Ümmeti-i Muhammed,Minare mi istemiştiniz ?
By Fatma Sancak on Ara 3, 2009 in Makale
Dünya Müslümanlarının İsviçre’nin ‘minare inşaası’ engellemesi,bu eylemi oylaması,oylama sonucu çıkacak olan kararın olumsuz olması ihtimali üzerine konuşuyor.Dünya Müslümanları hangi ahval ve şerait içerisinde tepki veriyor,açıklamaları nelerdir,savunmaları nelerdir,bilemeyeceğim.
Türkiye Müslümanlarıda İsviçre’deki bu gelişme ve arkasından gelecek kararlar üzerinden görüş belirtiyor,duruma müdahil oluyor,hatta ben de dün akşam sevgili arkadaşım Ebru Afat’ın Sky TV’de konuyla ilgili görüşlerini beğeni ile izledim.
Ben konuşulanın dışında birşeyler söylemek istiyorum,dünya Müslümanlarını konuya dahil etmeden,Türkiyeli,Türk Müslümanlara konuşacağım,bizimkilere,Muhammed’in ümmetine,yani yarın eğer Rasulullah’ın o mübarek yüzüne bakabilecek yüzleri olanlar varsa işte onlara ;
Ey Türkiye’nin Müslüman Ümmeti !
Minare mi,istiyorsunuz?
Ne için?
Mahya asmak için mi?
Türkülüğünüzü övmek için mi?
Irkçılık yapmak için mi?
Minare mi,istemiştiniz?
O öyle olmaz din kardeşim ! Bu din minare ile din olsaydı,Müslümanların şeklen zürafa olması gerekirdi.
Minare mi,İstemiştiniz?
İstemekle olmaz,din kardeşim !
Gel beri ; şimdi o minareyi istemekten önce bir kendin gibi olmadığı için ‘ mum söndürmekle,kardeş bilmezlikle,namussuzlukla itham ettiğin tüm Alevilerden gel bir helallik iste önce,arın,paklan,pis pis minareye çıkılmaz,zaten zürafada değilsin,değil mi?
Minare mi,istiyorsunuz?
Bir bak bakalım şöyle ülkeye çok şükür adım başı camiilerin olduğu bu ülke de yakılmaya çalışılan Alevilerin anısına bir bak bakalım,vicdanını bir konuştur,senin adım başı camiine karşı bu insanların ibadet haneleri var mı,yok mu?Bir bak bakalım.
Minare mi,istemiştiniz?
Gel beri ; o iş öyle olmaz din kardeşim,önce çık bir bakalım Milli Eğitim Bakanlığına aç ağzını yum gözünü ;Yahudi’nin,Hristiyanın,Pagan’ın çocuğuna nasıl zorunlu din dersi verebilirsin diye bir sor bakalım.
Minare mi,İstemiştiniz ?
Bu din ‘temizlenmeden’ kişinin ibadet etmesini uygun bulmaz.Şimdi aziz din kardeşim,kendi yurdunda devletinden yetim,anadan-babadan zaten yetim olan Ermeni çocukların alnının teri,minik ellerinin emeği Tuzla Yetimhanesini gasp ettikten ve edenlere sustuktan sonra o ‘pislikle’ hangi minareden,nasıl,nereye yükseleceksin?Zürafa isen o başka!
Minare mi,istemiştiniz?
Hrant Dink’in bir Ermeni olarak çoğunluğu Müslüman bir ülkede korunması ve savunulması biz Müslümanların boynunun borcu iken katledilmesinden sonra halen ses çıkartmadıysan,şimdi o minareyi,tepesine çıkıp ‘hepimiz ogünüz’ diye bağırmak için mi istiyorsun,hey gidi din kardeşim!
Minare mi,istemiştiniz?
Heybeli Ruhban Okulu açılmasın,din elden gidiyor naraları ile korumaya çalıştığın,İslam’ın bel kemiğine en ağır darbeyi indirirken,’ inanan ‘ insanların inançlarının gereğini yerine getirmesine engel olurken,ey benim sakaldan,vatan sevgisinden,cengaverlikten mütevellit din kardeşim o minareyi hangi hakla,hangi yüzle talep edeceksin?
Minare mi,istemiştiniz?
Ne verdin ki,ne istiyorsun?
Senin dinin sana,onun dinin yine sana,öyle mi?
Vallahi onun aslı ; benim dinim bana,senin dinin sana.Yani ‘ Rabbena,hep bana’ bir dua girişi değil,vallahi onun da aslı ; Rabbena,atina …
Minare mi,istiyorsunuz din kardeşlerim?
Sizin minarenizin yolu ancak anaları,evlatları,eşleri gözaltında kaybolmuş Kürtler ile omuz omuza onların kayıplarının hesabını sormaktan,onların haklarını talep etmekten geçer.Yoksa, Zürih’in ünlü Helvetiaplatz Meydanı‘nda,bağdaş kurup ;
İsviçre’de yok minare,
Beri gel oğlan,beri gel.
Ciğerim doldu yare,
Beri gel oğlan,beri gel.
diye içli içli söylenirsin.
52 Yorum
Yazan:MY Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Cemile hislerime tercüman oldun, bugün basbakan ve bir bakan da bozuk atmis isviçre’ye, halimiz içler acisi. Bir de hosgörü(!) ve hümanizm(!) simgesi olarak Mevlânâ sekeri gönderirsek tam olacak!
Ceylan ölünce “o zaten Ermeniydi” diyen sapiklarin memleketinden isviçre’ye irkçilik dersi vermek böyle oluyormus. DTP seçimde Van’i alinca “Ermenistan sinirina dayandilar” diye irkçi geyik yapan hangi hükümetteydi yaw?
Yazan:vedat Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
alevilikle muslumanlığı karıturmayalım… alevılerle sorun yokki…
minare bızım ve turklerın sımgesıdır ve ınsana huzur ferahlık verır gorunce
Yazan:sq Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Yazının içeriği çok haklı.
Diğer yandan bu posterler beni çok rahatsız etti.
Minareler adeta Haçlı toprağını “ele geçirmiş” Sarazenler gibi duruyor.
Durdurdukları da böylesi bir işgalmiş gibi.
Avrupamerkezci oryantalist kafalar hala devam ediyor.
Yazan:Ok Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Minare istemirler istemesinler, insan haklarindan danishirlar, ozleri insan haklarini pozurlar… (http://fnews.az)
Yazan:özlem Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
http://bianet.org/bianet/kultur/104217-sesli-hrant-dink-yazilari-bianette-tiklayin-dinleyin
Yazan:Mehmet Nazım ÖZTÜRK Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Henüz özgür olamadık bildirgesinden sonra, Cemile nin bu yazısı, bizlere çok şeyler öğretiyor… ezberlerin bozulması açılımında…
Yazan:demsal Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
sana sağlık diyorum cemile:))
ayrıca merak ettiğim isviçre bankalarında parası olan müslimanların paralarını çekip çekmeyeceği…
güçler dengesi adına,onlar minareyi çekerler ama parayı asla…
müslümanın elin bankasında parasımı olurmuş !!!
Yazan:rıza altunışık Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Sayın Cemile Bayraktar, bu millet hoşgörü anlayış ve sevgi dini olan islamiyeti, kendi anlayışına uygun olduğu için çok kısa sürede kabul eden bir topluluktur.
Yukarıda eleştirdiğiniz birçok konu milletin tamamınca kabul gören bir olgu değil, marjinal saplantıları olan küçük bir azınlığın eseridir.
Yüzyıllarca farklı dini inanç ve ırklarla birlikte yaşama kültüründen gelen Türk milletini zorba bir derebeyi gibi göstermeye çalışan yazınız, eleştiriden çok karalama ve iftiraya dönük bir düşüncenin ürünü olabilir.
Özellikle savaş dönemlerinde iç karışıklıklar çıkararak isyan etmiş, köyleri, şehirleri basmış, çoluk çocuk demeden katliamlar yapmış eskiya sürülerine karşı devletin yaptırım gücü uygulaması bütün dünyaca kabul edilmiştir.
Kaldıki ta osmanlI döneminden günümüze kadar isyan çıkaran kişiler için yüzlerce af getirilmiştir.
Toplum biliminden ve milletin manevi değerlerinden uzak darbecilerin dönemleri cumhuriyet tarihinin kara sayfalarını oluşturmaktadır.
Temel hak ve özgürlükleri askıya alan darbeci zihniyetin suçlarını Türk milletine yüklemeye çalışmak ya bu milleti tanımamaktır yada iftiraya dönük bir düşüncedir.
Yazan:Ekrem Senai Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Çok güzel bir yazı. İsviçre’de ortaya çıkan bu olay da bir sinyal. Din kardeşlerim minare fetişizmine düşeceklerine, insanlarla ilişki kursalar; biraz müslümanlığın ne menem şey olduğunu ahlaklarıyla sergileseler, korkulacak insanlar olmadıklarını bir gösterseler… Bir afişte minare ve müslüman bir kadın imajı korku unsuru olarak kullanılıyor ve işe yarıyorsa temelde bir yanlış var demektir.
Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Elinize sağlık hariki bir yazı
Yazan:Cevahir Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Sevgili Cemile.
Ellerine,yüreğine,düşünen,soran,sorgulayan ve üreten beynine sağlık.
Yazan:rıza altunışık Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Yazar ve yorumcuları ile adeta tek düze bir anlayışa doğru, demokrasi dışı bir oluşuma, yani fikir özgürlüğü adı ile farklı düşüncelerin bastırılmasına çalışanların özgürlük ve demokrasi anlayışları sadece ve sadece sözlerinden ibarettir.
Sayın editör mademki düşünce platformundayız niçin bir ağızdan çıkmışcasına YANLIZCA milletimizi suçlayan yazı ve yorumları yayınlıyorsunuz?
Gerçekleri ifade eden farklı yorumlara niçin hoş görü ile yaklaşamıyorsunuz?
Sadece kendi görüşlerinizi dikta ettirmeye çalışmak hangi anlayışın ürünüdür?
Eğer yorumlarımı yayınlayamayacaksanız “sizin düşünceleriniz bizimkilerle uyuşmuyor” diyerek benim gibi yazanları bu siteden uzaklaştırabilirsiniz. Bizde sitenize girmeyiz olur biter.
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Cemile hanım inanın yazınızı okuduğumda dürüstlüğünüze,samimiyetinize,adalet anlayışınıza imrendim.Ben de tüm farklı düşüncelere,inançlara,kimliklere saygılı olduğumu düşünürüm hep.Bunun hakkını yeterince veriyor muyum bilmiyorum ama “önce insan”şiarından zerre milim şaşmamaya aşırı ihtimam göstermeye çalışırım.Yine de sizinle aynı inançta olmadığım,dünya görüşüm çok farklı olduğu halde adalet ve eşitlik anlayışınıza gıpta ettiği itiraf edeyim.
Ne diyeyim,sizin gibi dürüst insanlar varoldukça “insanlık” adına güzel umutlar da hep varolacaktır.Bir kez daha teşekkürler ey güzel insan.
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Bir ayrıntıya daha değinmek isterim.Bir yazı veya yorumu eleştirmek/yermek her zaman övgüden daha kolaydır.Hele benim gibi farkına vardığını düşündüğü “fikri tutarsızlıkları” mukayese etmeye eğimli kişiler için eleştiri başvurulan yegane yöntem haline geliyor:))Bilemiyorum,düşüncelerine değer verdiğim pek çok katılımcı eminim bu “sınayıcı”mantığım nedeniyle benden ilallah etmiştir.
Kısacası bu yazıda itiraz edecek bir tek nokta bulamadım diyebilirim.Fakat bir katılımcı dostumuz her nasıl düşünmüşse yazıyı karalayıcı ve itira amaçlı olarak yorumlamış.Hadi kendi görüşüdür diye geçilebilir belki.Ama geçemiyorum işte,ortada bariz bir hak ihlali varken susmak doğru olur mu?
Şimdi sn.Rıza beye sormak lazım;
Peki asıl iftira,karalama,çarpıtma… acaba birbaşkasını kendisine ait olmayan düşüncelerinden ötürü haksızca suçlamak olmasın sakın.
Adalet talep eden,insana saygıyı telkin eden;sevgi,barış ve hoşgörüyü esas alan bir görüşün neresi iftira olabilir?Karalama neresindedir bunun.Yoksa insanların birarada kardeşçe yaşamasını istemek sizce müslümanlıkla bağdaşmıyor mu?
Yani nedir derdiniz,iftira olarak gördükleriniz nedir mesela bizlerle bir paylaşır mısınız?
Ama yok amacınız kişisel bir sataşmaysa,iddalarınızı doğrulamak gibi bir kaygınız yoksa bir şey diyemem.
Ayrıca gerçekten bilmek istiyorum,hiç bir dayanağı olmayan mesnetsiz ithamlarınızı sıraladınız;
Vicdanen rahat mısınız şimdi,
Adil bir eleştiri getirdiğinize inanbiliyor musunuz ve suçlamalarınız içinize siniyor mu?
Tüm bu bu sorularıma gönül rahatlığıyla evet diyebiliyorsanız mesele yok.
Yalnız unutmayın,aidiyet ile vicdan duygusu farklı şeylerdir.Aidiyet,evet,sorarsanız herkesin kendisine göre bir aidiyeti,ait olma duygusu vardır;türk,kürt,ermeni veya alevi,sünni,müslüman,hırıstiyan yahudi…inançlı ya da inançsız.Lakin aidiyet denen duygu vicdanın önüne geçmemeli.Geçti miydi maazallah insan kendine demokrat,kendine müslüman,kendine hakperest olur.Tıpkı kapıldığınız haleti ruhuye gibi,benden hatırlatması.
Yazan:Mustafa Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Merhaba Cemile hanimefendi…yazinizi tekrar tekrar okudum. Dikkatimi ceken birkac husu var. Önceki yazilarinizda veya birindede gözüme batmisti. Genellestirmek meselesi…
Siz “Ey müslüman Türk ümmeti” degiginiz an bu konularda elestiri önemli ölcüde bosa gidiyor. Cünkü muhatab “müslüman Türk ümmeti” degil. Belirli hatalari yapan belirli sahslar veya grublar dururken nicin “müslüman Türk milleti veya ümmeti ?
Sonra uslubunuzda kabalik var hakaret var. Ne demek “Bu din minare ile din olsaydı,Müslümanların şeklen zürafa olması gerekirdi.” ve “…zaten zürafada değilsin,değil mi? ” Size birisi “siz bir fil degilsiniz dimi?” derse bunu iltifat olarak görmezsiniz herhalde.Öyle kiyas yapmak dahi olmuyor.
“Ne verdin ki,ne istiyorsun?” Hak hukuk alis veris meselesi degildir. Cifte standardi kritik elbette mümkün ama isvicreden din hürriyeti istemek Türkiyedeki adaletsizlikler yüzünden isvicreden hürriyet istemegi engellemez. Ya hep ya hic mantigi ve “sende hatalar var birsey isteyemezsin. Sus.” mantigi ile polemik kimi tatmin edebilir?
Selamet ile…
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Evet burası bir düşünce platformu.
Ve-adı üzerinde-“düşünce platformu”olduğuna göre de hamasi nutuklara pek itibar edilmiyor.Hele çarpıtma ve iftira kokan,her yanından buram buram ırkçılık akanları hiç prim yapmıyor.
Ha,birilerini kesmiyorsa kolayı var:asıl duymak istedikleri bol küfürlü,dışlayıcı,kin ve öfke yayıcı sözcükleri ilke(!)edinmiş bir sürü site var…gider aradıkları ruhsal terapiyi orada bulurlar olur biter.Yani kimselerin zorla kolundan tutulmuş değil.
Adı düşünce platformu diye Agora meyhanesi değil ya burası!
Yazan:cengiz maçoğlu Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Sevgili CEmile Bayraktar;
Büyük laflar etme yerine dönüp kendimizle nasıl sorgulaşırızın en bariz, en hoş, en insani yanını yazmışsınız da yazmışsınız. Daha çok yazın, daha çok okuyalım, İsviçre’deki olay müslümanların sorunu değil sadece olası faşist saldırıların minik bir oylaması. Olaya daha dünya kamuoyu net cevaplar vermezken bizdeki laik kemalist güruh zil takıp oynuyordu.(İnternet sitelerinde bu zil takıp oynama rahatlıkla gözlmelenebilir.) Baktılar millet bayağı öfkeli Devlet Bahçeli ve Deniz Baykal bile kınama mesajları yayınladılar. Yemişim sizin kınama olayınızı bu arada sevgili milliyetçi liderlerimiz, size ne çok benziyorlar değil mi ordaki oylamacılar…Türkiyeli bir kesim Müslümanları eleştiren ifadelerinize aynen katılmakla birlikte son on yıldır gelişen kardeşlik hukukunu sindirmiş esasında devr-i saadet ışığının yüzlerini ve düşüncelerini parıldattığı siz değerli Müslüman kardeşlerimizin de hakkını teslim edelim. Bu arada Ali Balkız ve benzeri alevi önderleri hala akıllanmışa benzemiyorlar ki alevileri bir siyasi pati çatısı altında toplamak istiyorlar. Ben de bir alevi ailenin evladı olarak kemalizmle ve modern şaklabanlıkla iç içe geçmiş aleviliği de eleştiri konusu yapmak istiyorum. Sunni müslüman kardeşleriyle ortak noktlarda buluşup zalimin yüzüne yüzüne tükürceklerine hala jakobenlere yeni nefes borusu açmanın bir anlamı yoktur diyorum Ali Balkız ve ekibine… Neyse Cemile Hanım çok öfkelendim içim açıldı:)) Daha fazla öfkelenmeyeyim. Ayrıca Rıza altunışık beyefendi Türkler İslamı kısa sürede benimsemediler, uzun uğraşlar uzun iknalr ve kısa savaşlar sonunda kabullendiler:)) İbn-i Fadlan’ın Seyahatnamesi bu konuda sana fikir verebilir, yine o Seyahatname bir tür İslamique uygarlaşmanın nasıl olduğunun aynasıdır adeta…
Yazan:rıza altunışık Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Sayın Aziz Yılmaz bey, bazı yazılarım yayınlanmasada bu sitenin kadrolu muhalif yorumcusu gibi gösterilmekten öte sırf Türk milletine yönelik eleştirilerin bir kısmına katılmadığımı belirtmek isterim.
Sizce cemile hanım doğru yazmış olabilir ancak, bir önceki yorumda belirttiğim gibi hatayı yapanlar yüzünden bir milleti topluca suçlama kolaylığına başvurulmasını eleştirme hakkım yokmu?
Bunun yanısıra gene bu konu hakkında yazdığım yazının iki sefer siteye göndermeme rağmen yayınlanmamasını eleştrime hakkım yokmu?
Türk milletini eleştiriye dönük tek düze yazı ve yorumlar yayınlanırken, İsviçrenin yada batının eleştirilmesine tahammül göstermeyenler insanlarımıza neyi kabul ettirmeye çalışıyorlar bunu sormaya hakkımız yokmu?
Sayın editörün yayınlamadığı o yazıyı tekrar gönderiyorum.
EDiTÖR: RIZA BEY. DAHA ONCE DEDIGIMIZ GIBI BU SITE BIR ILAN PANOSU DEGILDIR; TARTISMALARA AKTIF OLARAK KATILIN. FIKIRLERE KARSI KENDI FIKIRLERINIZI URETIN. KOMPLE MAKALELERINIZI KES-YAPISTIR YAPMAYIN. AKSI TAKDIRDE BUTUN YORUMLARINIZ ENGELLENECEK
Yazan:eg Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
cemile hanım’ın genellikle yazılarını beğenirim. ancak bu yazısındaki problemi söylemem gerekli.
ben bir özgürlük isteğinin karşı kefesine “siz de şunları şunları yapmayınyapın da ondan sonra isteyin” tarzı bir yaklaşımı sorunlu buluyorum. açıkçası özellikle müslüman kesimde, belki uzun yıllar suçlanmanın, anti-demokratik olmakla itham edilmenin getirdiği bir refleksif davranışla, özellikle kendilerini ilgilendiren konularda özellikle kendi tarafına eleştiri noktasında biraz terazinin kantarı kaçıyor gibime geliyor. yani bir insanın (diyelim ki başbakanın) isviçredeki rezaleti eleştirmesine “sen önce kendi elini temizle sonra iste” demeyi, zaten fiilen her türlü özgürlüğe yasak getirmek olduğunu düşünorum. bu anlayışla tartışmasız hiçkimsenin özgürlük isteme hakkı kalmaz. zira hiçkimse temiz değil.
özellikle başörtüsü yasağı ile ilgili anayasa değişikliğine liberallerin ve “demokrat solcuların” yeterince destek vermemesinin de temel argümanı buydu! yani “karşı tarafın” zaten demokrasiye uygun ve layık olmadığı zımni görüşü…açık konuşmayı severim. çok değer verdiğim kişiler için olsa dahi. bu yazı olmamış cemile hanım…
Yazan:Garabet Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Cemile hanım selamlarımla; Yazınızda bahsettiğiniz, “Tuzla Ermeni Yetim Kampı” talebelerinin 1500 kişisinden biri olarak, dile getirdiğiniz haksızlığımızıdan dolayı ve insanın eşitliği düşcelerinizden dolayı yürekten kutluyorum Sizi. Müslüman “HARAM” yemez, diye biliyorum. İşte; Tuzla Kampımız elimizden hiçbir kuruş ödemeksizin, alındı ve kovulduk, bende bir YETİM olarak; EL KOYANLARA da, BURAYI ŞİMDİ KULLANANLARA, da ÇOCUK EMEKLERİMİ NASIL “HELAL” EDEYİM. edebilirmiyim? Evet ederim, ATIL olmaktan kurtarılır ve İNSANLIK için tekrar kullanılmasına İZİN verilir ise; tüm çocukluk emeklerimi “HELAL” ederim, aksi takdire malumun durumu bellidir.
Yazan:MY Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Yaa, bu isler boyledir, Müslümanlarin yaptigi en ufak saçmaligi elestirince böyle Türk düsmani, islam dusmani, bati yagcisi diye yaftalarlar adami.
Bir de sunu sorun: Milyonlarca müslüman yasiyor avrupada ama avrupalilarin içinden Islam’i seçen çok az. Neden acaba?
Mesela ingiltere’deki ingilizler pakistanlilara bakarak veya almanlar Türklere bakarak Islam’i seçebilirdi degil mi?
Ama bunun yerine adamlar Islamofobi ürettiler. Tabi “siyonist propaganda” filan diyelim, kafamizi 50 yil daha kuma gömelim isterseniz. Ama Diyanet sultan ahmet meydaninda japon turistlere Kur’an dagitirken “NE MUTLU TÜRKÜM” yazan bir camiyi nasil anlatacaksiniz? Islam’in evrenselligi ile gayri-musluman herkesi siyonist, haçli, vs diye yaftayalan musluman aydin(!) acaba ne dusunuyor?
Evet, minare yasaginin karsi argumani “kendine bak” degildir ama kafasini kullanip “Islamofobi nereden çikti?” diye sorabilen her aydin eninde sonunda Müslümanlarin dinlerini hakkiyla yasamadigini görecektir… iyi de edecektir 🙂
Islam ne yazik ki bir çoklari tarafindan bir kimlik, bir rozet, bir siginak haline getiriliyor. O zaman haliyle Avrupalida “öteki” tetiklemesi oluyor.
Ama bir de söyle bakin; Hz Muhammed zamaninda kaç müslüman vardi? onun ve yakinlarinin güzel ahlaki kaç gönül fethetti?
Yüzüne tüküren askeri affeden Hz Ali’yi örnek alan bir ümmet her halde isviçre’de daha kolay minare insa edebilecektir.
Yazan:eg Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
sevgili mehmet sorun senin söylediğin değil ki! sorun hemen hepimizin birilerinin özgürlüklerinin karşısına özgürlük isteyenlerin kirli çamaşırlarıyla çıkması. cemile hanım’ın iyi niyetine ben kefilim zaten. ama genel hava hepimizi etkiliyor. mesela diyelim ki konu sivas katliamı olsun ve birisi çıksın ve desin ki “sivas katliamı yapanlar da oradaki müslümanları kışkırttılar ve o yüzden onlara olanlara yeterince üzülmemek doğrudur” diye. bu anlayış bir zulümdür. ve her alevilerin hakları ile ilgili argümanlar ortaya konduğunda alevilerin kemalist olduğu yargısıyla özgürlük isteyenin karşısına dikilmekle aynı şeydir bu. ve genellemedir. ben mesela minareleri son derece estetik mimari yapılar olarak görüyorum ve isteme sebebim cemile hanımın yazdıkları değil. benim tanıdığım hiçbir müslümanın da değil! bir yanlış eleştirilirken, yanlış yapılanların yapmış olduğu bir bir hata onların zulüm görmesine payanda olamaz. isviçrede yapılan şey düpedüz densizliktir ve bu densizlik müslümanların avrupada nasıl yaşadığından (elbette senin dediğin gibi ‘müslüman gibi’ yaşamayanlar olabildii gibi tam tersi olanlar da vardır. )bağımsız bir şey olarak böyledir.
son tahlilde bu anlayış bizi hiçbir yere götürmez diye düşünüyorum. her özgürlük ya da yanlışlık bağımsız olarak ele alınabilir. ama her özgürlük isteğinde bir liste ile özgürlük isteyenin önüne dikilirsek dünyada inanın bana çözülebilecek hiçbir sorun olmaz. zaten sorun çözmek istemeyenlerin (hangi kesimden olursa olsun) tutturdukları argüman budur. ve yanlış birşeydir bu. liberallerin ve solcuların başörtüsü ile ilgili anayasa değişiklğinde vermedikleri desteği eleştiren o zamanki bir yazımda “bir özgürlüğü destekleyip, diğer haksızlıklarla ayrıca savaşmak ve tüm özgürlükler için uğraşmak neden zor…neden her özgürlük isteğinin önüne duvarlar koyuyorsunuz? neden önünüze gelen bir özgürlük talebini, o talebin ardında ve öncülünde olan ve çoğunlukla bir zihinsel genellemeyle ortaya koyulan yanlışlarla dikiliyorsunuz ” demiştim. doğrusu bu tür bir anlayış hiçkimseye birşey kazandırmaz.
Yazan:suzannur Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Yazı Türk-müslümanlığına yönelik haklı eleştiriler içerse de, minare sembolik anlamı olan mimari bir yapının göstergesi de olsa; bilinmesi gereken şey, ya da önem verilmesi gereken husus, meselenin sadece hatalarımız var olmasa da olur, ya da olursa böyle olun da olsun anlayışından öte, özgürlükler bağlamında ele alınması gerekliliği.
Benim için minare olsa da olur, olmasa da, hatta yapıların işlevleri de sorgulanabilir(cami, kilise…) ama buradaki bakış açısı bir özgürlük ihlaline karşı eleştirel bakışın ortaya konması olmalıydı. Türk-müslümanlarının hatası/kritiği başka bir yazının konusu olmalıydı.
Dini özgürlüklerin kısıtlanması, minare, İncil dağıtımı… zamanla kollektif bir baskının haklı olarak uygulanabileceği anlayışına gebe olduğu için, minare burada başka bir anlam daha yükleniyor. Sadece dini bir yapının bir parçası değil burada,dini özgürlüğe karşı olanların ilk adımı, sonra ne gelecek, cami yapılmasın, Kuran okunmasın, dini İslam olan Avrupa’ya giremesin…(aynı zihniyet diğer dinler yahut inanmayan insanlar için de örneklendirilebilir) Referandum ile bunlar hak olarak çok rahat kabul edilebilir öyle değil mi? Bir de bu açıdan bakmak lazım olaya.
Yazan:eg Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
mehmet bu yaklaşım son derece tehlikeli bir yaklaşım bence. zira diyelim ki aynı yaklaşımla türkiye’de azınlıklardan, gayrimüslimlerden nefret edenlerin de nefretinin kökeninin gayrimüslümlerin “doğru düzgün dinini yaşamadığı” sonucu çıkarılabilir ki bu yaklaşımla her kini, nefreti kin ve nefrete muhatap olanın yaptığı hatalara bağlayıveririz. bu açıkçası çok yanlış bir yaklaşım olurdu. temel itirazım buna. yoksa cemile hanım’ın saydığı kötülükleri yapan müslüman yok mu? dünya kadar var. ama bir özgürlüğün karşısına bir kötülük çıkarırsak hiçbir sorunu çözemeyiz inanın.
Yazan:özlem Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Enver bey bakış açınıza katılıyorum. Üstelik Markar Eseyan da bugunkü yazısında aynı tarz bir yaklaşımı getiriyor.
Öte yandan Garabet beyin yorumu da yine arada kaynıyor gibi geliyor bana. Garabet Bey küçücük bir çocukken kendi elleri ile yaptıkları bir yetimhanenin nasıl beş kuruş para verilmeden bazı insanlara peşkeş çekildiğinden bahsediyor. Hrant’ın, Rakel’in,Garabet’in hayata tutunduğu yerden. Belki varolmasa başlarına negeleceğini bile düşünemediğimiz insanları insan olarak yetiştiren onları Hrant,Rakel,Garabet ve daha niceleri yapan yer. Bunlar çok acı hikayeler, yetimhanesinin toprağına lüks villaların dikilişi, ilkokullarının otopark oluşu ve daha bir sürü haksızlık.
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Sayın Rıza Altunışık,
Eleştirilerin bir kısmına değil pek çok kısmına katılmayabilirsiniz.Bu sizin eleştiri ve düşünce hakkınız.Bakın sizin dışınızda da -bu veya bir başka yazıya-katılmayanlar çıkıyor.Çıkmalı da,elbet her görüş onaylanacak diye bir kural yok.Lakin bunun bir yolu yordamı vardır.Bir fikir veya düşünceye muhalif olmak;karşındakini yaftalamak,niyet okumak demek değildir.Dolayısıyla siz “Türk milletine yönelik eleştiri yapılamaz,yapılırsa bu iftiradır,karalamadır” der kestirip atarsanız birilerinin de size katılmama, uslübunuzu onaylamama gibi hakkı doğacaktır.Bu bir.
İkincisi,neden her eleştiriyi Türk milletine,müslümanlığa düşmanlık gibi algılıyorsunuz?Her eleştiri/özeleştiri yapan sizce bunu düşmanlık eğilimiyle mi yapıyor?Yazının yazarı,aynı paralelde görüş belirttiğini düşündüğünüz yorumcular acaba başka bir milletten mi…başka devletlerin adına söz alarak onların çıkarlarını falan mı savunuyorlar,hiç düşündünüz mü bunu.
Tartışma adabı bu değildir;katılmadığınız,itiraz ettiğiniz taraflar varsa çıkıp izah edersiniz,yanlış bulduğunuzu düzeltirsiniz,eksik yanları tamamlar,gerekirse bazı hatırlatmalar yaparsınız.Eleştiri böyle olur.Yoksa her beğenmediği görüşün karşısına hayali düşmanlar,hainler,iftiracılar,işbirlikçiler üretip koymak değildir eleştiri.
Yazan:cb Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
selamlar,
My,Aziz bey,Garbet abicim,Ekrem,Suzan,Cengiz bey,Tan,Cevahir bey,Nazım abicim yorumlarınız için teşekkür ederim.
Enver bey,
siz benim çok değer verdiğim isimlerden birisisiniz ve birbirini yazılardan ve yorumlardan tanıyan insanlar olarak bu değer yorumlarınız ile kazanılmış bir değer,sağolunuz.aslında biraz yanlış anlaşılmışım,yani sizin çıkarttığınız yorum gibi bir niyetim olsaydı size hak verirdim,belki ben yazarken objektif olamadım,olabilir ama bahsettiğiniz gibi bir niyet taşımıyordum.anlatmak istediğim,tencere dibin kara,durumu değildi ben biraz ironinin dozunu abartarak,sert bir üslup ile İslam’ın minareden ibaret olmadığını,diğer ritüellerinde aynı derecede önemli olduğunu vurgulamaya çalıştım,üslubum bu niyeti gölgelemiş olabilir ama katiyetle ‘birşey talep etmek için önce kendini sorgulamalasın’ demek istemedim,sadece minare diye tutturan insanların aynı baskınlığı,dinin önem verdiği diğer alanlarda da göstermesi gerektiğini ortaya koydum ki öyledir de.ayrıca müslüman dindar kitlenin teranelerinden canı yanmış olarak,belki solcusundan,liberalinden çok daha fazla müslüman eliyle,diliyle yaralanmış,bir çok kez riyakarlıklarından miğdesi bulanmış biri olarak birikmiş öfkem belki bu şekilde tezahür etmiştir.birazda kendimizi eleştirelim,biraz da kendi içimizden biri eleştirsin,dışarıdan zaten çok eleştiren var :)bilmem bana hep içerden gelen eleştiriler daha samimi gelmiştir,belki bundan kaynaklıdır 🙂
Yazan:cb Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Rıza bey,
taraflı yorumlarınız için yapabilecek birşeyim yok,siz adaletli olamıyorsunuz diye ve ben olabiliyorum diye bana çatmanıza da gerek yok,o bahsettiğiniz maalesef marjinal azınlık değil,beyni yıkanmış bir çoğunluk keşke sizin dediğiniz gibi bir azınlık olsaydı
Yazan:cb Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Mustafa bey,
yazımda örneklediğim konulardan bir tanesinin dahi ‘iftira’ içermediğinden o kadar eminim ki vicdanım rahat o nedenle size de vicdanınıza ters düşmeyecek eleştirilerde bulunmamazını tavsiye edeyim,mesela bana iftira etmem gibi 🙂
ve tüm yazı içeriklerinde kullanılan kara mizah,ironi gibi üslup yöntemlerinden bihaberseniz ve bunu hakaret olarak algılıyorsanız okuma alanınızı biraz genişletin derim.mesela benim bir fil olmam durumu sizin ağzınızdan hakarettir ama minare gibi uzunluğu ile var olan bir nesnenin işlendiği konuda uzunluğu ile meşhur bir varlıktan örneklemek kara mizahtır,benden beklediğiniz nezaketi gösteremediğiniz ve yazıya konu olan duruma canlı bir örnek olduğunuz için teşekkür ederim,beni fillemeden de eleştiri yapabilirdiniz ama yok siz konuyu hayvanlar alemine indirmeyi gerekli gördünüz,şimdi ben yanlışsam neden aynı üslubu kullandınız yok doğru isem eleştirirken bu yapılıyorsa beni neden eleştiriyorsunuz?
ps
sorular retorik cevap vermesenizde olur 🙂
Yazan:cb Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
keşke bir imkan olsa da yorumculardan Garabet ağbi,size kendi şahsına münhasır üslubu ile o küçük azınlık (!) dediğiniz insanların ; ‘zamanında bazı hocaların camiilerde 7 ermeni öldür cennete gir fetvalarını,yetim bir çocukken o hali ile inşaasında bulunduğu yetimhanenin nasıl gasp edildiğini,askerdeyken kendisine ermeni boynuzludur denildiğini,yetimhane arkadaşı Hrant’ın katledildiğini’ anlatabilse ve bunu yaparken gözlerinde zerre öfke olmayan halen gülerek bakabilen hali yüreğinize yüreğinize batsa emin olun benden çok çok daha sert bir üslup kullanırdınız,genelleme neymiş o zaman anlardınız!
Yazan:MY Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Minare = Islâm gibi bir yanilgiya düsmüs kimi yorumcular. Bayrak = Vatan gibi bir sorun var ortada. Sembollere zarar vermek/karsi olmak ile öz arasinda büyük mesafe var.
Türk bayragini yirtan birini mahkemeye vermek baska, biçak çekip öldürmek baska sey.
Isviçre? … Evet, irkçi, özgürlügü kisitlayici bir sey var ortada. Ama hedef Islam degil kimliklestirilmis Islam. Isviçre’nin ayibini söyleyelim ama asil hedef alinanin KiMLiK oldugunu ve bu entrümentalize edilmis, ulus-devletin oyuncagi olmus dinin çok daha büyük bir sorun oldugunu da unutmayalim.
Diyanetizm ne yazik ki Vatikanizm ile ayni yoldadir. Bu bütün Müslümanlarin kafa yormasi gereken bir meseledir.
Yazan:özlem Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Mehmet Bey hedefin ne olduğunu nasıl bu kadar kolay ayırabiliyorsunuz. Bence çok iç içe geçmiş bir konu. Genel bir dine düşmanlık da, sınıfsal bir aşağılama da, göçmen kimliğine ve bu kimliğin bir parçası olan İslama’da ,direk olarak islama da bir tepki olabilir. Bana sorarsanız hem hepsi sözkonusudur hem de aynı anda bir insan bu tepkilerin bir kaçını birden de taşıyabilir. Sonuç bence çok da fark etmez ortada bir faşizm ve onun ötesinde vandalca bir zihniyet vardır. Vandalcadır çünkü bir toplumun yaşam biçimiyle özdeşleşmiş bir kültüre ait imgelere karşı düşmanlık ediliyor.
Her yönüyle korkunç bir durum. Yapılan eylemi ne var canım minare bu eşittir islam değil ki diye hafifseyemeyiz. Daha ötesinde daha korkunç bir boyutu da azınlığın haklarını çoğunluğun eliyle kolayca demokrasi maskesi altında bu şekilde gaspedebilmektir. Unutulmamalı ki 20 yüzyılın ilk yarısında faşist iktidarlar demokrasi ile ilk iktidara geldi. Sevan Nişanyan’ın çok sevdiğim bir sözü vardır. Demokrasi en iyi yönetim biçimi değil tehlikeli bir oyundur der Yanlış Cumhuriyet kitabında. Demokrasinin faşizme dönüştüğü noktalarda bilincimizi diri tutmak ve kıyasıya eleştirmek bizim görevimiz olmalı. Ve bu konuda Markar bey’in yazdığı yazıyı doğrusu çok beğendim. Çok doğru bir yerden bakmış kanaatimce meseleye.
http://taraf.com.tr/makale/8823.htm
Yazan:çuvaldız Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
Sanırım bundan sonra çuvaldız müstearını kullanmakta zorlanacağım…Can acıtan ne kadar olay varsa hepsini alt alta dizebilmek güçlü bir yürek ister.Hepimizin bildiği klişedeki gibi;kabahat samur kürk olmuş kimse giymek istememiş..Ortada bir suç, can acıtan kapanmamış bir yara varsa hepimiz sadece geçmiş olsun yada başın sağ olsun demekle yetinebiliyoruz. Güzeli, iyiyi, sevabı kısa takdir edileni övmek yanında olmak çok kolay.
Hatırlayabildiğim kadarıyla daha önce de buradaki üslubuna benzer bir yazı yazmıştın;Mücahit abi. Orada daha çok umulan performansı sergilememiş olan bir zamanlar mahalledaş olan ağabey olanaydı kızgınlık ve kırgınlık.
Şimdi ise zaman zaman “ben Müslüman’ım” demeyi maymuncuk misali kullanan, eli dili birbirinden farklı iş gören çilingirlere zor olanı yapmış ve yok öyle yağma demişsin. Nefesine sağlık sana kesinlikle katılıyorum ve yok öyle yağma diyorum.
Not: Aziz beyin yukarıdaki yorumlarından birinde dediği gibi eleştirmek zamanla huy haline gelebiliyor. Kalem sertleştikçe yürek gölgeleniyor. Senin güzel yüreğine gölge düşmez inşaAllah.
Yazan:eg Tarih: Ara 3, 2009 | Reply
mehmet’in yazdığı son yoruma özlem hanım’ın cevabına yüzde yüz katıldığımı söyleyip istemeden girdiğim tartışmadan isteyerek çıkmak en doğrusu diye düşünüyorum…
Yazan:özlem Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
Ben yanlış anlaşılırım belki endişesi ile konuya kaldığım yerden biraz devam etmek istiyorum.Elbetteki Türkiye de ya da her hangi bir coğrafya da gayrımüslimlere yapılan hak ihlallerine en şiddetli şekliyle karşı çıkmak bizim boynumuzun borcu. Ben de pek çoğumuz gibi İstanbul’un sokaklarında anadolu da dolaştıkça onlardan kalan izler karşısında yürek ağrısı çekiyorum. Yapılan bu kötülükler inanılmaz şekilde isyan duygusu doğuruyor zihnimde kalbimde.
Ancak bu olay bir tarafa İsviçre’de ve bir zamandır Avrupa’da yaşanan gelişmeler beni ciddi şekilde ürkütüyor. Bir kere geçtiğimiz yüzyılda faşizmin milyonlarca can aldığı bir uygarlıktan bahsediyoruz. Öyle Afganistanda şalvarlı burkalı adamlara değil bizzat kendi medeniyetinin içerisnde ötekileştirdiklerine karşı döktükleri kanlardan. 15 yıl kadar önce yine Avrupa’nın göbeğinde yaşanan Boşnak katliamlarinıdan ve daha da ötesinde yakın tarihlerde gitgide göçmenlere ve müslümanlara karşı yükselen bir fesat dalgasından. Göçmenler ve müslümanlar Avrupa’da Demokrasinin en ciddi imtihanıdır. Bu durumla ilgili menfi gelişmeler ciddi bir şekilde bizi düşündürmeli üzerinde durmalıyız. Çünkü olaylara olduğu anda müdahale etmek yaşadığımız tarihi iyi tahlil etmek en büyük ihtiyacımız. Yoksa zaman geçipte dünya savaşları, 6-7 eylüller, 12 eylüller ,Irak faciaları vs.vs.vs. yaşandıktan sonra bir bakıyorsunuz kendi devrinin alkış ehli, mücrimleri bile bu yanlıştı bilemediydim diye ahkam kesebiliyor.
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
Enver bey,
İtiraz ettiğiniz temel noktayı gayet iyi anlıyorum.Kuşkusuz,her bir özgürlük talebine karşı türlü gerekçeler ileri sürerek engel olmak,ne demokratlığa ne müslümanliğa ne de insanlığa yakışan bir tutum değildir.
Aynı şekilde ülkede din istismarı sonucu oluşan yanlış uygulamalar da dünyanın çeşitli yerlerinde baş gösteren islam antpatisini meşru kılmaz.
Ancak yazıda verilen mesaj ile bu iki olgu birbirinden oldukça farklı gibi görünüyor.
Birincisi,farklı özgürlük taleplerine “kendi özgürlüklerini” endeksleyerek karşısındakinin tutumunu eleştirmek gibi bir durum söz konusu değil yazıda.Evet,yazı sözgelimi gayrimüslim bir vatandaşımız tarafından kaleme alınsaydı-kendi içinde haklı bir isyan olması hasebiyle tutarlı olabilirdi belki-ama kısmen itiraz ettiğiniz bir sonuç çıkarılabilirdi.Zira bu tarz bir bakış açısı,müslümanların inanç ve ibadet hürriyetine,müslümanlarca kendilerine reva görülen tutum ve uygulamalar hatırlatılarak özgürlüklerin önüne set çekilmesi anlamına gelirdi,ki son derece sakat bir anlayışa işaret ederdi bu.Sizin de değindiğiniz gibi başörtüsü serbestisine karşı direnen sözde solcu ve liberallerin duruşuyla son derece örtüşüyor bu sakat anlayış.
Oysa Cemile hanımın duruşu bunun tam tersi gibi duruyor.Zira,karşısındakiyle özgürlükleri takas etmek/mukayese etmek yerine müslümanları samimi olmaya davet eden bir çağrıdır bu…Eleştiri,kendi özgürlüklerini kısıtlayan bir gruba,dine,ideolojiye değil,doğrudan ait olunan(ait olduğu düşünülen)bir çevreye yöneltilmiş.Bu da eleştiriden çok bir vicdan muhasebesi,bir özeleştiridir.Dolayısıyla,bu nüans farkının daha dikkatli okunması gerektiği kanaatindeyim.
İkincisi,benzeri ülkemizde yaşanan örneklerin(ırkçı mahyalar,yabancı düşmanlığı,alevilerin kısıtlanan inanç hürriyeti vb) hatırlatılması şu an gündemde olan minare uygulamasının/yasağının meşru sayıldığı veya onaylandığı anlamına gelmiyor.Daha ziyade müslümanlıkla bağdaşmayan ama ta minarelere kadar taşınarak insanların gözünün içine sokulan ırkçı/militarist tutumlara gönderme yapılmış.
Dolayısıyla resmi ideolojinin propagandasında kullanılacak minarelere hiçbir samimi müslümanın ihtiyacı yoktur ve olmamalıdır.Cemile hanım da bunu gayet samimi ve cesur bir dille ifade etmiş.Bilemiyorum ben böyle anladım,fakat tabii yanılmış da olabilirim.
Sevgiler.
Yazan:eg Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
aziz bey ben konu edilen şeyle yazıyı çok ilişkili görmediğim için itiraz ettim. yoksa cemile hanım’ın niyetine değil itirazım. zaten o niyetten bir şüphem yok. ama “biz müslümanlar (buna ben de dahilim)” sanki “bize ve bizim gibilere” yapılan yanlışı eleştirirken bile, “ötekine” ne derece saygılı, ötekinin sorunlarıyla ne derece ilgili olduğumuzu tekrar tekrar, ilgili ilgisiz yinelemek zorunda hissediyoruz kendimizi. bu da yazdığımız şeylerdeki ritmi yok ediyor. cemile hanımın bu yazısı o yüzden ritmsiz. bu belki de şimdiye kadar haklı haksız fazlaca eleştirilmenin getirdiği bir bilinçaltı yönelim. açık söyleyeyim (buna ben de fazlasıyla dahilim cemile hanıma değil lafım, ben dahil hemen hemen tüm müslüman yazar çizer takımına) müslümanlar olarak kendimize güvenmiyoruz. her daim kendimizi, ne kadar deokrat olduğumuzu bir kez daha yeniden ve daha güçlü olarak ispat etme yoluna gidiyoruz. bu da bence itirazlarımızdaki sahiciliği (aslında çok sahici olsalar da) yok ediyor. bu yüzden gazetelerde yazan ve ana referansı islam olan çoğu yazar çizeri okumaktan vazgeçtim uzun zamandır. bana yeni bir şey vermiyor okuduklarım çünkü. benim cemile hanım’a bu yazısı hakkında itirazım, aynı yola gitmemesi için dostça bir uyarıydı sadece. iyi niyetimi zaten kendisi de biliyordur diye düşünüyorum. muhabbetle.
Yazan:İlhami Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
Minare istiyoruz çünkü Osmanlı pozundan sıyrılamadık bir türlü.
Yazan:Mustafa Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
Sayin Mehmet Yilmaz bey…avrupadaki müslümanlari yakindan taniyin. Avrupadaki islamofobi öyle bir teze indirgenecek hal degildir. Arkasinda sistem var. Nasil Ergenekon Türkiyede dini konularda siyasi isler cevirdi ise burdada benzer haller var. Avrupada irkcilik hicbir zaman bu kadar yayilmadi (1945den beri). Burda müslüman olmayan bircok ilim adamlari alarm zillerini cokdan caliyorlar. Ama kimsenin umurunda degil. Gecen Almanyada hamile basi örtülü müslüman bayani mahkeme icinde bir irkci bicakladi öldürdü o kadini. Alman basbakani veya diger ileri gelen siyasetcilerden ses halen daha yok (!) Kinama yok!
Avrupadaki müslümanlarin teskilatlarinda nesil degisimi oldu 10-15 seneden beri. ALmanca bilen kültürlü ve akademisyen insanlar yönetiyor. Medya ile iletisim kuruyorlar. Bu acilima karsi bir yandan olumlu diger yandan bazi cevrelerce siddetli tepki var. Acilim ne kadar artsa tepkilerde o bicim artiyor.
Avrupali müslümanlarin dindarligina gelince…bunu yadirgamak ile ele birsey gecmez. Nitekim kimse bu konuda hakem durumuna kendisini koyamaz. Yasayan bilir. Toplumu iyi bilen bilir. Almanyada takriben 100 000 alman mühtedi müslümani vardir. Türkiyede insallah 100 000 Kemalisti ulusalciyi müslüman yapacak müslüman kitle herhalde yoktur 😉
Yazan:Elestirel Gunluk Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
Ah bilseler insani yuceltmeyi. Insansiz ne dinin din, ne devletin devlet olacagini bi anlasalr. Ellerine saglik. Guzel yazmis guzel anlatmis, guzel gostermissin aynalarini. Bakmaya utandiklari aynalarini…
Yazan:cb Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
selamlar,
ben de kendimi yanlış anlaşıldığımı düşündüğüm için ifade etmek isterim ;
dünyada yükselen islamofobi karşısında ki bunun örneklerinden birinide isviçre’nin minare yasağında görüyoruz,-keza bu uygulama sırasında güya hayırlı bir yöntem olarak yapmaya çalıştığı referandum saçmalığıda bu yanlış uygulamanın zırvalığına çıktığı bir noktadır- bunun karşısında bir müslüman olarak ondan önce bir insan olarak elbet benim duruşumda bu faşist uygulamaya ‘hayır’ demekten başka birşey değildir,hatta hatta aylar önce konuyla ilgili ‘islam sobe’ ( http://www.kuyerel.com/modules/AMS/article.php?storyid=3566 )başlığını atan,bir takım feministlerin saldırısına uğrayan yine bendim,çok şükür.o dönem sanırım kimse beni okumamıştı,üstüme saldıran islamofobikler dışında (?)
benim minare yasağı konusuna iki cevabım var ;
1.faşist uygulamaların hepsinin karşısındayım,ortada bu konuya yönlendirilmiş tüm hak arama söylemlerinin ve eylemlerinin yanındayım.
2.birşeyi talep etmek için önce şartları ve koşulları kendimiz gibi olmayanlar içinde sağlamak.
ki birinci bakış açımla ilgili çokça yazı yazıldı,ben de meselenin bir başka yönünü ele aldım,durumdan vazife çıkarttım ki yazımın girişinde zaten ‘ben başka şeyler söylemek istiyorum’ diyerek durumu dillendirdim.özetle faşizme karşı duracaksak önce kendi faşist uygulamalarımızdan vazgeçmemiz gerekir diye düşünüyorum,bunuda belirttim zaten.herşey eleştirildiği gibi elbet benim görüşlerimde eleştiriye açık ve ben de sonuna kadar söylediklerimin arkasındayım zaten.benim dışımdaki ‘faşist’ olmayan düşüncelere saygı duyarak.
yine samimiyetimden şüphe duyulmayacağından endişhe etmeden bundan aylar önce ahmet altan gibi çok beğenerek okuduğum bir ismin ‘susacak mısınız?'( http://taraf.com.tr/makale/7709.htm )başlıklı yazısında o güne dek bir tek kez dahi olsa filistin’i anmadığı halde ceylan’ın katledilişini konu alırken ‘filistin’e gelince konuşuyorsunuz kendi ülkenizdeki katilleri sorgulamıyorsunuz ‘ cümlelerine bir kimsenin çıkıp ‘birşeyi talep ediyorken önce kendine bakmalısın’ şeklinde bir eleştiri tekniğini eleştirmemiş olmasına rağmen,hatta sevgili arkadaşım özlem’in altan’ın bu yazısına cevaben sadece ‘evet susacağız’ diyerek bir başlık atmasından sonra bu ortamda tek olarak benim ‘hayır susmayacağız sayın altan’ şeklinde başlık atmam ve içeriğinde ‘ceylan’ı anarken sadece gazzeyi anıyorsunuz,ve gazzeyi anmadığınız gibi ceylansız olarak anılmasına tepki veriyorsunuz’ deyişimin oldukça manidar oladuğunuda belirtmek isterim.yani ben minare istiyorsan önce kendi ülkendeki kiliselere ve mazlumlara bak diye bir giriş yapınca eleştiriliyorum ki katılıyorumda,lakin altan ceylan derken gazzeyi öne sürünce eleştirilmiyor,onanıyor,öyle mi?ben ne demişim ‘kendi ülkene bak’;altan ne demiş ‘kendi ülkene bak’ ki ben birçok yerde hertürlü faşizmi,islamofobiyi kınamışım,ama altan hiç islamofoboyi kınamamış,değil mi?biraz da burdan bakalım.
ps
ilk kez bir yorumu yazarken bu kadar yoruldum,ne zormuş insanın kendi arkadaşlarıyla eleştirerek yazışması :))samimiyetimden şüphe etmeyeceklerini düşündüğüm için ve kendilerinden şüphe etmedğim için de içim rahat aslında 😉
Yazan:Suat Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
Cemile’yi tanirim, severim, ne anlatmak istegini de anliyorum. Yazidaki ozelestirel yaklasima da katiliyorum ama bir sorun var yazida, herseyden once bir ozgurluk konusu bir baska ozgurluk ihlali ornek gosterilip “ama sen de ….sin/din” diyerek tartismaya acilmaz. Bu, ilk ihlali, handiyse hakli cikartacak bir reflekstivizme kaydirir ayrimcilik yapanlari. Malumdur ki, ozgurlukler tartismaya hele hele referanduma acilmaz, acilmamalidir. Semantik cozumleme yapsam yazi icin rahatlikla ‘fallacy of you also’ teshisi koyabilirim. Bu ‘ama sen de..’ usulu, ozelestiri icin tesvik edilen kampta da tam tersi yonden bir reflektivizme neden olur ve tam da ayni nedenden son derece hakli bir ozelestiri onemsizlesir, etkisizlesir. Birbirinden ayirarak ‘fallacy of you also’ya dusmeden yapilmaliydi bu elestiri-ozelestiri.
Yazan:Suat Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
Yukaridaki yorumumu yorumlari okumadan yapmistim, simdi biraz baktim, Enver Hocama ve Ozlem’e katiliyor, Cemile’yi de cok iyi anliyorum.. deyip kacayim.
Yazan:cb Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
suat bey,
kesinlikle katılıyorum,saygılar
Yazan:MY Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
Sanirim iki meseleyi ayni sayfada tartisiyoruz:
1) “isviçere’de minare senin neyine? önce kendi yaptigin haksizliklara bak!”
2) “Müslümansin, Avrupa’daki Islamofobiden HAKLI olarak rahatsiz oluyorsun. Ama Islam’in senin ülkende irkçilikla kirletilmesine neden bu kadar büyük tepki vermiyorsun?”
Birinciye gelen ve “bu gidisle zalimi hakli çikarirsin” diyen elestiriye katiliyorum.
Ama ikincisi bence hala geçerli. Bunun muhatabi/taraflari arasinda ise ne isviçre var ne de T.C. adina yapilan haksizliklarin kurbanlari.
Yani 2ci elestirinin derdi “çuvaldizi kendimize batiralim” demek degil. Ikinci elestirinin derdi DISA DÖNÜK OLMAYAN BiR ÖZELESTiRi.
Biz Müslümaniz, Avrupali Müslümanlarin haklarini koruyalim ama bu arada devletin, ordunun elinde oyuncak olmus, irkçilik ile kirlenmis olan Islâm düsüncesini DAHA DA iYi koruyalim.
Kanaatimce minare etrafinda koparilan firtina hâlâ bir kimlik firtinasina benziyor, dinsel hak ve özgürlüklerin korunmasiyla bu biraz karismis görünüyor.
Yani isviçre referandum ile Türkçe’nin okullarda ögretilmesini yasaklasaydi buna benzer bir durum çikardi ortaya diye düsünüyorum.
Yazan:MY Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
“Sayin Mehmet Yilmaz bey…avrupadaki müslümanlari yakindan taniyin.”
Mustafa Bey,
Öncelikle olumlu gelismeler konusunda haklisiniz. Akilli bir kusak yetisti ALLAH’tan. Ben de 16 senedir Fransa’dayim. isim icabi isviçre, belçika ile temas halindeyim.
Fransa Türklerinin camileri var, imamlar diyanet tarafindan gönderiliyor. Her ne hikmetse bu imamlar VAHABiZM ile KEMALiZM karisimi bir din (Islam demiyorum) ögretiyorlar millete. asiri kati, akli, düsünmeyi reddeden, bir yandan da militarist, irkçi ve devletçi bir din bu. Hak, hukuk? esamesi okunmuyor. Türklerin diger milletlerden üstün(!) olmasini kimse yadirgamiyor, devlete, devlet büyüklerine tapiliyor…
Paris’te, Lyon’da, Bordeaux ve Strasbourg’daki Türk camilerinde duyabileceginiz seylerden bir demet:
1) Fransizlarla arkadas olmayin, çocuklarinizi da engelleyin,
2) Gavurlari (Hristiyanlari) evlerinize çagirmayin,
3) Üç kere cuma namazina gelmeyenin nikahi bozulur,
4) Kiliselere girmeyin, günahtir…
Yazan:özlem Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
Mehmet Bey,
daha once de yazdim. Etyen beyin tam da bu konularda yazilmis cok iyi bir yazisi var agustos-eylul 2007 birikim de . uzun bir makale ama bence cok onemli.ismi degisimin yarattigi tehditler ve otoriter sekularizm.
bence derin dusunce icin rica etseniz guzel bir tartisma yazisi olurdu. bolum bolum de yayinlayabilir siniz.
Yazan:özlem Tarih: Ara 4, 2009 | Reply
iyi de cemilecim ben altana o yazisindan oturu cok sert bir kinama gonderip bu malimi de sizinle paylastim iki grupta. ne yapsaydim ik de tokat mi atsaydim:)
Yazan:cb Tarih: Ara 5, 2009 | Reply
özlemcim vallahi benim aklımda sadece yazdığın yazı kalmış,kınama mailini hatırlayamadım,bu arada iki tokat fikri fena değil,şiddet içerdiği için değil kişiyi kendini getirsin diye bazen kendime bile atasım geliyor ama olmuyor işte :)))
Yazan:Harun Genc Tarih: Ara 5, 2009 | Reply
Bunu kimseyi rencide etmek icin soylemiyorum (gerci disclaimer’in kendisi kendini ele veriyor resmen) ama,
Mahallenize acilan scientologist takirati yuksek sesle ayin yapsa ve muhtara komsulardan sikayetler gelse siz o tarikat evini kapattirmak isteyenlerin karsisinda scientologistleri korumak adina can siperane yer alir misiniz?
Cevabiniz evet ise ben kesinlikle demokratik hak olan inanc ozgurlugune desteginizi samimi bulabilirim ama hayir ise o zaman biraz dusunmem gerek.
Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Ara 6, 2009 | Reply
Evet.
Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Ara 6, 2009 | Reply
Ve hatta kutsal kabul ettiği unsurlara saygı göstermeye çalışırım.Yaşam tarzımızı ciddi anlamda felç etmediği sürece.Mandalina bizde kutsal derse adam, önünde mandalina yemem ne bileyim gider evde falan yerim.
Bence verdiğiniz örnekteki gibi her konuyu münferit tartmak gerek.Benzer bir durum için red edilebilir mesela.Ezan okunurken yada namaz kılarken yüksek sesle ayin yapıyorlarsa burada sizin inancınıza bir saygısızlık vardır.Ben inanıyorum ki hoşgörü kültürünün gelişmiş olduğu toplumlarda yaşam tarzlarının çatışmasından doğan bu tip gerilimler kolayca bir çözüme kavuşturulacaktır.