RSS Feed for This Post

Genel Kurmay Başkanı ile konuşmak…

20080310_buyukanit.jpg Batı dillerinde intelligible diye bir kelime var. “Akılla, insanî zekâyla açıklanabilir, kavranabilir” anlamında.

Meslekleri gereği siyasetçilerin bir dedikleri bir dediklerini tutmuyor. Ama yaptıklarının ve söylediklerini iyi incelediğinizde uzun vadeli bir stratejiye hizmet ettiklerini görüyorsunuz:

  • 1) Oy tabanını arttırmak,
  • 2) Rakip partiden oy çekmek,
  • 3) Kalıcı projelere ortak olmak,
  • 4) Hatalarını saklamak,
  • 5) Halka şirin görünmek,
  • 6) Muhalefette ise iktidarı eleştirmek,
  • 7) Partinin imajını iyileştirmek…

Baykal ve Bahçeli’nin son bir yıldır ne yaptıklarını anlamak ise mümkün değil. Neredeyse bütün enerjilerini kendi partilerine zarar vermek için kullanan bu iki liderin intelligible kalabilmeleri için tek bir yol var: Gizli birer AKP ajanı olduklarını kabul etmek!

Elbette bir siyasi parti lideri TSK’nın Kuzey Irak’tan erken çıkmış olduğunu hatta bunun ABD baskılarıyla yapıldığını düşünebilir. Bu konuda hükümete hesap sormak onların sadece hakkı değil aynı zamanda görevi de.

Ama bunun şekli böyle mi olmalıydı? Yaşar Büyükanıt 600 binden fazla silahlı insana, binlerce tanka, uçağa, savaş gemisine hükmeden bir “devlet memuru”. “Normal koşullar altında” da Savunma bakanlığına bağlı. Şu halde Bahçeli ve Baykal basına kapalı bir toplantı yapılmasını talep edemezler miydi hükümetten?

Başbakan, savunma bakanı, MIT müsteşarı, Büyükanıt… Kim gerekiyorsa bu insanlar bir toplantı odasında buluşup muhalefet liderlerine (dolayısıyla onlara oy vermiş olan milyonlara) hesap verebilirlerdi. Yahut TBMM’de gizli oturumlar yapılabilirdi. Hatta yapılmalıydı:

  • 1) İnsan kaybı daha az olabilir miydi?
  • 2) Harekât kaça mal oldu? Daha ucuza yapılabilir miydi?
  • 3) Kuzey Irak ve Arap Dünyası’nda imajımız zarar gördü mü?
  • 4) Türkiye’deki Kürtler olayları nasıl yaşadı?
  • 5) Bu harekâttan neler öğrenildi, hangi dersler çıkarıldı? …

Bunun arkasından da gizli kalmasına gerek olmayan bilgilerle beraber bir “ortak bildiri” yayınlayabilirdi muhalefet:

  • 1) Harekâtla ilgili takdir ettiğimiz noktalar: …..
  • 2) Tatmin olmadığımız kısımlar: ….
  • 3) Bir daha ki muhtemel bir harekâtta hükümetten beklentilerimiz: ….

Böyle edepli, “kol kırılır yen içinde” bir hesap sorma muhalefeti güçlendirmez miydi? Ama onun yerine basın ve internet siteleri üzerinden bir söz kavgası yapılıyor. Hükümeti zayıflatmayı mı amaçladılar belediye seçimleri öncesinde? Tam tersi olacağı kesin.

Türk milletinin orduya bağlılığı bu kadar aşikâr iken TSK ile kavgalı bir CHP’nin ve MHP’nin oy kaybedeceğini tahmin etmek için siyaset bilimci olmaya gerek var mı?

Kitap tanıtan kitap 1

Kitap okumak… Jean Paul Sartre, Nazan Bekiroğlu, Toshihiko Izutsu, Henri Bergson, Mustafa Kutlu, Dostoyevski, Elif Şafak, Clausewitz, Sadık Yalsızuçanlar, Alber Camus ile sohbet etmek… Suyun resmine bakmakla yetinmeyen, su içmek isteyenler için var kitaplar. Mesnevî var, El-Munkızü Min-ad-dalâl, Kitab Keşf al Mânâ, Er-Risâletü’t-tevhîd var.  Elinizdeki bu kitap Derin Düşünce yazarlarının seçtiği kitapların tanıtımlarını içeriyor. Bizdeki yansımalarını, eserlerin ve yazarların bıraktığı izleri. Farklı konularda 44 kitap, 170 sayfa. Zaman’a ayıracak vakti olanlar için… Buradan indirebilirsiniz.

 

Aydın kimdir? Muhafaza’nın ve Değişim’in kimyası

Aydın konusu gerçekten sorunlu görülüyor. Her ideoloji, her grup kendi liderini, kahramanını aydını ilan ediyor çünkü. Tam da bu sebeple tanımından önce başka bir sıfata daha ihtiyaç duyuluyor: Reformist aydın, muhafazakar aydın, Kürt aydını, Türk aydını, vs.. Kısacası “aydın olmak” hem toprak(toplum) hem de tohum(aydın) gibi üzerinde durulup incelenmesi yazılıp çizilmesi gereken bir kavram. Değişimin adresi kabul edilen Aydın’ın tanımı konusunda muhafazakar olunabilir mi?” 130 sayfalık bu kitapta modernleşme sürecinde Aydın’ı ve Aydınlanma’yı sorgulayan bakış açıları bulacaksınız. Ama teori ile yetinmeyen,  fikrin eyleme dönüşmesini, Cumhuriyet’i, demokrasiyi ve sivil itaatsizlik olgusunu da sorgulayan yazılar bunlar. Buradan indirebilirsiniz.

 İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında

Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Aksi takdirde dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle dayatılması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. İyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor. 21ci asırda Müslümanca yaşamak kolay değil. Yani İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri korumak ama son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi-İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü  sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

Zaman Nedir?

“…Geçip gitmiş olmasa “geçmiş” zaman olmayacak. Bir şey gelecek olmasa gelecek zaman da olmayacak. Peki nasıl oluyor da geçmiş ve gelecek var olabiliyor? Geçmiş artık yok. Gelecek ise henüz gelmedi. Şimdiki zaman sürekli var ise bu sonsuzluk olmaz mı? ”  diyordu Aziz Augustinus. Zira kelimeler yetmiyordu. “Zaman Nedir?” sorusuna cevap verebilmek için kelimelerin ve mantığın gücünün yetmediğı sınırlarda Sanat’tan istifade etmek gerekliydi : Sinema, Resim ve Fotoğraf sanatı imdadımıza koştu. Ama felsefeyi dışlamadık: Kant, Bergson, Heidegger, Hegel, Husserl, Aristoteles… Bilimin Zaman’a bakışına gelince elbette Newton’dan Einstein’a uzandık. Bilimsel zamandan başka, daha insanî ve MUTLAK bir Zaman aradık. Delâilü’l-İ’câz, Mesnevî, Makasıt-ül Felasife , Telhis-u Kitab’in Nefs ve Fütuhat-ı Mekiyye gibi eserler Zaman-İnsan ilişkisine bambaşka perspektifler açtı. Zaman’ın kitabını buradan indirebilirsiniz.

Tarih şaşırmaktır

Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir… Buradan indirebilirsiniz. 

 

 

Kendi ülkesini işgal eden ordu

Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Beceriksiz ordular disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler.  İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek  KORKU PROPAGANDASI yaparlar. Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler. Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 62 Yorum

  2. Yazan:kapistonai Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    sayın yılmaz
    tespitlerinize katılıyorum. ama muhalefetin içine düştüğü durum bende daha çok şu intibayı bırakıyor.sizinde belirttiğiniz gibi başbakanın altında bir ‘memur’ olan genel kurmayın bu misyonunu kabul etmek istemiyorlar.onların kafasındaki ‘kodumu oturtan’ genelkurmaya pek uymuyor bu durum. onların zanettiği gibi genelkurmayın akp ye aslında o kadar da gıcık olmadığını görünce, yahu bunlar abd,akp,ordu kolkola girdiler al takke ver külah bize alan kalmadı durumu var.orduya serzenişlerinde üstü kapalı ya siz akp le nasıl ‘uyum’ içinde olursunuz yakınması var.insan ilişkilerinden örneklemeye çalışırsak; hani platonik aşkınızı en gıcık olduğunuz herifle görüp sinir olursunuz yada çocukların imrendiği mahalledeki kabadayının hiç beklenmedik biriden dayak yeyip madara olması ve tüm sihirinin yok olması gibi durumları çağrıştırıyor bana.

  3. Yazan:ali Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Tamam da AKP ordudan muhtıra yiyince daha çok oy olmadı mı?

  4. Yazan:BetüL Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    MHP icin durum farkli ama Baykalin bunu oy kazanacagi dusuncesi ile ozellikle yaptigini dusunuyorum. Kendi tabanindan kaybedecegi oylari onemsemiyor cunku nerdeyse alabilecegi en yuksek oyu aldi kendi tabanindan. Anladi ki kendi tabaniyla ne yaparsa yapsin %20leri gecme sansi yok. AKP ye oy verenlerin oylarina da gozdikmis durumda. Bunun icin zaman zaman Allah kitap besmele falan kullaniyor, bunun icin askerle polemige girdi. Bunun icin basortu konusunda konusmadan once 1 hafta inzivaya cekildi ve arastirdi. Ama yakismiyor, inandirici/ samimi degil, igrelti duruyor. Ne Isa’ya ne Musa’ya yaranabilecek.

  5. Yazan:MY Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    hani platonik aşkınızı en gıcık olduğunuz herifle görüp sinir olursunuz (KAPISTONAI)

    😀 Walla bunu çok iyi bulmussunuz, bu sinirli havayi ancak bu açiklar. Ama el insaf! Bu kadar bile bile lades olur mu? insan öfkesini saklar hiç olmazsa yerel seçimlere kadar degil mi?

    Hep söylerim, bu AKP kadar bu oyunu bilen yok. Ama BAYKAL gibi çömezler karsisinda bu kadar iyi oynamaya da lüzüm yok!

  6. Yazan:MY Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Tamam da AKP ordudan muhtıra yiyince daha çok oy olmadı mı?(Ali)

    Galiba BAYKAL-BAHçELi planinin sifresini siz çözdünüz Ali Bey, adamlar “madem ki muhtira oylari arttiriyor…” diye yola çikmis olabilirler.

    Tabi ufak bir detay, AKP’nin arkasinda zaten halk vardi, nisandaki e-muhtira katalizör oldu.

    Bu sefer kazin ayagi perdeli, hem CHP hem de MHP süper militarist seçmen kitlesine sahip. AKP’liler ise rengârenkti.

    TSK ile çatisinca CHP ve MHP seçmenleri kendilerini ihanet edilmis hissedecekler.

    Zira bu partilerin söylemleri demokrasi degil militarizm üzerine kuruluydu.

    CHP: Seçimi kaybedersek darbe olsun,
    MHP: Kuzey Irak’tan girelim, Basra’dan çikalim.

    Sanirim su olacak,
    CHP seçmeni: Madem TSK bizi desteklemiyor, ben de oy vermem veya DSP’ye veririm.
    MHP seçmeni: Madem ki TSK bize küstü, ben de BBP’ye, AKP’ye, SP’ye veririm veya bos oy kullanirim.

    Bunlarin hepsi AKP’ye yarayacak kararlar. Gelin simdi bütün bu durumun bir rastlanti oldugunu söyleyin 😀

    2030’lara kadar AKP basta kalirsa “MY zaten demisti” dersiniz :))

  7. Yazan:Da Vinci Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    MY: “CHP seçmeni: Madem TSK bizi desteklemiyor, ben de oy vermem veya DSP’ye veririm.”

    Komik bile değil. TSK’nın kimi desteklediği kimin umrunda sanıyorsun? Resmen bir hayal aleminde yaşıyorsun.

  8. Yazan:Bursali Kemal Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    davinci
    icindeki kini kusabilecegin bir kusmuk torbasi ile boyle bir fikir platformu
    arasindaki farki bilmiyorsan git wikipedia oku. Burada isin ne??????

    Kemal

  9. Yazan:Cigdem Buyukvanli Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Sayin Da Vinci,
    Bir suredir yorumlarinizi takip ediyorum.
    Sitenizi de ziyaret ettim, orada yazdiklarinizi okudum.
    Size yazmadan once uzun uzun dusundum, belki bir faydam
    olur diye asagidaki satirlari yaziyorum.

    Bu gune kadar anlattiklarinizdan anladigim kadariyla
    iciniz sikinti dolu, otoriteye ve her turlu merkezi
    yonetime karsi tepki var sizde. islam veya derin dusunce
    gibi dindar-tutucu sitelere duydugunuz hinc aslinda bir
    tur metafor. Eger dinsiz bir ulkede yasasaydiniz cok dindar
    bir musluman veya hristiyan olurdunuz. Amaciniz farkli olmak,
    toplumun size zorla kabul ettirdigi seylere karsi cikmak.

    Bir cok ateist insan taniyorum ama hic biri sizin gibi ofke dolu degil.

    cocuklugunuzda babanizdan gordugunuz siddet
    veya kariyerist bir anneden gordugunuz ihmal sizi bu hale
    getirmis olabilir.

    Yazdiklarimi okuduktan sonra da buyuk ihtimal ofkeleneceksiniz.
    ama ofke zaten sizin hayat arkadsiniz olmus. Bana alayci veya
    hakaret dolu bir cevap yazmadan once biraz kendinizi dusunun.

    Bu icsel ofke ogrenciyseniz okulda basarisizliga iter sizi. calismaya
    basladiysaniz surekli is degistirdiginizi, bir yerde tutunamadiginizi
    tahmin ediyorum. Ozel hayatiniz da bu firtinalarin etkisinde olmali.

    Sayin Da Vinci,
    Istanbul’da psikolojik danismanlik yapiyorum. Hergun sizin gibi
    insanlar geliyor kabinemize. Profesyonel bir destege ihtiyaciniz var.
    Bu tur belirtiler gosterip intihara bile kalkisanlar var. bu icsel ofke
    bir gun sizi de hedef alabilir.

    lutfen bu uyarimi ciddiye alin.

    Saygilarimla

  10. Yazan:Da Vinci Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Çiğdem hanım,

    Yazdiklarimi okuduktan sonra da buyuk ihtimal ofkeleneceksiniz.
    ama ofke zaten sizin hayat arkadsiniz olmus. Bana alayci veya hakaret dolu bir cevap yazmadan once biraz kendinizi dusunun.

    Tam tersine. Niye öfkeleneyim ki? Yazınızı baştan sona suratımda bir gülümseme ile okudum.

    Benim bloguma gezip yazdıklarımı okuduğunuzu söylemişsiniz ama tahlillerinizden gördüğüm beni hiç ama hiç anlamadığınız.

    Bir cok ateist insan taniyorum ama hic biri sizin gibi ofke dolu degil.

    Benim öfke dolu olduğumu nerden çıkardınız? Ben çok zor sinirlenirim. Ateistlerin birşeylere karşı öfke dolu olduğu klasik bir efsaneden başka birşey değildir. Bunu daha önce de yazmıştım kendi sitemde tekrarlayayım. Beni sinilendiren iki temel şey var. Sitemde bunu şöyle özetlemiştim:

    Gönüllü aptallık beni sinirlendiren nadir şeylerden biridir. Gönüllü olarak aptalca hareket birini görünce sinirlenirim. İnsan gerçekten aptal olabilir. Herkes zeki olacak veya belli konularda bilgili olacak diye birşey yok. Ama gerçekte aptal olmayıp gönüllü bir şekilde aptalca davranan birine karşı sakinliğimi koruyamam.

    Bunun yanında ikiyüzlülük de beni sinirlendirir.

    Beni bu iki şey sinirlendirir. Eğer bu sitede veya başka biryerde bunları görürsem sinirlenirim.

    cocuklugunuzda babanizdan gordugunuz siddet veya kariyerist bir anneden gordugunuz ihmal sizi bu hale getirmis olabilir.

    Maalesef ikisi de tutmadı. Başka bir tahminde bulunun isterseniz.

    Bu icsel ofke ogrenciyseniz okulda basarisizliga iter sizi. calismaya
    basladiysaniz surekli is degistirdiginizi, bir yerde tutunamadiginizi tahmin ediyorum. Ozel hayatiniz da bu firtinalarin etkisinde olmali.

    Maalesef bunlar da tutmadı.

    Kemal,

    icindeki kini kusabilecegin bir kusmuk torbasi ile boyle bir fikir platformu
    arasindaki farki bilmiyorsan git wikipedia oku.

    Bu sitedeki yazıları okuyup birilerine öfkeli olanın ben olduğumu söylemek baya bir komik olmuş. Neredeyse her yazıda malum kesimlere öfke kusulmuyormuş gibi Mehmet Yılmaz’ın söylediği birşeyin hayal ürünü olduğunu söylediğim için benim kin kustuğumu söylemek biraz absürd kaçmış.

    Burada isin ne??????

    Senin işin ne? Hoşuna gidecek yazıları okuyup kendi kendini tatmin etmek mi?

  11. Yazan:zihni Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Ezberlerin (irademiz dışında ezberletilenlerin) bozulmasında yarar olduğunu düşünüyorum. Bu sitenin sn. emekçileri de “kemalist ezberi” bozmak için burada değiller mi?

    Da vinci de ezberbozan bir çalışmayla kültür hayatımıza emek verenlerden biri. Bunu “Da vinci avukatlığı” olarak algılamayın lütfen.
    Da vinci bana göre düşünmeyi öğretiyor. Kıskanmayın ve sanal tedaviye kalkışmayın lütfen. Pek etik olmuyor böylesi. Bu siteye arada bir de uğruyor olmamın nedenlerinden en önemlisi, “farklı bakabilme” özelliğidir. Farkın penceresi birden fazla olur, unutmayın:)

  12. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    @Çigdem hanım,

    psikolojik danışmanmışsınız.
    Fakat benim anlamadığım, neden “otoriteyle problemi olan” ve “her türlü merkezi yönetimle problemi olan insan”lar “tedavi edilip otoriteyle barışık hale getirilmeye” zorlanıyor?

    Bu yakıştırmalar çok fazla yapılıyor maalesef, biraz kadın sorunundan bahsederseniz, hayatta erkeklerden kazık yemiş çirkin feminist etiketi yapışıveriyor.
    Dinlerin ve ahlak yargılarının ikiyüzlülüğünden bahsederseniz “iç huzuru bulamamış aslında tanrıyı arayan ateist” oluveriyorsunuz.

    Herkes herşeye hayhay demek zorunda mı?
    “toplumun size zorla kabul ettirdiklerine karşı çıkmak” normal bir davranış değil mi?

  13. Yazan:Cigdem Buyukvanli Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Sn Snowqueen,

    otoriteyle sorunu olanlar sadece ateistler veya sosyal adalet arayanlar degil. Bir kere butun ateistler bu tip komplekslere kapilmiyorlar. Musluman veya diger teistler arasinda da aileden gelen sikintilarini topluma yansitan cik var. Mesela ermenilerden nefret eden butun milliyetcilerin gercekte aklen dengeli olduklari soylenebilir mi?

    Feminist demissiniz. Feminist var, feminist var. kadinlarin sorunlari uzerine kafa yormak insanin hasta oldugunu gostermez. ama dunyayi erkeklerle kadinlarin savastigi bir alan olarak gormek ve gostermek hastalik belirtisidir.

    simdi muslumanlar tablig yapiyor, bu kimine gore dinin bir geregi. hiristiyanlarin misyonerligi gibi. Peki ateist misyonerlere ne buyrulur? Kendi ateist olan biri neden bunu yaymak ister? demekki rahat degil kafasinda. icinde bir kusku, surekli kemiriyor. Ya tanri varsa? ya yanildiysam?

    dunyayi islam-hristiyan veya islam-ateist çatisma alani gibi gormek hastalikli bir bakis. butun sorunlar yahudilerin sucudur diyen komplocular gibi. Feministlerin de bir kismi boyle. Kadinlar eziliyorsa bu ya erkeklerin sucudur, ya islamin ya da turk geleneklerinin. bu da sagliksiz. analizden kacis var. bir metafor var. kisisel basarisizliklarina kilif arama, perversiyon var.

  14. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    @Ciğdem Büyükvanlı,

    günlük politik mevzuların konuşulduğu bir sitedeyiz ve burada mevcut iktidar ve otoriteyle sorunlu olmak farklı anlamlar ifade edebiliyor.
    Milliyetçilerin Ermenilerden nefret etmesi bir “içsel öfke” ve nefret söylemi problemi olabilir ama otorite veya statükoyla olan problemi göstermez.

    Evet dünyayı erkeklerle kadının savaştığı bir alan görmek bahsettiğiniz gibi bir hastalık meselesi fakat savaştığımız ataerkilliğin dayatması ve bu da otoriteye dahil. Dolayısıyla buradan da otoriteyle problem çıkıyor.

    Ateistlerin misyonerlik çalışmalarına henüz şahit olmadım.
    Din-mezhep kavgaları çıkarıp bundan rant sağlamalarına da.
    Dinsizliği yayma savaşları da görmedik henüz tarihte, ateistler
    birleşip müminleri kılıçtandan da geçirmedi.

    Kadınlar eziliyorsa mevcut erkeklik rollerini benimsemiş erkeklere, islam’a ya da türk geleneklerine bakmak gerekiyor elbette.
    Burada kişisel başarısızlık hikayeleri değil, toplumsal başarısızlık var.

  15. Yazan:Cigdem Buyukvanli Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    @Snowqueen,

    Ateistlerin misyonerlik çalışmalarına henüz şahit olmadım.Din-mezhep kavgaları çıkarıp bundan rant sağlamalarına da.Dinsizliği yayma savaşları da görmedik henüz tarihte, ateistler
    birleşip müminleri kılıçtandan da geçirmedi.

    diyorsunuz… Ben de ateist sayilirim, daha dogrusu agnostik ile ateist arasi. Ama tarihte ateistlerin butun yaptiklarina kefil olamam sizin yaptiginiz gibi: Stalin mi desem, Mao mu desem? Fransiz devrimini takip eden yillar mi desem? Bir bilim kadini olarak tasdik edebilecegim tek sey var, insan saldirganliginin din veya dinsizlikle alakasi yok. katliam yapilacaksa yapiliyor. bu vahsetleri ne din açikliyor ne de dinsizlik.

  16. Yazan:Da Vinci Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Çiğdem,

    Peki ateist misyonerlere ne buyrulur? Kendi ateist olan biri neden bunu yaymak ister? demekki rahat degil kafasinda. icinde bir kusku, surekli kemiriyor. Ya tanri varsa? ya yanildiysam?

    Matematik, fizik, kimya, biyoloji konusunda bildiklerini insanlara aktarmaya çalışan birini bu bildikleri hakkında aslında emin olmadığı ve içinde bir şüphe olduğu için bunları insnalara yaymaya çalıştığını iddia etmek ne kadar anlamlıysa bu söylediğin de o kadar anlamlı yani tamamen anlamsız, bence bilgisizlikten kaynaklanan bir önyargının ürünü bu düşünce tarzı. Hiçbir ateistin ateizmi yayma diye bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum. Ateistler özgür düşüncenin, sorgulamanın, dogmalara bağlı kalmamanın, eleştirel düşüncenin yayılmasını ister. Bu değerler topluma hakim olduktan sonra inanmak isteyen inansın önemli değil. Ama bu değerlerin insanlığa yayılması tüm ateistlerin isteyeceği birşeydir. Yoksa ateizmi yayma gibi bir görüş bence anlamsız. İnsanların inanma ihtiyacı olduğunun farkındayım ve herkesin ateist olmasını da istemem çünkü sadece tanrıdan korktukları için kötü şeyler yapmadıklarını anladığım önemli bir kitle var. Bana tanrıya inanmıyorsan neden gidip birilerini öldürmüyorsun, kadınlara tecavüz etmiyorsun, ne amaçla yaşıyorsun diyenler var. Bunları görünce siz inanmaya devam edin, aman sakın inancınızdan vazgeçmeyin demekten başka yapacak birşey bulamıyorum. Onun için ateizmi yayma gibi bir misyon olduğunu sanmıyorum. Yukarda bahsettiğim bazı değerler bence temeldir. Ben onların yayılmasını ve toplumda hakim olmasını isterim ve bunun için mücadele ederim.

  17. Yazan:MY Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Az önce SBAH’tan gazeteci bir arkadasimla konustum, “CHP tabani Büyükanit’i çok sevmiyor o yüzden Baykal onun üzerine gidiyor” dedi.

    Bilmiyorum size mantikli geliyor mu? Tabi Büyükanit’in görev süresi ne zaman dolacak vb bilgileri de altalta koymak lâzim. Ama simdiki halde Baykal hâlâ anlasilabilir bir insan degil.

    Bahçeli ise bir basin açiklamasi yapmis, çaktirmadan özür diler gibi.

  18. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    @Çiğdem Büyükvanlı

    Kimseye kefil değilim sadece kıyaslama yaptım.
    Mao ve Stalin gibi totaliter rejimlerin uygulayacıları ateizmin temelinde
    bir ‘cihat’ ve tebliğ söylemi olduğunu göstermez.
    insan saldırganlığının din veya dinsizlikle alakası olmadığında haklısınız fakat saldırganlığın bahaneleri ve kılıflarının bunlarla alakası var.

    Eğer sizde agnostik ile ateist arasındaysanız,
    karışınızdaki “ateisti”, “teist” argümanlarıyla (Allah var mı yok mu korkusu duymak vb) yargılamayın bence.

  19. Yazan:TT Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Betül Hanım: Baykalin bunu oy kazanacagi dusuncesi ile ozellikle yaptigini dusunuyorum.
    Bu faktör elbette vardır ama Baykal’ın asıl mücadelesi parti içi iktidar olmak üzerine kurulu bence…

    Baykal, bu tür kutuplaştırmacı açıklamalar yaptıkça, CHP içindeki Haluk Koç,Eşref Erdem,Mustafa Sarıgül…vs gibi muhaliflerin sesleri de mecburen kesiliyor.

  20. Yazan:TT Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    çiğdem hanım

    simdi muslumanlar tablig yapiyor, bu kimine gore dinin bir geregi. hiristiyanlarin misyonerligi gibi. Peki ateist misyonerlere ne buyrulur? Kendi ateist olan biri neden bunu yaymak ister? demekki rahat degil kafasinda. icinde bir kusku, surekli kemiriyor. Ya tanri varsa? ya yanildiysam?

    Güzel bir tespit yamışsınız Çiğdem Hanım.
    ateist misyonerler tabiriniz, Mustafa Akyol’un ateistlerin inancı yazısıyla da örtüşüyor aynı zamanda.
    http://www.mustafaakyol.org/arsiv/2008/02/ateistlerin_inanci.php

    Bildiğim kadarıyla batıdaki bir ateistin özellikle içinde yaşadığı hristiyanlıkla ilgili bir problemi yok.Batının ateisti, hristiyanlığa ve diğer inançlara saygı uyuyor.Hristiyanlarla uğraşmıyor.Onlara hakaret etmiyor..
    Bizdeki ateistlerin ise ne seviyede olduklarını anlamak için ateizm içeren sitelerdeki üsluba kısa bir bakış atmak, yada medyaya yansıyan sözlere,ateist bilim adamlarının(!),bazı ahlaksız CHP li vekillerin müslümanların inançlarıyla,başörtüleri hakkındaki saygısız açıklamalarına..vs bakmak yeterli…

    Ayrıca bizdeki ateist geçinenlerin büyük bir kısmının atezmi mezhepsel kaygılarla, sırf sünni müslümanlara hakaret edebilmek için kullandıkları da ayrı bir konu…

  21. Yazan:muharrem Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    “Bana tanrıya inanmıyorsan neden gidip birilerini öldürmüyorsun, kadınlara tecavüz etmiyorsun, ne amaçla yaşıyorsun diyenler var. Bunları görünce siz inanmaya devam edin, aman sakın inancınızdan vazgeçmeyin demekten başka yapacak birşey bulamıyorum.”

    @DaVinci,

    “If we did a good act merely from love of God and a belief that it is pleasing to Him, whence arises the morality of the Atheist? …Their virtue, then, must have had some other foundation than the love of God.”-1800

    Thomas Jefferson

  22. Yazan:MY Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Arkadaslar bakin CHP bile DERiNDÜSÜNCE okuyor, yazdiklarinizla memlekete hizmet ettiginizi unutmayin 😀

    Baykal geri adım attı: Biz kimse ile sürtüşme içinde değiliz

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında konuştu. Baykal’ın konuşmasından bazı paragraflar…

    http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=663253

  23. Yazan:kapistonai Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Hep söylerim, bu AKP kadar bu oyunu bilen yok. Ama BAYKAL gibi çömezler karsisinda bu kadar iyi oynamaya da lüzüm yok!

    doğru akp kadar bu oynak zeminde manevra gösteren bir başkası yok.ordudan kendi zılgıt yeyince demokrasi demokrasi diye zıplayıp o zılgıt muhalefete yönelince demokrasiden bahsetmemek ve bundan puan toplamak siyaseten başarıdır. asıl önemli olan birde orduyu muhalefete karşı müdafada etti. göğsünü siper etti:).insanın ‘bardon’ diyesi geliyor.bu restleşmenin ilk günlerinde BirGün gazetesi bulunulan duruma atfen Marxın ‘Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan her şey dünyevileşiyor’ sözünü manşet yapmıştı. gerçekten bu süreç bundan daha iyi özetlenemez sanırım.Birgün demişken bugünkü gazetede konuya ilginç yaklaşımlar var bir göz atmanızı öneririm. özellikle de muhsin kızılkayanın yazısını şiddele tavsiye ederim. birazda anti- militarizme neo-demokrat islami basın dışından bakın:)
    href=”kıhttp://www.birgun.net/bolum-73-yazar-44.htmlzılkayanın “>

    http://www.birgun.net/bolum-73-yazar-44.html

    Bu sefer kazin ayagi perdeli, hem CHP hem de MHP süper militarist seçmen kitlesine sahip. AKP’liler ise rengârenkti.
    akpnin o ‘rengarek’ seçmen kitlesinı ben bulanıklık olarak algıladığı kanısındayım.zira öyle rengarek bir temsiliyet yok.
    2030′lara kadar AKP basta kalirsa “MY zaten demisti” dersiniz :))
    demesine derizde inanın pek hoş anma olmaz bu anma:)) şakası bile kötü valla.böyle bir şey olursa zaten siyaset bilimi ve sosyolojinin kendisini yenilemesi gerekir. çünkü ikinci iktidar dönemiyle birlikte akpnin ne mal olduğu ortaya çıkmaya başladı. neo liberal politikalara bu kadar bodoslama dalıp eğitimi, sağlığı,sosyal güvenliği bu kadar budadıktan AB, demokrasi konularında ne kadar sığ bir yapıda olduğunu günbe gün kanıtladıktan sonra eski desteği alamayacağı kanısındayım. böyle gündelik polemiklerde pek fazla anlam taşımaz. böyle bir dönemin ardından sosyal demokrasinin iyibir yapılanmayla başarılı olabileceğini düşünüyorum. en azından işin sistematiğine göre böyle olması lazım.tabi koskoca bir soru işaretide yok değil.burası türkiye.

    son olarak bu piskolojik danışmanlık sitenin yeni bir hizmetimi?enterasan valla.
    yanlız çiğdem hanım bu piskolojik analizlerinizi yorumculara değilde konularla ilgili yapsanız daha faydalı olurdu kanısındayım. mesela ben büyükanıtın, baykalın,tayipin piskolojik analizlerini da vinci beyinkinden daha ilginç bulurdum. gerçi bu yapılanı gördükten sonra bundan da şüphe etmek lazım sanırım.

  24. Yazan:Da Vinci Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    muharrem,

    Ahlaklı veya iyi olmak için Tanrı’ya veya dine ihtiyaç var mıdır?

    TT,

    Mustafa Akyol, Richard Dawkins ve ateizm
    Dawkins’i ve ateizmi anlamama sorunu

    MY,

    Gerçekten bravo. Bu şekilde CHP’yi adam edebilirsiniz. Türkiye bu çabalarınızı hiçbir zaman unutmayacak. Biraz daha uğraşırsanız CHP’nin yanında orduyu da yola getirip Türkiye’nin tüm siyasi problemlerini çözeceksiniz. Bu azmi sizde görüyorum.

  25. Yazan:blue Tarih: Mar 11, 2008 | Reply

    Çiğdem hanım’ı kadrolu psikolojik danışman olarak siteye almak lazım. Toplumun psikolojik terapilere o kadar çok ihtiyacı var ki:
    Olmayan şeylerden korkanlar… (irtica)
    Çeşitli objeleri görünce siyatik, migren ve hormon dengeleri bozulanlar.. (Başörtüsü, namaz, ezan vs)
    Olmayan şeyleri korumaya çalışanlar… (cumhuriyet, laiklik vs)
    Herkesin onu izlediğini, baskı altına almaya ve değiştirmeye çalıştığı izlenimine kapılanlar (mahalle baskısı vs)
    Çevresindeki insanların ajan, casus filan olduğunu düşünenler (bunlar 100 dolara başlarını örtüyorlar vs)
    Herşeyin aslında birer komplo olduğunu düşünenler ve bundan kurtulmanın çaresinin herkesi düşman olarak görmek gerektiğini söyleyenler (ne AB, ne ABD, tam bağımsız Türkiye)
    Her başarının altında bir hinliğin yattığını düşünenler (Zaman gazetesi bedava dağıtıyor, o yüzden…)
    Say say bitmez…
    Bir Çiğdem abla köşesi açmak lazım vallahi.

  26. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    Bildiğim kadarıyla batıdaki bir ateistin özellikle içinde yaşadığı hristiyanlıkla ilgili bir problemi yok.Batının ateisti, hristiyanlığa ve diğer inançlara saygı uyuyor.Hristiyanlarla uğraşmıyor

    Belki de “Batı” aydınlanma süreci sonunda elde ettiği kazanımlarla daha demokratik bir platforma kavuşmuş olmasın?
    Çıkıp “ben ateistim” dediğiniz için can güvenliği sorunu yaşamamakla bir alakası olabilir mi?
    İngiltere’deki Madımak vakaları kaç senelerine tarihleniyor acaba?

    Bizdeki ateistlerin ise ne seviyede olduklarını anlamak için ateizm içeren sitelerdeki üsluba kısa bir bakış atmak, yada medyaya yansıyan sözlere,ateist bilim adamlarının(!),bazı ahlaksız CHP li vekillerin müslümanların inançlarıyla,başörtüleri hakkındaki saygısız açıklamalarına..vs bakmak yeterli…

    Tabi, batıda Anti-Christ hareketler kilisede gül dağıtıyor çünkü:))
    Size göre “kutsala dokunan” herşey saygısız açıklama zaten.
    ———-

    Toplumun genelinde bir histeri durumu varsa yok yerden türediğini söyleyemezsiniz.
    Açıkcası, ben gidişatı pek olumlu bulmuyorum ve endişelerim var.
    Demokratikleşme süreci değil, hızla tektipleşme sürecine doğru gittiğimizi düşünüyorum.
    Sizi endişelendirmeyen şeylerin başka insanları endişelendirebileceği durumunu neden gözden çıkardınız?
    Zorunlu din dersleri, “kadınlar en az 3 çocuk doğurun”lar, ekonomi gayet tıkırında deyip işsizliğin önüne geçemeyenler, muhafazakarlaşma süreci size birşey ifade etmiyor olabilir ama bundan rahatsız olanları paranoyaklık ile suçlayamazsınız.

  27. Yazan:dogus Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    Güzel bir tespit yamışsınız Çiğdem Hanım. ateist misyonerler tabiriniz, Mustafa Akyol’un ateistlerin inancı yazısıyla da örtüşüyor aynı zamanda.

    Ateistlerin inanci bir oxymoron galiba..

    http://ucuncudalgageliyor.blogspot.com/2008/02/ydb-122.html

  28. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    Örtüşecek diğer tespitlere ateistlerdeki misyoner, hindulardaki kamasutra
    ekollerinin yaygınlığını da ekleyebilirsiniz.

  29. Yazan:kapistonai Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    Çiğdem hanım’ı kadrolu psikolojik danışman olarak siteye almak lazım.
    konulara böyle bilimsel yaklaşan mümin arkadaşları görünce çok seviniyorum.ama kadro deyince tabi artık bunun bazı gerekleri var.
    1.kadroya alınacak kişi bayansa türbanlı erkekse badem bıyık ve eşinin türbanlı olması.(gerçi ikisindende almak lazım çünkü na-mahreme herkez rahat rahat içini dökemez)
    2.işinin ehli olmasından ziyade imamhatip mezunu olması.
    3.cv sinde bilimsel referanslardan çok, cemaat, vakıf, parti referanslarının bulunması.
    4.adli sicilinde mümkünse kemalist rejimle sürtüşmesi olması.’mağdur’ olması.(adi suçlar öenem taşımamaktadır.)
    5.tedavide hastaları hacı, hoca, türbe gibi ‘alternatif’ tıbba yönlendirmede bulunma, mümkünse kendisininde uygulaması, nefesinin kuvvetli olması.ayrıca zaman(tabi aidatını ödeyerek) okuyup, stv seyretmesi ve blue beyin uzun uzun yazdığı ‘hastalıkların’ hiç birini barındırmaması da tercih sebebidir.
    başvurular bu yönde gelsin lütfen.

  30. Yazan:Ç-Z Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    MHP yada CHP bunu sadece oy kaygısı ile yapmış olsa bile ağızlardan kaçanlar/çıkanlar hiç de bu kadar iyimser bir yaklaşımı düşündürtmüyor.Her iki parti de yaptıkları açıklamalarla geri çekilmenin,toplum tarafından savaş sırasında başka bir ülkenin emrinin yerine getirilmesi olarak görülmesini istediler zira ulaşmak istedikleri suçlama“vatana ihanet”ti.Hedefi tam vurup deviren suçlama atışları yapabilmek için defalarca genelkurmayın aradan çekilmesi gerektiğini de sözüm ona muhataplarının “hükümet” olduğu gibi makul açıklamalar yaparak dile getirdiler.Resmen GK dan kendilerine “pas” atmasını istediler.

    Cevizkabuğu programında H.Cevizoğlu’nun GK tarafından araya girilerek(!)yapılan açıklamalar için söyledikleri gerçekten çok ama çok ilginçti;”paşalarımız iyidir,hoştur ama ben torunları ile ilişkilerini yakinen bildiğim için kendilerinin kandırılmaya müsait saf insanlar olduklarını düşünüyorum,zira herkesi kendileri gibi sadakatlerinden şüphe edilmez sanıyorlar.”Bu lafı da Y.N.Öztürk’le beraber orada bulunan paşaya çok zorlamalarına,açık kapalı mesaj vermelerine rağmen“askeri harekatların taktik sorumluluğu hükümete aittir” dedirtememelerinin üzerine söyledi.

    İktidardaki parti bedeli ne olursa olsun yeter ki gitsin mantığı ile mi muhalefet yapılır?
    Bu yaklaşımın,bunca zamanda bu kadar insan öldükten sonra MY’nin açıkladığı yollardan biri ile talep edilen bilgiye ulaşmaları mümkünken bu tarz bir yolun seçilmesi
    Sezar’ın Pompe ile yaptığı savaştan sonra öldürülen binlerce insanın cesetlerinden yapılan bir dağ üzerine çıkıp “zafer”ini ilan etmesinden ne farkı var?

  31. Yazan:Ç-Z Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    Başlık Genelkurmay ama yine popüler konu din ve ateistler.

    İstanbul’un çöp sorunu bile konuşulsa konu dönüp dolaşıp ateistlere ve dine gelir eminim.

    Batının ateisti, hristiyanlığa ve diğer inançlara saygı duyuyor.Hıristiyanlarla uğraşmıyor (Çiğdem B.)

    Çıkıp “ben ateistim” dediğiniz için can güvenliği sorunu yaşamamakla bir alakası olabilir mi?(S.Queen)

    Dine inanmak aptallıktır,
    seküler eğitim almış biri dine inanmamayı akıl eder,
    din devrini tamamlamış bir çeşit devrimdir miadını tamamlamıştır bu çağda bir dine inanmak olsa olsa irticadır,
    dine inanan biri kesinlikle şeriat talep eder bu nedenle rejim için tehdittir,
    dindar bilim öğrenemez,
    dine inanlar özgür değildirler,kendileri itaatkar köle oldukları için başkalarını da köleleştirmek isterler,

    “Tüm bu gerçeklere rağmen bir dine inanan saygıyı hak etmez dolayısı ile onun saygı duydukları da.Bir dine inandığının işaretlerini veren akıl yoksunu, ne istediği belli,potansiyel tehdit olan bu insanları kendimizden ve bulunduğumuz yerlerden uzak tutmalıyız,onları yok edemiyorsak da inandıklarını yok etmeliyiz.”

    Tüm bunları dile getiren insan mı can güvenliği(!) sorunu yaşamaktadır yoksa sadece “inancı” dolayısıyla tüm bunlarla itham edilip,tahammül etmesi beklenen mi?

    Tüm bunlaı dile getirenlerle ruhlar aleminden değiller herhalde!

  32. Yazan:MY Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    CUMHURIYET NESLiNiN SÖYLEYECEK SöZÜ YOK!!!

    Sayin Ç-Z,

    Ne kadar haklisiniz. Biz burada degisik konular açmaya çalisiyoruz, farkli bakis açilari üretelim, toplum,
    ceza evleri, televizyon, küresel isinma, asker vesayeti, liberalizm, vs vs. Varsa yoksa :
    1) Gülen kötüdür,
    2) Gülenciler kötüdür,
    3) AKP Gülencidir,
    4) Demek ki AKP de kötüdür,
    5) AKP’ye oy veren %47 de kötüdür,
    6) ABD ortadoguya hakim olacak,
    7) BOP bizi yutacak,
    8) Türkiye laiktir laik kalacak!!!!!

    Bakin http://derinsular.com'dan Serdar Bey bir röportajda ne demis:

    Ben Cumhuriyet neslinin ‘söyleyecek sözü olmayan’ bir nesil olduğunu düşünüyorum. Bu da tabii, kullanıma hazır doğrularla, ezberci bir şekilde yetiştirilmiş olmanın bir sonucu. Hepimizin maruz kalmış olduğu bu köhne eğitim sistemi ne yazık ki böyle çalışıyor. Zaten bu nedenle de, ‘cumhuriyet dönemi şiiri’ ya da ‘cumhuriyet dönemi romanı’ diye bir şey yok. Yakın bir gelecekte de olmayacak. Elimizdeki çok sınırlı sayıda eser de, sadece ve sadece kendi kişisel imkan ya da gayretleriyle eğitim sisteminin zihinlere yerleştirdiği o fanusu bir şekilde ve bir ölçüde kırmayı başarabilmiş olan kişilere ait. İşin acı yanı şu ki, cumhuriyet döneminin ‘olmayanları’ listesini de epey uzatabilirsiniz. ‘Cumhuriyet dönemi mimarisi’ ya da ‘cumhuriyet dönemi eğlence kültürü’ diyebilirsiniz mesela. Sözgelimi, şehirlerimizi istila eden beton yığını apartmanlar, camiler, işte bu karaktersizliğin bir sonucu.

    Fikir akımları da bu çerçevenin içinde. Yani ‘cumhuriyet dönemi fikir akımları’ diye bir şey de yok. Çünkü cumhuriyet döneminde sadece bir tane fikir var. Diğerleri ise sistematik olarak bastırılmış olan fikirler.

    TAMAMI için :
    http://www.blogkazani.com/yazi/%E2%80%9Ccumhuriyet-neslinin-soyleyecek-sozu-yok%E2%80%9D-3

  33. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    @kapistonai


    1.kadroya alınacak kişi bayansa türbanlı erkekse badem bıyık ve eşinin türbanlı olması.(gerçi ikisindende almak lazım çünkü na-mahreme herkez rahat rahat içini dökemez)

    Uyelerimiz icindeki bayanlardan sadece bir tanesi basortulu. Yine bir tanesinin biyigi var, ben de dahil digerleri biyiksiz. Merak eden olursa, 20 kisiyiz.

    (Bu arada “herkez” yazilmaz “herkes” yazilir. Dahi anlamindaki “da/da” lar da ayri yazilir. Hayir az sonra cv meselesi gundeme gelecek ondan soyluyorum.)

    2.işinin ehli olmasından ziyade imamhatip mezunu olması.

    Heh, bildigim kadari ile 20 uyeden hicbirisi imamhatip mezunu degil.

    3.cv sinde bilimsel referanslardan çok, cemaat, vakıf, parti referanslarının bulunması.

    Bilimsel refarans? İsterseniz biraz yaristiralim mi cv lerimizi? (Bence siz once “herkez”in dogru yazilisini, dahi anlamindaki de/da lari falan ogrenin, gerisine sonra bakariz.

    4.adli sicilinde mümkünse kemalist rejimle sürtüşmesi olması.

    Bu bizim degil insanlara zorla bicim vermeye calisan kemalizmin sucu. “Mutlu ol bu bir emirdir” deyip, alaturka muzigi yasaklayan bir zihniyetten sozediyorz. Surtusmeyenin aklina sasarim.

    5.tedavide hastaları hacı, hoca, türbe gibi ‘alternatif’ tıbba yönlendirmede bulunma […}

    Haci hoca demisken Gamal dagi senliklerinde kaymakamdan garnizon komutanina kadar tam tekmil bulutlarda Ataturk siluleti arayan bunun icin toren duzenleyen tarikatcilardan sozediyorsunuz sanirim. Bir de Anitkabire mabed cankayaya kabe diyenler vardi. Gecenlerde de Mustafa Kemal’i peygamber ilan etmislerdi.

    Bir de nutukun sifresi var sahi.

    (Kusura bakmayin, boyle yoruma boyle cevap. Balbazar’i bari ornek alin, elestiri yapmasini bile beceremiyorsunuz. Cevap yazmaya degecek yorumlar yapin, is guc sahibi insanlariz. İstiyoruz, fikir tartismasi yapalim. Hayir, boyle yorumlarla alay etmesini de biliriz de, hos gelmiyor yani.)

  34. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    @MY,

    Biz burada degisik konular açmaya çalisiyoruz, farkli bakis açilari üretelim, toplum, ceza evleri, televizyon, küresel isinma, asker vesayeti, liberalizm, vs vs.

    Kuraklığın sebebi günahlarımız, Kenan Evren cennetlik demiş,
    “anlı şanlı Türk ordusu gücümüzü dünyayı göstersin” şiarıyla hareket
    edenleri eleştirmek söylecek sözün olmasıdır.

  35. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    Yazının konusuna dönülürse ise, bu tabloda gözüken asker-islamcı(pardon Müslüman demokrat) ittifakından başka birşey değil.

    Otoritenin, statükonun hatalarından, çözümsüzlüğünden bahsediyorsunuz AKP şu an bunun ana damarıdır,”mağdur çarıklı” edebiyatı bozuk bir yemeğin devamlı pişirilereke önümüze gelmesi gibi.

    Ertuğrul Kürkçü bunun hakkında şöyle yazmış:
    Bu sonuç, bir cümlede özetlememiz gerekirse ordunun gücüyle paranın ve dinin gücünün halkın tepesinde birleşmesi demek.”


    Bir tek parti devleti kuruluyor tepemizde.

    Siyaset oyununu, Silahlı Kuvvetleri kendilerinden göstererek oynama sırası artık AKP’de…
    İktidarı eleştirememek, bu anlamda MILITARIZMin dibine batmaktır.

  36. Yazan:kapistonai Tarih: Mar 12, 2008 | Reply

    sayın demren
    sizin okuduğunuzu anlamada ve yorumlamada ciddi sıkıntı içinde olduğunuzu düşünmeye başladım.ben site yazarlarının bıyığını,türbanını.. düşünüyor olsam yada sitenin bunları ön planda tutuklarını düşünsem zaten hiç bir yoruma katılmazdım.sizin mantığınızla bakarsak blue nun yorumuda sitede yorum yapanların hepsinın sıraladığı sıkıntılar içinde olduğunu düşünmek gerek.blue nasıl ki site özelinden türkiye ye bir göderme yaptıysa benimkide aynıdır.türkiyedeki kadrolaşmadır. itirazınız varsa buna yapın. resmen durumdan fazife çıkarıp konuyu saçma sapan yerlere çekmişsiniz. ama enteresan olarak ilk dört maddeyi site üstünden son maddeyi türkiye üzerinden cevaplar vermişsiniz. onu siteyle bağdaştıramadınız heralde!! keşke onu 1. yazsaydım. belki diğerlerinede aynı şekilde baka bilirdiniz. yada isterseniz bundan sonraki yorumlarımda(tabi sizi rahatsız etmeyecekse) bir parantez açıp birde kast ettiğimi yazayım.
    imla hataları hakkında haklı olabilirsiniz.kemalist eğitim sisteminden olsa gerek -de -da larda hep sıkıntı çekmişimdir.oda af ola, napiyim.yada siz bir kıyak yapıp düzeltiverin.

  37. Yazan:çuvaldız Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    Snowqueen,
    siyasi bir parti olarak AKP’ye duyduğun düşmanlığın dibine batmadan “hükümet eleştirisi” yapabileceğinden emin misin?

    Bu düşmanlık,seni AKP’i eleştiremeyenlerden farklı kılmıyor?

  38. Yazan:Emre Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    Selamun Aleyküm;

    Bu görüntüler çok tartışılacak!

    http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=166694

  39. Yazan:zihni Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    Çetin Altan Üstadın kulakları çınlasın:

    Kışla ile cami arasında sıkışan bir toplum nasıl demokrat olabilir, nasıl özgür olabilir ki?
    Çok cümleler kurulabilir de
    İşin özeti budur.

  40. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    @Kapistonai,

    Blue “Çiğdem hanım’ı kadrolu psikolojik danışman olarak siteye almak lazım.” demişti, siz de ona “ama kadro deyince tabi artık bunun bazı gerekleri var.” şeklinde cevap vermiştiniz.

    Blue’nun sıraladığı şeyler toplumda olan ve bu sitedeye yansıyan paranoyaklıklar. Yani ikisi ‘direk’ ilişkili.Yorumlardan bunları görüyoruz. O maddelerin hemen hepsini savunan yorumcularımız var.

    Sizin sıraladıklarınızın ise bu site ile alakası yok. Toplumsal karşılığı çok tartışılır. O bakış da aynı paranoyaklığın bir başka boyutu çünkü.

    Ayrıca, Blue’nun site özelinden Türkiye göndermesi yapması ile sizin Türkiye (iktidar) genelinden site özeline gönderme yapmanız aynı şey değil. Yanlış kıyas, yani çöpe.

    Son maddede alayın dozunu arttırdım sadece. Kibarını haketmiyor çünkü.

    Sizin cevaplarınızı duyalım, maddelerin hepsini es geçmişsiniz?

    Dinci takımının hacı hocası kendi çapında mahalle kadınlarına danışmanlık yapıyor. Bu kemalistlerin dini ritüellerine ise Garnizon komutanı, Kaymakam falan katılıyor. Ne dersiniz mesela buna?

    İmla hatalarınıza gelince. Haklı olabilirsiniz değil haklıyım ve bunlar basit imla hataları değil. Düzeltirim elbette ama redaksiyon ücretim pahalıdır, onu söyleyeyim. Tamam derseniz bana yazın.

  41. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    @Suat Demren,

    insanları “cehennemlik” addetme süreçlerinin başka bir türlüsü herkese “paranoyak” teşhisi koymak mı?

    Gülen cemaatini, AKP’yi sevmiyorsak ve beğenin beğenmeyin gerekçelerimiz varsa siz kim oluyorsunuz da “paranoyaklık” yakıştırması yapıyorsunuz?

    Redaksiyon ücretiniz pahalıysa bir dahaki sefere “totoriter rejim” gibi
    dil sürçmesi maiyetindeki ifadelerle kendi imajinizi gölgelemeyin:)

    @çuvaldız

    Yapılan sadece hükümet eleştirisi değil ki, sistem eleştirisi.
    Elbette farklı, farkı da fiyatı.

  42. Yazan:kapistonai Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    Sayın demren
    Bu sitede siz varken zaten, psikolojik danışman falan aramaya gerek yok.bu görevi fazlasıyla üstlenmiş görünüyorsunuz. Maşallah toplumdaki kaygıları ve farklı düşünceleri paranoyaklıkla yaftalamaktan geri kalmıyorsunuz. Birazda kendinize dönük psikolojik analizlerde bulunun bari. Yada Da vinci nin şifresini ‘çözen’ çiğdem hanım belki sizin içinde bir psikojik analiz attıra bilir.. konuları siyah-beyaz olarak tartışmayı seviyorsunuz anlaşılan. Aha bir ‘paranoyak Kemalist’ yakaladım diye hevesleniyorsunuz. Blue nun yaptığı, siteden -Türkiye ye gönderme karşılık buluyorsa ve o görüşlerin sitede karşılığı varsa pekala benim görüşlerimin de karşılığı vardır. Yani doğru kıyas çöpten geri çıkar.
    Siz benim yazdığım maddelerden gocunup, kendinizi muhatap hissedip, hepsine cevap verdiniz. Bana verdiğinizi zannettiğiniz ‘şakacı’ cevapların hepsini ben kendime muhatap görmüyorum .
    özel paragraf açtığınız son maddeye gelecek olursak , Kemalist tayfanın ritüelleri konusunda haklısınız. Ama dinci takımını indirgediğiniz ‘mahalle kadınlarına danışmanlık’ konusuna katılamayacağım. Zira ‘çocuklar bereketi ile gelir’ söyleminden, ‘türbanını çıkar demek donunu çıkar demektir’ söylemine, ‘kuraklığın nedeni günahlarımızdır’ söyleminden, ‘pkk ların zaten sünnetsiz oldukları’ söylemine…bunlar bana mahalle kadınlarına danışmanlık yapanlardan çok daha başka kimseleri çağrıştırıyor. Siz ne dersiniz mesela buna? Hacı hoca etiketi; başbakan, tüccar-danışman-pazarlamacı-fındıkçı, modern zamanlar vaizi, vali sıfatlarını alınca dedikleri daha farklımı oluyor?
    Onlar hacı-hoca tayfası. Bunlar ne tayfası. Arasındaki 7 farkı bulabilirmisiniz?

    Düzeltirim elbette ama redaksiyon ücretim pahalıdır, onu söyleyeyim. Tamam derseniz bana yazın.
    Buda her fırsattan kazanç sağlayan, uyanık, kurnaz girişimci tavrı. Ama size hiç yakıştıramadım doğrusu. Gülen hocayı örnek alsanıza kendinize.bakın sadece hayır duası için neler yapıyor.bende size dinsiz Kemalist eğitim sisteminde ‘eğitilirken’, dayak yiyerek ezberlediğim dualardan okurdum. Yetmezmi?

  43. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    @Kapistonai

    Bu sitede siz varken zaten, psikolojik danışman falan aramaya gerek yok.bu görevi fazlasıyla üstlenmiş görünüyorsunuz. Maşallah toplumdaki kaygıları ve farklı düşünceleri paranoyaklıkla yaftalamaktan geri kalmıyorsunuz.

    Onca araştırma yapılıyor, toplumda bu kaygılar yok. Yok irtica geliyor, yok hepimizi kapatacaklar falan. Yok toplumda böyle bir korku. İşte en taze araştırmalardan birisi:

    http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=305818

    Üç-beş paranoyak dışında bu korkunun toplumsal karşılığı yok. Bir de bu korkuyu sopa olarak kullanan oligarşi var, o kadar.

    Blue nun yaptığı, siteden -Türkiye ye gönderme karşılık buluyorsa ve o görüşlerin sitede karşılığı varsa pekala benim görüşlerimin de karşılığı vardır.

    Blue’nun saydıklarının karşılığı yorumculardan var. İşte gösteriyorum, mesela siz.

    Peki siz söylediklerinizin karşılığına gelecek DD üyesi gösterin?

    Hani nerede? Bir tane karşılık gösterin? Hani badem bıyıklı adamlar? Hani başörtülü kızlar? Nerede bu DD üyeleri? Kıyas çöpte de değil artık, çöp toplama merkezine vardı bile. Blue’nun site özelinden Türkiye göndermesi yapması ile sizin Türkiye (iktidar) genelinden site özeline gönderme yapmanız aynı şey değil.

    Hem insanların badem bıyığından size ne yahu? Etek traşına da karışın bari, ölçü verin falan? Bıyık mıyık nasıl eleştiri konusu oluyor? Bu ilkellik değil mi? Bu devirde sakalla, kılla tüyle, örtü ile uğraşmak? Yobazlık bu resmen yahu bunu nasıl göremiyorsunuz?

    Bakın elalem nasıl gülüyor bunlara:

    http://www.izlenimler.net/2008/03/13/zorbalar-icin/

    Siz benim yazdığım maddelerden gocunup, kendinizi muhatap hissedip, hepsine cevap verdiniz. Bana verdiğinizi zannettiğiniz ‘şakacı’ cevapların hepsini ben kendime muhatap görmüyorum .

    Görmezseniz vallahi hatrım kalır.

    Kemalist tayfanın ritüelleri konusunda haklısınız.

    Haklıyım tabi.

    Ama dinci takımını indirgediğiniz ‘mahalle kadınlarına danışmanlık’ konusuna katılamayacağım.

    Bakalım hele.

    Zira ‘çocuklar bereketi ile gelir’ söyleminden,

    Bunu DD’den kim söylemiş?

    ‘türbanını çıkar demek donunu çıkar demektir’ söylemine,

    Bu dini ritüel mi? Ne alaka? Ve bunu DD’den kim söylemiş?

    Hem karşıdaki zorbalar insan hakkından hukukundan anlamıyorlarsa böyle kafalarına vurmak gerekiyor. Bu devirde insanları kılık kıyafeti sebebiyle eğitim hakkının hukuksuz bir yasakla, zorbalıkla gasbedilmesi karşısında ağzını doldurarak küfretmemek çok zor. İnancı gereği örtünen bir insana “onu çıkart” demek ne biçim zorbalıktır? Kaç başörtülü tanıyorsunuz, kaçıyla konuştunuz? Ben birçokları ile konuştum; başını açmalarının istenmesinin onlara ne hissettirdiğini iyi bilirim.

    ‘kuraklığın nedeni günahlarımızdır’ söyleminden,

    Bunu DD’den kim söylemiş? İyice elmaları armutları karıştırdınız. Ondan sonra sitede karşılığı var diyorsunuz. Hani nerede var? Kim söylemiş bunu, DD ile ne alakası var?

    Ayrıca dinlerin metafizik boyutları vardır, determinist ilkeler dinlerde başat söylem olmak zorunda değil. Size ne, isteyen inanır isteyen inanmaz. İlahi irade doğal yasaların da yaratıcı olarak üst prosesten varlığa sürekli müdahildir zaen. De bunun kemalist ritüellerle ne alakası var? İslam bir din. Kemalizm ne? Din mi? Yahu bunlar değil mi, dini geri gören, kendilerini ileri, aydın zannedenler? Bu ne perhiz ne lahana? Dağda taşta silület aramaklar, peygamber ilan etmeler, Nutuk’tan şifre çıkartmalar falan? İslam bir din elbette metafiziği olacak, ya bu ne? Halısınız demekle olmuyor. Bu kemalistler ‘devleti’ yönetiyor.

    Fethullah Gülen, -galiba- bir doktora, rahatsız olan çocuğu için bir dua okuyup altın hediye etti diye doktora etmediği lafı bırakmayan medya, her yıl Damal’da düzenlenen “Atatürk’ün silüeti şenlikleri” hakkında ne diyor?

    Bakın bu şenliklere kimler kimler katılmış; Vali, Belediye Başkanı, Tugay komutanı, CHP’li vekiller vs.. Ve sürekli İslamî metafiziğe saldıran/alay eden Hürriyet bunu nasıl vermiş, hiç istihza var mı?

    Bu ikiyüzlülük nasıl tiksindirmez insanı?

    Hakim medeniyetin ideolojilerini 40-50 yıl geriden takip edebilen, bunu da ancak şekilsel yönden yapabilen, böyle yapmakla da kendini aydınlanmış(!) sanan zevat, kurtulmak istedikleri, pis sandıkları/buldukları şarklılıktan bir türlü kurtulamadıklarını da böyle garip tezahürlerle gösteriyorlar; kendi metafizik saçmalıklarının İslamın tutarlı metafiziğinin yanında yerlerde süründüğü, bu saçmalıklarının İslamî açıdan da alay konusu olduğunu farketmiyorlar.

    pkk ların zaten sünnetsiz oldukları’ söylemine…

    Bunu hangi DD üyesi söylemiş?

    bunlar bana mahalle kadınlarına danışmanlık yapanlardan çok daha başka kimseleri çağrıştırıyor.

    Kim bunlar, hangi DD üyesi? Bu sitede karşılığı vardı hani, gösterin. Şu üye deyin, şunu yazmış deyin. Gösterin. Karnınızdan konuşup duruyorsunuz.

    Hacı hoca etiketi; başbakan, tüccar-danışman-pazarlamacı-fındıkçı, modern zamanlar vaizi, vali sıfatlarını alınca dedikleri daha farklımı oluyor?
    Onlar hacı-hoca tayfası. Bunlar ne tayfası.

    Bana ne kardeşim siyasetçiden? Ben bu siteden sözediyorum. Burada AKP’yi de pekçok konuda eleştirdik biz. Siz bu sitede karşılığı var dediniz, bekliyorum. Bir site üyesi göstermenizi bekliyorum; siyasetçi, hoca, badem bıyıklı, fındıkçı cart curt.. Kim ya da kimlermiş, buyrun gösterin.

    Buda her fırsattan kazanç sağlayan, uyanık, kurnaz girişimci tavrı. Ama size hiç yakıştıramadım doğrusu. Gülen hocayı örnek alsanıza kendinize.

    Bu din hizmeti değil, kusura bakmayın. Dini bir hizmet olsa eyvallah. Siz okulda Türkçe dersinden birşey öğrenemediniz diye bedava redaksiyon mu yapacağım? İşinize gelirse. (Yorum başına 40 ytl alırım. Her a4 ilave için de 40. Kabul mü? 🙂

    ***

    Vallahi bu muhalefet düzeyine bakıp bakıp ülke için üzülüyorum. Sağlıklı muhalefeti ülke için gerekli görenlerdenim. Ama böyle mi yapılacak muhalefet, bu söylemle mi? Argümanlara bakın hele. Badem bıyık, fındık, başörtüsü, günahlar ve küresel ısınma pipisi törpülenmemiş PKk’lılar.. Bu mu muhalefet? Üstelik bazıları iktidarla alakasız bazıları da FG ile. Elmalar armutlar, hepsi birbirine girmiş.

    Daha önce de yazdım, ‘muhalefet etmeyi’ iktidarın her yaptığına “istemezük” demek sanan bir garip zihniyet var ülkede. Aslında hep vardı ama AKP iktidarında iyice ayyuka çıktı bu. Bunu alın, bir de üzerine aynı refleksi göstermekle birlikte milletin inançlarını, değerlerini küçümseyen, onları görmezden gelen, her fırsatta aşağılayan, yaşadığı ‘beyaz türk’ çevresini tüm ülkeye şamil eden, bu yanılgı ile de her seçimde eşşekten düşmüşe dönen, şaşıran acayip bir güruhun söylemini koyun; işte ülkenin başat muhaliflerinin manzarası. Devam edin böyle, bu kafa ile giderseniz 20 yıl daha Erdoğan’a katlanmak zorunda kalırsınız.

  44. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    @snowqueen

    insanları “cehennemlik” addetme süreçlerinin başka bir türlüsü herkese “paranoyak” teşhisi koymak mı?

    Bu “cehennemlik olmak” bu kadar korkuttuysa müslüman olun kurtulun. Bir dinin inananlara vazettiklerine bile karışıyorsunuz yahu. Vatikan’a göre de hem siz hem ben cehennemlikiz, ona da birşeyler söyleyin eliniz değmişken? Herkesin dini kendine neden bunu kabullenemiyorsunuz? Siz ölünce böceklere yem olacağınıza inanın ben tekrar yaşayacağıma. Kime ne? Yeter ki kimse kimseye inancını dayatmasın.

    Gülen cemaatini, AKP’yi sevmiyorsak ve beğenin beğenmeyin gerekçelerimiz varsa siz kim oluyorsunuz da “paranoyaklık” yakıştırması yapıyorsunuz?

    Gülen’i ya da AKP’yi sevmemekle bunun alakası yok. Yolunuza ölüyorlardı onlar da zaten “n’olur sevin” diye. Şu eleştiri diye öne sürülen argümanlarınız komik, alay etme hakkımızı kullanıyoruz.

    Paranoyaklık bunlarla alakalı değil. Gülen’i sevin, sevmeyin, AKP’yi sevin sevmeyin kime ne? Sürekli bir korku siyaseti yapılıyor, Paranoyaklık bu. Yukarıda linkini verdim bu korkunun toplumsal karşılığı yok. Karşılaştırın bakalım Blue’nun listesindekilerle araştırma sonuçlarını toplumda bunun karşılığı var mı? Bu korku bazı paranoyakların zihinlerinde. Bizim değindiğimiz bu. Yoksa siz AKP’den nefret ediyormuşsunuz, Gülen’i sevmiyormuşsunuz, kime ne? Bununla alakalı olması, aptalca argümanlarla korku ve nefreti bulamaç yapıp muhalefet diye sunmanızda. Buna dair de dediğim gibi alay etme hakkımızı kullanıyoruz sadece. (Ciddi kısımlarını ise burada Balbazar’dan başka konuşacak kişi göremiyorum maalesef.)

  45. Yazan:Ç-Z Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    Suat bey,siz beni şu “herkez”i okumaktan ve takıntı yapmaktan kurtardınız ya olsun ben size 40 ytl’yi derhal gönderirim,hem de büyük bir memnuniyetle 🙂

  46. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    Est Ç-Z hanım..:-)

    Kapistonai cv lerden, dini referanslardan falan bahsedince, kendisinin referanssız bir cv si olduğunu tahmin ettiğimden dikkatimi çeken dilbilgisi hataları için yardım etmek istedim sadece. Hem dini referansı yok hem de bu gibi hatalardan dolayı iyice şansı azalmasın diye.:)

  47. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 13, 2008 | Reply

    @Suat Demren

    “cehennemlik” olmak beni değil sizi korkutur ancak. Bu korku siyasetleri kaynağını nereden alıyor acaba?
    (Siz de okulda felsefe, sosyoloji derslerinden birşey öğrenemedinizse eğer bende yorum başına 40 ytl alabilirim, durun tahmin edeyim zaten okulda bu dersleri görmediniz öyle değil mi)

    Vatikan’in yeni günahlar listesinde evet günahkar olabilme ihtimaliniz yüksek çünkü “sosyal adaletsizlik yaratacak”durumları savunup, çevreyi kirleten sistemlere paye veriyorsunuz. yani öyle içki içmeyerek, şehvetten uzak durarak, dinsiz imansızlara kibirle karışık bir öfkeyle bakarak falan kurtulamazsınız:-)

    Gülen ve AKP ile argümanların “aptalca” olması kıstasını kim koyuyor?
    Tek parti diktatörlüğünden bahsetmek aptallıksa, bana akıllıca bir şey söyleyin.

    Hala beyaz türklerden bahsediyorsunuz, siz nerede oturup ne iş yapıp ayda ne kadar maaş alıyorsunuz, eşinizin başı örtülü diye zenci türk mü oluverdiniz? Tuzla’da üç kuruşa çalışan işçi misiniz ayıp değil mi?
    Şimdi “ideolojik zencilik” falan demeyin zira yemezler.
    İdeolojik zenciler maşallah askerle el ele, kol kola.

    Her karşı fikre “paranoyak” diye yaklaşmak daha patalojik bir durum.

  48. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    @Snowqueen

    “cehennemlik” olmak beni değil sizi korkutur ancak.

    O zaman sorun nedir?

    Bu korku siyasetleri kaynağını nereden alıyor acaba?

    Yahu size ne? Nereden alırsa alsın Allah allah Türkiye’yi dizanyn etmeye kalkmak yetmedi, sıra metafiziğe mi geldi? Size ne, nereden alırsa alsın, kim ne düşünürse düşünsüz size ne? Katılmaz, inanmazsınız olur biter, siyasi tartışmada bu argümanları kullanmak ne oluyor? Hayret birşey, insan eleştireceğim diye kendini bu kadar komik duruma düşüremez ki?

    Vatikan’in yeni günahlar listesinde evet günahkar olabilme ihtimaliniz yüksek çünkü “sosyal adaletsizlik yaratacak”durumları savunup, çevreyi kirleten sistemlere paye veriyorsunuz. yani öyle içki içmeyerek, şehvetten uzak durarak, dinsiz imansızlara kibirle karışık bir öfkeyle bakarak falan kurtulamazsınız:-)

    Bunlar benim sorunum. Herkesin tek tek birey olarak kendilerinin sorumluluğunda.

    Ayrıca sosyal adaleti mülkiyet düşmanlığı ile özdeşleştirmek ve dizayn yapmaya kalkmak sosyal adaletsizliklerin en birincil kaynağıdır. Yeniden dağıtımcılık, merkezi planlama zorbalıktır. Mülkiyet hırsızlık değildir ama planlama açık bir hırsızlıktır. Ahlaklı bir liberalizm, sosyal yardımlaşmaya önem veren bir liberalizm mümkündür. Şahsi hayatımda bunu gayet güzel yapıyorum.

    İktisattan hiçbirşey anlamamanıza rağmen bu kadar rahat sallayabilmek cahil cesareti olsa gerek. Çevre konusunu bunlarla içiçe tartışmak da ayrı bir cehalet eseri. Galiba o hakkında bir şey bilmediğiniz komunist SSCB”nin ağır sanayi hamlesi sırasında Marksın ruhundan istimdat ederek çevreye hiç zarar vermediğini düşünüyorsunuz. Olsun, bu da geçer. Ama biraz bokumak gerek.

    Alternatifi yeniden dağıtım, planlama olmayan her düşünceye açığım. Bu ikisi ise insanlık için felaket demek. 100 milyon cana maloldu bu ideoloji hala akıllanmayanları görmek ne korkunç. Ekonomik temelli savaşları din savaşı sanıp tukaka etmek iyi, bu 100 milyon insan ateist ideolojiler uğruna kurban gitti ama hiç ses soluk yok. Bu rakamın dünyadaki o ana kadar yapılmış tüm savaşlarda ölen insanların toplam sayısından daha fazla olduğu düşünülüyor, bunun ne anlama geldiğinin farkında mısınız efem? Din savaşı mı demiştiniz?

    Gülen ve AKP ile argümanların “aptalca” olması kıstasını kim koyuyor?

    Ben koymuyorum, kendileri sırıtıyor: Badem bıyık, başörtüsü, küresel ısınma, günahlar, fındık, cehennem vs vs vs. ahahaha. Muhalefete bakın hele..

    Hala beyaz türklerden bahsediyorsunuz, siz nerede oturup ne iş yapıp ayda ne kadar maaş alıyorsunuz, eşinizin başı örtülü diye zenci türk mü oluverdiniz?

    Size bu “beyaz türk” kavramının ekonomik bir sınıf olmadığını kaç kez söyleyeceğim? Bu kültürel bir sınıflandırma. Zihnin iğdiş edilmesi ile alakalı, parala pulla alakası yok. Bakın bunun bir ispatı:

    http://www.dusunceler.org/guncel/2008/03/12/imam-yellenirse-cemaat-ne-yapar/

    Şükür ki değişiyor. Çatırtıları hep birlikte duyuyoruz. Bu zaman kadar kendilerini ülkenin sahibi sananlar, aslında bunun böyle olmadığını gördü. Kavga da bundan zaten. Bu arada saflar sıklaşıyor, bakın artık kemalizmi eleştirmek de yasak:

    http://www.dusunceler.org/1/2008/03/13/kemalizmi-elestirmek-artik-yasak/

    Her karşı fikre “paranoyak” diye yaklaşmak daha patalojik bir durum.

    Est, ben almayayım. Neden mi? Balbazarla sizi (ve muadillerinizi) neden ayrı yere koyduğum üzerine biraz düşünerek cevabı bulabilirsiniz. Kolay gelsin. (Bu arada badem bıyık bırakmayı düşünüyorum, az sonra namaz kılacağım, dua gibi de birşey edeceğim, ellerimi açacağım. Umarım bunlar hakkımdaki güzel düşüncelerinize bir zarar vermez. ahahaaha. komedi ya..

  49. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    cehennemlik” olmak beni değil sizi korkutur ancak.

    O zaman sorun nedir?

    korku siyaseti:))

    Nereden alırsa alsın Allah allah Türkiye’yi dizanyn etmeye kalkmak yetmedi, sıra metafiziğe mi geldi?

    Kemalizmin “din olması” mevzusunda pek sıkı fıkıydınız dinlerin kollektif bilinçaltı analizinde:)
    “Atatürk’ün silüet senlikleri”ni eleştirirken cennet-cehennem ve diğer
    “metafizik” hatta totemik algılarınızı sorgulama dışı kutsal bir alana çekmeyi mi düşündünüz? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

    İktisattan hiçbirşey anlamamanıza rağmen bu kadar rahat sallayabilmek cahil cesareti olsa gerek. Çevre konusunu bunlarla içiçe tartışmak da ayrı bir cehalet eseri. Galiba o hakkında bir şey bilmediğiniz komunist SSCB”nin ağır sanayi hamlesi sırasında Marksın ruhundan istimdat ederek çevreye hiç zarar vermediğini düşünüyorsunuz. Olsun, bu da geçer. Ama biraz bokumak gerek.

    iktisattan elbette birsey anlamıyorum, ben iktisatçi değilim, güzel sanatlar mezunuyum. böyle bir iddiam da yok.
    SSCB’nin çevreye zarar vermediğini de düşünmüyorum, hatta SSCB’nin ataerkillikten tamamen kurtulduğunu bile düşünmüyorum.
    Görüyorsunuz ya, geçecek pek birsey yok:)

    Ekonomik temelli savaşları din savaşı sanıp tukaka etmek iyi, bu 100 milyon insan ateist ideolojiler uğruna kurban gitti ama hiç ses soluk yok. Bu rakamın dünyadaki o ana kadar yapılmış tüm savaşlarda ölen insanların toplam sayısından daha fazla olduğu düşünülüyor, bunun ne anlama geldiğinin farkında mısınız efem? Din savaşı mı demiştiniz?

    ekomomik temelli savaşları din savaşı sanan halktı, bunu bana değil
    haklara böye inandıran akbabalara anlatın.

    Badem bıyık, başörtüsü, küresel ısınma, günahlar, fındık, cehennem vs vs vs. ahahaha. Muhalefete bakın hele..

    eee, simgelerle yaşamaya alıştık.

    Size bu “beyaz türk” kavramının ekonomik bir sınıf olmadığını kaç kez söyleyeceğim? Bu kültürel bir sınıflandırma. Zihnin iğdiş edilmesi ile alakalı, parala pulla alakası yok. Bakın bunun bir ispatı:

    O zaman tez elden ekonomik sınıflarla ilgili “beyazlık, siyahlık” tespitlerine girişin, hem beyaz olup hem “ben siyahım” diye bağırmak,
    gerçekten siyah olabilecek birine de “sen beyazsın” demek komik olabiliyor.

    Bu arada badem bıyık bırakmayı düşünüyorum, az sonra namaz kılacağım, dua gibi de birşey edeceğim, ellerimi açacağım. Umarım bunlar hakkımdaki güzel düşüncelerinize bir zarar vermez. ahahaaha. komedi ya..

    Hakkınızda güzel düşüncem zaten yok, zarar endişesi duymayın.
    badem bıyıkta sevimlilik katabilir arkasını bırakmayın bence.
    Bu “materyalist, ateist, kemalist, komünist, paganistlere gününü gösterdiğini sanıp huşuyla ibadete yönelen” tavır, daha karikatürize
    bir hal alabilir.

  50. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    insanları “paranoyaklık”, muhalefetlerini “aptallık”la suçlamadan önce karşınızdakini bir dinleyin.

    AKP’NİN YENİ TÜRKİYES’Sİ

    mesele sadece Kürtler değil. Mesele bütün Türkiye. Yeni sosyal güvenlik paketiyle daha çok çalışan insanlar olacağız. Hatta durmadan ve ölene kadar çalışan insanlar. Çocuk işçi çalıştırmanın cezası parasal olarak azaltılacak. Yeni vergi uygulamalarıyla sinema, tiyatro daha pahalı olacak. Ve daha çok çocuk yapacağız, Başbakanımız öyle istiyor.
    Bu hükümet, bu hükümetin ardında kendinden daha büyük olan proje istiyor ki biz sabah kör karanlıkta işe gidelim, dönüp evde yemeğimizi yerken televizyondan dinimiz ne diyor onu dinleyelim. Yatıp rüyasız kalkıp yeniden aynı günü tekrar edelim. Çok çocuk yaptığımız için de bir “çocuk ülke” olarak kalalım, kolay yönetilelim.

    …….

    Bu hükümet ve bu hükümetin ardındaki kendinden daha güçlü ve büyük olan siyasi proje, tıpkı Çankaya gibi Türkiye’yi de beğenmiyor. Rakı içenleri sevmiyor. Çalıştığının karşılığını almak isteyen memurları sevmiyor. Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine direnen doktorları sevmiyor.
    Kendilerinin hayatını değiştirecek politikalarla ilgili soru sormak isteyenleri sevmiyor. Feminist kadınları sevmiyor. Oruç tutmayanı sevmiyor. Türkiye’nin Dubai’ye dönüşmesini istemeyenleri sevmiyor. Sevmiyor işte. Çünkü Türkiye için biçilmiş “Ilımlı İslam Demokrasisi” adlı elbiseye uymuyor bu kişiler, sürekli huzursuzluk çıkarıyor. Ve tıpkı Çankaya Köşkü gibi kendi zevkine göre “dizayn” etmek istiyor Türkiye’yi.

    Ece Temelkuran

  51. Yazan:fizikci Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    Bu Ece Temelkuran da tam bir prototipmiş ya. İncelemeye almak lazım. Yazılarını takip edicem bundan sonra. Şuna çok güldüm:

    Bu hükümet ve bu hükümetin ardındaki kendinden daha güçlü ve büyük olan siyasi proje (BOP diyor herhalde 🙂, tıpkı Çankaya gibi Türkiye’yi de beğenmiyor. (Gaffar gibi, beni beenmiyormusun? :D) Rakı içenleri sevmiyor. Çalıştığının karşılığını almak isteyen memurları sevmiyor. Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine direnen doktorları sevmiyor.
    Kendilerinin hayatını değiştirecek politikalarla ilgili soru sormak isteyenleri sevmiyor. Feminist kadınları sevmiyor. Oruç tutmayanı sevmiyor. Türkiye’nin Dubai’ye dönüşmesini istemeyenleri sevmiyor. Sevmiyor işte. (Hüüü, sevmiyor işte, sevmiyor!) Çünkü Türkiye için biçilmiş “Ilımlı İslam Demokrasisi” adlı elbiseye uymuyor bu kişiler, sürekli huzursuzluk çıkarıyor. Ve tıpkı Çankaya Köşkü gibi kendi zevkine göre “dizayn” etmek istiyor Türkiye’yi.

  52. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    Snowqueen,

    Kemalizmin “din olması” mevzusunda pek sıkı fıkıydınız dinlerin kollektif bilinçaltı analizinde:)
    “Atatürk’ün silüet senlikleri”ni eleştirirken cennet-cehennem ve diğer
    “metafizik” hatta totemik algılarınızı sorgulama dışı kutsal bir alana çekmeyi mi düşündünüz?

    Allah akıl fikir versin diyeceğim ama Allah’tan da bir anda o kadar çok şey istenir mi emin değilim.

    Yahu İslam bir din. İnananlar bunu kabul ediyor. Metafizik boyutu var. Sorgulayan sorgulasın. Ama bunun siyasi tartışmada ne işi var?

    Peki Kemalizm ne? Din mi? Yukarıda da yazdım, yahu bunlar değil mi, dini geri gören, kendilerini ileri, aydın zannedenler? Dindarları kötüleyenler, aşağı görenler? Dağda taşta silület aramaklar, peygamber ilan etmeler, Nutuk’tan şifre çıkartmalar falan? İslam bir din elbette metafiziği olacak, ya bu ne? Bu kemalistler ‘devleti’ yönetiyor, inançlara saldırıyor, bunları gerilik olarak görüyor. Bulutlardan şekilsel ilham beklemekler falan medir?

    Bakın bu şenliklere kimler kimler katılmış; Vali, Belediye Başkanı, Tugay komutanı, CHP’li vekiller vs.. Pozitivist değil miydi bunlar? Günaşırı pozitivzm dersi vermeye kalkmıyorlar mı?

    Müslüman gayba iman eder, iman ettiği zaman müslüman olur. Gaybe iman ettiğini bilir. Bunların siyasi tartışmada ne işi var? Müslüan bize çağdaşlık dersi vermeye kalkan bu pozitivist yobazlar gibi kendini böyle rezil etmez.

    Hem metafiziği olmayan bir ideolojiden bahset hem de dağda taşta şekil ara, nutuku kutsal kitap yap, Atatürk’ü peygamber ilan et. Koruma knunu ile koru yetmeyince ideolojik eleştiriyi de aynı kanunun kapsamına al. (Linkini verdm yukarıda) Sonrada çağdaşlık dersi ver. Metafiziği olmayan bir ideolojiyi dine dönüştür, bir de üstüne bunu pozitivizm diye kakalamaya çalış.

    Bu ideoloji devletin resmi ideolojisi üstelik. kanunla da korunuyor. Güya din devleti değiliz değil mi?

    Buradaki komediyi görmemek için “paranoyak” olmak ve bunları desteklemek için de işte yukarıdaki gibi “aptalca” argümanlar sunmak gerek. Devam edin devam edin, münasip yerlermizle gülüyoruz halinize.

  53. Yazan:TT Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    Ece Temelkuran:
    Türkiye’nin Dubai’ye dönüşmesini istemeyenleri sevmiyor. Sevmiyor işte.
    Ece Temelkuran sanki işçinin,memurun güllük gülüstanlık bir hali varmış gibi yapılacak reformları seviyor sevmiyor mantığıyla değerlendirmiş…

    Türkiye keşke ticari canlılık ve turizm açısından Dubai’ye dönüşse.Elimizde çok daha imkan varken niye başörtüsü,laiklik gibi problem olmayan şeyleri problem ettiğimizi sorgulasa, niye ticaret ve turizm merkezi olmadığımız hakkında kafa yorsaydı…
    Kalkınma uzmanı olan devlet bakanı Mehmet Şimşek bir röportajında üretimin yanında asıl olarak ticaret ve turizm merkezi olan bir ülke olmamız gerektiğini söylüyordu…
    Dubainin henüz kıyı bölgelerinde hayat var.Ancak bu gidişle çölede hayat getireceklerine şüphem yok.Biz ise laik rektörleri muhtıra açıklamalarını yaşar dururuz…

  54. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    Yahu İslam bir din. İnananlar bunu kabul ediyor. Metafizik boyutu var. Sorgulayan sorgulasın. Ama bunun siyasi tartışmada ne işi var?

    Siyasi tartışmada ne işi olduğunu okullardan din derslerini kaldırmayanlara, “dindar cumhurbaşkanı seçtireceğiz” diyenlere, belediye tesislerinde içkiyi yasaklayanlara sorsanıza.

    Peki Kemalizm ne? Din mi? Yukarıda da yazdım, yahu bunlar değil mi, dini geri gören, kendilerini ileri, aydın zannedenler?

    Kemalizmi totemik bir dine dönüştürenler elbette ilerici değil.
    Bunu aklı başında kim savunabilir?

    Müslüman gayba iman eder, iman ettiği zaman müslüman olur. Gaybe iman ettiğini bilir. Bunların siyasi tartışmada ne işi var? Müslüan bize çağdaşlık dersi vermeye kalkan bu pozitivist yobazlar gibi kendini böyle rezil etmez.

    gaybe iman edersiniz edin yeterki bize de dayatmayın.
    Yaşadığımız Türk-İslam sentezinde bunun siyasi tartışmada ne işi var diyebilmek hayret uyandırıcı gerçekten.

    Hem metafiziği olmayan bir ideolojiden bahset hem de dağda taşta şekil ara, nutuku kutsal kitap yap, Atatürk’ü peygamber ilan et.

    Bu başka rejimlerde de yapıldı, devlet törenleri “şetan kaçırma”vari törenlere, kiliseye bağlılık devlete bağlılığa dönüştürüldü.
    idolleştirme karşı olunması gereken bir durum. Ama bunu Fethullah Gülen’i idolleştirenlerin ya da “aman kutsalımıza dokunmayın” diyenlerin dile getirmesi çelişkidir.

    Münasip yerlerinizle gülmek için yoracağınıza çenenizi bu çarpıklıkları eleştirmek için kullanın. Bugün Türkiye genelinde sosyal güvenlik yasası yüzünden iş bırakma eylemleri var mesela sizce iktidarın “aptalca” bir eleştirisi mi? Onlar paranoyak, bunlar paranoyak nereye kadar?

  55. Yazan:snowqueen Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    Dubai olmaya özenmeniz şaşırtıcı değil tabi, Mekke gibi bir gelişim de güzel olabilir di ha keza, lüks oteller, alışveriş merkezlerinde aranan kimlikler ve bunları yapmak için yıkılar tarihi binalar, iki yüzlü ahlakçılık anlayışı sayesinde fahişeliği el altından sürdürenler, kapalı kapılar ardında siz daha çok semiresiniz diye birilerinin ağır koşullarda çalıştırıldığı, plastik palmiyelerin gölgesinde bir yaşam özlemi kurmak üzerinize çok yakıştı.

  56. Yazan:Ç-Z Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    Snowqueen,
    Ece hanıma bunları bir zahmet sorsanız yada iletseniz diyordum:

    Yeni sosyal güvenlik paketiyle daha çok çalışan insanlar olacağız. Hatta durmadan ve ölene kadar çalışan insanlar.

    Şimdiki uygulanan sistemden önce yaş haddi olmadığı için insanlar 35 yaşında emekli olabildiler.Ki o sistemden yaralanacaklardan biri olarak ben de 45-47 yaşında işgününden emekli olabileceğim.

    Şimdiki sistemde ise 22 yaşında üniversite mezunu 7000 işgünü(20sene) çalışırsa 42 yaşında emekli olabiliyor.Şimdi 42 yaşında emekli bile olsa,emekli maaşı alabilmek için yaş haddini(18 sene) beklemek zorunda.Nasıl bekleyecek?
    a)Emekli olduğu yerde çalışmaya devam edebilir, işveren de emekli birini çalıştırmaya devam ettiği için ¼ oranında daha düşük sigorta primi öder.Sigorta prim ödemesi devam ettiği ve 7000 işgünü aşacağı için de bu 18 sene sonunda alacağı emekli maaşı daha yüksek olacak.(bu beklenen ve desteklenen)
    b)Ama maalesef 42 yaşındaki emekli arkadaş,işverene“emekli oldum,benim için prim ödemenize gerek yok” diyerek işverenden alacağı ücretin daha yüksek olmasını talep ediyor. İşveren emekli çalıştırarak devlete sigorta primi ödemiyor,çalışan da “ne zaman öleceğim belli değil,günü kurtarayım diyerek” gelecekte eline geçebilecek yüksek emekli maaşından vazgeçmiş oluyor.Prim ödemediği için de sağlık hizmetlerinden yaralanamıyor.18 sene gayri resmi usulsüzce öyle yada böyle çalışıyor ve bu zaman sonunda elbette eline geçen emekli maaşı da düşük oluyor.

    Yeni getirilmek istenen sistemde ise işgünü 9000’ine çıkarılıyor yani,22 yaşında sisteme dahil olan biri yaklaşık 25 sene çalışmak zorunda yani 47 yaşında emekli olabiliyor ama yaş haddi 65’e çıkarılacağı için (18 sene) beklemek zorunda bu bekleme süresi yukarıda yazdığım şekilde değerlendirilebilecek.
    Buyrun buda bu yasanın nasıl uygulanacağına dair detaylı bilgi;

    Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra prim ödeme gün sayısı ise her yıl 100’er gün artacak. 2028’de işe giren birinin emekliliğe hak kazanabilmesi için 9 bin gün prim ödemesi gerekecek. Yasa, emeklilik yaşının ise 2036’dan sonra kademeli olarak artırılarak 2048’de 65’e yükseltilmesini öngörüyor. Yani 2036 yılına kadar emekliliğine hak kazanacaklar için emeklilik yaşı artmıyor. 2036 yılına kadar prim gün sayısını tamamlayan kadınlar 58, erkekler ise 60 yaşında emekli olabilecek. 2036’dan sonra ise emeklilik yaşı kademeli artacak. 2048 yılına gelindiğinde hem erkek hem de kadınlarda emeklilik yaşı 65 olacak.

    Çalışan maaşlarının bankaya yatırılıyor olma zorunluluğu ile “işverenin” maaş üzerinden sigorta primi ödemesi sağlanmış olacak.
    Diğer detaylar aynı sadece sağlık sisteminde daha olumlu iyileştirmeler var.Mesela eskiden bir iş yerinden ayrılanın sigortanın sağlık hizmetlerinden yaralanması 6 ay boyunca devam ediyordu,kişi bu zaman zarfında başka bir iş yerinde devam eden sigortadan dolayı sigorta talep etmediğinden sigortalı iş günü sayısı maalesef düşüyordu.Şimdi bu süre 1 aya indirildiğinden işçi sağlık hizmetlerinden yaralanabilmek için işvereni zorlayabilecek. Vs vs.
    Çocuk işçi çalıştırmanın cezası parasal olarak azaltılacak.
    Bu kısımla ilgili bir açıklama görmedim coçuk işçi zaten yasak yaş sınırı var!

    Yeni vergi uygulamalarıyla sinema, tiyatro daha pahalı olacak.
    Devlet tiyatroları 5-6 ytl,şehir tiyatroları 7-8 ytl,(özel indirim alanlarınki daha düşük)özel tiyatrolar 65 ve civarı ve devletten yine de kredi alıyorlar!Müjdat Gezen,Ali Porazoğlu bile!!!!
    Evet devlet sineması yok ama onlarda da fiyatlar 9 ve üzeri olarak değişiyor.

    Ve daha çok çocuk yapacağız, Başbakanımız öyle istiyor.
    Herkes başbakanın her dediğini dinliyor mu demek istemiş yoksa böyle bir kanun tasarısı meclise sunulmuş mu?

    Bu hükümet, bu hükümetin ardında kendinden daha büyük olan proje istiyor ki biz sabah kör karanlıkta işe gidelim,
    Yaz saati uygulamasından sanırım vaz geçilecek öyle bir dedikodu vardı artık kör karanlıkta işe gitmeyeceğiz galiba.Şaka bir yana sanırım dünyada en çok tatil yapan ülkelerden biriyiz,perşembeye gelen bir bayramı hemen hafta sonuna ekleyip koskoca bir hafta tatil yapabiliyoruz ve bunu da heyecanla bekliyoruz.Yılbaşının ertesigünü neden tatil ki akşam sen kafayı bulduysan ve işe gelmek için ayılamıyorsan devletin “bana ne” demesi gerekmez mi?

    dönüp evde yemeğimizi yerken televizyondan dinimiz ne diyor onu dinleyelim.
    Ne yani Ece hanım işten eve dönünce ya televizyon seyrediyor yada sadece çocuk mu yapıyormuş.Günlük çalışma saati heryerde bildiğim kadarı ile aynı ama bizde aradaki mola süreleri uzun.

    Yatıp rüyasız kalkıp yeniden aynı günü tekrar edelim. Çok çocuk yaptığımız için de bir “çocuk ülke” olarak kalalım, kolay yönetilelim.

    Kahretsin ben hükümeten rüya talep etmiştim ama o kadar beceriksiz ki bana rüya hizmeti bile veremiyor,ben de “rüya görme hizmeti alamayanlar”dan biri olarak sokağa döküleceğim.Tüm rüya göremeyenleri falanca meydanda beklerim. 🙂 Bayrak getirmek şart!
    …….
    Rakı içenleri sevmiyor.
    Rakı içenler,rakı kapağından kolye mi takıyorlar da ayırt edilebiliyorlar?

    Çalıştığının karşılığını almak isteyen memurları sevmiyor.
    Çalışmak için teşvik primi talep edenleri mi acaba!
    Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine direnen doktorları sevmiyor. Kendilerinin hayatını değiştirecek politikalarla ilgili soru sormak isteyenleri sevmiyor.
    Bakın bu bana neyi hatırlattı;İ.Ü eski rektörü geçenlerde bir kanalda şu açıklamayı yaptı ”Olimpiyat stadının yanındaki büyük bir alan bundan yaklaşık 10 sene önce tıp fakültesi olarak bize tahsis edilecekti,konuyu kurulumuza götürdüm ama reddettiler,o alan deprem bölgesi olan İstanbul’da binalar arasına sıkışan tıp fakültemiz hastanesi için mükemmel bir fırsattı ama maalesef kaçtı. ” Neden kurulun bu alan tahsisini reddettiğine dair eski rektörün verdiği cevap;” özel muayenehanelerine uzaktı!” oldu.Bu alanı kendilerine tahsis eden kimseyi de bilmek isterseniz yazarım. 🙂
    Çankaya Köşkü gibi kendi zevkine göre “dizayn” etmek istiyor Türkiye’yi.
    Bir dakika Çankaya Köşkünde var olan spor salonu,jakuzi,sauna bu yeni dizaynla iptal edilmeyecek değil mi?Ama ıstakoz yiyen biri bunları neden yıksın dimi ama eh o zaman Türkiye böyle jakuzili,spor salonlu,saunalı olacaksa bence pek problem yok.Kapalı havuz da var mıydı Çankaya köşkünde ?

  57. Yazan:TT Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    sn.snowqueen
    Yazdıklarımdan Dubaideki sisteme,sefahate,insanların ezilmesine özendiğimi çıkardınız demek..: )
    bravo size..

    Bir ülkenin ticaret ve turizm merkezi olması için illede yukarıda saydığınız şeylerin olması gerektiği gibi bir fikir ileri sürmüyorsanız, Dubai örneğini sadece “turizm ve ticaret merkezi olması” yönüyle değerlendirdiğimi anlayacak zeka seviyesinde de olmanız gerekirdi..

    Bunun yerine aklınıza gelen olumsuzluğu, karşı olduğunuz inanç ve fikirlere havale etmeyi tercih ettiniz…
    iyi o zaman
    böyle devam edin bakalım…

  58. Yazan:T.Suat Demren Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    @Snowqueen,

    Bugün Türkiye genelinde sosyal güvenlik yasası yüzünden iş bırakma eylemleri var mesela sizce iktidarın “aptalca” bir eleştirisi mi?

    Hem de aptallığın daniskası.

    Sosyal güvenlik reformu çok geç kalmış bir uygulama. Bu reforma karşı çıkanların aklına şaşıyorum. Sosyal güvenlik açıkları yine hepimizin sırtına biniyori tüm dolaylı vergilerde bunun bedelini şakır şakır ödüyoruz, romantik emekçiler dahil.

    Olmayan kaynak dağıtılmaz. Yok öyle ayda 200 lira prim ödeyip 40 yıl emeklilik maaşı verecek, üstüne sağlık güvencesi verecek, ölünce dul eşine, çocuğuna bakacak bir sistem. Ne zannediyorlar devleti sihirbaz mı? Buna hangi sistem dayanır?

    Bakın bakalım AB ülkelrine neden emeklilik yaşı çok yüksek? ve daha da yükseltirmeye çalışılıyor? Onlar salak da bir tek biz mi akıllıyız? Anladık, iktisad namına birşeyden nasiplenmediniz diyelim, kendi bütçenize bakın ayda 2000 ytl maaş alıp 3000 harcasanız kaç ay dayanabilirsiniz? Romantik emekçilik oynamak kolay, tavuk kaz yumurtası yapmaya çalışırsa poposunu parçalar. Bu kadar da mı aklınız çalışmıyor? “Aptalca argüman” deyince alınıyorsunuz, sosyal güvenlik açığı cebinizden çalınarak finanse ediliyor. Bu çürümüş sistemi savunmak, bunu reforme etme uğraşına muhalefet etmek aptalca değil de nedir? Ahmakça argümanm mı diyelim, nasıl tarif edelim bilmem ki?

    Bakın bugün Ergün Babahan gibi bir sosyal demokrat bile ne yazmış sosyal güvenlik reformu için:

    http://www.sabah.com.tr/babahan.html

  59. Yazan:çuvaldız Tarih: Mar 14, 2008 | Reply

    Suat bey 2000 kazancın 3000 harcaması ile örnek vermiş ama ben nedense snowqueen’in sigorta pirimlerinin nedense aldığı gerçek maaş üzerinden ödenmediği konusunda şüphedeyim ve hatta aklına gelip kendine her ay (tabii sigortalıysa) imzalatılan bordrosuna bile baktığını hiççç sanmıyorum.Hatta belki orada çaycılık yapan falanca hanım yada beyin sigorta primlerinin de aldıkları maaştan yatıp yatmadığı ile ilgilenmemiştir bile!

  60. Yazan:mehmet bahurşah Tarih: Ara 4, 2008 | Reply

    sayın kumuntanım bir türlü size olaşamadım
    inşalah bu yazıyı okursunuz ve yardımcı olrsunuz bana sayın kumuntanım ben mardin dugumlu ş.urfa ceylenpınar muratlı karakuluna baglı bir küde yaşamakatayım 1984 arab kükenlıyım burda ben cok magdur durumda kalamaktayım olaylara sesizde kalamıyrum bu yüzden aylmede benede tehdıt alıyuruz ama vatan sevdamada asla benı hiçkımse yıldıramaz ak tütün olayı benı derıden üzerek olayı porutestu etmek için evimin damına türk bayragı asmak istedım ama 12 saat bile gecmeden pkk yanlılları bababmı arayarak tehdit edip bayragı indirtiler bana sizden isteyım karakulamaada baş vurdum ama karakulumunda madı olanagı olmadıgından dolayı bayargı asamadım küyümnün tepesıne bu kunuyla ilgilenmenizi ünemlwe rica ederim ben türk evladıyım ve her türk gibi bayragımla bende sereflenmek istıyurum dosta düşmana karşi küyümd e büyük işiklı bayark istıyurum yardımlarınızı beklıyrum lütfen duyarsız kalamayın bu olay benı derınden üzmekte saygılarımla mehmet bahurşah yardım etmek isteyen herkes bu karakulumun tlf nomarası ve cebımı bırakıyurum şimdiden tşk ediyorum krakol 04144831156 cebım 5424600436 mehmet bahurşah

  61. Yazan:mehmet bahurşah Tarih: Ara 21, 2008 | Reply

    arkadaşlar sıyaset tuturmuş gidiyursunuz bu olaylar hekesı üzmekete pkk olayı kürt surunu deyıldır sadece kürtlereı üne sürüyurlar yanı kürtler diş düşmsanlarımızın taşarunu üyle dıyım biz genclık olarak bu vatan sahıp cıkalım ve kuruyalım bırakın cahıl sısetcılerın cene yapmalarını elbet atatürk gibi biri gelecek başimiza bu üyle gitmez totrmuşlar avrupa birliğini işlerne geldımı avrupa yasaları işlerıne gelmedımı avrupa yasasımı var yanı bu yasaları kendı cıkarlarına kulanıyurlar benım güvenım hükümete yok ama devletıme sunsuz güvenım var bu hükümet secım zmanında dtple güney dogoda işbirliğiiçersindedydi gelde güven büyle bir hükümete dtp pkk,nın liderliğini yapıyur mecliste biz gitmişiz k ıraka daglara yatırım yapıyuruz bataklıgı kurutmadan sınekleri üldürmege benzer bataklık kurumdan sınekler bitermı bataklıkta meclistekı dtp başkanları vatanın ssatanı idamını ver bakıyım bidaha ülkeyı satmaya kalakarlarmı bunca insan üldü yeter yahu bunca anenın yanan o yüreyı nasıl hesbı verılır ütekı dünyda ne güzel tek catı tek bayrak altında yaşiyuruz ve nemutlukı türküz türkıyede yaşiyuruz kım yan güzle bakarsa güzünü oysak bu halde olmazdık bide sunu süylüyüm süzüm pkk la işbirlikcilerıne madem bu vatanı satıyursanız satıktan sunrada satcak bişey kalmaz günü gelır eşinizi kızınızıda satarsınız serfli insan namuslu insan bu bayrak ve vatan ogruna ülecek olandır
    komando_43msn.com@hotmail.com

  62. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Oca 2, 2009 | Reply

    Mardin doğumlu,Arap kökenli,Ordu sevdalısı,karakol adresli ve aynı zamanda “komando”e-mailiyle kendisini takdim eden vatandaş!

    İsteklerini ne güzel sıralamışsın.Işıklı neonlar,bayraklar…Hani köyde bunlar ne işe yarayacak diye de kimseler sorgulamaya da değer bulmadı zaten.Eminim bazuka,havan topu falan da bulunuyordur isteklerinin arasında.Fakat dediğim gibi,sadakatle,itaatle ve savaşla kafayı bozmuş olduğundan ötürü,askeri mühimmat yerine neden okul,öğretmen,yol,hastane,doktor vs.istemiyorsun diye de dikkat edersen kimselerden itiraz gelmedi.Ben de itiraz etmiyorum,hakkındır;kendini savaş aletleri,bayraklar,komutanlarla falan avutuyorsan kime ne?Ama izin ver de başkaları da senin deyiminle “siyaset”de yapabilsin.Yani hepimizin senin gibi militarizmi,her türlü katı devlet anlayışını yüceltmek gibi bir zorunluluğumuz yok sanırım.Bunun adı da demokrasidir.Senin için hazmetmesi biraz zor olsa da bu da bir düşünce biçimidir.Bu nedenle insanlar düşünürken herhalde senin rızanı almalarını beklemen biraz abes.Ha arzu-halini bildirdiğin komutanların sana şimdiye kadar bir bayrak ve damının üzerinden de sürekli dalgalanması için yeterince takviye güç göndermedilerse bu,”siyaset”yapmakla suçladığın kesimlerin suçu değil.Yani varsa bir sitemin,isteklerde bulunduğun mercilere yapsan daha yerinde olacak sanırım.

  63. Yazan:Erkan Erdiner Tarih: Eki 23, 2009 | Reply

    Ben bir şehit torunyum. Evladım Tuncelide askerlik görevini yapıyor. Bana bir acıklamanız varmı?

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin