RSS Feed for This Post

Zaman Gazetesi ırkçı mı oluyor?

zaman_hunting.jpgSamimiyetle söylemem gerekirse Türk gazeteleri içinde en beğendiklerimden biri Zaman. Ama “dinî hassasiyeti” değil  takdir edilecek olan. Özetlersem:

  • 1) Olumlu haber vermekten korkmamaları,
  • 2) Bazı kaliteli yazarların demokrasiye verdikleri destek,
  • 3) Etyen Mahçupyan gibi gayrimüslimlere sayfalarını açarak ezber bozmaları,

takdiri hak ediyor.Genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı da meslektaşlarını eleştirmekten korkmaz, sık sık sağduyu çağrısında bulunur. Farklı kültür ve inançlara saygı göstermelerini ister. Gelin görün ki terzi söküğünü dikemiyor her zaman. Peygamberimiz boşuna dememiş,(mealen) “başkalarının kusurlarıyla değil kendi kusurlarınızla uğraşın” diye. Sayın Dumanlı’nın başka gazetelere bakmaktan artık Zaman okumaya vakti olmuyor herhalde.

Bugünkü Zaman’da “öldüren” bir haber: “Sünnetsiz kundakçı DTP adına kurban derisi toplamış

Aslında Zaman bunu ilk defa yapmıyor ama bu kez altını ısrarla çizmekte fayda var. Hıristiyan öldürmenin biraz daha “ucuz” olduğu garip bir adalet sistemimiz var. Yeni anayasanın ve yargı reformunun bu konuda yavaş ama kalıcı iyileştirmeler getireceği umuluyor.

Ama Gülen aracılığıyla “dinler arası diyalog” ve Tayip Erdoğan’ın liderliğinde “medeniyetler ittifakını” savunurken Hıristiyanların potansiyel suçlu gösterilmesine yarayabilecek böyle haberler kanla bayrak resmi yapanlar kadar rahatsız etmeli sağduyu sahiplerini.

Elbette şu veya bu suç örgütünde gayrimüslim üyeler olabilir. Hatta ASALA gibi çoğunluğu veya tamamı bir dinden ya da bir etnik gruptan olabilir bazı örgütlerin. Eğer emniyetin veya istihbarat servislerinin kullanabileceği bir bilgi varsa toplar ve yargı gerekeni yapar.

Ama bir gazete “hah zaten bütün suçları bu sünnetsizler işliyor” gibilerinden ırkçılık veya bölücülük yapmaya kalkışırsa gazete olmaktan çıkar, Hürriyet gibi bir şey olur.

Zaman’daki acemi gazetecilere bir parça tarih okumalarını tavsiye ederim: Nazi işgali altındaki Fransa’da Yahudi “avlamak” için insanlar yolda durdurulup pantolonları indiriliyordu polis tarafından. Yani bu sünnetli/sünnetsiz avının nerede duracağını kimse bilemez. Aidiyet üzerinden yapılan gazetecilik ne bu mesleğe yakışır, ne Türkiye’ye hizmet eder ne de Müslümanlara.

 

Kitap tanıtan kitap 1

Kitap okumak… Jean Paul Sartre, Nazan Bekiroğlu, Toshihiko Izutsu, Henri Bergson, Mustafa Kutlu, Dostoyevski, Elif Şafak, Clausewitz, Sadık Yalsızuçanlar, Alber Camus ile sohbet etmek… Suyun resmine bakmakla yetinmeyen, su içmek isteyenler için var kitaplar. Mesnevî var, El-Munkızü Min-ad-dalâl, Kitab Keşf al Mânâ, Er-Risâletü’t-tevhîd var.  Elinizdeki bu kitap Derin Düşünce yazarlarının seçtiği kitapların tanıtımlarını içeriyor. Bizdeki yansımalarını, eserlerin ve yazarların bıraktığı izleri. Farklı konularda 44 kitap, 170 sayfa. Zaman’a ayıracak vakti olanlar için… Buradan indirebilirsiniz.

 

Aydın kimdir? Muhafaza’nın ve Değişim’in kimyası

Aydın konusu gerçekten sorunlu görülüyor. Her ideoloji, her grup kendi liderini, kahramanını aydını ilan ediyor çünkü. Tam da bu sebeple tanımından önce başka bir sıfata daha ihtiyaç duyuluyor: Reformist aydın, muhafazakar aydın, Kürt aydını, Türk aydını, vs.. Kısacası “aydın olmak” hem toprak(toplum) hem de tohum(aydın) gibi üzerinde durulup incelenmesi yazılıp çizilmesi gereken bir kavram. Değişimin adresi kabul edilen Aydın’ın tanımı konusunda muhafazakar olunabilir mi?” 130 sayfalık bu kitapta modernleşme sürecinde Aydın’ı ve Aydınlanma’yı sorgulayan bakış açıları bulacaksınız. Ama teori ile yetinmeyen,  fikrin eyleme dönüşmesini, Cumhuriyet’i, demokrasiyi ve sivil itaatsizlik olgusunu da sorgulayan yazılar bunlar. Buradan indirebilirsiniz.

 İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında

Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Aksi takdirde dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle dayatılması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. İyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor. 21ci asırda Müslümanca yaşamak kolay değil. Yani İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri korumak ama son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi-İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü  sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

Zaman Nedir?

“…Geçip gitmiş olmasa “geçmiş” zaman olmayacak. Bir şey gelecek olmasa gelecek zaman da olmayacak. Peki nasıl oluyor da geçmiş ve gelecek var olabiliyor? Geçmiş artık yok. Gelecek ise henüz gelmedi. Şimdiki zaman sürekli var ise bu sonsuzluk olmaz mı? ”  diyordu Aziz Augustinus. Zira kelimeler yetmiyordu. “Zaman Nedir?” sorusuna cevap verebilmek için kelimelerin ve mantığın gücünün yetmediğı sınırlarda Sanat’tan istifade etmek gerekliydi : Sinema, Resim ve Fotoğraf sanatı imdadımıza koştu. Ama felsefeyi dışlamadık: Kant, Bergson, Heidegger, Hegel, Husserl, Aristoteles… Bilimin Zaman’a bakışına gelince elbette Newton’dan Einstein’a uzandık. Bilimsel zamandan başka, daha insanî ve MUTLAK bir Zaman aradık. Delâilü’l-İ’câz, Mesnevî, Makasıt-ül Felasife , Telhis-u Kitab’in Nefs ve Fütuhat-ı Mekiyye gibi eserler Zaman-İnsan ilişkisine bambaşka perspektifler açtı. Zaman’ın kitabını buradan indirebilirsiniz.

Tarih şaşırmaktır

Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir… Buradan indirebilirsiniz. 

 

 

Kendi ülkesini işgal eden ordu

Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Beceriksiz ordular disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler.  İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek  KORKU PROPAGANDASI yaparlar. Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler. Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 55 Yorum

  2. Yazan:snowqueen Tarih: Oca 16, 2008 | Reply

    zaman gazetesinin Etyen Mahçupyan gibi yazarlara yer açmasini, demokrasi sevdasi yüzünden degil kemalizm karsitligi yüzünden
    tabiri caizse ‘düsmanimin düsmani benim dostumdur’ mantigiyla oldugunu düsünüyorum. bide ilginçtir, zaman gazetesi okuyucu yorumlarina ne zaman haberin içerigine muhalif birsey yazsam,
    hiç bir zaman yayinlanmiyor.

    ‘sünnetsizlik’ ten baska, zaman yusuf halaçoglu’na da derin sempati göstermisti.

  3. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Oca 17, 2008 | Reply

    ’sünnetsizlik’ ten baska, zaman yusuf halaçoglu’na da derin sempati göstermisti.(SnowQueen)

    malesef, o siralarda ZAMAN anlamsizca bu adamin reklamini yapmisti. (eyvah! gene “bu adam” dedik!)

    Bir konuk yazarimiz da bu konuya deginmisti : Paris Hilton da Türk müydü?

  4. Yazan:snowqueen Tarih: Oca 17, 2008 | Reply

    AK Parti’nin Alevi kökenli milletvekili Hüseyin Tuğcu, Aleviliğin bir din değil, meşrep olduğunu belirterek cemevlerinin camilere alternatif ibadet yeri olamayacağını söyledi. İbadethane talebini ’son derece tehlikeli’ bulduğunu belirten Tuğcu, “Bunu Marksist-ateist çizgide üç-beş kuruluş istiyor.” dedi. “Aleviler öz be öz Müslüman’dır” diyen Alevi vekil şunları söyledi: “Cemevleri, Nakşî, Kadirî, Rufaî gibi topluluklarda olduğu gibi özel buluşma yerleridir. Camiler ise Alevi-Sünni her Müslüman için genel bir mekândır. Buraya herkes gidebilir.”
    Cami düşmanlığı yapan Alevilerin, İslam tarihini, Hz. Muhammed’i, Hz. Ali’yi, Ehli Beyt’i ve 12 İmam’ı bilmediklerini ifade eden Hüseyin Tuğcu, “Bunların bir kısmının kökeni araştırıldığında, ya Ermeni ya Rum çıkmaktadır.”
    http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=638883

    zaman gazetesinin Tuğcu konusunda tavri nedir sizce, katiliyorlarmi yoksa katilmiyorlarmi?

  5. Yazan:rafet günay Tarih: Oca 17, 2008 | Reply

    mehmet yılmaz bey siz meseleyi sadece gazetenin bir günlük meselesine göre değerlendiriyorsanız hata ediyorsunuz demektir.populist olmak için şu an tirajda birinci gazeteyi hazmedemeyenlerden misiniz?
    zamanın ingilizce nüshası TODAYS ZAMAN’I eğer okusaydınız o zaman anlayacaktınız ne anlatmaya calıştıklarını.

    Batıya sırtını dönen ve civilization foruma desteklerini görmezden gelen ve de eğer hala ekrem beyin dediklerine takılıyorsanız dünkü ali bulaç bey efendinin yazısını okumasını şiddetle tavsiye ederim.

    hürmetler.

  6. Yazan:Haci AKAN Tarih: Oca 17, 2008 | Reply

    Türkiye de gizli bir kalem vardir. Manipule ettigi haberleri tüm medyaya gönderir ve yayinlanmasini rica! eder. Bu tip haberler genellikle bilinir icerik olarak bazen farkli da yayinlansa da ayni kaynaktan yazildigi kusku götürmez. Bu haberler/ manipulasyonlar kürt meselesi ile alakalidir. Kürtlerin ne kadar terörist oldugunun dellileridir. Zaman gazetesi de diger gazeteler gibi zaman zaman bu haberleri yayinlar.

    Belki de türk olmak, kürt karsiti olmanin geregidir. Türk, irkcilik kokan milliyetciligi ile kimlik sahibidir. Kisisel bütünlügü oturmamis türkün yegane silahi kibiridir. Güclü olandan yana tavir takinir, mazlumlara kafa tutar.

    Zaman gazetesinin beslendigi kaynak ta türkcü dür. Fetullah Hocanin cizgisin dedir. Peki Fetullah Hoca nin kürtlere bakisi nasildir ? Said-i Nursi/ Kurd-i nin Risale sin deki Kurdlerle ilgili bölümleri cikartmistir. Bu tek basina kurde bakisini ele veriyor.

    Kisacasi, kürt meselesi her iki tarafinda üzerinde anlasabilecegi bir cözüm bulunmadikca ,türkler irkcilik vebasindan kurtulmayacak. Maalesef, Türkiye yi cagdas ülkeler düzeyine tasimayacaktir. Türk Medyasi hic bir zaman tarafsiz olamayacaktir. Türkün gelecegi kürt meselesin den dolayi ipotek altindadir. Ya cözüm ya ver kurtul. Karar sizin.
    ‘selam ve sevgilerimle

  7. Yazan:MY Tarih: Oca 18, 2008 | Reply

    Sayin Haci,

    Manipülasyon konusunda size katiliyorum. Kanimca ZAMAN muhabirleri bazen gazetenin disindaki güçlere alet oluyorlar. Yilbasinda Taksim’de turist kizlari taciz edenlerin iranli oldugunu da gizli bir sevinçle anons etmislerdi.

    Ama yorumunuzun geri kalan kisminda bir tür hinç seziliyor, sanki bir Türk nefreti. Bu da elestirdiginiz irkçilar ile ayni saflarda yer almaniza sebep olabilir kanaatimce.

    Zira nazarimda Türkçü irkçilar ile digerleri arasinda hiç bir fark yok.

    Saygilar

  8. Yazan:MY Tarih: Oca 18, 2008 | Reply

    Selamlar Rafet Bey,

    Ben size ZAMAN’dan güzel bir yaziyla karsilik vereyim (zira hâlâ zevkle ama temkinle okumaya devam ediyorum)

    —— ALINTI ——-
    Koynumdaki akrebi haber verene rahmet!..

    Hakiki bir mümin, hakkında methiyeler dizildiği zaman sevinmediği gibi yerildiği zaman da üzülmemelidir. Aslında, insanın kendi kendisini sorgulayıp küçük göstermesi bir açıdan kolaydır; fakat, kusurlarının başkası tarafından sayılıp dökülmesi şeklindeki bir zemm fırtınası karşısında “Koynumdaki akrebi haber verene rahmet!..” diyebilmesi çok zordur.

    Devami için
    http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=639295

  9. Yazan:aytaç kurtuba Tarih: Oca 18, 2008 | Reply

    Zaman gazetesi okuru olarak ihtiyaç hissettim birkaç satır yazmaya…
    Yukarıda yazılan yorumların hepsinde haklılık payı var (ilk yorumu ayırıyorum), ancak okumaya başladağım 8 yıl önceki Zaman gazetesine göre çok seslilik açısından Türk medyasında önemli bir yere geldi gazete…
    Yazar yelpazesinde Etyen Mahçupyan’ın yanı sıra Herkül Millas (Yunanistan’dan), Leyla İpekçi , Alev Alatlı , Bejan Matur , Elif Şafak , Tamer Korkmaz , Nihal Bengisu Karaca gibi oldukça cesur kalemler var…
    Hataları savunmak için yazmıyorum ancak fikir ayrılıkları ve bunların ifade edilebildiği tartışmalar kendi içinde bile mevcutken , aynı gazeteden tek kanal sesin çıkmasını beklemek yanlış olacaktır diye düşünüyorum…
    Ekrem Dumanlı’nın olabilecek editöryal bakış hatalarını çok fazla irdelemedim ancak insan olarak ele aldığımda kendisini ,hataları olabilir insanın dönebilirse erer erdeme herkes gibi o da diyebilirim.
    Burdan çıkarak yola ,okumaya başladığım ilk yıllardan beri gelişen yazar yelpazesine denk benim de ufkum gelişti sayesinde gazetenin…
    Ki sanki herbirimizin ruhunda yok mu çelişkiler de olmasın çok sesli bir gazetede de!
    Demorasi düşe kalka öğreniliyorsa , evrensel bakış açısıda aynı yolda ediniliyor aslında…
    Hatalar oldukça eleştirip düzeltiyoruz kendimizi zamanla ve bu Zaman içinde geçerli aynı zamanda…

  10. Yazan:Basri Kartal Tarih: Oca 18, 2008 | Reply

    Sn.Snowqueen, Zaman’ın da bu tür konularda eleştirilmesini ihtiyaç olduğunu düşünenlerdenim. Ancak, eleştirinizi yaparken, Zaman’dan yaptığınız alıntıyı, gazetenin cümlesini bölmeden yasaydınız sorduğunuz soru daha anlamlı ve daha samimi olurdu. Şöyle ki,

    -..Tuğcu, “Bunların bir kısmının kökeni araştırıldığında, ya Ermeni ya Rum çıkmaktadır.” iddiasında bulundu.-

    Burada “iddasında bulundu” ifadesinin kullanıldığının görülmemsi sorunuza verilecek cevabı değiştirecek veya en azından yapılacak eleştirinin şeklini önemli ölçüde etkileyecetir kanaatindeyim.
    saygılar..

  11. Yazan:Kaan Coskun Tarih: Oca 18, 2008 | Reply

    Zaman’ın sünnetsiz Pkk’lı haberi bence gayet yerinde ve olması gerektiği gibi.
    Bugün bir çok dindar Kürt kardeşimiz pkk’ya sempati duyabilmektedir.Oysa PKK kesinlikle İslam karşıtıdır.DTP’de öyledir.O yüzden Kürt kardeşlerimiz sırf Kürt oldukları için pkk’ya sempati duyamazlar.Bilmeliler ki pkk kendi inançlarına düşman.Yani müslüman Kürdün yeri pkk yanı değildir.Zaman gazetesi bu haberde bunun altını çiziyor.
    Tek Türkiye adlı dizide de bu böyle işlenmekte.
    Ben bu haberden dolayı Zaman’ı tebrik ederim.
    Yanlız muhakkak ki herkes hata yapabilir.Zaman’ın da bir çok hatası vardır.

  12. Yazan:fizikci Tarih: Oca 18, 2008 | Reply

    Haci AKAN,

    Peki Fetullah Hoca nin kürtlere bakisi nasildir ? Said-i Nursi/ Kurd-i nin Risale sin deki Kurdlerle ilgili bölümleri cikartmistir. Bu tek basina kurde bakisini ele veriyor.

    demişsiniz.

    Ben bunu anlayamadım. Fethullah Hoca’nın ne haddine Risale-i Nur’dan bir bölümü çıkarmak? Kendisi bizzat Said Nursi’nin talebesi bile değil. O da herkes gibi Yeni Asya, Sözler Neşriyat gibi talebelere ait yayınevlerinin bastığı risaleleri okuyor. Bu iddianızı ispatlamanız mümkün mü acaba?

    Ayrıca Fethullah Hoca o kadar Türkçüyse nasıl olmuş da bir Kürt alimi kendisine üstad edinmiş? Bunu da açıklarsınız sanıyorum.

    Bir de, aklıma geldi, bu kurban bayramında Fethullah Gülen’in tavsiyesine uyan batılı işadamları Kürt köylerine gittiler, kapı kapı dolaşıp el öptüler, yanlarında götürdükleri hediyeleri dağıttılar. Bunu nasıl bi Kürt düşmanlığıyla açıklayabiliriz acaba?

    Geçtiğimiz günlerde bir DTP’li “Fethullah Hoca Güneydoğu’yu ele geçiriyor” falan demişti. Orada açılan okuma salonları, okullar ve dersanelerden çok rahatsızdı. Öyle ya; bir Kürt gencinin ne işi olabilir okumakla falan, eline silah alıp dağa çıkması lazım(!)

    Bence Kürt milleti için bugün faydalı şeyler yapan birkaç iyi adam varsa bunlardan biri hiç kuşkusuz Fethullah Gülen’dir. Nasıl oluyor da bu adamı Kürt düşmanlığıyla itham edebiliyorsunuz, anlamak mümkün değil!

  13. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Oca 19, 2008 | Reply

    Hürriyet gazetesi hayretler içinde bu haberi vermis :

    AKP Gençlik Kolları’na Rum Başkan

    Kosta Salto, Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla AKP Gençlik Kolları Başkanlığı görevine atandı.

    Bozcaada’yı her ziyaretinde Türk ve Rum halkın et ve tırnak gibi olduğunu ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son gelişinde AKP İlçe Başkanı Salih Güner’e, partisinin Gençlik Kolları Teşkilatı olup olmadığını sordu. Başkan Güner, adada çok fazla genç bulunmadığını, bu nedenle gençlik teşkilatını kuramadıklarını söyleyince Başbakan Erdoğan yanındaki Kosta Salto’yu göstererek, “İşte sana Gençlik Kolları Başkanı” dedi.

    Bu ziyaretten bir süre sonra AKP İlçe Başkanı Güner, Kosta Salto’yu, Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla AKP Gençlik Kolları Başkanlığı görevine atadı. AKP Bozcaada İlçe Başkanı Salih Güner’in çağrısıyla partiye katılan, bir süre sonra da ticaretle uğraştığı için yönetime girip, ekonomiden sorumlu Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Kosta Salto, yeni görevi için de kolları sıvadı, gençleri örgütlemek için çalışma başlattı.

    ‘HERKESİ KUCAKLIYORUZ’

    AKP Bozcaada İlçe Başkanı Salih Güner siyasi görüşleri, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun herkesin AKP’de yer almasını sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.

    Güner, “Çünkü bu topraklarda hepimiz birlikte yaşıyoruz. Dinler arasındaki dayanışma çok önemli. Kosta, Hıristiyan ben ise Müslümanım. Ama sonuçta Türk vatandaşıdır. Onu ayırmamız mümkün değil. Rengi, dini, ırkı ne olursa olsun herkesi kucaklıyoruz. AKP’nin açılımı ve kazanımı da budur. Ama aynı zamanda şunu da istiyoruz. Biz nasıl Bozcaada’da kilisenin onarımını yapabiliyorsak, Rodos Adası’ndaki camilerimizin de Rum idareciler tarafından onarılmasını istiyoruz. Amacımız toplumsal parti olmak” dedi.

    BÜTÜN GENÇLERİ ÜYE YAPTI

    Bozcaada’da doğduğunu, ilköğretimini İstanbul’da bir Rum okulunda tamamladıktan sonra adaya dönerek burada bir Türk okulunda lise eğitimini bitirdiğini ve Erzurum’da askerliğini yaptığını anlatan Kosta Salto siyasete nasıl girdiğini şöyle anlattı:

    “Parti teşkilatı kurulduğunda Salih başkanımız ‘Seni yanımızda görmek istiyoruz’ dedi. Ben de bundan mutluluk duydum ve ilçe yönetimine girdim. Sonra Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan adayı ziyaret etti. Kendisiyle görüştük. Gençlik Kolları Teşkilatı olmadığı için beni başkan olarak önerdi. Ben de teşkilatlanma çalışmalarına başladım. Gençlerle akşamları toplanıyoruz. Ben başkan olmadan önce burda bizim partide hiç genç yoktu. Şu anda adadaki bütün gençler benim üyem oldu. Benim AKP’li olmam ve arkadaşlarımın beni destekleyip, benimle olmaları mutluluk verici. Ada için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Önümüzde bir seçim var ve belediyeyi de alabilirsek o zaman daha iyi çalışmalar yapacağız.”

    “AKP’DE NE İŞİN VAR”

    Hıristiyan bir Türk vatandaşı olduğunu, AKP’de siyaset yapmasının da bazılarınca yadırgandığını söyleyen Salto, açılımcı, katılımcı bir parti olduğu için AKP’ye sıcak baktığını, Başbakan’ın ada ziyaretlerinde Rumlar’a yaklaşımı, sorunlarıyla ilgilenmesi, çözümler üretmesinin de kararında etkili olduğunu belirtti.
    Salto, “İnsanlar hep gelip bana ‘Senin ne işin var AKP’de?’ diye soruyor. ‘Sen Rumsun’ diyorlar. Ne alakası var. O zaman ben ülkeyi terk edeyim. Ben olaya AKP’liyim, Türküm, Rumum diye bakmıyorum. Benim görüş açım, bir dünya var ve herkes bunun içinde yaşıyor. Türkiye’de, Fransa’da veya Yunanistan’da olmuşum hiç önemli değil. Ben konuya böyle bakıyorum” diye konuştu.

    “İSTEYEN BAŞINI ÖRTER”

    Türkiye’de yıllardır tartışılan türban sorunuyla ilgili görüşlerini de açıklayan Kosta Salto, ülkedeki Müslümanlar’ın sürekli türbanı tartıştığını, buna anlam veremediğini vurguladı. Salto bu konuda şunları söyledi:

    “Sana ‘Niye başın açık’ diyorlar mı? O zaman ‘Niye başın kapalı’ da denmesin. Herkes istediği gibi başını açar veya kapatır. O kimseyi ilgilendirmez. Türkiye herkesin dinini özgürce yaşayabildiği bir ülke. Müslümanlar camiye giderek ibadetlerini yaparlarken, bizler de dilediğimiz gibi kiliseye giderek ibadetimizi yapıyoruz. Bir Hıristiyan olarak benim AKP’de siyaset yapabiliyor olmam Türkiye’de dinler arası çatışmaların yaşandığını ileri sürenlere örnek olsun. Tabii ki her yerde fanatikler vardır. Bugün Yunanistan’a da gitseniz bir fanatik çıkar konuşur. Türkiye herkesin özgürce yaşayabildiği bir ülkedir. Bu ülkeyi çok sevdiğim için burada kaldım ve çok mutluyum.”

    Oğlu Kosta Salto’nun AKP’de görev almasının dinler arası diyalog için bir örnek olduğunu belirten Rum Ortodoks Cemaati’nin Başkanı 70 yaşındaki baba Simyon Salto da, “Şimdi her şey gençlikten bekleniyor. Bu nedenle oğlumun siyasette girmesi iyi oldu. İnşallah iyi işler yapıp milletten teşekkür duyarlar” dedi.

  14. Yazan:TT Tarih: Oca 19, 2008 | Reply

    “Sünnetsiz kundakçı DTP adına kurban derisi toplamış”

    Bence bu başlıkta herhangi bir sakınca yok…
    meclisteki milletvekillerinin oruç dahi tutmadığı DTP adına, yani dinle diyanetle ilgisiz olan bir parti adına üstelik sünnetsiz bir sempatizanının dini bir ibadet üzerinden gelir sağlaması, haber değeri taşır ve bu başlık da haberin içeriğine gayet uygun olmuş…

    Bu haberi okuyanların sünnetsiz olmayı ya da gayrimüslim olmayı bir suçmuş gibi anlaması gazetenin değil, onu öyle anlayanların problemi….
    yoksa sürekli diyalog mesajları veren ve bunu lafta bırakmayıp uygulamaya geçiren bir yayın ve hizmet anlayışı neden bindiği dalı kessin ki?

  15. Yazan:snowqueen Tarih: Oca 19, 2008 | Reply

    @Basri Kartal

    kopyala-yapistir yaparen o kisimi seçmemisim, o yüzden çikmamis orasi 🙂

    ——
    Rum Gençlik kollari baskaninin kullandigi cümle(dinler arasi diyalog)
    zaten üç asagi bes yukari dindar, muhafazakar kesimde(özellikle de Gülen cemaati) duydugumuz bir söylemin parçasi. Dinler arasi diyalog degil aslinda, muhafazakar piyasalar arasinda diyalog:)
    (DTP’liler ‘güneydoguyu Fethullah hoca ele geçiriyor’ demis, Ece Temelkuran’in da böyle bir yazi dizisi vardi. )

    AKP’nin bu merkeze yaklasma çabalari sonuç verse de anlasilmak istenmeyen, tarihi Rum yapilarinin rant ugruna yikilip arazilerinin otel insaatlarina verilecegi gibi AKP’nin genel vizyonuyla ilgili karsi çikmalar. Otel insaatlarinin kurdelesini de bu Rum vatandas keser artik.

  16. Yazan:Balbazar Tarih: Oca 20, 2008 | Reply

    @TT:

    Anlasilan, hangi partinin kac milletvekilinin oruc tuttugunun cetelesini tutuyorsunuz. Merak ettim, CHP’den kac tane oruc tutan var? Peki, bu kriter, sadece o partinin dinsel kaynakli yardimlari alip alamayacagi sozkonusu oldugunda mi onem kazaniyor? Hani, madem bilgiyi elimizde bulundurup, gerektiginde basvuruyoruz, baska konularda karar verirken de isimize yarayabilir diye dusunuyorum. Ayrica, sahiden, dinsel kaynakli yardimlarin “siyasi” partilerde isi ne? Ac acikta mi bu siyasi partiler?

    Bir de, cehaletimi bagislayin: Islam dininde, ibadet amacli yardimlarin ulastirildigi kisiler musluman olmak zorunda midir? Mesela, kestigimiz kurbanin etini bir gayrimuslime verebilir miyiz? Hindu bir arkadasim anlatmisti, musluman komsulari kurban etinden pilav yapip getirirlermis. Onlara et yemek haram oldugu halde, ninesi “Tanri’dan gelen geri cevrilmez” diyerek pilavi alir, etlerini ayiklar, yedirirmis cocuklara. Ben de kendi capimda gururlandiydim bizim Hint muslumani kardeslerle. Hata mi etmisim?

    Alenen kafatascilik yapan haberleri savunacagiz diye bu kadar ugrasmamak lazim diye dusunuyorum. Haberi yapanin niyetinin ne oldugunu bilemeyiz, ama sonucta kitleye ulasan mesaj “sunnetsizligin kotuluk kriteri oldugu” oluyor, ve bence onemli olan ulasan mesajin ne oldugu.

    Ki Kurtculerin Islami degerleri dominant bir sekilde somur(e)mediklerini de biliyoruz. Ve gercekten, eger sorun celiskiyse, neden kendini Islami degerlerle cok daha fazla ozdeslestiren AKP’nin gayrimuslim uyeleri “olumlu” celiski oluyor da, berikilerinki olumsuz oluyor? Tamam, onlar terorist, orasina katiliyorum, ama burada sizin bahsettiginiz celiskinin terorle, bariscillikla bir ilgisi yok ki. Dinsel degerleri kullanmak ve o dinsel degerlere bagli olup olmamak arasinda bir celiski bu.

    Zaman bunu, daha once ugrastigi rektorlerin, Ermeni, Suryani kimliklerini de her firsatta vurgulayarak yapmisti. “Ama Mahcupyan yaziyor, olamaz” demenin bir faydasi yok, evet celiskili bir durum ve yapiyorlar, bu celiski de onlarin kendi sorunlari iste. Sonucta, kendisininkine aykiri her dusunceyi
    Islam’a hakaret suclamasiyla sindirmeye calisan gazetenin mi “diyalog mesajlarini uygulamaya gecirdigine” inanacagiz? ( http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=640022 ) Verilen, basbayagi haber oldugu halde, basligin haber degil, yorum niteligi tasidigina dikkat. Yorum da yorum ha. Yarin, bu hedef gosterdikleri insanlardan biri saldiriya ugrasa, her zaman yaptiklari gibi, “saldirgan imanim zayif dedi” diye baslik atarlar sanirim.

  17. Yazan:burak Tarih: Oca 20, 2008 | Reply

    Radikal gazetesiyle beraber en çok okuduğum gazetenin zaman olmasının birinci nedeni çok kaliteli yorumlar buluyor olmam. Ayrıca Hala hocaefendi referanslarına alışamamış olsam da köşe yazarları da nacizane yorumumla çok kaliteli. Özellikle Turan Alkan, Nedim Hazar, Ali Bulaç. (Mümtazer Türköne’ye ise kişisel bir antipati besliyorum)

    Zaman Gazetesi her zaman demokrasiyi savunuyoruz nidalarıyla inletiyor bütün haberlerini fakat şimdiye kadar iktidar partisine yönelik tek bir kötü eleştiriye rastlamadım haber sayfalarında. Tabii ki eleştirilecek bir şey yoksa eleştirmemeleri güzel ama biraz avanaklık olur AK Parti’nin kötü şekilde eleştirilebilecek bir şeyin olmadığını düşünmek.

  18. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Oca 20, 2008 | Reply

    Burak Bey,

    Aslinda ZAMAN’da AKP’yi elestiren çok güzel yazilar çikiyor. Bunlardan ikisiyle zenginlestirdigimiz bir makaleyi de sitemizde de yayinlamistik : (AKP Elestirilebilir mi?)

    http://www.derindusunce.org/2007/09/07/akp%e2%80%99yi-elestirmek/

    ISte bu yazidan bir alinti :

    ……
    Eğer AKP’liler bu tabloya bakarak “eh, %50 de hiç fena değil, hem biz halkın karnını doyurduk” diye düşünüyorlarsa aldanıyorlar. Kontratımız A + K idi.

    Tek başına K istemiyoruz. Yard. Doç. Dr. Bekir Berat Özipek’in ikinci yazısında çok net belirttiği gibi :

    “Zenginleşme, hukuk devletinin tesisiyle birlikte yürümezse, demokrasiyi de kırılgan bir hale getirir. Bunun Türkçesi şudur: Adaleti gereği gibi tesis etmeden kasayı doldurursanız, hırsızın iştahını kabartırsınız. Öyle bir ortamda “millî hislerle” vatanı kurtarmak isteyen de çok olur.”

    Eleştirilmeyen kurumlar yozlaşır, yobazlaşır. Eleştiriyi ve özeleştiriyi reddeden CHP’nin içine düştüğü durum AKP’lilere ibret olmalı. AKP’nin ve ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu şey kaliteli bir muhalefet.

  19. Yazan:snowqueen Tarih: Oca 20, 2008 | Reply

    Ali Bulaç’in Bekir Coskun’dan bir farkini göremiyorum.
    Hatta daha bile kötüsü.
    Fazil Say için yazdigi yazida alalen klasik müzigi kilise müzigi ilan edip ötekilestirmis ve sanatin sadece ‘islam’ olanini kabul ettigini belli etmis, birde üzerine AKP çevrelerinin kalitimsal hastaligi olan “her sakalliyi fakir halktan zannetmek” süretiyle Osmanli saray musikisini ve edebiyatini “çariklilardan” göstermeyi basarmis.
    Ama olabilece en kötü yazisi:

    “gündelik hayatta zinanın serbest olmasını sağlamak, kızlara ve kadınlara bedenlerini istedikleri gibi kullanabilecekleri; bu konuda din, aile, ahlak veya toplumun hiçbir söz ve hak sahibi olamayacağı telkininde bulunmaktadır. töre ve namus cinayetleri yargılanırken zinanın ve sivil fuhşun önü açılmak istenmektedir. oysa cinayet gibi zina da suçtur.”

    Sadece bu yazi bile Zaman’dan tiksinme sebebidir.

    Ha birde, “kisinin övülemisinin kalbi bir rahatsizlik” falan oldugunu yazan Fethullah Gülen sayfasinin altina, konuya iliskin en saygili karsi fikir yorumunun bile yazilmamasi ve sansüre ugramasi da ilginç bir ironi.

  20. Yazan:burak Tarih: Oca 20, 2008 | Reply

    Mehmet Bey(Abi)

    Makalelerde rastlıyorum ben de zaten o yuzden ozellikle “haber sayfalarında” diye belirttim. Aslında Haber sayfalarının objektif olması gerektiğinin de farkındayım. O yuzden soylemek istediğimi nasıl soyleyeceğimi de bilemiyorum ama ancak şoyle bir ornekle anlatabiliceğim. Referandum zamanında Radikal gazetesinde referandum haberinin üstünde Evet- Hayır kağıdı vardı. Ve hayır işaretliydi. Anlatabiliyor muyum yani Zaman’da da bu seçimler her zaman AK Parti yanlılığıyla süsleniyor. Son zamanlardan örnek vermem gerekirse mesela özellikle Prof. Dr. Özcan konusunda, Sn. Özcan’ın yaptığı onca gafa rağmen Zaman’ın hala Özcan’ı haklı çıkarmaya çalışması -ki bu haber sayfasında vuku buluyor- çok irite ediciydi.

  21. Yazan:Balbazar Tarih: Oca 20, 2008 | Reply

    Zaman gazetesinde ben de hic okur yorumu yayinlattirmayi beceremedim bugune kadar.

    Bence bunun iki nedeni var.

    Birincisi, Gulen bir tabu, ona yuklenen bir kutsallik var. Onun icin elestiriden, tartismadan uzak tutulmaya calisiliyor, ki kirlenmesin. Kendisinin, asla kamuoyu onunde endam eylememesinin (ne bileyim, televizyona tartisma, roportaj programina cikmamasi mesela) nedeni de bu kanimca. O oyle siradan birisi degil cunku. Gundelik fikirlerin, tartismalarin, celiskilerin ustunde bir insan. Sizin yazisinin altina yazdiginiz yorum da, icerigi ne olursa olsun, onu kirletebilir, bu kutsalligina halel getirebilir.

    Ikincisi, Zaman, ve bagli bulundugu cemaat, profesyonel bir halkla iliskiler stratejisine sahip. Bu strateji, cemaatin icerisindekilerce yurutulmesi, surekli kontrol edilmesi gereken birsey. Onun icin gazetenin internet sayfasini bile siradan insanlara kayitsiz kosulsuz acmak, one surulen imaji zedeleyecek olaylara karsi kontrol kabiliyetini azaltabilir.

    Yani, yapay “diyalog ve hosgoru” imajinizi koruyabilmek icin, “tartisma”dan kacinmaniz sart oluyor, ki hic odun vermeden diyalogtaymis gibi gorunebilesiniz.

  22. Yazan:MY Tarih: Oca 21, 2008 | Reply

    Her zaman söyledigim bir sey vardir, elestiri kabul etmeyen kisi ve kurumlar yozlasir, yobazlasir. CHP’nin bugünkü hali herkese ibret olmali. 22 Temmuz hezimetinin üzerinden 6 ay geçti, seçmenler hala makarna-kömür muhabbeti yapiyorlar.

    ZAMAN gazetesi çalisanlari tipki CHP seçmenleri gibi vatanlarini seviyorlar ve iyi isler yapiyorlar. Ama hata da yapiyorlar. Hem savunduklari ilkelere aykiri davranabiliyorlar hem de olmayacak tavizler veriyorlar.

    Neden? Onlar da insan. Bu zayifliklari asmanin tek bir yolu var özelestiri. Gözden kaçan imlâ hatasi baska, Müslüman takilan bir gazetenin milliyetçilik yapmasi bambaska. ZAMAN’in çalisanlari restoranda domuz eti gördüler mi hiç? iftar masalarinda raki sisesi konuyor mu yanlislikla?

    Demek ki “Alevi Kürtler aslinda Ermenidir” diyen bir adamin sözlerini 3 gün üstüste yayinlamak veya “suçlari sünnetsizler isliyor” demek de yanlislikla olmuyor.

    Elbette özelestiri yaptiginizda siyasi rakipleriniz “bak biz demistik” diye nanik yapacaklar. Ama kol kirilir yen içinde muhabbeti ile kol kangren olur kesilir.

    Bugün 1.5 milyar müslüman var diye böbürlenenler neden Islam aleminin toplam GSMH’si Almanya’ninkinden az diye de düsünmeliler.

    TSK’yi elestirdik, “ordu düsmani” olduk, milliyetçileri elestirdik “PKK’li” olduk, kemalistleri elestirdik, “Atatürk düsmani” olduk.

    Simdi ZAMAN’i elestirdik, sevenler alinmaya basladi. RADIKAL de güzel bir gazete. Kusuru yok mu? Hem de ne biçim. Kendisini Ordu’nun borazani zanneden 3 tane köse yazari var ki her halde üniforma ve postal giyerek gidiyorlardir ise.

    Türkiye’nin en ciddi sorunu bu :

    ELESTIRI = SALDIRI
    FARKLI DÜSÜNEN = DÜSMAN

    Bu bir boks maçi degil ki, ayni geminin yolcusuyuz hepimiz.

    Muhabbetle

  23. Yazan:fizikci Tarih: Oca 21, 2008 | Reply

    Balbazar’ın linkini verdiği habere baktım. Onbaşı Canan Arıtman başörtünün tarihte “fahişeler” tarafından kullanıldığının altını çizerken, Perinçek de başörtünün “kara bir bayrak” olduğunu söylemiş.

    Zaman bu haber için “CHP’li Arıtman ve Perinçek’ten İslam’a hakaret” başlığını kullanmış. Bence de ağır olmuş biraz. Alternatifler neler olabilirdi:

    – Artık fahişeler kara bayrak giymiyor!
    – Başörtüsü kara bayrak mı, örtünenler hala fahişeler mi?
    – Ne alakası var!
    – Canan Arıtman askerlikten sonra din ve tarihe de el attı
    – Kadın inancımın gereği diyor yahu ne fahişesi, ne bayrağı?
    – Huston, burda bir problemle karşılaştık
    – Başörtüsü tartışmaları, İslam dinine saygısızlık boyutuna taşındı. (Bu zaten haberin ilk cümlesi. Bence başarılı bir başlık olurmuş.)

  24. Yazan:TT Tarih: Oca 21, 2008 | Reply

    Sn.Balbazar zaman’da kafatasçılık haberi yapıldığını iddia ederken bu uğurda kurban derisi toplayan(!) gayrimüslim , cani bir DTP’liyi ve İslam’ın bir gereği olan başörtüsüne, “eski devirlerde fahişe kıyafetiydi İslamiyete özgü değil- çıkarın onu özgürleşin..” diyerek müslümanlara saygısızlık yapan bir CHP’liyi savunma gafletine düşmüş…

    Buna bakarak böyle fanatikçe aleyhtarlık yapmanın da bir çeşit zaman yada f.gülen kafatasçılığı yapmak olduğunu biz de idddia edebiliriz…

  25. Yazan:MrNo Tarih: Oca 21, 2008 | Reply

    Zaman Gazetesi daha önce de Van YY Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’ın “Ermeni” olduğu , ve Dokuz Eylül Üniversitesi rektörü Emin Alıcı’nın “Hıristiyan” olduğu ile ilgili haberler yaptı.Burada ne gelirse bunlardan gelir mesajı verilmeye çaılışılıyor. Hrant Dink katledilmeden önce bunları daha sık yapıyorlardı.
    Zaman Gazetesi , Yusuf Halaçoğlu ve Muhsin Yazıcıoğlu’nu tutar. Yusuf Halaçoğlu Türk Ocağı çevrelerine yakın bir insandır. Türk Ocağı 1990lı yılların birisinde MFG hocaya özel hizmet ödülü vermiş bir dernektir.

  26. Yazan:MrNo Tarih: Oca 21, 2008 | Reply

    Mehmet Yılmaz Bey,
    yazının tamamı için bir şey söyleyeyim,
    medeni cesaretinizi takdir ettim.

  27. Yazan:fizikci Tarih: Oca 21, 2008 | Reply

    Mr No,

    Şu yaptığınız hiç adilce değil. Zaman Gazetesi’nden hoşlanmıyor olabilirsiniz, bu en doğal hakkınız, ama olayları çarpıtmaya hakkınız yok!

    1. Yücel Aşkın’ın Ermeni olduğu haberini yapan Zaman değil, VAkit ve Radikal Gazeteleri. Zaman’da sadece Radikal’in bu haberini ve Aşkın’ın cevabını içeren bir haber yayınlandı. Dolayısıyla Zaman burada ırkçılığa karşı mücadele verdi.
    Haber şu: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=544893

    2. Yücel Aşkın’ın kendisi zaten bizzat faşizmin doruklarında gezen bir adam. Kendisinden sonraki rektör, Yücel Aşkın’ın fişleme belgelerini gördüğünde şok geçirmişti.

    3. Emin Alıcı’nın Hristiyan olduğu haberi ise Vakit’te çıktı. Malum kendisi bir zamanlar saçma sapan laflar etmişti. Zaman Gazetesi’nde bilakis, Alıcı’nın sözleri Türkiye’deki Hristiyanları değil kendisini bağlar denilerek ırkçılığa prim verilmemişti.

    “Ne gelirse bunlardan gelir” mesajını ben sizin yorumunuz için kullansam ne dersiniz? Olayları çarpıtarak bu ülkenin dindar insanlarını ırkçılıkla suçlamaya çalışıp, bizzat ırkçılık yapan sizsiniz desem?

    Bu sünnet haberi, evet başlık doğru olmamış, ama bu haberde ırkçılıktan ziyade Müslümanlar’ın ibadet amacıyla yaptığı yardımların kimler tarafından nasıl suistimal edildiği vurgulanmış. Ama gerçekten doğru olmamış. Keşke biraz daha dikkatli olsalarmış. Zaten bu haberin altındaki yorumları okursanız bizzat Zaman okurları epey yüklenmişler gazeteye. Zaman’ın kusursuz olduğunu iddia edecek halimiz yok. Önemli olan ırkçılığı meşrep haline getirmemeleri ki Zaman’ın derdi kesinlikle ırkçılık değil aksine bundan özenle kaçınıyorlar. Yoksa sizin bahsettiğiniz Aşkın’ın Ermeniliği, Alıcı’nın Hristiyanlığı konusunda haber yapmaları hiç zor değildi. Yapmadılar.

    Siz bakmayın Zaman’da muhalif yorumlarımız yayınlamıyor diyen arkadaşlara, “kurban derisi toplayan sünnetsiz kundakçı DTP’li” haberinde bal gibi yayınlanmış muhalif yorumlar.

  28. Yazan:Balbazar Tarih: Oca 21, 2008 | Reply

    TT’nin cirkin ithaminin, MY’nin su yorumunun ustune gelmesi isabetli olmus:

    Türkiye’nin en ciddi sorunu bu :

    ELESTIRI = SALDIRI
    FARKLI DÜSÜNEN = DÜSMAN

    Elestireni saldiran, farkli dusuneni de dusman olarak gordugumuz icin, fikre karsi fikir yerine ithamla mucadele etmeyi kendimize hak goruyoruz. Baktin, cok mu ustune geliniyor, “sen teroristi savundun” de kurtul, bu sonuca nasil vardigini hic aciklama geregi bile duymadan. Iste, asil “hakaret” bu, fikre karsi nedensiz, aciklamasiz ithamda bulunmak.

    Farkli sesleri susturmanin en kolay ve bu memlekette en revacta olan yolu da zaten bu. TT arkadasin, vatandaslik gorevini yapip, isledigim sucu (varsa) delilleriyle savciliklara bildirmesini kendisinden rica ediyorum.

    fizikci sagolsun, hic olmazsa aciklamaya, tartismaya calismis. Ona soyleyecegim: (i) Islam’a hakaret cok agir bir suclama, (ii) Zaman, kitleler ustunde ciddi etkisi olan bir gazete, (iii) dusunce ile hakareti birbirinden ayirmak zordur ve oznel yorumlara dayanir, (iv) bu ulkede daha once insanlar Islam’a hakaret ettikleri gerekcesiyle oldurulduler, kitlesel katliamlara tabi tutuldular, (v) boylesine hassas bir konda hesapsiz kitapsiz, “yargisiz infaz” tavriyla baslik atmak kotu niyetli degilse, sorumsuzca.

    MY’yi ben de cesaretinden ve yurekten nesnel davranmaya calismasindan, buna onem vermesinden dolayi kutluyorum. Ayrica bu konuda sessiz kalmayi basaramayip, kendisini “din dusmanlarinin ekmegine yag suruyor” konumuna dusurdugum icin kendisinden ozur diliyorum (cunku ne yazik ki, goruldugu kadariyla burada fikir tartismiyor, politika yapiyoruz).

  29. Yazan:MY Tarih: Oca 21, 2008 | Reply

    Evet Dedik ya özelestiri yapmak gerek diye, din düsmanlari sanki pusuda bekliyor. Buyurun, gene NAMAZ KILARKEN SUç ÜSTÜ(!) yakalanmis müslümanlar. Sanki gayrimüslim bir güç isgal etmis memleketi de Komünist Rusya’nin müslüman azinliklari gibi gizli namaz kilacagiz. RADIKAL’e iltifat etmistim, geri aliyorum, hükümsüzdür. Herkes siperlerine geri dönsün, haydi laik-dindar kavga edelim eskisi gibi, düsmanlarimiz da zil takip oynasinlar!!!!!

    namaz kilarken suç üstü

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=245066

  30. Yazan:MY Tarih: Oca 21, 2008 | Reply

    Tatli Kardesim Balbazar 🙂

    “MY’yi ben de cesaretinden ve yurekten nesnel davranmaya calismasindan, buna onem vermesinden dolayi kutluyorum. Ayrica bu konuda sessiz kalmayi basaramayip, kendisini “din dusmanlarinin ekmegine yag suruyor” konumuna dusurdugum icin kendisinden ozur diliyorum” (Balbazar)

    En azindan büyük fotografi görüyoruz ikimiz de. Kirilan kalpler tamir edilir bir sekilde, vatan sagolsun 🙂

    Simdilik anlasildigi gibi “biz” dinci/islamci/muhafazakâr her ne isek, özelestiri yapmaya hazir degiliz, ama malesef “biz” cagdas/laik/pozitivist/kemalist her ne iseniz bu özelestirileri duymaya hazir degilsiniz zaten.

    “siz” diyemiyorum zira bildiginiz gibi siz/biz yok, bir tek biz var. 70 milyonuz, çarsaflisindan, bikinilisine hepimiz ayni geminin yolcusuyuz.

    Gelin BiZ yine de iyimser olalim.

    Ne demisler? ALLAH’tan umut kesilmez.

  31. Yazan:snowqueen Tarih: Oca 22, 2008 | Reply

    Mehmet Yılmaz Bey,
    yazının tamamı için bir şey söyleyeyim,
    medeni cesaretinizi takdir ettim.

    evet, ben de (nacizane) takdir ettim:-)

  32. Yazan:fizikci Tarih: Oca 22, 2008 | Reply

    Oh be ne güzel ya! Şu ortama bak. “kendisinden özür diliyorum…”, “Tatlı kardeşim Balbazar…” falan. İçim açıldı yahu. Nasıl mutlu oldum anlatamam.

    Hepimiz aynı topraklarda yaşayan, aynı havayı soluyan, aynı dili konuşan kardeşleriz. Kimse ne elit, ne çarıklı. Elitlerin kavgası bizi geriyor! 🙂

    Bundan 10 sene kadar önce üniversitede devlet yurdunda kalırken ateist arkadaşlarım da vardı, dindar arkadaşlarım da. Tartışırdık ama çok iyi dosttuk aynı zamanda. Hatta öyle böyle değil, bir kere hasta olduğumda, beş kuruş param da yok, bi ateist arkadaşımın o ay kalan son parasına resmen el koyup eczaneden kendime ilaç almıştım. O kadar yani… para hesabı bile olmazdı aramızda. Şimdi bi ulusalcılık, ırkçılık furyası, faşizm yükselen değer, kardeşler birbirine düşman ediliyor.

    Ben de burada ne kadar üzdüğüm, kalbini kırdığım arkadaşım varsa özür dilerim peşinen. Bilerek yapacak değilim. Ama bu suni gerginlikler hepimizi gaza getiriyor ister istemez.

  33. Yazan:TT Tarih: Oca 22, 2008 | Reply

    Sn.Balbazar şöyle demiş:
    Baktin, cok mu ustune geliniyor, “sen teroristi savundun” de kurtul

    Tepkisine neden olan cümlem ise:

    (balbazar) kurban derisi toplayan(!) gayrimüslim , cani bir DTP’liyi..savunma gafletine düşmüş..

    Sayın Balbazar üstteki cümleden “teröristi savundun” anlamı çıkarmanız önyargılı/dikkatsiz bir okuma yaptığınız anlamına geliyor….

    cümle içinde araya koyduğum ünlem işaretine dikkat ederek asıl vurgulanmak istenene odaklansaydınız sizi teröristi savunmakla itham etmediğimi;
    “Kurban ibadeti gibi bir İslami bir hayır işiyle gayrimüslimliğin,caniliğin,teröristliğin yanyana durmasındaki garipliğe dikkat çekildiğini(ki bunu cümledeki ünlem işareti ile belirtmiştim) ve sizinde bu tuhaf durumu normal görerek savunmanızı eleştirdiğimi anlayabilirdiniz…

    Diyelim ki birinci cümledeki ünlem işaretini dikkatsizlik nedeniyle görmediniz; aynı cümlenin devamında gelen İslamiyete hakaret eden bir CHP’li bile savunmanızında aynı gerekçeyle(anormalliği savunmanız gerekçesiyle) eleştirdiğimi farkedebilirdiniz…

  34. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Oca 22, 2008 | Reply

    Balbazar ile, darwinizm ve FG konuları haricinde birçok ortak noktada buluşabiliyoruz.

    Bu iki konuda ise Balbazar’ın ideolojik yaklaşımı adeta ayağına dolaşıyor, ağırlık oluyor.

    Hazır ortam iyiyiyken, bizim(!) Zaman gazetesine yönelik öz/eleştirimizi konuşurken Radikal’in şu yukarıda MY’nin resmini eklediği haberine birşey diyecek karşıt kutuptan (mesela Balbazar olabilir, bakın Snowqueen demiyorum şimdi namazın aterkil kökenlerine falan girer, çıkamayız) arkadaşımız var mı?

    Daha önce bu tip, benzeri bir haber yapıldığında şu yazıyı yazmıştım:

    Postmodern 27 Nisan süreci aksesuarı olarak; komplo, dezanformasyon, vesaire olma ihtimaline hiç girmiyor ve -önemsiz olmasa da- geçiyorum.

    Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kuruma sahip olduğu halde laik olduğunu iddia eden oksimoron yapıyı ve bu yapının “zorunlu din dersi”nin okutulduğu “laik okullarını” da geçiyorum.

    “Din ve Vicdan Hürriyeti” bağlamında; laik eğitim-öğretimin başka, bireyin -talep etmesi halinde- ibadet ihtiyacı için mekan isteğinin karşılanması gereğinin başka olduğunu anlayamayanları da geçiyorum.

    Amma birşey var ki geçemiyorum.

    Bir lisede; mezbelelik bir yerde namaz kılan öğrencilerin gizlice çekilmiş görüntülerini yayınlayarak, adeta bir uyuşturucu ya da toplu sex partisi basmış, ya da bir cinayete suçüstü yapılmış gibi “işteee, toplu halde namaz kılarken yakalandılaaar” feryat figanıyla içindekileri kusan alaturka islamafobların zihniyetinden iğreniyorum.

    Bu konuda sakin yazmam mümkün değil.

    Sakin bir yazı için Mustafa Akyol’un yorumuna bakınız.

    Altındaki tartışma da epey sertti:

    http://www.dusunceler.org/ahh-benim-memleketim/2007/06/01/igreniyorum/

  35. Yazan:Balbazar Tarih: Oca 23, 2008 | Reply

    Suat Bey,

    Cogumuz bagimsiz bireyleriz ve futbol takimi tutmuyor, futbol maci tartismiyoruz.

    MY’nin yaptigi, ozelestiri degil, elestiri. Zaman’i cikaran guc grubuna, bildigim kadariyla benden daha fazla bagli degil kendisi. Burada takdir edilen, kendi kimligi ve fikirleri ile Zaman’in kendine bictigi gomlegin kendi yargilarini etkilemesine izin vermemesi, aksine Zaman’in o gomlegin gereklerini yerine getirmesini beklemesi.

    Ben de, ayni sekilde herhangi bir guc grubuyla baglantili degilim ve kendimi kimseyle de ozdeslestirmiyorum. Hatta benim ayni kampta oldugumu dusundugunuz bircok guc grubuna ya da kuruma karsi Zaman’a karsi oldugumdan daha az mesafeli degilim.

    Dogan grubundan siyasal Islamcilar kadar onlarin muhaliflerinin de sikayetci oldugunu, onlari iktidarin borazani olarak gorduklerini hatirlatirim.

    Radikal’in bu donemde boyle bir haberi basliga tasimasina ben anlam veremedim. Sonucta Aydin Dogan’in gudumu altindalar, ve Dogan’in hukumete karsi en onemli silahi bu tip haberler. Bir beklentisi olsa gerek. Merak etmeyin, hukumetimiz hemen beyefendinin gonlunu eder.

    Haberde bir icerik de yok. Sakincali olanin ne oldugunu ben anlayamadim. Ben bu ulkenin cesitli yerlerinde devletin cesitli yatili okullarinda okudum, hepsinde de mescit vardi, saklanan birsey de degildi. Onyillarla olculen bir donemden bahsediyorum. Beni rahatsiz eden, mescitlerin bulunmasi degil (bunu hic dusunmedim bile), belli siyasi gruplarin kontrolu altinda olmasiydi, hala da oyle oldugunu zannediyorum. Eger haber, buna iliskin yapilacaksa, degeri vardir, ama buna kim ne kadar cesaret edebilir, zaten yapilsa da nasil hemen ortbas edilir, hepimiz biliyoruz.

    Ben her zaman soyluyorum, bu ulkede vitrin ve icerisi birbirinden cok farklilar. Su habere baksaniz okulda mescit bulundurmak, namaz kilmak suc. Haberlere girmeyenlere baksaniz, okulda mescide gitmemek, mescidi kontrol edenlerin gudumune girmemek suc.

  36. Yazan:Balbazar Tarih: Oca 23, 2008 | Reply

    @TT:

    Vallahi ne diyecegimi bilemedim. Evet, ben onyargili, dikkatsiz okuma yapmisim, siz benim gerekceleriyle tane tane acikladigim butun argumanlarimi tek tek yanitlamissiniz. Tebrik eder, basarilarinizin devamini dilerim.

  37. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Oca 23, 2008 | Reply

    @Balbazar,

    MY’nin yaptigi, ozelestiri degil, elestiri.

    “özeleştiri”yi ironi olarak söylemiştim; hem “öz”ekini kesme ile ayırarak hem de “bizim(!) zaman” diyerek..

    Bunun biz eleştiri olduğunu anlamanız güzel. Burada yazdıklarımız, fikirlerimiz belli.

    Neyin mücadelesini verdiğimizin artık anlaşılması dileğiyle..

  38. Yazan:fizikci Tarih: Oca 23, 2008 | Reply

    Balbazar Bey,

    Su habere baksaniz okulda mescit bulundurmak, namaz kilmak suc. Haberlere girmeyenlere baksaniz, okulda mescide gitmemek, mescidi kontrol edenlerin gudumune girmemek suc.

    demişsiniz.

    Ben o okulda öğretmenlerin mescide gitmemeyi suç olarak gördüklerini zannetmiyorum. Mescidi kontrol edenlerin (nasıl bir şeyse bu) güdümü konusundan da şüpheliyim. İşte bu korkular, kaygılar okulda mescidi suç haline getiriyor. O okuldaki öğretmen ya da öğrenci vakti geldiğinde namazını kılmak istiyor sadece. Ama siz güdümden, kontrolden bahsederek bu insanların ibadet özgürlüğünü dolaylı olarak kısıtlıyorsunuz. Radikal açıktan bunu suç olarak görüyor, resmi ideoloji de yasaklıyor.

    Üniversitede başörtüsü konusu da aynıdır. Başörtülü inancımın gereği der, laikçiler bunlar kollarımızı kesecek bizim diye kaygılanır. Sonuç: Başörtüsü yasaklanır.

    Sizin “okulda mescid”e karşı olmadığınız gibi, laikçiler de “biz ninelerimizin başörtüsüne karşı değiliz, özgürlüklere karşı değiliz” derler. Ama başörtü yasağının asıl sebebi onlardır. Siz de güdümden, suçtan falan bahsederek dolaylı olarak ibadet özgürlüğüne karşı çıkmış oluyorsunuz. Halbuki ben “herkes için özgürlük” istemeyi sizin profilinize daha uygun görüyorum.

  39. Yazan:Mister No Tarih: Oca 26, 2008 | Reply

    Fizikçi Bey,

    Zaman Yücel Aşkın veya Emin Alıcı hakkında haber yaparken okuyucularının temayüllerine hitap ediyor. Yani sahneye çağırıp yuhalatmak Zaman’ın yaptığı. Emin Alıcı ve Yücel Aşkın’ın “aslında ne olduklarını” ortaya çıkarıyor ve seyirciye bırakıyor gerisini. Okur yorumlarına bakarılırsa bunun nasıl işlediği farkedebilir. İdeolojik bir gözle bakılırsa seçilemez, burada bizden olmayanı deşifre etme durumu var. Sizin haberlere bakış açınız, ideolojik değilse bile optimist.
    Zaman Gazetesi ırkçı mı oluyor sorusuna şöyle cevap verebilir: Milliyetçi ve zaman zaman otoriterizm sularına kayıyor. Milliyetçilik bence bir kader alkol demek, ırkçılık ise sarhoşluk.
    Halaçoğlu konusunu atlamışsınız.

    bizzat ırkçılık yapan sizsiniz desem?

    Sizi biz değil mesele, kişisel değil.
    Din düşmanı, münafık felan deyin isterseniz, alıştım bunları duymaya. Bilen bilir.

    Siz bakmayın Zaman’da muhalif yorumlarımız yayınlamıyor diyen arkadaşlara

    Evet, yayınlamıyor bizzat biliyorum.
    Yorumlarımın hakaret tarzında olduğunu da bilen bilir.

  40. Yazan:Mister No Tarih: Oca 26, 2008 | Reply

    Yorumlarımın hakaret tarzında olmadığını da bilen bilir diyecektim.

  41. Yazan:TT Tarih: Oca 26, 2008 | Reply

    MisterNo:Zaman Yücel Aşkın veya Emin Alıcı hakkında haber yaparken okuyucularının temayüllerine hitap ediyor… burada bizden olmayanı deşifre etme durumu var.
    Yanılıyorsunuz MrNo…
    Deşifre edildi dediklerinizin aidiyetleri “kendilerinden olmayanlara düşmanlık yaptıkları” için yazılmıştır…
    Verdiğiniz iki rektör örneğinin de sünnetsiz DTP’li ye benzerliği var.
    Çünkü her üçüde “olmadığı halde öyleymiş gibi” görünen ve aidiyetlerinden dolayı bu ülke insanına zarar veren tipler…
    Ve siz MRno; bu tiplerin deşifre edilmesinden neden rahatsız oluyorsunuz…

    Rektörlerden biri Atatürk adının arkasına sığınıp düşmanlığını ermenilik adına değil de Atatürkçülük adına imiş gibi yaparak bu milletin evlatlarını fişleyip,üniversiteye sokmuyorsa öte yandan da PKK’lılarla içli dışlı oluyorsa, derin devletin önemli para kaynaklarından biri olan tarihi eser kaçakçılığı ile adı anılıyorsa ve tüm bunları Atatürkçülük zırhı altında yapmaya kalkıyorsa onun tavrının Atatürkçülük’ten değil etnik kimliğinden gelme ihtimalinden biz neden haberdar olmayalım…
    Ve siz neden bu bilgiden rahatsız oluyorsunuz…
    ***
    Mehmet Emin Alıcı’nın da pozisyonu çok farklı değil o da “gerkirse Kubilay olurum” diye ortaya atılan ve katıksız Atatürkçü olarak geçinen birisi…Ne hikmetse kardeşi terör örgütüyle irtibatlı olan rektörün bir kaç gün önceki en son icraatı da ilkokul öğreniclerinin katıldığı bir sınava çocuklarını getiren başörtülü velileri kampüse almamak olmuştu…Dikkat edin öğrencileri değil başörtülü veliler içeri alınmayan…
    Bu düşmanlığın arkasında ben Atatürk sevgisinin yattığına inanmıyorum…Onun da asıl derdinin ne olduğunu bilmek benim hakkım…

    Sünnetsiz DTP’li eyleminde dini kullanıyordu,rektörler ise Atatürk’ü kullanıyorlar…ve bunu yaparken de gerçek yüzlerini gizliyorlar…Onların gizlediklerini gösteren Zaman gazetesini eleştirmek yerine teşekkür etmeli…

  42. Yazan:Balbazar Tarih: Oca 27, 2008 | Reply

    Soyle calisiyor bu is Mister No arkadasim: Hiristiyansaniz, azinlik oldugunuzu bilecek, efendi olacak, etliye sutluye karismayacaksiniz. O zaman biz de size “hosgoru”, “diyalog” diye sirinlik yapariz.

    Yok eger, hakli haksiz, bir yanlisiniz olursa, o zaman Hiristiyanliginiz da, Yahudiliginiz de onemlidir. Cunku bizi bir sekilde rahatsiz ederseniz, biz de arkasinda niyet arar, niyeti de kimliginizle iliskilendiririz. Zaten sizin kimliginize sahip olanlari taktuk vurmaya hazir binlerce koc yigidimiz de var, ona gore ayaginizi denk alin.

  43. Yazan:BirDost Tarih: Oca 27, 2008 | Reply

    Hiristiyansaniz, azinlik oldugunuzu bilecek, efendi olacak, etliye sutluye karismayacaksiniz

    “Hristiyansanız ve müslümanları ilgilendiren bir konuda ahkam kesiyorsanız hristiyan olduğunuzu söyleyeceksiniz. Atatürkcülük yapıyorum diye takiyye yapmayacaksınız.” şeklinde çalışıyor işler Balbazar efendi.

  44. Yazan:Mister No Tarih: Oca 27, 2008 | Reply

    Sayın TT,

    Konumuz Yücel Aşkın ve Emin Alıcı’ının kabahatleri değil,ki bu şahıslar benim de hazzetmediğim insanlar o ayrı mesele. Alıcı ve Aşkın Atatürkçü olabilir, ya da takiyyecidir .Bu da konumuz değil.

    Tarihi eser kaçakçılığı yapan, veya yolsuzluk yapan rektör dindar bir Türk-Müslüman olsaydı, onun dini ve ulusal kimliğine atıfta bulunulmadan haber yapılırdı.(veya hiç bu konuda haber çıkmazdı).

  45. Yazan:Mister No Tarih: Oca 27, 2008 | Reply

    Sn Balbazar,
    Tam isabet.

  46. Yazan:Balbazar Tarih: Oca 27, 2008 | Reply

    “Hristiyansanız ve müslümanları ilgilendiren bir konuda ahkam kesiyorsanız hristiyan olduğunuzu söyleyeceksiniz. Atatürkcülük yapıyorum diye takiyye yapmayacaksınız.” [BirDost]

    Ataturkcu olabilmek, ya da en azindan gorunebilmek icin musluman kokenden mi gelmek gerekiyor? “Ataturkcuyuz” adi altinda siyasi cikar saglamak muslumanlara hak da, hiristiyanlara mi haram? Elestirdigimiz seyin ne oldugunu bilmek lazim.

    Tarihi eser kaçakçılığı yapan, veya yolsuzluk yapan rektör dindar bir Türk-Müslüman olsaydı, onun dini ve ulusal kimliğine atıfta bulunulmadan haber yapılırdı.(veya hiç bu konuda haber çıkmazdı). [Mister No]

    Zaman’da “komsularinin aktardigina gore, kacakci rektor her aksam icermis”, ya da “kacakci rektorun babasi, oglunun sik sik Cuma namazini kacirdigini soyledi” gibisinden haberler cikabilirdi. Milletvekillerinin orucunu namazini takip edip bunlari siyasi arguman olarak kullanan zihniyetin nereden beslendigini gormek zor degil.

  47. Yazan:fizikci Tarih: Oca 28, 2008 | Reply

    Burada tartışma raydan çıkmış. Tekrar belirteyim:

    1. Yücel Aşkın’ın Ermeni olduğu haberini yapan Zaman değil, Vakit ve Radikal Gazeteleri. Zaman’da sadece Radikal’in bu haberini ve Aşkın’ın cevabını içeren bir haber yayınlandı. Dolayısıyla Zaman burada ırkçılığa karşı mücadele verdi.
    Haber şu: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=544893

    2. Yücel Aşkın’ın kendisi zaten bizzat faşizmin doruklarında gezen bir adam. Kendisinden sonraki rektör, Yücel Aşkın’ın fişleme belgelerini gördüğünde şok geçirmişti.

    3. Emin Alıcı’nın Hristiyan olduğu haberi ise Vakit’te çıktı. Malum kendisi bir zamanlar saçma sapan laflar etmişti. Zaman Gazetesi’nde bilakis, Alıcı’nın sözleri Türkiye’deki Hristiyanları değil kendisini bağlar denilerek ırkçılığa prim verilmemişti.

  48. Yazan:basri kartal Tarih: Oca 29, 2008 | Reply

    Ekrem Dumanlı’nın konuya ilişkin bir açıklaması..

    “Alper Görmüş haklı
    Taraf gazetesinde medya yazıları yazan Alper Görmüş geçen hafta bizde yer alan bir küçük habere eleştiri getirmiş; üstelik bizim yıllardır kullandığımız bir terimle. Hak verdim yazısını okuyunca; ancak gazete denilen yayın türü de böyle bir şey; kısa bir zamana sıkışan haber metinlerinde bazen kendi rağmımıza yazılar, haberler, fotoğraflar çıkabiliyor. “Araç kundakçısı PKK’lı sünnetsiz çıktı” başlığıyla verilen kısa haber için Görmüş “Zaman’ın Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, merkez medyada çok sık karşılaştığımız siyasi haberlerdeki kimi önemsiz ayrıntıları haberin aslî unsuru haline getirme uygulamasını haberin ayrıntısı-ayrıntının haberi ikilisiyle anlatır.” dedikten sonra “sünnetsiz” vurgusunun “asıl” değil, “fasıl” olduğunu söylüyor. Doğru; gerçekten de haberin ayrıntısını, ayrıntının haberine dönüştürmemek gerekiyor…”

    http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=643778

  49. Yazan:nurullah Tarih: Oca 31, 2008 | Reply

    Zaman, internetin ilk Türk gazetesi olması ayrıcalığını çok iyi kullanamıyor. Rakiplerine bu açıdan tam bir yıl fark atan bir gazetenin bu özelliğini herkese duyurması lazım. Çünki, Zaman’ın duruşunu hazmedemeyenler ve başarısını kıskananlar gericilikle itham etmeye, halkın bilinç altına bu yönde ilham vermeye çabalıyorlar. Ben sade bir Zaman okuru olarak bu vesileyle Zaman’ın yetkililerine sesleniyorum. Tevazu güzel bir şey. İnsana yakışıyor. Ama Zaman bir marka. O’nu parlatmaya, ışığını açık bırakmaya mecbursunuz. Lütfen bu konuda tevazu göstermeyiniz.

  50. Yazan:Balbazar Tarih: Oca 31, 2008 | Reply

    Ekrem Dumanli noktayi koymus iste. Gormezden gelmek, savunmaya gecmek yerine, gayet guzel, makul bir ozelestiri yapmis.

    Zaman’i yuceltecek olan, bu tavir ve MY’nin yerinde elestirisi.

    Her elestiriye, “bizi yipratmaya calisiyorlar”, “bizi cekemiyorlar”, “bize saldiriyorlar” ve hatta “bizi elestirecegiz diye boluculeri savunuyorlar” gibi kiraldan cok kiralci, fanatikce saldirilarla karsilik vermek degil.

    Aslinda, boyle fanatik bir kitleye sahip medya organi az bulunur sanirim dunyada, ki asil o sakat geliyor bana. Bu “herkes bize dusman” psikolojisi de cok tanidik, ve hic de guzel seyler hatirlatmiyor.

    Su “haber” ve altindaki yorumlar da ilginc, “kul kulu kendisi gibi bilirmis” sozunu bir kez daha dogrular gibi: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=553566&keyfield=63756D68757269796574206B6172696B61747572

  51. Yazan:BirDost Tarih: Şub 2, 2008 | Reply

    “Ataturkcu olabilmek, ya da en azindan gorunebilmek icin musluman kokenden mi gelmek gerekiyor?(Balbazar)”

    Benim cümlemi aşağıda tekrar veriyorum. Bu sonucu nasıl çıkardınız bilmiyorum.

    Hristiyansanız ve müslümanları ilgilendiren bir konuda ahkam kesiyorsanız hristiyan olduğunuzu söyleyeceksiniz. Atatürkcülük yapıyorum diye takiyye yapmayacaksınız. (BirDost)

    “Ataturkcu olabilmek, ya da en azindan gorunebilmek icin musluman kokenden mi gelmek gerekiyor?(Balbazar)”

    Cümlemi yukarda tekrar verdim. Bu sonucu nasıl çıkardınız bilmiyorum. Benim söylediğim, -olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol-‘dan başka bir şey değildi. Bu herkes için geçerli bir ifade. Takiyye yapanların hep müslüman cenahtan insanlar olduğunu düşünmemek gerekir(Bu bir kabul değildir. Yaygın olan kanıdan bahsediyorum. On yıllardır pompalanan propaganda). Başkaları da yapıyor olabilir.

    Elestirdigimiz seyin ne oldugunu bilmek lazim.

    “Kendi siyasi yayilmacilik aktivitelerimizde cocuklari hedef almamak gibi son derece basit bir standarda bagli olmak yeterli olur kanimca.(Balbazar)”

    siyasi yayilmacilik aktivitelerimiz derken kul herkesi kendi gibi bilirmiş yapmıyorsunuzdur umarım. Müslümanlar bir şeyler yapıyorsa kesin takiyyedir, göz boyamadır, niyetleri pek kötüdür gibi bir şey mi bu siyasi yayılmacılık aktivitesi? Çocuklara dini öğretmek siyasi yayılmacılık olamaz. ‘Din’ kelimesini bile sakıncalı kelimeler listesine koymayı başaranlara helal olsun demek lazım?!

    “Çocuklara din öğretilmemeli. 18 yaşını beklemeli.” Bu ne yaman bir mantıkdır? Din öğretmek demek Allah’ı, peygamber’i ve dini ahlakı öğretmek demektir. Ahlak kısmı evrenseldir. O yüzden Allah’ı ve güzel ahlak sahibi peygamberleri çocuklara öğretmenin sakıncasını tartışalım isterseniz.

    Elestirdigimiz seyin ne oldugunu bilmek lazim.

  52. Yazan:berke alin Tarih: Tem 8, 2008 | Reply

    “Teacher Fired for Refusing to Remove Bible from Desk, Allegedly Teaching Religion in Class”
    http://www.lifesitenews.com/ldn/2008/jun/08062407.html

    Bu tur olaylarin alasi Turkiye’de de oluyor. Egitim hayatim boyunca nice turk-islam sentezcisi ogretmenim oldu. Herhalde boyle bir olay karsisinda Zamanin internet sitesindeki “baskici elitler is basinda: kurani var diye isten attirdilar” basligi altigindaki beyin yikama babindan haberi simdiden gorebiliyorum. Ama hiristiyan ama musluman, hepimiz koktendinciyiz, dinimizin kendi yorumunu kafaniza vura vura sokariz, yoktur birbirimizden farkimiz.

  53. Yazan:grajuva Tarih: Eyl 7, 2008 | Reply

    musahhas olarak verilen sunnetsiz kundakci kurban derisi toplamis haberinin, olayin icindeki tutarsizligi en yalin hali ile anlatmasi icin gazetede kendine yer verdigini dusunecek olursak sanirim haberde bir irkcili, yahut baska dinlere karsi musamahasizlik soz konusu degil. zaten takip ettigim kadari ile din ozgurlugu ya da dusunce ozgurlugu konularinda oldukca genis bir yaklasima sahip zaman gazetesi. lakin olay ataturkcuyum , laikim diye her turlu hukuksuzluga bulasma hakkini kendinde goren tutarsizlarin tutarsizligina ayna gorevi gormek olunca o konuda da bence pek basarililar.
    ama ana temanizda islediginiz hususa katiliyorum, sadece ornegin yanlis oldugunu dusunuyorum.

  54. Yazan:saffet Tarih: Eyl 20, 2008 | Reply

    Hulya Avsar Muslumanligi elestirmisti ya (Zaman’a gore hakaret tabi) simdi de onunla ugrasmaya baslamislar, mansete cekip. Hosgoruleri, elestiriye tahammulleri bu kadar iste. Hep ayni senaryo, Turkan Saylan’i da sirf Muslumanligi elestirdi diye surekli heder gostermis, hakkinda yalan haberler yapmislardi.

  55. Yazan:Ali Yürekli Tarih: May 23, 2009 | Reply

    Muhafazakar dindarlar diyelim buna genel olarak ve ırkçı damarları oldukça kuvvetlidir ki bu beni çıldırtıyor(aynı mahalleden olmama rağmen) Hatta bizim en büyük hastalığımız bu bunda da kemalist eğitim sisteminin dinimizi tam kavrayamamanın büyük etkisi var. Hatta beni derin düşüncede düşünce yapmaya sürükleyen de bu olmuştur. Ben ırkçılığa ekilen bir düşünceyi ateşe atılan bir tohum gibi görüyorum. Irkçılık güzele dair ne varsa yok etmek için vardır. Ama hakkını vermek lazım zaman çok fazla yorumumu yayınladı hatta çok radikal eleştiri yaptıklarımı bile. Yiğidi öldür ama hakkını ver. Zaman en demokrat liberal gazetedir. Tabi kemalist eğitimin her yerde yansımaları görebilirsiniz bu zaman da olsa.

  56. Yazan:bogazicili Tarih: Ağu 13, 2009 | Reply

    EKREM DUMANLI ÖNCE KENDİNİ TASFİYE ETMELİ

    Umit Alan

    Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, geçtiğimiz pazartesi günü Tasfiye edilecek gazete(ci)ler listesi başlıklı bir köşe yazısı yazdı. Türkiye’nin ‘en tarafsız, en ilkeli, en bağımsız gazetesini’ yönettiği için olacak herkese gazetecilik dersleri vermeyi de ihmal etmedi. Bu tasfiyeyi toplumun yapacağını söyledi ve şaşıranları Allah’a havale etti. Türkiye’nin en çok satan gazetesini hiçbir cemaat desteği, toplu abonelik falan almadan, ileri gazetecilik teknikleriyle büyüten bu yüce insanı dinlemeyeceğiz de kimi dinleyeceğiz zaten? Ama önce tasfiye listesine gazetesinden örneklerle biraz katkıda bulunalım.

    HAKARET EDEREK GAZETECİLİK YAPANLAR
    Hakaret ederek gazetecilik yapanlardan söz etmiş Sayın Dumanlı. Tasfiye edilecekler listesinin başına onları yazmış hatta. Eğer ki, kendi gazetesini arada bir okuyor olsaydı böyle bir şey yazmaya cesaret edemezdi. Ararsam çok örnek bulurum. Ama aklıma ilk elden Ali Bulaç geliyor. Güngören’deki terör eylemi sırasında Metallica konserinde olanları ‘laik, ateist, agnostik ve aczmendi müsveddeleri’ ilan eden Ali Bulaç’ı yeterince hakaretamiz bulmadı sanırım. Yoksa listesinin başına Ali Bulaç’ı koyardı kesin.

    BİLGİYE DAYALI GAZETECİLİK YAPMAYANLAR
    Bilgiye dayalı gazetecilik yapmayanları da tasfiye listesine koymuş Ekrem Dumanlı. Sol gruplar ya da sol hareketler söz konusu olduğunda bin yıllık ezberlerle hareket eden, 2008’in 1 Mayıs’ın da DİSK ve KESK’i suçlu ilan eden, sol grupların tümüne provokatör terörist gözüyle bakan gazete, bu yanlış bilgileri nereden almış merak konusu. Yine yerel seçimlerden önce Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen döneminin kapandığı, Antalya’da Menderes Türel’in rahat kazanacağı haberleriyle okuyucularına bilgiye dayalı gazeteciliğin ‘şahane’ örneklerini sunan Dumanlı, seçimlerden sonra bilgilerini gözden geçirmiştir umarım. Henüz kendisini tasfiye etmediğine göre de bir bildiği var diyelim.

    SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ GAZETECİLİĞİ YAPANLAR
    Ekrem Dumanlı’nın tasfiye listestinde soğuk savaş dönemi gazeteciliği yapıp kendilerini yenilemeyenler de var. Üstelik burada “Sağcı-solcu, Alevi-Sünni, laik-antilaik, dinci-dinsiz.. Herkesin konumuna saygı duymak kadar çağdaş ve demokratik bir yol varken haber ve yorumlarla taciz ateşi açmak kime yarar sağlayabilir ki?” diyerek oldukça demokrat bir tutum takınmış kendisi. Peki, Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanımlarken “Dersim isyanıyla meşhur Tunceli’de doğan Kemal Kılıçdaroğlu” diyen, bu yıldönümünde Sivas Katliamı’nı “Madımak Oteli’nde çıkan yangın” olarak ele alan kendi gazetesini nereye koymalı? Yine gazetesinde yazan İbrahim Öztürk’ün üniversitedeki bir dersinde “Ben ailemden biliyorum bazı kesimlerin düşüncesine göre Alevi kadınları o…dur” deyip görevden alındığını biliyordur umarım. Alevileri bir çırpıda ‘darbeci’ ilan edip, azınlık oldukları için aşağılayan gazetesi yazarı Mümtaz’er Türköne’yi de tasfiye listesine eklemesi gerek sanırım. Pir Sultan Abdal heykelinin dikilmesini Sivas’taki katliamın ağır tahrik unsuru olarak ele alan Ahmet Turan Alkan’a da listesinde bir yer açabilir. Umarım ki, Ekrem Dumanlı’nın listesinde “İslamiyet’ten uzaklaşan, insanlıktan uzaklaşır; Darwin’in de dediği gibi, maymun çocuklarına döner!” yazabilmiş yazarı Hekimoğlu İsmail’e de yer vardır.

    GAZETECİLİK MESLEĞİNİ TEKEBBÜRLE YAPANLAR
    Ekrem Dumanlı, gazetecilik dersleri verdiği köşe yazısında hem bizim gibi cemaat jargonuna hâkim olmayanlara ‘tekebbür’ (caka satmak, kurumlanmak) sözcüğünü kavratmak, hem de hasımlarına çakmak için böyle bir vurguya da gerek duymuş. Peki bunca şeyin utanmadan yapıldığı gazetenin başında olup, bir de etrafa ders vermeye çalışan adam tekebbür değil de ne yapıyor dersiniz? Kusura bakmasın ama tüm bunları göremeyecek kadar kibirli olan adama başka bir şey denilmez. Öyleyse buyurun kendisini tasfiye etmesi için bir sebep daha.
    KİM DAHA ÇOK BUSINESSMAN?
    ‘Türkiye’nin basın meslek ilkelerine tartışmasız en saygılı’ gazetesinin başında olan Ekrem Dumanlı, businessman gazetecilere de takılmış. Bu konuda da kendisine katılıyorum. Ancak ortalama 30 bin bayi tirajlı bir gazete ortalama 700 bine yakın satıyorsa orada ‘business’ faaliyetinin kralı var demektir. Oturduğum apartmanın girişine her gün beleş bırakılan Zaman gazetelerini finanse ettirecek sermayeyi bulurken acaba sadece gazetecilik refleksleri mi etkili olmuştur?
    Görülen o ki, Ekrem Dumanlı, bir grup yazar ve muhabiriyle birlikte önce kendisini tasfiye edecek. Ayrıca örneklerimin büyük kısmını yer darlığı nedeniyle elediğimi de belirtmeliyim. Son olarak; yazıyı yazarken fikir teatisinde bulunduğum arkadaşım Özgür Mumcu’ya teşekkürü borç bilirim.

  1. 8 Trackback(s)

  2. Oca 16, 2008: Ben desem kabahat - İzlenimler
  3. Tem 16, 2008: Şu kaplaşmadan kurtulalım mı? : Derin Düşünce
  4. Tem 23, 2008: Şu kamplaşmadan kurtulalım mı? | SiyarGrup™
  5. Ağu 4, 2008: Yassı Tavuklar ve ordu : Derin Düşünce
  6. Kas 13, 2008: Dürüst medya olur mu? : Derin Düşünce
  7. Eki 7, 2009: Zaman Gazetesi’nin son reklâmı : Derin Düşünce
  8. Eki 8, 2009: Zaman Gazetesi’nin son reklâmı iyi ama… : Derin Düşünce
  9. Mar 28, 2011: Türk basını Hukuk’un Üstündedir(1): Nazım’ın Yüzüne Tükürebilir! : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin