TV’de Ben Böyle Şey Gördüm! (5)
By Konuk Yazar on Ağu 2, 2008 in Kadın, Televizyon, Toplum
Yazar: Zühre Meryem Kaya
… Hııım, herhangi bir televizyon kanalının müdürü ya da yayın yönetmeni gibi düşünelim. Bakalım neler yapabiliriz? Evde televizyon karşısında en çok vakit geçiren kadınlar… O halde onları ekran karşısında tutmak için biraz dram koyalım; zira kadın ağlamayı sever. Tüm yapımcılar böyle düşünmüş olmalı ki televizyonlarda mısır patlağı gibi kadın programları başladı. Öyle eğlenmek için değil… TV’de eğlence morfininin etkisi çoktan geçmişti. Şimdi ise sıra ağlamada… Kadınlar ekranda anlattı, ekran karşısında kadın ağladı. Gündüz yayın akışında kadınların televizyon izlemeye olan bağımlılığı daha önce bu kadar sağlanamamıştı. Kadın için artık yeni bir dönem başladı; TV karşısında yerleşik hayat.
Kadınlar işlerini mutfaktan salona taşıyıp ekran karşısında yapmaya başlayalı; çocuk ağlamış, koca işten gelmiş, işler kalmış, hareketsizlikten kilo alınmış, vücutta kireçleme başlamış… Mühim mi? “Kadının Çemkirmesi” programı akıyor. “Bak hele bak, adam kadına ne yapmış!” Eğer biraz daha orada kalırsan birazdan canlı yayın başlayacak, üstelik sizin salondan, naklen.
TV’de vücut bulan tüm kadın programları iyilik yapılıyor gibi gösterilip, iki damla gözyaşıyla süslendi. Işıklar sönüp, kameralar kapanınca silindi gözyaşları, o kadar… Programlara katılan insanlar unutuldu, ellerinde tek kalan kuru sözler ve gerçekleşmeyen vaatler oldu. Bir kere eski hayatları da dönemeyecekleri kadar deşifre olmuştu ve birçoğu yine ağladı, bir kaçı intihar etti… Yine kadın ağladı, kadınlar ağladı…
Oysa kadındır hayatın tam merkezinde hayat kazanan ve hayat kazandıran. Kadındır anne olan, kadındır eş olan… Yaşanmışlık ne kadar kötü ve can kırıklarıyla dolu olsa da, o yaşanmışlık senindir en çok sen olduğun ve sana ait olan. Önemli olan, kadın olarak hayatın tam ortasında, işte orda -merkezde- olduğunu unutmamaktır. Bunu da başarıyla unutturdular. Beyinlerde “Kadın Olmak?” sorusunun cevabı; aciz olmak, ezilmek, kabullenmek, “bak neler var hayatta!” deyip yaşanılan kırılganlıkları sineye çekmeler halini aldı… Çok isterdim en sağlıklı ilişkiler aktarılsın televizyon kanallarından. Ama nerde hastalıklı bir ruhun sebep olduğu çarpık ilişkiler varsa, kadını onunla karşı karşıya bıraktılar. Umut veren, kabuğunu kırdıran bir program değil, biraz daha kabuğuna sokulmasına sebep olunan programlarla; içinden çıkılmaz, hüzünlü ve yalnız bir kadın ruhu oluşturdular. Halen de oluşturmaktalar.
Bu da yetmedi tabi, kadını -her anlamda– ön plana çıkarıp… “Pardon ya, her anlamda mı yazdım?” yanlış oldu. Sadece kadınsal özellikleriyle ön plana çıkarıp; klip, reklam, dizi, sinema, yarışma programları… Aklınıza gelebilecek tüm TV görüntülerinde kadın sadece fiziksel özellikleriyle üstelik cinsel istismara açık hale getirilerek bir programdan diğer programa savrulup durdu.
Oysa kadındır hayatın tam merkezinde hayat kazanan ve hayat kazandıran. Kadındır anne olan, kadındır eş olan…
…Bu makale ilginizi çekti ise…
Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu? Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Öğretmenlik, savcılık, soytarılık, amigoluk… Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…
2 Yorum
Yazan:Kaan Tarih: Ağu 5, 2008 | Reply
Bu yazı serinizi çok beğendim. nüanslar mükemmel.keşke bütün kadınlar bunu algılayabilselerde “kadın çemkirmesi” programları kadın düşüncelerine dönüşse.düşünen ve eleştirel gözle hayata bakabilen kadınlar çualsa bu memlekette.Keşke…
Yazan:elifimbenim Tarih: Ağu 31, 2008 | Reply
ben yayin müdürü olsaydim ilk önca raklamlari seyreklestirirdim ve kadinlarimiz icin daha bilgili programlar yapardim mesela kadinlara özel bir program yapar onlarin derlerini paylasir yararli pratik bilgiler belgeseller cocuk egitimi gibi daha degisik seyler sunardim fakat simdi nereye baakarsaniz bakin her yerde sacma sapan programlar ve dizi üstüne dizi birde bakiyorsun bir diziye tam icindesin olayin oda’ne kaldirilmis baska güne veya baska saatte veya hic göstermiyorlar.bide sadece kadinlar icin degil cocuklar icin.gencler icn veya erkekler icin daha saglikli programlar yapardim hep tekrar tekrar insana gina geldi ben tv hic bakmiyorum artik vaktimi harcamaya degmiyor saygilarimla