Telekulak : Biri bizi dinliyor
By Mehmet Yılmaz on May 30, 2008 in CHP, Özgürlükler
1974 senesinde patlak veren bir skandal ile ABD başkanı Nixon‘un ekibinin Watergate Oteli‘ndeki Demokrat Parti bürolarına gizlice girdikleri ortaya çıktı. Yasa dışı yollarla elde ettikleri bilgileri siyasî rakiplerine karşı kullanma çabaları sonucunda açılan senato anketi Nixon’u istifaya zorladı.
AKP gerçekten CHP’yi gizlice dinledi mi? Dürüstlüğünden ve tarafsızlığından bir an bile şüphe etmediğimiz Türk polisi ve Türk yargısı gerçeği “pat” diye çıkaracaktır ortaya, hiç şüpheniz olmasın. Susurluk’ta, şemdinli’de cesaretle suçluların üzerine gidilmedi mi? Uğur Mumcu’nun, Hırant Dink’in katilleri ve azmettiricileri yakalanmadı mı? Adalet yerini bulup “cuk” diye oturmadı mı?
Bizimkisi adalet-loto. Soruşturma bittiğinde haklı çıkarsak “biz demiştik” diye hava atabilmek için tahminde bulunuyoruz. Hem gizli olarak daha ne konuşacak CHP? Ertuğrul Özkök veya Tuncay Özkan ile konuştuklarını sağır sultan bile duydu.
Bence AKP’nin veya bir başkasının CHP’yi gizlice dinleyerek elde edebileceği fazla bir bilgi yok. Çünkü CHP’nin gizlice konuşması için bir sebep yok. Adamlar 27 Nisan’daki e-muhtıra’dan sonra çıkıp “oh iyi oldu” demedi mi? Kuzey Irak harekâtı “erken bitti” diye Genelkurmay başkanı Büyükanıt’ı azarlamadı mı?
Anayasa mahkemesine sipariş verip 367 tane numara çekebilen bir doğum günü partisi (pardon “siyasî” parti) neden dinlenmekten korksun ki? Yargıtay’dan pizza getirtir gibi yargı muhtırası sipariş edebilen insanların gizlice yapabilecekleri tek şey olsa olsa kenefe gitmek olacaktır. Eh artık onu da alenen yapmasınlar yani. (Yoksa AKP keneflere mikrofon mu koymuş????)
Neyse, adalet-lotomuzu sonuna kadar götürelim. Bence hadise bir spin-doctor (çevir kazı yanmasın) oyunundan ibaret. Nedir? Basında yer almasından rahatsız olduğunuz bir olayı unutturmak, gündemi yeni konularla doldurmak için ustaca bir hikâye uydurursunuz. Sebepleri, sonuçları, kahramanları ve kötü adamları ile. Hikâyenizin gerçek gibi görünmesi için de davalar açarsınız. Basın bültenleri yayınlarsınız.
Bu spin-doctor konusunu ayrıntılı biçimde “Basın özgürlüğü, SABAH-ATV ve Kanal Türk” adlı yazımızda ele almıştık. İlgilenen okuyucularımız orada verdiğimiz referanslardan da istifade ederek basın-siyaset-propaganda üçgeninin işleyişi hakkında kolayca ek bilgi edinebilirler.
Rastlantıya (!) bakın ki tam da Önder Sav’ın Mekke’ye giden hacılar ile alay ettiği bir sırada bu “telekulak skandalı” patlak veriyor. Önder Sav “alay eden” konumundan telefonu dinlenen “mazlum” konumuna geçiyor.
Ve gene rastlantıya (!) bakın ki tam da Hürriyet’teki ilânların AKP’yi kapatmak için biraz kısa geldiği bir ortamda alaturka bir Watergate skandalı kes-yapıştır yöntemi ile ithal edilmiş gibi duruyor.
Not: Bu sabah TV’de Deniz Bayka’ı duydum, “10cu kattaki bir konuşmayı dinlemek için çok yüksek teknoloji gerekir, bu ise ancak güvenlik güçlerimizin elinde var” diyordu.
Biraz cahil kalımş bu konuda. Kendisini Paris’e davet ediyorum. Hava alanından RER B sonra da RER A trenlerine binerek 40 dakikada gelebileceği Champs Elysées (okunuşu şanzelize) caddesinde 700 avroya satılan bir alet gördüm ve denedim. Değil 10cu, 30cu katı bile kolaylıkla dinleyebilir. Bu tür “araç-gereçler” işadamları tarafından sıkça alınıyor. Satıcılar genellikle kimlik talep ederler, Fransız vatandaşlarına satmak istemezler. Yabancı bir pasaport ile işler daha kolaylaşır. Gerçi Konstantinopolis’te daha kolay olabilir bu tür işler, gene de yardımcı olayım dedim 🙂 Ne de olsa Atatürk’ün partisinden bahsediyoruz!
Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu? Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk… Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…
Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”
Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.
Sitemizde siyasetten tarihe, kadın haklarından felsefeye, sanattan bilime kadar bir çok konudan bahsediyoruz. Ama zaman zaman da kendimizden söz ediyoruz. Derin Düşünce nedir? Sitenin geçmişi, geleceği, ortak projeler, yazar olmak isteyenlere öneriler, okunma istatistikleri… Derin Düşünce’nin bir kimliği, tarihi ve kendine has “yaşam” tarzı var. Eğer aramıza yeni katıldıysanız bu kitap “yöre halkına” kaynaşmanızı kolaylaştıracaktır
Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.
Maymunist imanla nereye kadar?
Evrim ve Big Bang gibi konular genellikle sağlıklı biçimde tartışılmaz. İdeoloji ve inançlar, felsefî tercihler bilim-SELLİK maskesiyle çıkar karşımıza. Özellikle evrim tartışmaları “filanca solucanın bölünmesi” veya falanca Amerikalı biyoloji uzmanının deneyleri etrafında döner ve bir türlü maskeler inmez. Madde ve o Madde’ye yüklenen Mânâ maskelenir… Oysa perde arkasında tartışılan başkadır. İnsan’a, Hayat’a dair temel kavramlardır. Sadece et ve kemikten mi ibaretiz? Yokluktan gelen ve ölümle yokluğa giden, çok zeki de olsa SADECE VE SADECE bir maymun türü müdür insan? BİLİM DIŞINDA bir insanlık yoksa Aşk yoksa, Sanat yoksa, Güzellik yoksa ve Adalet yoksa Hayat‘ın anlamı nedir? Aşık olmak hormonal bir abartıysa, iyilik enayilikse, neden birbirimizin gırtlağına sarılmıyoruz ekmeğini almak için? Neden bir çocuğa tecavüz edilmesi midemizi bulandırıyor ve neden fakir bir insana yardım etmek istiyoruz? Taj Mahal’in, Ayasofya’nın, Notre Dame de Paris’nin değeri bir arı kovanı veya termit yuvasına eşdeğer ise, Mesnevî boşuna yazıldı ise neden Hitler’i lanetliyoruz ve neden Filistin’de can veren bebeklere üzülüyoruz? Maymun olmanın (veya kendini öyle sanmanın) BİLİM DIŞINDA, psikolojik, siyasî, ahlâkî, hukukî öyle ağır sonuçları var ki… Evrim senaryosunu kabul etmenin etik ve siyasî neticeleri ve evrimciliğin etimolojik değeri … Derin Düşünce’nin yorumcuları tarafından konuşuldu. Biz de bu sebeple söz konusu iki tartışmayı 116 sayfalık bu kitapta topladık. Buradan indirebilirsiniz.
21 Yorum
Yazan:erdoğan atmiş Tarih: May 30, 2008 | Reply
yazdıklarınızın derin düşünceyle ne ilgisi var anlamadım. az vakit, az zaman, biraz da sabah ekleyerek servis yapmışsınız. sav ve baykal gibi hiç sevmediğim tiplere bile sayenizde sempati duyacağım. kısacası hırsızın hiç kabahati yok mu?
Yazan:Ç-Z Tarih: May 30, 2008 | Reply
Mehmet bey,
Yine olayları yanlış yorumluyoruz CHP nin içinde din ile alay eden insanlar ol(a)maz.Olsa da bu partiyi bağlamaz.Bireysel’dir,genelleştirilip Atatürk’ün partisine mal edilemez!
”Alay eden” olayını Baykal,Sav’ın dostluğuna(ÇDK=parmak feda eden) itimat ettiği üç beş samimi arkadaşı ile gerçekleştirdiği,sohbete lezzet katmak maksadı ile “şaka” olsun diye söylediğini,herkesin düşünce ve inancını istediği gibi ifade edebileceğini,laf sahibinin değil dışarı “sızdırma”nın eleştirilmesi gerektiğini söyleyerek savunmuştu.Olayın sızdırma olmadığı belgelenince de gazeteci,“sızdırmak maksadıyla izinsiz kayıt” yaptığı iddiası ile suçlanmıştı.
Kayıtve izin deyince “türban,Nazi” ile ilgili geçmişte kalan bir olayı hatırlamamak mümkün değil.
Ropörtaj verilerek altı çizilen bir anlayışın savunması yapılırken izinsiz/sızdırma/dinleme gibi tutmayan mayadan kurtulma çabasına girmek çırpındıkça batmaya benziyor.
Telekulak meselesi de Sav’ın gölgesinde CHP yigayretine ibretlik bir örnek.
Dinlen’diklerini iddia eden mazlum CHP lilerin öfkeli başkanı “sızdırma”yı siyaset sanatı olarak benimsemiş olsa gerek.
Yazan:TT Tarih: May 30, 2008 | Reply
Hz.Muhammed’le alay eden Önder Sav ve onun dolmuşuna binen Baykal, sert kayaya tosladılar.
Bir kez daha rezil oldular.
Yakışıyor utanmaz haspalara…
Yazan:Göktürk Tarih: May 30, 2008 | Reply
Bu yazıda Atatürk’le ilgili bir alay yok mu?
Önder Sav’ın Muhammmed (sav) hakkındaki sözlerini tamamen Zaman gazetesinin ajitasyonu ile yorumluyorsunuz.
Hiç bir hakaret ve alay yok.
Yazan:onur kara Tarih: May 30, 2008 | Reply
Zaman’da atilan mansetler migdemi bulandiriyor, bir de basimiza demokrasi havarisi kesildiler, adamlarin hakaret diye taktiklari seye bakar misiniz!
CHP’ye oy vermedim ama biri bana Sav’in sozlerinin neresinde hakaret var anlatabilir mi? Bence Islamci kesimin yaptigi tam bir din bezirganligi. Muhammed herkesin peygamberi degil, adamin soylediklerinde -araplarin bu isten cok para kazandiklari- dogruluk payi var, neden Hz.Muhammed’e Muhammed demek hakaret olsun ki??? Sav da bence anlatmak istedigini nukteli bir sekilde ifade etmis.
Yazan:Kamer Yalçın Tarih: May 31, 2008 | Reply
İnanın şiştik milletçe, patlamak üzereyiz. Neyse ki Sav gibi siyasetçilerimiz var da arada ortam şenleniyor. Şu bir iki gündür İnternette telekulak geyikleri dolaşmakta. Her biri ayrı espiri konusu. Bazıları ise hakikaten süper. Buyrun bir iki örnek;
– Ortalığı velveleye veren şahış telefonu açık unutmuş ve 42 dakika boyunca konuşmaları dinlenmiş. Tabi kesin AKP’nin suçudur, kesin AKP bu adamın suyuna unutkanlık hapı falan atmıştır.
– Bundan sonra seçimlerde milletvekili seçilme şartları arasına telefon kullanmayı bilme şartı eklensin.
– İtinayla Cep telefonu nasıl kullanılır dersi verilir. Para falan istemez, yeter ki ülkemi rahat bırakın. Telefonunu yönetemeyen ülkeyi nasıl yönetsin.
Yazan:nessrin Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
hmmm herşey çok komik ama komik olan önder sav değil akp yanlısı zavallılar… neyse bu kadar katı olmama gerek yok doğrusu bu insanların cahilliği sadece kendi yandaşlarının gazete(!)ve tv(!)lerinden haber alması. oysa ki bi araştırsalarda telekulak olayında telefonla dinlenen kişinin telefon kayıtlarında görüşme yapmış gibi döküman çıktığını öğrenseler. bütün yapılanlar komiktir. önder sav dünkü adam mı? hmm ama akp ve vakit herkesi kendileri gibi ebleh sanıyor galiba neyse şimdi bi din istismarıdır gidiyor ben kararlıyım eğer ÖNDER SAV çıkıpta hac hakkındaki yorumundan dolayı özür dilerse chpyi ağzıma almayacağım bir daha çünkü özürlük bi olay yok o düşünceye aynen katılıyorum hacca gitmek araplara para kaptırmaktır müzlüman olmak için illaki hacca gitmeye gerek yoktur
haa unutmadan bi de sayın olamayan başbakan ve yardımcısı dengir mir fırat CHP itibar kaybetti diyor komik doğrusu haklarında o kadar gensoru verildi listeler halinde yolsuzlukları ortada eski dış işleri bakanının karısı bizi AİHM’ye şikayet eder üstüne kocası cumhurbaşkanı olur yeni dış işleri bakanı bizi AB’ye şikayet eder(Allah bilir ilerde o ne olur diğeri c.başkanı olduna göre)suç suç üstüne milleti dinletirler ülkeyi sefalete sürükleyip sadakaya alıştırırlar ve yalanın bini bir paradır bunlara rağmen itibar kaybetmezler ama biz: bizi dinliyorlar dediğimizde itibar kaybedeceğiz puhahhahaaha komik bu akp hakikaten aptal ve cahil ve yobaz
Yazan:nessrin Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
dengir mir fıratın ortağı olduğu şirketin uyuşturucu pazarlığı yaptığı ortaya çıkmıştır ancak mir o şirketle ortaklığını milletvekili olmak için sonlandırdığını dolayısıylada bu işle ilgisi olamayacağını söyledi savunma bu mu yani bi sözümüz vardır arkadaşını söyle kim olduğunu söyliim eğer ki fırat bey çok düzgün adamsınız böyle insanlarla nasıl ortaklık kurarsınız bu işler yaş işler tıpkı vakit gazetesinin hüseyin üzmezi kayırmaya çalışması ve ismail nacarın ben yıllarca hüseyin üzmezi uyardım demesi gibi dürüst insan böyle insanlarla ne ortaklık kurar ne de arkadaş olur ne de vakit gazetesi gibi kayırmaya çalışır ne de ismail nacar gibi uyarma gafletinde bulunur dürüst adam böyle pislikleri ihbar eder olay budur
Yazan:Kamer Yalçın Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
Sayın nessrin,
Ne güzel yazmışsınız; “müzlüman olmak için illaki hacca gitmeye gerek yoktur”
🙂
Bu konuda fetva verecek kadar bilgi ve yetkide olduğunuz şıp diye anlaşılıyor. Maşallah, maşallah! Allah ilminizi arttırsın. Memleketimizin sizin gibilere ihtiyacı var. Aman diyeyim; durmak yok, yola devam.
Peh! Şaka gibi!
Yazan:nessrin Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
vayy anında cevap aynen öyle… müslüman olmak için hacca gitmeye gerek yokk aynen yineliyorum.. erbakanın 33 defa hacca gittiğini biliyoruz kimin parasıyla devletin parasıyla… neyse bunlar konu dışı bizi günde 15 rekat namaz kılacak bilmem kaç defa hacca gitmiş 365 gün oruç tutan dakika başı şehadet getiren ya da millete sadaka dağıtacak başbakan lazım değil bize dinsiz de olsa çalışacak aklı başında adam lazım tamam mı??? senin yola devam demene gerek yok biz zaten yolumuzdayız…. sizene önder savın dediğinden hem doğru söze ne denir doğru denir hacca gitmeyip hac hakkında ahkam kesmeyin bizi dinliyorlar diyenleri eleştireceğinize ülkeyi soyan dindar insanları eleştirin
Yazan:nessrin Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
bu arada şıp diye anlaşılıyor demeniz müzlüman kelimesinden mi kaynaklanıyor merak ettim doğrusu.. neyse bu kadar basit hatalara ancak akp kafalar takılır. akpli olduğun çok belli ama üzülme akpde aynı senin kafandan. açta bi bak savunmalarına::
1-baş savcı ABDURRAHMAN YALÇINKAYA bize zıt bir görüş içerisindedir eğer ki iddianameyi okursanız orda ak partiden akp diye sözedilmiştir. bu da yalçınkayanın bize taraf olduğunun açık göstergesidir
2- iddaname özensiz hazırlanmıştır çünkü 22 temmuz 2007 seçimlerinden 2008 diye söz edilmiştir
evet kamer yalçın bak aynen senin kafandan parti de doğrusu bu savunma ve senin yazdıkların bana daha komik geldi artık dini imanı sömürmeyi bıraksanızda kendinizi geliştirmeye çalışsanız ve böylesi komik durumlara düşmesenizzzzzzzzz
Yazan:nessrin Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
alay konusu önder savmış bizim alay konumuz tamamen akp ve zavallılar
işte iyi okuyun tabi akpliler 5-10 defa okusun anlamak için!!!!!!!!
cumhurbaşkanı karısı çok istedi diye ingiltere kraliçesi elizabethi türkiyeye çağırır.
Kraliçeye de bu fikir çok sıcak gelir zira yeni sömürgesini detaylıca gezmek istemektedir.
İlk gün bir davet düzenlenir tabi Deniz BAYKAL ilkeli bir insandır katılmaz. tayyip koşa koşa gelir düşüncesi belki kraliçeye yalvarırsam bizim parti kurtulur. Kraliçe ona yalnızca akıl verir ve şöyle der:
– tayyeap bence herşeyi boşwer yanına akıllı adamları al. Çünkü senin anayasa hukukçuları senin yasaklıyken bağımsız aday olabileceğini söylediler tüm bunlar hukuk dışıdır ben bunadığım halde biliyorum ama senin stupidler bilmiyor bu nasıl iş tayyeap adamlarını akıllı seçmezsen batarsın
tabi tayyibin aklı karışmıştır akıllı kim vardır ki çevresinde hafif gülümseyerek: ‘peki kraliçem akıllı olduklarını nasıl anlayabilirim’ der.
Kraliçe bu soruya şaşırmıştır bir başbakan nasıl böyle soru sorar acır haline ve hemen tony blairi arar:
-tony, annenin ve babanın bir çocuğu vardır. Bu senin ne abin nede ablandır… Söyle bakalım bu çocuk kimdir? Demiş.Tony:
-bu benim kraliçem demiş!!
erdogan Türkiye’ye gelmiş ve adamlarının zekasını kontrol etmek için kemal kanakıtanı(!) aramış, ve kraliçenin sorusunu kanakıtana sormuş,
kannakıtan düşünmek için baskanım ben sizi birazdan arar cevabı sülerim demiş
Kemal DERVİŞi aramış ve basbakanın sorusunu Dervişe sormuş
tABİ DERVİŞ zeki adam zeki olmasa dünya bankasında ne işi var.Derviş biraz gülmüş bu ne basit soru diye sonra hemen cvp vermiş ‘o cocuk benim’
kanakıtan hemen basbakanını aramıs
VE:
-baskanım dogru cvbı buldum o cocuk Kemal DERVİŞmiş demiş erdogan : aaa saf bakanım o cocuk tony blair demiş
tayyip UZUN UZUN GÜLMÜŞ VE KENDİNE GÜVENİNİ AÇIKÇA KOYAN SES TONUYLA: ‘a benim saf bakanım bilemedin o çocuk
evet
sıkı durun o çocuk
tony blair demiş puhahahahahahhahhahahahahh
evet nasıl başbakan ve bakan fıkramız tabi şimdi anlama kapasitesi olmayanlar vardır ya neyse
Yazan:nessrin Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
haaa kamer yalçın sen şimdi atlarsın yine bakanımızın adını bile bilmeyip ahkam kesiyor falan demeye kalkarsın biz solcular arasında kemal kanakıtan diyoruz tamam mı bir de fıkrada bi düzeltme Türkiye’ye döner değil parti binasına gelir ve kanakıtanı arar olacaktı
haaaa bi de özel isimlerin büyük harfle yazıldığını biliyoruz onun için özel insanlarınkini büyük harfle yazdık özel olmayanları küçük harfle sen şimdi noktalma kurallarını bilmediğimizi falan iddia edersin sana bolca anlatmaya çalıştık ama dert etme sen ben akplilere laf anlatmaya alışkınım en basitinden günaydın desem en az 20 kere tekrarlarım anlasın diye üzülme yani sana da anlatırız
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
E-Postama gelen bir ileti vesilesiyle bu siteyi tanıdım.Türkiye’nin olası bir faşist rejime geçişi sorgulanıyordu.İlgimi çekti.Doğrusu girdiğime de pişman değilim.İnsanların güncel konularla ilgilenmeleri,tartışmaları,bana göre olumlu bir gelişme.Ancak dikkatimi çeken bir durumu belirtmeden de geçemiyeceğim.Amacım bilgiçlik taslamak değil,katılımcı arkadaşlarca yanlış anlaşılmamayı umudediyorum.
Şimdi sadede gelelim.Özellikle bu habere ilişkin yorum ve değerlendirmelerin ağırlıklı olarak partizanca bir yaklaşıma dönüştüğünü görüyorum.Sanki akp-chp hesaplaşmasına dönüşmüş gibi.Oysa bu platformun misyonu sadece bununla sınırlı kalmamalıydı.Tamam,düşünce ve ifade özgürlüğü olmalı,buna itirazım yok.Ama eğer parti taraftarlığı etrafında dönen kısır bir çekişmeye dönüşürse,sanırım bu pek de yapıcı ve yararlı olmaz.”Sana ne diğerlerinin görüşünden”diyenler de olacaktır doğal(ve haklı)olarak.Kuşkusuz bu da bir görüştür ve saygı duyarım.Fakat bu tür polemiklerin,benim iddia ettiğimin aksine ne tür yararlar sağlayacağının da ıspat edilmesini beklerim.
Daha ılımlı bir tartışma ortamının yaratılması adına konudan bir hayli uzaklaştığımın farkındayım.Tüm katılımcılardan özür dileyerek habere ilişkin yorumuma geçiyorum.Bana göre insanların dinlenmesi,bireyin kişilik haklarını ihlal etmek,özel hayatına müdahale etmek demektir.Kimin tarafından,hangi amaçla olursa olsun,böyle bir uygulamanın onaylanabilir bir yanı yoktur ve etik değildir.Bu benim kişisel görüşümdür ve sanırım böyle düşünmekle ne chp yandaşı olurum ne de akp karşıtı.Her iki partiye de aynı mesafedeyim ve ülkeye bir yararları olacağına da inanmıyorum.Dolayısıyla inandığımız doğruları bu iki partinin iktidar kavgalarıyla heba etmekten kaçınalım,doğrularımıza bu çekişmelerin şekil vermesine izin vermeyelim diyorum.Sevgi dolu bir dünya dileğiyle…
Yazan:AKIN SARI Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
arkdaşlar buraya yeni uye oldun tabiri misalinde yeni üye oldum bana gelen
yazılara bakıyorumda kimi iktidar kimi chp yargılıyor.ama bana göre
yargılanacak yaa hesap sorulacak tek parti var oda AKP (adaletten kaçanların
partisi ) chp genel başkanı sayın deniz bey belki tayyip denilen kendisin
başbakan sanan sahsiyete yol açmakla hata yapmış ola bilr ama meşur
lafımız varya birini tanıycaksan ya yataga girceksin yada yemek yiyiceksin
yada sohbet etceksin
işte biz bu kavramdayız bir insana güvenmek eski kötü
alışkanlıklarından kurtuldugunu bir anda düşünmekle hata yapıyoruz.BU
hatanın nelere sebeb olacagını bilemiyoruz deniz beyde böle hata yapmış
olmaktadır ve gelelim neden chp ve baykalı istemiyorlar bana göre onun kadar
serefli namuslu olmak bu ülkeye fazla geliyor bu ülkede ikdidar olmak için ya
hırsız olcaksın yada amerikanın önünde dizmi çökecegiz anlamdım gitti
ama sonuna kadar laik cagdaş türkiye cumhuriyeti indına denzi baykal
inadına sol arkdaşlar birkez dah düşünün chp ne kdar bu ülke için
önemli oldugunu
Yazan:MY Tarih: Haz 2, 2008 | Reply
Aziz Yilmaz,
Hosgeldiniz, oncelikle üslubunuz için tesekkürler, saglikli bir tartisma yapilabilmesi icin bu tür tarzda yazilmasinda fayda var.
Buyurun, ev sahibi olarak ben önce size bir çay ikram edeyim 🙂
alçak sesle ve tane tane konusan insanlar gibi sizin tarzinizda yazan yorumcular daha cok okunuyor emin olun. Ve tabi muhalif görüstekiler üzerindeki etkileri daha büyük.
Sitemiz yazarlar kadar hatta bazen daha da fazla yorumculara ait. konuyla birebir iliskili olmasa bile toplumla, Türkiye ile ilgili yorumlar yayinlaniyor, burada bir sorun yok.
Tartismalar zaman zaman sertlesse de hepimiz dostuz, bütün bu heyecan daha güzel bir Türkiye için.
Yeniden görüsmek üzere,
Dostlukla
Yazan:Kamer Yalçın Tarih: Haz 3, 2008 | Reply
Sayın nessrin,
Yorumuma bu kadar vaveyla kopararak karşılık vermenize, bu uslubunuza ve yazdıklarınıza da şaşırmadım. Siz bir ekolün devamı gibisiniz, anlıyorum.
Şimdi ben tüm bu yazdıklarınıza dair ne desem fayda vermeyecek. Çünkü karşısındaki ile konuşmak ve ne demek istiyor diye anlamak yerine, bunun zıddı başka bir yolu seçenlerdensiniz. Telekulak olayından girip nerelere kadar geldiniz, pes! Fakat yaklaşımınızı, uslubunuzu ve bu olayı ele alış biçiminizi ibreti alem için faydalı görüyorum.
Bir kez daha söylüyorum; bu dinleme iddiası tam Levent Kırca’ya skeç malzemesi olacak bir hadisedir. Bakın, gün içinde CHP dinleme olayına ilşkin meclise vereceği gensorudan vazgeçtiğini açıklayacak. Bu bir geri adımdır. Bu cambaza bak oyununun bir başka versiyonudur. Evet, maalesef durum bu.
Bu yüzden siz o tatlı canınız hiç sıkmayınız, elbette bu işleri en iyi siz blirsiniz. 😉
***
Sayın Aziz Yılmaz,
Son günlerde aramıza siz de dahil olmak üzere çok kıymetli yorumcular katıldı. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim. Eleştirilerinizde ise size hak veriyorum. Beşer şaşar demişler, bazan kantarın topuzunu hepimiz kaçırabiliyoruz. Kendi adıma öz eleştirimi elbette ki yaptım, sağ olunuz. Neredeyse dört yıldır bu tür platformları takip etmeye çalışıyorum, bir noktadan sonra bazı yaklaşımlar insanı çileden çıkartabiliyor. İster istemez böyle nahoş diyaloglar oluşuyor. Ama biliyorum ki herkes kendince bu vatan için en iyi olanı istiyor, bütün kalbimizle bunu istiyoruz. Farklı görüşler ve bakışlar, yaklaşımlar bizim için hazinedir. Zaman zaman sertleşsek de böyle. Arada sizin gibi akli selim yazanlar vesilsi ile kendimize de gelebiliyoruz. Bu vesile ile tekrar teşekkür ederim. Katkılarınızın devamını dilerim.
Sizin buradaki yorumarınız ve varlığınız rahatsızlık değil bilakis büyük bir nimettir.
Hoşca ve dostca kalınız.
Yazan:nessrin Tarih: Haz 3, 2008 | Reply
AKIN SARI, seni düşüncelerinden dolayı tebrik ederim.
kamer yalçına şunu belirtmek isterim partizanlık yaptığım doğrudur ancak bunu boşu boşuna yapmıyorum bir düşünce sahibiyim ve düşüncemin tamamının toplandığı merkez CHPdir. aslında parti tutmak değil tutmamak acayip olur. ve şunu da söylerim ki bütün yanlışlarına ve yolsuzluklarına rağmen hala akpyi tutmak ve savunmak ayıp değildir kamer bey!!!! yeter ki belli etmeyin
şimdi gelelim telekulak olayına peki diyelim ki önder sav telefonunu açık bıraktı(kamer bey bunu tamamen gönlünüz olsun diye varsayıyorum)hani olmaz ya hadi oldu diyelim….
pekâla bu olay ilk patlak verdiği sün Sayın Deniz BAYKAL bir açıklama yaptı kimseyi suçlamadı ve bunun açıklanmasını istedi
vakit gazetesi ne yaptı?
bize bütün bunları CHPli bir dost söyledi dedi
Bunun üzerine iki kişilik bir görüşmenin bu şekilde dışarı çıkabileceğine CHP inanmadı çünkü 3. bir kişi yoktu
tüm olanlar bunu akpnin yaptırdığı yolunda…..
ve Deniz BAYKAL ikinci bir açıklama yaptı ve bunun altında hükümetin olduğunu iddia etti ki bu er geç ortaya çıkacak
peki vakit zaman ve yeni şafak ne yaptı????
Önder Beyin telefonunu açık unuttuğunu iddia ettiler
hadi diyelim böyle peki bu açıklama neden geciktirildi gÛya CHP yi tuzağa düşürüp itibar keybettirmek bu kurnazlıkların hepsi boştur kurnazlık zekâdan yoksun olanların seçtiği bir yoldur
peki detaylara gelelim telefonuna özel bir yazılım yüklenmiş olan ya da telefonla dinlenen insan uydu üzerinden dinlendiği için dökümanlar konuşma yaptığı yolunda çıkar yani bunlar dökümanla kanıtlanamaz
,
bir başka detay vakit gazetesi valinin CHPyi ziyaret edeceğini nerden biliyordu demekki CHP uzun süredir izleniyordu
bir başka detay vakit bu cesareti nereden buluyor tabi ki akpden
onlara bunu yapma iznini kim verdi
neyse konuşmanın faydası yok ben karşımdakini herzaman dinlerim ama boş konuşan insanı hiç sevmem konuştuğum insan bana düşünce olarak birşeyler verebilmeli
şunu söliim benim çok sağcı arkadaşım vardır ve çoğuylada tartışırım çünkü bana göere sağcılar en azından birşeyler biliyordur
muhafazakar arkadaşımda vardır ancak onlarla hiç tartışmam çünkü çoğu boştur hatta bomboştur dini bilgi değil benim insanlardan istediğim ancak görüyorumki muhafazakarlar sadece bu alana yoğunlaşmışlar
ve AKIN SARI, sevgili arkadaşım Deniz Bey, onların yolunu açmak zorundaydı bu konuda Zülfü LİVANELİYLE aynı fikirde olmadığına sevindim. Deniz BAYKAL ne dedi bunlara yol verelim bunlar zaten yapamaz gördün işte yapamıyorlar az daha kalsalar adımız bile değişecek
Türkiye silinecek tayyipistan olacak
bize de Türkler değil taypler diyecekler
ve inan istiklal marşı kaldırılıp fetullahın ilahileri milli marş olacak
bunlara izin vereceksin onlar kendilerini zaten batırır
Ve Akın benim DENİZ BAYKALA KIZDIĞIM TEK KONU VARDI O DA abdullah gülün cumhurbaşkanı seçilmesine izin ver-me-me-siy-di
onu da halk el birliğiyle gerçekleştirdi
ve bak ne oldu apo herşeyi imzaladı bak ne oldu bugün akpye güle güle diyeceğiz
zaten akpnin 6 yıl burda kalmasını sağlayan iki etken vardır o da CHP ve AHMET NEJDET SEZERdir
bu insanlar dürüstlüklerinden ödün vermeyip akpnin yanlışlarının karşısında durdular ve akpyi yanlış yapmaktan alıkoydular
MHP ne yaptı cumhurbaşkanlığı seçimine girdi(Allah razı olsun)
türbana geçiş izni verdi. ve akp kapatılacak
bütün bunlar neden bize yaradı
hem biz dürüstlüğümüzden ödün vermedik hem de akpyi hiç tuzağa düşürmedik
bütün tuzaklar mhpnin
bir de akp ne diyor biliyormusun türbanı mhpde imzaladı o da kapatılsın diyor muhahahahhahha
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Haz 3, 2008 | Reply
Sn.Mehmet Yılmaz’a
Öncelikle içten ve sıcak karşılamanıza teşekkür ediyorum.Ayrıca katılımcılar arasındaki fikir paylaşımına yazarların da birebir katılıyor olmasını son derece verimli buluyorum.Sanırım yeni katılmış olmamdan kaynaklanan bir alışamama durumu sözkonusu.Görüş,eleştiri ve taleplerimin bu geçiş dönemi dikkate alınarak değerlendirileceğeni umuyorum.Zira henüz alışamanın verdiği ruh haliyle olsa gerek,başlangıçta tepki ve eleştirilerimin biraz abartılı olduğunun farkındayım.Fakat elbette eleştirdiğim yanları kadar,bu platformu farklı ve özel kılacak bir renkliliğe ve sıcak bir paylaşım ortamına sahip olduğunu da belirtmeliyim.Tabii ki daha güzel bir Türkiye düşümüzün gerçekleşmesi için en başta hoşgörü kültürünü içselleştirmemiz gerekir.Katılmadığımız ve benimsemediğimiz görüş ve düşünceler de olacaktır kuşkusuz.Fakat düşünce ve ifade özgürlüğü demek,aynı zamanda karşı fikirlere saygı duymak ve belki de duymak istemediğimiz sözcükleri özgür kılabilmek demektir.Özgür düşüncenin anlamı işte böyle bir erdemde saklıdır.Başkalarının varolmasına izin verelim ki yaşadığımızı anlayalım,hissedelim.Empati kurarak,dinleyerek ve anlamaya çalışarak kendimizi çoğaltıp zenginleştirdikçe,inanıyorum ki bu güzel ülkeyi ve belki de dünyayı daha yaşanılır kılmış olacağız.Sevgiyle kalın.
Yazan:nessrin Tarih: Haz 3, 2008 | Reply
boş konuşan insanları oldum olası sevmedim sevmiyorum sevmeyeceğimden de emin olabilirsiniz…
ortacı ya da aman ben hepinizi kucaklarım yolunda ki insanları da sevmem
herkes düşüncesinde özgürdür ama düşüncenin mantıklı bir dayanağı olmalıdır her düşünceye saygı gösteremem ben…
eğer öyle olursa pkkya da saygı duymam gerekir çünkü onlarında bir düşüncesi vardır
ben bu ülkeye zarar veren her hangi bir düşünceyi savunan hiç kimseye saygı duymam
üzerine alınan alınsın melek takılmayı da hiç sevmem
Yazan:Selami Tarih: Haz 4, 2008 | Reply
Aziz Bey,
Temennilerinize katiliyorum.
Sadik bir okuyucu olarak sunu söyleyebilirim:
Derin Dusunce hem aldigimiz hem de verdigimiz bir medya. Okuyucular yazarlar kadar aktiviteye katiliyor. Siz bile yazdiginiz yorumlar ile bir parça ortak oldunuz iste.
Bu site bir ayna gibi, dostlukla, sevgiyle yazanlar benzeri biçimde karsilk buluyor, tabi kin ile yazanlar da hakettiklerini…
Gene bekleriz