CHP Alevîleri hâlâ bir oy deposu mu sanıyor?
By Rasim Ozan Kutahyali on Eki 2, 2009 in AKP, CHP, Kemalizm, Ulus-Devlet
Alevi meselesi, Kürt meselesi gibi silahlı bir aşamada olmadığı için çok fazla konuşulmuyor. Bu arada aynı şekilde başörtüsü meselesi de son dönemde hiç ama hiç konuşulmuyor… Mesele halledilir de artık konuşmazsınız ama hâlâ başörtülü yurttaşlarımız okullara giremiyorlar, hâlâ başörtülü fotoğrafla ehliyet bile alamıyorlar… Aynı şekilde Alevi meselesinde de hâlâ tek bir somut adım atılmadı. Cemevlerinin elektrik ve su paraları meselesinin halledilmesi anlık bir iş. Ama bu sembolik adım bile atılmıyor… Alevi meselesine tam anlamıyla vâkıf özgürlükçü-demokrat bir akademisyen olan Necdet Subaşı’nın bu çalıştayların başında olması çok olumlu. Öte yandan bu çalıştaylar süreci, kişisel hayatında Sünni kimliği hiç olmadığı, hatta Sünni-dindar kimliği küçümsediği halde, konu Alevilik olduğunda Sünni-merkezli bir savunmaya geçen çok sayıda kişiyi deşifre ediyor. Türk devlet zihniyeti de Hilâl Kaplan’ın mükemmel formüle ettiği gibi Alevi’ye karşı Sünni, Sünni-dindara karşı laikçi bir yapı arz ediyor. Bu kişiler de bu yapının “aydın”ları zaten… Bu tip çok sayıda kişi bu süreci baltalamaya çalışıyor. Şu an için ortalığı karıştırmaya gerek yok ama Alevi meselesinin halledilmesi noktasında bu tür gizli kapaklı, ahlakdışı engeller sürerse, bu isimleri de tek tek yazarım…
Öte yandan Alevi toplumunun Kemalizme çok angaje olduğu noktasından hareketle Alevilere karşı soğuk bir bakış açısına sahip birçok yazar var… Genel görüntü olarak Türk-Alevilerin öyle olduğu doğru… Fakat şunu da gözden kaçırmamak lazım. Hiçbir Alevinin, devletin esas sahibi olarak kendisini gören LAST (Laik yaşam tarzına sahip Sünni-Türk) Kemalist sınıfı gibi tuzu kuru değildir. Cumhuriyet tarihine de LAST Kemalistleri gibi bakmaz. En ama en Kemalist Alevinin bile “Dersim 1938” dendi mi yüreği sızlar. Türkiye Aleviliğinin hafızasında ciddi yer kaplayan bir olaydır bu. En Kemalist Aleviler için bile Seyit Rıza figürü, içten içe her zaman saygı ve sevgi uyandıran bir figürdür. LAST Kemalist hafızasında ise “çapulcu bir haydut”tur Dersimli Seyit Rıza… Bizim gazetede Ayşe Hür 1937-38 yıllarında Dersim’de neler olduğunu tüm çıplaklığıyla yazmıştı… Dönemin tek parti diktatörlüğü Dersim’in Alevi-Kürt halkına görülmedik bir zulüm yaptı. Vicdansızca ve merhametsizce bir zulümdü bu…
İşte bu zulüm sonrası ailelerinden zorla koparılan, saçları sıfır numara tıraş edilip Türkiye’nin dört bir yanına “besleme” olarak gönderilen kızlara dair Sevilay Yükselir çok isabetli bir haber-söyleşi yaptı Sabah gazetesinde… Zalim ve alçakça muamele gören bu Alevi kızlarının belgeselini yapan Nezahat Gündoğan’la konuştu. Tüm okurlarıma o söyleşiyi okumalarını tavsiye ediyorum. Sabah gibi merkez bir kitle gazetesinin bu söyleşiyi manşetten vermesi de çok takdire şayan bir hareket. Tüm Sabah yöneticilerini kutluyorum… Alevi kimliğini hiçbir zaman saklamamış, bunu her zaman deklare etmiş ama bunun rantını da yemeye hiçbir zaman kalkmamış bir gazeteci olan Sevilay Yükselir’den de okurları böyle haberler, söyleşiler, yazılar bekliyor… İki paralık, bayağı mevzularla ve kişilerle ilgilenmesini değil…. Biri hâlâ yaşayan biri de yakın zamanda vefat etmiş, üstdüzey yönetici konumunda olan ünlü iki Dersim kökenli Alevi gazeteci var mesela. Ama bu gazeteciler ömürleri boyu bunu gizlediler, gizlemek zorunda kaldılar. Sadece çok yakınlarına anlattılar bu durumu… Yönetici konumunun dışında da böyle çok sayıda gazeteci var merkez medyada… İslâmi yaşam tarzından nefret eden, bu bağlamda Alevileri kurtarıcı gören LAST Kemalistlerinin yeri geldiğinde Alevi kimliğine karşı nasıl dışlayıcı olabileceklerini biliyorlar çünkü bu insanlar…
Günümüz Türk merkez medyasında kendi Alevi kimliğini saklama ihtiyacı hisseden bir dolu gazeteci var. Bu durum bile bu ülkenin çok derin bir Alevi meselesi olduğunu bize gösteriyor
Şamil Tayyar kararı
Bu arada ifade özgürlüğü bağlamında skandal bir karara da geçen hafta şahit olduk. Star gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar’a temyiz yolu kapalı olarak 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi… Daha evvel Atilla Yayla’ya da yapıldığı türden bir “beş yıl bu konuda konuşmama” cezasıyla bu hapis ertelendi. Eğer suç tekerrür ederse Tayyar hapse girecek… Bu saçma sapan yargı zihniyetine göre Tayyar, beş yıl boyunca Ergenekon konusunda yazamayacak. Yayla da Kemalizm hakkında yazamayacak… Eğer yazar da yine bir “yanlış” yaparlarsa içeri girecekler… İddianamede olan, herkesin okumasına açık bir şeyi yazdı diye bir gazeteciye nasıl ceza verilir? Ahmet Kekeç’in dediği gibi iddianameyi yayınlamanın kendisi suç haline getirilsin o zaman… Toplumun istifadesine açık bir metinden alıntı yapmak nasıl suç olur ey Türk hâkimleri ve savcıları?
Bir de “Avrupa’dan hâkim ve savcı ithal edilmeli” diye yazınca bana kızan bir sürü mail gönderiyorsunuz… Yargıya dair manzara ortada… Ne söylenebilir Allah aşkına?
6 Yorum
Yazan:HAKAN YILMAZ Tarih: Eki 3, 2009 | Reply
Akp’ye oy verenlerin bir çoğununda cahil ve hain kesim olduğunu düşünürsek akp en az %30’larda oy alır. Temennimiz CHP’nin tek başına iktidar olmasıdır ama en kötü ihtimalle bir koalisyon kurulmalıdır. Eğer akp bir kez daha tek başına iktidar olursa bu ülke 5-10 yıl içinde kürt-islam devletine dönecektir.
Yazan:eg Tarih: Eki 3, 2009 | Reply
“Akp’ye oy verenlerin bir çoğununda cahil ve hain kesim olduğunu düşünürsek akp en az %30′larda oy alır. ”
:)Allah iyiliğinizi versin e mi? bu chplilerin de kendilerini “buğday ambarındaki bilge” konumuna sokmaları çok eğlendirici ne diyeyim. siz bizi eğlendirin biz de sizin vicdanınızı dürtelim, kim kazanırsa artık bahtımıza:))
Yazan:kuvvetlemuhtemel Tarih: Eki 4, 2009 | Reply
Çok enteresandır ki arkadaşın bahsettiği cahillik %40lara %50lere tekabül ediyor. Yani geriye kalanlar cahil ve hain değil 🙂
Bu kemalist tutum 80 yıldır böyle. Biz biliriz biz yaparız biz biz biz.. lakin ne üretkenlik nede başka bir icraat var! Ben kendimi solda adleten bir insanım. En büyük tehlikeyi kemalist burjuva olarak görüyorum. Son zamanlarda aşırı derecede şovenistleşen bu kesim haddini aşıyor.
AKP gelirsek! Tabi AKP amaca giden yolda emperyalizm bağını ne kadar sürdürür bilemem. Lakin AKP nin tabanında okadar çok antidemokratik insan var ki bunlar başka bir sağ partiye kayabilir.
Selam ve dua ile..
Yazan:Ali Duman Tarih: Eki 4, 2009 | Reply
dört bir yanımız düşmanla çevrili, tüm dünya ülkeleri bizi yıkmaya ant içmişler, içimizde ise hainler ve cahiller…..(%30 mu desem %40 mı yoksa %47 mi)
eline çekiç alan heryeri çivi olarak görürmüş, misalindeki gibi bu kemalizm kendinden olmayan herkesi düşman görüyor, acaba bu durumun bir tedavisi mümkün mü? mümkün ise de milyonlarca hastalıklıyı tedavi edebilecek sayıda uzman var mı? donanım mevcut mu? bu tedavinin maliyeti ne tutar, bizi batırır mı?
içte ve dışta yedi düvel bir oldu batmadık, batıramadılar…. amma velakin korkarım ki bu paranoyanın tedavisi bizi batırabilir. aman dikkattt ve acilen bir hal çaresi, alimallah batacağız paranoyadan ve tedavi giderlerinden.
(eyy neredesiniz erke dönergecinin vatansever, milliyetçi büyük icatcıları, düştük ocağınıza el aman bir çözüm ihsan eyleyin bize :):):):)
Yazan:Osman ÇELEBİ Tarih: Eki 4, 2009 | Reply
Kemalizm eleştirisini eyvallah yapıyoruz.. Lakin bu derecede milliyetçi vatansever düşmanlığı saçma.. ırkçılığa şovanizme karşıyız eyvallah ta herkes vatanseverdir.. Bu sitede en dikkat ettiğim husus bu!
Çok acımasız bir eleştiri var.Mesela Hulki cevizoğlu ile ayrı düşünsemde Banu Avarla aynı dünya görüşünü paylaşmasamda bunlara saygım var.
Kültürle emperyalizmi kabul etmiyor mu bu site sakinleri?
Yazan:MY Tarih: Eki 4, 2009 | Reply
Osman Bey Selam,
Bu aksam Türkiye saati 22:30 itibariyle 22.650 yorum yazilmis. “site sakinleri” diye genellemek zor, ayda 40 bin kisi geliyor ortalama, günde 2 ila 3 bin ayri kullanici. Okuyucu ve yorumcularimizin %15’i yurtdisindan, Almanya, ABD ve Fransa basta.
Vatanseverlik, milliyetçilik konusu Türkiye’nin yeniden tarif etmesi gereken bir mesele. Biz genel olarak Atatürk milliyetçiliginin çöktügü kanaatindeyiz. Tabi her yazarin fikri farkli olabilir.
Yaklasik 50 yazar 1500 makale girmisiz iki yidir. Birbirimizden ve okurlarimizdan da etkileniyoruz, 2 yilda fikirlerimizde de degisim oldu, hem kendimde hem de diger yazarlarda bunu görüyorum.
Yazarlar olarak belli bir fikri ve vicdani zeminde bulusmaya gayret ediyoruz ama tektip fikir olusmasini da istemiyoruz, bu DD’nin sonu olur. Zaman zaman çok farkli düsünceleri savunabiliyoruz ki milliyetçilik de dahil buna:
2 örnek vermek gerekirse
Haydaaa… Kongolu neden istiklâl marşı söylemiş ki?
Ermenilerden özür dilemek aydın pornosu mu oldu?