CHP’de açılım ve Muhammed Hatemi
By Rasim Ozan Kutahyali on Kas 23, 2008 in CHP
CHP Türkiye’yi bilmeyen standart Batılı siyaset bilimcinin kavrayamayacağı bir seçmen ittifakına sahip… Bir yandan büyük şehirlerin merkezinde konforlu biçimde yaşayan üst ve orta sınıfların büyük çoğunluğunun oyunu alıyor. Bir yandan da Anadolu’nun yoksullukla cebelleşen kimi ücra kasabalarından ve şehirlerin kimi varoş mahallelerinden neredeyse tulum çıkarıyor…
Tahmin edildiği gibi bu kasaba ve mahalleler büyük oranda Alevi-Türk yerleşim bölgeleri. Bu bölgelerde CHP’nin egemenliği sürüyor. CHP’nin büyükşehir parti teşkilatlarında da ağırlık Anadolu’nun bu Alevi kasabalarından, köylerinden şehirlere göç eden ortasınıflaşma sürecinde olan Alevi-Türk aktörlerden oluşuyor. CHP’ye örgüt dinamizmini veren genelde bu Alevi kadrolardır.
CHP örgütlerinde konformist yerleşik ortasınıflardan olan LAST (Laik yaşam tarzına sahip Sünni Türk) Kemalistler genelde laf üretir ve sürekli şikayet ederlerken, toplumun farklı kesimlerinin teveccühünü nasıl kazanabiliriz sorusunun peşinden koşan, bu yönde gayret sarfedenler Anadolu’nun bağrından kopmuş, şivesi hâlâ Anadolu kokan, genelde Alevi olan bu yeni-ortasınıf aktörlerdir… Benim ailemin büyük çoğunluğu CHP’li. Özellikle ailenin kadınları asla değişmez CHP’lidirler. Tabii arkadaş çevreleri de öyledir. CHP içi durumları bu manada biraz içeriden gözlemleme imkânına küçükten beri sahibim…
Son dönemde ismi öne çıkan CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin de tam tarif ettiğim, CHP’nin hitap ettiği kitle skalasını genişletme çabasını merkeze alarak siyaset yapan, Anadolu’nun bağrından kopup İstanbul’a gelmiş, pragmatik ve dinamik yeni-ortasınıf bir aktör… Her kesime ulaşmak, her kesimle konuşmak, her kesimin gönlünü kazanmak, partiye daha fazla rey kazandırmak temel amacı…
“Bu amaç zaten her parti mensubunun doğal kaygısı değil midir” diye sorulabilir. Eğer sözkonusu CHP ise bundan emin olmak mümkün değil. Zaten CHP örgütü içinde bunun sıkıntısını en çok çeken de Gürsel Tekin’in temsil ettiği tipte reformist politik aktörlerdir…
CHP’nin kuruluş temellerinden gelen bir teolojik genetiği var. O genetiği aşarak CHP’yi büyütmeye çalışmak bizatihi parti içinden büyük direniş görüyor. CHP’nin geleneksel entelijensiyası ve bürokrasisi parti içindeki bu dinamik yeni-ortasınıf aktörlerin önünü kesiyor… Sağ partilerin ise böyle bir katı genetikleri olduğunu söylemek mümkün değil. O sebeple bu dinamizmi sağ partiler kuşatabiliyor ve oya tahvil edebiliyor…
Son dönemdeki “türban açılımı” denen şeyin kadük kalma ihtimalinin yüksek oluşu CHP’nin bu genetiği sebebiyledir. CHP kimi Türkiye yurttaşlarını varolan kimlikleriyle kabul edip, onları kazanabilecek bir parti değil. CHP o yurttaşların kültürel kimliklerini ve görünürlüklerini dönüştürmeden içine hazmedebilecek bir yapı arzetmiyor. Somut sosyal ve ekonomik talepleri ne olursa olsun, o yurttaşlar “aydınlanma” yaşamadan, kimlikleri dönüşmeden CHP’li olamazlar… CHP’nin geleneksel bürokrasisi ve entelijensiyası bu noktada bir tür sahte-pozitivist mollalar konseyi işlevindedir… O mollalar onaylamadan o türbanlı yurttaşlar vaftiz edilemez… Bu teolojik yapının peygamberi Mustafa Kemal, kutsal metinleri de başta Nutuk olmak üzere, tüm söylev ve demeçlerdir… Önce bu Kemalist teoloji içinden o yurttaşların kimliğine meşruiyet kazandıracak bir reformist tefsir gerekmektedir… Doğu Anadolu bölgesindeki birçok Alevi-Türk köyünde yöresel giysinin bugün “kara çarşaf” denilen kıyafet tipi olduğunu, bu köylerinde büyük oranda CHP’ye verdiği ne kadar söylense boş… Zaten CHP bürokrasisinin gözünde Alevilerin ancak araçsal bir değeri var. Aleviler de inançlarını ve kimliklerini terkedip bu LAST teolojisine asimile olduğu oranda has CHP’li olabilirler. Sağ partilerin Sünni-egemen bağnazlığı olmasaydı muhtemelen o Alevi yurttaşlar da CHP’li olmazlardı…
Bu teolojik genetikle Bülent Ecevit de uğraşamadı yüzde 42’lere getirdiği partisini 12 Eylül bahanesiyle sevinçle bıraktı. O bahaneyle CHP teolojisinden kurtulduğu günlerde Ecevit’in çok mutlu olduğu günlüklerinden anlaşılıyor. Deniz Baykal da bilenlerin bildiği gerçek fikirleri itibariyle CHP fıkhına göre caiz bir adam sayılmaz. CHP lideri olarak kutsal ayetler ve hadislere bağlı politika yaptığı oranda meşru bir pozisyonu var.
CHP’nin içinde samimiyetle özgürlükçü bir açılım yapmak isteyen isimlerinin durumu İranlı din adamı ve politikacı Muhammed Hatemi’ye benziyor. Onlar da Hatemi gibi önce mollalar konseyini aşmak zorunda… Yani Gürsel Tekin gibi CHP’li aktörler, tıpkı Hatemi gibi önce reformist din-adamı ardından siyaset-adamı olmak zorundalar…
3 Yorum
Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Kas 25, 2008 | Reply
Olayin Hatemiyle ne ilgisi var anlamadin ama!!!Yoksa Baykalin sakalmi birakmasi lazim:-)
CHP’nin acilim numurasi ayni gecenin karanliginda mezarin yanindan gecerkene korkudan Türkü söylemeye benzer bir olay. Ulu Önderimizin kurdugu parti kendine halk tarafindan verilen statü görevini bile dogru dürüst yerini getiremiyor.CHP’nin Ekonomik ve Ticaret programi varmi? Bence Ekonomin ne oldugunu bile cogu CHP’li bilmez. Insanlara Pratik hayatta faydali siyaset yapamayan secim kazanamaz. Baykal kadinlarin basörtüsüyle ugrasirken kömür dagitanlar secim kazandi. Ne demis Ulu Önderimiz.. Ey Türk övün, calis ve gercekleri gör:-) Simdi sakalimi kestirmeye gidiyorum sonrada soguk Birami icip Golf oynamaya gidecegim.
Yazan:KEMALİST Tarih: Kas 29, 2008 | Reply
AKP ilk kez % 30’un altında!
Baykal’ın çarşaflı kadınlara CHP rozeti takmasına olumlu bakıldığı ortaya konuldu.
AKP’Yİ İLK KEZ YÜZDE 30’UN ALTINDA GÖSTEREN ANKET
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın yeni ilçe olan Sultangazi’deki Hamza Yerlikaya Spor Salonu’nda partisine katılımlar dolayısıyla düzenlenen törende çarşaflı kadınlara rozet takması eleştiri alırken, Political Researcher Strateji Geliştirme Merkezi’nin yaptığı “Gündem Araştırması” isimli anket, “rozet” konusuna olumlu bakıldığını ortaya koydu. 16 Büyükşehir Belediyesi faaliyet alanında 21-23 Kasım tarihlerinde yapılan ankete 2 bin 862 kişi katıldı. Ankete katılanların yüzde 26.4’ü AKP’ye yüzde 19.3’ü CHP’ye yüzde 11.2’si ise MHP’ye oy vereceğini bildirdi.
ÇARŞAF CHP’YE NE KAZANDIRDI
Ankete katılanlara, “CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın tesettürlü bayanlara rozet takmasını nasıl karşılıyorsunuz?” sorusu sorulurken, CHP’ye oy vereceğini belirtenlerin yüzde 77.1’i olumlu karşıladığını söyledi. CHP’ye oy vereceklerini belirtenlerin yüzde 12.5’i durumu olumsuz olarak görürken, yüzde 10.4’ü kararsız olduğunu söyledi.
AKP’LİLER DE OLUMLU BULUYOR
AKP’ye oy vereceklerini belirtenlerin ise yüzde 46.1’i durumu olumlu olarak gördüğünü belirtirken, yüzde 36.9’u olumsuz olarak karşıladığını, yüzde 17’si ise kararsız kaldığını bildirdi.
MHP’ye oy verecek olanların ise yüzde 63.8’i durumu olumlu gördüğünü, yüzde 23.7’si olumsuz gördüğünü, yüzde 12.5’i ise kararsız olduğunu açıkladı.
http://gercekgundem.com/?p=163790
Gündemi artık AKP değil, CHP belirliyor.
Bu anket Taraf Gazetesini çok üzecek…
Malum, Taraf Gazetesi ve Taraftarlar AKP’ yi özgürlükçü, demokrat, aydın ve ilerici ilan ederken, AKP karşıtlarına demediklerini bırakmamıştı. Yine malum, Taraf başbakan Erdoğan’ ı eleştiren bir kelime yazdığı için, AKP medyası Taraf’ tan desteğini çekmiş, Taraf iflasın eşiğine gelmişti. Taraf’ ta bunu sürmanşetten duyurmuştu.
AKP oyları %30′ un altına düştü deniliyor ancak AKP hala birinci parti. 2. parti ile arasında hala %6 oy farkı var. Demek ki artık halk AKP zamlarını istemiyor, %85 doğalgaz zammını onaylamıyor. 10 yıl sonra Türkiye yeniden çekişmeli bir seçimlere hazırlanıyor.
Yazan:blue Tarih: Kas 30, 2008 | Reply
Valla Kemalist kardeş hiç güleceğim yoktu. Ne diyeyim, umut fakirin ekmeğidir.
CHP çarşaflılara rozet takarak AKP’yi %30’un altına çekiyorsa, daha neler yapmaz. Çarşaflı kadınlar CHP için ölüp bitiyorlarmış, öyle haber aldım; akın akın rozet takmaya sıraya girmişler. Türbanlılar da “ne yapacağız üniversite diplomasını, bize CHP rozeti yeter!” diye dolaşıyorlarmış. Hatta CHP’nin kadınlara sokakta çarşaf üzerine CHP rozeti takması için 100’er dolar verdiği söyleniyor. Rozetli olanların içi aydınlık olduğu için kamusal alana girebileceklermiş.
Baykal başkan, CHP şampiyon ! Ha göreyüm sizü…