RSS Feed for This Post

Her Türk sivil doğar!

20080621_derindusunce_org_sivil_dusunce.jpg Sunuş: Türkiye kabuk değiştiriyor. Her geçen gün GERÇEKTEN sivil yeni örgütlenmeler ile karşılaşıyoruz. Çünkü Türkiye’de yaşayan insanlar siyasetin politikacılara bırakılamayacak kadar önemli bir şey olduğunu anladılar. Çünkü insanlar günlük hayatımızda hiç bir temeli olmayan uyduruk çatışmalardan krizlerden bıktılar. Darbeli yılların getirdiği apolitikleşmenin sonu göründü. Türk insanı savaşsız, çatışmasız ve zengin bir Türkiye özlüyor. Buna erişmek ise şu veya bu liderin peşinden giderek değil birlikte düşünerek konuşarak olacak.

İşte bu yazıda size tanıtmayı amaçladığımız Sivil Düşünce Platformu da böyle bir oluşum. Demokrasi, sivil toplum ve insan hakları konusunda bizleri bir kez daha düşünmeye davet eden bu güzel yazıyı mutlaka okuyun.

 Makaleyi yazan Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ufuk Coşkun’a teşekkür ediyor başarılar diliyoruz.

SİVİL DÜŞÜNCE PLATFORMU

Kendi özgür seçimlerimiz dikkate alınmadan zorla dayatılmak istenen ideolojilere, fikirlere ve insan tiplerine karşın “insanlık” ortak paydasında birleşerek net çözüm önerileri üretmek aynı zamanda Türk’üyle, Kürd’üyle, Ermeni’siyle, Alevisiyle, Sünni’siyle, İslamcısıyla, solcusu ve sağcısıyla herkesin kendisini özgürce ifade edebileceği çatışmadan, kavga etmeden, farklı bir görüşü, ırkı, dili, mezhebi, ideolojiyi ve inancı kendisine sorun etmeden, insanlık zemininde, evrensel ahlak gereği özgürleşmenin ve insan olmanın bilincini herkese gösterebileceği bir ortam oluşturmak gayesiyle bu platform oluşturduk…

İstiyoruz ki, kimse kendi seçiminden dolayı dışlanmasın ve yadırganmasın ve kimseye zorla bir düşünce dayatılmasın. Herkes kendi seçiminde özgür olsun, kimsenin dinine, ırkına, ideolojisine, mezhebine herhangi bir müdahalede bulunulmasın.

HER TÜRK SİVİL DOĞAR!

Militarist bir toplum yaratma ideali ne bu ülkenin nede bir başka ülkenin insanına özgürlük anlamında bir getiri sağlar. Aksine her türlü sosyo-politik sorunların asker mantığıyla çözüme kavuşabileceği inancı her bireyin kafasında yer eder/etmektedir. Ülkemizde demokrasi kültürünün tam anlamıyla yerleşememesinin bir nedeni de bu tip militarist zihniyetlerin daha birey doğmadan kendisine biçilen rolle yakından bir ilgisi bulunmaktadır. Doğup ta yaşamını sürdürüyor olanların da dönem dönem darbe sürecinden geçirilerek sivilleşmelerine(özgür insan) engel olunmuştur.  Yaşamı boyunca kendisini asker gibi hisseden, yaşanan toplumsal kırılmalarda asker gibi tavır koyan ve tüm sosyolojik meselelere bu mantıkla yaklaşan bir bireyin demokrasi kültürünü özümseyememiş olmasını yadırgamamak gerekir.”Ordu-millet” algılamasının bireye, eğitimin militarizasyonu sürecinde özellikle Milli Güvenlik dersleri vasıtasıyla verildiği ülkemizde tüm yurttaşların asker gibi konumlandırılmalarına sebebiyet vermektedir.

Ülkemiz insanının, gençlerinin ve çocuklarının yeniden doğmalarına neden olacak ciddi ve anlamlı, evrensel ahlak, hukuk ve insan hakları kriterlerini dikkate alarak sivilleşmelerine yönelik yeni ve farklı söylemleri devreye sokmak zorundayız. Neden? Çünkü ülkemizin kalkınması, gelişmesi ve insan hakları konularında ilerlemesi için bu gerekli… Ülke sevmek, vatanperver olmak o ülkede yaşayan bireylerin kendilerini asker gribi görmelerine endeksli bir şey değildir. Kendine güvenen, ülkesinde yaşayan kendi ırkından, renginden, mezhebinden ve inancından olmayanlarla önyargısız kurduğu sağlam ilişkilerin geliştirilmesine imkân sağlayan, bu anlamda ülkesinin bölünmesini karşı çıkan aksine birlik ve kardeşlik duygularını bilinçli bir şekilde yaşayan aklı başında bireylerin var olmasıyla mümkün olacaktır. Aklın başta olması için öncelikle onu sivilleştirmek gerekecektir. Sivilleşmeyen, özgürleşmeyen bir akıl, yaşamı boyunca şartlanmış, inanlığını gerçekleştirememiş, ezik, sürekli korku ve endişe içinde olacağından ne kendisine nede ülkesine bir katkı sunacaktır.

HERKES SAFINI DEMOKRASİDEN VE İNSANLIKTAN YANA KOYMALI

Özgürlük, insanlık ve adalet yolunda gayret sarf eden kitlelerin( Türk, Kürt, Alevi, Ermeni, Müslüman vs fark etmez) özellikle bu aralar saflarını sıklaştırmaları gerekiyor. Bundan kastımız, herkesin bir diğerinin hak, özgürlük, demokratik ve insanlık taleplerini sahiplenmesidir. Adaletsiz, antiözgürlükçü, antidemokratik ve yasakçı kitlelerin( parti, STK, kurum ve kuruluşlar, örgütler, ideoloji vs fark etmez) engelleme operasyonları için bu birliktelik çok önemlidir. Buradaki sorun farklı inanç, görüş, ideoloji, parti, mezhep, sivil toplum, kurum vs. değildir. Tüm mesele; özgürleşerek, öz’üne, yaratılışına uygun bir biçimde insanlaşma ideali güdenlerin engellenmesidir. Onun için kimse kendi inancının, ideolojisinin, mezhebinin ve dünya görüşünün içerisine hapsolmamalıdır. Daha açık bir ifadeyle her türlü inancın, mezhebin, ideolojinin öncelikle kendi ürettiği bağnazlarında kurtulması gerekmektedir.

Bu ülkenin farklı farklı düşünen ve inanan renkleri olarak buradan bu mesajı vermek istiyoruz. İnsanlığımızı ortaya koyarak, baskıcı ve dayatmacı zihniyetlere karşı, sivil düşünceyi, özgürlüğü, demokratlığı, hukuku ve adaleti toplumun tüm kesimlerine fark gözetmeksizin tesis edilmesinin, yol ve yöntemlerini tartışacağız. Bizler özgürce seçimini yapan, yaptığı seçimden dolayı yadırganmayan, sivil düşünen, ülkesinin tüm renkleriyle barışık, çatışmadan uzak kaliteli bireylerin bir arada huzur içinde yaşamasını arzuluyoruz. Bunun için pratik çözüm önerileri sunacağız.

Bizler bu ülkenin gerçekten zor bir ülke olduğunun bilincindeyiz. Burada yaşamak, özgürleşmek, insan olmak ve kalmak gerçekten zor… Çünkü zorbalık hâkim, hukuksuzluk hâkim, farklılıklara tahammülsüzlük var, inançlara geçit yok. Bir türlü normal olamıyoruz. Hepimiz aynı fabrikanın ürünleri gibi duruyoruz. Direnme, mücadele etme yetimizi neredeyse yitirdik. Ancak buna rağmen umutlarımızı yitirmedik Hala özgürleşme, kardeşleşme ve insanlaşma için önümüzde yollar var. Artık rengin, ırkın, dilin, inancın ve mezhebin bir önemi yok. Çünkü saldırı hepimize karşı, insanlığımıza karşı… Kimsenin ne olduğuna bakılmıyor insanlaşma, özgürleşme ve demokratikleşmeye karşı bu engelleme operasyonları…
Şu an yaşadığımız süreçte geldiğimiz nokta gerçekten vahim. Herkes bir diğerinin ipini çekmekle meşgul.Her yer tuzak dolu.Komplolar, tezgahlar,darbe planları,mitingler,kavgalar,suçlular,particilik,çıkarcılık,kayırmacılık vs.. Bunca olumsuzluk arasından “insan” çıkmıyor maalesef..Her gün insanı,insandan,doğadan ve yaratıcıdan kopartan olumsuzluklara bir yenileri ekleniyor.Kavramlar nükleer başlıklı füze gibi kullanılıyor.Kavramlarla bu kadar kesin ve net çözümlere ulaşan bir başka ülke daha yok. Tehlikeli,bulaşıcı ve ölümcül bir virüs gibi hepimizi etkileyen ciddi bir “insan dışılık” hastalığıyla pençeleşmekteyiz..

İnsanın gözden düşürüldüğü, unutulduğu ve nesneleştirildiği bir ülkede onun derinliğine inmeden, duygularını, inançlarını, değerini ve kutsanmışlığını takdir etmeden ekonomi dâhil hiçbir meselenin çözülemeyeceğine inanmaktayız. Bu anlamda elimizden geldiği kadar yapılması gerekli olanları yapmaktan kaçınmayacağız. Safını insanlıktan yana koyanlar yani bize yaşam hakkı tanımayan, kendine bağımlı tek bir renkten halk kurmaya niyetli baskıcı zihniyetlere karşı buradan hep birlikte bir insanız dememiz gerekmektedir.. Tam bir kararlılıkla, samimi bir birliktelikle ve kesinlikle…
DİL,IRK,İNANÇ AYRIMI YOK; ÖZGÜRLÜKLÜK VAR

Sivil düşünce; Kürt yazarların yazılarını Kürtçe, Ermeni yazarların ise Ermenice olarak yazabileceği, diğer tüm farklılıkların ise ülkemizin toplumsal ve siyasal gerçekliğine yönelik analizlerini kendi düşünce pencerelerinden bakarak, özde özgürleşmenin ve sivilleşmenin yani insan olmanın yolları üzerinde görüş bildirecekleri buna bir katkı sunacakları özgür bir ortamdır.Dileyen kendi dilinde görüş ve önerilerini yazabilmektedir.

Sivil düşünce insan özgürlüğünün tavizsiz savunucu olacaktır. Özgürlüğü tavizsiz savunmak sitenin var oluş amacıdır. Bu anlamda tüm özgürlük dostlarını sitemize davet ediyoruz.

Sivil düşünce her özgürlükçünün ev sahibi olduğu bir site olacak. İkram edilecek şeyin ne olduğu çok belli değil mi?

UFUK COŞKUN

SİVİL DÜŞÜNCE GENEL YAYIN YÖNETMENİ

ufukcoskun@sivildusunce.com

 

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

 Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”

Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.

 Derin Düşünce nedir?

Sitemizde siyasetten tarihe, kadın haklarından felsefeye, sanattan bilime kadar bir çok konudan bahsediyoruz. Ama zaman zaman da kendimizden söz ediyoruz. Derin Düşünce nedir?  Sitenin geçmişi, geleceği, ortak projeler, yazar olmak isteyenlere öneriler, okunma istatistikleri… Derin Düşünce’nin bir kimliği, tarihi ve kendine has “yaşam” tarzı var. Eğer aramıza yeni katıldıysanız bu kitap “yöre halkına” kaynaşmanızı kolaylaştıracaktır :)

 Liberalizmin Kara Kitabı

Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.

Maymunist imanla nereye kadar?

Evrim ve Big Bang gibi konular genellikle sağlıklı biçimde tartışılmaz. İdeoloji ve inançlar, felsefî tercihler bilim-SELLİK maskesiyle çıkar karşımıza. Özellikle evrim tartışmaları “filanca solucanın bölünmesi” veya falanca Amerikalı biyoloji uzmanının deneyleri etrafında döner ve bir türlü maskeler inmez. Madde ve o Madde’ye yüklenen Mânâ maskelenir… Oysa perde arkasında tartışılan başkadır. İnsan’a, Hayat’a dair temel kavramlardır. Sadece et ve kemikten mi ibaretiz? Yokluktan gelen ve ölümle yokluğa giden, çok zeki de olsa SADECE VE SADECE bir maymun türü müdür insan? BİLİM DIŞINDA bir insanlık yoksa Aşk yoksa, Sanat yoksa, Güzellik yoksa ve Adalet yoksa Hayat‘ın anlamı nedir? Aşık olmak hormonal bir abartıysa, iyilik enayilikse, neden birbirimizin gırtlağına sarılmıyoruz ekmeğini almak için? Neden bir çocuğa tecavüz edilmesi midemizi bulandırıyor ve neden fakir bir insana yardım etmek istiyoruz? Taj Mahal’in, Ayasofya’nın, Notre Dame de Paris’nin değeri bir arı kovanı veya termit yuvasına eşdeğer ise, Mesnevî boşuna yazıldı ise neden Hitler’i lanetliyoruz ve neden Filistin’de can veren bebeklere üzülüyoruz? Maymun olmanın (veya kendini öyle sanmanın) BİLİM DIŞINDA, psikolojik, siyasî, ahlâkî, hukukî öyle ağır sonuçları var ki…  Evrim senaryosunu kabul etmenin etik ve siyasî neticeleri ve evrimciliğin etimolojik değeri … Derin Düşünce’nin yorumcuları tarafından konuşuldu. Biz de bu sebeple söz konusu iki tartışmayı 116 sayfalık bu kitapta topladık. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:Büyükcan Tarih: Haz 26, 2008 | Reply

    Sivillikte bir yere kadar…Bir noktadan sonra insanlar,kendi egolarını tatmin etmek için askerlerden daha oligarşik yapılara gidebiliyorlar!

    Şu olmalı ya da eklenmeli ne bileyim…

    ‘Çok sesliliğe varmısınız?’

    Herkes sivil olsun ama aynı zamanda demokrat olsun…

  3. Yazan:bülent Tarih: Tem 28, 2008 | Reply

    ülkemizde gerçekten sivil,özgür,demokrak ve herkes için adalet ve özgürlüğü savunan bir sendika var.çaresiz değilsiniz tüm eğitim çalışanlarının adresi:ÖĞRETMEN-SEN UFUK ÇOKUNUN YÜREĞİNE VE KALEMİNE SAĞLIK

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin