Teşekkürler Başbakanım..
By T.Suat Demren on Oca 29, 2009 in Adalet, Filistin, Militarizm, Ölüm, Politika
“[….] Şimdi yetmiyor, Tayyip Erdoğan’ın İsrail siyasetiyle uğraşıyorlar. Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e karşı aldığı tavır, gurur duyulacak bir tavırdır. Meclisimiz Irak işgalinde hasbelkader aldığı tavırla nasıl Avrupa’yı mahcup ettiyse, Erdoğan’ın İsrail konusunda aldığı tavır da Avrupa’yı öyle mahcup etmiştir. İsrail meselesinde Avrupa’nın ne kokar ne bulaşırlığını Avrupa kamuoyu vicdanı çoktandır taşıyamamaktadır. Son İsrail saldırısında Avrupa değerlerini Avrupa’dan daha iyi taşıyan kişi Tayyip Erdoğan’dır. Türkiye bu tavrını, AB’nin içinde, daha temiz bir sicille gerçekleştirebilseydi, AB kamuoyunu İsrail konusunda harekete geçirebilirdi. Avrupa’nın Ortadoğu ‘yüzsüzlüğü’ epey sarsılırdı.
Türkiye’nin Avrupa için, Avrupa’nın da Türkiye için ehemmiyeti zaten budur. Yoksa Müslüman bir ülke AB’ye girmiş girmemiş ne fark eder.
Soğuk savaşın bitişi Berlin duvarının yıkılmasıyla başlamış olabilir. Ama soğuk savaşın bitişinin ‘resmi’, resmî yüzü, dünyada Obama, Ortadoğu’da ve Avrupa’nın kenarında Tayyip Erdoğan’dır. Soğuk savaşın tam bitişi ise korku siyasetinin kökünün tamamıyla kurutulmasıyla gerçekleşecektir. O da bize, insanlara, insanlığa kalmış.
Türkiye’nin dış politikası ‘nuh der peygamber demez’ dışişleri ‘monşerlerinin’ elinden kurtarılmıştır. Ve AKP bunu, iç siyasette sırat köprüsü üzerinde yürürken gerçekleştirmiştir.
En sıkışmış gününde bu tarihî virajı almayı başaran AKP’ye, başbakana ve nedense AKP dış politikasının ‘şuuru’ olduğuna inandığım Ahmet Davutoğlu’na huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Ve bunun bir AKP yalakalığı olarak da kayıtlara geçmesini şiddetle arzu ediyorum. […] (*)
(*) Gükhan Özgün’ün “AKP yalakası yazı” başlıklı yazısından.
—
Bekir Bey’in sıkça kullandığı şu sözünü çok severim: “Nihai tahlilde ahlakî doğrular aynı zamanda siyasi doğrulardır”
Gökhan Özgün bu yazıyı dün yazmıştı. Ben de Erdoğan’a, bu akşam Davos’ta diplomasinin serinkanlı kaypaklığına kapılmadan sergilediği vicdani duruşundan dolayı en kalbî duygularımla teşekkür ediyorum.
Birilerin küstah İsrail’e ve iki yüzlü destekçilerine bunu yapması gerekiyordu, bu da Türkiye’ye ve Erdoğan’a nasip oldu. Yakıştı. Ve eminim ki bu coğrafyadaki geçmişi nedeniyle başka hiçbir ülkeye de bu kadar yakışmazdı.
Teşekkürler Başbakanım.
16 Yorum
Yazan:suzannur Tarih: Oca 29, 2009 | Reply
Sayın Başbakan’a teşekkür ediyorum.
Yazan:Osman Nuri Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
haber bakın habere..metro beleş olmuş.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10887578.asp?gid=229
Yazan:omer Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
Selamlar…
Bazı gazete manşetlerinde olduğu gibi “Birilerinin bunu yapması lazımdı”
Yazan:Levent Cetin Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
Konusmasini cok guzel yapti. Her soyledigi laf anlamliydi, tabiri caizse “cuk oturttu”. Kasimpasaliligini bile pozitife cevirmeyi basardi. Onurlu her insanin yapmasi gerekeni yapti.
Simdi “tam bagimsiz Turkiye” diye otenler bakalim nasil elestirecekler. Ayni seyi Ismet Pasalari yapsaydi simdi en buyuk kahraman diye anarlardi.
Yazan:Ezel KARA Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
konuyla ilgili Kezban Davos’ta baslikli yazima degerli yorumlarinizi beklerim.
http://www.siyasetkahvesi.com/sayfa.php?ole=yazi&yzid=378
Yazan:Ezel KARA Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
Konu hakkında yazdığım Kezban Davos’ta baslıklı yazıma yorumlarınızı beklerim arkadaslar:
Yazan:Ezel KARA Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
Konu hakkında yazdığım Kezban Davos’ta baslıklı yazıma yorumlarınızı beklerim arkadaslar:
http://www.siyasetkahvesi.com/sayfa.php?ole=yazi&yzid=378
Yazan:Osman Nuri Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
Allah askina basbakana nasıl teşekkür edebiliyorsunuz?
gazze saldırısından 4 gün önce İsrail basbakanı Türkiye’ye gelip bizimkiyle 5 saatlik veda ziyareti yapmadı mı? Bu ziyaretten 4 gün sonra saldırı baslayınca bizim basbakan “saldırıdan önceden vallahi de haberim olmadı” demedi. israil’in ankara büyükelçisi bizim basbakanımızın yalanını ortaya çıkarıp “Hayır Türkiye’ye haber verdik” demedi mi? Neyin teşekkürünü ediyorsunuz ki şimdi?
Yazan:Nun Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
@Osman Nuri,
İsrail propaganda makineleri sizin beyninizi fena iğdiş etmiş anlaşılan.
Başbakan dün de söyledi, barış görüşmeleri sırasında uzun bir ateşkes teklifini şartlarla beraber sunduk, görüşüp değerlendilerim diye gittler, iki gün sonra da saldırıya başladılar dedi. Tüm dünyanın önünde, daha ne?
İnsanın içinde önyargı olmaya görsün; TC Başbakanına inanmamak için kırk derecen su getirilebiliyor. Başbakan dolunayı gösterip “gece olmuş ” dese “yok kardeşim o güneş” diyecek kadar gözünüz körelmiş. Şu son olay bu tip “muhalifleri” fena maskara etti.
Kaldı ki, büyükelçinin bahsettiği iddia edilen haberdarlık, ülkelerin bir askeri operasyonu “başladıktan sonra” komşu ülke ve müttefikleri bundan haberdar etme şeklinde diplomatik bir teamül. Yani Olmert’in Türkiye’deki görüşmeleri sırasında söylenmiş bir şey değil; saldırdıktan sonra, komşu ve müttefikler ajanslardan değil bizden duysun diye “biz saldırdık” diye haber vemek gibi bir klasik teamül.
Seversiniz nefret edersiniz, kimsenin umrunda olacağını sanmam ama sırf Başbakan’a muhalefet edeceğiz diye komik duruma düşüyorsunuz, hatırlatırım.
Yazan:Osman Nuri Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
ne bu telasın sayın nun? sucluların telası mı yoksa? bu kadar emin konustugunuza göre siz de görüşmedede bulundunuz ve bu insalık sucuna ortak oldunuz heralde. panik yapmanıza gerek yok görüş bildiriyoruz sadece burda
Yazan:Ezel KARA Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
BOP un eş başkanı olan bu külhanbeyli,kasımpaşa kabadayısı Irakta müslümanların daha kolay katledilmesi için 40 bin ABD askerini ülkenin güneyine konuşlandırmak için çabalamadı mı? Oradakiler müslüman değilmiydi ?Gelelim Filistine…İsrailin yaptıklarının ne kadarı BOP a dahil, ne kadarı değil ?
Tayyip Erdoğanın bu şovunu kendisinde ezilmişlik duygusu bulunan milletimiz yutacaktır,görüyorum ki liberaller içinde bazı yoldaşlarda “Arslanım benim ” diyecek kadar bu şovu yutmuştur. Bush un karşısında bacak bacak üstüne attı diye alkışlanan bu adam, Bush un sözünden çıkmayan adam, Peres e tepki veren bu adam BOP un eş başkanı olan adam. Her şeyi de yutmayın.
BOP un eş başkanıyım diyen biri Filistin halkınında,Irak halkınında hamiliğine soyunamaz. Barışı dillendirecek olan biri ilk önce kendi ülkesinde barışı sağlayacak. Devletin tüm birimleri birbiriyle kanlı bıçaklı olmuş, ülkenin bir yarısından tabutlar geliyor, beyefendi Davosta Kasımpaşalı barış sözcüsü kesiliyor.Bizim ezik milletimizde adamı kahraman ilan edip şak şaklıyor.
Yazan:İhsan Polat Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
Başbakanın göstermiş olduğu tavır, bütün uygar, çağdaş ve medeni ülke başkanlarının göstermesi gereken tavırdı. Haberi izlediğimde çok etkilendiğimi söylemem lazım ancak bu tavırdan sonra sağlam durabilmek de en az bu tavrı sergilemek kadar önemlidir.
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Oca 30, 2009 | Reply
@Ezel Kara,
Meraklı bir insanım,tartışma daveti duyunca atladım geldim ‘siyaset kahvesi’ne.Yazınızı da baştan sona kadar okudum.Eğer nezaketsizlik olarak algılmazsanız inanın hayalkırıklığına uğradım.Meğersem bir kafalama rekabeti almış gidiyor da haberimiz yokmuş.Kendimi bir an parka gitmeden önce büyükleri tarafından yabancıların elinden şeker almaması sıkı sıkı tembihlenen küçük bir çocuk gibi hissettim.
Bilmem bu tarz yönlendirmelerin özgür düşünceye bir saygısızlık olduğunun farkında mısınız?Eminim bunu hiç düşünmemişsiniz.Ancak şu kadarını söyleyeyim,bu tavır son derece rahatsız edicidir bilmiş olun.Siz özgürce fikrinizi belirtirsiniz,bırakın başkaları da yargılarını kendileri versin.Tartışma,eleştiri ve özeleştiri böyle anlamlı olur;”kırmızı başlıklı kurt”hikayesi hissiyatıyla insanları “himaye”altına almak değil.
Yazan:Ezel KARA Tarih: Oca 31, 2009 | Reply
@Aziz Yılmaz,
yazımla sizi memnun edemediğim için kusuruma bakmayın, ancak ben de naçizane fikirlerimi ifade ediyorum. Fikir belirtmek ve şiddetli bir ironiyle birilerini eleştirmeyi neden yönlendirme olarak gördüğünüzü ise kesinlikle anlamadım. Rahatsız olmanıza ise hiç üzülmedim, çünkü tartışmalar zaten rahatsız olmak ve etmek içindir. Rahatsız olacağız ki, birbirimizi ikna edeceğiz ya da karşımızdakinin fikrinden bir şeyler öğrenip ikna olacağız değil mi? Eleştiriye açık bir insansanız, tartışmaya sonuna kadar açığım, kaçmıyorum ben. Sizin söylediğinizin aksine, kimsenin fikrini belirtmesine de engel olmuyorum.SiyasetKahvesi’nde yazımın altına istediğiniz sertlikte yorumunuzu yapın, cevabına da hazır olun.
Saygılar
Yazan:şathiyyat Tarih: Oca 31, 2009 | Reply
Sn.Ezel Kara
Bibirlerine sırtlarını dönerek ateş komutunu bekleyen iki kişiden birinin ölümü ile nihayetlenecek bir düello sahnesi;bu yorumu okuduğumda gözümün önüne gelen görüntü maalesef bu oldu.
Eleştirmek,
Tartışmak,
Öğrenmek,
İkna olmak,
Meydan okumak,
Tartışmaya açık olmak,
Kaçmak,
Sertliğe karşı tedbirli olmak,
Tüm bunlar bir metnin içinden ayıklanıp,alt alta yazıldıklarında onları bir araya getiren için aslında ne anlam ifade ettiklerini düşünmeden edemiyor insan!Kelimeler birbirine girmiş yada bilinen anlamlarını kaybetmişler gibi.Hadi konuşalım diyen birinden çok silahını kuşanmış birinin düello davetinde saf edilmişe benziyorlar.
Hayır,değildir.
Bu cümlenin bir kısmında dediğiniz gibi “rahatsız” eden konu tartışılır.Amaç da dediğiniz gibi “rahatsız etmek” değil aksine rahatsızlık veren konuların bertaraf edilebilmesidir.
Kışkırtarak rahatsızlık temin etmek üzere başlatılan tartışma ile rahatsızlığın kışkırtıcılığı ile başlayan bir tartışma arasında çok fark vardır.
Biri provokasyon niteliği taşırken diğerinin kaynağında değişimin gereği olan ihtiyaç yer alır.Bu nedenle de fikir platformlarında gerçekleşen tartışmalara olan yaklaşım “ikna etmek” üzere değil farklı fikirlerle bir arada olabilme ihtiyacına dönük olarak daha çok bilgi/görüş paylaşımı şeklinde bir yaklaşımla gerçekleştirilmelidir.
Sertlikle(!) kimse kimseye bir şey öğretemez ve “ikna” edemez! Tartışmayı bir alış veriş gibi görmüyor da kendinizi, birilerini bilgilendirip ikna etmek üzere savaşa giden tam tekmil teçhizatlı asker gibi görüyorsanız karşınızdakini rahatsızlık verici bir şekilde “tartışmadan kaçan korkak” yada “tartışmaya açık babayiğit” olmakla itham eder bulursunuz.Sonra da benim gibi işi gücü olmayan biri hiç üşenmez,zaman israf ettiğine aldırmaz ve bu tavrınız üzerine “kınayarak eleştiren” yorum yazar.
dedikten sonra “Tartışmaya açıksanız yazın, bakın ben korkmuyorum(!)” şeklinde bir cümle yazabiliyor olmanız ironi yapmak konusunda oldukça başarılı olduğunuzu gösteriyor,tebrik ederim.
Bu yorumla sizi yönlendirmek istediğim gibi bir zanna kapılmayacağınızı bilmek güzel.
Ben diğer yorumcuya cevap olarak yazdıklarınızdan bir şeyler öğrendim fakat ikna olmadım ,yaz siz?
Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Oca 31, 2009 | Reply
@Ezel Kara,
yazımla sizi memnun edemediğim için kusuruma bakmayın, ancak ben de naçizane fikirlerimi ifade ediyorum.
İtirazım(veya size göre memnuniyetsizliğim)fikirlerinize değil,başkalarını ikna yöntemini(ze)dir.Bu sitede yayımlanan(Siyaset Kahvesi’deki yazınız değil)bir yorumunuz,neyi vurgulamaya çalıştığımın konusunda bir fikir verse gerek,aşağıya alıntılıyorum.
Tayyip Erdoğanın bu şovunu kendisinde ezilmişlik duygusu bulunan milletimiz yutacaktır,görüyorum ki liberaller içinde bazı yoldaşlarda “Arslanım benim ” diyecek kadar bu şovu yutmuştur. Bush un karşısında bacak bacak üstüne attı diye alkışlanan bu adam, Bush un sözünden çıkmayan adam, Peres e tepki veren bu adam BOP un eş başkanı olan adam. Her şeyi de yutmayın.(Ezel Kara)
Peki sizce bu tavır başkalarının sınırlarını ihlal etmek değildir de nedir?Ne demek “her şeyi yutmayın!”insanlar duygu ve düşüncelerini ifade ederken onayınızı mı almalılar sizce?Bakın,karşınızda çocuk yok,bu tavır maalen “her şeyi en iyi ben bilirim,sizler ise her şeyi yiyip yutmaya hazır yığınlarsınız”demektir ve inanın rahatsızlık vermesi için yeterli nedendir.
Rahatsız olmanıza ise hiç üzülmedim, çünkü tartışmalar zaten rahatsız olmak ve etmek içindir. Rahatsız olacağız ki, birbirimizi ikna edeceğiz ya da karşımızdakinin fikrinden bir şeyler öğrenip ikna olacağız değil mi?
Üzülmediğinizin farkındayım,zaten ben de yazdıklarımla üzülmenizi amaçlamamıştım.Fakat tartışma ve fikir paylaşımının,rahatsız olmak/rahatsız etmek için yapılması gerektiğini düşünmüyorum.Düşünceye sevketmek,bu anlamda bir alan yaratmak tanımını tercih ederim.Dolayısıyla sizinki de bir fikirdir ve elbette üzerinde tartışılabilir.
Rahatsız olacağız ki, birbirimizi ikna edeceğiz ya da karşımızdakinin fikrinden bir şeyler öğrenip ikna olacağız değil mi?
Evet,karşımızdakinden bir şeyler öğrenme güdüsü kuşkusuz ki bazan sarsıcı,şaşırtıcı tetiklemeler sonucu harekete geçebilirler,bu doğru.Zira algı,bilinç ve kavrama yeteneklerimiz her daim etki-tepkinin yolaçtığı bir etkileşimle daha canlı ve diri olurlar.Lakin,”ikna” farklı bir şeydir.Her bir fikir alış verişi ille de ikna etmek/ikna olmakla sonuçlanacak diye bir kural yok.Herkes kendini ifade eder,gerçekleştirir;fikir,bilgi ve düşünceler bir araya gelir ve bundan bir şey çıkar,ikna en son olaydır…olursunuz olmazsınız,edersiniz veya etmezsiniz.
Sizin söylediğinizin aksine, kimsenin fikrini belirtmesine de engel olmuyorum.SiyasetKahvesi’nde yazımın altına istediğiniz sertlikte yorumunuzu yapın, cevabına da hazır olun.
Engel oluyorsunuz demedim zaten,insanların kendi olma hakkına saygı göstermiyorsunuz dedim.Eleştirmek ayrıdır insanların duygu ve düşüncelerine müdahale ederek onları cahil sürüsü gibi görmek ayrıdır.Bu ikisini birbirine karıştırmamak gerekir.Ancak belirtmeliyim ki,kendi doğruları dışındaki fikir,inanç ve tercihleri zararlı görme anlayışı,beraberinde bir dışlama ve ötekileştirme getirir ve bu da zamanla pekâlâ bir engellemeye yol açabilir.Nitekim bu,ülkemizde pek de yabancısı olmadığımız bir durum.
Sertlik konusuna gelince,bu da bana göre sezgisel bir yaklaşım.Bir durun bakalım,ne yazacağımı bir görün,okuyun sonra teyakkuza geçin:))
Hem böyle yaparsanız sitenize gelmem ha:))Bu işin espirisi tabii.Elbet tartışacağız,eleştireceğiz,gerektiğinde özeleştirimizi vereceğiz.Yalnız bu arada üyelik konusunda epey teferuat var.Deneyecek gibi oldum,sırf bunlar biraz yılgınlık verdiğinden vazgeçtim.Bunda tembelliğimin ve kolaycılığımın da payı var elbet.Fırsat bulduğumda sizinle seve seve tartışırım neden olmasın.
Sevgiyle kalın.