RSS Feed for This Post

Ayy bu Müslümanlar da pek çirkin!

20080925_derin_dusunce_org_cirkin_dindar.jpg

Gençliğimde koşarak giderdim Gırgır almak için. Ablamla kavga ederdik önce ben okuyacağım diye. Bütün karikatüristlerin isimlerini ezbere bilirdim. Beğendiğim bir karikatürün imzasına bakmama gerek yoktu. Çizgisinden hemen tanırdım. Eski Gırgır’ları ve Fırt’ları atmaz ciltletirdim. Yıllar sonra bile güncelliğini koruyan karikatürler vardı içlerinde. 

Benim kahramanlarımdı çizerler. Benim Don Kişotlarımdı. Ellerinde kalemleri değirmenlere saldırırlardı. Ne olursa olsun doğru söyleyen erdemli abilerimdi onlar.  Limon dergisinde kendi hayatlarını yazdıklarında hayranlıkla defalarca okumuş, ezberlemiştim. 

Sultan Ahmet’teki karikatür sergilerini kaçırmazdım. Yabancı sergileri de gezerdim. Rus, Çek ve Polonyalı çizerlerin kitaplarını almıştım. “Kara mizah” diyorlardı onlara. Açılmayan makaslar, kendi anahtarını hapsetmiş asma kilitler… Baskıcı rejimlerinin açmazlarını anlatırlardı. 

Don Kişot abilerim artık değirmenleri yenemeyeceklerini anladılar galiba. Kalemleriyle benim üzerime geliyorlar. Namaz kılarken sırtımda bir acı hissedersem biliyorum kim batırıyor o kalemi sırtıma. Huzurla ezanı dinlerken birden midem bulanırsa biliyorum o satılmış mürekkebin iğrenç kokusu nereden geliyor. 

Yıllar var almıyorum sizin dergileri Don Kişot abilerim . Çünkü sizin dilinizi sizin kadar iyi biliyorum.  Bezgin Bekir’in, Hain Evlat Ökkeş’in Muhlis Bey’in “çirkinliği” ile bana, aileme reva gördüğünüz bir değil, gençler görmüyor ama siz ve ben biliyoruz. Aptal ve çirkin(!) Müslüman ben Mehmet hakkımı da helâl etmiyorum. Gözünüze, dizinize dursun harçlığımdan biriktirip size verdiğim.

MY

 Nurhayat mizah dergilerinin gerilemesini mizahçıların tek taraflı espri ve çizgilerine bağladı Asker güzel sen çirkin  adlı yazısında. Haklı bulanlar oldu ama itirazlar da geldi. “Karikatürist herkesi çirkin çizer, onun işi bu” diyen okurların ne kadar haklı olduklarını görmek için nette biraz gezdim.

Karikatür, mizah hatta geniş anlamıyla sanat, insanların kendilerinden ve kendi yaşamlarından yansımalar aradıkları bir faaliyet. Acaba Türkiye’de yaşayan insanlar ile karikatüristlerin bakışı arasında bir uçurum mu var? Mizah dergilerinin zayıflaması yoksa bu sürecin bir belirtisi mi?

Gerçeğin coğrafyasını okuyamayan siyasetçiler gibi gazeteci ve mizahçılar da kaybolup gitmeye mahkûmlar kanaatimce. Gemilerle dağlar aşılmıyor, at ile eşek ile suyun üzerinden geçilmiyor. Halkı özeleştiriye çağırmak başka şey, onun varlığını dayandırdığı değerleri aşağılamak başka.

Bir siyasi parti liderini veya namaz kılan isanları, tesettürlü kadınları çirkin çizip genel kurmay başkanını “yakışıklı” çizmek elbette bir suç değil. Ama oy alamayan bir siyasetçi gibi dergisini satamayan mizahçı da biraz düşünmeli, “yoksa ben halkımdan bu kadar koptum mu?” diye sormalı kendine zaman zaman.

Turumuza başlayalım şimdi.

20080925_derin_dusunce_org_leman.jpgGöbeğini kaşıyan, uzun kollu ve kıllı… Bu sözler size bazı köşe yazarlarını hatırlatıyor mu? Bu adam gecenin bir saatinde Tayyip Erdoğan’ı görmekten mutlu olmuş. Belli ki APK’ye oy veren biri. Kollarının belinin altına kadar inmesi, kıllı göğsü, goril gibi birbirine yakın gözleri var. Daha çok gorile benzesin diye ense ayrımı yapılmamış, kafatasının arkası doğrudan sırtına bağlanmış.

Ergenekon mağduru(!) İlhan Selçuk’a bakalım şimdi. Gözleri şaşı ama gerisi idare eder. Bıyıkları düzgün. Bizim gorilin bıyığı sanki burnundan çıkıyor. Normal. Nerde onda o zerafet?

Çağdaş ve laik genelkurmay başkanının da bir boynu var. Bakın karısı ile ne güzel dans ediyor. Arka planda ve sol  alt köşede yine çağdaş ve laik subaylar eşleriyle gülümseyerek dans ediyorlar. Ne kadar da yakışıklılar. Bir de Gül ve Erdoğan’a bakın. Dedik ya dindar veya AKP’li olmak insanı çirkin yapabilir diye. Gül ve Erdoğan’ın üst dudakları olabildiğince kalın ve kıllı tutulmuş ki iyice maymun veya goril tipi birşeye benzesin. Komutanlar ise sanki ağdalı. Cillop gibi.

Normal. Karikatüristlerin gözünde Müslümanlar evrimlerini tamamlamamışlardır henüz. Tam evrilmiş olsalardı dini terk etmeleri gerekirdi.

Çok mu sert buldunuz bu analizi? Paranoyak?

Benim çocukluğumda dükkanlarda bir resim asılı olurdu: “Veresiye veren, peşin veren”. Bu resimde iki tüccardan veresiye veren sefalet içinde, öteki ise zengin. Bunu asan esnaf ima yoluyla “sonra veririm filan yok, herkes peşin ödesin” demeye getirirdi. Şimdi şu karikatüre bir bakalım: Solda çağdaş ve laik cumhuriyet kadını, başı elbette AÇIK. Ama aynı zamanda gözleri de AÇIK, saçları da. Sağda ise (sağcı?) başı kapalı bir kadın. Mutsuz. Soldaki bulutların arasından ona bakan Ata’ya gülümsüyor. Sağdaki kadın ise gülmüyor. Kara kaşlarından esmer olduğu anlaşılıyor. Arap gibi? Kara çarşafı, kara kaşları, kara fikir ve inançları var belli. Geleceği de karanlık.

Soldaki İzmirli ya da Trakya? Ama sağdaki Doğulu. Boynu yok. Kalın kaşları ve öne uzanan çenesi ile evrimini tamamlamış havası mı verilmiş? Göz kapakları yarıya inmiş, göz altları kırışmış. Kocasından dayak da yiyordur bu şimdi. Dindar Müslüman ya. Ama ne önemi var? Karikatürist Nuri Kurtcebe onu zaten yok saymış bile. “Olmak veya olmamak…”

20080925_derin_dusunce_org_carsaflivemodern.jpgDedik ya karikatürcilerin gözünde İslâm insanları çirkinleştiren bir din. Bir de Cihan Demirci’nin gözüyle bakın duvarına Kâbe’nin resmini asmış olan şu ilkel adama. Kıllarından neredeyse önünü göremeyecek durumda. Hormonal bir dengesizlikten mi muzdarip? Yoo. Adam dindar. Evrimini bitirmemiş. Gözler yapışık. Eller de kıllı. Acaba geri olduğu için mi Müslüman yoksa Müslüman olduğu için mi böyle maymunlaşmış? Karısının gözleri yapışık, o da maymun gibi. Zaten genetik olarak kızlarına da geçmiş.

20080925_derin_dusunce_org_cihan_demirci.jpg

  

Çok fazla söze gerek yok aslında. Dişlek, gözleri yapışık, kıllı, koyun gibi dindar ve esmer Müslümanlar (= kara çarşaf? Kara bir gelecek? Kara bir din?) ülkeyi ele geçiriyor.

Zorla başı bağlanan pırıl pırıl (sarışın ve mavi gözlü) gençler, çocuğunu bu gerici ülkeye getirmek istemeyen nedense yine sarışın bayanlar, robotumsu, tektipleştirilmiş dindar kızlar…

Mizah dergilerinin satışları düşüyorsa Türkiye kendini ve inançlarını böyle görmüyor demektir. Eğer siz bu dergileri zevkle okuyor ve bu fikirleri destekliyorsanız belki de yaşadığınız çevre ülkenin geri kalan kısmından izole olmuş, elit hatta elitist bir çevredir. Türkiye’ye hoş geldiniz. Artık “bilmiyordum” diyemezsiniz 🙂

Karikatür mü bunlar yoksa Nazilerden kotarma psikolojik harp malzemesi mi?

14951.jpg images67.jpg 

normal_mhp-turban-demokrasi1.jpg

20080925_derin_dusunce_org_cirkin_turban.jpg

13_nehar_3_mehmetaslan11.jpg

rasit-turban2.jpg

dd_tablo.jpg

normal_leman_sevgililer_gunu1.jpg

normal_leman_8481.jpg

dd_1235689.jpg

dd_asker_turban_123546987.jpg

 

…Bu makale ilginizi çekti ise…

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Öğretmenlik, savcılık, soytarılık, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

 

Trackback URL

  1. 69 Yorum

  2. Yazan:blue Tarih: Eyl 28, 2008 | Reply

    Leman eskiden, “Kürtçü” bir dergi addedilirdi, bugün kendisini alkışlayanlar tarafından. Rejimle meselesi vardı, haksızlığa karşıydı, özgürlükçüydü. Mizah degilerinde hacı-hoca takımı hep çirkin çizilegelmiştir, istisnalar olsa da, bunu anlayabiliyorum. Bence olay çirkin/ güzel çiziminden çok verilen mesajlarla ve tutulan taraflarla ilgili.
    Bugün özgürlüğün sesi olması gereken bu mizahçılar darbeci, statükocu, devletçi, kemalist bir borozan tutturdular gidiyorlar. Eh konu bu olunca da, zaten içimizde yaşadığımız mizah bize yetiyor. Devletçi borozanın sesini işitmeye kimsenin kulakları tahammül etmiyor artık. Bu yüzden bu mizah dergileri dibi görmeye mahkum.
    Bu arada, CafCaf diye yeni bir dergi çıkıyor. Siteyi biraz gezindim, espriler hiç fena değil. Alternatif arayanlar için incelemeye değer:
    http://www.cafcafdergisi.net/

  3. Yazan:Mustafa Tarih: Eyl 28, 2008 | Reply

    BU karikatürler bir nevi dinden uzaklasmis olub ayni zamanda önyargilar ormaninda kendini kaybetmislerin ic dünyalarinin aks sekli…

    Toplum psikolojisinde bir kitleyi degistirmek istenirse o kitle önce fakir birakilir ve cahil sonra zengin kitleyi istediginiz hayat sekline zorlarsiniz ve medya ile fakir kitleye dayatirsiniz…”iste sende rahat ve kabullenmis sekilde yasamak istiyorsan adetlerinden dininden uzak dur”. Insanlarda tabii olarak hayat sartlarini gelistirmek arzusu olur. Onlar ister istemez zenginlerin hayat sekillerini taklit ederler.
    Roma kültürününde bircok milletlere kitlelere yayilmasi iste böyle olmustu…
    Mesele ideolojiktir. Hürriyetcilige ters düser…cünkü dayatma var.

  4. Yazan:Sever IŞIK Tarih: Eyl 28, 2008 | Reply

    Mizahın güçlü bir siyasal dil aslında. Bu dilin örttüklerinin ve açığa vurduklarının teşhir edilmesi diğer metinlerin analizi kadar önemli. Üstelik yazarlar kolaylıkla eleştirilebilirken. Karikatüristler, şarkıcı, oyuncu, manken taifesi “sanatçı” sıfatı ile dokunulmazlık zırhına bürünebiliyorlar.
    Bir karikatüre bozulmaya görün vay halinize…Mizahtan anlamaz, özgür basın düşmanı, mizahın politik içeriğinden korkan karanlık kafalı, baskıcı ve daha bilmem ne olusunuz da olusunuz.
    “Sanatçı” hakaret mi etti.. vardır bir bildiği!.. hani önceden görüyor seziyorlar ya!.. Atış serbest; aşağıla, hakaret et, küfret!..

    Ağlanacak hallerine gülüp, “öteki”nin ağlanacak haline gülüyorlar. Bir de mahalle baskısından bahsediyorlar… yahu adamlar bu kadar azaldılarsa hakkaten koruma altına almak gerekmez mi onları.
    Hani bize has bu “yerli tür” yok olmasın diyorum.

  5. Yazan:TT Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    Gırgır dergisinin devamı olan Le(nin)Ma(rx)n dergisi gırgırdan ve resmi ideolojiden miras kalan dinar insanları karanlık ve gerici gösterme hastalığını devam ettiriyor.
    Söz mizah dergilerinden açılmışken Gırgır ekolünün devam etmemesinin sebepleri ne olabilir diye düşününce ilk anda aklıma gelenler şunlar olabilir:

    1-Halkın bilinçlenerek karikatürüstlerin acınacak hallerini görmeleri ve kendi değerlerine küfreden kendinden kopuk bu insanları finanse etmek istememesi…

    2-Gırgır’da belli bir seviyenin tutturulmuş olması ve ideolojisi bir yana özünde güldürmek amacıyla kaliteli çizimler yapılması.

    3-Yetmişlerin yokluk yılları ve seksenlerdeki darbe sonrasının ezilen halkının muhalefete, gülümsemeye ihtiyaç duyması ve bunu da tutunduğu az sayıdaki mecralardan birisi olan ve yine sayıları az olan mizah dergileri ile sağlamaya çalışması…

    4-İdeolojisi iflas eden Leman’da cinsellik,küfür ve bayalığın bir karikatürün temel öğeleri zannedilmesi…(Gırgır bu konuda genellikle muhafazakardı ve cinsellik fırt dergisinde işlenirdi)

    5-Kaliteli mizahçıların usta kıvamına geldiği anda medyanın para ve şöhret getiren değişik alanlarında(sinama-tv oyunculuğu,radyo,standup,..) faaliyetlere yönelmesi…

  6. Yazan:Deniz Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    Takıntı yaptığınız, kurcaladığınız, altında daima bir bit yeniği aradığınız ve alındığınız şeyler o kadar komik ki..

    Leman dergisinde senelerden beri bu tip çizimlere rastlamışımdır. Ne var bunda? Nedense tüm yazılarda hep bir demagoji. Hep bir garip yazı üslubu. “Don Kişot Abilerim…”

    Herneyse, yazım şekliniz beni ilgilendirmiyor sonuçta.

    Komik geliyor ama işte. Cem Yılmaz’ın da gösterilerinde hep anlattığı gibi, “doktorları çizeriz doktorlar ayaklanır, avukatları çizeriz avukatlar ayaklanır, biz böyle değiliz Cem Bey”.

    Evet belki siz öyle değilsiniz ama öyle olanlar da var işte. Yok mu? Çıkıp Fatih’te, Çarşamba’da dolaştınız mı hiç?

    RTE’de, Gül’de çizildikleri gibi değiller mi sanki?

    İnsanlar çirkin olmaz bence. İçlerinin çirkinlikleri yüzlerine vurur.

    İslamcı kesimi çirkin, öcü gösteren de karikatüristler değildir. İslamcı kesimi çirkin gösterenler, İslamcı gözüken, islam’la, dinle, Allah’la aldatan, kul hakkı yiyen, korumaya kalktığınız o insanlardır.

    Bugünlere kadar bu şekilde ayrımlar var mıydı hiç? Türban meselesi, din meseleleri hiç bu kadar ayrımcılığa yol açmış mıydı?

    Sayelerinde oldu. Ve sayelerinde artık ben de dinci tayfadan, hacı hoca kılıklı, şalvarlı, sakallı o çirkin adamlardan, türban takıp daracık kot giyen, boya küpü suratlı kızlardan, hepsinden ama hepsinden nefret ediyorum.

    Dünkü milliyet gazetesinde Bosna’da ki bir müftüyle röportaj vardı. O ne güzel bir adamdır öyle. Hutbelerinde Dostoyevski’den de, Hz. Muhammed’den de sözler kullanan, country müziği dinleyen, hoşgörülü, güzel yüzlü, gülen yüzlü bir din adamı.

    Sizce de böyle olunması gerekmiyor mu? Bizim ülkemizde bulunan çoğunluk bu Bosna müftüsü gibi de bizim karikatüristlerimiz mi çarpıtıyorlar?

  7. Yazan:elif dedim Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    Evet malesef firt gibi nizah dergilerini ben de cocuk yaslarda alir okurdum…

    Ve bu zararli nesriyatlarin bilinc altima empoze ettigi din dusmanligi gibi tesirlerin etkisiyle daha cocuk yaslarda tesettur karsitiydim…

    Neyse ki dogru insanlarla ve guzel abilerimle tanistim da egriyi dogruyu ayirabildim cok sukur…

    Allah herkese boyle guzel abiler nasip etsin. Mehmet Abi…

    Saygi ve hurmetlerimle

  8. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    Bütün müslümanları homojen tek bir kalıp olarak gördüğünüz için yanlış tespitler yapıyorsunuz.

    1:Öncelikle Gül ve Erdogan, müslümanlıklarından bağımsız olarak politikacıdırlar, hem de yolsuzluklar, kayıp trilyonlara bulaşmış politikacılar ve esas olan, Salih Memecan gibi iktidarı güzel çizme gayretinde olmanın yalakaca tavrıdır.
    Tansu Çiller,Mesut Yılmaz gibi politikacıları da Leman’ın “çirkin” çizdigini hatırlarsak buradaki müslümanlık vurgusu yanlış tespite dönüşüyor.

    2:Müslümanlık=zencilik gibi sınıfsal farklılıkların beline kazmaya vuran yaklaşımlar gene yanlış tespitlere yol açar.
    Kandilli’de bogaz manzaralı evinde oturan Müslüman kadın evine temizlige gelen kadına ve onun “kıllı, beyaz atletli”kocasına “ayy bu ‘diger’ müslümanlar da çok çirkin mi diyor misal?

    3. “ayy bu müslümanlar çok çirkin” diyebilmek için müslüman olmamak gerekir. AKP=müslüman ise ve çirkin gösteriliyosa bence bir hayır yapıp bayram öncesi hazırlıgını yapan chp’li müslümana “durun, siz müslüman degilsiniz, boşuna camiye gelmeyin bayram namazı falan, zaten oruçlarınız da nafileydi, biz onları saymadık imza bu ülkenin Allah’ın avukatlıgını yapan müslüman halkı(haşa sesleri mi duyuyorum?)” deyin.

    4. Muhafazakar basın Türkan Saylan’ın özellikle en çirkin fotogralarını yayınladı.
    Okurlar da bununla ilgili yorumlat yaptı. Aynı şey Deniz Baykal dahil birçok insan için geçerli. Bu sanırım güzellik ve çirkinligign ne derece göreceli ve kişiye baglı oldugunu hatırlatan o eski estetik kuramını akla getiriyor.

    5.Sanatçının dokunulmazlık zırhına bürünmesine bozulanlar var sanırım yorumlara bakınca.
    Acıklı.

    6:Çok seslilige neden bu kadar düşmansınız?

  9. Yazan:snowqueen Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    Tuzla’da insanlar müslüman oldugu için ölmedi,
    maden ocaklarında müslüman oldugu için göçük altında kalmadı. Sokakta bir işportacı Kürt kimilerie “çirkin” geliyorsa bunun müslümanlıkla ilgisi yok, sınıfsal konumla ilgisi var.Hiç çarpıtmayın.

    Kaldı ki, siz büyük şirketlerdeki işleriniz, arabanız, tipik orta sınıf ahlakınız ve ailenizle yaşarken Leman vb. dergiler ve onların müzik+politika icerikli dergileri sizlerin kenarından geçemeyeceginiz mahallelerde hayatın (begenseniz de begenmeseniz de) içindeler.

  10. Yazan:TT Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    Bütün müslümanları homojen tek bir kalıp olarak gördüğünüz için yanlış tespitler yapıyorsunuz.
    Bütün müslümanları homojen gören Leman vb. dergiler değilmi?..Bu dergilerde olumlu çizilen bir dindar tiplemesi gösterebilir misiniz?..

    **
    esas olan, Salih Memecan gibi iktidarı güzel çizme gayretinde olmanın yalakaca tavrıdır.Tansu Çiller,Mesut Yılmaz gibi politikacıları da Leman’ın “çirkin” çizdigini hatırlarsak buradaki müslümanlık vurgusu yanlış tespite dönüşüyor.
    Marifetmi bu dediğiniz..? Demek ki sadece dindarları değil tüm sağı homojen tek kalıp görme eğilimi varmış…Bu daha da vahim..

    “ayy bu müslümanlar çok çirkin” diyebilmek için müslüman olmamak gerekir.
    İrtica derken müslüman derken kastedilenin dindarlar olduğunu anlamak bu kadar zor olmamalı..Zorlayın biraz

    Muhafazakar basın Türkan Saylan’ın özellikle en çirkin fotogralarını yayınladı.Okurlar da bununla ilgili yorumlat yaptı. Aynı şey Deniz Baykal dahil birçok insan için geçerli.
    Özellikle böyle yapılıyorsa yanlış.Tıpkı sizin Lemancıların bir yanlışını gerekmediği halde savunmaya geçmeniz gibi…Hem tüm laiklerin en çirkin fotoğrafları seçilmediğine eminim.Bahsettiğiniz Deniz Baykal jön gibidir.İstese de çirkin poz veremez.Türkan Saylan’da hastalığı dolayısıyla son yıllardaki aktüel resimlerinde öyle çıkıyor olabilir.

    Sanatçının dokunulmazlık zırhına bürünmesine bozulanlar var sanırım yorumlara bakınca

    Sanatçı dedikleriniz eleştirilince faşistler yada diktatörler gibi neden dokunulmazlık zırhına saklanıp bozuluyor?…

    Çok seslilige neden bu kadar düşmansınız?

    Tüm dindarları aynı kefeye koymanının adı nasıl çok seslilik oluyor açıklar mısınız?..

  11. Yazan:Levent Cetin Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    Blue’ya katiliyorum. Ek olarak bazi gozlemlerimi de katayim. Tamamiyle subjektif.

    * Leman’in antimedya sayfasini zevkle okurdum. Simdilerde o sayfalari hazirlayanlar TV’de uyduruk dizilere senaryo yaziyorlar.

    * Cem Yilmaz da oradan geldigi halde politik espri yapmiyor ve durusu oldukca iyi. Herhangi bir grubu rencide etmeyecek kadar dikkatli.

    * Dindar kesimle politikacilari birbirine karistirmamak gerekir diye dusunuyorum. Mizahcilarin ozellikle iktidarla dalga gecebilme hakki onemli.

    Cizerler oraya 18-19 yaslarinda gelen “cizmeye” yetenekli cocuklar. 30 yaslarinda gelip de kitap okumus, sindirmis olanlari pek yok. Egitim sistemimizden cikip oradaki agabeylerinin muhabbetleri sayesinde algilari da sartlaniyor. Orada kendilerine sorun gibi gorunen seylerle ilgili seyleri ciziyorlar. Harp malzemesi degiller direkt olarak ama, egitim sisteminin yarattigi amorf yaratiklar.

    Toplumdaki her sey gibi mizahimiz da toplumun genelinin gelismislik duzeyine ayna tutuyor. Yalnizca bir kesime degil.

  12. Yazan:MY Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    Levent Bey,

    Sizin yorumunuzu okurken aklima geldi,
    Sanirim LEMAN idi, bir “altin lale” 🙂 ödülü veriyordu özellikle satilmis medya elemanlarina, yanlis mi hatirliyorum?

    hakikaten protest takiliyorlardi bir zamanlar, çok yazik oldu 🙁

  13. Yazan:Levent Cetin Tarih: Eyl 29, 2008 | Reply

    Evet Mehmet Bey,

    Haftanin laleleri yil sonunda Yilin Lalesi’ne aday olurdu. Okurlar secerdi.

    18 Yasindaki biri icin gayet iyiydiler. Ama hep ayni yerde kaldilar. Saclari anneleri nasil taradiysa oyle duruyor.

  14. Yazan:Nurgül Kaner Tarih: Eyl 30, 2008 | Reply

    Solcuların bütün dertleri kitap okumak, sanatla uğraşmaktı.
    Sağcıların bütün derdi de üç beş kuruşu bir araya getirip, daha büyük iş yerleri açmaktı.
    Ama bu arada çocuklarını da okullara gönderiyorlardı. Onlar da okullarını üstün başarı dereceleri ile bitirip babalarının emeklerini boşa çıkarmadılar.
    Ben bu yaşa geldim, sağcı olup karikatür çizen birine rastlamadım.
    Sağ kapital olarak ayakları üstüne bastı, iktidarı da kaptı. Sıra geldi yazar, çizer ,sanatçı, aydın tabakasını oluşturmaya. yakındır. Bu dergilerin tamamına on basacak, satışı hepsini sollayacak sağ kökenli mizah dergileri de çıkacaktır.

    Şimdi sol değerleri zihninde barındıranların, tutup da solcuları çirkin ,sağcıları güzel betimlemesini beklemiyorsunuz her halde?
    İyi, yakında kıvırcık kafalı, pasaklı, tipsiz,daracık kotlu, yayagaracı, itiraz ediyorum modunda, çözümsüz, barbar solcu betimlemelerine hazır olun.

  15. Yazan:Levent Cetin Tarih: Eyl 30, 2008 | Reply

    Bu ulkenin solu hicbir zaman sol olmadi ki. Burada hep sag olmayana sol dendi. Sagi sag oldu mu diyeceksiniz. Ona da siz karar verin.

  16. Yazan:Emre Tarih: Eyl 30, 2008 | Reply

    Selamun Aleyküm;

    Herkesin Ramazan bayramı mubarek olsun.

    Ben daha mizah dergisi göremedim. Her dönem 2-3 yazar-çizer olmuştur gerisinde bişe yok. Ben gencim, belki eskiden vardı da duymadım.

    Allah’a emanet olun…

  17. Yazan:mtlysmnhs Tarih: Eki 1, 2008 | Reply

    Belki de herkesin bildiği ama kimsenin dile getiremediği bir konuyu kağıda dökmeniz çok güzel. Bunun önyargılı olmanızla da bir alakası yok, karikatürler ortada. Maalesef her yerde bu ön yargı müslümanlara karşı var bir de pis çiziyorlar Allah aşkına! beş vakit namaz kılan bir insanın pis olması mümkün mü…?

  18. Yazan:derail Tarih: Eki 1, 2008 | Reply

    bu kadar HALKINA KİN VE KAN KUSAN bir medya olsa olsa Amrikacı ve İsrailci ve dolayısı ile Amrikacı komünist medya olabilir ..REZİLLER.

  19. Yazan:mizahın kılıçı Tarih: Eki 1, 2008 | Reply

    zenginin parası varsa , yoksulun mizahı vardır, mizah, yoksulun, mağdurun silahıdır, böyle kalabildiği sürece sanattır, yoksa güldürmecedir, cem yılmaz ve varyantlarının yaptığı gibi güldürmecedir.

  20. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Kas 15, 2008 | Reply

    Alper Görmüs’ten:

    Fakat Türkiye gibi bir ülkeden söz ediyorsak, mizahçılar kendilerini “normal” bir ülkenin mizahçıları olarak göremezler, görmemelidirler. Burada, hakiki bir muhalif mizah, “siyasi iktidar”la birlikte “devlet iktidarı”nı ve onun ideolojisini de gırgıra almaktan geçer. Yoksa, çekiver kuyruğunu, gitsin…

    Birikim dergisinin Temmuz-Ağustos sayısında Tanıl Bora’nın “Beynelmilel” ve “O… Çocukları” filminin yönetmeni Sırrı Süreyya Önder ile yaptığı bir söyleşi vardı. Önder’in, Bora’nın bir sorusuna verdiği cevabı aktarınca yukarıdan beri anlatmaya çalıştığım şeyi daha iyi anlayacaksınız:

    “30 Ağustos 2007’de yapılan zafer balosuna, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan, eşleri olmadan katıldılar. Ufuk Uras, eşsiz olarak bile davet edilmemişti. Bu, baloyu düzenleyenlerin dayattığı bir zorunluluktu. Çünkü kadınlar başörtüsüyle kabul edilmiyorlardı.

    “Ertesi hafta çıkan bütün mizah dergileri Abdullah Gül ve R. Tayyip Erdoğan’ı birlikte, erkek erkeğe dans ederken hicvediyorlardı. Onların bu zorunlu ‘single’ durumlarından mizah çıkartmışlardı. Kadınların hayata dahil edilmemesinden kaynaklanan durumlar bir başka zamanın ve durumun konusu olabilir, olmalıdır da… Halbuki o gece, balo şöyle bir trajikomik seyir izlemişti. Bir protokol subayı, ilk dansı yapmaları için, Genelkurmay Başkanı ve eşine yaptığı çağrıyı ‘Arz ederim komutanım!’ diyerek bitirmiş ve komutanla eşi dansa başlayıp, üzerinden makul bir süre geçtikten sonra, rütbe ve kıdem esasına göre, sırasıyla diğer komutanlar dansa dahil olmuşlardı. (…) Hiçbir mizahçı bu absürditeye kayıtsız kalamaz. Böyle bir sahne Beynelmilel filminde, bu balo yapılmadan önce aynen canlandırılmıştı.

    “Politik mizah ‘vurun abalıya’ değildir! Absürd olanı yakalamak konusunda mizahçılarımız giderek ya reflekslerini kaybetmektedirler ya da kolayına kaçıp abalıya vurmaktadırlar. Politik mizahın gerilemesi, egemenlerin manipülasyon gündemlerinden etkilenmeyle doğru orantılıdır.”

    Majestelerinin mizahı…

    Ben, Önder’in bıraktığı yerden devam edeyim: Bu dergilerden birinin ertesi yılki resepsiyonu (30 Ağustos 2008) anlatan kapağının spotunda “Bu yıl resepsiyonda dans yoktu” ibaresi vardı; aşağıda da genelkurmay başkanını aralarına alıp halay çeken Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan figürleri… “Bu yıl resepsiyonda dansın olmaması”, muhtemelen önceki yılın tatsız görüntülerinden rahatsız olan Genelkurmay’ın bir uygulamasıydı. Yani mizahçıların Gül ve Erdoğan’ın “zorunlu ‘single’ durumlarından mizah çıkarmaları” karşısında, kendi tasarrufunun sonuçlarından birinden rahatsızlık duyan bir Genelkurmay görüntüsü… Dergi, Gül ve Erdoğan’ı resepsiyonun “çağdaş” bir performanstan mahrum kalmasının sorumluları olarak görüyor ve eleştiriyor mu, tam bilemedim. Fakat çizgilerde, o günlerde “iktidar”la iyi ilişkilerle anılan yeni genelkurmay başkanına “kankalık” eleştirisi yapıldığı bariz. Oysa yeni genelkurmay başkanından “tokat gibi sözler” gelseydi, hiç kuşkusuz kapakta 27 Nisan muhtırasından sonra Leman’ın kapağını süsleyen sevindirik karikatüre benzeyen bir şeyler görecektik: Gnlkrmy: “Tayyip n’aber”… Tayyip: “N’oolsun…”

    “Devlet”in sevdiği mizahının “odağı” Leman dergisinin iki “türban” kapağını da hatırlatmak isterim size:

    Bunların birincisinde, Anayasa Mahkemesi’nin “türbana üniversitelerde geçit vermeyen” kararı işleniyor. Kapak spotu: “Anayasa Mahkemesi, türbanı yüksek okullarda serbest bırakan Anayasa değişikliğini iptal etti. Bu, AKP’nin kapatılması için en önemli dayanak noktalarından birini oluşturuyor…” Çizgi ikiye bölünmüş. Bir tarafında Meclis ve milletvekilleri, öbür tarafında ise bir balkonda, onları da gören iki Anayasa Mahkemesi üyesi… Milletvekilleri -ki biçimsiz, bıyıklı ve sakallılar- bağırıp çağırarak kararı protesto ederken ellerinde kadehlerle içkilerini yudumlayan, kılık-kıyafetlerinden ve ifadelerinden “çağdaşlık” ve “aydınlanmışlık” akan iki üyeden biri sakince şöyle sesleniyor onlara: “Merabalar, siz de mi partiden sıkıldınız?”

    Sizlerle paylaşmak istediğim ikinci karikatür, onu aktaran internet sitesinde şöyle tanımlanıyordu: “Hamile bir kadının karikatürize edildiği kapakta, türbana getirilmek istenen serbestlik ince mesajlarla eleştirilmiş…”

    “İnce mesaj” şu: Hamile kadın, doktorundan doğacak çocuğun cinsiyetinin kız olduğunu öğrenince şöyle der: “Kız mı?.. Böyle türbanlı, kapalı bir Türkiye’ye kız getirmek istemiyorum Turgut!..” Kocası: “Müsterih ol. Laikliği delemezler sevgilim!..”

    Derginin çizgisini bilmeseniz, karikatürün, bir “zır laiklik” eleştirisi olduğunu düşünmeniz işten bile değildir; hatta aklınıza başka hiçbir şey gelmez. Fakat ne yazık ki, bu, mizahçılarımızın aklına bile gelmez. Oysa zır laiklik, buradan doğan paranoyalar ve tabii uçsuz bucaksız bir mizah alanı olarak militarizm ne fırsatlar sunar yararlanmak isteyene…

    Bir gün böyle bir mizahımız olacak mı acaba?

  21. Yazan:bedr Tarih: Kas 15, 2008 | Reply

    iyi de, aşırı dinciler gerçekten böyle gözüküyorlar ki! çıkın sokağa bakın bakalım!! aynen burada çizildiği gibiler!

    bir de şu var tabii, karikatür vs gibi işlerle hep sol görüşlüler uğraşır!! gayette normal bu. sağcılar kahvelerde oyun oynarlar boş boş. kitap filan okumazlar, cahildirler. solcular kitap okurlar, sanatla ilgilenirler, daha açık görüşlüdürler. dinciler ise hiç bir şeyle uğraşmazlar, ilgilenmezler, akılları fikirleri kafalarını örtmek filandır. türban peşinde koşmaktan okula bile gitmezler.

    bunlar gerçek ki! neden kızıyorsunuz. ortalık laden gibi erkekten geçilmiyor! sakallarını kesip Atatürkün getirdiği gibi yaşayıp giyinseler hiç sorun olmaz.

    yani bu koyduğunuz karikatürlerde kim nasıl çizildiyse gerçekte de öyleler.

    mesela şeriatçı üzmezin tipi berbat ve gözlerinden okunuyor ne olduğu!

  22. Yazan:burak Tarih: Kas 17, 2008 | Reply

    Bir mizahçının beğenmediği, eleştirmek istediği olayları, kavramları, insaları çizmek istemesi kadar doğal ne olabilir ki? Karikatür tamamen kişinin hayal dünyasının kağıda spontane zuhurudur. Şahsidir, benazirdir. Keza başörtüyü dinin gereği sayan dindar bir karikatürist de emin olun yukarda gördüğünüz karikatürlerden çizmez. Sorun ne, anlamadım ben. Eleştirilmek, beğenilmemek de mi sorun mu teşkil etmeye başladı?

  23. Yazan:Compos Sui Tarih: Ara 5, 2008 | Reply

    Zamanı kokutanlar mürteci diyorlar bana!
    yükseldik sanıyorlar alçaldıkça tabana…

    Usta Şairimiz Necip Fazıl’ın dizeleri Leman’ın ve Cumhuriyetin engelli karikatüristine iyi bir cevaptır herhalde. Kur’anı aklın önündeki tek engel, başörtülüyü domuz, Kelime-i Tevhid’i çöp olarak betimleyen bir zavallıya alay ettiği kutsaniyetlerin sahibi elbette hakettiği cevabı verecektir..

    Bu ülkede İslam’a hakaret sudan ucuz. Fakat Laik bir yazarın belgeseli -Mustafa- gerçekleri içermesine rağmen hedef tahtasına dönüştürülüyorsa bizim din ve tabu anlayışımızın nasıl dejenere olduğu- edildiği-ayan beyan ortada…

  24. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Ara 5, 2008 | Reply

    Mehmet Bey,elinize sağlık.Kendilerini sanatçıdan sayan,sözümona ezilmişlerin yanında olduğunu iddia eden,demokratlığı kimselere bırakmayan sahte solcuların ayıplarını bir güzel yüzlerine vurmuşsunuz.Bana göre bu tiplerin kendi vatandaşının gözüne bayrak sokup sallayarak solculuk taslayan zihniyetlerden hiçbir farkı yok.Çünkü böylelerinin demokratlığı(!) her inançlı insanı vebalıymış gibi görmekten öteye geçmez.Bütün marifetleri bundan ibarettir.

    Ama yok öyle yağma!Artık insanlar bu ikiyüzlülüğe itibar etmiyor.Yani inançlı insanları inançlarından ötürü her fırsatta hor görüp aşağılayacaksın,ergenakoncu abilerine gelince sempatiyi esirgemeyip alkışlayacaksın; ama demokrat diye ortalıkta cirit atmaya da devam edeceksin.Geçiniz efendim,buna kargalar bile güler!

  25. Yazan:jadederail Tarih: Oca 13, 2009 | Reply

    Leman derrisinin hiç Ergenekoncuların üzerine gider bir yanı niye yok ??? İsrail ve Amrikanın düşmanlarını (müslümanları) kendine ortak düşman olarak görüyor ve onlara (müslümanlara ) saldırı ve hakaret ve iftira kampanyaları düzenliyor NİYE ???
    Leman HALK DÜŞMANIDIR..

  26. Yazan:mistic garden Tarih: Nis 30, 2009 | Reply

    SON derece iğrenç bir önyargı burda günümüzdeki kemalist olduğunu zannedenlerin ne kadar saplantılı ve son derece yobaz kendisinden başka hiç bir ideolojiye imkan tanımıyacak zihniyetlerin hastalıklı düşüncelerle yaşadığının göstergesidir. Ben yukardaki çizimleri bir sanat olarak değerlendirmiyorum sanat hakaret ve aşağılamaya değil insanları barışa eşitliğe özgürlüğe çağırmak için vardır bence leman dergisi çizerlerinin ve fikir adamlarının topluca terapi görmesi gerekior ben ateistim ama baş örtülülerin üniversiteyede her yere girmesine saygıyla bakıyorum kendim bir eşcinsel birey olarak onların ayrımcılığa tabi tutulmasıyla bu ülkede biz eşcinsellerin ayrımcılığa tabi tutulması aynı. Müslümanlar bu ülkenin gerçeği hemde çoğunluk bir gerçeği bunu kabul etmeyen insanlar somut gerçekten kaçıp elit olduklarını zanneden soyut kavramlar üreterek aslında post modernizm ve modernizmin nekadar gerisinde kaldıklarının farkında değiller yaşasın özgürlük yaşasın kendi istekleri doğrultusunda hayatlarını yaşamak isteyenler ve kahrolsun sistemden beslendikleri için sistemin eleştrilmesini istemeyenler ve kahrolsun bozuk zihniyetli hastalıklı beyinler umarım bu söylediklerime kendilerini dahil edenler kendilerini iice bir tımar eder

  27. Yazan:emir şenol Tarih: May 22, 2009 | Reply

    güzel müslümanlar da var
    şeyh eşleri .türkiyede şeyh eşlerine özenen türedi zengin dinciler ve eşleri.idarecilerimizin sayın eşleri -pahalı elbiseleriyle ve takılarıyla-
    lütfen onlarada yer veriniz .
    selam ve sevgilerimle

  28. Yazan:cemile bayraktar Tarih: May 22, 2009 | Reply

    Mehmet,ben bu yazınızı okumamıştım.Nurhayat’ın dikkat çektiği bir gerçeklik üzerinden konuya değinmeniz iyi olmuş.

    GırGır,görünce aklıma çocukluğum geldi.Benim çocukluğumda bu tarz yayınlar bizim evde yasaklı yayınlar muamelesi görüp,’ayıp dergi’ diye etiketlendiği için ben sadece ‘özgür’ alan anneanne evinde okuyabiliyordum.Tabii yıllar sonra o anneanne de ‘yasakçı’ oldu,o ayrı konu:)Hatta arkadaşımın ne olduğunu sorduğum bir argo tabire ‘bilmiyor musun?Gırgır’da geçiyor’ açıklamasından sonra ‘sen hiç okumadın mı?’ deyince eski yılların bilinçdışı etkisiyle yok demiştim,şaşırmıştı.Meğer okuyormuşum.Hakkımı haram edecek kadar çok değil tabii.Teşekkürler baba,bir kez daha teşekkürler 🙂

  29. Yazan:herackles Tarih: May 23, 2009 | Reply

    Ben de okumamistim bu yazinizi lakin Leman’in durumu ortada. Leman’dan Penguen’e ve oradan da Uykusuz’a gecen bir grup var. O bahsettiginiz “kayip ruh” oralarda fazlasiyla yasiyor bence. Ne kadar takip edebiliyorsunuz bilmiyorum ama…

    Bir de Hizmet’in Zaman’inda cizen Dagistan Cetinkaya var ki, kendisi Girgir’a da ugramistir, tadindan yenmez!

  30. Yazan:Hakkı Bentek Tarih: May 23, 2009 | Reply

    Yukarıdaki çizimlerde çizilen şahısların hepsi Müslüman.

    Güzel çizilmiş olanlarda, kötü çizilmiş olanlarda, Hatta o dergilerin içindeki hemen hemen bütün karikatürlerde (Obama’yı falan çizmemişlerse) ülkemizden karakterler, dolayısı ile Müslümanlar yer alır.

    Aşırı dindar çizerken, elbette aşırı dindara benzetmek gerekir.

    Aşırı dindarlar da genellikle (karikatürsel açıdan) görünüm olarak uzun sakallı erkekler ve aşırı örtünmüş bayanlardır. Bu başka nasıl çizilir ?

    İsterseniz iki melek kanadı ve bir hare eklesinler…

    Ben çizimlerle Müslümanlara hakaret edildiği konusuna katılmıyorum.

    Ha bu çizimler ile bazı şahıslara hakaret edilmek istenmiş olabilir. Çizimlerin içeriğinden kaynaklı bazı yanlış mesajlar olabilir. Bunlar bence ayrı bir tartışma konusu.

  31. Yazan:Serkan Çekiç Tarih: May 23, 2009 | Reply

    Bu pek doğru bi yazı gibi gelmedi bana. Şimdi bazı dergilerin dincileri o rahatsız edici şekilde gösterdiği tartışılmaz. Fakat karikatürde abartma sanatı hakimdir. Bundan önceki sol başbakanların çizimleride öyle ahım şahım değildir. Askerlere gelince asker diyince insanın aklına geniş çeneli geniş omuzlu insanlar gelir zaten bu sadece türkiye de değil dünya da böyledir. Kaldıki mizah dergilerinin popülerliğini kaybettiği falan yok belki siz gençliğinizi yitirmişsinizdir zira ben halen penguen ve uykusuz biriktiren çok sayıda kişi tanıyorum. Belki eski dergilerden eser kalmamıştır fakat mirasçıları vardır. Ancak ortada laik çağdaş diye tabir ettiğiniz bir kesim varsa şüphesiz mizahçıların büyük bölümü o kesime dahildir ve ben de birey olarak laik ve çağdaşlık yanlısıyım bunun neresi yanlış onu da anlamadım. Hem bir sanatçının sanatı eleştiri üzerine kuruluysa tarafsız olmasını bekleyemezsiniz. Kendi siyasi düşüncelerini tabiki sanatına yannsıtacak. Ancak daha sağlam eleştirilerle gelmenizi dilerdim bir çok karikatürist marksıda saç sakal karışık çizer gözleri bitişik çizmekse tamamen o karikatüristin tarzıyla alakalıdır mesela uğur gürsoyun bir karikatürünü alıp, bakın dindarı koca kafalı çizmiş demek gibi bir şey bu. Sanata karışılmaz. Madem bunları beğenmediniz dinci kesiminde cafcafı var onu biriktirin. Yani tek taraflı bir durumda değil.

  32. Yazan:cemile bayraktar Tarih: May 23, 2009 | Reply

    Hakkı bey,

    sizin gibi ne olduğu ya da ne olmadığı konusunda renk belli etmek istemeyip bağıra bağıra ben buyum diyen insanlardan her mail gurubunda ve her paylaşım platformunda var biliyor musunuz?Mesela Küyerel’de sizin gibi iki kişi var acaba burada müstar isimle mi yazıyorlar demekten kendimi alamıyorum.Yaklaşım olarak aynısınız ve sizler görmek istediklerinizi olduğu gibi değil de görmek istediğiniz şekilde yaklaşıp subjektifliğin arş-ı alasına çıktığınız zamanlarda aklıma hep sevdiğim o parçanın nakarat kısmı geliyor,nedense?

    little things give you away
    little things give you away
    little things give you away
    little things give you away

  33. Yazan:durhat Tarih: May 23, 2009 | Reply

    Gerçekten de şaşırıyorum bazı tiplerin tarafgirlik kıskacına bu denli kendilerini kaptırmalarına.Hayretler içinde kalıyorum.
    Ergenekon tartışılır mübarekler avukatlıkta birbiriyle yarışır.
    Kemalist bir yazar mı eleştirildi?Hepsi birer ifade özgürlüğü yanlısı kesilir.
    Şimdi de adı geçen dergiyi nasıl da hararetle savunuyorlar.
    İyi hoş de bu gönüllü ifade özgürlüğü yanlılığ eleştiri başka yerden gelince neden böyle kuyruklarına basılmış hissiyatıyla tepki verilir.
    Madem eleştiri bir hak,herkes için geçerli olmalı.
    Ama yok!Aman ha kutsallarına dokunulmamalı!
    İdeolojik bağnazlık sen neleri kadirmişsin.
    Nasıl da adamı rüzgar gülü savururmuş meğer.
    Geçtim müslümanları,hadi alıntı yapılan karikatürlerdeki tüm karekterlerin müslüman,yani öyle sanıldığı gibi bir ayrımcılık kaygısının boş olduğunu varsayalım.
    Peki aynı eleştiri farklı biçimde gelişseydi Serkan Çekiç,Hakkı Bentek gibileri nasıl karşılardı durumu acaba.Mesela Büyükanıt’ın çok çirkin Erdoğan’nın ise abartılmadan çizilmesi durumunda yapılacak bir eleştiriye nasıl tepki verirlerdi.Merek ediyorum şimdi yaptıkları gibi cansiperene bir savunuya geçecekler miydi?Doğrusu hiç sanmıyorum.Sanmıyorum,çünkü yazdıkları bunca yorumda bir kez olsun bozuk saat gibi olsa bile zerre şaşmadılar.
    Yahu vicdan,ahlak,objektiflik,doğruluk bu mu ya!
    Allah rızası için karikatürler yukarıda duruyor “bir kez olsun komplekslerinizden kurtularak bir bakın” derim.Bariz,çıplak gerçek ben buradayım diyor.Bunu görmemek için gerçekten kör olmak lazım.
    Yazık bu taraf anlayışıyla nereye kadar ve kime ne sağlıyor?Bir bilebilsem.

  34. Yazan:ali duman Tarih: May 23, 2009 | Reply

    Mizah; mazlumun, zulmedene karşı en büyük kozu ve silahıdır. Ancak ne varki herşey kirlenirken mizahta payını aldı ve genelde cebini doldurmanın aracı haline geldiği gibi özelde de iflas etmiş resmi ideolojinin paradigmasına payandalık görevini üstlenmiştir.

    bir dönem yılın lalesi ödüllerinde kendi içinden cem yılmaz’ı yılın lalesi seçen Leman, bence yukarıdaki karikatürler nedeniyle yılın lalesi olmayı bizzat kendisi hak etmiş oluyor.

    bu mizah anlayışında ezilenin yanında olmak gibi bir durum olmadığı gibi, zulmedene yandaş olma durumu mevcuttur, hemde çok net ve çok açık. (banal ırkçılığın,banal ulusalcılığın, banal milliyetçiliğin -konu mizahta olsa- gidebileceği yol buraya kadardır)

  35. Yazan:Serkan Çekiç Tarih: May 24, 2009 | Reply

    Durhat bey in benim hakkımdaki fikirleri her zaman ilgimi çekmiştir zaten kendisi tarafından şimdiye kadar faşist, kemalist, statükocu ilan edilmişliğim var. Ne var ki ortada bazı gerçeklerde var. Mesela bir çok yorumda AKP nin ekonomi politikasını savunmuşluğum vardır. Şahsi fikrimcede AKP şu anki partiler arasında ülkeyi yönetmeye en uygun olanıdır. Kısaca nasıl bir tarafsam beni böyle çizmeleri ya da daha önce defalarca politikalarını desteklediğim partinin karakterlerinin böyle çizilmesi beni rahatsız etmiyormuş da başka türlü olsaymış hemen kızarmışım. Kızmam efendim. Çizildi kızmadım nasıl çizerler böyle demedim. Cafcafın karikatürlerine bakınız var böyle karikatürler(bkz:cafcaf’ta atatürk’ü put olarak gösteren karikatür) nerde ne zaman bunları yermişim çizemezler demişim. Zahmet edin de gösteriniz. Bu yüzden atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanunu da desteklemiyorum. Ama Atatürk’ü desteklermiyim minnettar mıyım evet. Siz olmazsınız kendiniz bilirsiniz fakat benim Atatürk hayranlığım ne benim karma ekonomiyi savunduğum anlamına gelir, ne ergenekonu desteklediğim, ne de darbe yanlısı olduğum. Tıpkı müslüman olmamın şeriat yanlısı olduğum anlamına gelmeyeceği gibi. Bunları iyi görmek lazım Durhat Bey. Atatürk’ü bir tartışma ortamında savunurmuyum evet savunurum çünkü kendi fikrimce Atatürk bu milletin hayrına çok iş yapmıştır. Benim yorumlarımda öncelikli olarak kendi fikrimi öne çıkarmamdır(belli bir zümrenin ortak fikrini değil) belki sizi rahatsız eden. Tabi karalama böyle durumlarda en kolayıdır. Biri laikliği savunurum mu dedi yapıştır faşisti, biri akp seçmenini kötü gösteren karikatürleri(ki doğru falan da dememişim sanata karışılmamalı demişim) mi savundu yapıştır çakma özgürlükçüyü. Ama bunlarla nereye kadar?? Yazık ki sitede sol ve kemalist tarafın nerdeyse hiç bir yazısı yok ki onların fikirlerini eleştirme fırsatım dahi olmuyor. Gariptir bu durumda taraf olan ben oluyorum.

  36. Yazan:durhat Tarih: May 24, 2009 | Reply

    @Serkan Çekiç,

    Önce bir noktayı aydınlığa kavuşturalım.Diyorsunuz ki:eleştiri gayet doğaldır ve bu ister fikirle olur,ister sanat aracılığıyla olur,her nereden ve ne şekilde gelir ve her kime yöneltilirse aynı şekilde DOĞAL KARŞILANMALI,BİR HAK OLARAK GÖRÜLMELİ VE BUNU SAĞLAYACAK OLAN BİR ÖZGÜRLÜK ORTAMI OLMALIDIR.Buarasına ne benim ne de özgürlükleri savunma iddasında olan hiçkimsenin itirazı olamaz.Lakin bunu belirtmeye çalışırken ortaya attığınız argümanlarda sakatlık var.En başta birilerinin borazanlığına peşinen soyunmayı en kutsal görev sayarak kendinizle çelişen sizsiniz.

    Bakın,Cafcaf’ta çizilen Atatürk karikatürü ile konumuzu oluşturan dergi arasında bir fark görmediğinizi,dolayısıyla da her ikisini de normal karşılayacağınızı iddia ediyorsunuz.Olabilir,kendi dünya algınıza göre bu elbette muhtemeldir.Ancak dikkat ederseniz size yönelttiğim eleştiri bu düzlemde değil.Birincisi sizin karşılaştırmalı olarak görüp sunduğunuz verili duruma aynı mesafeden yaklaşıyor olmanız,varsa eleştirecek bir noktanın olmadığı ve eleştirilmeyeceği anlamına gelmez.Bir örnekle açıklamak gerekirse:Siz Hz.Muhammed’in karikatürüne de bu perspektifden yaklaşabirsiniz,lakin bu,başkansının itiraz ve eleştiri hakkını ortadan kaldırmaz.Yani öncelikle “ben şöyle bakıyorum,o halde herkes de öyle bakacak”diye bir kural yok.
    İkincisi,benim size bu konuda yönelttiğim eleştiri sizin ne düşündüğünüze değil,başkalarının ne düşündüğüne nasıl yaklaştığınızdır.Şayet birisi çıkıp aynı şekilde Cafcaf’ın tutumunu yanlı ve taraflı bulduğunda nasıl bir tepki verirdiniz,onu sordum.Buna verilecek makul bir yanıtınızın olmadığını da gayet iyi biliyorum.Zira Kemalizm eleştiri yapıldığında tartışmanın içeriğiyle hiç alakalı olmayan bir suçlamayla yerinizden nasıl zıpladığınızın canlı tanığıyım.E,kusura bakmayaın ama böyle düşünce ve ifade özgürlükçüsü olunmaz Serkan bey.Kemalizm eleştrilince kutsalınıza saldırılmış gibi tepki vereceksiniz ama birileri bir yazarın,karikatüristin ya da sanatçının taraflı duruşunu eleştirdiğinde buna hemen karşı çıkacaksınız.Bilmiyorum,iki de bir bizlere özellikle hatırlattığınız liberalizm öğretisi böyle defolu bir şey mi acaba?Bari liberalizme haksızlık etmeyin.Tamam kendinizi liberal falan düşünüyor olabilirsiniz,ama bari arızalı ve birbiriyle en ufak bir tutarlılığı olmayan fikirleri liberalizm diye bize sunmayın.İnanın hiç de sandığınız gibi yenip yutulmuyor,aksine çok yaman bir çelişki olarak orta yerde sırıtıyor.

    Bir de şu solcular niye yazmıyor meselesi var.Bir kere özgürlükçü solu temsil eden solcuların sizin çok da hoşunuza giden şeyler yazacağını pek zannetmiyorum.Ama sizin liberalizmi madara ettiğiniz gibi,solculuğu milliyetçilikle/ulusalcılıkla karıştıran sahte solcuları kasdediyorsanız size tavsiyem Türk Sol’u dergisine müracaat ediniz.Orada aradığınız her türlü renkli(!)görüş var.

    Son olarak şu AKP’lilik konusuna değinelim.Sizin AKP’li oluşunuz ya da AKP’ye karşı olmanız sizin bileceğiniz bir şey.Karşı da olabilirsiniz destekleyebilirsiz de.Yani açıkçası buna ilişkin bir açıklama gerektirecek bir eleştirim olmadı.Ben varolan zihniyetin bizleri böldüğü kamplaşmaya işaret etmiştim sadece.Ha,bu konuda kendinizle ilgili kuşkularınız varsa onu bilemem.Ama konu açılmışken bir noktaya daha değinmeden geçemeyeceğim.Siz AKP’nin ekonomik programlarını beğendiğinizi söylüyorsunuz,dedim ya takdir sizin.Oysa ben AKP’nin ne ekonomik programını,ne iç politikasını ne de dış politikasını beğenmiyorum.Bana göre neresinden tutarsan dökülüyor.Kısacası genel polikasını yanlış buluyor ve diğer bildik düzen partilerinden hiçbir farkının olmadığını düşünüyorum.Ama bazıları gibi “aman şeriat geliyor,laiklik elden gitti/gidecek,Cumhuriyet yıkıldı yıkılacak”gibi feveranlara da karnım tok.Zira diğerleri ne ise AKP’de odur bana göre,ne eksik ne fazla.

  37. Yazan:ali duman Tarih: May 24, 2009 | Reply

    bu konu ile ilgili yapılmakta olan tartışmalarda sanki sap ile saman karışmış gibi bir durum var kanaatimce.

    dindar insanların kasıtlı ve art niyetli olarak çirkin yapıldığına dair görüş haklıdır, bu karikatürlerin çizerleri böyle bir durumda “tarafgir” davranamazlar evet mizah bir sanattır, karikatürist taraf olabilir, ancak karikatürist iyiden,doğrudan yana taraf olmalıdır. bu objektif bir taraf olma halidir, yani ezene karşı olmak, haksızlık yapana karşı olmak objektif bir taraf olmaktır, doğrunun kişiye/düşünceye göre değiştiği durumlara taraf olunamaz, bu tarafgirliktir, subjektifliktir.
    patronu çirkin çizebilirsiniz, diktatörü çirkin çizebilirsiniz, ezeni çirkin çizebilirsiniz hatta çizmelisiniz de, ancak bir dindarı çirkin çizmek art niyetli olmaktır. örnekleyerek anlatmaya çalıştığım gibi işin özü çok yalındır, bu durumu girift hale getirmenin anlamı da faydası da yoktur. selam ve saygılarımla.

  38. Yazan:Serkan Çekiç Tarih: May 24, 2009 | Reply

    Bakın durhat bey benim derdim sizin beni bi tarafa oturtma çabanız ve kemalizmi savunduğumu iddia etmeniz. Nerde kemalizm savunması yapmışım bana bir örnek gösterebilir misiniz. Derdiniz Atatürk’ü savunmaksa öyle aşağı yukarı 3 ya da 4 tane yorumum vardır ki ben Atatürk’ü savunmam demiyorum kemalizmi savunmuyorum diyorum Atatürk’ü tarihi bi çerçevede savunurum. Ama Kemalizmi savunduğumu pek hatırlamıyorum. İdeolojik bağnaz olduğumu iddia etmişsiniz hangi ideolojinin bağnazıyım haberim olmadan hangi ideolojiye kaptırmışım. Bu sonucu laikliği savunmamdan çıkarmanız saçma sonuçta laiklik kemalizmin tekelinde bir olgu değil. Argümanlarımdaki çelişkiyide merak etmekteyim. Çelişkilisiniz çelişkilisiniz nerde çelişki? Hz Muhammed karikatürlerine aynı perspektiften yaklaşıyorum. Eleştirdiğim noktaysa yazıyı hazırlayanın gözlerin yakın olması gibi, artık karikatür dergilerinin alınmaması gibi pekte üzerinde durulmayacak konulardan bi sonuç çıkarması. Eleştirdiğim nokta bu. Zaten ilk yorumumda rahatsız edici şekilde gösterdiğini kabul etmişim. Ancak onları kemalist oldukları değil sanatçı oldukları için savundum. Aynı şeyi başka bi yazara veya aydına da yaparım fikirlerini eleştirmek başka bir şey onla farklı şeyler düşünüyo olabilirim ancak birine çıkıpta bunu çizemezsin yazamazsın demem. İki ayrımı yapmak lazım. Sol sitelere gelince, anlatamıyorum galiba. Derdim sol yazı olsun değil derdim çeşitlilik olsun o sitelerde çeşitlilik yok sorun: bu site de yok. Yazsınlar, beni çook rahatsız edicek yazılar yazsınlar birine çıkıpta bağnaz, faşist, statükocu demem içiniz rahat olsun. Son olarakta gene gelmişsiniz liberalliğime nerde o çelişki o yenip yutulmayan kısım bana gösterinde göreyim. Atatürkle ilgili karikatüre çizilmesin demiyeceğim gibi Muhammed karikatürü çizilmesin demem. Rahatsız olurum desteklemem bu karikatürleri desteklemiyorum zaten ilk yorumumda da doğru çizmiş, yalan mı şeklinde değil çizebilir sanata karışılmaz temalı bir yorum yazmışım. Çağdaş ve laik tanımı ise çağdaş laik kadın tanımına ithafendi. Çağdaşlık laiklik bunlar güzel şeyler. Cafcafın yorumu yanlı eleştirilebilir lemanın yorumu yanlı eleştirilebilir ben eleştirilerin yanlış olduğunu katılmadığımı söylememişim eleştirinin dayandığı argümanları(yakın göz, yakışıklı asker, abartı) yetersiz bulduğumu söylemişim. Sanatçıya karışmamak gerektiğini siyaseti karikatür sanatına yansıtmasını normal bulduğumu ve bunun tek taraflı olmadığınıda belirtmişim. Nerde çelişki nerde tutarsızlık. Vay efenim başka türlü olsa fikir hürriyetini savunmazmışım beni o kadar iyi tanıyorsunuz neye ne tepki vereceğmi biliyorsunuz ya gözlerim yaşardı. Atatürk, Akp bunlar birer örnek taraf olduğumu iddia ettiğini konu üzerine kullanılabilecek örnekle örnek Akp seçmenini çirkin çizenlerin tarafında olduğumu desteklediğimi düşünüp aynı zamanda akp ekonomi politikasını desteklediğimi öğrenirseniz tabi tutarsız gelir. Benim desteklediğim karikatürlerdeki eleştirilerin haklılığı değil sanata karışılmaması gerektiği.

  39. Yazan:Hakkı Bentek Tarih: May 24, 2009 | Reply

    Bazıları benim yorumlarımı bir taraf olarak göstermeyi çok seviyorlar.

    Böyle yaparken kendilerini beni göstermek istedikleri tarafın tam karşısında konumlandırdıklarını ve benim için söyledikleri bütün sözlerin aslında kendileri için geçerli olduğunun farkında değiller.

    Ben onların adını anmak istemiyorum.
    Çünkü anlamak istemeyenler ile tartışamazsın.

    Mesela konuya dönersek, yorumumdan neyi anlamamış bu arkadaşlar, açıklayım.

    Ben yukarıdaki karikatürlerde konu başlığı ile ilgili Müslüman’lara yönelik bir saldırı görmüyorum. Çünkü gerçeke askerler de dahil karikatürlerdeki herkes Müslüman. Size göre bazıları Müslüman sayılmıyorsa bu sizin sorununuz. Kendinizi azınlık olarak görüyorsunuz demektir.

    Öte yandan ne demişim ? Karikatürlerin içeriği ve kişisel olabilecek hakaret durumları başka bir tartışma konusudur.

    Nitekim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özellikle kendisine yönelik hakaret kabul ettiği çizimler ile ilgili davalarını, sık sık gayet güzel açıyor. Mahkemeler de ne hakaret ne değil, kararını veriyor.

    Kendini rahatsız hissedenler varsa,onlar da “Müslüman olarak bu çizimle bana hakaret edildi” diye dava açsınlar, sonucunu görelim…

  40. Yazan:cemile bayraktar(bazılarından biri) Tarih: May 25, 2009 | Reply

    Hakkı bey,

    o bazılarından payıma düşeni alıyorum sanırım 🙂

    Ne güzel tarifleriniz var ‘hepsi müslüman’ ben müslümanları ikiye ya da daha fazla sayıya ayırmak niyetinde değilim.Ama ben niyetli olmasam da o müslümanlar ikiye ayırlıyor.İslam’ı pratiğe dökenler ve İslam’ı sadece kağıt üzerinde yaşayanlar olarak.Bu durumda elbet ayrılacağız.

    Belki de ”Bazıları benim yorumlarımı bir taraf olarak göstermeyi çok seviyorlar.”(Hakkı Bentek) derken bu ayrımı siz de yapıyorsunuz.Biz zaten ayrıyız.Siz sizsiniz ben ‘bazılarıyım’.Bunu daha önce de konuşmuştuk.Siz pratiğe dökemediğiniz İslam nedeniyle sosyal yaşam içerisinde kavrulup gidiyorsunuz.Biz yani ‘bazıları’ pratiğe dökmek isteyip dökebildiğimiz için zaten o sosyal yaşam içinde ‘sivrilip’ gidiyoruz.O nedenle sizler olduğunuz gibi karikatürize edilirken,bizler yani ‘bazıları’ ‘çirkin’ karikatürize ediliyoruz.Çizimlere bakarsanız başörtüsüz kızların ahu gözlerine mukabil başörtülü kızların ‘böön’ bakışlarına,aynı şekilde askerin,ulusalcının,kemalistin jön hallerine mukabil bizim zavallı müslüman erkeklerin ‘azgın,oryantalistlere hak vermeye gayet müsait,sapık,pis,yaşlı’ karikatürize edildiğini görürsünüz.Tek fark görmek istemenizle alakalı.İşte o görmek ve görmek istememek farkı insanın ‘taraf’ olma konusunda rengini belli ediyor.

    Yani en azından bazıları böyle düşünüyor.

  41. Yazan:ali duman Tarih: May 25, 2009 | Reply

    dindar değilim, islamiyet ile dindarlıkla fazla bir yakınlığım, yani son derece objektif düşünebilirim, sanat maskesi altında dindarlığa ve dindarlara art niyetli yaklaşım içerisindeki söz konusu “zanaatkarları” kınıyorum. söz konusu kişilerin sözde sanatçılığını daha doğrusu “taraf”girliklerini kınamakt, -sadece dindarların değil- insanlık adına hassasiyetlik taşıyan herkesin hakkıdır. selam ve saygılarımla.
    Ergenekon sanığı sayılı, ancak Ergenekon zihniyeti her yerde hazır ve nazır.

  42. Yazan:Hakkı Bentek Tarih: May 25, 2009 | Reply

    Cemile Hanım,

    Benimle tartışmaya çok istekli olduğunuzu görüyorum. Evet siz bazılarına giriyorsunuz.

    Ancak bazılarının kapsamı sizin tabirinizle “İslam’ı pratiğe dökenler” değil.

    Bazılarından kastım : Israrla bazı şeyleri çarptıp, sizin gibi insanları ayırarak, kendi haklarını dahi savunanları, taraf olmaya zorlayanlardır.

    Hanımefendi, İslam’i pratiğinizi canınızın istediği gibi yaşayın. Sonuna kadar sizi destekliyorum. İstediğiniz kıyafetle, istediğiniz yerde çalışma hürriyetinizi, okuma hürriyetinizi savunuyorum. Kısacası ne şahsınızla bir alıp veremediğim var, ne de sizin gibi yaşamak isteyenlerle.

    Çünkü ben genel olarak özgürlükten yanayım. Her türlü özgürlükten. Bu yüzden de tersini de düşünerek sizin gibi yaşamak istemeyenlerin haklarını da korumaya çalışıyorum.

    Bunu yaptığım zaman da yine bazılarının tabiri ile “Ergenekon Zihniyetinde” olmakla suçlanıyorum. Bu bazıları hala farkında değil ki, herkesi Ergenekonculukla suçlarlar ise, suçlanan milyonlar bittiği gün, birileri de onları aynı şeyle suçlayacak.

    Her neyse , ben sözlerimin arkasındayım. Çünkü sizin gibi bazılarının kendilerine “Müslüman” diyip, Kuran’ı kendi anladığı gibi yaşayanları dinsiz saymasına karşıyım.

    Dinsiz saydığı milyonlarca insanın yaşadığı bir ülkeyi, yeri geldiği zaman %99’u Müslüman diye tanımlayıp, bundan sonuç çıkaranlara ise ne denir ? Tabiri size bırakıyorum.

    Yani Yukarıdaki yazı ile ilgili benim itirazım başlığa !

    Başlık Niye dindarlar çirkin çiziliyor olsa, yorumum farklı olurdu.

    Bilmem zihniyetimi bu sefer anlayabildiniz mi ?

  43. Yazan:cemile bayraktar Tarih: May 25, 2009 | Reply

    Hakkı bey sizinle tartışmaya hevesli değilim efendim o sizin kuruntunuz :))Lütfen olayları kişiselletirip basitleştirmeyin zira ben oraya inemeyeceğim.

    Başlamaya hevesli olmadığım tartışma benim için bitmiştir.nokta

  44. Yazan:durhat Tarih: May 26, 2009 | Reply

    Ben yukarıdaki karikatürlerde konu başlığı ile ilgili Müslüman’lara yönelik bir saldırı görmüyorum. Çünkü gerçeke askerler de dahil karikatürlerdeki herkes Müslüman. Size göre bazıları Müslüman sayılmıyorsa bu sizin sorununuz. Kendinizi azınlık olarak görüyorsunuz demektir.

    Hakkı bey,”size göre bize göre müslümanı”olmaz.Gerçek şu ki,siz her ne kadar çizilenlerin “hepsi müslüman”diye her zaman yaptığınız savunma moduna geçseniz de,bu karikatürleri çizenlerin “bazı müslüman”ları ayrı bir yere koyduğu tartışma götürmez bir gerçek.Cemile hanım bunu gayet güzel izah etmiş,fazlası kendisini tekrar etmek olur.Karikatürler yukarıda duruyor fazla da söze gerek yok zaten.

    Ayrıca ben bir ateistim ve buna rağmen bu memlekette sünni müslümanlara duyulan antipatiyi görebilecek kadar gerçekçiyim.Çünkü hiçbir zaman ideolojik körlüğe hapsolup atgözlükleriyle dolaşmıyorum.

    Ancak,ben sizin gibi “bazıları”diyerek kaçak güreşmiyorum.Sizin ve Serkan Çekiç gibi insanları kasdettim ve isim vererek belirttim.Zira bu yanlı ve taraflı duruşunuz dikkatlerden kaçmıyor.

  45. Yazan:Hakkı Bentek Tarih: May 26, 2009 | Reply

    Durhat Bey,

    Ben kaçak güreşmiyorum. Bazıları dediğim zaman içinde “bir Ateist” olarak sizin de olduğunuzu anlamışsınız. Ama mesela Cemile Hanım “Bazıları” lafımdan başka birşey anlamış. Neyse o konuyu yukarıda açıkladım.

    İsim vermedim, çünkü Derin Düşünce’de yapılan bire bir tartışmaların genellikle bir yere varmadığını gördüm.

    Sizinle de tartışmanın bir yere varmayacağını görüyorum. Çünkü defalarca açıkladığım, hatta verdiğiniz alıntıda bile olan anlamı görmüyorsunuz. Ve ısrarla kendi bildiğinizi söylüyorsunuz.

    Ne diyeyim ki, herşey ortada, anlayan anlamıştır….

  46. Yazan:ismail Tarih: May 26, 2009 | Reply

    düsünce özgürlügü ise buyrun ”hirsizlik yapan bile sizin yaninizda cok serefli ve namuslu kalir ”
    site icerigi cok güzel basarilarinizin devamini dilerim.

  47. Yazan:Ali Yürekli Tarih: May 27, 2009 | Reply

    Bir insanın ne yaptığına değil amacına bakılır öyle değerlendirilir bu müslümanların yaptığı hiç mi iyi bir şeyler yok. Efendim. Para şöhret için bütün değerlerini satmadan darbeciler sizi aranıza almaz. Onlar gibi evrimini tamamlamış olmaktansa hayvan kalmaya razıyım. En azından hayvanlara yaptıklarında hesap yok ahirette. Ayrıca bu durumda evrimini tamamlayamamış olan biz dindarlar evrimini tamamlamış maymunların atası olmuyor muyuz. Ne ayıııııp atalarına saygılı olsunlar biraz. Elalem üstün ırk olduğu için nerde güzel medeniyetler var onu sahiplenir bizimkiler maymunu sahiplenir.:)

  48. Yazan:ali duman Tarih: May 28, 2009 | Reply

    El insaf ya hû; el insaf!!!!

    şimdi bu karikatürlerde bir art niyetlilik gör(e)meyenlerin ya aklı tutulmuştur, ya da vicdani erozyona uğramıştır. bu denli körlük ancak bununla maluldur. Bu konuda alehte her laf hikayedir, uzunu ise roman.

  49. Yazan:Serkan Çekiç Tarih: May 28, 2009 | Reply

    Bu tür karikatürler kesinlikle yanlış bunu çizenler insan olamaz. Hırsızlık bile daha onurludur. Bu ne küstahlık. Dindar müslümanların kime ne zararı olmuş kime muhalefet olmuşlar ki insanlar onları böyle çizmiş. Bunun özgürlükle falan alakası yok özgürlükte bir yere kadar. Devlet nerde yasaklansın bunlar böyle çizimler yasaklanmalı. Terbiyesizler. Bu mudur? Daha mı iyi bu. Buna benzer bir şeyler yazsam eminim daha az eleştirenim olur her yerde özgürlük deyü bağırdığım halde daha tutarlı kabul edilir ve şüphesiz bağnaz olmazdım. Dindar müslümanlar?? Ölçütü ne oluyo bunun. Şimdi ben süper bi insanım toplumsal hayatımda herkese yardım ediyorum vatan millete hayırlı oluyorum ayrıca çok deli bi buluşum var ve üniversitede 100 lerce genci eğitiyorum bonus olarak eşcinselim. Diğer dindar kardeşimizde bir tarikata girmiş namazında niyazında eşinin çocuklarının başı kapalı merkezi amerikada olan(buraya dikkat Amerika diyorum Afganistan diyorum, ırak diyorum sunni müslüman ülkeler diyorum) ve dünyanın her yerine allahtan gelen parayla yayılmış olan çok değerli bir beyfendiye saygı duyuyor eğer parası varsa yardım ediyor yoksa yardım görüyor. 2. müslüman dindar 1.si ise büyük ihtimalle cehennemde yanıcak. Bu mudur islam. 2.si dindar 1.si günahkar. Dindarlığın ölçütünü kim belirleyebilir?(Kuranın milyon tane yorumu var) Dindar müslüman hede müslüman ayrımını bu noktada bi kenara bırakmak lazım bu yüzden. Çünkü bunlar ancak ahirette anlaşılabilecek şeyler. Diğer yandan kimse bu karikatürlerde bir şey yok demiyor herkes bir eleştiri bir yergi olduğunu kabul etmiş durumda. Mesele yazının başlığı gibi bu eleştiri müslümanlara değil müslümanlar içnde belli bir zümreyi hedef almış ve bu zümreye de masum dindarlar demeden önce bi durup düşünmek islam zemini üzerinde birleştirilmiş bu toplulukların siyasi, sosyal, ekonomik etkileri olduğunu görmek lazım.(ki bu etkiler bir çok kişiye göre negatif ve hatta bazılarına göre tehlikelidir) Bunu gördükten sonra karikatüristlerin amacını az çok anlayabilir hedefin sunni müslümanlar olmadığını görürüz.(kısaca hedef siyasi) Bunu da bir kenara koyunca son olarak yine tartışmada karikatüristleri savunanların temel olarak onların fikirlerini benimsemediğini ancak özgürlüklerini savunduklarını ve buna şimdi burda özgürlükcüsünüz ama başka türlü olsa olmazsınız dimi çakma demokratlar sizi eleştirisiyle gelmek için önce başka türlü olduğunda neler yazıklarını neler düşündüklerini iyice anlamış sağlam argümanlarla desteklemiş ve kanıtlamış olmak gerekir ki ortada böyle bir durumda yok. Hakkı penteğin dediği ve benimde defalarca tecrübe ettiğim gibi bazılarına laf anlatmak pek kolay değil. Bu yüzden farklı argümanlar ve farklı eleştiriler gelmedikçe ve cevaplar zaten daha önce verilmişse daha fazla yorum yazmayı planlamıyorum. Son olarak adetim haline getirdiğim gibi bu sitenin tek taraflı yazılar çıkardığına değinmek istiyorum ve soruyorum böylesi daha mı iyi böylesi daha mı özgürlükçü. Çeşitlilik olmadan çatışma olmadan eleştiri olmadan ilerleme kaydetmek? Hiç bir şey imkansız değildir aynen devam.

  50. Yazan:sevim Tarih: May 28, 2009 | Reply

    Ali bey,

    Göremezler efendim göremezler.İdeolojik hastalıkları bunlarda bir nevi psiko-patolojik durum yaratmıştır.Bu öyle bir travmadır ki,adamı futbol tribünlerindeki fanatiklerden beter eder.Bir de utanmadan demokrat geçinirler ya ona yanarım.Demokratlık bu kadar mı ayağa düşürülür ya!

    Bu bence akıl tutulması,vicdan erozyonu,bilinçsizlik vs.le açıklanamaz.Resmen cinnet geçiriyorlar,cinnet!

  51. Yazan:durhat Tarih: May 29, 2009 | Reply

    Bu tür karikatürler kesinlikle yanlış bunu çizenler insan olamaz. Hırsızlık bile daha onurludur. Bu ne küstahlık. Dindar müslümanların kime ne zararı olmuş kime muhalefet olmuşlar ki insanlar onları böyle çizmiş. Bunun özgürlükle falan alakası yok özgürlükte bir yere kadar. Devlet nerde yasaklansın bunlar böyle çizimler yasaklanmalı. Terbiyesizler. Bu mudur? Daha mı iyi bu. Buna benzer bir şeyler yazsam eminim daha az eleştirenim olur her yerde özgürlük deyü bağırdığım halde daha tutarlı kabul edilir ve şüphesiz bağnaz olmazdım. Dindar müslümanlar??

    Bağnaz:Bir düşünce, bir inanışa aşırı ölçüde bağlaıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen,mutaassıp,fanatik(tdk)

    Bu kısa hatırlatmadan sonra,bence yukarıya alıntıladığım -size ait-paragrafı tekrar gözden geçirin.Bana göre tartıştığımız konuya şayet bu şekilde yaklaşsaydınız bu yine bağnazlık olurdu.Dolayısıyla hiçbir nesnel gerçekliğe dayandırılmaksızın duygusal bir reflekse ortaya atılan taraflı bakış açısı”bağnazlık”tanımına girer.Mesela tribünde sırf taraftarı olduğu takımı desteklemek uğruna hakemin doğru kararlarına küfrederek tepkide bulunmak tipik bir bağnazlık örneği/durumudur.
    Dolayısıyla yukarıdaki veciz sözleriniz nedeniyle sizi alkışlayan olur mu bilemem(belki de muhtemeldir).Ama kinayeli sözlerinizle beni kasdediyorsanız:hayır onaylamazdım.Ayrıca bu yazı altında-doğru veya yanlış-fikrinizi eleştiren benim.Neden “Dindar müslümanlar??”şeklinde bir genelleme ihtiyacı duydunuz?Yoksa size yöneltilen her eleştirinin müslümanlardan geldiği şeklinde kafanızda bir şablon mu var.Ayrıca dini bir inancımın olmadığını sanırım belirtmiştim.Yani sizi eleştirdim diye şimdi beni”dindar müslüman”olarak mı muhatab almanız gerekiyor?İşte bağnazlık dediğimiz şey tam da budur.Size tavsiyem,kendinizi zor durumda bırakmamak için fikir ve düşünceler arasında bir bağ kurarak iddialarda bulunun.Bunu yapmadığınız takdirde boş konuşmuş olursunuz ki,bana göre yukarıdaki paragraf tamamen boş ve gereksizdir.
    Ek bir ayrıntı daha:fikir ve düşünceler doğru-yanlış kriteri üzerinden değerlendirilir,başkalarının övgü veya yergisi üzerinden bir beklentiye girerek değil.Siz doğrularınıza güveniyorsanız bırakın başkaları da kendi yargılarıyla katılsın,ama över ama yerer.Zira övgü de,yergi de subjektif olgulardır,kişiden kişiye değişebilir,yani görecelidir.

    Ölçütü ne oluyo bunun.

    Hangi ölçüt?Şu aşağıdaki önermeye göre mi ölçüt belirleyeceğiz ve neden illa bir ölçüt olsun?
    Şimdi ben süper bi insanım toplumsal hayatımda herkese yardım ediyorum vatan millete hayırlı oluyorum ayrıca çok deli bi buluşum var ve üniversitede 100 lerce genci eğitiyorum bonus olarak eşcinselim. Diğer dindar kardeşimizde bir tarikata girmiş namazında niyazında eşinin çocuklarının başı kapalı merkezi amerikada olan(buraya dikkat Amerika diyorum Afganistan diyorum, ırak diyorum sunni müslüman ülkeler diyorum) ve dünyanın her yerine allahtan gelen parayla yayılmış olan çok değerli bir beyfendiye saygı duyuyor eğer parası varsa yardım ediyor yoksa yardım görüyor. 2. müslüman dindar 1.si ise büyük ihtimalle cehennemde yanıcak. Bu mudur islam. 2.si dindar 1.si günahkar. Dindarlığın ölçütünü kim belirleyebilir?

    İslamın ne olup olmadığı-ya da ne olup olmaması gerektiğini-bana mı soruyorsunuz?Bana sorarsanız memleketine katkıları olan,sizin deyiminizle süper olan gençler-ve ne alakası varsa-eşcinseller de;Amerika,sünni islam memleketleri vs.de “yardım alarak/vererek kendilerine bir dünya kurduklarını iddia ettikleriniz de,şayet şiddet ve baskıya başvurmadıkları takdirde kendilerini nasıl gerçekleştireceklerine kendileri karar verebilmeli,tercihlerinde özgür olabilmeliler.Kimi marksizme inanır,kimi budizme;inançlı olur,inançsız olur;eşcinsel olur heteroseksüel olur;başını örter ya da açar…İyi-kötü,doğru-yanlış,yararlı-zaralı vs.nin kriteri salt tercihlere indirgenemez;benim için ölçüt bu.Aksini iddia eden ya da sizin gibi insanların tercihlerini tayin edici”ölçüt”lerle belirleyen bir düşünce tasarrufunda bulunduğumu da hatırlamıyorum ayrıca.

    İmdi,benden ya da bir başkasından böyle tuhaf ölçütleri ortaya atan olmadığına göre,bence soruyu kendinize sorunuz:yaşama sizin bakış penceresinden farklı bakanlar,tercihleri ve yaşam tarzları sizden farklı olanlar ne oluyor?Affedersiniz ama sizin takımınızdan olmadığını düşündükleriniz gerici,yobaz falan mı oluyor?Sözleriniz bu manaya gelmiyorsa bu telaşınız nedir?Bırakın kim neye inanmak istiyor,kendisini nasıl gerçekleştirmek istiyorsa önce kendisi olabilsin.Ben fikrimi söyledim.Peki siz ne düşünüyorsunuz?Bütün insanlar aynılaşıp bir kalıba mı dönüşmeli,nedir öneriniz?

    Hakkı penteğin dediği ve benimde defalarca tecrübe ettiğim gibi bazılarına laf anlatmak pek kolay değil. Bu yüzden farklı argümanlar ve farklı eleştiriler gelmedikçe ve cevaplar zaten daha önce verilmişse daha fazla yorum yazmayı planlamıyorum.

    Hakkı beyin soyismi Pentek değil “Bentek”tir.Klavye sürçmesi olabilir,belki çok önemli bir deday değildir ama insanların isim ve soyisimleri yazılırken daha itinalı olmak gerekiyor.Bunu da eleştiri olarak düşünmeyin,yazışmalarda dikkat edilmesi gereken bir kural olarak hatırlatmak istedim.

    “Bazıları”dediğiniz herhalde ben oluyorum.Sizi anlamadığım ya da laf anlamakta zorlandığımı neye istinaden söylüyorsunuz?Sizi eleştirince otomatikman “laftan anlamayan”mı oluyorum?Yapmayın Serkan bey,eleştirilerimi haksız bulabilir ve tepki gösterebilirsiniz,bunu anlarım.Hatta üslubumu beyenmeyerek aynı ölçüde eleştiri hakkınızı da kullanabilirsiniz,buna da amenna.Ama “ne yapsam boş,zaten anlamayacak”der kestirip atarsanız bunu doğru bulmam.Sizinle bir çok kez yorumlaştık ve sandığınız gibi bir anlaşılamama problemi olduğunu düşünmüyorum.Ha,düşüncelerimiz farklı olabilir,belki bir ikna zemini de kurulmamış olabilir ama bana göre anlşılamamak demek değildir bu.Ben her şeye rağmen tartışmalarımızdan bir sonuç çıktığını düşünüyorum(zaman zaman tansiyon yükselse de).
    Tabi yorum yazıp yazmamanız sizin bileceğiniz bir şey,ister yazar ister yazmassınız.

    Son olarak adetim haline getirdiğim gibi bu sitenin tek taraflı yazılar çıkardığına değinmek istiyorum ve soruyorum böylesi daha mı iyi böylesi daha mı özgürlükçü. Çeşitlilik olmadan çatışma olmadan eleştiri olmadan ilerleme kaydetmek? Hiç bir şey imkansız değildir aynen devam.

    Çoksesliği ve renkliliği talep etmeniz elbette son derece doğal ve ayrıca hakkınızdır.Ancak kırık plak gibi hep aynı şeyleri tekrarlamakla olmuyor.Mesela başka bir yorumda “yazılmasını isteyip de yazılmadığını düşündüğünüz konular nedir”diye sordum,sizden pek ses çıkmadı.Argüman diyorsunuz,sağlam kanıt diyorsunuz ama son ayrıntısına kadar işlenen yorumları görünce de sırra kadem basıyorsunuz:))Bu da kusura bakmayın nesnel kanıt,sağlam argüman aramak değil,demekki siz sadece polemik yaratacak malzemeleri ararken başka bir şey aradığınızı zannediyorsunuz.
    Ben yine de tekrarlayayım:son zamanlarda gündemde “mayın temizleme”konusu var.Yanılmıyorsam bir yorumla siz de katılmıştınız.
    Peki;
    1-Sizce mayın konusu üzerinde durulmayacak sıradan bir “geyik”mi?
    2-Sizce konu işlenirken sadece tek taraflı mı bakılıyor?bkz.İslamcı dedikleriniz hükümeti çatır çatır eleştiriyor.Sosyalist ve solcular da aynı şekilde konuya iştirak ediyor,hülasa taraflılığı nerede bunun?
    3-Yazı Ahmet Altan’ın.Peki Ahmet Altan da mı size göre bu “sabit fikirliler”den ya da mayın konusunu işlerken neyin tarafıdır?
    4-Yazı altına bıraktığınız yorumda “hayret insanlar böyle basit bir konuya kafa yorup yorum yazıyor…çok garip”mealinden sözler size ait değil mi?İtiraz ederseniz yorumunuzu komple buraya alıntılayabilirim-sağlam kanıt niyetine.
    5-Eşzamanlı olarak eşcinsellik tartışılıyor,bu da mı gereksiz size göre?
    ve son olarak:
    6-Bütün bunlar sizi tatmin etmiyorsa istediğiniz nedir?
    Bütün bunları açık ve net konuşmadıktan sonra kusura bakmayın yine boş konuşmuş olur ve iddia ettiğiniz şey bir şartlanmadan öteye hiçbir şey ifade etmez.
    Zira sorarlar:
    Kürt sorununu tartışmayacağız
    Türbanı konuşmayacağız
    Demokrasiden sözetmeyeceğiz
    Ekonomi ve liberalizm üzerine tartışmayacağız
    Kadın haklarını açmayacağız
    Devlet kurumlarını eleştirmeyceği
    Tabularımıza dokunmayacağız
    Mayınları hiç konu etmeyeceğiz
    E,peki neyi tartışacağız?
    Üstelik eleştiri olmadan,çatışma olmadan tartışmanın anlamı olmaz diyen de sizsiniz.Ve bunun başladığı yerde telaşa kapılıp itiraz eden gene siz.Şimdi varın adını siz koyun,böyle bir davranış ve algı biçimi tutarsızlık,çelişki değildir de nedir?Bunu çürütecek makul bir argümanınız varsa buyrun açın bizler de fikir sahibi olalım.Yoksa kendinizi bu kadar harap etmenize hiç gerek yok,bilmem anlatabildim mi?

  52. Yazan:Serkan Çekiç Tarih: May 29, 2009 | Reply

    Durhat bey herşeyi üstünüze almayın sizi kastettiğimde çoğunlukla isminizi kullanıyorum bazıları da çok daha genel bir yargı. Mayınlar konusunu bu kadar tartışmak evet bence gereksiz o bölge öyle kader değiştircek bi bölge değil incecik bi hat biri gelip temizlicek işte bütün türkiyenin haldır haldır tartışması garip.Hiç tartışılmasın demiyorum o kadarda önemli değil diyorum ki bu direk o konuya yönelikti ordan yaptığınz çıkarımlara ise hayran kaldım. Ne tartışalım demişsiniz Ortadoğuyu, kafkasya, kürt sorunu, İslam, Kapitalizm, Sosyalizm, Yolsuzluklar ve ekonomi… ve yan tarafa bakıyoruz mayınlar, homoseksüellik(kemalizme bağlanmış), kemalizm(fix), faşizm, Kürt sorunu tarihi (Kemalizme bağlanmış), karikatürler(kemalizme bağlanmış) ve böyle gidiyor kemalizmi çok başarılı eleştiriliyor ve tartışılıyor(ciddiyim bunu takdir ediyorum) fakat onun dışında pek bir şey yok. Dünya da kriz var Türkiyede kriz var Pkk ile çözüm yakın söylemleri var, AB var. Demek istediğimi umarım bu kez anlatmışımdır. Bağnazlığım konusuna gelince ben fikirlerime pek bağlı değilimdir aslında sağlam gelirseniz ikna olurum (Örn:Saidi Nursi) fakat sizden böyle bir başarı beklemiyorum açıkcası. Dindar müslümanlar ayrımına gelince site genelinde ilk kez Ozan Kütahyalının bir yazısında görmüştüm aslında tam olarak dindar sunni müslümanlar. Siyasileşmiş bir topluluğu pek nazikce adlandırmıştı. Sonrasında bende müslüman ayrımı olduğunda (ki yazıda bariz var) kullanmaya başladım. Aslında aynı şeyi Ozan Kütayalı dışında bir çok kişide kullandı bu tamamen onlara ithafendir(burdan onlar kullandı bende kullanırım anlamını çıkarmayın). Üzerinize alınmanız gerekmez.Eşcinselliğide yine son dönemde moda olan tartışmaya ithafen kullandım. Çünkü bu yazıda beni haksız bulan pek çok yazar orda homoseksüelliğe karşı pek güzel yorumlar yazmışlar. Onun dışındaki eleştirilerinizin cevabı muhtemelen önceki yazılarımda var.Son eleştiri herşeyi kendi üzerinize almanızın sonucu üretilmiş sanırım. Anlatamamaya gelince evet durhat bey size anlatılmıyor sürekli eleştirilerimin altında doğma, kemalizm, bağnazlık, tutarsızlık aramaktasınız her yorumunuzda da birer tane bu kelimelerden kullanırsınız zaten. Bu şekilde sizle pes etmeden onlarca mesaj tartışılabilir fakat hiç bir yere varılaz.Benim de aynı şeyleri tekrar tekrar yazmaya niyetim yok.

  53. Yazan:durhat Tarih: May 30, 2009 | Reply

    Serkan bey,

    Her şeyi üzerime aldığımdan falan değil.Elbetteki beni eleştirebilirsiniz.Bundan kattiyen rahatsız olmam.Aksine her eleştiriyi kendime tutulmuş bir ayna,önemli bir uyarı gibi kabul ederim.Dikkat ederseniz sizinle pek çok konuda fikir alışverişimiz oldu.Yani diğer katılımcılardan çok daha fazla bir diyalogumuz var.Benim agresif tutumumdan dolayı belki sizi bıktıran bir durum olabilir.Size bu konuda hak veriyorum fakat kesinlikle şahsınıza yönelik kasti bir davranışım yok.Yani açıkçası tartışmamızın daha verimli olabilmesinin önünde bir engel göremiyorum.Yine de eleştiri sınırları içerisinde değerlendirerek çizgiyi aştıysam özür dilerim.Bilmenizi isterim ki amacım sizi kırmak falan değil.Aksine sizi kazanmayı,sizinle verimli bir tartışmayı amaçlıyorum.
    Dolayısıyla hepimiz yanılabiliriz.Neticede insanız.Duygularımız,aidiyetlerimiz olabilir.Sanmayın ki bazı sert çıkışlarım oluyor diye size gizli bir düşmanlığım var.Hayır,böyle düşünmeyin.
    Sonuç olarak size çattığımı düşünmeyin.Bunu bir değer bir önemseme olarak algılayın(zaman zaman tartışmanın seyri biraz sertleşse de)Sizi çok sert eleştirsem de bu yaşınızda ülke sorunlarına duyduğunuz ilgi benim için takdire değerdir.Lütfen bunu dikkate alın.
    Sevgiler.

  54. Yazan:yusufmirza Tarih: Tem 23, 2009 | Reply

    Arkadaşlar bunların saçma karikatür uğraşları boşa,çizsin dursunlar.Yazı boyunca okuduklarım ve gördüklerim o kadar aptalca geldiki bana.Ben müslümanların kalplerinin ve yüzlerinin yusuf güzelliğinde olduğuna inananlardanım.Müslümanlığı karalamak isteyen haddini bilmeyen üç kuruşluk insan bunlar.An gelir hesap sorulur.Ama her zaman hakkı ve sabrı birbirimize tavsiye etmekte fayda var selametle…

  55. Yazan:sümeyye Tarih: Ara 5, 2009 | Reply

    bu karikatürlei çizenin allahı kitabı yokmu türbanı nasıl kendinize alay konusu edebilirsiniz

  56. Yazan:İlhami Tarih: Ara 6, 2009 | Reply

    Buyrun,ne ideloloji ne de yanlılık…sadece gerçek..

  57. Yazan:nesli Tarih: Şub 16, 2010 | Reply

    İstenilen toplumumuzu ikiye üçe ayırmak burda yazılanlardan gördüğüm kadarı ile başarılıda olunuyor. Türbana karşıyım kuran’da da bu şekilde kapanmak yok! öte yandan Analarımız ananelerımızde tülbenti ile başını kapıyor, müslüman toplumdayız ama bizler Laik İnsanlarız din ve devlet işlerini bukadar birbirine karıştırmayalım ve rica ediyorum buna göz yummayın. Herkezi bir kefeye koymayalım ayrımları bilelim. Bölücü Oyunlara gelmeyin…

  58. Yazan:özlem Tarih: Şub 17, 2010 | Reply

    Çok üzücü ve sinir bozucu karikatürler bunlar. Bu kültürel, vicdani ve ahlaki yozluğun ana akım solu ne hale getirdiğine iyi bir örnek bugün ki Taraf ta yayinlanan Roni Marguiles’in makalesidir. Tavsiye ederim.

  59. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Şub 17, 2010 | Reply

    Özlem hanım,

    Yorumunuzu okuduğumda aklıma ilk gelen, hemencecik bir iki savunma(solu)cümlesi yazmak olmuştu.

    “Bütün solcular bildiğiniz gibi değil”mealinden bir şeyler…Enazından “yozlaşmış” dediğiniz solun sandığınız kadar ana akım solu temsil etmediğine sizi ikna etmeye gayret gösrecektim.

    Sonra vazgeçtim.
    Neden vazgeçtim?Çünkü haklıydınız.

    Her ne kadar kendisini ideolojik körlükten kurtarabilmiş solcuların henüz nesli tükenmemiş olsa da,solun temsilcisiymiş gibi görünen ve yine sol adına söz ve yetki sahibi olanlar da maalesef yozlaşmış dediğiniz kesimden çıkıyor.Yani aman onlar taklit,işte diğerlerini(özgürlükçü,evrensel vs.sol)aynı kefeye koymayın falan desem de gerçekler ortada.Zira hep bu kesimin sesi çıkıyor…Nerede bir eylem varsa onları görürsünüz.Maşallah ulusalcılığı,din ve inanç antipatisini sol olarak belletecek sihirli ideolojileri de var…Bu ideolojiden çağdaşlıktı,antiemperyalizmdi,tam bağımsızlıktı falan bir sürü de slogan üretiyorlar…Eh,örgütçülüklerine de diyecek yok.E ne kaldı?tabi ki sol denince akılda,bugün sahnede olan bildik takım ve saz arkadaşları kalıyor.Haliyle bütün bu traji-komiklikler kendine has(!)bir sol çağrışımı yaratır olmuş zihinlerde.Çünkü henüz aklını,insani/vicdani vasfını yitirmemiş solcular ortalıkta görünmüyor ya da sesleri pek çıkmıyor.

    Dolayısıyla solun kendi içinde bocalamasının neticesi olarak varolan boşluğu “ergenekon sempatizani solcu(!)”ların doldurması kaçınılmaz bir gerçeklik olarak karşımıza çıkıyor.

    Bu da bizi başka bir gerçekliğe,daha doğrusu bazı tercihlere götürüyor:

    1-Ya onlar başka biz başka diyerek savunmaya geçmeyecek,kenarda sessizce oturacağız.

    2-Ya da laf ebeliğini bırakarak sol ve solculuğun bu olmadığını,gerektiğinde risk ve sorumluluk alarak taklitlerine meydan vermeyceğiz.

    Her ikisini de yapamayacaksak sanırım “kötü sicilli solcular”la bir güzel beraber anılmaya devam edeceğiz.

    Zira solun bu denli yozlaşmasında,türlü sapmalar geçirmesinden en büyük sorumluluk payı,kendilerine gerçek,hakiki vs diyen solculara aittir.Pasiflikleriyle solun kirlenmesine nasıl izin vermişlerse bu kötü imajı da gene kendileri silebilir.

    Hal ve vaziyet budur.Yani meydanı bunlara bırakmışken”aman efendim biz bunlardan değiliz”tarzı bir savunma pek bir anlam ifade etmiyor.

    Yine de aklınızda bulunsun,her “solcu”yum diyeni ana akımdan saymayın derim(kenarda kıyıda kalmış solcuları da utandırmış olmazsınız hem).
    Zira bizde sol şaşırtıcı bir mutasyona uğramış olsa da,özgürlükçü evrensel solun çizgisi,felsefesi bugün tanığı olduğumuz solculuk oyunu komedisiyle hiçbir noktada örtüşmüyor,hiçbir ortak benzerlik taşımıyor.

  60. Yazan:özlem Tarih: Şub 17, 2010 | Reply

    Yine de Aziz Bey, sol hareket bugünlerde beni oldukça şaşırtıyor. Epeyce hızlı ve güzel bir değişim geçiren solcular da var. Onlara da haksızlık yapmıyayım. Pek kıyıda köşede kalanlar da değil doğrusu. Sanırım ergenekon soruşturmasından sonra ortaya çıkan kimi gerçekler hızlı bir şekilde onları da etkilemeye başladı. Ve en azından bir kısım solcular artık manzarayı yukarıdaki karikatürlerdeki yakışıklı general, maymun suratlı ne yaptığını bilmez halk şeklinde görmüyor:)

  61. Yazan:Uyusuk44@ Tarih: Ağu 29, 2010 | Reply

    Acaba geri olduğu için mi Müslüman yoksa Müslüman olduğu için mi böyle maymunlaşmış?

    şeklindeki bölüm dikkatimi çekti şitdetle kınıyorum ve onu yazan şahıslarla aynı insan sıfatını taşıdığım için UTANIYORUM

  62. Yazan:ramzan Tarih: Kas 23, 2010 | Reply

    ya ne pis şeylerdır bnlar ınsan haklarına sıgmaz bu karkıturler bnlar yınlanamaz

  63. Yazan:Ahmet Somut Tarih: Kas 24, 2010 | Reply

    İnsan haklarına sığar, bir şey de olmaz. Adam müslüman adamı öyle görüyorsa yapacak bir şey yok. Sıkıntı karşı tarafta yobaz laikleri, aşırı militaristleri, devleti arka bahçesi zanneden generalleri, ordunun içinde ortaya çıkan fuhuş çetelerini vs. görmezden gelmeleri. Olaya at gözlüğüyle bakmaları. Veya olaya bu taraftan bakıp çizebilen birilerinin olmaması.

  64. Yazan:cade Tarih: Oca 29, 2011 | Reply

    İslam Düşmanlığını anca böyle KUSUYORLAR…

  65. Yazan:Mustafa ESER Tarih: Oca 31, 2011 | Reply

    Türkeyedeki her şey gibi medyayı diğerlerine bırakan sermayeleriyle dindar bir basın kurmak yerine tek işi para kazanmak olan (Bunu becerdikleride şüpheli amma)ve bu uğurda bizim camiayı kullanan işadamlarımıza teşekkür ediyorum!!!!

  66. Yazan:esraa Tarih: Mar 2, 2011 | Reply

    yazılanlar hiçte gerçeği yansıtmıyor.TÜRKİYEDEKİ GERÇEKLER ASLA BUNLAR DEĞİL.dini bu denli yere sersn insanlar ALLAH KATINDA NE HESAP VERECEKLER YORUM SİZİN.ALLH GENE DE AFFETSİN.bu işin yarını da var.laiklikle dini birbirine karıştıran cahil insanların konuşması zaten böle olur.ne beklenirdi zaten..okuduk ettik diyip dini ayaklar altına alanları ALLAH YARATMIŞ İNSAN KİRLİLİĞİ ARTMIŞ..

  67. Yazan:yolcu Tarih: Mar 26, 2011 | Reply

    Karikatür dediğimiz şey hep birilerine hakaret etmek, aşağılamak, dalga geçmek, yalan söylemek vs. ile olabiliyorsa; bir müsüman asla karikatürist olamaz demek ki.
    Çünkü gıybet etmek, yalan söylemek haramdır.

  68. Yazan:tahir Tarih: Haz 13, 2011 | Reply

    bacımın gül yüzüne yapraktır baş örtüsü böyle 10 kg makyaj sürüp kendini dünya güzeli varsayanlardan değil çünkü onlar zaten güzel asimile olan insanlar geçmişlerini unutmuşlar çağdaş kurtta uymuşlardanda değiller

  69. Yazan:S.Ç. Tarih: Nis 12, 2013 | Reply

    Yazıyı yeni okuduğum için yorumum da 5 yıl rötarlı ama belirtmeden geçemeyeceğim; yazı harika, tesbitler çok yerinde..

  70. Yazan:barış Tarih: Nis 28, 2016 | Reply

    senin müslümanlarla ne alıp veremediğin var ???

  1. 3 Trackback(s)

  2. Eyl 28, 2008: İmamın Üstsüz Dansçı Kızı Striptizci ÇıkMIŞ! « Uçan Balik
  3. Oca 30, 2010: Ayıp sanat olur mu? : Derin Düşünce
  4. Oca 10, 2015: Müslümanla alay etmek serbest ama Yahudiye dokunma!

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin