Ergenekon Davası neyin hesaplaşması?
By Editorden on Eki 21, 2008 in Ergenekon Nedir?
Türkiye’nin sıcak gündemi, tartışma programı “Neden?” ile bu akşam NTV ekranında. Can Dündar bu hafta yakın tarihin en önemli davalarından biri olan “Ergenekon Davası”nı ele alıyor; Ergenekon davası neyin hesaplaşması? diye soruyor; canlı yayın konukları Sedat Ergin, Mustafa Karaalioğlu, İsmet Berkan ve Ali Sirmen tartışıyor.
Program esnasında ve sonrasında izlenimlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.
Editör
8 Yorum
Yazan:fuatogl Tarih: Eki 21, 2008 | Reply
Dusunebiliyormusunuz, insanlar ne oldugunu tartisma ihtiyaci hissediyor. Buyuk basari gercekten. Darbelere – kontgerillaya karsi cok guzel mucadele edildiginin apacik bir gostergesi olsa gerek!
Yazan:MY Tarih: Eki 21, 2008 | Reply
TARAF gazetesinden kimse yoktu, bunu yadirgadim. Basarisiz darbeciler yargilanirken “basarili” darbeci Kenan Bey’in üzerine gidil(E)memesi tabi Ergenekon gibi bir sürecin en zayif halkasi.
Ali Sirmen‘in “sig devlet”ten bahsettigi bölüm iyiydi. Hirant Dink konusunda hakli oldugunu düsünüyorum. Bunun disinda program boyunca Ergenekon davasini sulandirma çabalari çok gereksizdi. Puan kaybetti.
Sedat Ergin (milliyet?) davanin usulüne ve bireysel haklarin yeterince korunmamasina yönelik yerinde ve ölçülü elestiriler yapti. Davanin siyasi rakiplerin ve muhaliflerin elenmesi için kullanilmasi konusunda kendisine katilmiyorum.
Mustafa Karaalioğlu (Star) ve İsmet Berkan‘in (Radikal) demokrasiden yana duruslari saygidegerdi. Berkan meclis arastirma kurulu olusturulmasi için (Ufuk Uras’in talebiyle?) 20 imza bile toplayamayan bir meclisten demokrasi adina çok fazla sey beklemedigini söylerken ne yazik ki hakliydi.
Yazan:nilay Tarih: Eki 22, 2008 | Reply
Ben her konusmacinin da dediklerinde cok hakli yonler gordum. Ali Sirmen ve Sedat Ergin en azindan iddianamenin ve sorusturmanin yurutulusundeki algilamalarinda son derece haklilar. Asagidaki yazida da gorulecegi uzerine savcinin iddianamesi amac uzum yemek mi dedirtiyor. Yandas basina sizdirmalar amac acaba baska mi dedirtior. Aylarca yandas basin uzerinden, sizdirmalarla cumhuriyet gazetesine saldirildi, zaman basta olmak uzere defalarca yalan yayin yapildi.
Allahaskina kim ne suc islediyse uzerine gidilsin de, bu iddianame o kadar komik ve sig ki Ergenekon’a supheli yaklasanlara hak vermemek imkansiz. Sanki ozellikle cakma bir sorusturma yurutulmus. Bu noktada Sedat Ergin’e katilmamak imkansiz. Can Dundar’in dedigi gibi bu ‘cakma’si gercegini goruruz insallah.
Su komediye, savcinin su sigligina bakar misiniz?
—
Polis, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in evinde, artık pek
meşhur Ergenekon soruşturması için arama yaparken ne bulmuş?..
12 Mart sıkıyönetiminin 1973’te düzenlediği benim hakkımdaki iddianamesini…
Aradan kaç yıl geçmiş?..
35 yıl…
*
12 Mart sıkıyönetiminin iddianamesinde ne yazıyor?..
Artık önemli değil; çünkü bu davadan beraat ettim…
Ama Ergenekon iddianamesinin bana ilişkin bölümünde sözcüğü sözcüğüne
şu satırlar var:
“Şüpheli İlhan Selçuk hakkında tanzim edilen iddianamenin şüpheli Doğu
Perinçek’te ele geçirilmiş olması, aralarındaki organik bağın varlığı
açısından önemli görülmüştür.”
İnanılır gibi değil, ama, gerçek…
1973’te açılan ve üzerinde nice yayınlar yapılıp nice kitaplara geçen
dava iddianamesinin Doğu Perinçek’in evinde bulunması, ikimiz
arasındaki “terörist örgüt” bağına delil sayılıyor…
*
Dahası var…
Ergenekon iddianamesinde Savcı Zekeriya Öz diyor ki:
“Şüpheli İlhan Selçuk, bahsi geçen iddianamenin tanzimine neden olan
suçlamalardan dolayı gözaltına alındığında yazılı olarak hazırladığı
savunmasının içine akrostişler yerleştirmiş olup, her tümcenin sondan
ikinci sözcüğünün başharfleri yan yana getirildiğinde ‘işkence
altındayım’ ibaresi ortaya çıkmıştır.
Buradan şüphelinin (İlhan Selçuk’un) ne kadar uyanık ve zeki olduğu
anlaşılmıştır.
Ergenekon terör örgütü içindeki faaliyetlerinde de hiçbir zaman açık
vermemeye çok dikkat ettiği, örgütün gizlilik ilkesine maksimum uyduğu
anlaşılmıştır.”
Ergenekon’un iddianamesi vallahi billahi işte böyle…
Savcı Zekeriya Öz’e beni “uyanık” ve “zeki” bulduğu için teşekkür
ederim; ama, ne yazık ki ben kendisini yeterince uyanık ve zeki
bulmuyorum…
Hiçbir hukukta, hiçbir yasada, hiçbir usulde bu mantıkla iddianame yazılamaz…
Aklımızı peynir ekmekle mi yedik biz?..
*
Bu köşeye sığmaz, ama, Ergenekon iddianamesinin bana ilişkin
bölümlerini bir gün belki gazetede yayımlayabiliriz diye
düşünüyorum…
Neden?..
Cümle âleme ibret olsun diye…
Okuyanlar icat edilen iddialara ve geçerli mantıksızlığa kahkahalarla
güleceklerdir..
*
İddianameye göre bana ilişkin suçlamasında Savcı Zekeriya Öz diyor ki:
İlhan Selçuk çok zekidir..
Bu nedenle açık vermiyor..
Cep telefonu bile kullanmıyor..
Telefonda da dikkatli konuşuyor..
Tecrübeli ve profesyoneldir..
Sonra?..
İddianamede deniyor ki:
“Ergenekon terör örgütü yapılanmasında Ergenekon başkanlığı bünyesi
içinde yer alan ‘Teori, Tasarım ve Planlama Dairesi Başkanlığı’
görevini yürütüyor.”
Delil?..
Yok..
Belge?
Yok..
Kanıtsız bir edebiyat ve havsalaya sığmayacak havaiyatla şişirilmiş bu
iddianame Türk hukuk tarihinde yüz karasıdır ve bir eşi daha yoktur.
*
Son bir örnekle iddianamenin nasıl şişirildiğini sergileyerek yazıyı
noktalayayım…
“Şüpheli İlhan Selçuk 1962 yılından beri Cumhuriyet gazetesinde fıkra
yazmakta olup, kendisini solcu bir yazar olarak tanıtmakta, ilerleyen
yaşı ve tecrübesiyle şu anda gazetecilik yapan birçok önemli
şahsiyetin de ustası (üstadı) olarak görülmektedir. Zaten gazete
çalışanları ve okurları tarafından kendisine ‘İlhan Abi’
denilmektedir. Gerek basın camiasında gerekse iş dünyasında sözü sazı
dinlenir, ağırlığı olan bir kişilik olarak tanınmaktadır.”
İyi de, böyle birini hiçbir yazılı-yazısız delil olmadan iddianamede
“terörist örgütçü başı” diye suçlamak akıl kârı mı a benim çıkmaza
saplanmış savcım?..
Yazan:kamal Tarih: Eki 22, 2008 | Reply
Ismet Berkan habire “AKP darbe istihbarati ilk alindiginda ustune gitmedi, bana demokrasi dersi veremezler” tahlilinde israrci olarak kucuk dusunen biri oldugunu gosterdi. AKP son ana kadar Ergenekon’un ustune gitmemeyi secmis olabilir, bu bir zamanlama meselesiydi bence. Kanimca Berkan “elestilrel sozler” soylemek icin fazla ugrasti. Demokratik durusu takdire sayan muhakkak.. Sedat Ergin ne kadar kaypak hareketleri, sesi, tavirlari olan birisiymis! Bir insanin karakteri bu kadar mi disina yansir? Inanilacak gibi degil.
Yazan:balamir Tarih: Eki 22, 2008 | Reply
Gladyoyu cozecegini iddia eden Ergenekon iddianamesinin icinde 70li yillardaki katliamlara dair hicbir sey soylenmemesi ama ote yandan alakasiz insanlarin suclanmasi, magazinlestirilmesi, adeta 70li yillarin ustunun ortulmesi cok ilginc. 70deki katliamlarin arkasindaki gucleri eselemeden nereye kadar gidilebilir ki?
Yazan:çuvaldız Tarih: Eki 22, 2008 | Reply
Ali Sirmen’e hitaben M,Karaalioğlu’nun söylediği şöyle bir cümle vardı;
-Siz ki darbe dönemlerinde iki kez hapse girmiş bir mağdur olarak bu olaylara en başta karşı çıkmanız lazım gelirken bu tavrınızı anlamak mümkün değil.
Anlamak mümkün,zira Sirmen’ne göre iktidar sürekli basiretsiz,etkisiz ve“sığ” ve bu sebeple neredeyse “darbe” görmeyi hak ediyor!
Sekiz sene önce 12 Eylül nedeniyle kaleme aldığı yazıda “sivil”leri en az darbeciler kadar suçlu bulmuştu.Darbeciler “kerizmatik”di zira “irticacıların” ekmeğine yağ sürmüşlerdi Sirmen darbecilere demokraiyi sekteye uğrattıkları için değil daha çok bu sebeple kızgındı.Benim anladığım kadarıyla ona göre bugün Ergenekon adı altına göz altına alınan sanıklar,”irtica(!)” ya karşı oldukları için giriştikleri faaliyetlerden ötürü “suçlu” olma ihtimalleri yoktur!
http://www.binevi.com/turkiyenin-sorunlari-ve-teror/13833-cumhuriyet-gazetesi-12-eylul-2000-ali-sirmen.html
Darbenin yada sivillerin en az kulaklarına darbe yapmaları fısıldanmış askerler kadar suçlu olmasının sebebi Sirmen’e göre;Siyasi iradenin aczinin doğurduğu birilerinin dolduracağı kesin olan boşluk!
kapatma davası ile oluşturulmak istenen neydi?Boşluk!
Eğer Evren BÜYÜK DEĞİŞİMLERİN BİLİNÇLİ FAİLİ olmuş olsaymış darbe yapılmış olmasının Sirmene göre hiçbir sakıncası olmayacakmış anlaşılan!
Bugün ise kendisi siyasi iradeyi olup bitenlerden,dokunulmazlara dokunulmuş olmasından dolayı “acz” içinde olmakla değil de “sığ”lıkla itham ediyor.O gün kulağa fısıldayanların kimler olduğu ile ilgilenmiş üzerine kalem oynatmamışken bugün fısıldamanın ötesinde planlar yapmış olmakla itham edilenleri savunmak amacıyla “derin devleti bırak sığ devlete bak” diye bir yazı kaleme alabiliyor.
Derin devleti engellemenin yolu devleti şeffaflaştırmak, görünen devletin hesap vermesini sağlamaktır demiş Sirmen pekii bu dava ile iktidar arasında siyasi ilişki kurmak ve iktidara muhalefet edenlerin göz altına alınması şeklinde davayı “siyasallaştır”maya çalışmak mıdır beklenen devlet şeffaflığı?
“göz önünde”olup biten bunca olaya bakıp devleti (kapatma davası vb eylemler ile iktidar olanın işlemesi engellenmeye çalışılanı) “sığlık” ile suçlarken,kendisi göz önünde olan onca saldırı ve ölümlerin bu işletmeye engel olanlar ile bağlantılı olduğunu bir türlü itiraf edemiyor.Neden?Devletin savcısını kapatma davasını açmazsa başına geleceklerle tehdit eden İlhan Selçuk özelinden bakılırak(ne kadar da demokratik)belki bir cevap bulunabilir.Programda açıkladığı gibi kendisi de bu iktidarın gitmesi için elinden geleni yapan bir muhalif ise neden göz altındakilerden biri olmadığının cevabını nasıl veriyor cümlesinin sonuna eklediği açıklamada mı;ama demokraatik yoldan!
Bir kişiyi toplumun gördüğü yüzü ile ilişkilendirip, “görünene” itimad edilmesini tavsiye ederken söylenmeyen görünenin ardının kurcalanmaması değil midir?Sirmen nalıncı keserini tutan biri olarak şeffaflık/demokrasi/adalet istiyor anlaşılan.
Yazan:kemalettin Tarih: Oca 16, 2009 | Reply
Ergenekon gibi bir uydurmanın gerçek olduğuna inanan var mı? tamamen uydurma, ortada bir delil yok… orduda mitte görev yapmış adamlar evinde krokileri saklayacak kadar salaklar mı? adamı iki lafınfan içeri atarlar, iki üç silah bulup cephane bulduk derler… sizce ergenekondan içeri alınanlar neden önemli başarılı ordu şahısları???
Yazan:gülçin kaçar Tarih: Nis 11, 2009 | Reply
İŞKENCE
Çırılçıplaktı
Elleri arkaya bir urganla balıydı
Utanıyordu
İnsan olduğuna
Şu an sadece örtünmek istiyordu
Korkunç bir duyguydu bu
Etrafındaki her kes ona bakıyordu
Merakla
Ama sadece beli yerine
Sanki bakılacak başka yeri yokmuş gibi
Ona yöneltilen sorulanları duymuyordu bile
Kocaman, kocaman harfler beyninde
Tek kelime yazılıyordu
Sadece Ö R T Ü N M EK istiyordu
Birden şiddetli bir tokat şakladı yüzünde
Konuş diyorlardı
O örtünmek istiyordu
Yada ölmek