Öğretmenlik: Kutsanmış Mesleğin Şımarık Beklentileri
By Konuk Yazar on Şub 6, 2013 in Eğitim, Kemalizmin Zararları, Ulus-Devlet
Ahmet Hamdi Çakmak
Twitter:@ahamdicakmak
Bir atanamamış öğretmen feryadıdır gidiyor. Hemen hemen her gün sabah haberlerinde , eğlence programlarında , sosyal medyada eğitim fakültesi mezunu olup henüz atanamamış öğretmenlerin serzenişleriyle karşılaşıyoruz. İlginçtir ki ben bu güne dek iş bulamamış mühendislerin ya da kimyagerlerin toplanıp gerçekleştirdiği bir eyleme yada serzenişe denk gelmedim.
6 yıllık tıp fakültesi mezunlarının TUS için çalıştığı gece yarılarında talk-show programlarına bol sitemli atanamayan öğretmen mesajları gönderen eğitim fakültesi mezunlarının iş garantisi beklentileri neyin şımarıklığıdır?
Eğitim fakülteleri tıp fakültesinden yahut mühendislik fakültesinden daha mı meşakatlidir?Çevremdeki eğitim fakültesi mezunlarının ne kadar rahat bir üniversite hayatı yaşadıklarına şahit olduğumdan mezun olur olmaz iş bulma beklentilerini yalnız “rejim” tarafından kutsanmış ve şımartılmış olmalarına bağlayabiliyorum.
İlk okuldan itibaren öğretmenlik mesleğinin kutsal ve öğretmenlerin lutüfkar , ferdakar , yüce insanlar olduğu telkiniyle büyümüş toplum zaten resmi ideolojinin endoktrine ettiği “ululama” alışkanlığı ile donanmış olduğundan öğretmenliğin kutsallığını da kabul etmiş özümsemiştir . Öğretmenlik mesleğinin kutsal olması mantıksız ve temelsiz bir iddiadır . Örneğin çöpçülüğün öğretmenlikten daha kutsal olduğunu iddia eden bir kişi öğretmenliğin kutsal olduğunu savunan bir insandan daha fazla ve daha akılcı argümanlara sahiptir.
Ancak öğretmenler resmi ideolojinin” torna tezgahı” vazifesinin gören devlet okullarının yöneticileri olduklarından resmi ideoloji tarafından haddinden fazla önemsenmişlerdir . Bu durum Mustafa Kemal’e verilen “başöğretmen” payesinden başlamaktadır,yeryüzünde emsali olmayan bir ünvanı bir kişiye vererek ona bu özelliğinden dolayı saygı duymak da ayrı bir konudur.Sözgelimi arka sokaktaki Overlokçu Mustafa amcaya “başoverlokçu” ünvanını versek ve mahalleden Mustafa amcaya saygı beklesek ne denli saçma olur değil mi? Çünkü ne Overlokçuluk “ulu” bir meslek ne de yeryüzünde “başoverlokçuluk” diye bir unvan var.Başöğretmenlik ünvanını Mustafa Kemal’e meclisin verdiği savunusu da pek bir gülünçtür zira tek partili bir meclisin başında olup kendine meclis eliyle bir paye vermek çok zor olmasa gerek.
Hülasa öğretmenler resmi ideoloji tarafından “ululanmış” olduklarından haddinden fazla şımarmışlardır.Hiç bir fakültenin mezunları iş garantisi beklemezken onlar az zahmet ile çok ve çabuk rahmet peşine düşmüş elde edemediklerinde de yaygara ve duygu sömürüsü yolunu seçmişlerdir.Kanımca hiçbir meslek sahibi diğerinden daha üstün ve fedakar değildir çünkü doktor,öğretmen ,çöpçü herkes bir ücret karşlığı meslek icra etmektedir.Kamu faydasına çalışan ve az ücret karşılığında fazla hizmet gösteren kişilerin bu durumuda bir fedakarlığın değil bir tercihin yahut daha rahat iş bulma konusundaki kabiliyetsizliğinin göstergesidir ve kişinin , yaptığı bir seçimin yada kabiliyetsiliğinin karşılığında kutsanma yücelme beklemesi son derece yersizdir.
… Eğitim konulu makalelerden …
- Evrim Teorisi Okullarda Öğretilmeli mi? (Mehmet Yılmaz)
- Kan Sevgisini Öğretmek… (Cemile Bayraktar)
- 100 Temel Eser, Eğitim ve İdeoloji (Alper Gürkan)
- İletişim Fakültesinde yumurta atmak (İbrahim Becer)
- Okulda zorbalık ve intihar ilişkisi (Mauren Healy)
- İki Mustafa (Cemile Bayraktar)
- 19 Mayıs Militarizmi (Ufuk Coşkun)
- Eğitim mi şart, Okul mu? (T. Suat Demren)
- Topluiğne, Cop ve Bıyık (Takunyalı Topluiğne)
- Aileni mi seversin devletini mi? İmam-Hatipli Bireyin dramı (Okan Arslan)
- Dil bir oyuncak mıdır? (T. Suat Demren)
- Millî Eğitim, Millî Beyin Yıkama, Millî Endoktrinasyon (Ufuk Coşkun)
- Öğrenci değil eğitim kurumu sınıfta kaldı (Cemile Bayraktar)
- Zihinler Artık Fikir Mezarlığı Olmasın (Fatma Kopuz)
- Nefret Suçları ve Eğitimin Rolü (Ufuk Coşkun)
- 24 Kasım Öğretmenler Bayramı : Bir 12 Eylül icadı! (Bilal Sambur)
- Zihne tecavüz mü millî eğitim mi? (Haki Demir)
- Gülen’e ve Türk ögretmenlere dair (Mehmet Yılmaz)
- Zayıflamak istiyorsan daha çok yemelisin (Mehmet Yılmaz)
- Atam’ın Öğretmenleri (Ece Arı)
Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu
Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi?
GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen…
Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Sıradan insanları sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın?
1870′lerde İtalya’da yaşayan etnik gruplar birleşerek Fransız işgaline son verdiler. Bir İtalyan ulusu yoktu ortada, Fransız zulmünden bıkmış insanların meşru müdafasıydı vardı. Ama o dönemin Avrupası’nda yükselen değer halk değil ulus-devlet idi. “Problemin” farkında olan Milli Kurtuluş Hareketi liderleri şöyle diyorlardı : “İtalya’yı yarattık, sıra İtalyanları yaratmaya geldi!”
Samsun’a bir “güneş gibi” doğanlar, Türk milletini yoktan var edenler(!) de acaba demişler midir “Türkiye’yi yarattık, sıra Türk Milletini yaratmaya geldi” diye? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş bir deli gömleğine işaret ediyor. Kral çıplak. Kral hep çıplaktı. Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirebilirsiniz
10 Yorum
Yazan:Derin Düşünce (@DDGrubu) Tarih: Şub 6, 2013 | Reply
Öğretmenlik: Kutsanmış Mesleğin Şımarık Beklentileri: http://t.co/1XLHNz2h
Yazan:@kamusal_alan Tarih: Şub 6, 2013 | Reply
RT @DDGrubu: Öğretmenlik: Kutsanmış Mesleğin Şımarık Beklentileri: http://t.co/1XLHNz2h
Yazan:Hacer Merve Tarih: Şub 6, 2013 | Reply
Bu kadar sig bir yazi olabilir ancak. Ogretmenlik mesleginin cocuklarimiz icin ne denli onemli oldugunun idrakinde degilsiniz ne yazik! Ogretmenlikle overlokculugu bir tutabiliyorsunuz, cok tebrik ederim! Ne ogretmenim, ne de atanamadim bunu da belirtmek isterim.
Yazan:@mervione Tarih: Şub 6, 2013 | Reply
Ibret olsun diye bu yaziyi yazani taslamak gerek!
@DDGrubu: Öğretmenlik: Kutsanmış Mesleğin Şımarık Beklentileri: http://t.co/Qh22PswX
Yazan:Tayyar aga Tarih: Şub 6, 2013 | Reply
yazıyı sıg bulan arkadaş ne kadar bilgili oldugun belli oluyor. Bir kere düşünce tartışıldıgı zaman dallanır budaklanır.Bırakın herkes düşüncesini soylesin.Aklındkileri yazıya dökmüş diye hoşgörüsüz ,İlkel akıl yürütmelerle yazan kişiyi asalım ,keselim taişlayalım…zırvalıklarıyla insanları itham edersemiz başınızda her zaman bir diktatör olur.İşin ikinci kısmınsa ise Resmi ideoloji denen kavaram üzerinde bi fikir sahibi olmayan insanların devrimin anlamını iyi bilmesi gerekir .Kemalist devrim denilen saçmalık gene ezbere solculuktan gelir.Devrim alttan gelen bir kitlenin zor kullanarak eski düzene ait herşeyi silmesi ve tamamen bireyi merkeze alan sistem getirmesidir.(küba devrimi)Diger bir açıdanda üretim araçlarının sınıfsal değişimidir.Osmanlı Burjuvazisinin yerine Kemalist Burjuvazisinin geçmesine devrim derseniz,şimdide kemalist burjuvazinin tasfiye edilip şimdiki neo-liberel muhafazakarların güçlenmesinede devrim demelisiniz.Ayrıyeten Kemalist devrim hakkında sosyalist ülkelerin ne dediklerine bir bakalım.Leninin kominternde kurtuluş savaşı hakkında yorumuna bir bakalım.
Komintern,Kemalizm’in Anadolu toprak ağalarının ve tefeci-tüccar sınıflarının siyasi hareketi olduğunu tespit etmişti.Kurtuluş savaşı, Türkiye’deki egemen sınıflar arası mücadeleye ve iktidar değişikliğine tekabül eder. Yani,Feodal- merkezi Osmanlı devleti ve bunlar la sıkı iş birliği içinde olan, Rum,Yahudi,Ermeni azınlıklara mensup burjuvalarla, Anadolu toprak ağaları ve Türk kökenli tefeci-tüccarlar, arası iktidar mücadelesiydi.Lenin’in, Stalin’in,Komintern tespiti de buydu.
Şimdi Türk Solu kendi başına hiçbir zaman var olamadığı için ezikçe Kemalizmden ve cuntacılardan bir devrim beklemiştir her zaman.Yıllardır devam edilen ve sınıfsal mücadelenin özünden kopuk türk solunun bu davranışları onu jakobenleştirmiş ve toplumdan soğutmuştur.
Resmi tarih Son olarak resmi tarih tartışmaları ve resmi idolojiyle ilgili kitapları okuyun….
Yazan:Selim Tarih: Şub 7, 2013 | Reply
İbret için bu yazıyı yazanı taşlayalım diyen arkadaşı bile taşlamayalım insan olalım birazcık…
Yazan:Selim Tarih: Şub 7, 2013 | Reply
Yazar az bile söylemiş bir de “GELECEK NESİLLER ÖĞRETMENLERİN ESERİDİR” zırvası var yahu gelecek nesil öğretmenlerin eseri ise günümüzde ki nesil de geçmiş öğretmenlerin eseri eserlerinden yola çıkarak müelliflerinin ne derece başarılı olduğunu çıkarabilirsiniz.
Yazan:hüseyin Tarih: Şub 10, 2013 | Reply
Sığ ve intikam kokan bir yazı Türkiyede askeri okullardan mezun olanlar,polis okullarından mezun olanlar özel sektördemi iş arıyorlar?
okulların yüzde yüzüne yakını devlete ait ise adı üstünde Eğitim fakültesinden mezun olanlar park ve bahçeler müdürlüğünden mi iş isteyecekler.Ağzından milli irade kavramını düşürmeyenler meclisin verdiği ünvanı neden küçümserler anlamam ; neymiş tek parti dönemiymiş ;unutmayalım ki o meclisten aynı üyelerden daha sonraki dönemlerin parileri ve kurucuları çıkmıştır.
“GELECEK NESİLLER ÖĞRETMENLERİN ESERİDİR” Zırva değil zırvadır diyenin zırvaladığı bir durumdur. 1970 ler 80 ler 90 lar 2000ler karşılaştırıldığı zaman görülecektirki öğretmenlerimiz çok büyük işler başarmış ve milyonlarca genç yetiştirmiş ve ilim ve bilime yönlendirilmiştir.Bugüne kadar olan gelişmelri görmeyip gözlerini kapayanlar , başarısız olanlar yok mu ? her toplumda olandan daha az.
Lenin şunu bunu demiş ; desin söyledikleri kutsal sözler mi ? Her dediği doğru mu?
Atatürkü leninin sözleri ile değerlendirmek herhalde gerçek sığlıktır.
Öğretmenlik mesleğini ve öğretmenleri aşağılayan ve intikam duyguları ile bu yazıyı yazan şahıs aslında öğretmenleri değil öğretmenler aracılığıyla Atatürkü aşağılamaya çalışmış ;
Sığ samimiyetsiz(kendi içinde) kin ve nefret kokan bir yazı
Yazan:yok isim filan Tarih: Şub 11, 2013 | Reply
Bu neyin kafa sı? diye bir söz var hani bugün bolca duyduğumuz. Tamda buraya uymuş… Komiksiniz ne diyim. Şunu okumak için harcadığım zamana yazık.
Yazan:yok isim filan Tarih: Şub 11, 2013 | Reply
Bide şu okuduğu kitapların ve onların yazarlarının düşüncelerinde sıkışan daha ilerisine götüremeyen,kendini entellektüelitenin zirvesinde zannederek karşısındakine sen ne biliyorsun ki edasına girenler yok mu… ah ah…