Gazze’de Zulüm Şenliği
By Sever Isik on Ara 29, 2008 in Filistin, Ortadoğu
Ortadoğu siyasetinin kâbesi Filistin’in Gazze kesimi yeniden İsrail’in saldırı altında ve yüzlerce ölü var. Büyük bir hapishaneye dönüştürdüğü Gazze’yi ve habire vuruyor ve aşağılıyor İsrail gardiyanı.. yakıyor, yıkıyor… Gazze halkını açlık, sefalet, korku, sürgün ve ölüm ile terbiye ediyor İsrail. Nazilerden öğrendiklerinin, gördüklerinin daha kötüsünü Filistinlilere uyguluyorlar kendi cellatlarının işbirliği ile… Deir Yasin, Sabra ve Şatila katliamları, Lübnan’ın işgali, Filistin’in Filistinlisizleştirilmesi…Hep tanıdık manzaralar; kolları taşlarla kırılan Filistinliler, hedef alınılarak vurulan çocuklar, işkence, evlerin yıkılması, gözyaşı, çığlık, dikenli teller, duvarlar, tanklar, hava saldırıları, sürgün, korku ve ölümün zaferi..
Tüm uygar dünyanın! gözleri önünde bir katliama devam ediyor İsrail. Gazze yeniden enkaza ve kabristana dönüştürüldü. İsrail’in onca yıldır uyguladığı terör ve gerçekleştirdiği işgal, Filistin toprakalarını Filistinliler için yaşanılmaz bir ölüm ve korku ülkesine dönüştürdü. Ve bu terör politikası ile israil, Filistinlillere dünyanın gözleri önünde sistematik olarak soykırım yaparken, tüm dünya bu soykırımı sadece seyrediyorlar. Dünyanın tek emperyal gücüne ve doların tanrısına sırtını yaslayan İsrail, elinde tuttuğu muazzam savaş aygıtları, medya ve propaganda gücü ile bildiğini okumaya/okutmaya devam ediyor.
Zaferini ve varlığını, “ölümün zaferi” üzerine inşa etmiş zalim bir dünyanın, transfer edilmiş günahı üzerine inşa etmiş bir devlet İsrail… Tüm zamanların en büyük ve en uzun sürmüş nefreti…Dolarlarla ayakta tutulan, demokrasi postuna bürünmüş bir askeri tiranlık… Kurumsallaşmış bir terör devleti. Bugün “İsrail ülkesinin Yahudileri” konumuna düşürülen Filistinliler, Batı’nın günahının kefaretini ve kan bedelini yaşamları ve ülkeleri ile ödemeye mahkum edilmiş vaziyetteler. Ve yarım yüzyıldır süren bu eşsiz zulme dur diyecek hiçbir güç ortalıkta görünmüyor.
Bir savaştan söz etmiyoruz/edemiyoruz. Habire vuruyor İsrail. Vuruyor ve aşağılıyor Filistin’i, Arap ümmetini… Ve tüm dünyayı. Kafalarını kuma gömmüş bir dünya, aşağılanarak yok edilmiş, görünmez kılınmış ve diktatörlerinin koynunda ölümcül bir uykuya dalmış bir arap ümmeti…Şöyle soruyordu Nizar Kabbani; “biz Araplar büyük bir yalan mıyız?” Arap yöneticilerinin işgal karşısında halklarının rızasına muhalif olan tutumlarına bakıldığında görüyoruz ki gerçekten Arap alemi (siyasi irade olarak) bir yalandan ibaret.
“En büyük zalimler başları kesilmemiş şehitlerin arasından çıkar” diyor Cioran. Bugün televizyonlarımızın karşısına kurulup canlı yayınlarla izlediğimiz şey, temerküz kamplarından, Holokoust’an kurtulmuş olanların ve çocuklarının Filistinlilere yaşattığı, bir zulüm şenliği.
Dünyanın zalim efendilerine göre İsrail’in yaptığı herşey “meşru savunma”, çünkü; Filistinliler doğuştan terörist, ben-i İsrail ise mazlum ve masum. Araplar “çöldeki bu demokratik vaha”ya tahammül etmeyen, fanatik ve bağnaz çöl bedevileri..Öyleyse İsrail her istediğini yapabilir. Çünkü, onu yargılayacak herhangi bir siyasal ve kurumsal merci mevcut değil…
Filistin’de demokraside bir oyundan ibaret. İsrail’in ezeli demokrasisine karşı Filistin’in seçim sandığından Hamas vb. sorgusuz sualsiz teslim bayrağını çekmeyen bir parti çıkarsa, liderleri terörist, demokrasi ‘out’ ilan edilir.
Filistin halkının seçilmiş liderleri uzlaşamada dibe vursalarda onların hehangi bir iradesi söz konusu olmayacak. Çünkü israilin a priorik olarak haklı olduğu bu savaşta/cezalandırmada Filistinliler için ne hak ve haklılık , ne de hakaniyet ne meşruluk söz konusu değil. Dört dörtlük bir ırkçılıktır söz konusu olan. Tüm Filistin, İsrail tarafından fethedilecek, gerisi hikaye. Siyonist terörün mimarlarından ve İsrail’in ilk başbakanı olan David Ben Gurion 1919’da şöyle diyordu: “Biz bu ülkenin bizim olmasını istiyoruz; ama, Araplar da bu ülkenin kendilerinin kalmasını istiyorlar”.Tüm evrensel ahlaki kurallar ve uluslararası kabul görmüş ilkelerin bu savaşta herhangi bir yeri yok. Güçlü olan vuruyor, aşağılıyor ve hep haklı oluyor!
Medeni dünyanın! bunca zulme karşılık bir defa bile İsrail’i suçladığına şahit olmadık. İşte uygar dünyanın adaleti… Filistinlilere bir böcek kadar bile değer verilmiyor. Tüm Filistin halkı savaş zayiatı olabilir.
Medeni dünya kovulmuş, sürülmüş, mültecileştirilmiş Filistinlerin vatana dönüş hakkını hala tanımış değil, ama, İsrail halâ dünyadan yahudi topluyor ve Filistin’i adım adım İsrailleştiriyor. Onun için şiddet/öldürmek İsrail’in yaşamsal gıdasıdır, ekmeği ve suyudur; barış ise en büyük tehlikedir. Ve devran İsrail’den yana.
Nizar Kabbani’nin dizeleri ile bitirelim,
Ey Gazze’nin çılgınları/Bin aile olacak/Çılgınlarla dolu/Özgürleştirince bizleri
Siyasi akıl asrıdır /Tersine döndü zaman/Öğretin bize çılgınlığı
3 Yorum
Yazan:Kamer Yalcin Tarih: Oca 3, 2009 | Reply
Gazze kan revan içinde. Lanetliyorum!
Gazze’deki insanlık dramına bir son vermek için Mısır Devleti’ne ve Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e yazılan açık mektupların ve altına attığımız imzaların daha mürekkebi kurumadan Gazze’de yeni ve yine bir katliam yaşanıyor.
İsrail, Şabat ve Hanuka bayramlarına denk gelen günde dahi durmadı. Kutsal ne varsa hiçe sayarak, yıkarak, yakarak bombalar yağdırıldı Gazze’nin, Gazze’deki insanların üzerine. Şabat’ta Jetlerine bindiler, Hanuka bayramında bombalar yağdırdılar.
Kan dökerek, can yakarak kutluyor İsrail bu günleri. 2008’in son günlerini kanla noktalıyor İsrail, kanla kapatıyor. Halbuki Hz. Musa Sina Dağında Rab’inden 10 emri almamış mıydı? (Tevrat/Bab20). Rabbin, Hz. Musa’ya KATLETMEYECEKSİN! dememiş miydi? Oysa İsrail katlediyor, öldürüyor. İsrail durmak bilmiyor.
Dünya ve biz sessiziz. İçimiz öfke, dilimiz lanet kelimeleri ile dolu… Ve yine değişmeyen oluyor; İsrail vuruyor, çocuklar ölüyor… İsrail vuruyor, dünya susuyor… İsrail Gazzeyi ve Filistin halkını vurdukça insanlık susuyor, sustukça küçülüyor.
Şu ana kadar Gazze’de ölü sayısı 310, yaralı sayısı 1420’yi buldu. Bölgedeki doktorların açıklamaları insanın kanını donduruyor. Zaten yokların bol olduğu Gazze’de onlar hiçbir şeysiz hayat kurtarmaya çalışıyorlar.
Katliam devam ediyor. Gazze kan revan içinde. Dünya susuyor, sessizliğin vebali ebediyen insanlığın üzerinde olacak ve 2009 insanlık için mutlu başlamayacak.
Yazan:seyduna Tarih: Oca 3, 2009 | Reply
lanetlemek kelimesi eksik kalacak bu utanç için bir yandan lanetlerken başbknımız kınıyorum kelimesini kullanmayacak kadar aciz kalmışsa bu suça ortak olmuştur demekki,ama şunu iyi bilmeliyiz filistindeki insanların,küçücük çocukların uğradığı bu insaniyetsizliğe lnet okurken kendi topraklarımızdaki bu utançlara sessiz kalmak timsah gözyaşları dökmek olmuyor mu? başbakanın kadın da olsa çocuk da olsa sözleri olmertin zihniyetinden ne farkı var,acı everensel olmalı diyarbakırdaki kürt çocuklarına da,filistindeki masum insanlara da ,afrikadaki aç insanlrın mağduriyetini de aynı empatiyle yaklaşmalıyız yoksa içimizde ayaklanmış bu tepkiler sadec göz boyama olur
Yazan:Sever IŞIK Tarih: Oca 3, 2009 | Reply
Sayın Seyduna
Zulmün niteliği ve “ne”liği zalime göre tanımlanmaz. Hiçbir zulüm makbul ve muteber olamaz. Filistinlilere yapılan zulmü kınadığımız gibi Kürtlere yapılanı da kınıyoruz ve lanetliyoruz.
Hiçbir mazlum bize uzak olmadığı gibi, hiçbir zalimde bize yakın değildir.