RSS Feed for This Post

Güzel eşya ve güzel ahlâk

opera-garnier-paris


Hiç dikkat ettiniz mi? Stadyumlar opera binaları gibi güzel değildir. İşlevseldir, binanın sporcu gibi performanslı olması beklenir: Azamî sayıda seyircinin maçı görebileceği koltuklar, bu insanlara azamî sayıda gazoz ve tost satmak için büfeler vardır. Kapılar ve koridorlar en hızlı biçimde en çok insanın girip çıkabileceği şekilde yapılmıştır. Futbol maçında seyircilerin birbirine küfretmesi hatta yumruk ve tekme atması “normal” karşılanır da bir bale veya opera sırasında kavga çıksa herkes şaşırır. Bir futbolcu karısını dövse belki o kadar şaşırmayız ama bir ressam ya da bestekâr karısını dövse hayret ederiz. Neden sanatçıların daha erdemli olmasını bekleriz? Neden “güzel sanat” ile meşgul olanların güzel ahlâk sergilemesi gerekir de EN HIZLI koşan, EN YUKARI sıçrayan, EN ÇOK GOL atan sporcuların ahlâksız hareketlerinden, doping, şike, uyuşturucu maceralarından o kadar da rahatsız olmayız?

Çünkü sporun neticesi sayısal olarak ölçülür. Atılan gol sayısı bellidir. Bir maçın sonucu herkes için aynıdır, “5-1 kaybettik ama ben bunu farklı yorumluyorum” diyemezsiniz. Resim sergisindeki gibi tek tek insanlar yoktur maçta, bilet alıp içeri girdiniz mi “Biz” vardır artık, maçtan çıkarken insanlar “abi o gölü nasıl kaçırdık?” diye hayıflanırlar, sanki 11 futbolcu değil de stadbinlerce seyirci koşup oynamıştır. çünkü Benliğiniz diğer benliklerle birlikte 100.000 seyircinin biz-liği içinde eriyip gitmiştir. Futbolcu transferlerinden bahsederken de aynı “erime” devam eder: “Oğlum siz Tanju’yu almak için kaç milyon verdiniz? Sizdeki para bizde olsa, …” Halbuki milyonlarca doları konuşan bu adamlar otobüs parasını bazen zor denk getirir.

Sanat içimizdeki güzellikleri uyandırmalıdır

hooligans3Sanat aslında bir eğlence değildir. Sanat halktan kopuk bir elit faaliyet de değildir. Ne yazık ki son iki veya üç asırdır adeta bir ruhban sınıfı gibi yaşayan kimi sanatçıların ve eleştirmenlerin yüzünden oluştu bu algı. Sanat müzeleşti ve jargonların, yüksek fiyatlı müzayedelerin gölgesinde kaldı. Ayrıca bugün cemiyetimizdeki en ahlâksız, en rezil ve sefil insanlar medyada “sanatçı” etiketiyle sunulduğu için güzel sanat – güzel ahlâk ilişkisini yeniden keşfetmek de gerekiyor.

Müslümanca sanatın vizyonu bu tür dünyevî kaygıların fevkindedir. Eserler sanatçının tercihlerini yansıttığı gibi her bir yaşam da onu yaşayan insanın ahlâkî tercihlerini yansıtır. Sanat eserleri işte bu hakikati ruhumuza nakşederler. Müslüman sanatçı bilir ki İnsan’ın görsel çevresi yani kullandığı eşyalar, içinde yaşadığı evler, okullar, camiler hatta sırtına giydiği kıyafetler onun zihin yapısını, değerlerini, hayata ve kendine bakışını etkiler. Güzel eşyalar kullanan, ahenkli bina ve şehirlerde yaşayan insanlar düşüncelerini ve fiilerini de bu güzelliklere uydurmak isterler. Belki çoğu kez bunun farkında bile olmazlar. Güzelliklerle dolu bir şehirde insan hem güzelce yaşar hem de güzelce ölür. Osmanlı mezar taşlarının güzellikleri buna şahittir.

Güzel eşya, güzel bina, güzel şehir, güzel elbise ve güzel ahlâk

Yakında İslâm sanatından örnekler gireceğiz yayına. Bu eserlerin malzemesi, yapıldığı asır, yapıldığı bölge vb bilgileri koymak özellikle istemiyoruz. Zira malümat ilmin düşmanı olabiliyor. Yani objektif, ansiklopedik sanat bilgisi çoğu kez güzellikleri hissetmemizin önünde engel. Sanat bilgisi yerine okuyucularımızdan ricamız bu yazı dizisinde daha önce hassasiyet gösterdiğimiz mevzulara odaklanmalarıdır:

 

 

 

 

 

 

 

Trackback URL

  1. 4 Trackback(s)

  2. Eyl 14, 2013: İslâm’da Mimarî ve Şehircilik(2): Güzel Mimar Güzel Binaya Nasıl Nüfuz Eder?
  3. Şub 14, 2015: Güzellik / Cazibe / Attraction / Sex Appeal / الجمال
  4. Kas 5, 2015: Osmanlı Minyatüründe Perspektif Yok mu?
  5. Eyl 11, 2017: Estetizasyon / Ayartma / aestheticisation | Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene!

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin