Main Content RSS FeedYazılar

Türkiye, Somali ve Atak: Silah Satışının Çok Ötesinde Bir Hamle »

Türkiye’nin Somali’ye Yeni T129 ATAK Helikopteri Teslimatı ve Stratejik Derinleşme

Türkiye, Afrika kıtasında savunma sanayi ihracatını ve askeri iş birliklerini artırmaya yönelik stratejik hamlelerine devam ediyor. Son dönemde Somali’ye yapılan üç adet T129 ATAK taarruz helikopteri teslimatı, bu stratejinin önemli bir kilometre taşını oluşturuyor.

Bu teslimat, Türkiye’nin Somali ile sürdürdüğü kapsamlı savunma ve güvenlik işbirliğinin yalnızca bir parçası olarak değerlendiriliyor. Somali ordusunun envanterine daha önce dahil ettiği Bayraktar TB2 ve Akıncı TİHA (silahlı insansız hava araçları) ve genel maksat helikopterlerine eklenen ATAK helikopterleri, ülkenin güvenlik kapasitesinde ciddi bir güç artışı sağlıyor. Ankara’da eğitilen pilotlar tarafından kullanılacak olan bu platformlar, özellikle Eş-Şebab gibi terör örgütleriyle mücadelede kritik bir rol üstlenecek. Yazının devamı

Gece Yarısı Kütüphanesi – Matt Haig »

Matt Haig’in Gece Yarısı Kütüphanesi, bireyin yaşamındaki tercihler, pişmanlıklar ve olasılıklar üzerine kurgulanmış modern bir varoluş anlatısıdır. Roman, bir fantastik kurgu çerçevesi içinde, felsefi ve psikolojik derinlik taşıyan evrensel bir sorgulamayı gündeme getirir: Farklı kararlar verilmiş olsaydı, hayat nasıl olurdu? Ve daha önemlisi, başka bir hayat gerçekten daha iyi olur muydu?

Eserin merkezinde, yaşamdan umudunu kesmiş genç bir kadın olan Nora Seed yer alır. Nora’nın hikâyesi, sadece bir bireyin depresyonla mücadelesi değil, aynı zamanda modern toplumun insan üzerinde yarattığı baskıların da bir yansımasıdır. Hayatının anlamsızlaştığına inandığı bir anda, kendini “Gece Yarısı Kütüphanesi” adlı gizemli bir mekânda bulur. Bu kütüphane, her bir kitabıyla Nora’ya farklı bir hayatı deneyimleme imkânı sunar. Her kitap, geçmişte alınmamış bir kararın izinden gidilen alternatif bir yaşamı temsil eder.

Romanın başarısı, fantastik öğeleri bir araç olarak kullanıp derin psikolojik meseleleri anlaşılır bir dille ele alabilmesindedir. Haig, çok katmanlı bir anlatım kurmadan da etkileyici sorular sorabilmekte, okuyucuyu içsel bir yolculuğa davet edebilmektedir. Kitap, her ne kadar geniş kitlelere hitap edecek şekilde sade bir üslupla kaleme alınmış olsa da, arka planında Stoacı felsefeden varoluşçu sorgulamalara kadar uzanan düşünsel bir damar barındırır. Yazının devamı

Günübirlik Hayatlar – Irvin D. Yalom »

GÜNÜBİRLİK HAYATLAR / GERÇEK PSİKOTERAPİ ÖYKÜLERİ IRVIN D. YALOMIrvin D. Yalom’un Günübirlik Hayatlar adlı eseri, psikoterapi pratiğinin ötesine geçerek, insan ruhunun kırılganlıklarını ve direncini edebi bir dille ortaya koyan çarpıcı bir metindir. Alanında dünyaca tanınan bir psikiyatrist olan Yalom, bu kitabında, gerçek seanslardan derlediği on öykü aracılığıyla hem bireysel psikodinamiklerin karmaşıklığını hem de psikoterapistin iç dünyasını okura açar. Her bir vaka, kısa süreli terapi sürecine dair birer pencere niteliğinde olsa da, gerçekte çok daha derin ve evrensel sorulara işaret eder: Acı nedir, değişim mümkün müdür, insan kendine nasıl bakar?

Kitap boyunca Yalom, danışanlarıyla kurduğu ilişkilerdeki etik, duygusal ve profesyonel sınırları dikkatle sorgular. Bu noktada en dikkat çeken unsurlardan biri, terapistin mutlak bir otorite ya da nötr bir figür değil, zaman zaman kendi iç çatışmalarıyla da boğuşan bir insan olarak resmedilmesidir. Yalom’un dili, teknik terimlerden uzak, yalın ve etkileyici bir anlatım sunar. Psikanalitik kuramın ve varoluşçu felsefenin izlerini taşıyan bu metin, akademik bir soğukluktan ziyade, samimi fakat ölçülü bir iç görüyle kaleme alınmıştır.

Her bir hikâyede farklı bir insanla karşılaşılır; ölüm korkusu, yalnızlık, anlam arayışı, reddedilme gibi temalar etrafında şekillenen bu portreler, aslında tekil hikâyelerin ötesinde kolektif bir insanlık deneyimine işaret eder. Bir danışanının kanserle yüzleşmesi, bir diğerinin yaşamı boyunca ilk kez bağ kurmaya çalışması ya da bir başkasının geçmişin izlerini silme çabası, evrensel psikolojik mücadelelerin yankıları gibidir. Yalom, bu süreçleri aktarırken hiçbir zaman danışanlarının mahremiyetini zedelemez; aksine, onlara gösterdiği saygı, metnin en temel etik çerçevesini oluşturur. Yazının devamı

Yaz tatilinde okumak için 7 kitap… »

 

Franz Kafka – Dönüşüm

Bir sabah uyanıyorsunuz ve gece boyunca bir böceğe dönüştüğünüzü fark ediyorsunuz. Hayatınız artık yer seviyesinde nasıl olacak? İşte bu, Franz Kafka’nın en ünlü kısa öyküsü olan Dönüşüm’de Gregor Samsa’nın başına gelen şey. Ailesiyle birlikte yaşayan ve sürekli iş seyahatlerine çıkan bir satıcı olan Gregor, bir sabah kalktığında kahverengi, şişkin bir karna, zırh gibi sert bir sırta ve birçok bacak çiftine sahip bir hamamböceğine ya da tahtakurusu benzeri bir yaratığa dönüşmüş olduğunu keşfeder.

Yataktan çıkmaya çalışır ama yeni böcek bedeniyle bu oldukça zordur. Ailesi onun korkunç dönüşümünü görünce, annesi bayılır. Babası, korkunç yaratığı odasına geri itmek için bir baston alır. Sadece kız kardeşi Gregor’a biraz şefkat gösterir ve ona her gün yemek getirir.

Daha önce oğullarına bağımlı yaşayan bu aile, artık ekmeklerini kendileri kazanmak zorundadır. Gregor, odasının dört duvarı arasında yaşamaya mahkûm olurken, ailesi günlük yaşamlarına dönmüş ve onun haline kayıtsız kalmıştır. Kafka bu kısa öyküyü birkaç gece içinde yazdığında 29 yaşındadır. Hâlâ ailesiyle yaşamaktadır. Baskıcı bir baba figürü altında boğulmaktadır. Aslında en endişe verici dönüşüm Gregor’unki değil, ailesinindir. Hikâye ilerledikçe onların garip canavarlıkları ortaya çıkar. Asıl iğrenç yaratık, hâlâ ailesine sevgi gösterebilen oğul değil; onu dışlayan ebeveynler ve kız kardeştir.

İnsanın dünyadaki absürtlükle karşılaşmasının sembolü olan bu eser, toplumdaki dışlama mekanizmalarının Yazının devamı

İngiltere-ABD Serbest Ticaret Anlaşması »

İngiltere ile ABD arasında imzalanan yeni serbest ticaret anlaşması, bir “fırsat” gibi sunulsa da, aslında İngiliz ekonomisi için tarihi bir hata olabilir. Bazı yorumculara göre, bu anlaşmanın etkileri 1929 Büyük Buhranı’ndan bile daha yıkıcı olabilir. Peki neden?

Halihazırda Zayıflamış Bir Ekonomi

İngiltere ekonomisi, son 18 yıldır neredeyse yerinde sayıyor. Büyüme düşük, verimlilik artmıyor, reel ücretler geriliyor. Yaşam maliyeti patladı, servet eşitsizliği arttı, ülkenin en zengin kesimi İngiltere’yi terk ediyor. Örneğin 2022 yılında 1.400’den fazla yüksek gelirli kişi İngiltere’den taşındı. Yalnızca 2023’te Londra’dan ayrılan milyoner sayısı 3.200’ü buldu.

Bu kriz ortamında ABD ile yapılacak bir ticaret anlaşması, yeniden canlanma umudu yaratmıştı. Ancak sonuçlar bu beklentilerin tam tersi yönde ilerliyor.

ABD ile Ticaret Zaten Dengeliydi

İngiltere ile ABD arasındaki dış ticaret dengesi son derece istikrarlıydı. 2023 verilerine göre:

  • İngiltere, ABD’ye yaklaşık 60 milyar dolarlık mal ihraç etti.
  • ABD’den 57 milyar dolarlık ithalat yaptı.
  • Ticaret açığı: Sadece 2 milyar dolar — çok düşük ve ekonomik olarak önemsiz.

Hizmetlerde ise İngiltere’nin büyük bir fazlası vardı:

  • İngiltere’nin ABD’ye hizmet ihracatı: 118 milyar dolar
  • ABD’nin İngiltere’ye hizmet ihracatı: 50 milyar dolar
  • Fazla: 68 milyar dolar

Bu tabloya rağmen ABD, İngiltere’ye sanki devasa bir açık veriyormuş gibi baskı yaptı ve Yazının devamı

Hindistan Hava Kuvvetleri’nin 6 Zaafı »

Hindistan Hava Kuvvetleri’nin Pakistan karşısında yaşadığı hezimet, dünyanın dört bir yanındaki analistler tarafından dikkatle incelendi ve yorumlandı. İşte bu değerlendirmelerin birleştiği 6 kusur:

1. Yanlış siyasi hesaplama:

Hindistan, sadece Pakistan kontrolündeki bölgelerdeki militan kamplarını hedef alarak, Pakistan ordusunu doğrudan hedef almamayı tercih etti.
➤ Bu yaklaşım, Pakistan’ın misilleme yapmayacağı varsayımına dayanıyordu.
Pakistan hava savunma sistemlerine müdahale edilmedi, bu da hava sahasını Pakistan’a açık bıraktı.

2. Yetersiz taktiksel hazırlık ve kötü operasyon planlaması:

Hindistan Hava Kuvvetleri, Pakistan’ın hava müdahalesine hazır değildi.
➤ Saldırı uçakları yetersiz sayıdaydı ve savunmasızdı.
Yüksek irtifadan ve düzensiz olmayan rotalarla uçtular, bu da tespiti kolaylaştırdı.
Düşman pususuna açık bir uçuş profili izlendi.

Yazının devamı

Hindistan-Pakistan Çatışmasının Stratejik Sonuçları ve Türkiye »

 

22 Nisan’daki kanlı terör saldırısının ardından Hindistan, 7 Mayıs gecesi “Sindoor Operasyonu” adı verilen geniş kapsamlı bir askeri harekât başlattı. Bu operasyon kapsamında Pakistan toprakları ile Pakistan kontrolündeki Keşmir’deki hedefler, hava saldırıları ve füze atışlarıyla vuruldu. Hindistan gelişmiş mühimmatlar kullandı: Fransız yapımı SCALP-EG seyir füzeleri, HAMMER güdümlü bombalar ve BrahMos süpersonik füzeleri gibi cephaneler devreye sokuldu.

Ancak beklenen üstünlük sağlanamadı. Hindistan Hava Kuvvetleri, en az iki savaş uçağını – bir Rafale F3R ve muhtemelen bir Su-30MKI ya da MiG-29UPG – kaybetti. Bu kayıplar, Pakistan Hava Kuvvetleri’nin hızlı ve etkili karşılığıyla gerçekleşti. Çin yapımı PL-15 uzun menzilli hava-hava füzeleriyle donatılan J-10C uçakları, Saab Erieye erken uyarı sistemleriyle koordine şekilde görev yaptı.

Üç gün boyunca süren karşılıklı saldırılarda, her iki taraf da dronlar ve balistik füzelerle karşılık verdi. Askerî üsler ve hava savunma sistemleri hedef alındı; operasyonların tam etkisi henüz netleşmedi. Ancak bu çatışma, Hindistan’ın Pakistan’ın hava muharebe kapasitesini yeterince ciddiye almadığını ve bunun ciddi bir taktiksel başarısızlıkla sonuçlandığını gösterdi.

Yazının devamı

Nükleer Gücüne Aşırı Güvenen Hindistan Ordusunun Zaafları »

  • Stratejik Koordinasyon Eksikliği
    Kara, hava ve deniz kuvvetleri arasında yeterli koordinasyon sağlanamaması, operasyonel etkinliği azaltıyor. Bu durum, özellikle hava savunma sistemlerinin etkin kullanılmasını engelliyor.

  • Pilot Eğitimi ve Uçuş Disiplini Sorunları
    Pilotların eğitim seviyelerindeki yetersizlikler ve uçuş disiplinindeki eksiklikler, hava operasyonlarında beklenen başarıyı getirmiyor. Bu durum, savaş uçaklarının etkinliğini azaltıyor.

  • Modern Silah Sistemlerinin Etkin Kullanılamaması
    Gelişmiş silah sistemlerine sahip olunmasına rağmen, bu sistemlerin etkin kullanımı konusunda eksiklikler bulunuyor. Özellikle hava savunma sistemlerinin koordinasyon eksikliği ve personel eğitimi konularında yetersizlikler olduğu ifade ediliyor.

Yazının devamı

Fransız Rafale ve Çin J-20 karşılaştırması »

Aşağıdaki tablo, Chengdu J-10CE (Pakistan’a satılan ihracat versiyonu) ve Dassault Rafale (Hindistan’a satılan ihracat versiyonu, özellikle Rafale C/B varyantları) için ayrıntılı bir karşılaştırma sunuyor. Tablo, hız, motor gücü, ağırlık, menzil, radar, aviyonik, silahlar ve diğer kritik performans parametrelerini içerir. 
Önce özet bilgiler, notlar ve analiz:
  1. Hız: J-10CE, yüksek irtifada 2,400 km/sa (Mach 1.8) hıza ulaşabilir, Rafale’nin 1,912 km/sa  hızından biraz daha fazla. Ancak, muharebe hızları genellikle ses altı veya transonik olup, her iki uçak benzer performans gösterir.
  2. Motor Gücü: Rafale’nin çift M88 motoru, art yakıcı ile 150 kN toplam itiş gücü sunar ve J-10CE’nin tek WS-10B motorunun 130–140 kN itiş gücüne kıyasla daha fazla güç ve yedeklilik sağlar. Bu, Rafale’ye sürekli performans ve hayatta kalma avantajı kazandırır.
  3. Menzil: Rafale, ~3,700 km menzili ile J-10CE’nin ~2,600 km menzilini geride bırakır; bu, Hindistan’ın geniş coğrafyası için özellikle önemlidir.
  4. Radar ve Aviyonik: Her iki uçak da AESA radar kullanıyor, ancak Rafale’nin Thales RBE2 radarı ve Spectra elektronik harp paketi, daha üstün durumsal farkındalık ve karşı önlemler sunar. J-10CE’nin AESA radarı modern ancak muharebede daha az kanıtlanmış.
  5. Silahlar: Rafale’nin Meteor füzesi (150+ km menzil), J-10CE’nin PL-15E füzesine (~150 km) üstünlük sağlar ve 14 bağlantı noktası, daha ağır bir yük (9,500 kg vs. 5,600 kg) taşıyabilir. Rafale’nin SCALP ve Exocet ile çok rollü kabiliyeti daha geniştir.
  6. Manevra Kabiliyeti: Her ikisi de delta kanat ve kanard tasarımına sahip, ancak J-10CE’nin tek motorlu hafif gövdesi düşük hızlarda biraz daha iyi çeviklik sunabilir; Rafale’nin çift motoru ise yüksek hızda daha iyi kontrol sağlar.
  7. Maliyet: J-10CE (40–50 milyon $) Rafale’den (100–120 milyon $, Hindistan destek paketi dahil) çok daha ucuzdur, bu da Pakistan gibi bütçe odaklı hava kuvvetleri için caziptir.
  8. Stratejik Bağlam: Hindistan için Rafale’nin gelişmiş aviyonikleri, daha uzun menzili ve Meteor füzesi, Pakistan’ın J-10CE’sine karşı özellikle görsel ötesi (BVR) muharebede niteliksel bir üstünlük sağlar. Ancak J-10CE’nin düşük maliyeti ve modern sistemleri, özellikle Hindistan’ın eski uçakları (ör. Su-30MKI) karşısında ciddi bir tehdit oluşturur.

 

Yazının devamı

İlkel Silahlar ve Modern Tabancalar Arasındaki Şaşırtıcı Benzerlikler: Menzil, Güç, ve Taktiksel Anlam »

1. İlkel silahların performansı: Sapan, yay, modern sapan (lanset)

İnsanlık tarihine baktığımızda, savaş teknolojilerinin sürekli evrildiğini, çeliğin, barutun, hatta günümüzde algoritmaların cepheye taşındığını görürüz. Ancak şaşırtıcı olan şu ki: binlerce yıl öncesinin bir frondeur’u (sapan ustası) ile günümüzün tabanca taşıyan piyadesi arasında, menzil bakımından düşündüğümüz kadar büyük bir fark yok. Çünkü silahlar değişse de, onu kullanan insanın görme, taşıma ve tepki verme sınırları neredeyse aynı kalmıştır. Bir başka deyişle, insan bedeni hâlâ bu denklemin sabit değişkenidir. Bu makalede, o sabitin etrafında şekillenmiş silah sistemlerini, ilkel sapanlardan modern tabancalara kadar karşılaştırmalı olarak ele alıyoruz ve bazı “ilkel” silahların neden hâlâ şaşırtıcı derecede etkili olabildiğini sorguluyoruz.

Makalenin sonunda ise yapay zekâ, lazer, elektromanyetik top, hipersonik füzeler ve SİHA’lar ile yeniden şekillenen savaş meydanlarında insanın (askerin) yeni konumunu sorgulayacağız.

Yazının devamı