RSS Feed for This Post

Mısır hükümetine çağrı

Armoiries de l'ÉgypteBuluşan kadınların Mısır hükümetine yönelik yeni metni:

Sayın Ekselansları Bayan Iman Mostafa A.AHMED,

 Çok yakından bildiğiniz gibi 17 aydır kalın duvarlarla dünya ile bağlantısı kesilen Gazze son bir aydır elektrik de verilmemesi sonucu adım adım bir soykırıma doğru gidiyor. Hastahanelerin yaşam destek üniteleri çalışmıyor. Fırınlar ekmek üretemiyor. Mısır’ın da sınırını kapattığı Gazze halkı yiyecek ve ilaç bulamıyor. Bizler  sınır kapılarını kapatarak yaşanmakta olan felakete ortak olan Mısır Hükümeti’ne şahsınızda soruyoruz: Gazzeliler, neden aç bırakılıyor, neden en temel sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor, neden en temel insan haklarından mahrum bırakılıyor, neden tecrit ediliyor? Gazze neden büyük bir hapishane? Gazze bizim gözümüzde  insanlık adına büyük bir utancın temsilidir! Biz bu utanca seyirci kalarak ortak olmayacağız. Sizi, temsilcisi olduğunuz Mısır Hükümeti’ni ve insanlığı bu utançtan kurtarmaya aracılık etmeye davet ediyoruz. Mısır Hükümeti Gazze’nin dünyaya açılan yegane kapısını kapatmakla bu kardeş halkı, sizin ve bizim komşularımızı adeta ölüme mahkum ediyor. Mısır devleti ve onurlu halkı tel örgüler ve duvarlarla çevrilmiş bir buçuk milyonluk Gazze Halkının açlık, tıbbi yetersizlik ve soğuk sebebi ile ölen insanlarının katilinin suç ortağı olmayı hak etmiyor.

 
Sayın Ekselansları,
Unutmayınız ki tarih hatırlar ve hatırlatır. Mısır Hükümeti’nin Gazze halkının mağduriyetine ortaklığını sürdürmesi de tarih tarafından hatırlanacak ve hatırlatılacaktır.
Mısır Hükümeti’ni, Mısır devleti ve halkının geleceğini, komşusu olan Gazzeli çocukların, kadınların, erkeklerin ve yaşlıların açlıkları, yoksullukları, hastalıkları ve ölümleri üzerine kurmamaya, ölümü değil  hayatı desteklemeye davet ediyoruz.
Mısır Hükümeti’ni Gazze halkına uyguladığı tecrit politikasından vazgeçmeye, sınır kapılarını Gazze’ye gönderilen yardımların ulaştırılabilmesi için derhal açmaya davet ediyoruz. Bizler Gazze’ye giden, sadece Gazze halkına değil, kendilerini onlarla dayanışma içinde hisseden tüm halklara  “kapatılmış” kapıların açılması için halklar ve hükümetler nezdinde mücadele etmeye ve sesimizi duyurmaya çalışmaya devam edeceğiz. Bunun için mevcut ve mümkün bütün iletişim kanallarını kullanacağız. Mısır sınırını derhal Gazze Halkına ve onların dostlarına açmanızı, çok yakınınızda duran felakete ve utanca ortak olmamanızı istiyoruz.
Yarın çok geç olacak! Bu kıyımı bugün durdurunuz!
Saygılarımızla,
Doç.Dr.Ferhat Kentel (Bilgi Üniversitesi Öğr. Gör.),  Prof.dr.Hayri Kırbaşoğlu (Ankara Ün. İlahiyat Fak.), Enver Gülşen(yazar), Doç.dr.Bekir Berat Özipek (Gaziosmanpaşa Ünv. Öğr.Gör.), Hidayet Tuksal (yazar), Yıldız Kavuncu (yazar), Abdullah Muratoğlu (yazar), Ali Bulaç(yazar),Mehmet Doğan (Siyasal Düşünceler Platformu Dönem Sözcüsü-Yazar), Recep Karagöz (yazar), Güven Akıncı (yazar), Sezai Şengönül(şair), Ömer Faruk Gergerlioğlu (Mazlum-Der Genel Başkanı)  Cafer Solgun (Yüzleşme Derneği Başkanı), Mehmet Yılmaz (Derin Düşünce Topluluğu Genel Editörü) , Hüseyin Çakır (yazar), Mehmet Atak, Leyla İpekçi (yazar), Prof.Dr. Baskin Oran, Cihan Aktaş (yazar) Mazlum-Der, Ak-der, Buluşan kadınlar, Başkent Kadın Platformu(kesinleşmedi),İhsan Eliaçık(yazar)

Trackback URL

  1. 4 Yorum

  2. Yazan:metedro Tarih: Ara 29, 2008 | Reply

    Mısırın kapılarını kapatması çok mu şaşırtıcı?

    evet.

    ama bunun kadar şaşırtıcı bir olay daha var:bizim dünyada cereyan olayları hala anlayamayışımız

    savaş başlamıştır. herkes safını seçmektedir. mısırı kınarken biz nerde duruyoruz. herkesin savaşta bir şey yapamayacağına dair bir bahanesi vardır. mısırında vardır bizimde vardır.

    ALLAH bizi affetsin.

    durum inanmak istemediğimiz kadar ciddi.

    kıyamet işlemeye başlamıştır…

    Filistin mısırın değil, ben müslümanım diyen herkesin ayaklar altına kendini verdiği ve izzetini kaybettiği ve onursuz kaldığı yerdir (mzc)

  3. Yazan:metedro Tarih: Oca 3, 2009 | Reply

    Mısırın kapılarını kapatması çok mu şaşırtıcı?

    evet.

    ama bunun kadar şaşırtıcı bir olay daha var:bizim dünyada cereyan olayları hala anlayamayışımız

    savaş başlamıştır. herkes safını seçmektedir. mısırı kınarken biz nerde duruyoruz. herkesin savaşta bir şey yapamayacağına dair bir bahanesi vardır. mısırında vardır bizimde vardır.

    ALLAH bizi affetsin.

    durum inanmak istemediğimiz kadar ciddi.

    kıyamet işlemeye başlamıştır…

    Filistin mısırın değil, ben müslümanım diyen herkesin ayaklar altına kendini verdiği ve izzetini kaybettiği ve onursuz kaldığı yerdir (mzc)

  4. Yazan:hayat Tarih: Oca 4, 2009 | Reply

    evet dostlar savaş
    gerçek üstü bir şekilde ve acımasızca başlamıştır.herşey bir yana bunun
    arap ülkeleri eliylede onay görüp ses çıkarılmaması en acısı.onlar sanırlarki Filistin’i kasıp kavuran bu vahşet onlarında kapısına dayanmayacak.
    yıllardır yaşanan bu zulmü bizler dünya halkları hep izledik sıradanlaştırdık ve çoğu zaman görmezden geldik.

    ve görüyoruz ki artık sıradanlaştırdıklarımız hedefi tam onikiden vuruyorlar huzuru kaybetmiş Filistinli kardeşlerimizin üzerine.ve bizler bilmemki daha ne zamana kadar bu onursuzluğa seyirci kalacağız…?

  5. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Oca 5, 2009 | Reply

    Mısır’ın İsrail ile Filistin arasında sürmekte olan sorunlarda ne tür bir politika yürüttüğü ve nasıl bir diplomasi izlediği konusunda çok kapsamlı bir bilgi ve birikime sahip değilim.Açıkçası,Mısır’ın kapılarını Filistin’e kapattığını bu duyuru ile öğrenmiş bulunuyorum.Tabii bunu kendi açımdan bir eksiklik olarak kabul ediyorum.Ancak,bunu yine de konunun ülkemizde yeterince kamuoyu oluşturacak çalışmaların azlığına bağlıyorum.Kanımca ülkemizdeki sivil toplum kuruluşları,medya ve hükümetin ortak çalışmalarıyla kamuoyunu aydınlatacak daha etkili çalışma ve kampanyalar oldukça yetersiz.Dolayısıyla bizler vatandaş ve insan olarak,daha ziyade,Filistin halkının yıllardır uğradığı mağduriyeti ancak böylesi bir vahşet yaşandığında basına yansıdığı kadarıyla konuya vakıf oluyor ve elbette tepkimiz de bir anlamda duygusal ve vicdani boyutuyla sınırlı kalıyor.

    Ne var ki yeterince oluşturulamayan kamuoyuna karşın yine de o coğrafyada yıllardır bir insanlık dramının hüküm sürdüğünü,İsrail devletinin tüm dünyanın gözü önünde Filistin halkına karşı bir insanlık suçunu işlediğini biliyoruz.Ayrıca İsrail kadar ABD’nin ve diğer güçlü devletlerin dünyayı kontrol altında tuttuklarını ve istedikleri gibi at koşturduklarını da…Bu gidişat,her ne kadar demokratik sivil kuruluşlar tarafından kısmen işlense de,bu,adeta tüm insanlıkça kanınsaksamnış ve bir şekilde boyun eğilecek bir dünya yasası haline gelmiştir.Temel prensip(nasıl bir prensipse)her devletin bu şer odaklarına karşı kendilerini koruyabilecekleri bir dünya üzerine kurulmuş.Toparlamak gerekirse, İnsani değerler,adalet ve hukuk yerine devlet çıkarlarının korunup gözetlendiği ve vicdanın ikinci plana atıldığı bencilce bir dünya düzeni hakim.Daha barışçıl ve yaşanabilir adil bir dünya talep etmek yerine,savaşlar üzerinden kirli hesapların devşirilmesine “diplomasi”denilerek bu kirli çarka sessiz kalınıyor.

    Dolayısıyla Mısır’ın Filistin halkına reva gördüğü uygulama yukarıda değinmeye çalıştığım genel politikalardan farklı değil.Diğer Arap ülkelerinin,demokrasileriyle üvünen Avrupa ülkelerinin ve ülkemiz de dahil tüm dünya ülkelerinin tavır ve duruşları Mısır’dan hiç de farklı değil.

    Tabii bu duyuruyu küçümsediğim veye önemsemediğim anlamında söylemiyorum.Her şeyden önce vicdani bir duruştur ve insanlığa bir çağrıdır.Ne var ki lanet olası bu kanıksanmış devlet politikaları sürdükçe hayat bütün acımasızlığıyla devam edecek ve Filistin halkının uğradığı zulüm de son bulmayacaktır.

    Peki,ne yapmalı?Nasıl olsa bir işe yaramıyor diye sessiz mi kalınsın?Elbette hayır.Ancak bir şeyler yapılacaksa bence kendimizden başlamamız gerekir.Devletimiz bu konuda ne yapıyor,hükümetin caydırıcı olması yönünde attığı adımlar nelerdir,ne kadar etkilidir ve nasıl olmalıdır…bence önce buradan başlanmalı.Kısacası öyle göstermelik bir iki demeçle “aman bu işe bulaşmayalım”şeklinde devlet risk almaktan imtina edecek ama biz Mısır’a falan çağrıda bulunacağız…bence bu hiç de etkili ve sonuç getirici bir yöntem değil.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin