amerika’nın yararına olan hükümetlerin rejimleri ne olursa olsun desteklenmesine dayanıyordu.
Bu bağlamda İsrail Obama gelmeden Hamas’a darbe vurmak ve olur da Obama tarafları masaya oturtursa pazarlık konusunda güçlü olmak istedi. Obama göreve gelmeden operasyonun bitirilmiş olması bunun bir göstergesi. Yani İsrail’in Gazze operasyonunun temelinde zamanlama olarak Obama yer alıyor.
Obama’nın işi oldukça zor görünüyor. Zira Bill Clinton bile büyüyen bir ekonomi ve güç olarak zirvedeki bir Amerika ile Ortadoğu’da barış için oldukça çaba göstermesine karşın başarılı olamamıştı (3). Ancak Obama tahmin edilebileceği gibi şu anda başında bir Ortadoğu sorunu istemiyor. Ülkedeki ekonomik krizin mesaisinin büyük bölümünü alacak olan Obama daha başkanlık koltuğuna oturmadan kucağında bulduğu İsrail’in Gazze işgalinden hiç de hoşnut değil (4).
Obama, İsrail’in Gazze’yi işgaline sessiz kalmasının nedenini “bir ülkede tek başkan olur” sözüyle açıklıyor. Dış politikada karmaşık seslerin çıkmasının ülkeye zarar vereceğini söylüyor. Ancak bu “tek başkan” söylevi ekonomik kriz karşısında geçerli olmuyor. Obama yeni paketler açıklıyor, hangi sektörlere yardım edeceğini duyuruyor ve yeni ekonomi politikası hakkında yorum yapmaktan çekinmiyor ancak iş İsrail’e gelince suskunluğa bürünüyor. Ancak bu durumun oluşmasının altında İsrail yanlılığından çok, yanlış yapmama kaygısı yatıyor (5).
Tüm bu görünümün dışında Obama’nın İsrail’e sıcak bakmayacağına dair haberler de var. Haaretz’de çıkan bir makaleye (6) göre Obama İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki çatışmada aktif bir rol oynayacak. İsrail’e olan desteği sürerken bu ülkenin sivillere karşı girişeceği operasyonlara sert tepki vermesinin beklendiği yazılan makaleden anlaşıldığına göre İsrail tarafı da Obama’ya kuşkuyla bakıyor.
2000 yılındaki İkinci İntifada sonrası George Bush İsrail’e büyük bir diplomatik kredi açmış ve İntifada’nın toplumsal etkilerinin bastırılmasını sağlamıştı (7). Obama’nın aynı krediyi vermeyeceği beklentisi ile 4 veya 8 yıllık Obama döneminde bölgede barış yönünde önemli adımlar atılması için Amerikan baskısının artacağı tahmini yapılabilir.
İsrail
Ehud Barak’a göre “kolay ve kısa olmayacak” bir operasyon olan Gazze’nin işgalindeki amaç Obama göreve gelmeden Hamas’a bir darbe vurmak idi (8). İsrail birlikleri Obama’nın yemin töreninden önce operasyonu bitirme sinyali verirken geriye yüzlerce ölü kaldı ve Hamas hala Gazze’de yönetimde.
İsrail’de Şubat ayında seçimler gerçekleşecek ve Benyamin Netenyahu liderliğindeki şahin Likud operasyon öncesi anketlerde önde gidiyordu. Başbakan ve Kadima lideri Ehud Olmert’in seçimler sonrası yolsuzluk skandalından ötürü hapse girmesi bekleniyor. Yerine gelecek Tzipi Livni hükümeti kurmayı başaramamış ve ülkeyi erken seçime götürmüştü (9). Böylesi bir durumda, daha açık bir ifadeyle ülkede doğru dürüst hükümet yokken, böyle bir operasyona girişilmesi akla Kadima’nın puan toplama kaygısını getiriyor.
İsrail’in Gazze’yi 2005 yılında terketmesi ve bölgeyi ele geçiren Hamas’ın 15.000 kişilik bir ordu kurması bölgedeki inisiyatifin İsrail’in elinden çıkmasına neden olmuştu (10). Eğer Hamas bu operasyondan başı dik biçimde çıkarsa zaten 2006’da Hizbullah karşısında büyük prestij kaybı yaşamış olan İsrail Hamas karşısında da konum olarak oldukça gerileyecek.
Ehud Barak’ın “2006’dan bu yana hiçbir Hizbullah roketi İsrail topraklarına düşmedi” sözü nasıl ki Hizbullah’ın bölgedeki prestij ve gücünü artırdığı gerçeğini yansıtmıyorsa Gazze’ye düzenlenen operasyon da Hamas’ın etkinliğini azaltmayacaktır. Hamas ve özellikle Halid Meşal bu operasyonun, iktidarda kaldıkları sürece, kendilerine güç kazandıracağının bilincinde ve bundan sonra bu gerçek üzerinden politika yürüteceklerdir (11). Yeni başkan Obama Hamas ile ilişkiye geçecektir. Ama soracağı soru “hedefiniz İsrail’i yok etmek mi yoksa Gazze’yi düzeltmek mi?” olacaktır (12).
Sonuçlar
1- İsrail’in birincil amacı Obama gelmeden Hamas’ı vurmaktı. Obama barış için tarafları zorladığında İsrail’in böyle bir şansı olmayacak.
2- İsrail’de seçime 2 ay kala doğru dürüst hükümet yok. Böylesi bir ortamda oyları düşen Kadima popülaritesini artırmak istiyor. Hamas’ı vurmak yolunu seçtiler.
3- Hükümetin seçim yatırımı olan operasyon uzun vadede Hamas’ı güçlendirecektir.
4- Obama’nın İsrail’e yaklaşımı Bush’tan farklı olacaktır. Başkanlığı döneminde tarafları barış masasına oturtması beklenmektedir.
Kaynaklar
(1) “Barack Obama under pressure to break silence over Israel-Gaza crisis”, Daily Telegraph, 30 Aralık 2008.
(2) “L’improbable couple de la diplomatie américaine”, Jacques Hubert-Rodier, Les Echos, 17 Aralık 2008.
(3) “On Obama’s plate”, The Economist, 31 Aralık 2008.
(4) Obama and Israel, Today’s Zaman, 5 Ocak 2009.
(5) “Obama’s ‘One President’ Gambit”, Washington Post, Michael D. Shear, 31 Aralık 2008.
(6) “Obama’s warning to Israel”, Haaretz, Aluf Benn, 7 Ocak 2009.
(7) “Israel’s Gaza Surge”, The Wall Street Journal, 4 Ocak 2009.
(8) a.g.m.
(9) “İsrail’in Erkek ve Yaşlı Politikacıları Arasında Bir Kadın”, Ahmet Cem Özen, 3 Ekim 2008, http://www.ahmetcemozen.net/?m=200810.
(10) “Israel’s Gaza Surge”
(11) “Hamas Knows One Big Thing”, Bret Stephens, The Wall Street Journal, 30 Aralık 2008.
(12) “Israel’s Goals in Gaza?”, Thomas Friedman, The New York Times, 14 Ocak 2009.
1 Yorum
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Oca 28, 2009 | Reply
Çağımızın savaş ve işgaller üzerine kurulu uluslararası ilişkilerinin arkaplanı çok sağlıklı tahlil edilmiş.Ahmet beye,binbir emek vererek hazırladığı bu titiz çalışması için teşekkür ediyor,başarılarının devamını diliyorum.