Ahmet Kaya cinayeti ve Ertuğrul Özkök
By Rasim Ozan Kutahyali on Şub 15, 2009 in Adalet, Basın Özgürlüğü, Ergenekon Nedir?, Kemalizm, Kürtler, Psikolojik harp
“Önümüzdeki günlerde bir albüm çıkarıyorum. Kürt asıllı olduğum için Kürtçe bir şarkı yapıyorum ve Kürtçe bir klip çekiyorum. Bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncuların olduğunu da biliyorum…”
10 Şubat 1999’da MGD ödül töreninde bunları söyledi Ahmet Kaya… Yuhalamalar, tacizler altında masasına gitti. Masasında uzatılan mikrofonlara da şunu söyledi…
“Her zaman Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünden yana oldum. Binlerce yıldır böyle yaşamıştır bu ülke, binlerce yıldır da böyle yaşayacaktır diyorum ama Kürt realitesini sahiplenmek, kabul etmek zorundadır bu ülke. Bunu söylüyorum bu kadar yani…”
Devletin artık resmî bir Kürtçe kanalı var… Bu devletin başbakanı bu kanalı Kürtçe sözlerle açtı. İktidar partisinin milletvekili canlı yayında devletin Kürtçe kanalında Kürtçe bir şarkı söyledi… Bu devlet kanalında bir sürü Kürtçe klipler dönüyor… Kaya’nın dediği gibi Kürt realitesini kabul etmek zorunda kaldı bu devlet… Ama kabul etmek zorunda olmamalıydı, Cumhuriyetin kurulduğu günden itibaren öyle kabul etmeliydi zaten… Haklarımızın ve özgürlüklerimizin devlet tarafından biz yurttaşlara “bahşedilen” bir lütuf olmadığını bilmek zorundaydı Cumhuriyetimiz, ama bilmedi… İnsan olmamız sebebiyle doğuştan, vazgeçilemez ve devredilemez bir şekilde o haklara sahip olarak doğduğumuzu bilmeliydi… Elimiz, ayağımız, gözümüz, burnumuz neyse haklar ve özgürlüklerimiz de odur. Bu Cumhuriyet kendi yurttaşlarının doğuştan varolan ellerini yok saydı… Bu yok sayılma nedeniyle o eller silaha yöneldi… O eller silaha ve şiddete yöneldikçe de o eller kirlendi… İş karmaşıklaştı ve bugünlere kadar gelindi…
Bu feci gecede ve sonrasında yaşanılanlara odaklandık geçtiğimiz çarşamba Mahmut Övür ile sunduğumuz Politik Performans programında (Kaçıranlar için bugün tekrarı var,17.30,Kanal T) konuğumuz da Gülten Kaya idi. Detaylı olarak hiç montajlamadan o günün görüntülerini izleyicilerle paylaştık… Net bir biçimde görülüyor ki ortalık tam durulmuşken herkesi tetikleyen davranış Serdar Ortaç’ın şarkısının sözünü değiştirip “Bu vatan bizim ellerin değil” diyerek Kaya’nın masasına bakması olmuş… O andan itibaren, içindeki ırkçı kini kusmak ve Ahmet Kaya’yı linç etmek isteyen herkese cesaret gelmiş ve saldırmaya girişmişler… Serdar Ortaç fiilen bu linç güruhunu azmettiren, kışkırtan kişi… Sonradan pişman olduğunu da söylemişti Ortaç, ama bunu orada burada değil direkt Gülten Kaya’nın yüzüne söylemesi gerekir…
Bu gecenin sonrasında ise derin bir medya operasyonuyla Ahmet Kaya’ya bu ülke dar edildi. Kaya sürgüne gitmek zorunda kaldı ve orada vefat etti… Ağır çekim bir cinayetti Kaya’ya yaşatılan, 10 Şubat 1999’dan 16 Kasım 2000’e kadar süren bir cinayet…
Tam 10 yıl önce bugüne dönelim… 14 Şubat 1999 günü Hürriyet gazetesi “Ayıp ettin gözüm” diye manşet atıyor… 1993 yılında Ahmet Kaya’nın Berlin’de Öcalan’ın fotoğrafı altında konser verdiği iddia ediliyor. Bir resim basılıyor. Resmin alt başlığı “Bebek katilinin resmi altında“… Ardından Emniyet Müdürlüğü bu manşete dayanak teşkil eden kaset, ses bandı, röportaj ve buna benzer dokümanları gazeteden istiyor… Gazeteden gelen cevap ellerinde hiçbir dokümanın olmadığı şeklinde… Hürriyet’in hukuk bürosundan Aslıhan Dumlu’nun gönderdiği resmî yazıyı ve Emniyet’in yazısını Politik Performans yayınında da gösterdim… Sonradan yayınlanan resmin de fotomontaj olduğu yargı kararıyla sabitleşiyor… Tam bir operasyon var ortada…
Aynı 14 Şubat günü Ertuğrul Özkök de bir yazı kaleme alıyor… “O gece orada birçok gerçek sanatçı vardı. Her biri Türkiye’nin yüzakıydı. Bütün bunlar içinde bir tek çirkin adam çıktı. O da ne yazık ki Ahmet Kaya idi” diyor…
Özkök, gazetesinin bu manşetlerinden ve bu yazdıklarından bir zerre bile pişmanlık duymuyor mu bugün? Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya’dan babasız kalan kızı Melis’ten özür dilemesi gerektiğine inanmıyor mu? Hiç mi yüreği sızlamıyor? Çok merak ediyorum…
…Bu makale ilginizi çekti ise…
Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu? Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Öğretmenlik, savcılık, soytarılık, amigoluk… Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…
44 Yorum
Yazan:emre er Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Bu konuda bir soru takılıyor aklıma. Cevabını bilen varsa beri gelsin.
Ahmet Kaya yurt dışında bir konser esnasında “Apoyu özledik” diye bir şarkı söylemiş midir? Yoksa montaj mı? Ben youtube’ta bu şarkıyı izledim.
Şimdi söylediyse bana göre PKK’lıdır ve tepki görmesi çok doğaldır. Yargılansa hapse de girebilir.
Söylediyse “Böyle bir şarkıyı söylemek hakkıdır.” diyen var mı?
Yazan:Uğur Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Serdar Ortaç’ı da İbrahim Tatlıses’i de Ertuğrul Özkük’ü de Unutmayacağız.. Bunun Hesabını Verecekler..
Yazan:özlem Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Resmi rakamlarla 7000 gayri resmi rakamlarla 15 bin faili meçhulun olduğu, bir buçuk milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı bir ülkede APO gibi bana göre 3. sınıf stalinist bir adamın taktir görmesi saçma sapan olsa da adaletin öncelikle çok daha vahim konularda tecelli etmesi gerektiğine inanıyorum. Böyle bir durumda artık taş atan çocukların da yargılanmasını, APO yu özledik diyenin de yargılanmasını(dediyse eğer)adaletin tecellisi ve suçun önlenmesi açısından anlamlı bulmuyorum.
Bir de olayı karıştırmamak lazım o geceye tepki görmek için değil ödül almak için çağırıldı. Ve kürtçe bir şarkı söylemek istiyorum dediği için tepki gördü. Bu sözlerden sonra ipi çekildi. Gerisi minareye kılıf uydurmaya çalışmaktı.
Yazan:Recep Hilmi Tufan Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Emre Er arkadaşımızın sorusunun cevabını ben de merak ediyorum…
Yazan:eg Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
nasıl yani..
bir şarkı (ne olura olsun) birisinin yargılanıp hapse girmesinin gereği nasıl olabilir?
Yazan:emre er Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Şöyle olur. PKK’nın lehine yapılan bu konser ROJ TV’de gösterilir. Böylece 100 tane daha çocuk gaza gelip daha çıkar. 100 tane daha fazla insan ölür.
Yazan:Ali Duman Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Ömrü boyunca delikanlı duruş sergilemiş olan Ahmet Kaya’yı lince kalkışanlar acaba hayatları boyunca 5 dakika delikanlı bir duruş sergileyebilmişler midir?
Onları 20-30 yıl sonra kimse hatırlamayacak, ancak Ahmet Kaya hiç unutulmayacak, ezgileri, delikanlı sesi bu kubbede hoş bir seda olarak kalacak…
12 Eylül faşizmi sonrası ilk çıkıştı onun gür sesi “ŞAFAK TÜRKÜSÜ” ile nasıl unutulur ki.
Yazan:Hasan Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Ahmet Kaya’nın böyle bir konsere çıktığı doğrudur. Görüntülerle sabittir.
Kaya, “Kürdüz ölene kadar” isimli şarkısını da ilk olarak burada söylemiştir.
Şu linkten ulaşabilirsiniz: http://www.ktunnel.com/index.php/1010110A/13fcdffd2bd25707df5a7f53337563dfeaa2fba3bbf14b3dd074c3494d6585f70871ad9c64fc80e015540
Şarkıyı söylerken açıkça “vallahi biz apo’yu özledik ” de diyor.
Yalnız bunların hiçbiri bana göre suç değil.
Yazan:Hasan Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Ayrıca bu linkte şarkıdan sonra söylediği sözlere de dikkat etmek gerekir:
Yazan:özlem Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
“Şöyle olur. PKK’nın lehine yapılan bu konser ROJ TV’de gösterilir. Böylece 100 tane daha çocuk gaza gelip daha çıkar. 100 tane daha fazla insan ölür.”
Aynı konserde söylediği şu sözlerle mi gaza gelirler. “Barış onur ve namusun dimdik silahıdır. Sakın ola ki barışı teslimiyet gibi görenler böyle bir gaflete düşmesin… Vallahi biz barışı özledik… Biz hiçbir zaman Türkiye ve Türk düşmanlığı yapmadık.”
Ne yapmaya çalıştığı çok açık değil mi? APO ya sempati duyan insanları sizin benim gibi biri değil ama böyle birinin -Kürdüz ölene kadar diyen birinin sesi barışa ikna edebilirdi. Belki de bundan korkuldu. Aynı Hrant gibi. İçerden konuşan ama iki halkı barışa zorlayan bir ses.
Yazan:eg Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
kürt doğmuş birisinin “kürdüz ölene kadar” demesinde nasıl bir tuhaflık var acaba benim mantığım kavrayamıyor. yoksa “kürt doğdum ama türküm hep” mi demeliydi?
yorumları okuyunca hayret içinde kalıyorum. demek ki demokrasi ve ifade özgürlüğü öyle lafta değil vicdanla alakalı birşeymiş. o olmayınca olmuyormuş demek ki! sözün, şarkının , ifadenin hapis cezasına malzeme yapılabilmesi ne kadar yazık!
Yazan:özlem Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Ben Enver Beyin elestirisinin kime gittigini anlamadim. Yine de savunmamı yapayım da her ihtimale karşı:)
Tabi ki hicbir tuhaflik yok. Çok da duygulandım şarkıyı dinlerken. Üstelik bunu bir Türk olarak da söyleyebilirdi metaforik bir anlamı olurdu.
sanırım eleştiri bana değil ama ben o vurguyu bu cümleyi Kürt olan ve bu kimliğe sahip çıkan birinin çok daha etkili olabileceğini anlatmak açısından söyledim. Aynı sözleri biz söylediğimizde belki doğru belki yanlış “siz ne biliyorsunuz ne yaşadınız ki ahkam kesiyorsunuz” şeklinde sözlerle tepki alıyoruz.
Hoş Ahmet Kaya da tepki almıştı zamanında kürt milliyetçilerinden.
O tuhaf bulan ben değilim yani:)
Yazan:eg Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
:)özlem hanım elbette size değil eleştirim. şarkılara, sözlere hapis takibi yapmayı kendine görev edinmiş olanlaraydı. çok şaşkınım hala. biz demek ki ifade özgürlüğü için bayağı bir bekleyeceğiz. kendilerini demokrat bildiğimiz insanlar da böyle yaparsa…bu sözleri söyleyenlerin orada linç edenlerden ne gibi bir farkı var doğrusu bilmiyorum.
Yazan:salih tekbıçak Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
ahmet kayayı delikanlılıkla kayıt altına alanlara şaşıyorum hayret ! nasıl delikanlılık bu hem klip yayınlayacaksın T.C devleti aleyhine hem klibini yayınlayacak yürekli yayıncıların olduğunu ima edeceksin sıkıyı görüncede ben T.C DEVLETİNİN bölünmemesini savunuyorum diyeceksin bumu delikanlılık bazı çakallara duyurulur.olsa olsa böylelerine BÖ–LÜ–CÜ denir!
Yazan:Ali Duman Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Esas bölücü Kürt halkının en meşru ANA DİLİ ile konuşmasına, şarkı söylemesine, kendini ifade etmesine karşı çıkanlara denir.
Esas bölücü, uydurduğu yalan, dolan ile kürt yurttaşlarımızı ÖTEKİLEŞTİRENLERE denir.
Bu ülke, kardeş düşmanı çakallara yem edilmeyecek. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği.
Yazan:emre er Tarih: Şub 15, 2009 | Reply
Enver Bey;
Sakin, sakin…
Bu tartışmayı yapmak doğruyu bulmak adına çok yararlı.
Liberal insanların bu konuda ayrılması doğal. Türkiye’nin heryerinde özgürlükçüler bu konuda ayrılabilir.
“Kürdüz ölene kadar” demekle “Apoyu özledik” aynı şey değil. Benim de birincisi ile bir sorunum yok. Bu açıdan liberaller arasındaki bir tartışmada bana bir faşist gibi yaklaşılması doğrusu verimi azaltır.
Soru: “İfade özgürlüğünün sınırı nedir?”
Özlem hanım çok kaliteli bir cevap vermiş.
Bu sözlerle “Apoyu özledik” arasında bir çelişki var. Çözümü şiddette gören birini özleyip aynı zamanda barışı istemek bir arada durmuyor.
Liberaller nasıl orduyu özlemiyorlarsa karşıda barış isteyen birisi de Apoyu özlememelidir. Özlüyorsa bu da suça ortak olmaktır.
Yazan:emre er Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Özlem Hanım;
Size cevabımı biraz daha geliştiriyorum.
Kürdüz ölene kadar derken bir taraftan “Apoyu özledik” diyorsanız bence şöyle bir etki doğurur Apo sempatizanları nezdinde. “Kürdüm, Apo da haklarımı savunuyor. Onun için onu özlemekle kalmamalı, dağa çıkıp bu özlemimi dindirmeliyim.”
Kürdün hakkını Apo savunursa bütün barış yolları da çıkmaza girer.
Çürütmenizi büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum doğrusu.
Yazan:yELiizzz Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
tamam herşey güzel de niye Serdar Ortaç ın adı sürekli geçiyor ?
bu devirde kimse sultan değil hükümdar değil
bu güzel ülke bizim ellerin değil
derken Serdar biz kelimesinde kürtleri dışlıyormu hayır bence T.C.halkından bahsediyor hendilerini biz olarak saymayanlar üzülsün
Yazan:Genc Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Youtube’dan Ahmet Kaya’nin konserini izleyen arkadaslara;
Isinize geleni arayip buluyorsunuz.. Bir de DIyarbakir’da sokaklara dökülüp, boy boy bayrak, pankkart açan bir milyon kürt halkinin görüntülerini izlesene.. Neden bu görüntüler hiç bir zaman, hiç bir türk kanalindan yayinlanmiyor?? Düsün.. düsün.. düsün..
Ben bir kürt degilim ama vicdanimin sesi çok sükür hala kulaklarima ulasabiliyor.. Insanlari kendi dillerini konusmaktan alikoyarsan, kimliklerini unutmaya zorlarsan, onlari horlarsan, öldürüp öldürüp ortaliktan yokedersen, o zaman o insanlar da günün birinde ayaklanir ve hakkini arar.. Bunda yanlis birsey yok..
Peki tüm bunlar pkk’yi hakli çikarir mi? Savas hiç bir zaman dogru olan degildir.. Ama pkk’nin yanlis olmasi da, devletin yillardir yaptigi pislikleri temizlemez!!! Hiç birsey tek tarafli degil.. Olan yine zavalli gaza gelmis halkimiza oluyor.. Hem türk hem kürt halkini kirip geçiriyorlar.. bir de birbirimize düsürüyorlar.. Bu sayede de birileri cebini dolduruyor, birileri gündem yaratiyor, birileri bunlarin üzerinden dis politika yürütüyor. Ne ala memleket!
Tabansiz milliyetçi duygularin, insanlik duygularimizi bastirmasina izin vermeyelim arkadaslar..
Yazan:Genc Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
“Kürdün hakkını Apo savunursa bütün barış yolları da çıkmaza girer. ”
Seçenegi olmayan insanlar yaratirsaniz, daha çok Apolar yetisir bu ülkede..
Ayrica hakkini savunana sempati duymak da abes olmasa gerek.. Yani siz bir Türk olarak ayni muameleye maruz kalsaniz ve biri sizin haklarinizi savunsa, ona “yok ben beni ezenlere, hakkimi yiyenlere ihanet edemem.. çünkü ne de olsa onlarin vatandasiyim..” mi dersiniz?? Biraz dürüst, biraz da “delikanli” olursak (rasim ozan kütahyalinin da tarifindeki gibi) eminim dogru cevaplari bulmakta zorlanmayiz..
Yazan:Yavuz Yiğit Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Çürütmesi Apo sivil halka saldırmamış,çocukları öldürtmemiş olsaydı olabilirdi ama bu durumda zor.O zaman özgürlüklerini sivil yolla vermeyen bir devletten bu özgürlükleri silah yolu ile almak,bir farkındalık yaratmak meşru olabilirdi ve denirdi ki “madem tatlı dille vermiyorsunuz bu şekilde alırız” Sadece devlet ile savaşmadıklarından Apo’yu özledik diyenler cinayetlerini de meşrulaştırıyorlar.
Ayrıca Yaşama özgürlüğü>İfade özgürlüğü.Çünkü birincisi olmadan ikincisi gerçekleşemez.
Eğer siz sözlerinizle suçu ve suçluyu övüyorsanız,bu övgüler diğer insanların da o suçlunun yaptığı eylemleri normal olarak görüp aynı eylemler için motivasyon buluyorsa kendisinde, Liberal Devlet burada devreye girer ve bir başkasının yaşama özgürlüğünü kısıtlayan bu davranışı cezalandırır,bundan da doğalı yoktur kanımca.
Yazan:Genc Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Diger yorumlara yorum yazmaktan esas yaziya daha yeni yorum yazabiliyorum..
Bu yaziyi ilk okudugumdan beri, gönderebildigim kadar insana gönderdim.. Her yerde linkini verdim.. Bir sekilde bir seyler ama dogru birseyler yapmak istedim Ahmet abimiz için..
Gülten Hanim’i önce Balçiçek Pamir’de, sonra da Rasim Ozan Kütahyali’da izledim.. Her ikisinde de kendimi cok zor tuttum..
Birseyler yapalim Ahmet abi ve geride biraktiklari icin!!
Mesela, o gece ödül töreninde o marsa eslik eden, bu rezillige dur demeyen herkesi ama herkesi tek tek tespit edip, bunu durmadan dinlenmeden kamuoyunda duyuralim.. O insanlarin rezil edilmesi gerekiyor!! Bugün artik Türkiye’de bir TRT 6 gerçegi var.. Bunu gözlerine sokalim..
Ahmet Kaya ben kürtçe sarki söyleyecegim dediginde bu ilk defa telaffuz edilmis birsey degildi, ne hakla yillardir koskoca “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin ve Askerinin çözemedigi hatta ve hatta durmadan körükledigi bu sorunu Ahmet Kaya’ya mal ederler??
Lütfen lütfen.. nasil savunuruz onun hakkini?? Nasil o örümcek beyinli vicdansizlardan bunun hesabini sorariz..
Benim yapabildigim tek sey, SERDAR ORTAÇ ÖZCAN DENIZ MAHSUN KIRMIZIGÜL IBRAHIM TATLISES bunlari kesinlikle dinlememek izlememek!! Senay Düdek umutsuz vaka diye düSünüyorum zaten.. Ama ordaki herkesi tanimiyorum.. Bu konunun, o gecenin daha çok konusulmasi, tahlil edilmesi taraftariyim..
Rasim Ozan Kütahyalinin programinda Gúlten hanim geldiginde, o dönemlerde yapilan haberlere yer verildi.. Rasim bey veya ekibine bir rica.. Lütfen ayni görüntüleri alip, dogru dürüst haber nasil yapilmali örnegini verebilir misiniz?? Yani o gece daha baska nasil anlatilabilirdi??
Yazan:radi Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
emre bey,
insanlar sizin belirlediğiniz siyasetler çerçevesinde siyaset yapmak durumunda değillerdir. kaldı ki devlet bu sorunda tüm illegal şiddetini kullanmıştır ve tüm pislikleri ortada durmaktadır.. terör veya terörist derken kullandığınız gerekçeler devlet için de gayet kullanılabilir gibi duruyor. fakat devlet dediğimiz yapı meşru öbürü değil. yağma hasanın böreği..
dolayısıyla şiddet kullanma mevzusu tartışmaya açık. beğenin beğenmeyin evet kişi hem apoyu sevebilir hem de kürt ve türk halklarının kardeşliğini isteyebilir.. ha bana göre de tezat o ayrı.. ama karşımızdaki düşünce bunu kendince o şekilde savunabilir de.. eğer demokrasiden ve özgürlükten bahsediyorsak görüşlerden korkarak bu iş olmaz.. oturursun konuşursun.. neticede illegalitenin sınırlarını belirleyen de yine aynı şiddeti kullanan kurumsal yapı.. yağma hasanın böreği mubarek..
insanların talepleri üzerinden siyasetini inşa eder ve kurarsan istersen apo de hiç farketmez çözümün yolu açılır zaten.. haa bu durum kapitalist sistem ve kurumsal yapısıyla mümkün mü? bence değil onu da sonra talep gelirse açıklarım..
Yazan:özlem Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Çürütmek gibi bir niyetim yok. Bunu yapabilmek için benim de Apo yu özleyebilen bir insan olmam gerekir. Ki benim için ölçü bellidir. Ben islama düşmanlık yapan ve mazlum canına kast eden hiç kimseyi dost görmem. APO hem islama düşmanlığını esirgemez hem de masum insanların canına kıyan bir insan. Ahmet Kaya ise her ikisi de değildi. O sözü hata idi. Belki iyi niyetlerle ki sonradan söyledikleri burada böyle bir amaç güttüğünü gösteriyor söylenmiş bir söz ama hata idi. Insanların ellerinde ona dair bulup çıkrabildikleri yegane hatalardan biri. Bir söz. Beğenmesem de suç değil. İfade özgürlüğü sınırlarındadır. Özlemek sevmek kalbi duygulardır. Buna karışılamaz. Eleştiririm ama hapislik bir laf değil. Belki yaşasa kendisi de bugün o günkü (sanırım sürgünde çekilmiş bir klip)duygularından farklı hissedebilirdi. Ya da özgürce tartışma imkanımızın olduğu bir yerde
siz gidip kendisine aynen yukarıda anlattığınız gibi bu çelişkiyi anlatabilir belki ikna edebilirdiniz. Oysa bu söz yasak ne hakla dediğimiz zaman insanları konuşamamaya mahkum ettiğimiz gibi ikna kapılarını da kapatmış oluyoruz.
Öte yandan ben bu ülkede trafikte kizdigi adama benim güneydoğu’da yedi leşim var seni de gebertirim sekiz ha bir eksik ha bir fazla diye övünçle bağıran adamlar gördüm. Konya’dan ötesini Halepçe gibi zehirlemeli oralara Türkiye demem diye konuşan sıradan insanlar. Televizyona çıkmış elindeki esiri alnının ortasından nasıl vurduğunu anlatan sanatçılar.
Binlerle faili meçhul cinayeti hepimiz okuyoruz. Böyle bir iklimde küfürlerle sürgüne kovalanmış bir insanın bu sözü bence de makbul değildir. Ama içimizde ilk taşlanması gereken gerçekten o mu?
Yazan:emre er Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Bizdeki Kürt sorunu da İsrail meselesine döndü. Nasıl İsrail’i eleştiren bir kişi hemen antisemitist olarak damgalanıyorsa, Apo’yu özlemenin suç olduğunu söyleyen birisi de Kürt karşıtı olarak gösteriliyor.
Ben diyorum ki “Dostu özledik, Apo’yu özledik” demek suçtur. Karşılığında gelen cevaplar:
Şimdi ben kürdüz demek yanlış dedim mi? Devlet doğru yaptı dedim mi?
Sizce seçenek PKK’mıdır? PKK’nın çözüm getireceğine inanıyor musunuz? İnanıyorsanız bu örgütü desteklemeyi meşru görmenizi de anlarım.
Yani kıvırmadan Özlem Hanım’ın söylediğini söyleseniz çok iyi olacak bence.
Burada beni eleştiren arkadaşlara ben de dahil olmak üzere en çok neye kızıyoruz? Faili meçhul cinayetlere. Adam kaybetmelere. Devlet içinde devletlere. Bunun sorumlulularının yargılanmasını istiyor muyuz? Bunu destekleyen yazarların yargılanmasını istiyor muyuz? Evet değil mi? O zaman bunun aynısını yapan Apo’yu destekleyenlerin yargılanması gerektiğini söylediğimde nasıl karşı çıkıyorsunuz?
Cevabı da ben vereyim. Tam bir Avrupalının Yahudiye yaklaşımı bu. Siz onu da eleştirirsiniz ama aynı durumdasınız. “Çok sıkıntı çeken bu halk adına ne yapılsa meşrudur.” Bu meşruiyet yaklaşımı barışı getirmez. Zulmü getirir.
Lütfen kendinize geliniz.
Bir de şöyle bir soru gelmiş. Memnuniyetle cevaplayacağım.
Bu görüntüler iyi ki yayınlanmıyor. Yayınlansa büyük şehirlerde faşistlerimize gün doğar. Hergün sokakta öldürülen Kürt kardeşlerimize ağlamaya başlarız.
Ondan sonra otur da çöz düğümü.
Yazan:eg Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
emre bey,
sapla samanı karıştırmak konusunda bayağı beceriklisiniz doğrusu bravo!
Yazan:özlem Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Emre Bey o zaman söyle yapalım ifade özgürlüğünün sınırlarını iyi belirlemek açısından. Suçu övmek suçtur. (tabi burada yine şerh konulabilir hangi suç diye, mesela şapka kanununun saçma olduğunu söyleyen, ya da soykırım yasasını eleştiren bir insan suç işler mi? Tartışılır) Ama bütün hukuk sistemleri açısından mesela öldürmek ya da en azından sivil insanları öldürmek suçtur. Bunu öven suç işler. Ama suçluyu övmek suçtur demek çok muğlak bir kavrayış. Suçlunun işlediği suçu övmek de suçtur. Tamam ama suçluyu övmek fiilini suç kabul ederseniz bu dünyada hapse atılmayacak çok az insan bulursunuz. Sizce bir bebeğin canına kıymış bir insanı sevmek özlemek ona methiyeler düzmek suç mudur?
Peki Fatih Sultan Mehmet iki yaşındaki kardeşini,Kanuni 9 aylık torununa kadar iki oğlunu ve bütün evladı nı boğdurmuştu. 3. mehmet sanirım bir gecede 19 kardeşini boğdurdu. Ama bugün Türkiye de çoğu insan Fathi’in nesliyiz, Muhteşem süleyman vs. diye methiyeler diziyor. Kutlamalar yapıyoruz. Cumhuriyet dönemine gelmedim bile neme lazim:) Dolayısı ile suçlunun işlediği suçu övmek suçtur.(doğru belirlenmiş sınırlar dahilinde, yoksa İtalya’da Ömer Muhtarı suçlu olarak yargıladı Ömer Muhtar suçlu mu idi) Ama suçluyu övmek diye bir şeyi suç kapsamına alamayız. APO nun köy basmasını öven bir şarkı söylesem suç olur ama Ahmet Kaya’nın sözü suç değildir. Hatadır o ayrı.
Yazan:emre er Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Özlem Hanım;
Anlaştık.
Argümanınıza katılıyorum.
Bu durumda son bir soru:
Suçluyu övene çok sert tepki göstermek doğal değil midir?
Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Merak ettigim.. acaba nerden biliyordu Senay hanim Ahmet Kayanin sünnetsiz oldugunu??? Cünkü disdan görünen birsey degil.Kayanin sünnetsizim deye reklam yapacaginida hic zandetmem. Yoksa Senay hanimin Ahmet beyle daha önce bir hukukumu oldu!!! Rahmetlinin cok kasetini sattim marketimde, hemde süper karla. Kabri cennet olsun. Geleyim Ortac gibi herkesin satin alabildigi bel kemigi olmayanlara. Bence bu zavalli Ortac ne yaptigi bile bilmiyordu.Bakin simdi Ortaci Milli Kürt kanalimiza cagirsalar. Gidip ortada ziplar tünkür. Ortac gibilerini sinsi askeri rejim devamli kullaniyor.Kayaya yapilan..Hranta yapaildi, Nobeli Pamuk’a yapildi, Gülene yapildi, Nazim Hikmete yapildi, Yilmaz Güneye yapildi. Bakalim daha kac verimli insanimizi harcayacaklar.
Yazan:özlem Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Kendimi Kung fu daki çekirgeye hayat tavsiyeleri veren keçi sakallı guru gibi hissetmeye başladım.:)
Böyle yuvarlak sorulara no comment.:)
Bakın en tartışılmaz yasalar bir müslüman için Allah’ın helal haramlarıdır değil mi? Bir örnek Allah kan,leş,domuz eti yemeyi yasaklamıştır. Ama öyle bir ortamda olursunuz ki orada insan leşi yemeniz bile caiz olabilir.(mesela lübnan savaşı sırasında açlıktan ölme tehlikesi altındaki insanlar bu fetvayı almışlardı. ) Yani hap gibi yasalar, sorulara verilmiş istisna kabul etmez cevaplar benim için sağlıklı değil. Hangi konumda hangi şartlar altında hangi davranışı doğru bulup bulmadığımız önemli. Yoksa Hilal arkadaşımın bu sitede de yayınlanan güzel yazısındaki gibi yasaperestlik yapmış oluruz.
Yazan:Ali Duman Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Sn. Mustafa Akbaş;
bu banal milliyetçilik öyle bir şeydir ki, aynen dikkat çekmiş olduğunuz gibi bunlar işlerine gelince “sünnetsizliği” de bilirler, hrand dink’in sözlerini de tam ters anlamda çarpıtarak, keserek biçerek verebilirler, ahmet kaya’nın resminin üzerine pkk bayrağı montajlayarak gazetelerinde yayımlarlar, sınırsız yalan, takiyye, riya özgürlükleri vardır, halkımızın güzel bir deyişi var tam onlar ve bizler için “deveyi hamuduyla götürürler, bize tüylerini saydırırlar” Merkez medyadın orkestra şefi, maocu dönek e.özkök yaptığı montajlama için, linç girişimine çanak tuttuğu için bir özür dilemeyi düşünüyor mu? yoksa güçlünün hikmetinden sual sorulmuyor mu? bende söylemesi; bu hazret, tiynetsizlik kredisini çoktan bitirdi, uzatmaları oynamakta.
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Şub 16, 2009 | Reply
Bence her şeyden önce Ahmet Kaya-günahları ve sevaplarıyla-bir insandır.Olumlu yanları da olmuştur,hataları da…Yani hepimiz gibi.O açıdan bence meseleye buradan bakılması gerekir.Yani ne bir kahraman/efsane olarak görülmeli,ne de hain damgasıyla yaftalanmalı.Dolayısıyla O’nu bu iki kategoriden biri içerisinde değerlendirek nefsimize yenik düşme riskine davetiye çıkarmamalıyız.
Bu anlamda Enver beyle Özlem hanımın düşüncelerini çok yapıcı buluyorum.Kendilerine bu dürüst ve yapıcı duruşlarından ötürü teşekkür ediyorum.
Yazan:blue Tarih: Şub 17, 2009 | Reply
Bir arkadaş şöyle dedi: Ahmed Kaya hastasıydım. Sonra, hayal kırıklığına uğradım ve dinlemeyi bıraktım. Bizde böyle bir hastalık var. Bizi, güzel şeylerden mahrum bırakan bir hastalık. Orhan Pamuk’u, Elif Şafak’ı bu yüzden okumayan var. Can Dündar’ın okuyucusu da, paylaşılan denemeleri de kesildi mesela. Her kesimde böyle. Bir akrabam, Ülker’in çikolatalı gofretine ölüp bittiğini ama yeşil sermaye olduğu için almadığını söylemişti. Bir ara muhafazakar kesim, çocuklarına sadece son derece kalitesiz Türk yapımı çizgi filmleri seyrettirirdi, hala öyle mi bilmiyorum. Gavur diye Exupery’nin Küçük Prensi’ni çocuğuna okumayanı vardı.
Siz, sadece kendi camianızın, sadece sizin fikirlerinizle yüzde yüz örtüşenlerin mallarını alın, müziklerini dinleyin, romanlarını, masallarını okuyun, belgesellerini izleyin. Aman, itikadınız bozulur. Ahmed Kaya dinlemeyin, sonra PKK’lı filan olursunuz hafezenallah.
Yazan:ahmet kaya Tarih: Şub 17, 2009 | Reply
O video montaj sozde 93 yilinda oluyor o konser ancak ahmet kayanin pasaportunda 93 yilinda yurtdisina ciktigi yazmiyor…
Yazan:Ali Duman Tarih: Şub 18, 2009 | Reply
Sevgili kardeşim,
onlar videoda montajlar, resimde montajlar, gerekirse Atatürk’ün evini de yakarlar. Anlayacağın her haltı yerler.
önemli olan bu değildir aslında, önemli olan bu haltlara inanmaya hazır MİLYONLARCA AHMAKIN varlığıdır, asıl vahim olan.
Yalanlarla bu denli biçimlendirilmiş bir toplum dünya yüzünde bulunamaz. Kafaya 3 silahlı darbe, 1 post-modern darbe yemişliğin bir sonucu olsa gerek. Gerçekler ortaya çıkar ama o yalanlara inanmaya devam edilir, bu hal nasıl bir haldir? sosyoloji/psikolojide bir karşılığı var mıdır? bilmiyorum. (bir yalanla bir imparatorluk bile yıkılabilir, ama burda vız geliyor tırıs gidiyor, bir gazete müdürü bile yıkılmıyor)
Yazan:Ehmedi Elvan Tarih: Şub 19, 2009 | Reply
Türkiyede birbirinin dilini dahi anlamayan onlarca boyu millet yapanlar, kürt adı altında zazaki, kurmançi, dersimi, sorani,gorani, arabi farisi, süryani v.b boyları ırk din ve milliyeti dahi aynı olmayanları bir çatıya toplayıp asimile etmek istiyor.
Hangimizin dili kürtçe olmalı? O zaman dersimi kürtçe olarak tanınsın. Ben sizi anlamıyorum bile. Beni asimile edmek pahasına zazaki diline yada diğerlerine izin verenler bölücüdür. Haindir.
Yazan:cengiz Tarih: Şub 21, 2009 | Reply
Bir fikir eyleme dünüşmediği sürece suç teşkil etmez.Ahmet Kaya’nın söylediği şarkıda herhangi bir suç teşkil etmiyordu.Ama pkk taraftarı olduğunu belirmiş oldu.
Doğuştan aidiyetlerimizi gurur vesilesi yaptığımız sürece bu sorunlar devam edecektir.Hatırladığım kadarıyla o törende Ahmet Kaya suç teşkil edecek bir şey söylememişti.Sadece yer ve tarz yanlış idi.Bazen insanın söylediği ve çok haklı olduğu bir konuda tarzı yanlış olduğu için suçlu duruma düşebiliyor.Ahmet Kayanın handikapı buradaydı…
Başta ahmet kaya olmak üzere o törende çatal bıçak atanlar 10 yılda ve her savaşta hep birlikte açık alınla çıktığımızı idrak edemediler ve hala birileri idrak edemiyor ve anlamıyorlar…
Yazan:Ömer faruk Tarih: Şub 27, 2009 | Reply
Ahmet Kaya Hk:
Atladığınız ya da gostermek istemediğiniz bir b-nokta var..
MGD -ödul gecesi..
Tepkiye konu olan nedir? Ahmet Kaya nın sözleri,Demokratik ülke, sanatcı vb.. kabul.
Konserlerinde ve diğer platformlarda söylediği herseyi bir tarafa bırakalım sadece MGD gecesinde soylediklerinde ne kadar özgür ise ki bu ozgürlüğünün “Vatan” kavramı içerisinde sınırlara ne kadar yakın olduğunu dikkate alalım lütfen(Vatan kavramından uzak, içerisinde bulundukları emperyalist oyunun piyonları olarak, Vatan kelimesinden bihaber, Türkiye’den arazi çalmaktan başka bir amacı olmayan bu istemlerin savunucuları ne derler şimdi?);
Bu sozlere tepki veren kişilerin!!! tepkisi de onların aynı derecede demokratik hakkı değil midir? Asker tutup kolundan içeri mi atmıştır? Bu kadar kör mü oldu gözler yoksa yangın çıkaracak kıvılcımlar mı aranıyor?
Aklı selim yorumları bekliyorum..
Yazan:Ali Duman Tarih: Şub 28, 2009 | Reply
Kemalist dininin yobazları; siz her şeye bir kılıf bulursunuz, Ahmet Kaya’nın linç girişimine de kılıf buldunuz ya bravo size. Zamanında Nazım Hikmet’e bile kılıf bulmuştunuz, Cumhuriyet gazetesinde resmini basıp altına “doya doya yüzüne tükürün” diye yazmıştınız. Siz 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül faşist darbelerine, 28 Şubat post-modern darbesi ile 100milyar dolarımızın çalınmasına, Tan Matbaasının CHP tarafından yakılarak Anti-Faşist Halkçı Cephenin tasfiye edilmesine, 6-7 Eylül yağmasına, kanlı pazar’a, kanlı 1 mayıs’a, Kahramanmaraş, Çorum, Sivas katliamlarına da kılıfınız vardır, Mustafa Suphilerin katledilmesine olduğu gibi hatta Mustafa Suphulerin katledilmesine ilişkin ünlü Kemalist tarihciniz Cevdet Kutay; “Onları denize dökmek, yunanı denize dökmekten daha önemli ve daha kutsal görev haline gelmişti” diyerek içini kusmustu, işte siz busunuz, dün Nazım Hikmet haindi, bugün Orhan Pamuk, Ahmet Kaya hain, dikkat edin bu fazla vatanseverlik bünyeye zarar veriyor, zira Enver Paşa’da en az sizin kadar vatanseverdi ama koca bir imparatorluğu batırdı, sizin vatanseverliğiniz ile Enver Paşa’nın ki aynı düzlemde, bünyeye zarar, insanlığa zarar.
Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Şub 28, 2009 | Reply
Sayın Ali Duman,
1945, den sonra Amerikalilar Almanya’da ırkcı Nazi Almanlar icin *Entnazifizierung* temizlemesi uyguladilar. Suç işlemis Naziler cezalandirildi. Almanlara demokrasi ve Insan haklari dersleri verildi.
Sonrasi herkesin malumu. Benim dilegim ayni bir *Entnazifizierung* ülkemizin başına bela olan sayıyız darbe yapan, cete kuran, insan haklarını hiçe sayan ırkcı Kemalistlere uygulamak. Kemalistlere demokrasi dersi verip onları cagdaş topluma yeniden kazandırmak. Jakoben Kemalist davraniş ve Militarist tutum bir hastalık olarak görmek lazım ve bu hastaliga kapılanların derhal tedavi ihtiyaci var.
Yazan:Ali Duman Tarih: Mar 1, 2009 | Reply
Sn. Mustafa Akbaş,
Önerinize yürekten katılıyorum, ancak burada en temel sorun “hasta olanın, hasta olduğunun farkında olmaması, ve/veya bunu kabullenmemesidir”. Önemli olan kabullenebilmeyi sağlayacak bir çözüm ve çare bulma gerekliliğidir. Bunu başarabilirsek tedavi kolay olacaktır.
Ancak, travmatik bir hal almış olan bu düşünce sistemini yaratan ve tüm kurum ve kuruluşlarıyla 80 yıldır uygulanmakta olan Türk-İslam sentezi resmi ideolojiyle ve bu resmi ideolojini kurucularıyla/destekleyicileriyle de bir yüzleşme ve hesaplaşma kaçınılmaz hale gelmiştir ki asıl mücadele bu noktada verilecektir. Tabiki bu mücadele, örgütsüz, partisiz verilebilecek bir mücadele değildir.
Yazan:patavatsızpertavsız Tarih: Mar 20, 2009 | Reply
Ahmet Kaya nâmelerini kürtçe de, türkçe de okusa TUSiAD diktatörlüğüne zerre kadar zarar veremez, bilakis onu daha da güçlendirir. Alın size bu diktatörlüğü richter ölçeği ile 9 şiddetinde depremle sarsabilecek bir türkü uyarlaması: Sabah olsun devrim yapalım, atom gülleri açsın ister muhsin ağa; ne devrimci gençliğin var, reis-i cumhur olmak ister faruk ağa 🙂
Yazan:Can ile Canan Tarih: Eyl 17, 2009 | Reply
Türkiye’de kibirli bir elit kesim var. Kimileri bunlara “Beyaz Türkler” demeyi tercih ediyor. (Ben gerekmediği sürece yeni kavramlar icat etmeyi sevmem. Daha doğrusu kendi kavramlarım bana özel olsun, ama genelleşmesin isterim.)
“Kibir”in neden bu kadar günah addedildiğini bu kibirli elitlerimizle zaman geçirdikçe daha iyi anlıyorum. Ve zannederim Ertuğrul Özkök de bu kibirlilerin sivil paşası oluyor.
Yazının bir yerinde “özür dilemek”ten bahsediliyor. Ertuğrul Özkök, kendisi ve gazetesinin Ahmet Kaya’yı hedef göstermesinden pişmanlık duyup özür dileyecekmiş/dilemeliymiş.
Öncelikle “kibir” özür dilemez. Karşıdakini anlamaya çalışmaz. Başkasının kendisini anlamaya çalışmasını da önemsemez.
İkincisi, aynı hedef gösterme anlayışı Hrant Dink’e de uygulanmamış mıydı? Üstelik orada da başrollerde Ertuğrul Özkök ve Hürriyet gazetesi vardı. Kendisi -sanırım- aynı zamanda “sansür, teftiş ve galeyandan sorumlu sivil paşalarımızdan biri” oluyor…
Ve aynı hedef gösteren Özkök, cinayetin çok kısa bir süre sonrasında CNN Türk’e canlı olarak bağlanmış, “Çok üzgün olduğunu, bu cinayetin demokrasiye engel olmak anlamına geldiğini, böyle bir şeyin birgün kendi başına da gelebileceği” gibi şeyler söylüyordu…
Benim bildiğim şu ki kanı değerli olanlar hedef olarak seçilir. Ertuğrul Özkök’ün gazeteci kimliğinin ne kadar asaleti ve değeri var ki hedef olarak seçilsin, orasını bilemiyorum ama, her fırsatta gurur ve kibirle kendini pazarlama ve reklam anlayışını ortaya koyması bile hakkındaki tezimi doğruluyor.
Yazan:gerçekçi Tarih: Nis 11, 2013 | Reply
Yıllarca Osmanlıyı böldüler, devletimiz. yıkıldı… Yenisin kurduk, hala durmadılar devam ettiler bu ülke’i nasıl bölebiliriz btirirz diye, Ahmet Kaya gibi sanatçılar kürtlerin de aynı devlet sınırları içinde var olduğunu kardeş olduğunu hatırlatmasıyla,Bir çoğu bizim (aydın,ünlü,ülkenin akları pakları) diye tabir ettiğimiz insanlar insafsızca yeniden harekete geçtiler. Gazetelerde; yalan ve uydurma haberleriyle bu ateşi körükledi.