İslami Kesimin Devletçi Zihniyeti Terk Etmesinin Kökenleri
By Mehmet Yılmaz on Ara 1, 2008 in AKP, Basın günlüğü, Devletçilik
Türkiye’de İslami kesimin kadim devletçi (ve de önemli ölçüde milliyetçi) geleneği terk etmeye başlayarak daha eşitlikçi ve özgürlükçü bir noktaya kayması, derinlemesine incelenmeyi hak eden bir konu. Bu konuda yapılacak incelemeler ise, doğal olarak, İslami kesimi böyle bir değişim içine girmeye iten gelişmeleri analiz etmeyi gerektiriyor.
Devamı için: Derin Sular
3 Yorum
Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Ara 1, 2008 | Reply
Türkiyede zaten Müslüman kesim öne cikip devlet disi bir öncülük yapmasa ebediyen kaybeder ve baski altinda kalir. Sözde Devlet Cumhuriyet tarihinde halkina karsi cok acimaz ve haksiz davranmistir. Müslüman olmayanlarin, Türk olmayanlarin Ülkemizden kovulmasi tabii kabul edilemz ve maliyeti cok agir olmustur. Bir savunma Bakaninin ülkenin tarihinden gelen öz halkini kovmayi övünmesi Devletin ciddiyetsizliginin göstergesiydi. Hilafeti kaldiran ve kendisini Laik bir düzen veren Devletin Din isleriyle ugrasmasi, isine geldiginde Dini duygulari cok cirkin istismar ederek kullanan Ordu, basiörtülü deye müslüman askerlerin Annelerini askeri merasimlerden uzak tutan Kemalist Komutanlar Devletin tutarsizligin en büyük örneklerinden. Ic baris olmadan, baska kültürlerin oldugu kabul edilmeden, dini inanclarin bütün dini meselerinde hür olmadan devlet Devlet olamaz. Kendisini tepeden inme süsü veren Devlet artik üstünde dikeldigi dali kesmeyi birakmasi lazim.Yoksa düser ve cok fena acir.
Yazan:Siyaset Kahvesi Tarih: Ara 1, 2008 | Reply
Egemen İslami düşüncenin daha eşitlikçi olduğu nasıl iddia edilebilir şaşmamak elde değil. Evet, İslam dini eşitlikçidir, buna hiç kuşku yok, ancak AK Parti iktidarını ya da Türkiye’de günümüzde egemen görüş eşitlikçi değil sadece sadakacıdır.
Yazan:Enver Gülşen Tarih: Ara 2, 2008 | Reply
maalesef özellikle son 1 yıl benim için büyük bir hayal kırıklığı manasına geliyor. bir şekilde devletin içinde güç sahibi olup, o güçle neler yapabileceğinin farkına varınca,bu gücü kıracak vicdan eksikliği de varsa, akp’ye olduğu gibi yeni tür bir devletçilik ortaya çıkıyor. bu sıralarda bir sürü alanda bunun tezahürlerini görüyorum. hemen aklıma bediüzzaman’ın bir sözü geliyor. tam hatırlayamıyor olabilirim ama mealen şöyleydi sanırım: ” kafir yoğurt gibidir, müslüman ise tereyağı. kafirin bozulmuş olanı yine de ekşimiş yoğurttur ve yenebilir, ama müslümanın bozulmuş olanı bozuk terayağı gibidir zehir olur. “. bence akp’nin özellikle yönetici kesimine, belediyelerine vesaire son zamanlarda olan budur. bir bozulma ve bu bozulmanın sonucunda gücün de etkisiyle zehirleşme hali. herkesi zehirliyorlar şu anda. başta çıktıkları dava olmak üzere…
not:kafir benzetmesi tamamen bir teşbihtir, aşağılama maksadıyla kullanılmamıştır (en azından benim söylediğimde)