Parti içi demokrasinin kestiği parmak acımaz
By Laikci Lale on May 11, 2008 in Makale
Kim demiş CHP’de parti içi demokrasi işlemiyor diye. CHP’de halka hizmet yarışında sınır yoktur. Ispatı mı?
İZMİR’de CHP Gaziemir ilçe örgütü, yerel seçime 10 ay kala belediye başkan adaylığı nedeniyle karıştı. İl Başkanı K. K.’nın önünde hakaret ve küfürleşmeyle başlayan tartışma yumruklaşmayla sürdü. Kavgada, parti üyesi H.Ş’nin sağ elinin baş parmağı kesildi, kopma noktasına geldi. H.Ş’nin parmağı İzmir El ve Mikro Cerrahi Hastanesi’ne üç saat süren ameliyatla dikildi.
CHP İzmir İl Başkanı K.K., yeni üye kayıtlarını denetlemek amacıyla ilçelere düzenlediği rutin ziyaretler kapsamında dün akşam Gaziemir İlçe Başkanlığı’na gitti. K.K., İlçe Başkanı Y.D., ilçe yönetim kurulu üyeleri ve partililerin katıldığı toplantıda, birlik ve bütünlükten söz ederek, “AKP iktidarı İzmir’i almak için uğraşıyor. Birbirinizi yıpratmayın, kenetlenin” dedi. Bir süre sonra Gaziemir İlçe Başkanı Y.D. ile Gaziemir’den belediye başkan adaylığına hazırlanan müteahhit 48 yaşındaki H.Ş. arasında tartışma çıktı. H.Ş., 2004 yerel seçimlerinden Gaziemir’den belediye başkan adayı gösterilen Halil İbrahim Şenol’u eleştirince gerginlik kavgaya dönüştü. Kavgada H.Ş.feci şekilde dövüldü, sağ elinin baş parmağı kesilerek kopma noktasına geldi, gözü morardı, kulaklarında tırnak izleri oluştu. Kavga güçlükle yatıştırıldı, polis çağırıldı, H.Ş.de İzmir El ve Mikro Cerrahi Hastanesi’ne kaldırıldı. H.Ş.’nin parmağı 3 saat süren operasyonla yerine dikildi. 45 gün iş göremez raporu alan H.Ş., olayı da şöyle anlattı:
“Toplantıda Gaziemir ilçe yönetiminin yanlış ilişkiler içinde olduğunu bu ilçe yönetiminin seçim kazanılamayacağını, ilçedeki seçim çalışmalarının çok zayıf olduğunu dile getirdim. İlçe Başkanı Y.D. , ‘benim adayım budur’ diyerek Halil İbrahim Şenol’u işaret ediyor. İlçe başkanı her adaya eşit mesafede olmalı. Şenol’un seçim kaybettiğini, daha bilgili, birikimli kişilerin aday olması gerektiğini söylediğimde önce sözlü ardından fiili saldırıya uğradım. Şenol’un İlçe Sekreteri olan eşi Birsel Şenol, kulağımı tırmaladı, kesici bir aletle sağ elimin baş parmağı kesildi.”
CHP İlçe Başkanı Y.D.’nin yerel seçime 10 ay olmasına rağmen çıkar ve menfaat peşinde koştuğunu, bu durumu partinin yetkili organlarına bildirmesine rağmen sonuç alamadığını vurgulayan H.Ş.şöyle devam etti:
“1980 öncesi karşıt siyasi görüşlü insanlar bile bu denli acımasızca bir saldırıya başvurmadılar. Ama bu arkadaşların gözleri öyle dönmüş ki menfaat ilişkileri için daha şimdiden seçime 10 ay kala sindirme politikalarını sürdürmeye çalışıyorlar. Siyasetin bir geçim kaynağı olmadığını, bir yaşam biçimi olduğunu söylediğimde, bu onların zoruna gitti. Bu parti derebey partisi değil. Babalarının çiftliği hiç değil. Bizler bu partiyi birkaç çapulcuya bırakacak insanlar değiliz. Bu anlamda partimle vedalaşmam da sözkonusu olamaz. Partime dava da açmam. Gereken ifadeyi polise vereceğim.” (Milliyet)
Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu? Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk… Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…
Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”
Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.
Sitemizde siyasetten tarihe, kadın haklarından felsefeye, sanattan bilime kadar bir çok konudan bahsediyoruz. Ama zaman zaman da kendimizden söz ediyoruz. Derin Düşünce nedir? Sitenin geçmişi, geleceği, ortak projeler, yazar olmak isteyenlere öneriler, okunma istatistikleri… Derin Düşünce’nin bir kimliği, tarihi ve kendine has “yaşam” tarzı var. Eğer aramıza yeni katıldıysanız bu kitap “yöre halkına” kaynaşmanızı kolaylaştıracaktır
Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.
Maymunist imanla nereye kadar?
Evrim ve Big Bang gibi konular genellikle sağlıklı biçimde tartışılmaz. İdeoloji ve inançlar, felsefî tercihler bilim-SELLİK maskesiyle çıkar karşımıza. Özellikle evrim tartışmaları “filanca solucanın bölünmesi” veya falanca Amerikalı biyoloji uzmanının deneyleri etrafında döner ve bir türlü maskeler inmez. Madde ve o Madde’ye yüklenen Mânâ maskelenir… Oysa perde arkasında tartışılan başkadır. İnsan’a, Hayat’a dair temel kavramlardır. Sadece et ve kemikten mi ibaretiz? Yokluktan gelen ve ölümle yokluğa giden, çok zeki de olsa SADECE VE SADECE bir maymun türü müdür insan? BİLİM DIŞINDA bir insanlık yoksa Aşk yoksa, Sanat yoksa, Güzellik yoksa ve Adalet yoksa Hayat‘ın anlamı nedir? Aşık olmak hormonal bir abartıysa, iyilik enayilikse, neden birbirimizin gırtlağına sarılmıyoruz ekmeğini almak için? Neden bir çocuğa tecavüz edilmesi midemizi bulandırıyor ve neden fakir bir insana yardım etmek istiyoruz? Taj Mahal’in, Ayasofya’nın, Notre Dame de Paris’nin değeri bir arı kovanı veya termit yuvasına eşdeğer ise, Mesnevî boşuna yazıldı ise neden Hitler’i lanetliyoruz ve neden Filistin’de can veren bebeklere üzülüyoruz? Maymun olmanın (veya kendini öyle sanmanın) BİLİM DIŞINDA, psikolojik, siyasî, ahlâkî, hukukî öyle ağır sonuçları var ki… Evrim senaryosunu kabul etmenin etik ve siyasî neticeleri ve evrimciliğin etimolojik değeri … Derin Düşünce’nin yorumcuları tarafından konuşuldu. Biz de bu sebeple söz konusu iki tartışmayı 116 sayfalık bu kitapta topladık. Buradan indirebilirsiniz.
3 Yorum
Yazan:çuvaldız Tarih: May 12, 2008 | Reply
Laikçi lale,sizi tek gazeteden alıntı yaptığınız,hainleri şıp diye tanıyan Yeniasır’da,olayın tamamıyla komplo ve provokasyon olduğuna dair verilen haberden hiçbir alıntı yapmadığınız için esefle kınıyorum.
Açık bir bardak biriktirmeye dayalı provokasyonunu “parti içi demokrasi yokmuş” gibi yansıtan bir gazeteden alıntı yapabildiniz,anlamak güç!
Cık,cık..Ne gülünç bir iddia;tek başına prokokasyon yapılamazmış mış.Bir olayın provokasyon sayılabilmesi için bir yerlerde yazılı yeter sayı/salt çoğunluk şartı varmış gibi sanki..bu olay anayasa mahkemesine taşınmalıdır kesinlikle.
İddianame bu fikir üzerine temellendirilmelidir;”Adam,bardak biriktirerek gizli ajandasını açığa vurmuştur.başkalarının sağlığını tehdit eden bu eylem maalesef“mikro cerrahiye” gidenin kendisi olmasına sebep olmuştur.Bu operasyon nedeniyle 45 gün kapatma pardon işe gidemez raporu da almayı hak etmiştir.”
“Biriktirdiğiniz bardakları AKP ye atın!” yada “Kim kaç bardak biriktirdi?” kampanyası da başlatılır mı acaba?
Bu CHP’li İzmir fıkrasının yanında Temel’li Karadeniz fıkraların lafı bile edilemez .-)) yanında
Yazan:Kamer Yalçın Tarih: May 15, 2008 | Reply
Trenin lokomotifi nereye giderse vagonu da oraya gider ya CHP’de böyle. Tabanda huzur yok ki yukarıya oradan da halka yansıtsınlar.
Enteresan, CHP’nin neredeyse her ilçe veya il toplantısı böyle olaylı mı oluyor diye düşünmeden edemiyorum. Şahsen benim hafızama CHP kurultayları, il ilçe teşkilat toplantıları havada uçuşan sandalyeler, bir birine savrulan yumruklar, fırlatılan pet şişler ve kavga haberleri ile kazınmış.
İşte size somut örneklerle haber başlıkları;
–Samsun CHP Merkez İlçe Olağan Kongresi’nde Deniz Baykal’cılar ve Haluk Koç’cular birbirine girdi. Yumruklaşmalara varan kavga sırasında sandalyeler havada uçuştu
– Utanç kurultayı! CHP 13. Olağanüstü Kurultayı’na, lider seçiminden çok salonu savaş alanına çeviren kavgalar damgasını vurdu… Baykal ve Sarıgül yanlıları arasında çıkan olaylarda, pet şişe, demir çubuk ve sandalyeler uçuştu….
–CHP Adıyaman 14. olağan kongresinde sandalyeler havada uçuştu.
– CHP de Yumruklar Konuştu CHP Milas İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen dayanışma ve kaynaşma yemeğinde kavga çıktı. Kavgada 3 kişinin darbedildiği kaydedildi.
– CHP Hatay kongresinde yine yumruklar konuştu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Hatay İl Kongresi, gergin anlara sahne oldu. Seçimde usulsüzlük yapıldığını öne süren CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun, kongrenin iptali için savcılığa suç duyurusunda bulunacağını belirti…
– CHP’de yine yumruklar konuştu. Erzurum’da önceki gün yapılan CHP İl Başkanlığı Kongresi’nde kurada usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle bugün Adliye Sarayı’nda Hakim huzurunda yeniden kura çekimi yapıldı. Kura sonrasında mahkeme salonunun içerisinde taraflar tekme tokat birbirlerine girdi…
….
Ve daha niceleri. Elbette zıt kurupların bulunduğu ortamlarda gerginliklerin, tartışmaların olması kuvvetle muhtemel lakin burada işin artık tartışmadan çıkıp arbedeye, saldırıya dönüşmesi hali mevcut. Bu psikoloji sosyolojik açıdan mutlaka incelenmelidir kanısındayım. Tahammül göstermek yerine saldırmak ve güç kullanarak susturmak hareket biçimi haline dönüşmüş durumda. Bu noktada bu tarzda hareket eden böyle bir siyasi partiden demokrasi ve açılım adına fazla bir şey beklenmemelidir kanaatindeyim. Benim üzüntüm kurunun yanında yaşın da yanması. Sonuçta kaybeden Türkiye oluyor…
Yazan:humakusu Tarih: Haz 7, 2008 | Reply
arkadaşlar sadece chp demi var bu parti içi kavga ama bu akp ye bir bakın parti içi demokrasi varmı örneğin adana yüreğir belediyesinden aday olan ömer topçu bu arkadaş ın gezmediği parti kalmadı son durak akp pekala akp il yönetimi ne yaptı kavgalar tartışmalar ama nedense basına hiç yansımadı.adana milletvekil adıyamanlı toprak ağası adanadan aday oldu kavgalar gürültüler hiç basına yansımadı.aralarında nasıl hallettiler adana akp il başkanlığına bir sorun bakalım.