Sosyalist Devrim: Haklıyız kazanacağız, icabında (bizimkileri de) öldüreceğiz!
By Tahsin K. on May 19, 2012 in devrim, Komünizm, Marx, Marxizm, Sosyalizm, Türk Solu
1 Mayıs 1977’de “Maocu Bozkurtlar”ı Taksim Alanı’na sokmamaya ant içmiş “Sovyet sosyal emperyalizminin uşakları”, aldıkları kararın doğruluğuna pozitivist bir imanla inanıyorlardı. Tersi de doğruydu; alana girmek isteyenler de kendilerini, “halkların kurtuluşu”nu engellemek isteyen“revizyonistler”e karşı tarihin o durmaz akışına kendilerini kaptırmış idealistler olarak görüyorlardı.
Haklılık duyguları bu kadar “aşırı” iki pozisyon karşı karşıya gelirse, orada kan dökülmesi kaçınılmazdır.
Bu arada canlarını kaybedenlere üzülünür tabii ama, bu sonuç, kutsallaştırılmış idealin yanlış olabileceğine dair en küçük bir kuşkuya yol açmaz. Çünkü nihai bir toplumsal kurtuluş inancı, düşmana karşı yürütülen amansız bir savaş, vb. büyük idealler, zaman zaman bazı masum bireyleri feda etmeyi meşru kılar. İnsanlık tarihi böyle dehşet verici eylemlerle dolu.
Cemil Meriç, bu türden kurtuluş ideolojilerinin başvurduğu şiddet için, “yalanların en alçakcası değilse, vehimlerin en şairanesi…” demişti.
Kısacası, büyük bir toplumsal idealiniz ve bir kurtuluş ideolojiniz varsa ve bunlar iktidar hırsıyla birleşmişse her yol mubahtır! Siz koca bir toplumu kurtarıyorsunuz, birkaç kişinin lafı mı olur! […] Öte yandan bir toplumsal projeye “aşırı” bir haklılık duygusuyla bağlı olanlar, o projenin nihai hedefleri dışında hiçbir şeye ilgi duymadıkları için siyasetten fiilen kopuyorlar. Bu kesimler, gûya çok keskin bir politik çizgiye sahipmiş gibi görünseler de gerçekte ister istemez apolitik bir pozisyona kayıyorlar. TAMAMI
Bu konuda e-kitap okumak için…
Kendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün. Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi? Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var. İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.
Etrafınızda “ben solcuyum” diyen kaç kişi var? Birgün Ya da Cumhuriyet Gazetesi, Türk Solu Dergisi okuyan? Yürüyüşlerde Marx, Lenin, Deniz Gezmiş ve Atatürk posterlerini yanyana taşıyan kişileri tanıyor musunuz? İşçi sendikalarında aktif rol oynayan dostlarınız var mı? Bu insanlar hasretle beklediğimiz sol muhalefeti kuramadılar bir türlü. Neden?
Marxist ve Marxçı (Marx’a dair ama marxist olmayan) miras ile yüzleşmedi Türk solcuları. Oysa Marx anlaşılmadan hiç bir sol projenin anlaşılmasına da imkân yok. Leninist, Stalinist, Maoist… Hatta Kuzey Avrupa’nın sosyal demokrat modellerini de çözemezsiniz. Marx’ın bıraktığı yerden devam edenleri anlamak için de gerekli bu okuma; dünya soluna bugünkü şeklini veren düşünürleri anlamak için: Rosa Luxemburg, Ernst Thälmann, Georg Lukács, Max Adler, Karl Renner, Otto Bauer, Walter Benjamin, Jürgen Habermas,… Buradan indirebilirsiniz.
1 Trackback(s)