Yobaz laiklere inat!
By Ayla Chignardet on Nis 15, 2010 in atatürkçülük, Başörtüsü Yasağı, Kemalizm, Laiklik, vicdan, Yobaz Laikler
By Ayla Chignardet on Nis 15, 2010 in atatürkçülük, Başörtüsü Yasağı, Kemalizm, Laiklik, vicdan, Yobaz Laikler
© Copyright Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene! 2007. All rights reserved. Powered by WordPress. Blog Design. XHTML.
28 Yorum
Yazan:tuncay köse Tarih: Nis 17, 2010 | Reply
bu yürüşe katılcak kişiler diğer özgürlükler içinde yürüyecekmi mesela escinsel özgürlüğü yada içki yasakalrına akrsı yada herhangi bir konudaki yasağa karsı
Yazan:ufuk tan Tarih: Nis 18, 2010 | Reply
Yobaz laiklere, ve diğer yobaz homobofiklere ve yobaz Müslümanlara karşı,her kesin özgürce yaşayabildiği bir dünya diliyorum.
Yazan:tley Tarih: Nis 19, 2010 | Reply
Sanırım Tuncay Köse’nin laiklikle ilgili hassasiyetleri ön planda ve bu eylem onu kızdırmış..Ancak,doğru bir soru sorduğu düşüncesindeyim..
Yıllardır kamplara bölünen güzide ülkemizdeki taraflara bir göz atalım..
Türkler-Kürtler
Türkler- Ermeniler,Rumlar
Müslümanlar-Gayrimüslimler
Aleviler-Sünniler
Laikler-Şeriatçılar
Açılım yanlıları-Açılım karşıtları
Liste daha da uzayabilir tabii..Bu ayrımların bu denli kemikleşmiş bir hal almasında ve çözümlere karşı aşırı direncin en önemli nedeni her kesimin kendi özgürlüğünün peşinde olması..
Birkaç canlı örnek..İslami hassasiyetleri ön planda olan, iş yerinde namaz ibadetini yerine getirmekte zorlanan, hatta bunun fazla duyulmasını istemeyen ve bu duruma isyan eden birisine göre kürt sorunu yok, ve terör sorununu eğitimle çözebiliyoruz..
Yine islami hassasiyetleri ön planda olan ve turban yasağına radikal bir şekilde karşı olan
bir arkadaşım, aleviler ile ilgili en küçük bir gelişmeye bile partizanca karşı çıkıyor..Ona göre alevilik en iyimser ifadeyle “İslam’ın özüne aykırı” ve taviz verilmemeli
Yine bir başka milliyetçi arkadaşıma göre de hristiyan misyonerler Türkiye’de hızla klise açmaktalar ve müslüman bir ülkede bu kabul edilemez..Kendisine Almanya’daki camileri hatırlatınca ise cevap: Aynı şey mi, orada kaç tane Türk Yaşıyor..Karşı olarak, yani sen Türkiye’de hristiyan nüfus oranında klise açılabilir mi? Bir kısmı depo olarak kullanılan Ermeni kliseleri tekrar ibadethane olarak açılabilir mi ? dediğimde cevap “olmaz abi, onlar gayrimüslim”
Benzer şekilde, her resmi bayramda anıtkabire koşan kimi kesime, hoşuna gitmeyen birisi cumhurbaşkanı olunca ataya şikayet turları düzenleyen binlerce profesore, yargıca göre de türbelere gidip dua eden vatandaşlar “gerici”..
Örnekler daha güncel gelişmeler üzerinden de çoğaltılabilir..Sanırım, kendimiz için istediğimiz özgürlüğü başkaları içinde tereddütsüzce istemediğimiz sürece, bu iki yüzlülük hiç bir kesime yarar getirmeyecek
Yazan:Mesut Tarih: Haz 2, 2010 | Reply
Türkiyenin %99 müslümanmış kayıtlarda öyle diyor. Acaba gülsem mi gülmesem mi karar veremedimde.
Yahu %99 müslüman olan bir ülkede islami değerler yasaksa, bu millet ya islamı bilmiyor yada müslüman görüntüsü veriyor.
Laiklik islama zıt bir fikirdir. Laiklük küfürdür.
Evet, küfürdür…
Peki neden?
Bunu anlamak için laikliğin köküne inelim…
…
*
Kristo, yani İsa aleyhisselam, Allah tarafından göğe kaldırılır…
Havarilerin çoğu ölür…
İşte o zaman, Tarsus’lu bir yahudi olan Saint Paul, hristiyan olur…
Ve bu dîni tahrif etmeye başlar…
İsa tanrının oğludur der ve 20.000 kilometre yolu katederek sapık fikirlerini yayar…
Ondan sonra başkaları çıkar, onlar da bu dini bozar…
Ve yüzyıllar geçer…
Bilim gelişir, dünyanın yuvarlak olduğu anlaşılır…
‘Dünya öküzün boynuzları üzerindedir’ diyen kilise, kendisine karşı gelen bilim adamlarını öldürür…
Büyük bilim adamı Galileo, çıkarıldığı mahkemede: ‘Dünya kesinlikle yuvarlak değildir’ diyerek kellesini zor kurtarır…
*
İşte laiklik, bu bağnazlığa karşı üretilen bir sistemdir…
Kilise’ye ve İncil’e nazikâne bir tavırla DEFOL demektir…
Bizim elimizde ise en yüce kitap varken, Kuran’a defol diyoruz…
Halbuki 1400 yıl önce indirlen yüce Kuran diyor ki:
‘Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir.
Her biri bir yörüngede yüzer giderler.’
Yasin 40
*
Bir örnek daha:
‘(Allah) İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.
Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar.’
Rahman:19-20
(Batılı deniz araştırmacısı Kaptan Kusto, Cebelitarık boğazında araştırmalarını sürdürürken, Akdeniz ile Atlas okyanusunun birbirine karışmadığını; bu iki denizin birleşme noktasında harika bir su engeli bulunduğunu tesbit etmiştir. Yani Allah’ın emriyle ‘diffüzyon kanunu’ burada iptal olmuştur.)
*
Bu ayetleri herkes sever, kabul eder…
Atatürk bile Kuran’ın bu yüceliği karşısında apışıp kalır, övgü dolu sözler söyler…
Amma:
‘Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah’tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin.’
MAİDE 38
*
İşte bu ayeti duymak istemezler.
Sormak lazım: Bilim ayeti Allah’tan da bu ayet (hâşâ) şeytandan mı bre putperestler?
Ama yok, onların dinleri keyifleridir, dine uymazlar, dini kendilerine uydururlar…
*
Yüce Rabbimiz hırsızın elini kesin der ve ekler:
‘ALLAH HİKMET SAHİBİDİR.’
Yani, siz bilmezsiniz, ben bilirim der…
Ayrıca, bu hüküm ayetinden birkaç ayet sonra der ki:
‘Kim Allah’ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.’
MAİDE 44
*
Örnekler daha çoğaltılabilir…
Demek istediğim, Atatürk bu ayetleri kabul etmiyordu…
Kabul etmiyordu ki, bugün Türkiye’de, ‘rabbimizin emirlerini uygulamak’ suç…
Uygulamayı bırakın, uygulanmasını teklif etmek bile suç…
Meselâ bu ülkede Başbakan istediği gibi hükmedebilir.
Kayfine göre yasa çıkarır, hemen onaylatır…
Hırsızları ister iki yıl hapseder, ister beş yıl…
Ama; ‘hırsızın elini kesmeye’ kalkarsa, ‘dîn’e dayalı yasa yapmaktan’ hemen partisi kapatılır, kendi de hapse girer…
Başbakan olsa bile girer, 70 milyon tarafından seçilmiş olsa da…
Hani egemenlik milletindi?
Evet, Egemenlik Milletindir, ama ALLAH’a karşı olduğu sürece milletindir…
*
Halbuki hüküm;
Yalnız Allah’ındır. (Yûsuf 67)
Hüküm O’nundur. (Kasas 88)
Artık hüküm yüce ve büyük Allah’ındır. (Mümin 12
Hüküm vermek Allah’a âittir. (Sûrâ 10)
Hüküm veren Allah’tır. (Ra’d 41)
Hüküm vermek yalnız Allah’a âittir. (En’âm 57)
Doğrusu hüküm yalnız O’nundur. (En’âm 62)
ve daha birçok âyette de belirtildiği gibi Hüküm Allah’ındır.
***
Diyorlar ki: ‘İman insanın içinde olur’
Doğru, öyledir…
Ama düşünün, Peygamber efendimiz bir köşeye çekilip içinden mi iman etti?
Hayır, O ömrü boyunca HAKK’ı hakim kılmak için savaştı…
Allah’ın hükmünü hakim kılmak için…
Ve kıldı da…
Sâlat ve selam ona olsun…
***
Atatürk ömür boyunca laik bir devlet kurmak için savaştı…
Şeriatı yıkmak için…
Ve yıktı da…
***
Malum, hemen polemikler başlar;
Arkadaşlar, Allah Kuran’da emrediyor:
”Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah’tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin.”
Maide 37
*
Dediniz ki:
-Kahrolsun şeriat.
*
Dedim ki:
Allah Kuran’da buyuruyor:
”Kim Allah’ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.”
Maide 44
*
Dediniz ki:
-Kes sesini. Biz Ata’mızın yolunda gideriz. O her şeyi iyi bilir.
*
Dedim ki:
Bakın Rabbimiz buyuruyor:
”Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızın yoluna uyarız!” derler. Peki ya ataları doğru yolu bulamamış, hidayete erememişse?”
Bakara 170
*
Dediniz ki:
-Bizin Ata’mız hata yapmaz. O uludur.
*
Dedim ki:
”Siz Allah’ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz.”
Ankebut 17
*
Dediniz ki:
-Evet tapıyoruz bir diyeceğin mi var?
*
Dedim ki:
”Siz ve Allah’ın dışında taptığınız şeyler cehennem odunlarısınız.”
Enbiya 98
*
Dediniz ki:
-Sen bizim cehenneme gideceğimizi ne biliyorsun be? Saçma sapan konuşma.
*
Dedim ki:
”Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanlıyorsunuz.”
Enam 57
*
Dediniz ki:
-Görürüz kim cehenneme gidiyor kim cennete…
*
Rabbim buyurdu:
”Öyle ya, teslimiyet gösterenleri, günahkârlarla bir tutar mıyız hiç?
Size ne oluyor? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?
Yoksa size ait bir kitap var da, (bu sapıklıkları) ondan mı okuyorsunuz?”
Kalem 35-37
*
Dediniz ki:
-Artık yeter. Eğer böyle yazmaya devam edersen, hakkında suç duyurusunda bulunacağız.
*
Rabbim buyurdu:
”Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.”
Âli İmran 175
İşittik ve itaat ettik ya Râbbi..
Yazan:Mina Urban Tarih: Haz 2, 2010 | Reply
Merak ettim acaba “Yobaz laikler”e kızdığınız için mi Atatürk’ün a’sını küçük yazdınız. Genel itibari ile özel küçük harf uyumuna dikkat ediliyor anlaşılan. Acaba burada bir yanlışlık mı yapılmışlık yoksa bir duruş vurgusu mu?
Yazan:Tayfun Tarih: Haz 2, 2010 | Reply
Altına imzamı atarım
Yazan:Furkan Tarih: Haz 2, 2010 | Reply
Büyük harfle küçük harfle uğraşacağınıza Mesut Bey’in dediklerine bir itiraz dile getirsenize, hayır şu konuda yanlış düşünüyorsunuz olayın aslı budur desenize. Bu konuda hiç bir şey bilmiyorsunuz değil mi? Ah Atatürkçüler bir kere de beni şaşırtın yahu !
Yazan:Amir Töre Tarih: Haz 2, 2010 | Reply
Mesut Bey,
Yukarıdaki yorumunuz, Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucularının temel ilke olarak laikliği kabul etmekle ne kadar doğru davranmış olduklarını gösteren bir örnek sanki. Sizin düşüncenizdeki insanların esas problemi, gerçekte, laikçilik, laikliğin Türkiye’deki yanlış uygulamaları falan değil, bizzat laikliğin kendisi ile. Hiç bir yanlış anlamaya gerek bırakmadan İslam’ ın laiklikle olan temel sorununu gösterdiğiniz için kendi adıma teşekkür ederim. .
Yazan:Furkan Tarih: Haz 2, 2010 | Reply
Yine ortada bir cevap yok, bir fikir yok, düşünce üretmek yok. Demagoji, demagoji, demagoji. Mesut Bey’in düşünceleri neden yanlış (eğer yanlışsa). Laiklik öyle buyurdu diye mi yanlış? Siz bir birey olarak fert olarak vicdanlarınıza baktığınız da Kuran’ın ayetleri nasıl karşılık buluyor orada. Bize ondan bahsedin biraz, neden yanlış bu düşünceler. Çok büyük insanüstü özellikler, yanılmazlık vehmettiğiniz batılı insanlar (sizin gibi benim gibi etten kemikten olan insanlar) laikliği öyle tanımladılar diye mi yanlış bu düşünceler. Laikliği böyle tanımlamış insanlar neden sizden benden daha iyi düşünüyor olsun. Özellikle laikliği kendi özel şartlarında tanımladıklarına göre, bu tanımların bize de uyacağını nerden çıkarıyorsunuz. Bunun bir cevabı var mı sizde. Tekerlemelerden, basma kalıp klişelerden bahsetmiyorum. Gerçek, size ait düşünceleriniz var mı ?
Yazan:Mina Urban Tarih: Haz 2, 2010 | Reply
“siz Atatürkçüler her zaman yanlışsınız” bu söz e kadar sıradan ve çok rastlandık. ben kendimi bir çokları gibi dar klişelerle ifade etmiyorum… ondan ya da bundan değilim… sadece her iki tarafa da eleştirel bakabiliyorum… ortada aşılması gerek bir durum varsa bu bence çift taraflı bir durum…. herzaman haklı olunduğuna inanılması yanlışın başladığı noktadır… Ben de başörtülü biri olarak her zaman baş örtüsüne ve inanış özgürlüğüne inanan ve destekleyen bir insanım ama bir düşünün birileri başörtüsünün ve inancın kutsaldığını da sarsmıyor mu? Birileri bizi araçsallaştırmıyor mu? Ayrıca büyük küçük harf vurgum olaya duygusal mı yaklaşıyoruz sorusundan kaynaklanıyor du. Anlayana…..
Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 2, 2010 | Reply
Burada gülünç ve haliyle şaşırtıcı bulunan nedir?
Kayıtların doğru tutulmadığı mı ima ediliyor, yoksa sözkonusu orana(%99)tekabül eden kitlenin müslümanlığın gereğini layıkıyla yerine getirmediği mi?
Şayet birinci olasılıksa,kayıtlar nüfus cüzdanlarında “dini”ibaresinin karşılığında yazılı olan tanıma göre tutuluyor.Bu durumda Azınlıklar dışında kalan bütün vatandaşlar müslüman olarak kabul ediliyor.Zira kimlik belgesinde aksini beyan edecek bir seçenek bulunmadığına göre sayı(veya oranda)şaşırtıcı ya da gülünç bir durum yok.
İkinci olasılık üzerinde durulmuşsa,peki gerçekten müslüman olanlar ile olmayanları kayıt üzerinden belirleyecek özel bir ölçü aleti var?
Dolayısıyla bu konuda nasıl bir fikir ve mantık yürütülmüş bilmiyorum.Ancak itiraz edilebilecek bir noktaya son derece tepkisel ve belirsiz bir cümle olmaktan öteye geçememiş.
Bu kısım yanlış argümanlar üzerine kurulmuş olmasına karşın daha net anlaşılabiliyor.Fakat dediğim gibi bariz bir mantık hatası var.
Zira ülkede islami değerlerin yasak oluşu ya da sınırlandırılmış olması islamın “bilinmediği” vaya “görüntü”den ibaret ifade edildiği anlamına gelmez.Kitlenin tamanının kendilerini böyle bir avuntuya kaptırdığı düşünülse dahi bir otorite tarafından konan yasaklar ile sözkonusu kişsel yargı birbiriyle çelişmektedir.
Bir kaç örnekle açıklamak gerekirse;
Doğu Türkistan olarak bilinen bölge çoğunlukla kendilerini Türk kökenli hisseden insanlardan oluşur.Ancak buna karşın kendilerini ait hissettikleri etnik kimliklerini yaşamaları önümde engellerle karşılaşıyorlar.Peki kimliklerini özgürce ifade etmelerinde karşılaştıkları fiili baskı ve engeller bu topluluğun değerlerini bilmediği anlamı çıkarılabilir mi?Ya Sırplar’ın Bosna’lı müslümanlara uyguladıkları zulüm?Filistin?Karşılaşılan baskı,yasak,ayrımcılık bu halkların zaafiyetine bağlanabilir mi?
Dolayısıyla evet Türkiye’de müslümanların önünde bir sürü engel ve yasak var.Ancak bunlar sorgulanırken sapla saman birbirine karıştırlmamalıdır.Netice itibariyle otoriter baskılarla halkın bu baskılar karşısında yaşadıkları mağduriyet birbirine karıştılmamalıdır.
Oysa sadece ilk iki cümlede birbiriyle son derece çelişen argümanlar var.El kol kesme kısmına henüz gelmedik bile.
Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 2, 2010 | Reply
“…özel bir ölçü aleti mi var?”olacaktı.Soru takısı aceleyle atlanmış.
Yazan:Amir Töre Tarih: Haz 3, 2010 | Reply
Furkan Bey,
“Yine ortada bir cevap yok, bir fikir yok, düşünce üretmek yok. Demagoji, demagoji, demagoji. Mesut Bey’in düşünceleri neden yanlış (eğer yanlışsa). Laiklik öyle buyurdu diye mi yanlış? Siz bir birey olarak fert olarak vicdanlarınıza baktığınız da Kuran’ın ayetleri nasıl karşılık buluyor orada. Bize ondan bahsedin biraz, neden yanlış bu düşünceler…..”
Bu yorumunuzu benim yorumumdan hemen sonra yazmışsınız, ben de üstüme alındım, bari cevap vereyim, ironik yorumumu açıklayayım, dedim:
Mesut Bey İslam’ ın Kuran ‘ daki şekliyle % 100 uygulanması gerektiği , laikliğin ise -buna izin vermediği için- küfür olduğunu söylüyor. Ben de diyorum ki, iyi ki laiklik var. Çünkü, eğer laiklik olmasaydı;
Hırsızlık yapanın elini kesmek, zina yapanı recmetmek gibi , insanlığa sığmayan vahşi cezalar uygulanacaktı,
Dinsizlere ve başka dinden olanlara karşı, zaman ve zemin uygun olduğunda cihat ilan edilecek, suçsuz insanlar boş yere öldürülecekti,
Dinin uygun görmediği hiçbir eylem yapılamayacağı için, bilimsel araştırmalar ve sosyal yaşam kısıtlanacaktı,
İnsanlar arasında, hiçbir şekilde düzeltilmesi mümkün olmayan ayrımcılık yapılacaktı, ki bunun tipik örneği kadın haklarının çiğnenmesidir; kadına mirastan erkeğin yarısı kadar pay verilecek, iki kadın şahit bir erkek şahide eşit sayılacak, erkek dört kadına kadar evlenebilecek, kadınların tesettüre girmesi zorunlu olacakl, başı açık dolaşan kadınlar cezalandırılacaktı,
Sonuçta, ülkemiz koyu mu koyu bir karanlığa gömülecekti.
İşte bunun içindir ki “iyi ki laiklik var, iyi ki Atatürk’ ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ nde yaşıyorum” diyorum.
(Burada bir not olarak belirteyim ki, kendimi Atatürkçü olarak tanımlamam, laikliğin aşırı uygulamalarına karşıyım, örneğin türbanın üniversitelerde yasaklanmasını yanlış bulurum, klasik Atatürkçü düşüncenin değişen dünya koşullarına uyum sağlayamayacağını düşünürüm, dünya görüşüm liberalizme, felsefi bakışım agnostisizme yakındır)
Şimdi gelelim Mesut Bey’ in yorumundaki diğer iddialara:
‘Dünya öküzün boynuzları üzerindedir’ diyen kilise, kendisine karşı gelen bilim adamlarını öldürür…
Büyük bilim adamı Galileo, çıkarıldığı mahkemede: ‘Dünya kesinlikle yuvarlak değildir’ diyerek kellesini zor kurtarır…”
Yanlış. Kilise dünya öküzün boynuzundadır dememiştir, dünyanın evrenin merkezinde olduğu Batlamyus modelini benimsemiştir. Dünya’ nın yuvarlak olduğu ise Aristo zamanından beri biliniyordu, zaten Batlamyus da kendi dünya ve evren modelini Aristo’ nun görüşlerine dayanarak ortaya atmıştır. Galile de, genel görüşe göre, Engizisyonda dünya yuvarlaktır dememiştir, “Dünya güneşin etrafında dönüyor” demiştir.
“Halbuki 1400 yıl önce indirlen yüce Kuran diyor ki:
‘Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir.
Her biri bir yörüngede yüzer giderler.’
Yasin 40”
Bu ayetler okuyanlara tam olarak ne ifade ediyor bilmiyorum, ancak farklı yorumlara açık olduğu muhakkak, herkesin kabul edebileceği kesin bir anlamı olduğu söylenemez. Bu ayetlerden dünyanın yuvarlak olduğu, ya da dünyanın güneş etrafında döndüğü anlamları çıkmaz (Mesut Bey, Galile’ ye karşılık bu ayetleri verdiği için bunları kastettiğini düşündüm) Bu ayetlerde mucize aramak boşunadır.
“‘(Allah) İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.
Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar.’
Rahman:19-20
(Batılı deniz araştırmacısı Kaptan Kusto, Cebelitarık boğazında araştırmalarını sürdürürken, Akdeniz ile Atlas okyanusunun birbirine karışmadığını; bu iki denizin birleşme noktasında harika bir su engeli bulunduğunu tesbit etmiştir. Yani Allah’ın emriyle ‘diffüzyon kanunu’ burada iptal olmuştur.) “
Burada da ciddi sorun var, öncelikle ayette Cebelitarık boğazından bahsedildiği sonucuna varmak için büyük bir hayal gücü gerekiyor. Başka bir kişi de rahatlıkla dünyanın başka bir denizinden bahsedildiğini iddia edebilir. Kaldı ki Cebelitarık boğazında suların karışmadığı iddiası da doğru değil. Şu linki okursanız Atlas okyanusundan Akdenize, Akdenizden Atlas okyanusuna olan su akımlarını öğreneceksiniz:
http://en.wikipedia.org/wiki/Strait_of_Gibraltar
Yani “diffüzyon kanunu” iptal edilmiş falan değil, her şey fizik kurallarına göre oluyor. Kaptan Kusto’ nun Cebelitarık boğazında suların karışmadığını bulduğunu gösteren, kendi adı olan bilimsel bir yayın bulamadım, iddia sahibi bu yayını gösterirse sevinirim, muhtemelen bu da uydurma bir bilgi.
Özet olarak, Kuran ayetlerinde mucize arayarak bir takım şeyleri kanıtlama çabaları boşunadır. Gerçek dindarların ise Kuran’ da mucize aramak yerine, içinde yaşadığımız evrenin güzelliklerinden giderek Tanrı’ ya ulaşma çabasında olmasını daha doğru olduğunu düşünürüm, ancak bu ulaşılan Tanrı’ nın dinlerin tanımladığı Tanrı olması da çok kuşkuludur.
Yazan:Furkan Tarih: Haz 3, 2010 | Reply
Sayın Amir Bey
Felsefi görüşünüz için agnostizme yakın demişsiniz. Sizin kendi görüşünüz inanışınızdır, saygı duyarım. Tam olarak da benim demek istediğim böyle bir şeydi. Ateistler için agnostikler için laiklik çok kıymetli olabilir, mantıklıdır. Ama kendisine müslüman diyenler için aynı derecede kıymetli değil. En azından türkiyede uygulandığı şekildeki laiklik. Yukarıda yüzdelerle ifade edilen müslüman çoğunluk, bir kısım dinsiz azınlık tarafından yönetiliyor. İşte beni rahatsız eden bu. Siz kendinizi benim yerime koyun, %80-%90 bir çoğunluğuz ve %10-20 arası bir azınlık nasıl istiyorsa öyle yaşıyoruz öyle yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Yani bu sizin zorla camiye gitmeniz gibi bir şey, ister misiniz böyle bir şeyi. Bunun adı zalimliktir ben size söyleyeyim.
Ama sizden bir ricam olacak. Maide süresini okuyan bir agnostik olarak ne anlarsınız 44, 45 ve 47. ayetlerden. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimdir, fasıktır, kafirdir deniyor o ayetlerde. Bu durumda bizim bir müslüman olarak laikliği küfür olarak tanımlamamız ne kadar yanlış sizce. Ayetlerin dediği açık değil mi?
Yazan:Amir Töre Tarih: Haz 7, 2010 | Reply
Furkan Bey,
“….Yukarıda yüzdelerle ifade edilen müslüman çoğunluk, bir kısım dinsiz azınlık tarafından yönetiliyor. İşte beni rahatsız eden bu. Siz kendinizi benim yerime koyun, %80-%90 bir çoğunluğuz ve %10-20 arası bir azınlık nasıl istiyorsa öyle yaşıyoruz öyle yaşamak zorunda bırakılıyoruz…..”
Bu konuda biraz daha tartışmak istiyorum
Öncelikle, birkaç önerme ortaya atacağım:
1- Dünyadaki insanların hepsinin de aynı görüş ve inanca sahip olması mümkün değildir, çok muhtemelen dünyanın sonuna kadar da böyle kalacaktır.
2- Farklı görüş ve inançtaki insanların birbiriyle çatışıp savaşması mutsuzluk ve yıkım getirir. Bu nedenle ortak paydada uzlaşmak esas olmalıdır.
3- Farklı görüş ve inançtaki insanların uzlaşması için en uygun yöntem insan hak ve özgürlüklerine saygıdır. Bir kişinin hak ve özgürlükleri diğerlerinin hak ve özgürlüğünün başladığı yerde biter.
Buraya kadar yazdıklarıma bir itirazınız varsa, daha sonrasını okumanıza gerek olduğunu sanmıyorum. Şayet yukarıdaki önermelerde mutabıksak devamını da okuyunuz lütfen:
Şimdi ülkemizdeki müslüman çoğunluğun(!) durumunu ele alalım: Diyorsunuz ki dinimizi istediğimiz gibi yaşayamıyoruz. Peki nedir sorun olan, somuta indirgeyelim: Ülkemizdeki müslümanların temel dini ibadetlerini yapmalarına bir engel var mı? Namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, kurban kesmek vb kısıtlanıyor mu ? Hayır. (Aslında, bu ibadetleri yapmayanlar üzerinde baskıdan söz edilebilir, ancak bu şu an konu dışı). Bu konuda bir kısıtlama olduğunu söyleyemeyiz. Sadece günlük beş vakit namaz kılınması, cuma namazına gidilmesi, çalışma hayatı koşullarında kısıtlanıyor olabilir, ancak bir takım düzenlemelerle buna da izin verilebilir, burada temel bir zorluk yok. Gerekirse Cuma günü tatil de olabilir, bunda da temel bir zorluk yok. Üniversitede ve hatta kamuda türban takılmasının serbest bırakılması da gayet kolaydır ve sanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bu yönde gelişmeler olacaktır. Yani burada da bence temel bir zorluk yok. Buraya kadar yazılanlar tümüyle gerçekleşirse, bu siz ve sizin gibi düşünenleri tatmin edecek mi, şimdi dinimizi istediğimiz gibi yaşıyoruz diyebilecek misiniz? Şayet bu soruya cevabınız evet ise bence önemli bir çatışma konusu yoktur, ancak bu soruya cevabınız “hayır, yeterli değildir” ise o zaman esas çatışma konularına geliyoruz demektir.
Dinin yaşanmasını sağlamada bundan sonraki aşama medeni kanunun kaldırılıp yerine şeriat hukukunun konulmasıdır. İşte bu noktada sizin gibi düşünmeyenlerin özgürlük sınırını geçiyorsunuz ve uzlaşma yerine çatışmayı tercih etmiş oluyorsunuz. Öncelikle sizin müslüman çoğunluk diye adlandırdığınız % 80-90 nüfusun şeriat hukuku istediğini hiç sanmıyorum, bir anket yapsanız şeriat hukuku isteyenler % 30’ u geçmez . Siz şeriat hukuku istemeyeni dinsiz sayabilirsiniz, ancak onlar kendilerini müslüman olarak hissediyorlar, dolayısıyla dinsiz azınlık müslüman çoğunluğu baskı yaparak yönetiyor değil. Müslüman çoğunluk laik sistem altında uzlaşmayı kabul etmiş durumda. Diyebilirsiniz ki, çift hukuklu sistem olsun, isteyene şeriat hukuku, isteyene laik hukuk uygulansın. Bu durumda büyük bir kaosa ve ülkenin resmen ikiye bölünmesine hazırlıklı olmak gerekir, bu göze alınabilecek bir risk değildir ve hayırlı sonuçlar vermez. Ayrıca toplumun bir kesimine kendi istekleriyle şeriat hukuku uygulanıyor diyelim, insan hak ve özgürlüklerine saygı gereği, şayet bu gruptan kendisine şeriat hukuku uygulanmasını istemeyenler çıkarsa onlara izin verecek misiniz? Hatta müslümanlıktan çıkmak isteyenlere izin verebilecek misiniz? Hiç sanmıyorum. Halbuki ilk başlangıçtaki insan haklarıyla ilgili maddeleri kabul ediyorsanız, her ikisine de izin vermeniz gerekir, yok bir defa müslüman doğan hep müslüman olmak zorundadır derseniz, o zaman siz de taleplerinizi insan haklarına dayandıramazsınız, türbanlıların insan hakları çiğneniyor vb deme hakkınız ortadan kalkar.
Peki doğrudan Tanrı buyruğu olduğu için aynen uygulanmasını gerektiğini düşündüğünüz , el kol kesme ya da recm gibi cezalar ya da kadın haklarını kısıtlayıcı şahitlik miras vb hükümler değiştirilemez mi? Herhelde Kuran’ da yazdığı için değiştirilemez diyeceksiniz. O halde buyrun size bir örnek, Kuran ‘ da kölelikle ilgili de ayetler var, kölelerle ilgili düzenlemeler öngörülmüş. Yani kölelik sosyal bir kurum olarak Kuran’ da kabul ediliyor, köleliği kaldırın şeklinde hiçbir hüküm yok. Buna rağmen günümüzde kurumsal bir yapı olarak kölelik ortadan kalkmış durumda, yani günümüz koşuların uymadığı için kölelikle ilgili Kuran ayetleri uygulanmaz hale gelmiş. Niçin aynı şey kol kesme gibi vahşi cezalar, ya da kadın haklarını kısıtlayıcı hükümler için geçerli olmasın ki. Pekala bunların da günün koşullarına göre uyarlanabilmesi gerekir. Kanımca, ortak bir paydada uzlaşılabilmesi mümkündür ve zorunludur.
Yazan:Furkan Tarih: Haz 7, 2010 | Reply
Amir Bey,
Çok güzel yazmışsınız herşeyi. İnsan hakları ile ilgili sıraladığınız maddelere katılıyorum. Ama diğer bahsettiğiniz konuların türkiye için bir hayal olduğunu siz de biliyorsunuz sanırım. Ama benim kişisel görüşümü sorarsanız, bu özgürlükler bir eklemeyle yeterli olacaktır. Benim gibi düşünen insanlara siyaset yapma özgürlüğünün de verilmesi. Yani özgürce mevcut sistemi eleştiren ve dine dayalı bir hukuk sistemini savunan parti ya da partilere de özgürce siyaset yapma imkanı tanınması lazım. Eğer bu şekilde bir özgürlük ortamı sağlanırsa bahsettiğiniz aşırılıklar da demokrasi içerisinde törpülenecek ve ılımlı bir orta yol bulunacaktır herkes için diye düşünüyorum.
Ayrıca kölelik ile ilgili bir örnek vermişsiniz. Ama hatalı olmuş çünkü İslam da köleliğin zorunlu olduğu gibi bir durum mevcut değil. Yani kölelik sistemini devam ettireceksiniz diye bir emir yok. Ancak sizin de bahsettiğiniz gibi bu kölelik sistemi zamanın şartlarına göre değişime uğramış ve maaşlı çalışmaya dönüşmüş. Bugün maaş karşılığı bir işveren için çalışan insanlar da bir tür köledir sonuç itibariyle. Eski sistem bir miktar değişikliğe uğramıştır sadece. Sonuç itibariyle o zamanlarda da köleler kırbaçla çalıştırılmıyordu. Hatta istedikleri zaman efendisinden ayrılma hakları da vardı bir anlaşma yapmak suretiyle.
Özetle islamın elbette değişen zamanla birlikte çağın gerekliliklerine göre hükümler geliştirmesi mümkündür. Ancak siz onu silah zoruyla yeraltına iterseniz bu değişimi gerçekleştiremez aksine daha da radikalleşir.
Yazan:ismailş Tarih: Kas 2, 2010 | Reply
Dine karşı geliştirilen refleks ve ortaya koyan argümanlar yüzünden laiklere kemalistlere bozuluyoruz kızıyoruz eleştiriyoruz ya ki haklı olabilir bu konuda ama konu bu değil bence…
Dinin hükümlerinin sosyal hayatı kısıtlayacağı bilimsel düşünce ve gelişmeye engel olacağına inanan buna iman etmiş büyük bir çoğunluk var ve bu sadece onların suçu cahilliği öngörüsüzlüğü dar bakış açıları sebebiyle böyle değil…
En son ve en mükemmel din dediğimiz İslam ın mensubu olarak bu din çok farklı algılanıyorsa herşeyi yeniden düşünmemiz gerekli inançlarımızı imanımızı yaşayışımızı sorgulamamız üzerinde çok düşünmemiz gerekli…
Allah Kur an da Ey iaman edenler iman ediniz diyor arkadaşlar önce kıendi imanlarımızı teraziye koymak zamanı geldi de geçiyor… Kendimize çekidüzen vermeden aleme nizam vermeye kalkışıyoruz beyhude bir çabayla avunuyoruz gibi… Sadece kendi dışımızda eleştirerek çözüm üretemeyiz…
Önce kendimize sonra dışımızdakilere yeni bir bakış açısıyla bakabilmeyi öğretmeliyiz ama galiba aşk gerek bunun için…
Yazan:aczmendi reşha Tarih: Kas 3, 2010 | Reply
ve bihi nesteinu
Bu sorun nerden çıktı ve nasıl çıkarıldı, ta en başına gidelim..
Memleketimiz işgal edilmiş, FRANSIZ BİR NEFER MARAŞTA BİR BAYANIN TESETTÜRÜNE İLİŞİYOR.. SÜTÇÜ İMAM KIYAMI EMREDİYOR ve vatan savunmasında,sarıklı, sakallı,şalvarlı anadolu halkı,TÜM BAYANLARIN BAŞIDA ÖRTÜLÜ..tek KEMALİST VE LAİK VE DEMOKRATTA YOK..
Mücadele edenlerin hepsi müslüman..
Sonra biri, gavurların yapamadığını fakat yapmak istediklerini…
Devlet yönetimini eline alınca başlıyor sıra ile tatbike..
1-tevhid-i tedrisat ınkılabı..
2-kılık kıyafet ınkılabı
3-harf ınkılabı..
O savaşlarda harbeden türkler, kürdler arablar,bakıyorki, arabaca eğitim yasak.. kürtce eğitim yasak.. islam adına ne varsa sıra ile, CAMİLER, EZANLAR,dan başlayıp yasak üstüne yasak getiriliyor..tabi örtünmekte yasak..!!
Milleti zorla ,harbettikleri gavurlara benzetmeye gayret ile, foter giymeme,açılmaya,zorluyorlar..
İşte bu laik kemalistler tarih sahnesine çıktıkları günden beri tarihlerine bakınca, hep zulum var..!! Dine savaşları var..!!
laiklere ve kemalistlere soruyorum:
tarihinize bakın, yaptıklarınızdan bazılarını yazdık. daha neler var..
Fakat tarihinizde şu yoktur: Laikler ve kemalistler TEK BİR SAVAŞ YAPMADIKLARI GİBİ,KAZANDIKLARI SAVAŞTA YOKTUR..
Laiklik ve kemalizm ve kemalistler tarih sahnesine ne zaman çıktılar sonraları malum..!!
Tabi millete asker kuvveti ile (darbeler)cebren yapılan zulumleri saymazsanız..
Yazılanlar yalanmı doğrumu ?
Sizler yapınca edince sorun olmuyor..
Amma BİRİLERİ yaptıklarınızı DEDİMİ kızıyorsunuz..!!YASAKLARI gösterip MAHKEMELERE KOŞUYORSUNUZ..!
Hulasa: koruma kalkanı düşenlerinizin hali malum, haberlerde, mahkemelerde,kendi kanunlarınızdan ve mahkemelerinizden yakalarınız kurtaramıyorsunuz..!!
Koruma kalkanı ile korunanlarında korumaları düştüğünde ona uygun büyüklüklerde haberler size ulaşır.. Merak etmeyin..!!
Bu vatan bizimdir, müslümanlarındır..!
Vaktinde gavıurlardan kurtardık..(harici harb usulleri ile)
Vaktinde kemalist ve laiklerden kurtaracaz (dahildeki harb usulleri ile)
kemalistlere güle güle..!!
bir kemalle geldiler..!!
bir kemalle gidiyorlar..!!
Hiç mümkünmüydüki..! 1100 sene islam bayrağını taşıyan ve hilafet merkezi olan bir memleket, Bu günki hale gelebileydi..!!fakat oldu..
Olacakları mümkün göremeyenler..! Tarihe baksınlar neler olmuş ve oluyor..
Neden olmasın bizim isteklerimiz..!!
Evrensel insan haklarını ihlal etmeden mücadele etmek herkesin hakkıdır..!!Biz müslümanlarda ediyoruz..!!
Zaferde yakındır inşaallah..!!
Yazan:TUNCAY KÖSE Tarih: Kas 3, 2010 | Reply
yıllardır yopaz laiklerle mücadele ediyorum chpnin içinde tabi başörtüsüne özgürlük istiyen sosyal demokrat insanlarda var istemeyen baykal kanatıda(yani tek kalıp oluşturmak istiyen)var ama yobaz laiklerle uğraşırken yobaz müslümanalra karşıda yani her faşist düşünceye karsı sokakta her yerde yazıyla sözle dile karşı çıktım…..alevi sorununuda cözülmeli başörtüsü sorunuda cözülmeli eşcinselelrinde sorunu cözülmeli kürt sorunuda ermeni sorunuda yani 70 milyonun diline dinine meshepine ırkına bakmadan özgür ve eşit yaşamalı…..ben bunu demek istedim ama anlayana
Yazan:TUNCAY KÖSE Tarih: Kas 3, 2010 | Reply
O savaşlarda harbeden türkler, kürdler arablar,bakıyorki, arabaca eğitim yasak.. kürtce eğitim yasak.. islam adına ne varsa sıra ile, CAMİLER, EZANLAR,dan başlayıp yasak üstüne yasak getiriliyor..tabi örtünmekte yasak..!!
ben türksem neden arapça eğitim alayım ki türkçe eğitim varken…..ben kürtsem neden arapça eğitim alıyım ki kürtçe eğitim varken ben ermeniysem neden arpça öğreniyim ki ermenice varken……,
camiler yasaklanmıs dedinya bana sölesene yasaklanan camilerde nasıl oluyorda benim babamın dedesi namaz kılıyor….nasıl oluyorda her ramazan ayında köyün ortasında kuranı kerim okuyor ve okumasınada her kadir gecesinden bir büyük devlet yetkilisi katılıyor…..nasıl oluyoda yasaklanan camilerde biz namaz kılıyoruz ve trabzanda her mahallede bir tane cami var….ezan yasaklanmıs yapma yawww cıks cıks sananda avrupada yasıyo sancak ben her sabah kalktığımda basımda allahu ekber sesiyle nasıl uyanıyorum hayret……ha bu arkadas türkçeleştirilmesini yasak olarak görüyo ne büyük zülüm yapmıs mustafa kemal bu cahilelr ezanda ne dendiğini anlasın düşündüğü için…..YALANLARINA BAHANE ÜRETMEK İÇİNDE YALAN KONUSURLAR OYSAKİ YALAN EN BÜYÜK GÜNAHLARDAN BİRİ DEĞİL Mİ??????
Yazan:Furkan Tarih: Kas 4, 2010 | Reply
Sevgili Tuncay Köse
Kemalistlerin bu ülkedede İslam’a zarar vermediğini belirtiyorsunuz. Aslında buna bugüne bakarak cevap vermek zor. Bunu en iyi anlamanın yolu Cumhuriyetin ilk yıllarında bu ülkedeki dini, sosyal hayatı ve bunlardaki değişimi izlemektir. Bunun en güzel yolu da o günleri anlatan kitapları, o günlerin gazetelerini okumaktır. Aslında kapsamlı bir araştırma gerektirir ve mümkünse eski dili (Osmanlıcayı) bilmeyi de gerektirir.
Ancak kanımca o günlerde cumhuriyetin kurucularının (bilhassa Atatürk’ün) kafasında İslam’ı komple ortadan kaldırmak gibi bir niyet olsa da, buna cesaret edememek gibi bir durum var. Bu cesaret olmayınca da bir takım girişimler yapılmış, (eski harfler kaldırılmış, evkaf vekaleti kaldırılmış, halifelik makamı kaldırılmış, ezan türkçeleştirilmiş vs.) ancak çok büyük bir tepki çekeceği açık olduğu için dini toptan yasaklama yoluna gidil(e)memiştir. Sanırım elitler o sırada avrupada revaçta olan “tanrı öldü” fikrinden etkilenmiş ve bu reformlar sayesinde zaman içerisinde dinin kendiliğinden toplum yaşamından kaybolacağı vehmine kapılmışlardır. Atatürk’ün Kuran’ı Kerim’i türkçeye çevirmesi ve bu şekilde insanların dinin gerçek(kötü) yüzünü göreceğine inanması bu yüzdendir. Bunu kendi söylemlerinde de görebilirsiniz.
Halbuki cumhuriyet elitlerinin bilmeden karşılarına aldıkları binlerce yıllık tek tanrılı dinlerin devasa kültürüdür. Ancak insanın kibri bu muazzam güçteki rakibi küçük görmekte bir beis görmemiştir.
Bugün yaşadığımız değişimler, dinin yeniden hem dünyada hem türkiyede daha çok görünür olması bunun en büyük kanıtıdır. En büyük ateizm savunucusu olan komunizmin çökmesi, eski komunist ülkelerin dinlerine tekrar sahip çıkmaya çalışması bu köklü kültürün geri dönmesinden başka bir şey değildir. Bakmayın siz ABD ve AB orijinli yeşil kuşak, ılımlı İslam komple teorilerine. İnsanların planları varsa Allah’ın da bir planı vardır. Kimin planı daha mükemmel hep birlikte göreceğiz.
Yazan:TUNCAY KÖSE Tarih: Kas 6, 2010 | Reply
şimdi söz konusu olan kemalistler mi yoksa MUSTAFA KEMAL ATATÜRK MÜ????önce onu sölemek gerekir eğer kastınız kemalistlerse bu ülkede kemalist olduğunu söleyenler sayısızca darbe yapmısdır ama ben onların kemalist olduğunu değil faşist olduklarını düşünüyorum çünkü onlar kimi zaman müslümanlığı islamiyeti kimi zaman sosyalistleri yok etmişdir sadece ve sadece abd işbirliği için…….
gelelim atatürkün islamı yok etmeye calışması niyetine kardeşim eğer atatürkün öle bi niyeti olsa gayette yapardı neden mi çünkü o bahsettiğin kişi bir gecede 250 kişinin kellesini uçurtmuştur şapka devrimi ve cumhuriyete karşı ayaklanmalar yüzünden…..yani atatürk gayette diktatördü ve her istediğinide yapan bir liderdi bunun için zaten dünyaca ünlü lider olmuştur…..atatürk islami değil şeriatı yok etmişdir ve bunu yapmasının nedenide herkesin özgürce yaşayaçağı bir ülkedir……
atatürkü kuranı türkçeleştirmesinin tek nedeni senin gibi zavallı cahillerin okumadan yoksun olup cübbeli ahmet gibi cemaatcilere inancana kuranı kendileri okuyup kendileri anlasın diyedir ki cokda iyi yapmısdır kuranın ve muhammedin kim olduğunu anlamış olduk anlamayanda olçaktır
en son dediklerine sadece güldüm
Yazan:TUNCAY KÖSE Tarih: Kas 6, 2010 | Reply
buda son yazımdır cunku karsımda yopaz islamı savunan birisiyle konuşcak tek konum yoktur aynen yopaz chpliler(sözde sosyal demokrat olur kendileri) gibi……
Yazan:TUNCAY KÖSE Tarih: Kas 6, 2010 | Reply
ben bir atatürk aşığıyımdır ama atatürkü hatalı bulduğum bir çok konuda vardır ama asla ve asla müslüman olmadım olmamda çünkü fikirlerim aynı doğrultuda değil benim için herkes istediği gibi yasayabilmeli ister donla gezer ister cırılcıplak ister simsiyah çarçafla bunu bir din belirlememeli bence
Yazan:logic Tarih: Kas 6, 2010 | Reply
Kemalizm’in elinde olsa İslam’ı bu topraklardan kazırdı. 700 yıllık bir kültürü kimse silemez bu topraklardan, farkında değilsiniz sanırım ?
Kemalistlerin, Mustafa Kemal’den farklı olduğunu iddia etmek gülünç bir iddia. İleri gitmiş olabilirler ama sonuçta Kemalizm, Mustafa Kemal’in ideolojisidir.
Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Kas 7, 2010 | Reply
Böyle bişey yok ama.
Yani olacak birşey değil.
Olmayacağı için de “demokrasi” diye birşey var.
Olmayacak birşeyi savunmak, mümkün olan görece “iyi”ye ulaşmaya engel.
Sorun özgür olmak yada olmamak değil.
Sorun özgürlüklerin nasıl sınırlandırılacağı sorunu.
Buna hukuk deniyor.
Kimi yer de bunu halk belirler, kimi yerde ise bir kısım akl-ı evveller.
Yazan:aczmendi reşha Tarih: Kas 7, 2010 | Reply
ve bihi nesteinu
Camilerin kapatıldığını..!! ezanların yasak edildiğini..! sonra tanrı uludur diye türkçe ezan okunduğunu ve inkılabları biliyorsunuzdur..!!
Laiklerin sorunu şu: kendilerinden başkasını adam yerine koyamıyorlar..
Sen türksen sana türksün, ya arab olanlar, ya kürd olanlar.. Hem bu memlekette İNGİLİZMİ VAR ?inglizceyi zorla okutuyorlarda, digerleri yasak.. Sizde görme veya anlama sorunumu var..!?
Yazan:Furkan Tarih: Kas 8, 2010 | Reply
Tuncay Bey kardeşim,
“YOPAZ” değil, doğrusu “YOBAZ” olacak.
Atatürkçülere de Türkçe’yi öğretmek zorunda kalıyorum ya, gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum.
Şaka mısınız siz kardeşim ???