Derin Düşünce Bir Yaşında!
By Editorden on Şub 19, 2008 in En çok okunan yazılar, Sitede Yaşam
Şubat ayı Derin Düşünce Fikir Platformu için çok özel bir ay. Zira grubumuzun resmen kurulduğu ve yayına başladığı günden bu yana tam bir yıl geçti. Bir yıldır bize eşlik eden değerli yorumcularımıza en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Zira sizlerin muhalif fikirleri, tamamlayıcı bilgileri ve getirdiğiniz yeni açılımlar ile Derin Düşünce amacına ulaştı. Grubumuzun (yazarları, yorumcuları ve sessiz okurlarıyla) kısacık geçmişi Türkiye’yi sarsan olaylarla dopdolu. Sadece birkaçını anmak gerekirse:
- Nisan ayındaki e-muhtıra,
- 22 Temmuz seçimleri ve sonuçları,
- Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi,
- Sınır ötesi harekât,
- Ergenekon’un yargılanması,
- Başörtüsü yasağının kaldırılması.
Konuşan, tartışan bir Türkiye oluyoruz yavaş yavaş. Sancısız olmuyor bu ama bir daha geri dönülmeyecek biçimde Türkiye yepyeni bir duruş alıyor. Türk halkının gitgide özgürlüklerden yana sergilediği duruş hem basını hem de siyasi partileri değişmeye, normalleşmeye itecek. Demokratik bir ülkeye yakışmayan karalama kampanyaları, ötekileştirmeler, darbeye zemin hazırlamak için saldırılar düzenlemek, korkutarak oy toplama çabaları tarihe karışıyor. Bu normalleşme sürecinde herhangi bir basın grubuna bağımlı olmayan internet sitelerinin, Derin Düşünce gibi tartışma ortamlarının katkısı büyük. Bu katkı sitelerin savundukları görüşleri, siyasî projeleri kat kat aşıyor aslında. Amaç okuyucuları şu veya bu yönde ikna etmek değil. Herkesin ama herkesin kendisininkinden farklı yaşam tarzları olduğunu hatırlamasını sağlamak birinci öncelik. Bugün olduğu gibi yarın da ülkemizde değişik dünya görüşleri, inançlar ve siyasî tercihler bir arada yaşayacak. Bu farklılıklar bir sorun kaynağı değil bir zenginlik bizler için. İşte bu farka saygı, bu olgunluk Türkiye’yi uğrunda ölünesi değil ama uğrunda yaşanası bir ülke yapacak. İyi ki doğdun Derin Düşünce. Hep birlikte nice yıllara…
Kitap tanıtan kitap 1
Kitap okumak… Jean Paul Sartre, Nazan Bekiroğlu, Toshihiko Izutsu, Henri Bergson, Mustafa Kutlu, Dostoyevski, Elif Şafak, Clausewitz, Sadık Yalsızuçanlar, Alber Camus ile sohbet etmek… Suyun resmine bakmakla yetinmeyen, su içmek isteyenler için var kitaplar. Mesnevî var, El-Munkızü Min-ad-dalâl, Kitab Keşf al Mânâ, Er-Risâletü’t-tevhîd var. Elinizdeki bu kitap Derin Düşünce yazarlarının seçtiği kitapların tanıtımlarını içeriyor. Bizdeki yansımalarını, eserlerin ve yazarların bıraktığı izleri. Farklı konularda 44 kitap, 170 sayfa. Zaman’a ayıracak vakti olanlar için… Buradan indirebilirsiniz.
Aydın kimdir? Muhafaza’nın ve Değişim’in kimyası
Aydın konusu gerçekten sorunlu görülüyor. Her ideoloji, her grup kendi liderini, kahramanını aydını ilan ediyor çünkü. Tam da bu sebeple tanımından önce başka bir sıfata daha ihtiyaç duyuluyor: Reformist aydın, muhafazakar aydın, Kürt aydını, Türk aydını, vs.. Kısacası “aydın olmak” hem toprak(toplum) hem de tohum(aydın) gibi üzerinde durulup incelenmesi yazılıp çizilmesi gereken bir kavram. Değişimin adresi kabul edilen Aydın’ın tanımı konusunda muhafazakar olunabilir mi?” 130 sayfalık bu kitapta modernleşme sürecinde Aydın’ı ve Aydınlanma’yı sorgulayan bakış açıları bulacaksınız. Ama teori ile yetinmeyen, fikrin eyleme dönüşmesini, Cumhuriyet’i, demokrasiyi ve sivil itaatsizlik olgusunu da sorgulayan yazılar bunlar. Buradan indirebilirsiniz.
İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında
Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Aksi takdirde dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle dayatılması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. İyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor. 21ci asırda Müslümanca yaşamak kolay değil. Yani İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri korumak ama son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi-İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.
“…Geçip gitmiş olmasa “geçmiş” zaman olmayacak. Bir şey gelecek olmasa gelecek zaman da olmayacak. Peki nasıl oluyor da geçmiş ve gelecek var olabiliyor? Geçmiş artık yok. Gelecek ise henüz gelmedi. Şimdiki zaman sürekli var ise bu sonsuzluk olmaz mı? ” diyordu Aziz Augustinus. Zira kelimeler yetmiyordu. “Zaman Nedir?” sorusuna cevap verebilmek için kelimelerin ve mantığın gücünün yetmediğı sınırlarda Sanat’tan istifade etmek gerekliydi : Sinema, Resim ve Fotoğraf sanatı imdadımıza koştu. Ama felsefeyi dışlamadık: Kant, Bergson, Heidegger, Hegel, Husserl, Aristoteles… Bilimin Zaman’a bakışına gelince elbette Newton’dan Einstein’a uzandık. Bilimsel zamandan başka, daha insanî ve MUTLAK bir Zaman aradık. Delâilü’l-İ’câz, Mesnevî, Makasıt-ül Felasife , Telhis-u Kitab’in Nefs ve Fütuhat-ı Mekiyye gibi eserler Zaman-İnsan ilişkisine bambaşka perspektifler açtı. Zaman’ın kitabını buradan indirebilirsiniz.
Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir… Buradan indirebilirsiniz.
Kendi ülkesini işgal eden ordu
Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Beceriksiz ordular disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler. İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek KORKU PROPAGANDASI yaparlar. Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler. Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.
17 Yorum
Yazan:Kamer Yalçın Tarih: Şub 19, 2008 | Reply
Bu oluşuma vesile olanlara da teşekkür ederim. Gelecek adına umutlanmamıza katkı yaptıkları için…
Huzurla, saygıyla, sevgi ve hoşgörü ile nice yıllara.
Yazan:özkan d. Tarih: Şub 19, 2008 | Reply
nice yıllara..
derin düşünce ile sanırım biraz geç tanıştım ama günlük takip ettiğim siteler içerisinde yerini aldı.. Çok sesliliğe imkan verip bizi medeni bir fikir alışverişiş ortamına kavuşturduğunuz için teşekkürler..
Yazan:T.Suat Demren Tarih: Şub 19, 2008 | Reply
Hep birlikte, nice yıllara inş..
Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Şub 19, 2008 | Reply
Özkan Bey, geç olsun da güç olmasin 🙂
Muhabbetle
Yazan:çuvaldız Tarih: Şub 19, 2008 | Reply
Bir ara sanal bir pasta göndermiştim,erken kutlamışım demek 🙂
Bu arada yazarlar listesinde adı olup da çookk uzun zamandır yazılarını görmediğim kişiler var.Bu kişiler acaba sadece vakitsizliklerinden mi yazamıyorlar yoksa…!Uzun bir süredir burada tek ton ses çıkıyormuş gibi.
Dilerim sessizliklerini bozarlar ve sadece “ismen” derin düşüncede yeralmaya devam etmezler.
Yazan:arif Tarih: Şub 19, 2008 | Reply
Zaman zaman yorumda yazdığım sitenizin ikinci yaşını kutlarım. İkinci yaşında düşünce hayatımıza katkılarının artmasını diliyorum.
Yazan:Tuncay Yılmazer Tarih: Şub 19, 2008 | Reply
Hiç kimsenin soy-sopundan, ırkından , dini inançlarından dolayı kınanmadığı, düşünce ve ifade hürriyetinin temel hak ve özgürlük olarak kabul edildiği, bunları da AB , ABD vs. istediği için değil kendi vatandaşlarının mutluluğu için isteyen bir Türkiye hayalimiz değil mi?
Nice Yıllara Derin Düşünce!
Yazan:Ayşenur Bulut Tarih: Şub 19, 2008 | Reply
DD’nin yeni yaşı hayırlı olsun..
Uzun ve bereketli nice yıllara…
Yazan:Emre Tarih: Şub 21, 2008 | Reply
Selamun Aleyküm;
İkinci yılınız hayırlı olsun 🙂
Yazan:fuatogl Tarih: Şub 21, 2008 | Reply
Ortamin kara koyunlarindan birisi olarak, arkadaslari tebrik ederim, ve bizlere de yorum firsati sunduklari icin tesekkur ederim. Nice tartismalara…
Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Şub 21, 2008 | Reply
@FuatOgl,
siz bizim en sevdigimiz kara koyunlardan birisiniz 🙂
en güzel fikirler zit görüslerin çarpismasiyla çikar ortaya, her zaman basimizin üzerinde yeriniz var,
dostlukla
Yazan:Rumuzyok Tarih: Şub 21, 2008 | Reply
Ben de tebriklerimi ileteyim.
Sitenin 1 yaşında olduğunu okuyunca, şaşırdım biraz. Sanki bir kaç senelik bir platformmuş gibi duruyor.
Site yazarlarının ve hazırlayanların ellerine sağlık.
Yazan:Bahar Pınar Tarih: Şub 22, 2008 | Reply
Daha nice yıllar, hayırlı, iyi fikirlere, güzel duygu ve düşüncelere vesile olması dilegi ile DD’nin yeni yasini kutlarım. Hep beraber nice yıllara inşallah…
Yazan:M. İkbal TUNA Tarih: Şub 22, 2008 | Reply
hepimize hayırlı olsun.
Sitenin oluşumunda ve gelişmesinde emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkürler.
Allah hayırlı ve uzun ömür versin…
Yazan:snowqueen Tarih: Şub 22, 2008 | Reply
evet başka bir kara koyun olarak bende tebriklerimi iletirim 🙂
Yazan:Kamer Yalçın Tarih: Şub 22, 2008 | Reply
“kara koyun” olmak iyidir. 🙂
Tebriklerin büyük kısmı bizleri sabırla okuyup, düşünüp, yorumlayan, vaktini buna layık gören dostlara aittir.
Yazan:Muzaffer Kazim Tarih: Eki 16, 2008 | Reply
Bir saat kadar evvel siteniz acilmiyordu. Umarim yayinda kalirsiniz. Düzenli takip edemesem de varliginizi bilmek bile yetiyor.
Basarilar