RSS Feed for This Post

Nefes Alma Özgürlüğü # Sigara İçme Özgürlüğü

20080528_derindusunce_org_sigara.JPG19 Mayıs 2008 Pazartesi günü işyerleri de dahil olmak üzere kapalı alanlarda sigara içmeyi yasaklayan yasa hayata geçti. Konu ile ilgili olarak, yazarlarımızdan Kamer Yalçın yasağın detaylarını, çevresinin duygu ve düşüncelerini anlatan bir yazı yazmıştı. Kamer Hanım’ın çevresi yasağı olumlu algılamış ama uygulanacağına da pek inanmamışlar. Yasakların her daim delindiği bir ülke olarak endişelerinde haksız değiller ama bu yasağın uygulanması da Kamer Hanım’ın dediği gibi bizlere bağlı. Uygulamada yaşanacak sorunlar bir yana, ben daha böyle bir yasanın yürürlüğe girdiğine bile inanamıyorum. Sanki Türkiye bir kaç on yıl birden atlamış gibi hissediyorum. Yasak devreye girecek deniyordu denmesine de, ben içten içe, yakın bir zamanda insana değer veren böyle bir yasanın Türkiye’mizde hayata geçeceğine inanamıyordum. Sebebi de sigara içenlerin rahatlığı ve Türkiye’deki sigara içmenin çok doğal bir hak gibi Daha fazla...görülmesiydi daha ziyade.

Bu yasakla ilgili olarak benim en çok dikkatimi çeken ise tiryakilerin, sigara yasağını destekleyenlere, sigara içmeyenlere karşı takındıkları tavır oldu. Aslında pek şaşırmadım ama yine de hayal kırıklığı da yaşamadım desem yalan olur. Yasağı destekleyenlerin, sigara içenlerin özgürlüğünü kısıtladıklarını, faşist bir düşünceye sahip olduklarını söyleyen tiryakilere rastladık. Hatta yazar Pınar Kür sigara karşıtlarını teröristlere benzettiğini söyledi. (1) Tiryaki olmayıp özgürce sigara içmeyi nefes almaktan öncelikli algılayanlar da sigara içme özgürlüğünü savundular.

İngiliz The Guardian gazetesi, sigara yasağının “milyonlarca Türk için çok büyük bir kültürel şok olacağı”nı belirtmişti. “Gazetenin haberinde, bugünden başlayarak aşamalı olarak uygulanacak sigara yasağının, “bulundukları mekana aldırmaksızın, dokunulmaz bir şekilde sigara yakabilen milyonlarca Türk için büyük bir kültür şoku yaratacağı” öne sürüldü.”(2) deniyordu. Demek ki şok böylesi ilginç, hatta hakarete varan tepkiler verilmesine yol açtı.

Yasak gündeme girene kadar, sigara içmeyenlerin, özellikle çocukların, gençlerin maruz kaldıkları haksızlık pek gündeme getirilmiyordu. Bu da hayal kırıklığımı büyütüyor açıkcası. Sgara içenlerin özgürlüğünü savunanlara sormak lazım: Neden içmeyenlerin temiz nefes alma haklarını bugüne kadar savunmadınız? Sanki bu dünya sigara içenlerin dünyası ve onlara haksızlık yapılıyor. Sanki sigara içmek nefes almaktan öncelikli bir hak ve eylem! Yasakla gelen tepkilerin, ilk şaşkınlık ve şokla verildiğini düşünmek istiyorum. Ne de olsa düne kadar rahatlıkla yapabildikleri bir eylemi, bugün yapamıyorlar.

Tiryakilerin ve savunucuların ilk şaşkınlıkları geçtikten sonra, yıllarca, sigara içmeyenlerin en temel hakkının yani temiz hava teneffüs etme hakkının gasp edildiğini anlayacaklarını ümit ediyorum. Nefes almanın alternatifi yok çünkü… O an nerede bulunuyorsanız, o havayı teneffüs etmek zorundasınız. Ama kimseyi rahatsız etmeden sigara içilebilir. Bunu talep etmenin, içenlerden böyle bir beklenti içinde olmanın neresi faşistçedir, teröristçedir anlamakta zorlanıyorum. Efendim doğrular devlet eliyle zorla empoze edilemezmiş. Bu laf doğru da olsa sorunlarımızı halletmiyor. Madem devletin bu işe karışması doğru değil, keşke tiryakiler işi devlete bırakmasalardı! Keşke bu kadar pervasızca içmeyenlerin nefes alma hakkını -ki alternatifi yoktur-, ihlal etmeselerdi! Çoluk çocuk, hasta, hamile demeden, etraflarındakileri rahat ve umursamazca pasif içiçi yapmasalardı, zehirlemeselerdi! Sigara içme haklarını diğer tüm insani haklardan üstün ve önemli görmeselerdi! Önceliği hep kendilerinin bilmeselerdi! O zaman bu yasak devlet eli ile yapılmak zorunda kalınmazdı.

Etrafa “Denize çöp atmak yasaktır” diye uyarı levhaları asılması ne kadar insanı aşağılayan, küçümseyen bir uyarı ise, okullarda, hastanelerde, işyerlerinde, velhasıl kapalı alanlarda sigara içmeyin demek de o kadar garip! Ama biliyoruz ki denize çöp atanlar olabiliyor. Düne kadar tüm kapalı alanlarda, rahatsız olan var mıdır diye düşünülmeden sigara da içiliyordu. İnsanoğlu kendi kendine başkalarının en temel haklarına saygı gösteremediği zamanlarda, yasak ve cezalarla zorla saygı göstermeye zorlanabiliyor. Buna gerek olabiliyor. Garip ama gerçek…

Ülkemiz için bu yasanın hayırlı olmasını diliyorum. İçimden bir ses olacağını da fısıldıyor…Uygulanmasını da canı gönülden diliyorum. Yasadan bir büyük beklentim daha var: Zaman içinde sigaranın kafalardaki olumlu, karizmatik, havalı algısının da kendi gibi sönüp gitmesine, olduğu gibi algılanmasına vesile olması. Oldugu gibi yani zehirleyen, bağımlılık yapan, zararlı bir madde gibi algılanmasına yardımcı olması.

(1) “Sigara karşıtları terörist gibi”
(2) “Sigara yasağı: Kültür şoku yaşanacak”

 

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

 Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”

Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.

 Derin Düşünce nedir?

Sitemizde siyasetten tarihe, kadın haklarından felsefeye, sanattan bilime kadar bir çok konudan bahsediyoruz. Ama zaman zaman da kendimizden söz ediyoruz. Derin Düşünce nedir?  Sitenin geçmişi, geleceği, ortak projeler, yazar olmak isteyenlere öneriler, okunma istatistikleri… Derin Düşünce’nin bir kimliği, tarihi ve kendine has “yaşam” tarzı var. Eğer aramıza yeni katıldıysanız bu kitap “yöre halkına” kaynaşmanızı kolaylaştıracaktır :)

 Liberalizmin Kara Kitabı

Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.

Maymunist imanla nereye kadar?

Evrim ve Big Bang gibi konular genellikle sağlıklı biçimde tartışılmaz. İdeoloji ve inançlar, felsefî tercihler bilim-SELLİK maskesiyle çıkar karşımıza. Özellikle evrim tartışmaları “filanca solucanın bölünmesi” veya falanca Amerikalı biyoloji uzmanının deneyleri etrafında döner ve bir türlü maskeler inmez. Madde ve o Madde’ye yüklenen Mânâ maskelenir… Oysa perde arkasında tartışılan başkadır. İnsan’a, Hayat’a dair temel kavramlardır. Sadece et ve kemikten mi ibaretiz? Yokluktan gelen ve ölümle yokluğa giden, çok zeki de olsa SADECE VE SADECE bir maymun türü müdür insan? BİLİM DIŞINDA bir insanlık yoksa Aşk yoksa, Sanat yoksa, Güzellik yoksa ve Adalet yoksa Hayat‘ın anlamı nedir? Aşık olmak hormonal bir abartıysa, iyilik enayilikse, neden birbirimizin gırtlağına sarılmıyoruz ekmeğini almak için? Neden bir çocuğa tecavüz edilmesi midemizi bulandırıyor ve neden fakir bir insana yardım etmek istiyoruz? Taj Mahal’in, Ayasofya’nın, Notre Dame de Paris’nin değeri bir arı kovanı veya termit yuvasına eşdeğer ise, Mesnevî boşuna yazıldı ise neden Hitler’i lanetliyoruz ve neden Filistin’de can veren bebeklere üzülüyoruz? Maymun olmanın (veya kendini öyle sanmanın) BİLİM DIŞINDA, psikolojik, siyasî, ahlâkî, hukukî öyle ağır sonuçları var ki…  Evrim senaryosunu kabul etmenin etik ve siyasî neticeleri ve evrimciliğin etimolojik değeri … Derin Düşünce’nin yorumcuları tarafından konuşuldu. Biz de bu sebeple söz konusu iki tartışmayı 116 sayfalık bu kitapta topladık. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 15 Yorum

  2. Yazan:arif Tarih: May 28, 2008 | Reply

    Kamer hanım yazdığında da çok önemsemiş, ancak yorum fırsatı bulamamıştım. Her iki yazarada sigara konusundaki duyarlılıklarından dolayı teşekkürler. Trafik kazalarında, tarafların anlaşmasına dayalı tutanak işinin müthiş tuttuğundan haberiniz var mı? Kazaların yüzde altmışbeş tutarında, bu yöntemle, polis ve bürokrasi araya girmeden taraflarca çözüldüğü haberi ne kadar önemli. Kavga ve anlaşamaz bir toplum görüntüsü medya tarafından, nasılda sinsice yerleştiriliyordu, bilinçaltımıza oysa. -medyanın toplumu çatıştırma işlevi nasılda belirgin bu örnekte-Sigara yasağı da tutacak. İnsanımız kendine karşı bu saygısızlığa bir son verecek. Azılı tiryakilerde, tüten adam olarak dolaşacak. Bu inatçı kesimin kimler olduğunu-uzlaşmaz kesimi tanıma açısından-sosyoloji eğitimi alanlarca dikkatle izlenmeli ve müthiş tez konusu çıkarmalarına vesile etmelerini öneririm. Başlık; Sigara inadı ve siyasi uzlaşmazlık olabilir.

  3. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Haz 6, 2008 | Reply

    Sigarayla ilgili yasanın beklentileri ne kadar karşılayacağı,yasanın nasıl bir uygulama alanı bulacağı elbette zamana bağlıdır.Sonuç ne olursa olsun,eskisinden daha iyi olacağı kesindir.Gönül isterdiki yasal bir yaptırım olmaksızın,eğitim yoluyla bir yaşam biçimine dönüştürülüp topluma benimsetilmesiydi.Ancak bu,yasanın gereksiz olduğu ve işe yaramayacağı anlamına gelmez.Dolayısıyla bu bir adımdır ve ilerde mutlaka meyvelerini verecektir.Ama yaptırımın caydırıcılığı etkili olur,ama kamuoyunun bilincine yerleşerek meşgul eder, bir şekilde bir kültür ve yaşam biçimine dönüşecek ve toplumsal bir dönüşüm yaratacaktır.Sayın yazarın da değindiği gibi,arzu ve temennimiz odur ki,sigara bağımlılığının yaratmış olduğu yerleşik özendirici kalıplar bir bir yıkılsın.Kuşkusuz ki böylesi bir anlayış ve düşünce ikliminin yaratılması yaptırımlardan çok daha fazlasını gerektirecektir.Eğitim kurumlarına,kitle iletişim araçlarına,sivil toplum kuruluşlarına bu anlamda ciddi görev ve sorumluluklar düşüyor.Böyle bir hamlaye ivme kazandıracak kampanya ve etkinlikler düzenlenmeli.

    Peki toplum olarak böyle bir çalışmanın neresindeyiz?Basından takip ettiğim kadarıyla daha şimdiden içenler-içmeyenler şeklinde yeni bir kutuplaşma modeli yaratmakla meşgulüz.Benim içim daralıyor;Allahaşkına bir kez olsun şu kutuplaşma iletini bulaştırmadan tartışamayacak mıyız?Dünyanın hangi yerinde böyle tuhaf saplantılar var,nerede görülmüş sigara bağımlılığı gibi insan sağlığını ilgilendiren bir konuya siyaset karıştırıldığı.Sanki siyasat katmazsak tuzu biberi eksik olacak.İlle bir yerlere dokunduracağız;o terörist,bu faşit,öteki inatçı,diğeri kafası tüten adam ve daha bilmem ne…

    Artık bunları geçelim,bu anlayış bizi sağlıklı çözümlere götürmez,yarar da sağlamaz.Ayrıca şunu da hatırlatmakta fayda var.Yazıda yasağa tepki duyan kesim için “aynı tepkiyi başkalarının nefes alma özgürlüğü için neden almadılar”diye bir serzeniş var.Katılıyorum,elbette özgürlükler bağlamında düşünüldüğünde aynı hassasiyet içmeyenlerin hakları için de gösterilmeliydi.Fakat yasağı destekleyenlerin de aynı hataya düştüğü görülüyor.Yasa çıkmadan önce neredeydiler,yoksa yasadan önce insanların sigara zehirine maruz kalıyor olmalarının bir önemi,anlamı mı yoktu.Bunun yasanın çıkmasıyla start alması,alevlenmesi ister istemez kafalarda soru işareti yaratıyor.Sonuç olarak bu hepimizi ilgilendiren bir konu.İçen de biziz,zarar gören de…Çözümünü de biz bulacağız.Ama öyle bir etki-tepki döngüsüne dönüştürerek değil.Sigarasız,dumansız temiz bir dünya dileğiyle…

  4. Yazan:Hakki Tarih: Haz 9, 2008 | Reply

    Sigara içen ve bırakmaya çalışan biri olarak bu uygulamayı iki yüzlü buluyorum. Ben kapalı alanlarda sigara içmeyen ve yanımda izmarit atmak için kutu taşıyan biriyim. Yasaklar olduğu için değil başkalarına saygı duyduğum için dikkat ediyorum. Keyif verici maddeleri yasaklamayı da (içki ruhsatı verilmiyor artık, eski ruhsatları alabiliyorsunuz sadece)iki yüzlü bir politika olarak değerlendiriyorum. Bu her ne kadar küresel bir hareket gibi görülse de aslında yerel ve baskıcı uygulamadan başka bir şey değil. Sigarayı yasaklıyoruz ama arabalar havayı kirletmeye devam ediyor, o zaman onlara da yasak getirelim, sadece toplu taşıma ile sınırlayalım, iş yerlerinde ozon tabakasına zarar verdiği bilinen klimayı yasaklayalım. Bunlar sigara kadar zaralı değili mi??? Üstelik sigara yanındakine zaraz veriyor, egzoz vb. gazlar direk dünyaya zarar veriyor. Ben de evden işe her gün arabayla gidip havamı kirletenlerden şikayetçiyim. Yasak değil ihtiyacımız olan, haklara saygılı olmak, kimse bizi dürtmeden. Ama nerdee???

  5. Yazan:Cengiz Sarioglu Tarih: Haz 9, 2008 | Reply

    Ülkemiz insanı dünyada pek iyi bilinir,yalnız biz onların bizi iyice bildiklerini hem bilmeyiz hem zaten bizler evrensel düşünceler bazında kendi ülkemiz dışındaki olaylarla pek ilgilenmeyizde.Aslında sigara yasağı konusunda alınmış karar ve uygulama ülkemizede ait değildir.Eh artık elimize bir konu verildiya bizede onu çalışmak düşer..derslerinizi çalışın çalışında siz ülke evlatları öyle bir hale gelinki sizinde alacağınız uygulama metotları dünya ülkelerince kabul görsün,bu çalışmalarınız günümüzü değilde sizin ömrünüzden sonra gelecek nesilleride kapsasın,pencerenizden komşu bahçesini değilde evrenin derinliklerini görmeğe çalışın,işte o zaman bu zamandır.Yoksa sigara içmenin insan sağlığına çevreye zararları çoktur aman hiçkimse içmesin topluca sağlıklı nesiller üretelim düşüncesi bana sanki bundan onlarca yıl önce başı ağrıyanın aspirin olmadığı için çare bulamadığı devirleri çağrıştırıyor.Bizler belki yetişemeyeceğiz fakat tüm yapay organların üretilebileceği bir zaman diliminde,insan sağlığına zarar verecek hiçbir konu kalmayacak,bekleyelim bugünün uygulamalarını bizlere koyanlar,aslında bu gelişimleride yapacak olanlar olacaklardır,pekii bizler bu arada ne yapıyoruz?ne aşamadayız.Bekleyeceğiz aşı pişirip önümüze koysunlar hele.

  6. Yazan:Naz Tarih: Haz 9, 2008 | Reply

    Hakkı Bey ,”Ben kapalı alanlarda sigara içmeyen ve yanımda izmarit atmak için kutu taşıyan biriyim. Yasaklar olduğu için değil başkalarına saygı duyduğum için dikkat ediyorum”diyorsunuz bu güzel bir davranış ancak sizin gibi davranan kaç kişi vardır sizce?
    ”Sigarayı yasaklıyoruz ama arabalar havayı kirletmeye devam ediyor, o zaman onlara da yasak getirelim, sadece toplu taşıma ile sınırlayalım, iş yerlerinde ozon tabakasına zarar verdiği bilinen klimayı yasaklayalım. Bunlar sigara kadar zararlı değil mi?? konusuna gelince ,evet arabalar havamızı kirletiyor ancak bize sağladıkları toplumsal faydalarını da gözardı etmemek gerekiyor.sigara bizlere ne gibi fayda sağlıyor acaba ?

  7. Yazan:sigara sever Tarih: Haz 11, 2008 | Reply

    bu ne yahu????

    Pınar Kür hanımefendi yerden göğe kadar haklı..

    ingilizleri kültürel şok olarak gördükleri bu yasak..bizler için ekonomik bir şok olacaktır.. bir şok daha yani …
    hizmet sektöründe faaliyet gösteren kafelere ve restoranlardan başlayabiliriz mesela..

    Erdoğan amcamız içmiyor diye başkaları da içmesin.. öyle mi??? hahahahahaha….

    Adama bakın yahu..diktatör kesildi başımıza vallahi.. eeeeee…bizler koyun gibi olduğumuz sürece ..bizi güdecek çoooook çoban bulunur…

    hadi kolay gelsinnnn…

  8. Yazan:sigara SAVAR Tarih: Haz 11, 2008 | Reply

    “sigara sever: Erdoğan amcamız içmiyor diye başkaları da içmesin.. öyle mi??? hahahahahaha….”

    Komik! 🙂 Sana sigara içme diyen yok, sadece kanunda belirtilen yerlerde içmezsin deniyor, bu kadar açık ve net. Bunu anlamak bu kadar mı zor. Yoksa iç kardeşim iç, günde 2 paket 3 paket iç ama kendini zehirlerken başakarını da zehirleme! Senin kendini zehirleme özgürlüğün var ama kanun başakalarını, üstelik istemedikleri halde, ze-hir-le-ye-mez-sin diyor. İşte yasak olan bu, yoksa iç içe bildiğin kadar!

    sigara sever : “bizler koyun gibi olduğumuz sürece ..bizi güdecek çoooook çoban bulunur…”

    kendini koyun gibi hissedeni, öyle olduğunu düşüneni elbette güderler. Aç gözünü koyun olma sen de! Laf ola beri gele!

  9. Yazan:sigara SAVAR Tarih: Haz 11, 2008 | Reply

    “…bizi güdecek çoooook çoban bulunur…”

    Tabi ya! Elbette, halkımız koyun gibi ya güdülmeye ihtiyacı var. Bunu da Batman kıayfetli amcalardan başkası yapamaz zahir!

    Bir kere de halkınıza, vatandaşlarınıza iyi ve güzel olan bir şeyi layık görü be arkadaşım!

  10. Yazan:musa Tarih: Haz 11, 2008 | Reply

    slm inşallah sigara hepten kaldırılır.kötülüğün anası sigara babası içkidir arkadaşlar bırakın bunlarla uğraşmayı

  11. Yazan:Bahar Pınar Tarih: Haz 20, 2008 | Reply

    Merhabalar,
    Herkese yorumları için teşekkür ederim.

    Arif Bey,
    Umarım sizin dediğiniz gibi sigara yasağı tutar. Şu anda sorun yok gibi görünüyor. Sadece bir düğün salonunun üst katında bir erkek grubunun sigara içtiğine tanık oldum. Onun dışında yasağı delme çabası görmedim.

    Aziz Bey,
    Yazdıklarınıza katılmamak elde değil. İnsallah sigara ve diğer bağımlılık yaratan maddelere karşı özendirici kalıplar, tavırlar zamanla yok olur. Dediğiniz gibi: “Eğitim kurumlarına,kitle iletişim araçlarına,sivil toplum kuruluşlarına bu anlamda ciddi görev ve sorumluluklar düşüyor.Böyle bir hamlaye ivme kazandıracak kampanya ve etkinlikler düzenlenmeli.” Öncelikle görsel ve yazılı yayınlar bu konuda sorumlu davranmalılar. Kamplaşma, ayrıştıma yaratılması konusundaki fikirlerinize de katılıyorum. Neden kişisel algılamadan, bencil ve ayrıştırıcı tavır takınmadan tartışamıyoruz? Neden doğrudan sorunlara eğilemiyoruz, çözüm üretmeye çalışamıyoruz? Bunu denemeliyiz ne olursa olsun. Aziz Bey, yalnız şu söylediklerinizi kendim adına katılamayacağım: “.Fakat yasağı destekleyenlerin de aynı hataya düştüğü görülüyor.Yasa çıkmadan önce neredeydiler,yoksa yasadan önce insanların sigara zehirine maruz kalıyor olmalarının bir önemi,anlamı mı yoktu.Bunun yasanın çıkmasıyla start alması,alevlenmesi ister istemez kafalarda soru işareti yaratıyor.” Kendi adıma konuşayım, gerek çalıştığım yerde, gerekse tüm çevremde bu konuya dikkat çekmeye çalışıyordum, aslında benim gibi düşünen arkadaşlarımla çalışıyorduk demem daha doğru. Ama pek ilgi çekebildiğimiz, iyileştirme sağladığımız söylenemez. Belki bir kısım insan, bu konuya yeni odaklandı, bir kısmı kraldan çok kralcı oldu ama bir kısmı yeni sesini duyurabildi. Sigara içmeyenler, sigara içse bile sigara içmeyenlere saygı duyanlar, yakın zamana kadar yalnızdı ve sesini duyuramıyordu kimseye. Neyse, aslında konuyu buraya getirmek de gerekmez, asıl konumuz sigaranın içen dışında diğer insanlara da zarar vermesinin önüne geçilmiş olması son derece doğru. Bu konuda da doğru bir davranışta buluşmalıyız. Dediğiniz gibi: “bu hepimizi ilgilendiren bir konu.İçen de biziz,zarar gören de…Çözümünü de biz bulacağız.Ama öyle bir etki-tepki döngüsüne dönüştürerek değil.”

  12. Yazan:Bahar Pınar Tarih: Haz 20, 2008 | Reply

    Hakkı Bey,

    Keşke herkes sizin gibi olsa… Ama değil maalesef. “Kendim içmezken başkasının içmesinden çok rahatsız oluyorum..” derken, bir yandan da yanındakinin suratına sigara dumanını üfleyen insanların sayısı daha fazla
    ne yazık ki. Siz azınlıktasınız. Sigara yasağı yerel değil bu arada. Cengiz Bey de yorumunda söylemiş gerçi. Bir çok yabancı ülkede yasaklanalı çok oldu. Sigarayı yasaklıyoruz ama diğer zararlı alışkanlıklarla, davranışlarşa neden ilgilenmiyoruz demişsiniz. Haklısınız, onlarla da ilgilenelim. Hem bireysel olarak birşeyler yapalım, hem de hükümeti bu konulara eğilmeye itelim. İnsanların ilgisini bu konulara çekelim. Bu konuda bu yazının arkasından bir yazı daha yazdım. Belki ilginizi çeker. Havaya karbon salınımını artıran alışkanlıkları değil ama, trafikte cana kast etme, bireysel silahlanma illeti ve çalışanların yaşam vd. haklarına saygı duyulmamasını işlemiştim. Bir sonraki yazılardan birinin konusu da kontrolsüz karbon salınımı sorunu olabilir dediğiniz gibi. Ayrıca “Yasak değil ihtiyacımız olan, haklara saygılı olmak, kimse bizi dürtmeden.” demişsiniz, haklısınız. Ama yazımda da belittiğim gibi, herkes sizin gibi kendi kendine sorumluluk sahibi olamıyor. Bazılarımızı özel olarak uyarmak durumunda kalıyoruz. Uyarmak gerekmediği noktaya gelmek için de Aziz Bey’in dikkat çektiği üzere biraz daha çalışmak durumundayız. Bir seferberlik ruhuna bürünmeli tüm halk… Bunu yaparken de sigara yasası hakkında olumsuz konuşmaya gerek yok bence. Sigara konusunda biraz yol aldık, simdi diğer sorunlara dikkat çekelim. Ne dersiniz?

    Cengiz Bey,

    Zarar gören organların yenilenmesi güzel bir öngörü ya da hedef. İnsallah olur diyelim. Insallah’tan önce tabii ki keşke bizim genetikçilerimiz de, biyoloji uzmanlarımız da bu konuda çalışsalar diyelim. Belki de çalışıyorlardır, açıkcası bilgim yok. Dediğiniz gibi hep dışarıdan beklememek lazım. Yalnız bu konuda çalışmalar tamamlanana kadar, sigara yasayı çok anlamlı olacaktır. Çalışmalar tamamlansa da, anlamlı olmaya
    devam edecek. Çünkü, manasız ve saçma şekilde, başkaları sigara içiyor diye, bir insanın orjinal organlarını kaybedip ameliyat masasına yatması hiç de makul değil. Ama organları başka sebeple kaybedenler için, organ
    yenilenmesinin mümkün olmasını canı gönülden isterim tabii ki. Yalnız, sigaradan bağımsız olarak, biz de biraz kendimize hem dünyaya katkı saglayalim fikrinize tabii ki katılıyorum.

    Sayın Sigarasever,

    Yasanın parçalı olarak devereye alınması, ekonomik açıdan olumsuz etkiler yarattı, haklısınız. Lokantaların yasaklanmayıp, alışveriş merkezlerinde yasaklanması haksız rekabete yol açıyor gerçekten. Basından takip ettiğim kadarı ile, alış-veriş merkezi yöneticileri konuyu hükümet yetkilileri ile
    görüşecekti. Sağlık Bakanı da haksız rekabeti kabul etmiş ve belki lokantalarda yasanın uygulanma tarihini öne çekebiliriz demişti. Sonra ne oldu takip etmedim. R.T Erdoğan ‘ın sigara içmemesi, yasanın hayata geçmesinde illa ki etkili olmuştur. Sonuçta milletimiz liderlerin etkisinde kalan, tek adamı takip etmeyi seven bir millet. Tam demokratik parti de henüz söz konusu değil. Ama konuyu buraya indirgemek hem haksızlık hem de sonucunu önemsemediği için de eksik bir yaklaşım olur. Fayda maliyet analizi yaparsanız, yasanın insan sağlığını önceleyen yanını görebilirseniz, yasayı daha farklı algılayacağınızı düşünüyorum. Üstelik Sayın Sigarasavar’ın söylediği üzere, kimse size sigara içmeyin demiyor. Başkalarını rahatsız etmediğiniz sürece istediğiniz kadar içebilirsiniz. Yasayı önyargısız olarak incelemelisiniz.

    Sayın Sigarasavar,

    Soylediklerinize katılıyorum. Özellikle de “Bir kere de halkınıza, vatandaşlarınıza iyi ve güzel olan bir şeyi layık görü be arkadaşım!” sözlerinize canı gönülden katılıyorum. Bir kere de, insanlarımız, sadece
    kendini düşünmese, bencillik etmese, insanlara saygı duysa, insanların sağlığını, haklarını önemsese… Herkes böyle değil, biliyorum. Ama bir kısmımız, kalanların yaşama sevincini, mutluluğunu söndürecek kadar böyle. Sayılarının çok olduğunu iddia edenler de var, az olduğunu iddia edenler de. Kesinlikle düzelmeyeceklerini iddia edenler de var, uzun vadede egitimle, ancak katı kurallarla çözümlerle düzeleceklerini söyleyenler de.
    Sayılarını bilmiyorum ama çok insanın canını sıktıklarını görebiliyorum. İnsallah düzelir, o kadar umutsuz olmak istemiyorum açıkcası.

    Naz Hanım, sizin soylediklerinize ek olarak söyleyecek birşey bulamadım. 🙂 Yalnız Hakkı Bey’e sorduğunuz “sigaranın yararları nedir?” sorusunun cevabını ben de merak ettim doğrusu.

    Yorumlara biraz geç cevap verdim, kusura bakmayın. Ancak yazabildim.

    Saygılarımla,
    Bahar Pınar

  13. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Haz 22, 2008 | Reply

    Bahar Hanım,
    Öncelikle yorumları tek tek cevaplama inceliği göstermenizi takdire değer bulduğumu bilmenizi isterim.Ayrıca böyle bir diyaloğun kaleme aldığınız çalışmanız kadar etkili ve gerekli olduğu düşüncesindeyim.Bu vesileyle bir konuyu dikkatinize sunmayı gerekli gördüm.Bunu bir polemik olarak algılamayacağınızı umuyorum.

    Biliyorsunuz,hemfikir olmakla beraber yorumuma katılmadığınız bir nokta var.Saygı duyuyorum ve ayrıca size hak da veriyorum.Yanlış bir anlaşılmaya neden oldum ve bu benim hatam,kabul ediyorum.Ancak sözkonusu itirazım yazınıza ve dolayısıyla duruşunuza istinaden değildi.Dile getirmede kısmi eksikleri olmasına karşın genel bir anlayışa vurgu yapmaktı amacım.

    Zira siz de takdir edersiniz ki toplumda oluşması gereken bazı hassaiyetler maalesef doğal mecrasında gelişmiyor.Bilmiyorum,toplumca bir kültürel altyapının olmayışından olsa gerek duyarlılıklarımızı nedense hep yasak ve yaptırımlarla hatırlayabiliyoruz.

    Bakın bunu yaşadığım bir örnekle açıklamak istiyorum.Yasanın çıkmasından kısa bir süre sonraydı sanırım.Anlatacağım olay çocuğumun OKS sınavı için gittiğim okulda cerayan etmişti.Okul bahçesi kısa bir süre içinde özel araçlarla dolup taştı.İnsanların bir damla gölgeye muhtaç olduğu o yaz sıcağında araçlar bütün ağaçların altını işgal etti,insanlar ise güneşin altında açıkta kaldı.Sağda solda bir sürü pet şişe doluştu ve hengame dizboyuydu.Ama bu manzaranın içinde nedense bir bayanın sigara içmeye kalkışması büyük bir tepki yarattı.Nerdeyse topluluk üzerine yürüyecekti.

    İşte benim anlamakta zorluk çektiğim ve itiraz ettiğim budur.Kafalarda soru işareti yaratıyor dediğim bu tür eğilimlerdir.Yani demokratik kültürü,görgüyü,medeniyeti,ötekine saygıyı bu anlayışla mı içselleştireceğiz.Düşünün yasa olmadan(doğru veya yanlış)aktardığım tepki o şekilde gelişebilir miydi?Hiç sanmıyorum.İçinde yaşadığımız çevre bunun yüzlerce örneğiyle dolu.

    Kısacası kaldırımda nasıl yürümemiz,evimizde nasıl müzik dinlememiz gerektiğini illede yasaklarla öğrenmemiz gerekmiyor.Dolayısıyla yasaklarla başlayan o kraldan daha kralcı mantığın çok da isabetli bir duruş olmadığı görüşündeyim.

    Saygı ve selamlar…

  14. Yazan:Bahar Pınar Tarih: Haz 26, 2008 | Reply

    Merhaba Aziz Bey,
    Bir yazının ardından karşılıklı fikir paylaşımında bulunmanın, konuşmanın gerekliliğine ben de inanıyorum. Bu çabaları polemik olarak görmüyorum. Aksine yazıyı zenginleştiriyor, konuyu derinleştiriyor. Aynı fikirdeyiz bu konuda. Aslına bakarsanız, diğer konuda da haklısınız. Ne yazık ki, insanlarımız, çok temel bazı insani davranışları, birlikte yaşama pratiklerini ya yasa ve kurallarla, ya da bunların yokluğunda canı yanınca anlayabiliyor. Hatta o zaman bile anlamamakta ısrar ediyor. Mantık yürüterek, bir bilinç oluşturarak farkedemiyor, hayata geçiremiyor. Oysa, bu tip davranışların temelinde çok basit insani duygu ve davranışlar yatıyor: insana ya da daha genel anlamı ile canlı olana duyulan sevgi, saygı, kendine saygı, bencil olmamak gibi. En temel duygu ve davranışlar elbette yasa ile içselleştirilemez. Haklısınız. İçselleştirme ve hayatın bir parçası haline getirmek için birey ve toplam olarak silkinip kendimize gelmemiz, kendimizi adam etmemiz, eğitmemiz gerekiyor. Yine de içselleştirmenin zamana yayılacak sürecinde yasalar, kurallar, bunlara uymayanlara verilecek cezalar gereklidir fikrindeyim. Cezaların uygulanması, caydırıcı olması ciddiye alınmaları için de son derece önemlidir. Yasa, kural ve cezaların varlığı, caydırıcılığı, bu kaos içine doğmuş ve yaşamaya alışmış nesilleri hizaya getirebileceği gibi, yeni nesiller için de doğru/yanlış kavramlarının oluşmasına yardımcı olacaktır. Elbette yeni nesiller için doğru/yanlış kavramları, yasalardan/cezalardan ziyade, kendilerine örnek aldıkları insanların davranışlarına bakarak oluşur. Bu yüzden her kişi, rol model olduğu çocukları, gençleri düşünerek ne yaptığına dikkat etmeli, konuşma ve davranışları ile yanlış mesaj vermemeli, söyledikleri ile yaptıkları tutarlı olmalıdır. Ancak böylece uzun vadede iyi bir noktaya varabiliriz. Yoksa, sadece kural koymakla bu işin kökten çözülemeyeceğini biliyorum. Sanırım öncelikle, herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli, otokontrol oluşturmalı, bilinçlenmeye çalışmalı, sorumsuzca, umursamazca davranmaktan vazgecmeye calismali. Bizim millet için zor, yorucu bir surec, ama sonu guzel olacak illaki…

    Saygılarımla,
    Bahar Pınar

  15. Yazan:Burak İNCESU Tarih: Haz 28, 2008 | Reply

    Yasanın haklılığı ve (malesef) gerekliliği konusunda epeyce aydınlatıcı olduğunuzu belirterek başlamak istiyorum. Aşağıda okuyacaklarınızı da sigarayı ve sigara içmeyi savunmak olarak değerlendirmemenizi rica ediyorum. Öncelikle merak ettiğim konu bu sigara içenlerin kim oldukları ve nasıl sigara içmeye başladıkları, arkasından da sigarayı marketlerde satıp içilmesinin yasak edilmesinin ne manaya geldiğidir. (Kastettiğim sigara içilmesinin serbest bırakılması değil, yasaklandığı halde marketlerde satılmasıdır.) Bu arada belirtmeliyim ki ben de sigara içen birisiyim. Bir devlet okulunda öğretmenlik yapıyorum. 19 Mayıstan önce biz sigara içenlere ayrılan bir odada sigarayı (genel olarak atmosferi düşünürsek nerede içersek içelim mutlaka zararı vardır) mümkün olduğunca kimsenin hakkını gaspetmeden içiyorduk. 2 senedir çalıştığım okulda sigara içtiğimi bilmeyen öğrencilerim vardı. Yasak tarihinden sonra ise (malesef) tiryakisi olduğumuz sigarayı okul bahçesinin dışında içmek durumunda kaldık. Ve şimdi bütün öğrencilerim benim sigara içmemi seyreder halde. Sizce bu durum kime ne kadar faydalı olmuş olabilir. Yukarıda bir arkadaşın ifadesiyle “Azılı tiryaki” saymıyorum kendimi çünkü sigara içeceğim yeri özenle belirlemeye çalışanlardanım.. Kötünün iyisi yani. Sözün özü yasanın (azılı tiryakiler sıfatıyla addedilenler için) gerekli fakat genel anlamda altyapısının yetersiz olduğunu düşünenlerdenim. Hepinize saygılarımı sunarım.

  16. Yazan:Bahar Pınar Tarih: Haz 30, 2008 | Reply

    Merhaba Barış Bey,
    Sigaranın kendisi yasaklanırken, marketlerde satılması tabii ki çelişkili bir durum. Ama şu anda bu kadar sigara içerken de, satış ve üretimin kaldırılmasını beklemek ve istemek gerçekçi değil. Yalnız 18 yaşından küçüklere satılmamasını sağlarsak, yeni tiryakilerin oluşmaması için sosyal projeler üretirsek, gençleri bilinçlendirirsek, üretim ve satımı da zaman içinde azabilir. Mevcut içen sayısının azalacağı ümidini de içimde yaşatıyorum. O zaman sigara normalden anormale dönüşebilir. Elbette, sigaraya özendirici olan her şeyi de tersine çevirmeye uğraşmamız lazım bu arada. Son yıllara kadar sigara hep özendiriliyordu, en azından gerçek yüzü pek gösterilmiyordu. Sigara satıcıları, üreticileri de çekici reklamlar yapıyorlardı. Şu anki tiryakiler bu ortamın ürünü.

    Sigara içerken, diğer insanların hakkına saygı gösterdiğinizi, içeceğiniz yeri özenle seçtiğinizi söylemişsiniz. Keşke herkes sizin gibi olsa… Benim etrafımda sizin gibilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Sizi tebrik ediyorum bu sebeple. Üstelik öğrencilerinizin sizi sigara içerken izlemesinden de rahatsızsınız. Sizin gibi kaç öğretmen var acaba? Açıkcası, yorumunuzu okuyunca, yakın zamanda, öğrencilerinizin önünde sigara içmektense, gündüzleri, okuldayken sigara içmemeye karar verebileceğiniz geçti aklımdan.  Sakın sizi bu karara itmeye çalıştığımı sanmayın. Sadece, süreç, sizin gibi bir insanı buraya itebilir diye aklımdan geçti, söylemek istedim. Şu anda uygulamada, altyapıda sorunlar var illaki ama zaman içinde düzelecektir. Her kurum düzeltmek için çözümler düşünebilir. Tabii ki içenler de… Çocuklara özendirmemek öğretmenlerin ve diğer içenlerin söz ve davranışları ile mümkün… Sigara içerken nasıl olacak diyorsanız, kolay olmayacak, tatmin edici bir cevap bulamıyorum şu anda ama bir şeyler düşünülebilir… Bir çözüm bulacağınızı/bulacağımızı umuyorum.

    Yorumunuz için teşekkürler.

    Saygılarımla,
    Bahar Pınar

  1. 1 Trackback(s)

  2. Haz 10, 2008: Nefes Alma Özgürlüğü # Sigara İçme Özgürlüğü | siirabi.net | Güzel Sözler Şiir ve Şiirler Şair ve Şaiirler Aşk ve Cep Mesajları

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin