Bebek katili ya da kahraman?
By Şivan Taşkıran on Ara 20, 2012 in Devlet Terörü, Kürtler, PKK
“… Öcalan’a sempati beslemek zorunda değiliz. Hatta onu ‘sistem kurbanı’ ilan ederek, onu yapıp ettiklerinden münezzeh değerlendirmek zorunda da değiliz. Ancak yurttaşlarımızın altı-yedi milyonunun saygıyla andığı bir ismin ‘bebek katili’nden öte sıfatlandırılmadığı ve insanlıktan temyiz edildiği bir ortamda barışın tesisinden ve silahların bırakılmasından bahsedilemeyeceğinin farkına varmak zorundayız.
Arınç’ın çıkışı, iyi değerlendirilirse taşları yerinden oynatacak güce sahiptir. Bu noktada BDP’den, seçmenini öfkelendirme pahasına bu açıklamayı yapan Arınç’a karşılık, PKK’lılarla kucaklaşma mevzusu başta olmak üzere siyasî iklimi yumuşatacak açıklamalar beklemek hakkımızdır. Örneğin Selahattin Demirtaş’ın Erol Katırcıoğlu’nun da bulunduğu gazeteci heyetine kapalı kapılar ardında söylediği ‘Yanlış oldu’ cümlesini kamuoyu önünde kurması yeterlidir…” (Hilâl Kaplan)
… Bu konuda okumak için…
Röportaj:
Makale:
PKK savaşı kazandı ama Barış’ı kaybetti
E-Kitap
Asimilasyon ile Şiddet Kıskacında Ulusalcı Kürtler (Kitap + Tartışma)
Süleyman Nazif (1870-1927) Batarya ile Ateş adlı kitabında şöyle diyordu:
“Benim dinim kinimdir… Irkına, vatanına, tarihine ihanet etmiş olan insanların ve milletlerin hiçbirini unutma Türkoğlu! Unutma ve affetme!”
Büyük travmalar, katliamlar ve yok edilme korkusu yaşayan toplumlar geçmişten ders çıkarırken affetmek ile acıları unutmak arasında fark göremiyorlar. (Bkz. PKK’lıları affetmek)
Etnik kökenimiz benliğimizin bir parçası, rengarenk insanlığımızın gerçek bir rengi. Ancak bu renk üzerinden yapılan bir baskı, bu renk “yüzünden” çekilen büyük bir acı sonucu diğer bütün renkler silinebiliyor. Bir başka deyişleIZDIRAPLAR ÜZERİNE YAPAY BİR KİMLİK İNŞA EDİLİYOR. Bir halka yapılabilecek en büyük kötülük bu belki de. Sadece Türk ya da sadece Kürt olmaya mahkûm edilen insanlar giderek insanlıklarını perdeliyorlar. Böylesi halklar ırkçılığa, her türlü şiddet çağrısına kucak açıyorlar. Zira duydukları kin ve nefret onları bıçak gibi bilerken bir yandan da tektipleşiyor, şeyleşiyor.
Bu korkunç dönüşümü Yahudilerde ve Avrupalı Ermenilerde görmek mümkün. Balkanlarda, Kafkaslarda Türk ya da Çerkes olma “suçundan” dolayı bizden önceki kuşaklar da bu şekilde eziyet gördüler. Ölenler bir kez ölürken hayatta kalanlar aşağılanma duygusuyla hergün öldü. Peki ya Kürtler?
“…PKK destekçisi Kürtler adeta hızla koşan bir adamın bir cam panele çarpıp yere yığılma duygusunu tekrar tekrar yaşayacaklar. Camın öbür tarafını görecekler ve camın öbür tarafında akan hayatı gözlemleyebilecekler, belki bedenen o hayatın içinde olacaklar ama ruhen hiçbir zaman o camın öbür tarafına geçemeyecekler. Hiçbir zaman kendilerini camın öbür tarafına akan hayatın parçası hissedemeyecekler…”
Böyle diyordu Emre Uslu. Haklıydı. Sadece Kürt olmak istedikçe Kürtlüğünü kaybeden bir kuşak yetişiyor. Tıpkı Türk ulusalcıları gibi geçmişten, gelecekten hatta kendi gölgesinden bile korkan bu insanlar şiddet için şiddet isteyen örgütlerin, partilerin elinde istenen her şekli almaya hazırlar.
Kürt aydınları kadar Türk aydınlarına da büyük iş düşüyor. İnsan olmadan “Türk” ya da “Kürt” olmanın imkânsızlığını halklarına anlatmak. Okuyacağınız bu kitap aydınların dikkatini tam da bu noktaya çekmek için hazırlandı: Asimilasyon ile şiddet kıskacı içindeki Kürt halkına… Buradan indirebilirsiniz.
2 Yorum
Yazan:salih Tarih: Ara 20, 2012 | Reply
“Bir karıncayı incitmekten imtina etmek”i telkin etmek varken, nefretten beslenen terörü dolaylı yoldan telkin etmek en hafif deyimiyle ayıptır. Hala PKK’dan, BDP’den insaf, vicdan, yumuşama bekleyecek kadar saf, balık hafızalı nasıl olunabiliyor, aklım almıyor. Mecliste bile şiddete başvuruyorlar. Ellerindeki bardakları atmaya çalışmalar falan… Ellerinde bardak yerine başka birşey olsa onu da atarlar mı acaba? Daha kaç kere pişman olmamız gerekiyor bu adamları karşımıza aklı başında, vicdanlı, çözüm arayan insanlarmış gibi oturtup, müzakere etmeye çalıştığımız için? Ben bu yazıyı yazan arkadaşa baharın gelmesini, havaların biraz ısınmasını beklemesini, PKK’nın her sene alışık olduğumuz zamanlarda saldırmasını beklemesini tavsiye ediyorum. İnşallah bir sevdiğini PKK terörüne kaybeder diyorum. Çok da içten yapıyorum bu bedduayı. Belki o zaman biraz da PKK’lılarla hemhal olduğunun milyonda biri kadar, çocuğunu PKK terörüne kurban vermiş olan annelerle, PKK tehdidi altında Kürt ırkçılığı ve komünizm haricinde bir fikir geliştirmeye çalışırken PKK tarafından infaz edilmiş Kürtlerle hemhal olabilir. PKK terörünün bir sebebi devletin 90larda Güneydoğuda yaptığı bazı sorumsuzca hareketlerse, bir diğer sebebi de terörizme bu kadar prim veren şuursuzlardır; her ağlayana meme vermeye çalışan, o timsah ağlamalarının arkasındaki gizli art niyeti göremeyenlerdir.
Yazan:Güncel Haberler (@guncelhaberler) Tarih: Ara 20, 2012 | Reply
Bebek katili ya da kahraman?: http://t.co/UbDwKJXP