RSS Feed for This Post

İki Dünya / Rasim Özdenören

humanizm“… Hümanizm, zannedildiği gibi, Batıda Rönesans ile ortaya çıkmış bir anlayış değildir. Bu anlayışın kökleri Grek filozofu Protagoras’a kadar uzanır. Hümanizma da aslında insan sevgisinin soysuzlaşmasıdır: Çifte standardın kaynacı da belki burada aranabilir. İnsan her şeyin ölçüsüyse (Protagoras), kendi çıkarına olan şeyler de iyidir! İnsan her şeyin ölçüsüyse insan sayısı kadar doğru vardır! Bu rekabet ve bencillik ortamında, her şeyin benim çıkarına göre değer kazandığının düşünüldüğü bir or-tamda, her şeyin bir piyasa değerinin olacağı da açıktır. Böylece, insanın kendisi de dâhil olmak üzere her şeyin piyasada bir bedeli ortaya çıkmaktadır. Bu ifadenin açık bir anlamı bulunmaktadır: Alım satım konusu olan bir şey (yani her şey) bir nesne değerine indirgenmiş olmaktadır, başka söyleyişle her şey metalaşmıştır ya da metaya dönüşmüş olmaktadır. İnsan nesneleşmiştir. Tabiat sadece kendisinden istifade edilebilir bir “şey”dir. Kızılderili Reisin, insanı ve toprağı birbirinin parçası sayan telakki tarzı ve o toprağı satın almak isteyen beyaz adama arının vızıltısını, sisin orman üstündeki salmışını nasıl satın alabileceğini sorması, beyaz adamın zihniyetinde karşılığı bulunan sorular ve karşılığı bulunan cevaplar değildir. Bu, beyaz adamın anlayamayacağı ve akıl erdiremeyeceği bir kavram ve derinliktir …”

 

… Modern hayat üzerine okumak için…

sen-insansin Çağın Dini Hümanizm / Cemil MeriçÇağın Dini Hümanizm / Cemil Meriç Minima Moralia – Sakatlanmış Yaşamdan Yansımalar / Theodor W. AdornoMinima Moralia – Sakatlanmış Yaşamdan Yansımalar / Theodor W. AdornoSen insansın, homo-economicus değilsin!

Avusturyalı romancı Robert Musil’in başyapıtı Niteliksiz AdamJames Joyce‘un Ulysses ve Marcel Proust‘un Geçmiş Zaman Peşinde adlı eserleriyle birlikte 20ci asır Batı edebiyatının temel taşlarından biri. Bu devasa romanın bitmemiş olması ise son derecede manidar. Zira romanın konusunu teşkil eden meseleler bugün de güncelliğini koruyor.  Biz “modernler” teknolojiyle şekillenen modern dünyada giderek kayboluyoruz. İnsan’a has nitelikleri makinelere, bürokrasiye ve piyasaya aktardıkça geriye niteliksiz bir Ben’lik kalıyor. İstatistiksel bir yaratık derekesine düşen İnsan artık sadece kendine verilen rolleri oynayabildiği kadar saygı görüyor: Vatandaş, müşteri, işçi, asker…

Makinelerin dişli çarkları arasında kaybettiğimiz İnsan’ı Niteliksiz Adam’ın sayfalarında arıyoruz; dünya edebiyatının en önemli eserlerinden birinde. Çünkü bilimsel ya da ekonomik düşünce kalıplarına sığmayan, aşkın bir İnsan tasavvuruna ihtiyacımız var. Homo-economicus ya da homo-scientificus değil. Aradığımız, sorumluluk şuuruyla yaşayan hür İnsan.Buradan indirebilirsiniz.

freud-kapak 70 kitap indirin70 kitap indirinGurbetçi Freud ve “Das Unheimliche”

Modern insanın kalabalıkta duyduğu yalnızlığı sorgulamak için iyi bir fırsat… Sigmund Freud gurbette olma duygusunu, yabancılık, terk edilmişlik hissini anlatan “Das Unheimliche” adlı denemesini 1919’da yayınlamış. İsminden itibaren tefekküre vesile olabilecek bir çalışma. Zira “Unheimliche” alışılmışın dışında, endişe verici bir yabancılık hissini anlatıyor.

Bu hal sadece İnsan’a mahsus: Kaynağında tehdit algısı olmayan, hayvanların bilmediği bir his. Belki huşu / haşyet ile akrabalığı olan bir varoluş endişesi? Gurbete benzer bir yabancılık hissi, sanki davet edilmediğim bir evdeyim, kaçak bir yolcuyum bu dünyada. Freud’un İd (Alt bilinç), Benlik (Ego), Üst Benlik (Süperego) kavramları iç dünyamızdaki çatışmalara ışık tutabilir mi? Dünyada yaşarken İnsan’ın kendisini asla “evinde” hissetmeyişi acaba modern bir hastalık mıdır? Teknolojinin gelişmesiyle baş gösteren bir gerginlik midir? Yoksa bu korku ve tatminsizlik hali insanın doğasına özgü vasıfların habercisi,  buz dağının görünen ucu mudur? Hem Sigmund Freud’u tanıyanların hem de yeni keşfedecek olanların keyifle okuyacağını ümid ediyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 1 Trackback(s)

  2. Ara 8, 2015: Erwin Panofsky: Resim sanatında hümanizm ve laiklik | Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene!

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin