RSS Feed for This Post

Merhaba ben Sümeyye

 20080818_derindusunce_org_basortusu.jpgYazar: Sümeyye Kavuncu

Başörtülü bir üniversite öğrencisiyim…

 Onların sesini büyük mahkeme kararları boğdu, rektör demeçleri, buz gibi soğuk pek iri cümleler. Artık biraz sessizlik lütfen. Şimdi Sümeyye konuşuyor…
Dedim ya, ben Sümeyye. Başörtülü bir üniversite öğrencisiyim. Bugün, bu insani meseleyi hiç başörtüsü sorunuyla karşılaşmamış erkeklerin, başörtüsünü diline dolamış politikacıların, bizler hakkında hiçbir şey bilmediği halde sürekli ahkam kesen kadınların, ‘açıverirsin canım, ne var’ anlayışıyla bize yaklaşan tüm insanların ağzından almak ve konuşmak istiyorum. Elinizi kalbinize götürün, derince bir nefes alın ve okuyun lütfen!

Günlük hayatımın nasıl geçtiğini, bu yasağın bende nasıl etkiler bıraktığını size anlatacağım. İki hafta önce Galatasaray Lisesi önünde ben ve arkadaşlarım Anayasa Mahkemesinin darbe hükmündeki kararını protesto etmek için toplandık. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri olarak düzenlediğimiz bu eylemde bizleri destekleyen pek çok sivil toplum örgütü, böyle bir yasağın olduğu bir ülkede yaşamaktan rahatsız olan başörtülü, başörtüsüz, inançlı, inançsız bir çok kadın ve erkek de vardı.

Eylem sürecinde bile ‘sorun’ her an karşımıza çıkan görünmez bir duvar gibi bizi yıpratmaya devam etti. Bu görünmez duvarın nasıl bir şey olduğunu anlamanız için ayrıntılara, günlük hayatın pratiklerinde ne yollarla karşımıza çıktığına bakmanız gerekiyor. Kamusal alandan içeri giren ve çıkan başörtüsünün içinde bir yüz de olduğunu unutmadan, o yüzlerin farklılıklarını, onların sevinçlerini, korkularını farketmek gerekiyor. Bu yüzden kendi hayatımdan ve arkadaşlarımın yaşadıklarından bazı örnekler vermek istiyorum.

Kırmızı çizgilerimiz

Hocalarım ve arkadaşlarımla eylemin toplantısını yapmak üzere okulun dışında bir mekán seçtik. Böyle bir zamanda okula girip giremeyeceğimizi bilmediğimizden, bunu denemeye çalışmanın stresini kaldıramayacaktık. O gün okulun film merkezinden ödünç aldığım bir filmi iade etmek üzere okula girmem gerekiyordu. Fakat okula girmeyi denemektense başörtülü olmayan bir arkadaşımdan benim için filmi bırakmasını istedim. Benim ülke içinde kırmızı çizgilerim var. Girebildiğim ve giremediğim mekánlar. Üstelik arkadaşlarımın girebildiği mekánlar bunlar. Kendimi nasıl hissettiğimi tahmin edebilir misiniz?

Bu hafta final haftamızdı. Okula girip giremeyeceğimi düşünürken bir yandan da ders çalışıyordum. Genelde otobüste okula yaklaştıkça okula girip giremeyeceğimi, bu sefer güvenliğe nasıl davranacağımı kelimesi kelimesine düşünürken, kafamda diyaloglar canlandırırken bulurum kendimi. Otobüste ders çalıştığım bazı zamanlar, sınav stresiyle başörtüsü yasağını unutuyorum. Ama okulun kapısının da görüldüğü son durağa yaklaşırken mutlaka giriş kapısına bakıyorum. Kapıda güvenlik görevlisi var mı, kaç kişiler, içeriye başörtülü kimse giriyor mu, yoksa doğrudan kabine girip başörtülerini mi çıkarıyorlar? Bu küçük gözlemi yaptıktan sonra kapıya doğru ilerlerken derin bir nefes alıyorum.

‘Güvenlikli’ bir araf

Bizim kabinden de bahsedeyim size. Hemen giriş kapısının yanında yeşil küçük bir kabinimiz var. Orası başörtülü kadınlarla, başörtüsünü gizlemiş kadınlar arasında bir araf. İçeri başörtülü girip, içerden başörtüsüz çıkılan bir cehennem kapısı.

İçeride yaşanılanlar da azımsanamayacak kadar ilginç. Siz de tahmin edersiniz, güvenlik ve yasak muhabbetinin sıklıkla yapıldığı bir yer burası. ‘Güvenlik bana bağırdı. / Bana bağırmadı, çünkü ben hemen kabine girdim. / Başörtümü burada bıraksam kimse bir şey yapar mı? / Kim bir şey yapacak kızım, buraya gelen de başörtülü giden de. / Birkaç fazla şapka getirdim ben, şapkasını unutan buradan alsın. / İyi yapmışsın. / Burayı da bir temizlemek lazım örümcek ağları kaplamış tavanı. / Öf hadi çıkalım artık buradan, zaten derse geç kalıcaz.’

Ve hayatın ikinci kısmına geçeriz bu kabinden.

Tabi, üniversite kapısında kostüm değiştirmek için bir kabini olan ender üniversitelerden biri bizimki. Herkes bu kadar şanslı değil. Şans mı dedim? Evet şans dedim. Bu yaşadıklarımıza şans diyebildiğim garip bir ülke burası. Asıl ve olmak istediği kimliğini kapıda bırakıp, o yabancı ve iğreti kostümü giyerken; kamuya, kameralara, arkadaşlarının ilgi dolu bakışlarına maruz kalmak var bir de. Anlıyorsunuz değil mi?
 
Öss’ye çalışırken bütün bir yıl sınava giremeyeceğimi, çalışmanın bir anlamı olmadığını, ani bir kararla başımı açmaya mı karar vereceğimi, yoksa mucizevi bir şekilde sınava başımı açmadan girmenin bir yolunu mu bulacağımı düşündüm durdum. Öss günü için bir arkadaşım da saçlarını kazıtmış. Benim kel kafamı görsünler de içleri açılsın, her halde saçlarımı kazıtmamı da yasaklayacak değiller diyerek. Bütün kız kardeşleri de onun protestosuna katılmış, sınava girmeyecekleri halde onlar da destek olmak için saçlarını kazıtmış, hepsi sıfır numara saçlarla dolaşıyorlarmış evde hala. Bir arkadaşım da İstanbul üniversitesinde 26 dakika başörtülü kalarak İstanbul Üniversitesinde başörtülü bir halde en uzun süre kalan kişi olmuş. Şimdilik daha uzunu yok. Onu dışarı çıkarmak için gelen çevik kuvvetin komutanı sen ne yaptığını zannediyorsun diye bağırınca, ben bir genç kızım benimle sen diye konuşamazsın deyivermiş. Bunu bana anlatırken, o anda nasıl çıkmış bu cümle ağzından hala şaşırıyordu. Bu sene sınava girecek bir arkadaşım benden taktik isterken aklıma daha önce başka bir arkadaşın uyguladığı bir yöntem geldi, anlattım. Arkadaş Hiphop’çı kılığında girmiş okula. Bol paça pantolon ve burnuna kadar kapşonla. Kimse anlamamış başörtülü olduğunu sınıfa girereken, ama sınıfta kimlik kontrolü yapılırken başörtülü kimliği görünce bu niyetle kapşon takamazsın çıkar onu başından deyip sınavını iptal etmekle tehdit etmişler. Bu sene de diğer arkadaş denemeye karar verdi bu yöntemi. Biri de rapor alıp başını sargı beziyle sarmış. Her tarafını bir güzel örtmüş. Daha da aç diyemesinler diye. Neler neler… Ekleme ihtiyacı duyuyorum, tüm bunlar bir kamera şakası veya film senaryosu değil.
 
Bu halk neden susuyor? Susmamaya çağırıyorum sizi, hepinizi! Tüm bunlar çok anlamsız. Ve biz de söylemeliyiz bunu sesimiz çıktığı kadar. Şaka gibi herşey bu ülkede! Avrupa’ya yenildikten sonra darbeler ve tehditlerle korkutulmuş küçük bir çocuk gibi bu ülkenin halkı. Yediği tokatların izi daha silinmemiş yüzünden. Ne yapsa azar işitmiş. Bu devletin az sayıda öz çocuğuna karşılık, bol miktarda üvey evladı olduğunu, her fırsatta bunlara dayak attığını unutmamak lazım. Peki  biz gençler bu politik hastalıklarla uğraşmak zorunda mıyız? Ben doğduğumda da vardı başörtüsü sorunu. Hala var! Yeter artık!
 
Biz artık, eşit muamele istiyoruz! Biz bu ülkenin gençleri olarak bu düzenden memnun değiliz, burada bir adalet olduğuna inanmıyoruz ve farklı bir gelecek, farklı bir yaşam istiyoruz! Bu, hakkımızda konuşmakta olan herkese karşı başörtülü bir kızın manifestosudur!

 

… Bu makale ilginizi çektiyse…

 Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”

Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor.

Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.

 

Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları

Suzan Başarslan’ın dediği gibi “kadına dair söylenmesi gereken ne  kadar söz varsa erkeğin söylediği” bir dünya bu. Sadece söz mü? Yaşama hakkı bile. Bugün Çin’de ve Hindistan’da yüzbinlerce kız bebek daha doğmadan ultrason ile ana karnında görülüp yok ediliyor. Erkeklerin güç mücadelesinde kadınlar eziliyor. Cumartesi anası oluyor, cezaevlerinin önünde sıra bekleyen, şehit tabutlarının üzerinde ağlayan oluyor.  Şampuan veya otomobil satarken bedenini kullandıran, arka planda, silik, soyunan, tüketen, “figüran”… Kadınlara özne olma hakkını vermeyen erkekler mi yoksa bu hakkı alamayan kadınlar mı? Kadınlıklarını kaybetmeden, erkekleşmeden var olabilecek mi birgün kadınlar? 96 sayfalık bu kitapta Kadın’a ait kavgaları ve Kadın’ın kimlik arayışını sorguluyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

 

 Kadın hakları ve Kemalizm

 “Kemalizm Türk kadınına özgürlük verdi” gibi sloganlarla düşünmeye daha doğrusu ezberlemeye itildiği için sık sık  şaşırmaya mahkûm bir kuşak bizimki. Tarihi, belgeleri, siyasî söylemleri ve sloganları aklın imtihanına tabi tutan herkes hayretler içinde kalıyor. “İyi de biz bunu bunca sene nasıl yuttuk?” diye sormaktan alamıyoruz kendimizi.  Kemalist düşüncenin, çağdaşlığın ve Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi “çağdaş Türk kadını’nın sesi” Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı olan Yunus Nadi kadınların siyasete atılmasına nasıl tepki vermiş meselâ?  “Havva’nın kızları, Meclis’e girip yılın manto modasını tartışacak”  Kadınlar Halk Fırkası kapatılınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuş. O da kapatılınca Cumhuriyet Gazetesi’nde şu başlık atılmış:  “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.” Derin Düşünce Fikir Platformu yakasını resmî tarihten kurtarmak isteyen okurlarına ezber bozan bir kitap öneriyor : Kadın hakları ve Kemalizm ilişkisine alternatif bir bakış

 

Trackback URL

  1. 35 Yorum

  2. Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Ağu 21, 2008 | Reply

    Merhaba Sümeyye Kavuncu, icinde oldugun zor durum cok vahim. Bu önyargi sözde laik cagdas bir rejime hic sakismiyor. Islam Cumhuriyeti Iranda bile basiörtülü kadinlar daha hür. Orda basiörtülüler istedigi Üniversiteye gidebiliyor ve Iranda kamualaninda calisanlarin % 40 yakini Kadinlardan olusmakta.Umarim birgün olur bu yanlisdan Kemalist düzen vazgecer cünkü bir ülkenin en büyük zenginligi yetisdirdi bilimli insanlar. Dis ülkeden bakinca Türkiyenin varlik icinde fakirlik yasadigi görünüyor.Almanyadan can dolusu Selam ve daha basarili olmani dilerim.

  3. Yazan:gnl Tarih: Ağu 22, 2008 | Reply

    çok büyük adaletsizlik olarak görüyorum allah yardımcınız olsun .bu ülkenin aşağılık kompleksinden kaynaklanıyor bu yasaklar. bende laikim ama laiklik din düşmanlığı değil dini hür yasamaktır bence.dünya önünde kendimizi kücük düşürüyoruz.insanlar bize gülüyor bence çünkü taklitten öteye gidemedik.bu vatanın öz evlatlarına sahip çıkan yok toplumca 3 maymun oynuyoruz.vicdanlarımız söyledikleri ve aklın yolu birdir halbuki

  4. Yazan:TY Tarih: Ağu 22, 2008 | Reply

    Evet çok haklısınız gülünç duruma düşüyoruz. Milyon tane derdimiz varken kalkıp bez parçasıyla uğraşıyoruz. Yok efendim üniversitelere girilmiyormuş yok bilmemneymiş. İran’da bile girilebiliyormuş türbanla üniversitelere. O kadar İran yanlısıysanız buyrun gidin İran’a. Sizi tutan yok herhalde. İran’da bakalım buradaki gibi türban takıp altına daracık kotlar giyip, fileli çoraplarınızla, markalı güneş gözlüklerinizle, abartı makyajlarınızla gezebilecek misiniz görelim.
    Hepiniz lafta o kadar demokratiksiniz ki, sizleri duyan halinize acıyıp gözyaşı döküyor.Demokratikliğiniz de nedense hep kendinize.
    O beğenmediğiniz Kemalist düzen izin vermeyecek buna. Hiç merak etmeyin.

  5. Yazan:Ahmet Kesin Tarih: Ağu 22, 2008 | Reply

    1-Konu turban ve örtü meselesi değildir.
    2-Konu ülkede dini esasları referans yapacak mıyız yapmayacak mıyız meselesidir.
    3-Yapmayacaksak mesele yok.
    4-Yapacaksak nereye kadar yapacağız.
    Mesela kadına mirastan yarım pay, hırsızlık yapanın elinin kesilmesi.

    Kur’an da kesin emir olarak bulunan emirlerin hiç ama hiç birisi talep edilmezken açıkça yazılmamış örtünme ile ilgili taleplerin samimiyeti yoktur.

    Bu durumda 2 seçenek var.
    1-Onlar arkadan gelecek. Sırası ile sonuç -din devleti
    2-ONlar kimseyi ilgilendirmiyor – Takiyye
    KİMSE TURBANI ÖZGÜRLÜK DİYE YUTTURMAYA ÇALIŞMASIN YANİ. İŞİN ÖZÜ BUDUR

  6. Yazan:Tuğba Uzekmek Tarih: Ağu 23, 2008 | Reply

    Sevgili kardeşim Sümeyye yazdıklarını büyük bir ilgi ve dikkatle okudum ve her okuyuşumda içimde de bir okadar hicap duygusu kapladı seni en iyi anlayanlar ben ve benim gibi Başörtülü bir üniversite öğrencisiyim…diyebilen arkadaşlarımız olabilir sanırım.Unutma ki yer ve gökler adaletle ayakta durur. Ve dilerim ki suskunluğumuz asaletimizdendir diyip aslında suskunluğumuzdaki çığlığı duymaları temennisi ile …

  7. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Ağu 23, 2008 | Reply

    Sn.Ahmet Keskin

    Bu durumda 2 seçenek var.
    1-Onlar arkadan gelecek. Sırası ile sonuç -din devleti
    2-ONlar kimseyi ilgilendirmiyor – Takiyye
    KİMSE TURBANI ÖZGÜRLÜK DİYE YUTTURMAYA ÇALIŞMASIN YANİ. İŞİN ÖZÜ BUDUR

    Takiyye,kesinlikle takiyye.bravo Ahmet bey siz de bazıları gibi bazılarının göremediği gizli ajandayı görenlerdensizniz.
    Takiyye olduğu konusunda haklısınız.öyle ya hırsızlık yapanın elini kesmeyi,mirasdan yarım pay almayı talep etmiyorlar da akıllarınca sizin gibi insan hak ve özgürlüklerinin ne anlama geldiğini bilen,bazı hakların diğer haklardan daha az belki de önemsiz olduğu gibi bir hak ve özgürlükler sıralaması yapmayan insanların (eğitim hakkı=din ve vicdan özgürlüğü diyen) zaaflarından yararlanıp demokrasinin nimetlerinden sözüm ona vakti gelince inecekleri bir tren gibi yaralanmayı düşünüyorlar.Siz ve sizin gibi uyanık insanlar olmasa maazallah fırsatını bulur bulmaz tepemize çıkar bunlar.Allah’tan siz ve sizin gibi düşünenler var da demokrasinin sağladığı bu nimetlerin zaman zaman önünü öyle demokrasiye uygun kesiyorsunuz da millet uyanamadan bu takkiyeciler merkezden uzağa püskürtülebiliyorlar.Ah bir de püskürtülmeseler nice olurdu halimiz değil mi?
    Düşünün,dini esasları referans aldıkları için tüm hırsızlık suçu işlemiş olanları hapse atmaktansa elini keseceklerinden dolayı hapishanelerin yarısı boş kalacak tabii bu da luzumsuz masraf olacaktı.Ayrıca eli kesilerek yine içimize salınıverenler çalışamayacaklarında dolayı malulen emekli sayılacaklarından siz ve sizin gibiler onları beslemek için çalışıp duracaklardı.Üniversitede başörtülü eğitim verilirse olacak olan bu işte;kambur üzerine kambur.
    Hem kızlar okuyacaklar da ne olacak ki?Babaları izin verdiği için okuyacaklar belki ama inandıkları dinlerine göre kocaları izin vermeyeceği i için eğitimleri onca masrafa mal olmuş atıl/kayıp işgücü olarak evde oturup çocuk bakacaklar.Diplomalarını astıkları çerçevenin üzerine dantel örecekler.Diplomalı memeler olarak bebek emzirecekler.Kocalarının kendileri gibi üniversite eğitimi almış diğer 3 eşinden biri olacaklar.Eh kocaları da her biri mirasdan ½ pay almış karılarının tüm paylarını toplamı olan 2’ye bir de kendilerine düşen 1 payı da ekleyip,çalışmadan etraflarındaki cariyeleri ile paşalar gibi günlerini gün ederek yaşayacaklar ve “yaşasın din devleti”diyeceklerdi.
    Tabii tüm bunların ve daha bunun gibi nicelerinin olabilmesi için önce başını örten kızların üniversiteye gidip hukukçu,milletvekili falan olmaları(tabi bekarken) ve medeni kanundaki şu tek eşlilik maddesini falan ortadan kaldırmaları gerek yoksa mümkün değil bu işler gerçekleşemez.Olacak olsaydı % 47 gibi bir oy oranı ile iktidar olmuş koskoca bir parti kapatma kararı ile yüz yüze geleceğini bile bile “türban serbestisini” dile getirir miydi. Bakın ne güzel oldu bundan sonra başörtülü kızların üniversite eğitimi alması neredeyse imkansızlaştığı için artık tüm bu korkulanların gerçekleşme ihtimali anayasa mahkemesi ve bunu mahkemeye taşıyan CHP sayesinde nerdeyse kalmadı.Baykal’ın dediği gibi dış güçlerin üniformalı askerleri olan bu türbanlılardan hukuk devletinin nimetlerinden yaralanarak gayet demokratik bir şekilde kurtuluverdik.
    Allah ordumuza,hukukçularımıza ve siyasetçilerimize zeval vermesin.Çok şükür böyle bir ihtimal artık kalmadı,din devleti olmanın önünü bıçak gibi kesiverdiler.Artık din devleti hayali kuranların uzun süre sesleri sedaları çıkmaz da bizler de yataklarımızda mışıl mışıl huzur içinde uyuruz.
    Ne mutlu siz ve sizin gibi başımıza gelebilecek felaket senaryolarını başörtüsü gibi bir mevzunun “özün”nden okuyabilip önlem alabilenlere.

  8. Yazan:osman tamburacı Tarih: Ağu 23, 2008 | Reply

    efenim sümeyye hanım çok güzel belirtmiş..ha türkiye nin iç dinamikleri dahilinde bir yazı mı hayır…statik bi yazı olmuş.

  9. Yazan:şairceketliçocuk Tarih: Ağu 24, 2008 | Reply

    sümeyye kardeşim sonuna kadar arkandayım sözlerinin maruf olmayan hallerde ve elbiselerle okulalra giren her türlü hakalra sahip cumhuriyet kadını varken bu haklardan başörtülü kardeşlerimiz mahrum kalamaz BAŞÖRTÜSÜNE SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ

  10. Yazan:Tuğba Uzekmek Tarih: Ağu 26, 2008 | Reply

    TY ‘ YE BİR CEVAPTIR.
    Gülünç duruma düşüyorsunuz(!)Haklarımızı savunduğumuz için mi??Mağduriyetimizi dillendirdiğimiz için mi? hiç vicdanınızı sızlatan engellerle karşılaştınız mı? ya da gözlerinizin içine bakarak işittiğiniz ikinci sınıf insan muamelesi sözleri duydunuz mu hiç ?? Hayatınız için savaş verdiniz mi?* başörtüsü hakkında bilginiz var mı??Allah rızası için İnsanları sınıflandırmaktan vazgeçin ve birazda anlamak istediğiniz gibi değil anlatılmak isteneni doğru şekilde anlayın lütfen… Peki hiç kendinizi onların yerine koydunuz mu??*
    Tüm bunlar çok gülünç değil mi ??
    sİZLER için kolay yoldur içini bile dolduramadığınız ideolojilerin arkasına sığınmak…
    ne kadar gülünç değil mi?…(!)
    “Cihan bir dağdır, yapıp ettiklerimiz ise bir ses. Dağa ne kadar kuvvetli bağırırsanız size yankısı da aynı nispette olur.” (Mevlana)

  11. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Ağu 26, 2008 | Reply

    Tuğba hanım,

    Rahmetli anneannem sağ ve sağlıklıyken köyde hayvanları ile yaşamayı şehirde yaşamaya tercih etmişti.İnekleri varken sütlerini kendisi sağar ve yoğurdunu,tereyağını da yine kendisi yapardı.Yoğurt mayalandığında patiska kumaşından özellikle bu işlem için kese gibi dikilmiş bir bezin içine boşaltırdı.Sonra bir kazanın içine altında suyun süzülmesine imkan verecek kadar boşluk bırakılmış eleğin üzerine yerleştirirdi.Yoğurt kesesinin üzerine de temiz,yassı bir tahta parçası koyduktan sonra ağırlığı belki de 10 kg olan koskoca bir taşı oturtur ve öylece suyu süzülsün diye bir gece bekletirdi.
    Sabah o torbanın içine neredeyse cıvık olarak boşaltılan yoğurt,tereyağından bile daha katı kıvamda çıkardı.Bu işleme süzme,bu şekilde elde edilen yoğurda da “süzme yoğurt” derdi.

    Şimdi ben de bazen akıl,vicdan,terbiye ve muhakeme yeteneği yoksunu kişilere denk geldiğimde kısaca kendilerine“süzme” diyorum.Kendi elleri ile üzerlerine oturttukları koskoca bencillik taşı yüzünden tüm insani hasletler cesetlerinden süzülüp,gitmiş olanlar.Hala insan olan tek şey kalıpları olsa gerek.

    Bir süzmenin mizah anlayışı ile sizinki bir olabilir mi?Yada onun yitirdikleri ile sizinkiler bir olabilir mi? Başka bir şey yazmama site kurallarının elvereceğini sanmıyorum .-)

  12. Yazan:gazi Tarih: Ağu 27, 2008 | Reply

    selam
    evet kimine göre bir bezparçası kimine göre bir duruş kimine göre üzerine peruk takılarak gizlenme ihtiyacıduyulan örtü kimine göre ise onun uğruna okulunu özgürlüğünü hatta hayatıpahasına bile olsa asladeğişilmeyen bir farz İNŞALLAH TUĞBA hanımefendi de fazın bilincinde bir tesettüre sahib olanlardandır ALLAH C C EMANET OLUN

  13. Yazan:sümeyye Tarih: Eyl 20, 2008 | Reply

    bir genç kızın inançlarını terk ederek Allahın ayetini çiğnemek zorunda bırakılmasının nasıl bi duygu olduğunu anlayabilmek için bunu yaşamak gerektiğini düşünüyorum dışarıdan yapılan yorumlar ne kdr doğru gerçekçi ve yürektn inanarak söylenmiş olunabilirki…kelepçelerimiz ne zmn çözülecek???Rabbim bn ve bnm gibi bu adaletsizliği yaşayan tüm kardeşlerimizin bağışlayıcısı ve yardımcısı olsun inş…

  14. Yazan:uveys Tarih: Eyl 20, 2008 | Reply

    Sn.ty

    Anlasilan bu ulkeyi kendi himayesine alip parsellemis. Kendi tekelindeymis gibi tepkisini gostermis. Demokrasiden dem vururken isinize gelmiyen bir yorum gordugunuzde insanlari kapiyi gosterip gidin iranda yasayin o halde demek nekadar demokratik bir cozum.

  15. Yazan:uveys Tarih: Eyl 20, 2008 | Reply

    MER’A-K(ıl)

    Bir insanin karsisindakine bu sekil itham edip kinaye ile egerki site kurallari musade etmis olsaydi; daha neler derdim. Demesi sizin zaafiyetinizi gozler onune sermis.

    Size bir tek soru sorabilirim ben tarafim ki..! sizin bu yaziniza tanik olduktan sonra tepkimi demokratik haktan yana kullandim. Kullanirkende sizi bir insan olarak gordum de, incitmekten kacindim. Siz tarafmisiniz acaba..? Yoksa site kurallari musade etmis olsaydi da..! Sen bu soruyu bana ne hakla sorardin deyip Kufur veya hakaretmi ederdiniz.? Sayet oyle ise; Cvp yazma zahmetinde dahi bulunmaz’iseniz sevinirim..

  16. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Eyl 21, 2008 | Reply

    Sn.Uveys,
    Bir yanlış anlaşılma olduğu kanısındayım,önce onu bir halledelim.

    Tuğba hanım’a hitap edilerek yazılmış yorumumda bahse konu edilip,”mizah” anlayışı yerilen TY’nin yorumudur.(ki bunu özellikle belirmemiş,konuyu mizahi bulanlar olarak genellemiştim)

    Bir insan mağduriyetinden bahsediyorken birinin kalkıp bunu “gülünç” buluyor olmasını anlamam mümkün değil.Kolaylıkla güldürebileceğiniz bir yaşındaki çocuk bile karşısında yetişkin bir insan ağlıyorken ne olup bittiğini anlamasa bile “gülmez”.

    Gelelim site kurallarına;

    4.. Şiddete övgü, ırkçılık, dinler ve mezhepler arası kini teşvik, hakaret, ahlakdışı yorumlar vb. ifade özgürlügünün dışına çıkar. Bunları içeren yorumlar ve saldırgan, düzeysiz veya konuyla ilgisiz yorumlar reddedilecektir. Eğer bu hususları ihlal etmiş bir yorumun yayınlandığını düşünüyorsanız lütfen haberdar edin.

    Fikir platformu denilen ve insanların fikirlerini paylaştığı,tartıştığı bir sitedeyiz,burada birbirimizin kişilik analizlerini yapmıyoruz,kimse diğerinden daha komik olduğunu ispat etmek için burada değil.
    Bu site kuralları böyle bir konuyu gülünç bulan birinin daha derin “kişilik analizini” yapmayı konuyla alakalı bulup,müsade ediyor olsaydı ve evet,bunu rahatlıkla yapardım.

    Sanırım anlatabilmişimdir?

  17. Yazan:uveys Tarih: Eyl 21, 2008 | Reply

    Sn. MER’A-K(ıl)

    Bu gune dek yorumlarinizi yakinen takip ediyordum. Ve yorumlarinizi begenen birisiyim.
    Isin acikcasi dikkatimden kacan tek bir cumle ile konuya olan hasilatinizdan nasil bukadar uzaklastigima anlam veremiyorum. Bildigim tek birsey varsa size bir ozur borcluyum. Ve bu ozurumu kabul ederseniz sevinirim.

    Hakkinizi helal edin Lutfen…

  18. Yazan:MER'A-K(ıl) Tarih: Eyl 21, 2008 | Reply

    Sn.Uveys,
    Birbirimizi daha iyi anlamak için bu yanlışlığın olması gerekiyormuş anlaşılan.Özür dilenecek bir durum yok,yanlış anlaşılma olmuş,ben de hakkınız yok ama yine de sizi rahatlatacaksa helal olsun 🙂

  19. Yazan:rukiye Tarih: Eki 31, 2008 | Reply

    TY
    Evet milyon tane derdimiz varken sadece bez parcasiyla ugrasir oldunuz,cunku o kadar basitlestiniz,cunku o kadar iciniz bos,cunku o kadar korkak ve Ahmet Kesin gibi paranoyaksiniz.Bu ulkede devlet kurup insanlari kendi fikriyle yasatma (tecrubelerle sabittir) sadece sizin gibilere ait seyler.Tabi iciniz bu bencillikle oyle dolu ki herkesin sizin gibi dusunuyor olmasi ve sizin yerinizi almasi korkusuyla titriyorsunuz.
    Kimin midesi mulansa basortusune bosaltti icini.Kendini islamci tanitan da laik tanitan da,siyasiler de,politikacilar da.Bir cozum urettiginiz yok,en azindan susun konusmayin bizim hakkimizda.Siz laikler hangi basortuluye sordunuz gelecege dair planlarini da planlarinin seriat kurmak olduguna karar verdiniz?Siz dindar ulema hangi basortuluye sordunuz hayatta nerde yer almak istiyorsun diye de okullarindan evlerine hicret etmeleri gerektigine karar verdiniz?Siz devletle karsilasmak istemeyen dindarlar hangi basortuluye sordunuz basini acabilir misin diye de egitim icin basortunun acilabilecegi fetvasi verdiniz?siz ve siz ve de siz hepiniz beni ve basimdaki ortumu rahat birakin!!!

  20. Yazan:rukiye Tarih: Eki 31, 2008 | Reply

    not;mulansa degil,bulansa

  21. Yazan:tufan Tarih: Kas 1, 2008 | Reply

    Ben baş örtüsünün yasaklanması taraftarı değilim duygu sömürüsü yapılmasının da taraftarı değilim.insanların birbirine saygı duyması taraftarıyım.Keser döner sap döner gün gelir hesap döner…mesela Birgün islam cumhuriyeti olsaydı Türkiye,acaba bu mağdur arkadaşlar başını açmak isteyen vatandaşlarımıza ne cevap verecekler “buyurun lütfen istediğiniz gibi giyinin mi?” veya daha iyimser bir tahminle,baş örtüsü serbest bırakılsa.Çoğunluğun bulunduğu ortamda başı açık gezen kızlara acaba ne tepki verilirdi? Adını vermek istemediğim bir şehirde başı açık ve hiçbir abartısı olmayan bayanlar şehrin ana caddesi dışında rahat gezemiyorlardı bunu gördüm
    En basiti ramazan ayında sokakta sigara içen bir çocuğu hastanelik ettiklerini de gördüm.Yolda yürürken başı açık diye kadınlara hakaret ve küfür edildiğini de gördüm.Sizi kimse başınız kapalı diye dövmüyor taşlamıyor hakaret etmiyor.Yalnızca bir kurumun belli kuralları vardır onlara uymanızı istiyorlar.Ya yolda yürüyemeyen kadınların hali…?

  22. Yazan:deneme Tarih: Kas 1, 2008 | Reply

    tşk sümmeye hanım güzel ifade etmişsiniz

  23. Yazan:fatıma taşçı Tarih: Kas 1, 2008 | Reply

    Sevgili Sümeyye’cim yazını iç acısıyla okudum.Allah senin ve senin gibilerin yardımcısı olsun demekten başka elimizden bişey gelmiyor biliyoruz.Bazı cümhuriyetçi olduğunu iddia eden kişiler bişey bilmeden kulaktan dolma şeylerle ayetleri yorumlamaya kalkışıyorlar.Hükümete karşı gelmekten kotkup başörtüsü kararına saldırdılar ve ne yazık kide başardılar.Bu yaptıkları bile ülkenin bölünmesinde büyük bir rol oynamıştır.Hükümetin ortaya koyduğu bir kararı anayasa ihlal edip komik bir duruma düşmüştür.Çünkü hükümetim evet dediği bir karara anayasa hayır diyorsa bu ülkede bazı şeylerin yolunda gitmediğine işarettir.
    Ve buna karşı çıkanlara İran’ı gösteriyorlar oh ne ala memleket başörtülüler oraya gitsin okusun öylemi onlar gitsinde ülkede kurtlar kalsın değilmi?? İstedikleide bu tabii ki.Avrupa birliğine dahil olan Almanya’da bile başörtü sorunu yok orasıda islami ülkemi oldu.Herkes rahat rahat okula girip çıkıyor kiyafetlere bakılmaksızın. Demokrasi budur işte. Birde bu şekilde AB’ye girilecekmiş gerçek demokrasi olmayan ülkenin tabii ki AB’ye katılması düşünülemez.
    İslam’in getirdiği hükümlerlede dalga geçerek kendilerini küçük düşürenlere ne demeli?? Hırsızlık yapan kişinin eli kesilse bir daha hırsızlık yapmaya kalkışırmı??Hapse girer çıktığında gene aynı tas, aynı hamam.Demek istediğim biraz da bu başörtüllüleri anlamaya çalışsanız.Onlar ne güçlüklerle okumaya çalışıyorlar bilinmiuor tabii.Haydi kızlar okula deniyor.Üniversite kapılarında durun başörtünüzü çıkarın deniliyor.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu

  24. Yazan:sümeyye kavuncu Tarih: Kas 11, 2008 | Reply

    Merhaba

    Çok geç cevap yazdığım için kusura bakmayın. Karşıt görüşleri anlayabiliyorum tabiki ve kimin ne düşüneceğine karar vermek veya beğenmeyince küfretmek, bir yazıyla tüm insanları ikna etmek ve benim gibi düşünmesini sağlamak gibi iddialarım ve alışkanlıklarım yok. Konuşmaya açık biriyimdir.
    Şu günlerde hala okula girerken aynı şeyleri yaşıyorum. Ve aradan geçen aylar hiçbirşeyi değiştirmedi. Bu yazıyı görmek, başörtüsü konuşmak bile sinirime dokunuyor. Bunca şeyi politika için neden üstleneyim ki, bunu anlamak mümkün değil. Elime geçen hiçbirşey yok. Bu tip propagandalardan çıkar sağlayan sadece CHP ve AKP. Bizim gibiler değil arkadaşlar.. Uyanalım..
    Bu arada ben sadece başörtüsüyle değil, farklı sorunlarla da ilgileniyorum tabiki. Bana bunu söylemeyi mecbur kılan bu abuk sisteme de ne diyeceğimi bilemiyorum. Kendimi kimseye kanıtlamak zorunda hissetmiyorum. Kanıt soranlar, ismimi bir googlelayıp birkaç saniye içinde bunu görebilirsiniz. Ama başörtüsü sorununun da tek başına başlı başına bir sorun olmadığını söylemek, olduğunu söylemek kadar siyasidir, CHPnin oy artırıcı mekanizmasıdır diye düşüyorum. Aynı, korku politikasından üretilen oylar gibi..
    Politikacıları aradan çıkarır, başbaşa konuşabilirsek hiçbirinizle anlaşamayacığımı düşünmüyorum. Sorun “devleti aradan çıkaramamak”. Bkz.Ballibar Sınıf,ulus,devlet.
    Tabi kucak açtığın insan da hançerle değil dostlukla yaklaşırsa..
    Ben taraf mıyım? Bilmiyorum. Tarafların ne olduğuna bağlı. Ama belliki o kastedilen taraftan değilim. Bir tarafım varsa o da ezilenlerin tarafıdır.
    SÜmeyye isimli fikir belirten arkadaş ben değilim. Bir karışıklık olmuş sanki. Ben ilk defa şimdi cevap yazdım.

    Selamletle..
    Sümeyye Kavuncu

  25. Yazan:sümeyye kavuncu Tarih: Kas 11, 2008 | Reply

    Devlet kaynaklı şiddetle, toplumdaki geleneksel yapı birbirinden çok farklı şeyler. Bizim yaşadığımız devlet kaynaklı ve engellenebilir keyfi bir şiddet.
    Ayrıca Anadoluda halktan tepki alan kadının da sorununu çözmemiş bu yasak belli ki.. Hem ben baskı yapmıyorum kimseye ve Anadoludaki baskıdan da ben veya üniv.lere giremeyen diğer arkadaşlarım sorumlu değil, öyle değil mi?

    Tekrar bir düşünmek lazım bu devlet nerde yanlış yapıyor acaba…? Kolu yaralı, bacağını sarıyor..

  26. Yazan:Busra Tarih: Ara 4, 2008 | Reply

    Ben başörtülü değilim, karşıtı da değilim. Hepimiz ALLAH’ ın yarattığı kullarıyız. Ben bu duruma üzülüyorum. Kendimi sizin yerinize koyuyorum, hak veriyorum. Bizim Türkiyemizde önce kafamızdan ayrımcılığı atmamız lazım.Hepimiz bir tarağın eşit dişleri gibiyiz.Düşünebilene.ALLAH yardımcınız olsun..

  27. Yazan:kerim Tarih: Ara 4, 2008 | Reply

    İçinde bulundugun durumun zor oldugunu anlamak güç degil herkes anlamış ama işine gelmemiş davranmıştır.İsmim muhammedin dininin tanrısının isimlerinden biri olup ,kendim inanç olarak ateist düzenek içerisinde bulunmaktayım.Bir kaç sene daha bekleseymişsin aglatabilir bir yazı yazabilirmişsin.Seni anlıyabiliyor ısrarla örtmek istemeni garip buluyor artık bi ideolojinin parcasısın diyerek kendime bu acı kararı veriyorum ve halimizi düşünürsen bizi anlayabilecegini umuyorum.Hak talep ettigin görüşün sonrasında gercekten kötü olma ihtimalli sonuçlar dogurma oranı yüksek.Kendine iyi bak temennisi ve veda.

  28. Yazan:oflu göksal Tarih: Ara 5, 2008 | Reply

    ahmet kesin kardeşim lütfen sesinizi kesin.. soyadınıza yakışır şekilde davranın….

  29. Yazan:osman Tarih: May 15, 2009 | Reply

    yazınızı okumadım kusura kalmayın sadece cok eskı bır arkadasımın ısmı sız oldunuzu dusunuyorum msn adresımı yazıyorum lutfen bana ulaşin osmansal19@hotmail.com beklıyorum sız

  30. Yazan:cemile bayraktar Tarih: May 15, 2009 | Reply

    Sevgili Sümeyye merhaba,

    tam da kendi çapımda başörtülü kızların hikayesinin,sürekli acıtasyon vari bir dilden kaleme alınmasından rahatsızlığımı vurguluyor,bu rahatsızlığı kısmen önlemek için konuya kara mizah türünden bakış açısı getiren bir yazı kalame alıyordum ki,senin yazına rastladım.Ağlamamaya,ağlatmamaya kararlıydım…

    Olmuyor be Sümeyye,ne kadar uğraşırsam uğraşayım bu hikayenin sonu hep gözyaşıyla bitiyor.

  31. Yazan:Betül Tarih: May 15, 2009 | Reply

    Ahmet Kesin kardeşiniz neden sesini kesiyor? Neden farklı bir görüşe tahammül edemiyorsunuz?

    Türban isteyene demokrasi, özgürlük de bunun karşısındaki bir görüşe neden özgürlük yok?

    İşte bütün mesele bu zaten. Bütün mücadelemiz demokrasi diye diye, demokrasiyi ortadan kaldırmanızı önlemek. Yoksa Sümeyye türbanla üniversiteye girmiş girmemiş kimsenin derdi değil.

    Evet Sümeyye başının örtüsü ile bence de üniversiteye girmeli. Peki Kur’andaki diğer ayetleri ne zaman talep edecek? Mesela 4 kadına kadar evlilik. Sümeyye kocasının kaçıncı eşi olmak ister? Haftanın hangi günü sıra ona gelmeli?

    Ayrıca türban İslamın şartlarından olduğunu bu yaşa kadar hiç duymadım. Arap kraliçeleri bile örtünmüyor. Onlar Müslüman değil mi?

    Kaç din bilgini Kur’anda böyle bir emir olmadığını söylerken, nasıl sadece olana inanırsınız, nasıl bunu tartışmazsınız bile?

    Erkek saçına bakıp tahrik olmasın diye neden kadın başını kapatacakmış? Yoldan geçen kadının saçına bakıp tahrik olan adam ruh hastasıdır, acil tedavisi gerekir. Türban özgürlük değil, kadının özgürlüğünden vaz geçmesi, erkeğin kölesi olmasıdır. Çünkü bu iş orada kalmayacak, arkası gelecek.

    İslami kurallarla yönetilen bir tek İslam ülkesi gösterin bana kadının hakları bizden daha iyi olsun.

    Müslümanlıkta kadın erkek eşitliği varsa, kadın fizik profesörü olmuş ama sokaktaki dilenci erkekten kendini sakınmak için kapanacak, saklanacak. Bunun neresi eşitlik?

    Kim oluyormuş cümle erkek nesli de benim saçıma bakıp tahrik olmasın diye sıkı sıkı örtünücem?

    Ben , haklarımı kaybetmek istiyorum diye bu kadar çırpınan Sümeyyeleri anlamıyorum. Üniversite eğitimi almak pozitif bilim öğrenmektir. Bu işte önemli bir çelişki var.

  32. Yazan:özge Tarih: May 31, 2009 | Reply

    bence artık ülkemiz gerçekleri görmeli bu yasak böyle devam etmemeli.en azından bazı alanlarda bayanlara haklar tanınmalı.anayasamızda tüm insanların eşit olduğu söyleniyor fakat günlük hayatta bunu göremiyoruz.üniversitedeki yasakları geçtim ama özel sektörde mesela televizyon kurumları,gazeteler,uçak kuruluşları,holdinglerde başörtü serbest olmalı.türkiye böyle giderse bence birçok beyin göçü yaşar.en azından biraz hak tanınsa eminim ki büyük bir gelişme yaşanacak ülke gelirlerinde ve artık ben 2. sınıf vatandaş olarak görülmek istemiyorum.beni de herkes tanısın,benimsesin.

  33. Yazan:Ali Yürekli Tarih: Haz 1, 2009 | Reply

    Konuşmakla haykırmakla olmuyor Sümeyye kardeş içimdeki-içimizdeki hayvanın zincilerini kırmamız gerekiyor. Lakin şuan için erken son bir umut(AKP) o da olmadı. Artık kapı çalmıyacağım merhamet dilenmiyeceğim. Cehenneme mi gidecez hepberaber. Artık kural yok. Sen koy kuralı ben uyarım. Umarım bu duruma kalmaz iş. Suskunluğum Allahımdan kendimden korkmamdır. İsyan ettirmeyin bizi. Açık bayanlar üniversitelere ve kamu kurumlarına girmemeliler kesinlikle karşıyım. Siyasi bir simge olmuştur. Faşistliği getirecekler. Bu ne kadar anlaşılabilir ve ahlaklı bir davranış ise başörtülülere yapılanda o kadar anlaşılabilir tahammül edilebilir ve ahlaklıdır. Evet sözler işlemiyor olabilir o katı yüreklerinize zalimliğim o ateşi yüreklerinize geldiğinde eminim o küçük faşist beyinleriniz anlamaya başlıyacak yaptıklarınızın yalnışlığını lakin son nefeste ki tövbe kabul olmaz. Umarım son andaki pişmanlığınız faşistleri kurtarır.

  34. Yazan:ERCAN EĞRİKILIÇ Tarih: Kas 25, 2009 | Reply

    kardeşlerim canınızı bu boş kafalı insanların sözlediklei çirkin sözlerle sakın üzmeyin onlar biliyorlar ne kadar mesnetsiz konuştuklarının farkındalar ama zor geliyor islamiyeti yaşamak çünkü çıkarlarına ters. Herhalde olayı Kur’an’a göre değerlendirenler pek azdır. Günümüzdeki müslümanlar henüz konuları Kur’an’a göre değerlendirme alışkanlığı kazanmış değillerdir. Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “İnsanların çoğu ayetlerimizden gerçekten habersizdirler. (Yunus 10/92) Yandaki ayeti yazmam da Allah’ın bir ayetine karşı çıkan bir müs­lümanı, Kur’an’ın nasıl değerlendirdiğini göstermek içindir

  35. Yazan:Tuğba Uzekmek Tarih: May 19, 2015 | Reply

    Elhamdülillah … Bilincindeyim sayın Gaz!i Bey…

  36. Yazan:Orçun Tarih: May 26, 2023 | Reply

    Tuğba Uzekmek hanımefendi her zaman bu konuların bilincinde ve gereğini en güzel şekilde yapıp uygulayan bir kardeşimizdir. Düşüncelerine katılmakla beraber desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Umarım en güzel yerlerde ve en güzel insanlarla içiçe sağlıkla yaşamaya devam ediyordur. Sümeyye kardeşiminde yaşadığı bu acı travmaların geride kalmasından dolayı mutluyum.

  1. 2 Trackback(s)

  2. Ağu 24, 2008: Lakırdı » Blog Archive » ‘Bilin ki..’
  3. Ara 31, 2009: Merhaba ben Sümeyye [Sümeyye Kavuncu] » Derin Sular - Türkiye’de Hakim Olan Zihniyetin ve Bu Zihniyeti Mümkün Kılan Arka Planın Analizi

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin