YAKINDA: Fakir tuzağı
By admin on Eki 9, 2012 in Ekonomi, Kapitalizm, Kriz Çıkarma Özgürlüğü, Liberalizm
“… Yüzbinlerce insana asla ödeyemeyecekleri evler için kredi verildi. Fakat bankalar için endişe edecek bir şey yoktu, kredi ödenmemesi halinde oturanlar evden atılacak, ev bankaya devredilecekti. 2006’ya gelindiğinde emlâk krizinin patlamasına çok az kalmıştı ve imzalanan yüzbinlerce kredi dosyasının yaklaşık yarısı doldurulmamıştı bile. Amerikalılar bunlara “no doc loans” diyorlardı!
Her yeni kredi alan öncekilerden daha fakirdi fakat yapay olarak üretilen bu ev talebi sayesinde ev fiyatları yükseliyordu. Bu spekülasyon tam bir fakir tuzağıydı. Meselâ 100.000 dolar kredi ile ev almış birisine banka telefon edip “evinizin fiyatı yükseldi, 120.000 dolar ediyor, 20.000 dolar daha kredi kullanabilirsiniz” diyordu. İlk kredinin faizlerini dahi ödeyemeyecek durumdaki fakirler bu parayla kredi taksitlerini ödemeye çalışıyorlardı. Bankacılar bu fakir tuzağina iki “komik” isim bulmuşlardı: Birincisi NINJA kredi idi: No Income, No Job, no Assets (gelir yok, iş yok, ana para yok). İkinci isim ise “neutron kredi”: Binalara zarar vermeden insanları yok eden bir bomba gibi fakirleri sokağa atıp evlerini ellerinden alacaklardı çünkü …”
… Bu konudaki makaleler…
- Kriz çıkarma özgürlüğü
- Ekonomistler ekonomiden anlasalardı yatırımcı olurlardı
- Avrupa Muz Cumhuriyeti
- Sürdürülebilir Şerefsizlik: Çin ve Avrupa
- Liberalizm : Adalet ve güvenlik mal gibi satılabilir mi?
- Kriz mi yoksa soygun mu?
- Yunanistan kumar masasında ütülürken…
- Çocukları sokağa atma özgürlüğü
- Liberal politikalar demokrasiyi ezdi…
… Bu konuda e-kitap …
Liberalizm Demokrasiyi Susturunca
Halkın iradesi liberalizm ile çatışırsa ne olur? 2008′de başlayan ekonomik kriz sürmekte. Eğitim, sağlık ve güvenlik hizmetlerine ayrılan bütçeler kırpılırken batan bankaları kurtarmak için yüz milyarlarca dolar harcanıyor. Alın terinin finans kurumlarına peşkeş çekilmesini istemeyenler protesto ediyor. Ama batılı devletler polis copuyla finans sektörünü savunmaktalar. Ne oldu? Bütün nüfusun binde birini bile temsil etmeyen bankacıların çıkarları geri kalan %99.99′un önüne nasıl geçti? Alıp satma, üretip tüketme özgürlüğü nasıl oldu da halkı finans sektörünün kölesi yaptı? Mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı uğruna halkın iradesi çiğnenebilir mi? Okuyacağınız kitap demokrasi ile liberalizmin savaşı üzerinedir. Buradan indirebilirsiniz.
1930 model bir ulus-devletin, bir “devlet babanın” çocuklarıyız. Son derecede “Millî” bir eğitim gördük, öğrenim değil. Hayatta işimize yarayacak meslekî bilgileri ya da eleştirel bir bakışı öğrenmedik “millî” okullarda. “Varlığımızı Türk varlığına armağan etmek” için eğitildik, eğilip büküldük.
Liberallerin dilinden düşmeyen “Bireysel haklar ve özgürlükler” bizim gibi Kemalist çamaşırhanelerde yıkanmış beyinler için çok yeni. Türkiye’de yaşayan insanların ulus-devlet boyunduruğundan kurtulmasında önemli bir rol oynuyor liberaller. Biz de bu kitapta liberalizmin temel tezleriyle uyumlu, bu fikir akımına doğrudan ya da dolaylı destek veren makaleleri birleştirdik. Buradan indirin.
Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.