RSS Feed for This Post

Birgün Gazetesi Genç Sivilleri Boykot mu ediyor ?

20080926_derin_dusunce_org_genc_siviller_sansur.jpg 

Ünlü Fransız yazar Georgec Perec’in hiç ‘eharfi kullanmadan yazdığı ‘La Disparition – Kayboluş’ romanından sonra, Birgün gazetesi de benzer bir başarıya imza attı.

Halkı askerlikten soğutmakla yargılanan Bülent Ersoy’a adliyede destek veren tek grup olan Genç Siviller’den tek kelime bahsetmeden aşagıdaki haberi kaleme alarak gazetecilikteki ustalıklarını göstermiş oldular. Hürriyet, Milliyet, Sabah, Radikal, Posta gibi gazeteler bu başarının çok uzağında kaldılar.

Turgay Oğur

http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1222341017&year=2008&month=09&day=25

Sanatçı Bülen Ersoy, ‘halkı askerlikten soğuttuğu’ gerekçesiyle hakim karşına çıktı. Ölüm yerine çözüm istediğini belirten Ersoy, “”Beni idam edeceklerini bilsem de aynı şeyi söylerim” dedi.

Bir televizyon programında,”başkalarının savaşı için, doğurduğum çocuğu toprağa veremem” şeklinde sarfettiği savaş karşıtı sözler nedeniyle, Bülent Ersoy hakkında,”halkı askerlikten soğutma” gerekçesiyle açılan davanın ikinci duruşması görüldü.

Avukatı Muhittin Yüzüak ile birlikte Bakırköy Adliyesi”ne gelen ve beyaz giysileri ile dikkatleri üzerine çeken Bülent Ersoy “Ah bu savaşların gözü kör olsun”, “”Eller ayrılsa bile biz ayrılamayız” yazılı dövizler taşıyan bir grup savaş karşıtı tarafında karşılandı. Bakırköy 18″inci Asliye Ceza Mahkemesi”nde görülen duruşmaya şikayetçilerden Hayati Karataş ile Savaş Altay da geldi. Şikayetçilerin, ayyıldızlı kırmızı tişört ve askeri pantolon giymeleri dikkat çekti.

“ANNE DEĞİLİM AMA DUYGULUYUM”

Hakkındaki iddiaları reddeden Bülent Ersoy, “işgüzar insanlar tarafından vatan haini ilan edildim. Bunu asla kabul etmiyorum” dedi. Fikirlerini özgürce beyan etme hakkının olduğunu ifade eden Ersoy, “Bir televizyon programdayken, evlatlarımızın vurulduğu, çatıştığı acı haberini aldık. Ben bir anne değilim ama, bir annenin doğurduğu çocuğu toprağa verirken ne hissedebileceğini anlayacak kadar duyguluyum” diye konuştu.

“İDAM DA ETSELER SÖYLERİM”

Ersoy, söz konusu programda yaptığı konuşmasının bir bütünlük taşıdığını, ancak bu bütünlüğün görülmeyip, bazı cümlelerin “cımbızla çekilip” aleyhine kullanıldığını söyledi.

Konuşmasında öz olarak “ölüm yerine çözüm” istediğini belirten Ersoy, “Ölüm yerine çözüm istemenin neresi suç? Ben vatansever bir insan olarak, bugün aynı şeyi yine söylerim. Beni idam edeceklerini bilsem de aynı şeyi söylerim” dedi.

‘VATANSEVERİM…’

1981 yılında sahne yasağı olduğu yıllarda kendisine Avrupa”dan vatandaşlık için teklif geldiğini ama kabul etmediğini hatırlatan Ersoy,  “Benim vatanseverliğim otuz sene öncesinden de belli” diye konuştu. Mahkeme başkanının, “Yaptığınız konuşmalar bazı gruplar tarafından kullanıldığı söyleniyor. Batman ve Şırnak”ta isminiz parklara veriliyormuş…” iddiaları üzerine Ersoy, “Benim bir yere veya gruba yakın olmam söz konusu değil” diye konuştu.

AVUKATI: ASKERLİĞİNİ YAPMIŞ

Avukat Muhittin Yüzüak da müvekili Bülent Ersoy hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu vurguladı. Av. Yüzüak”ın “Benim müvekilim zaten döneminde askerliğini yapmıştır” sözlerine tepki gösteren Ersoy, “Bunu niye karıştırıyorsunuz. Ben pembe nüfuz cüzdanına sahibim. Bu konuşmanın burada yapılması manasız” dedi.

Ersoy, şikayetçilerden Savaş Altay”ın “Bülent Ersoy bizimle birlikte Çanakkale şehitlerini anmaya gelsin” talebine de “Ben sizinle birlikte dolaşmak zorunda mıyım” diyerek tepki gösterdi. Mahkeme, duruşmayı 30 Ekim”e erteledi.

AYSEL KILIÇ

… Bu makale ilginizi çektiyse…

Türk Solu 

Kendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün.  Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi? Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var. İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Kitapta ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.

Trackback URL

  1. 20 Yorum

  2. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Eğer kasıtlı olarak bir bahsetmeme olayı varsa yanlış bir tavır. “bilerek bahsetmeme” ya da “durumu çarpıtma”durumları hepimiz için tehlikeli.
    Cumhuriyet mitinglerinde Zaman’ın yaptığı gibi misal…

  3. Yazan:burak Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Bülent Ersoy “Ah bu savaşların gözü kör olsun”, “”Eller ayrılsa bile biz ayrılamayız” yazılı dövizler taşıyan bir grup savaş karşıtı tarafında karşılandı

    “Grup” doğru, “savaş karşıtı” doğru, “döviz taşıdıkları” doğru, “döviz üzerinde yazanlar” doğru.

    Birgün; orada bulunan 3- 4 kişinin mensubu bulunduğu örgütün reklamını hangi nedenle yapma gereği duysun ki? Söylemesi gerekeni söylemiş zaten. Bunun yanında Bülent Ersoy da bir an olsun arkasını dönüp dövizlere bakmadı.

  4. Yazan:Alper Akalın Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    5 kişilik eylem için isim anmak zorunda mı gazete? genç Sivillerin aşırı şişmiş egosunun yavan bir kibire dönüşmüş olduğunu görüyoruz bu çıkışla. GençSiviller sosyalist tepkilerinin başka sosyalistlerden de destek görmesini bekliyor olabilir ama AKP ile yan yana gelen sosyalizm de harbi çok yavan duruyor. Çok pragmatik ve çelişik davranıyorlar; ısınmak zor bu yüzden eylemlerine.. samimiyet testlerinden genelde sınıfta kalıyorlar. darbelere hayır yürüyüşü hariç çok akp yanlısı duran bir grubun, akpden hoşlanmayan bir gazete tarafından anılmaması pek doğal..

  5. Yazan:Arzu Baylan Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Alper Bey,

    Neden AKP yanlisi dediniz Genç Sivillere? biraz açar misiniz?

    saygilar

  6. Yazan:Emre Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    El insaf Burak Bey, her sey bir kenara bu habercilik değil. Çünkü haber o şekilde okunduğu zaman oylesine bir grup gibi anlaşılıyor. Halbuki bahsi geçen “grup” organize bir şekilde bu işi yapmış. Üstelik bu tepki/desteği yapan tek grup. Birgün gazetesi de bu ifade tarzıyla karşı çıktığı “hareket”lerden çokta farklı olmadığını göstermiş oluyor. Halbuki “Genç Siviller isimli savaş karşıtı grup ifadesi” bile yeterli olabilirdi. Sonuçta orada bulunan tek gruptan bahsediyoruz. Bulent Ersoyun arkasini donup bakmamasini belirtmeniz ayri bir güzellik katmiş yorumunuza. Eğer Birgün gazetesi de sizin gibi paparazzi tadında yazsaydı haber şöyle olacaktı.

    Bülent Ersoy “Ah bu savaşların gözü kör olsun”, “”Eller ayrılsa bile biz ayrılamayız” yazılı dövizler taşıyan bir grup savaş karşıtı tarafında karşılandı. Bunun yanında Bülent Ersoy da bir an olsun arkasını dönüp dövizlere bakmadı.

  7. Yazan:Suat Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Sivil Siyaset yanlısı olmak AKP yanlısı olmakla eşdeğer mi görülüyor, ondan olabilir mi Genç Siviller’e yönelik bu eleştirel bakış?

    Genç Siviller pekçok konuda ezber bozan yaklaşımlarda bulunuyor. Halen kendilerini bir şablona yerleştirmekte zorlananlar var. Bu yüzen evet, ısınmak zor. En başta, vicdan gerekiyor.

    Antimilitarist tepkinin sosyalist tepki ile mütemmiz cüz olduğunu da Alper Bey’den öğrenmiş olduk. Şaşkınlık verici birşey. Benim gibi liberal sayılabilecek olanların antimilitaristliğini de bir yerlere yamayabiiriz, değil mi? 🙂 Üstelik kendisini de liberal biliyorum. Onun anti militaristliğinin kaynağı da sosyalsitlik mi? Kaldı ki sosyalizmin antimilitaristliği de oldukça su götürür. (Az önce bu konuda yazı girildi siteye)

    Birgün’ün bahsetmemesine olan tepkiyi ego olarak görme yanlışı da aynı yaklaşım bozukluğundan kaynaklanıyor, egoya ihtiyaçları yok, mesele buysa GS medyada yeterince geçiyor zaten. Burada bilerek görmezden gelme sözkonusu ki bu da son dönemde iyice şaşıran, tartışmalarla kendi aralarında da ayrışan sol cephesinin, özelde de Birgün taifesi ve muadili solun duruşunu, şaşı bakışını göstermesi açısından önemli bir kıstas.

    Zira, Birgün’e göre Taraf dinci gazete, S. Erener bir tarikatçi vs vs.

  8. Yazan:Alper Akalın Tarih: Eyl 26, 2008 | Reply

    Suat Bey;

    Elbette Genc Sivillerin AKP ci ve sosyalistimsi bir grup olmaları kanaatine, sadece bu eylemtraklarından çıkarak varmadım..

    GS’nin sosyalist çizgisi, konuşmacı olarak çağırdıkları ve çok sevdikleri kişilerin (Ahmet İnsel, Ferhat Kentel vb) radikal ve taraf gazetesinde; son çıkan ekonomik krizle birlikte, pusuda bekleyen leş kargaları gibi gazetede kaleme aldıkları seviyesiz eleştirel; serbest piyasa ekonomisine tabiri caizse söven yazıları ile sosyalizm nasıl iyidir; trde nasıl uygulanır, türkiye için sol tarzı yazılarda alaşılabilir. Çok derinlere gitmeye gerek yok; GSnin informel liderlerinden Ogur Kardeslerden küçüğünün taraftaki yazılarına, verdiği reaksiyonlara ve alıntıladıgı referans bilgilere daha detaylı bakmak yeterli. Ya da GS’nin herhangi bir olağan tartışmasına gidin; ya da Hay Kitaptan çıkan GS kitabının son bölümüne bakın; felsefi tartışmaların hep sol jargon ve felsefeciiler üstünden gittiğini görürsünüz. GS’nin sosyalist paradigması, sivil populizm sosuyla bulandığı için, bazıları bu grubu liberal olarak adlandırıyor ve ben bunu her duyduğumda çok gülüyorum.

    GS’nin AKPciliğne gelince. Bunun için bir ispat yarışına girmicem. Yaptıkları eylemlere bakın ve kaçı AKP karşıtı sayın. BU ülkede AKP elbette en çok anti demokratik yaptırımlarla karşı karşıya kalan taraf oldu ve sık sık yan yana gelmeleri normal. Ama allah aşkına, AKP hiç mi anti demokratik tavır takınmadı. Ve aynı zamanda oğur kardeşlerden büyüğü, 2007 AKP milletvekili aday adayıydı.. Bu konuyu ispatlamak için şimdi GS’nin bütün eylemlerine çetele tutmaya gerek yok. Ama GS ne zaman aktifse AKP magdur. Ve simdi GS ancak 5 kişi ile eylem yaparken bakıyoruz AKP gene demokrasiden uzak, hoyrat ve agresif bir tavır sergilemekte..

    Liberalim ve anti-militaristim Suat Bey. Ama GS gibi ideolojik tarafsızlık altında bayağı bir pragmatizmin egemen olduğu bir grubun herkesi çok rahat eleştirebilirken, bu tutumu iktidar partisine yanıstmaması altında bir iyi niyet göremiyorum. Kusura bakmayın:D

  9. Yazan:ceren Tarih: Eyl 27, 2008 | Reply

    “Alper Bey,

    Neden AKP yanlisi dediniz Genç Sivillere? biraz açar misiniz?

    saygilar”

    Cok acik degil mi? Hicbir zaman bugun cok guclu olmasina ragmen FG cemaatini elestirmiyorlar (bakiniz Zaman gazetesinin defalarca yaptigi irkci yayinlar-bu tarikatin YYU rektoru de dahil habire onu bunu hedef gostermesi, alevileri asagilamasi vs. vs.), ama turban soz konusu oldugunda en kucuk bir olayda car car bagiriyorlar. “Uc cocuk yapalim” diyen Baykal olsaydi, Genc Sivillerden birileri hemencecik sig komik bi seyler kaleme alip Baykalin kemalistliginden girip irkciligindan cikarlardi, ama soz konusu olan Erdogan olunca sus puslar. Benzer tepkisizligi insanlar icki sattiklari icin olduresiye dovulduklerinde, belediyenin islettigi restoranlarda bira bile icmeye tahammul edilemediginde de goruyoruz. Genc siviller demokratsa ben de balinayim.

  10. Yazan:Suat Tarih: Eyl 27, 2008 | Reply

    Alper bey,

    Katılmıyorum.

    GS hareketi ülke demokrasisi için büyük bir kazanımdır. Ayrıca yargılarınız da yanlış GS’nin AKP’ye ve bakanlarına yönelik bildirileri de oldu. Sanırım takip edemediniz. GS gibi içinde pekçok renkten isim olan aktivist bir oluşumu sosyalistliğe indirgemek ise kötü niyet değilse bariz bir şaşkınlık. GS’nin içinde liberaller kadar sosyalistler, muhafazakarlar, Kürtler, azınlık temsilcileri de var. YO’nun yazılarının ya da konuşmalara çağırılan bazı sol kökenli yazarların işledikleri konuların ana eksenini de demokratlık oluşturuyor. GS’nin söylem ve eylemelerinde illa bir ortak eksen aranacaksa bu demokratlık olmalı. Bazı GS üyelerinin ABD’deki kriz ile alakalı bireysel bazda yazdığı çarpık sol bakışlı şaşkınlıklarını niçin GS’ye yüklüyorsunuz anlamadım. Çok derinlere gitmediğiniz belli, oldukça sığ kalmışsınız. Ben de GS üyesiyim, Rasim’de öyle mesela. Biz de sosyalist miyiz? Böyle ucuz kategorizasyonlar yapmayın. Sivil itaatsizliğin daha çok sosyalizmden besleniyor olması sadece bu sebepten dolayı sivil itaatsizliği kötü birşey yapar mı? Çok tuhaf bir bakışınız var. GS’nin son bildirilerinde de ABD’deki krizin biletinin serbest piyasaya ve kapitalizme kesildiğine ilişkin birşey okumadım. Siz okudunuz mu? Tekrar belirteyim GS eylemlerinde ortak etkenlerden en önemlisi demokratlık ve sivil siyasettir. Siz nasıl GS’ye liberal diyenlere -haklı olarak- gülüyorsanız ben de GS’ye sosyalist diyen size gülüyorum. Eleştirdikleriniz ile aranızda nitelik farkı yok çünkü.

    Gelelim AKP eleştirisi kısmına..

    Herhalde hepimiz, yapıcı, adam gibi bir muhalif söylemin gerekliliği hususunda hemfikriz.

    Ancak muhalefet yapmayı güncel örneklerini gördüğümüz çirkin seviyeye indiren, dolayısıyla da “yapıcı bir muhalefet” olgusuna zarar verenler de yine bu ülkedeki çirkin muhalif zihniyet sahiplerin tavırları. Eleştirilmesi gereken yığınla husus olduğunu düşünen birçok kişi, bunların kustuğu şeytanlıkları taşlamaktan, dezenformasyon pisliklerini temizlemeyle uğraşmaktan ibadet yapmaya vakit bulamıyor.

    Öyle çirkef bir güruh var ki yapıcı bir eleştiriyle yaklaşılsa insanımızın menfaatine olacak bir meseleyi, hiç alakasız bir biçimde ele alıyor, dezenformasyona uğratıp kitleleri yanıltıyor, iç siyasette yakıt olarak kullanmaya çalışıyor. Bu da pekçok aklı selim sahibi, özgürlük yanlısı eleştiricilere -en azından söyleminin dozu bazında- geri adım attırıyor, çünkü görüyorlar ki yaptıkları ‘yapıcı eleştiri’, toplamda yapılan/yapılacak iyi şeyleri de engelleme potansiyeli taşıyan birer silah haline dönüşüyor malum çirkeflerin eliyle.

    Adeta bir savaş ortamı var. Bunun suçu kimseye yüklenmesin. İnsanları buna iten, “aman şu itlere malzeme vermeyelim, yoksa eldeki gıdım gıdım kazanılan da gidecek” dedirten şey, bu çirkefliktir. Aslında bu güçlü bir iktidar için de büyük bir olumsuzluk, ama işte öyle bir ülkede yaşıyoruz ki buna adeta mecbur kalıyor insanlar.

    Murat Belge, epey önce Irak harekâtı bağlamında şunları yazmıştı köşesinde:

    […] Bu kavganın tahtırevallisinin bir ucunda, Osmanlı-Türk toplumunun geleneksel muktedir seçkinleri oturuyor. Öbür ucunda kimin oturduğu ikincil bir konu. Bugün orada AKP var, ama sözgelişi sol da olabilirdi (memlekette bir ’sol’ olsaydı), başkası da olabilirdi. Türkiye’de kapitalizmi perçinleyen sağ-muhafazakâr siyasi hareketin Başbakanı’nı da asmış bir toplumuz biz.

    Dolayısıyla gündelik hayatın gündelik olayları, bütün bu ‘konjonktürel’ olaylar, merkezde yer alan ‘yapısal’ mücadeleye yakıt teşkil ediyor. Kuzey Irak’a girdikse, yakıtı sağlayacak olay bu; Kuzey Irak’tan çıktıysak, bu sefer de bunu yakıt (katık) yapacağız. Bir cephe açısından (bunun başını çekme çabası en fazla CHP’den geliyor) bütün bu olaylar, hükümete yüklenmenin araçları. Onlar için gerekli olan, milliyetçilik ateşinin alevlerinin sürekli canlı tutulması. Onun için Irak’a girmek ‘iyi olay’. ‘İyi’yse, bunu hükümet yapmış olamaz; demek ki kararı TSK verdi. Tabii savaş iyiyse, harekât iyiyse, şimdiki ‘çekilme’ iyi olamaz- o halde bunu da hükümet yaptı. Bu işler böylece devam ederken Bush ve Gates araya girmişse, hemen bundan da yararlanmak gerek: “Hükümet harekâtı erken bitirdi, çünkü hükümet Amerikan uşağı! […]

    Belgenin örneklediği bu şablonu ülkede tartışma yaratan hemen her konuya uyarlayabilirsiniz. Böyle toz duman bir ortamda ne sağlıklı muhalefet, ne de sağlıklı, yapıcı muhalif söylemleri dikkatle dinleyip ayağını denk atacak iktidar bulmak mümkün değil..

    Herşeyden önce siyaset sivil alana çekilmeli. Biz daha bunu başaramadık ki sanki herşey sivil alanda olup bitiyormuş gibi reel eleştirler yapalım. Önce şu devrilen tahtayı düzeltmek ve düzeltici eylemlere katkıda bulunmak gerekiyor. Ben GS’ye bu açıdan bakıyorum, bunun için de destekliyorum. AKP’nin antidemokratlığı ya da genel anlamda liberallik-sosyalistlik bununla direk alakalı olmadığı gibi ayrıca,M. Karun’un biraz ağır ifadeyle söylediği gibi bu tip oluşumların “sosyalist koyun sürüsünü demokrasi tarafına çekmek” için ekstra kuvvet sayılması gerektiğini düşünüyorum.

    Kötü niyet sezinlemesem de fazlaca naif bir söyleminiz olduğunu söyleyemeliyim. Ülke gerçeklerinden bîhaber bir liberal gibi tepki veriyorsunuz. Siyaset felsefesi ile siyaseti birbirine karıştırıyorsunuz. Tabii sizin görüşünüz ancak bence gerçekçi bir hal değil bu. Bu da benzeri düşüncede olduğunuz liberallerin niçin ülkede bir taban bulamadığının da göstergesi aynı zamanda.

  11. Yazan:fuatogl Tarih: Eyl 27, 2008 | Reply

    Genci vurgulayacağım diye Converse den logo yapan bu grubu mahkeme önünde linç etseler idi(mesela ‘bu Coverse ne emperyalist seni!’ diye), ve bu aktarılan asıl olayın hemen yanıbaşında geçen bir olay olarak verilmemiş olsaydı bu düpedüz kabul edilemez birşey olurdu. Yada mahkemede cereyan eden olayı olduğundan farklı göstermiş olsa da durum değişmez idi. Fakat burada öyle bir durum ben göremiyorum açıkcası. Bir baskıyı, şiddeti görmezden gelme durumu söz konusu değil yanılmıyorsam. Birkaç kişinin, grublarının adını duyurmak için giriştikleri bir eylem olarak görmek çok da mantıksız değil bu girişimi. Neyse, işin bu kısmı lagalugası. Neden ciddiye alınmıyor bunlar?

    Daha da önemli tarafı şu; Birgün açıkca sol kaygıları olduğunu belirten bir gazete, beğeniriz beğenmeyiz orası ayrı. Yani belirli bir perspektifi, olayları algılama biçimi var. Solda duran bazı insanların bu grubu nasıl gördüğü ise herhalde açıktır! Hiç de masumane “ay aman ne cici” bir grup olarak görmüyor birçoğu. Tam tersine, çok manipulatif günümüz şartlarını doğru yansıtmayan, tamamen iktidarın elini güçlendirecek, zaten ideolojik olarak da aynı frekansta bir girişim olarak görüyorlar. Niye durduk yere reklamlarını yapsınlar!? Aktarmak zorundalar mı? Polisin 78liler birliğinden Celalettin Can ı bir darbe karşı eylemde tehdit etmesini haber yapmıyor ya başkaları? Birisi reklam yaparken haber yapılmıyor, diğeri tehdit edilip engellenirken haber yapılmıyor. Birisi belirli bir gazeteyi okuduğu için gözaltına alınıp taciz ediliyor-gazetelerde haber değeri bile olmuyor, diğeri reklamı yayınlanmadı diye anlamlar çıkartıyor (faşist deseydiniz :))

    VE..”Darbe karşıtı” kendi başına içi boş birşey hele bizim memleketimizde (Nazlı Ilıcak bile darbe karşıtı). Darbe karşıtlığından neyi anlıyorsunuz! Bugün önümüzde ciddi bir darbe tehditi mi var acaba(nedir bu böyle yolağa tavuk kişler gibi), yoksa durum farklı mı? Özgürlük meselesi türbanlıları kapsıyor da, başka başka çok önemli meseleleri neden kapsamıyor, yada acaba neden vurgulanmıyor? Görünüşe göre bu grub tum bunlarda fena halde çuvallıyor. Meselelerin içini boşaltmak gibi hiç de masumane olmayan bir özellikleri var. Ve yerleştirmeye çalışdığı bakış açısı, nasıl bir tesadüfse iktidarın işine gelen birşey (polise filan karşı bir bağışıklık söz konusu zaten).

    Şimdi bunları böyle gören bir habercinin bu grubun tamamiyle sansasyonel amaçlı küçük girişimlerini neden versin çok önemli birşeymiş gibi!? Orada görünen, haber değeri olan, kendi içinde tutarlı ve cesaretli olan tutum Ersoy a ait, diğerlerine değil.

    CHPye haklı eleştirileri var, ama AKPye karşı kuzular, üstelik bu parti iktidarda! Yahu bunlar hem genç olacak hemde gençliğin ilgi odağı olan İnternetin dünyada neredeyse eşi benzeri görünmeyen, kabul edilemez keyfilikteki sansürüne tık çıkartmayacaksın! internet yasası nedir ne değildir ağzına almayacaksın.
    Tık yok gerçekten alın google yapın: site:gencsiviller.net sansür
    Sonuç: Aradığınız – site:gencsiviller.net sansür – terimlerini içeren herhangi bir belge bulunamadı.
    60 küsur yaşında sansürden köpüren babam bunlardan daha “genç” emin olun.

    İşleri güçleri ideolojik olsada, “biz ideoloji üstüyüz” gibi çocuk kandırır düzeyde bir tavırları var. İdeolojileri yok ama, her nasılsa hakim tavır alışlardan bazılarını berikilere üstün tutmayı pekde iyi beceriyorlar, ama her nasılsa ideoloji üstü kalmayı becerebiliyorlar.

    Benim asıl takıldığım ise, geçmiş darbeleri yargılamaya yönelik bir bilinç geliştirmekle değil(en etkili yöntem), sanki kapının hemen ardında darbe geliyormuş gibi bir hava vermeye çalışıyorlar (niye ki?).

    Ortak birtakım girişimlere katılmaları olumlu, fakat meselelerin içini boşaltma konusundaki özel yeteneklerine karşı dikkatli olmak gerekiyor, zannedersem de birileri buna uyanmış durumda – yine ben demiştim durumları. Özgürlük, Darbe-kontrgerilla karşıtlığı, bunlar özellikle şu zamanda içleri boşaltılmaması gereken şeyler.

    Dolaysıyla zaten önemsiz bir olayı, birde buralardan görürsen, elbetteki birilerinin reklamını, içermediğini düşündüğün anlamları yüklemek anlamına gelecek reklamlarını yayınlamalarını bekleyemezsiniz. Yeterki çarpıtmasın, yalan yazmasın.
    Mesela ben zamanında öğrenci iken katıldığım eylemlerde dillendirilen talepleri Zaman gazetesinin vermemesini yadırgamazdım, niye zaten? Ama o eylemleri içerden görmüş birisi olarak, tamamiyle 180 derece farklı aktarması tepemizi attırırdı. Teröristlikten, pkklılığa kadar akıllarına gelen her türlü ima verilirdi. Mesele 6Kasım ise, ona ilişkin aktarılanlardan hiç söz edilmezdi.

  12. Yazan:MY Tarih: Eyl 27, 2008 | Reply

    uzgun

    Genç Sivilleri elestiren solculari ne zaman duysam
    Yusuf Nalkesen’in hüzzam sarkisini hatirlarim:

    Madem küstün, dargindin,
    Neden geldin agladin?
    Rihtimda boynun bükük,
    Bana mendil salladin?

    Prostesto edilmesi gereken ne çok sey var ülkemizde.
    Sansürler, yolsuzluklar, darbeler, çeteler, siyasallasan yargi…

    Türk-Kürt düsmanliginin, militarizmin karsisina dikilebilen
    Genç Siviller’e tesekkür edelim önce. Acaba onlarin “unuttugu”
    alanlarda daha aktif sol gruplar var mi?

    Bu sol (veya baska rekteki demokrat gruplar) acaba GS ile en azindan terör, Ergenekon gibi konularda eylem birligi yapiyorlar mi?

    Yoksa bir köseye çekilip kaka pis mahalle çocugu gibi “BANA NE BANA NE OYNAMiiiCAM iSTE!” diye agliyorlar mi?

    Bir çok akli basinda solcuya ragmen yine de o taraftan çok duydugum ve midemi çok bulandiran birlaf var:

    “Ergenekon çete degildir, AKP’nin siyasi rakipleridir”
    Bu lafi kusmadan söyleyebilen birisi demokrasi lafini hiç agzina almasin lütfen, hiç haktan bahsetmesin, ne insan hakki, ne isçi hakki, ne de baska birsey.

    Türk solu kendini israrla tasfiye ediyor. Basarmaktan, halktan destek almaktan korkuyor. Bilmem ki? Freud’a mi sorsak?

    Sevgiyle, saygiyla

  13. Yazan:Alper Akalın Tarih: Eyl 27, 2008 | Reply

    Suat Bey;

    Bu da benzeri düşüncede olduğunuz liberallerin niçin ülkede bir taban bulamadığının da göstergesi aynı zamanda.

    Zerre kadar umrumda olmayan bir durum bu. Benim amacım kitle partisi kurup, iktidara gelmek ya da iktidar partisinden milletvekili aday adayı olmak değil. Ve bu durum, benim savunduğum düşüncenin yanlış olması anlamına gelmez. Çoğunlukçu demokrasiyi değil, ilkesel özgürlükçü felsefeyi savunuyorum. Çoğunluğun ne düşündüğü umrumda değil. Çoğunluğa kalırsak, zaten bu ülkede demokrasi adı altında soygun ve zorba egemen olur; hali hazırdaki egemen devlet yapısıyla.. Çoğunluğun zorbalığını durduracak anayasa ile sınırlandırılmış siyasi ve iktisat düzenini ilke olarak alıyorum ve isterse halk bunu savunan bir partiye %0.01 oy versin. Bu durum, benim fikirlerimin yanlışlanabilirliğini ya da gereksizliğini ispat etmez. Aksini iddia edenler, sözüm meclisten dışarı, ancak gayri-ahlaki faydacı demokrat olarak nitelendirilebilir gözümde.

    Kaldı ki, ben ilk yorumumda GS sosyalist eksenli bir paradigmaya sahip dedim. Amacım, GS tamamen sosyalist demek değildi. Ben de biliyorum içinde AKPYi desteklemek için oraya gelen muhafazakar arkadaşlar ile liberal bazı gençler de var. Ama şundan eminim ki; orada söz sahibi ve bilgi sahibi 3-5 genç, “yeni sol” a daha yakın ve liberalizmi “neoliberal vahşi kapitalist” sistem olarak görüyor. Bu gerçek inkar edilemez ve baştakilerin böyle düşündüğü bir grupta sosyalizm yoktur demek, bence naifliğin esas önde gidenidir. Ve hiç bir zaman da, GS, herhangi bir yayınında kapitalizme sövdü gibisinden bir iddiam olmadı. Benin “GS-sosyalizm yakınlaşması” tespitim, başta da belirttiğim gibi, tamamen canlı kanlı gözlemlerimden kaynaklanmaktadır. Katıldığım toplantılardaki çağırdıkları kişiler, ortaklaşa çalıştığı grupların temsilcileri için eşitlik, kardeşlik olguları özgürlükten daha önemli. Bunun için, arada bir bu kişilerin tarafta ve radikal 2 de çıkan yazılarına bakın diyorum ben. Buna ilaveten grubun 2-3 elemanı, geçen yıl “Marxizmi yeniden keşfetmek” adlı seminere konuşmacı olarak katılmıştı.

    Hatta bir eylemde “liboşlarla beraber eylem yapmak istemeyen” sosyalist grupların şikayeti üzerine bizim o eyleme katılmamızı istemeyen bir grubun, demokratlığı da sorgulanır ya o ayrı.

    Suat Bey, tartışırken kullandığınız agresif tavırdan hoşnut olmadım belirteyim. Siz GS üyesi olabilirsiniz ama bunlar benim fikirlerime naif, sığ,derinsellikten uzak yakıştırmaları yapmanız için fazla kaba. Her neyse, bu benim fikirlerimdi. Ogur kardeşlerden büyüğü AKP milletvekili aday adayıyken hala GS AKP ile yanyana değil demek bence naifliğin zirvesidir. Bahsettiğiniz; GS AKP’yi eleştiriyor da inandırıcılıktan uzak bir arguman zira benim babam da AKP belediye başkan yardımcısı ama inanın GS’den daha çok eleştiriyor AKP’yi.

  14. Yazan:TT Tarih: Eyl 27, 2008 | Reply

    Fuat Bey Şimdi bunları böyle gören bir habercinin bu grubun tamamiyle sansasyonel amaçlı küçük girişimlerini neden versin çok önemli birşeymiş gibi!? Orada görünen, haber değeri olan, kendi içinde tutarlı ve cesaretli olan tutum Ersoy a ait, diğerlerine değil.

    Fuat Bey’e katılıyorum. Genç sivillerin niçin bizi görmediniz gibi serzenişte bulunmasının anlamı yok bana göre…Maçlardan sonra röportaj yapılan futbolcuların arkasına geçen ve kameraya büyük bir dikkatle bakarak ekrana el kol hareketi çekenlerin durumuna benzetiyorum bunu…
    Genç sivillerin Bülent Ersoy’un yanında bulunmasının bence de fazla bir haber değeri yok.Haber değeri olan Ersoy ve konusu…Yani GS’ye yer vermek tamamen gazetenin insiyatifindedir.

    Yakın zamanda genç siviller bir italyan savcının katıldığı önemli bir etkinlik yapmıştı.Böyle önemli bir etkinliği eğer birgün gazetesi atlatıysa o zaman okurlarına karşı yanlış yapmış diyebiliriz.Haberi vermişse etkinliği düzenleyen GS’nin adını haberinde geçirmese bile olur bence…Çünkü etkinliği düzenleyen tali(ikinci üçüncü derece) durumdadır.Böyle bir tavra da dense dense kadir bilmezlik denir…

  15. Yazan:Suat Tarih: Eyl 27, 2008 | Reply

    Alper bey,

    İlk yorumunuz yukarıda duruyor ne söylediğiniz nasıl bir kategorizasyon yaptığınız belli. Ben bunun yanlış olduğunu söyledim.

    Açıklamalarınız ikna edici değil, GS’nin tek ortak paradigması demokratlığıdır.

    Tartışırken agresif davranmak mı? Hiç de öyle değilim yazıştığım kişide nasıl bir fikri arka plan görüyorsam direk söylüyorum, yumuşatıp, daha kibar olarak yaptığım tespitin içini mi boşaltayım? Kırılacak darılacak birşey yok. Bunu, daha ilk yorumunuzda GS’ye yönelik “aşırı şişmiş egosunun yavan bir kibir” vb ifadeler kullanan şahsınızın söylemeniz ise ayrı bir acayiplik olmuş benim baktığım yerden. (Ayrıca sizi İzlenimlerdeki A. Yayla-Zaman meselesiyle alakalı yorumlarınızdan biliyorum, buraya taşıyıp kişiselliştirmek istemedim, ama agresiflik konusunda -eğer önemliyse ya da bu tavır yanlışsa- benden aşağıya kaldığınızı söyleyemeyeceğim.)

    Herneyse, meseleye çok farklı baktığımız aşikar. Liberallik ile demokratlığın farkını aralarındaki ayrışmayı iyi bilirim. Sandığınız gibi katkısız çoğunlukçu ve bu anlamıyla ultra demokrat da değilim. Bu açıdan liberalizme yakınım. Ancak bazı liberaller bu konuda işin ucunu kaçırıyorlar. Ayrı bir konu.

    Yalnız bu tip kategorizasyonlar yaparken dikkat edin birisi de çıkıp 3H hareketinin bildirilerinden sizi de bir yerlere koyabilir. Mesela şu ve şu bildirilerden umrunda olmadığını söylediğiniz çoğunluğun seçimine olan müdaheleye tepki göstermenize bakarak katıksız demokrat olduğunuzu, şu bildiriye bakarak Youtube sansürünün AKP tarafından hazırlanan bir kanunla münkün olmasına rağmen bundan hiç bashetmediğiniz için AKP sempatizanı olarak etiketleyebilir. Benden söylmesi.

    Selamlar.

  16. Yazan:Alper Akalın Tarih: Eyl 27, 2008 | Reply

    Suat Bey;

    Yanlış anlaşılma olmasın; ben o kategorizasyonu, genç siviller ile yaşadığım deneyimlerden ve gözlemlerimden yola çıkarak, grubun beynindeki kişilerin eylem ve söylemlerine yansıyan hafif kıpırtıları göstermek amacıyla yaptım. Belirttiğim gibi, GS’deki herkes sosyalisttir gibi bir iddiam olmadı; o kadar basit genellemelere gitmek liberal fıtratıma aykırı..

    Sizi biraz agresif bulduğumu söyledim; nedeni de eleştrilerinzde sığ, derinselikten uzak gibi kelimeler kullanamanızdı. Eleştirim sadece buyken; bir de izlenimler.net teki tartışma çıktı ortaya. Bence bunu buraya taşımanız bile agresifliğinizin ürünü gibi geliyor ama neyse daha fazla uzatmicam. Normalde çok polemiğe girmem ama izlenimlerdeki tartışmadaki sert tavrım, biraz da fatih beyin provakatif tavrından kaynaklanıyordu.

    3H bildirilerine de aynı kategorizasyonlar gelebilir demişssiniz. Öz eleştiri yapmak gerekirse, 2007 seçimleri öncesinde AKP’ye yapılan haksızlıklar karşısında ister istemez AKP’yi çok savunduk ve şahsen ben oyumu ona attım. Youtube yasağı ile ilgili bildiride AKP’nin o yasayı yürürlükte bırakmamasını eleştirmeme konusunda haklısınız; kesinlikle eleştirmeliydik, orada bir hatamız var ama dönemin konjonkturune baktığımızda “ne darbe ne seriat” tarzı tutumlarla karıstırlmamak için o durumdan bahsetmeyi uygun görmedik. Ama aynı öz eleştiriyi GS yapabilir mi, emin değilim.

    Diğer bildirilerimiz için de; onlar halkın seçtiği kişilere saygı babında her zaman savunacağımız bildiriler. Orada çoğunluk demokrasisine övgü yerine, çoğunluğu ortaya getiren bireylerin tercih özgürlüğüne saygı var. Geçen sene azınlıklar zorbalığına karşı bir haykırışımız vardı; şu an ise çoğunluk zorbasına karşı direnişler başlamalı diye düşünüyorum..

    Sevgilerle

    Alper Akalın
    3H Hareketi Üyesi

  17. Yazan:MY Tarih: Eyl 28, 2008 | Reply

    Tartisma GS’nin ne olduguna kaydi; süphesiz gerekli bir tartismaydi bu da.

    Yanliz BiRGÜN Gazetesi’nin ayibini örtmez GS’nin eksikleri.

    4-5 GS’li vardi diyebilirdi veya hiç bahsetmeyebilirdi gelenlerden.

    Ama madem ki bahsettin, neden GS’nin adini sansürledin? Burada kasit var, bu kast BiRGÜN GAZEESi’nin asagilik kompleksiyle hareket ettigini gösteriyor.

    Bülent Ersoy’un çikisi hakli miydi? Evet. Mahkemeye verilmesi yanlis mi? Evet. GS destek vererek iyi etti mi? Evet.

    Peki BiRGüN gazetesinin GS’yi sansürlemesi dogru mu? HAYIR.

    Demek ki SOLCU BiR YANLIS “SAGCI” Üç DOGRUYU GÖTÜRMÜYOR :))

  18. Yazan:blue Tarih: Eyl 28, 2008 | Reply

    Bülent Ersoy’a destek veren 5 kişi vardı ve biz oturmuş destek verenleri tartışıyoruz. Nedir bu herşeyi-bilen-hiçbirşey-yapmayan zevat-ı kiramın liberalliği/savaş karşıtlığı/demokratlığı? Yazıklar olsun o mahkeme salonunu dolup taşırmayanlara ! Çatışmalarda çarpışıp ölen insanların sorumluluğunu toplum olarak taşıyoruz. Bu komediye bir son vermek için çırpınmak varken, oraya gelme cesareti göstermiş 5 kişiyi eleştiriyoruz? Neymiş? AKP yanlılarıymış. Bak sen… Ne büyük cürüm hakketen, cık cık !

  19. Yazan:derail Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    bunların solculuğu Amrikacılıktır..

  20. Yazan:burak Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    El insaf Burak Bey, her sey bir kenara bu habercilik değil. Çünkü haber o şekilde okunduğu zaman oylesine bir grup gibi anlaşılıyor. Halbuki bahsi geçen “grup” organize bir şekilde bu işi yapmış. Üstelik bu tepki/desteği yapan tek grup. Birgün gazetesi de bu ifade tarzıyla karşı çıktığı “hareket”lerden çokta farklı olmadığını göstermiş oluyor. Halbuki “Genç Siviller isimli savaş karşıtı grup ifadesi” bile yeterli olabilirdi. Sonuçta orada bulunan tek gruptan bahsediyoruz. Bulent Ersoyun arkasini donup bakmamasini belirtmeniz ayri bir güzellik katmiş yorumunuza. Eğer Birgün gazetesi de sizin gibi paparazzi tadında yazsaydı haber şöyle olacaktı.

    Bülent Ersoy “Ah bu savaşların gözü kör olsun”, “”Eller ayrılsa bile biz ayrılamayız” yazılı dövizler taşıyan bir grup savaş karşıtı tarafında karşılandı. Bunun yanında Bülent Ersoy da bir an olsun arkasını dönüp dövizlere bakmadı.

    Üzgünüm ama Emre bey siz de bu grubun içindeyseniz, ne kadar başarısız bir eylem gerçekleştirdiğiniz konusunda hakkınızı vermeliyim. Hatta ilk gördüğüm de bir ironi’nin söz konusu olduğunu düşünmüştüm. Yani Tv’den izleyebildiğim kadarıyla bu intiba kalmıştı bende. Ancak burada yazılanı okuduğumda telakki edebildim. Bu yüzden söylediğim sözler tam olarak çıkardığınız anlamı karşılıyor. İnsafsızlığın söz konusu olduğunu düşünmüyorum, eleştriyi hazmedebilmelisiniz.

    Selametle

  21. Yazan:afşar Tarih: Eki 6, 2008 | Reply

    Suat Bey Şu satırlar oldukça ilgimi çekti:

    Kötü niyet sezinlemesem de fazlaca naif bir söyleminiz olduğunu söyleyemeliyim. Ülke gerçeklerinden bîhaber bir liberal gibi tepki veriyorsunuz. Siyaset felsefesi ile siyaseti birbirine karıştırıyorsunuz. Tabii sizin görüşünüz ancak bence gerçekçi bir hal değil bu. Bu da benzeri düşüncede olduğunuz liberallerin niçin ülkede bir taban bulamadığının da göstergesi aynı zamanda.

    Şu “ülke gerçekleri” vurgusu (güçlendirme bana ait) pek çaya çorbaya limon, kullanışlı bir maymuncuktur.

    Ülke gerçeğini nedense hep belli bir açıdan okumak , görmek gerekiyor.
    Ülke gerçeği söyleminin temel dayanağı zaten felsefesizlik, ilkesizliktir.
    Ülke gerçeği söylemine girdiğimizde ya ifade hürriyetini yok ederek terörü önlemeye çalışmak veya ifade hürriyeti adına katliam yapmak tercihlerinden birine mahkûm oluyoruz.

    “Ülke gerçeklerinden” bahsedenler genellikle insanı “gerçeğin” oyuncağı, edilgen, karar veremeyen, irade yoksunu yaratıklar olarak görenler. Dolayısıyla “ülke gerçekçileri” sadece insana komuta edecek komutanın kim olması gerektiğini tartışan insanlar.

    “Gerçek” denen mevcut durumun bizim kararlarımızn muhtemel sonuçlarından biri olduğunu idrak edemediğimiz içindir ki durmadan “vaziyete göre” durmak, eğilip bükülmek zorunda kalıyoruz.

    Liberaller bu ülkeye ilke kavramını getirmiştir. Politikanın, yani kamusal işlerin ilkeler ve sınırlarla yürütülmesi gerekliliğini hatırlatmışlardır. Bu açıdan bakıldığında

    liberallerin niçin ülkede bir taban bulamadığının da göstergesi aynı zamanda.

    satırlarınız da bana çok naif geldi.

    Çünkü temel haklardan, hukuk devletinden, serbest piyasadan yana “değişmez” bir tavır almanın “naif” bir şey olduğunu düşünmenizin sizi, aslında Demirel çizgisine veya Bolşevik egemenliği için kan dökülmesini tahrik eden Lenin çizgisine yaklaştırdığını fark edemiyorsunuz.

    Çünkü “felsefesizliğin” doğal hal olduğunu bunun yegâne “gerçeklik” olduğunu sandığınız için Türk siyaseti sığ bir güç dengesinden öteye gidemiyor.

    Geri kalmışlığımızın sebebinin hiç acaba felsefesizliğimiz olabileceği geldi mi aklınıza?

    Felsefesiz siyasetle hangi soruna, hangi çözümü, nasıl bulabileceğimizi bize söylerseniz sevinirim. Alper’in tahlili felsefi açıdandır ve bence gayet de başarılıdır. Bu incelikte bir tahlil için “Bir saniye ben bunu düşünmemiştim!” denilecek yerde, onu felsefesiz siyaset övgülerine kurban etmek geriliğin akıl almaz bir müdafaaı gibi geliyor bana…

    Alper çok güzel cevap vermiş, “Umurumda değil!” demiş. Çünkü o, hakkı ifade etmenin, çoğunluğu elde etmekten daha kutsal bir şey olduğunu biliyor. Ne zamanki Genç Siviller de popülarizmi, eyyamcılığı, aktörlüğü bir yana bırakır o zaman belki Alper de bir” taban” bulabilir. Şimdilik Alper ve benim gibi bir iki “tabansıza” mecburen tahammül edeceksiniz.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin