RSS Feed for This Post

Derin Düşünce 2 yaşında!

Her ay 40 bin okuyucu ve yorumcunun buluştuğu bir fikir platformu Derin Düşünce. İstatistiklerimize göre okuyucularımızın yaklaşık %25’i haftada en az 4 kez sitemize bağlanıyor. Konuk yazarlarla birlikte 100’den fazla kalemin yer aldığı sayfalarımızda mayıs 2008’den beri 801 farklı yorumcu katkıda bulunmuş. İki yılda yayınladığımız makaleler henüz 1000’e ulaşmadı ama 801 yorumcumuz 15 bine yakın katkıyla sitemize bugün bulunduğu yere taşımışlar.

Aslında herşey çok “küçük” başladı. internette tanışan bir grup yorumcu idik bundan iki yıl önce. Aynı şeylere sevindiğimizi ve üzüldüğümüzü hemen fark etmiştik.  Daha özgür ve daha mutlu bir Türkiye’nin mümkün olduğunu seziyorduk bir şekilde. Olaylara bakışımızda, çözüm önerilerimizde ortaya çıkan farklılıkların bizi daha da zenginleştirdiğini gördük.

Çözümlerin dayatmalarla, tartışılmaz kırmızı çizgilerle üretilemeyeceğini de biliyorduk. Daha çok okumak, tartışmak gerekiyordu. Kendini ve “ötekini” anlamaktan geçiyordu ilerlemenin yolu.

Sizin filiniz hangisi?

Son aylarda aramıza yeni katılan çok sayıda yorumcu oldu. Kendilerine yürekten bir “hoşgeldin” demek istiyoruz öncelikle. Fark edeceğiniz gibi Derin Düşünce’deki yorumlar bir çok siteye oranla oldukça uzun. Çünkü bizim yorumlarımız “tepki” yorumu olmaktan çok “katkı” yorumu. Bir yazının altında 50 ya da 100 yorum olması, tartışmaların günler ya da haftalar sürmesi istisna değil. Bir çok dostumuz destek yada itiraz yerine yeni bir bakış açısı, ek bir bilgi sunmayı tercih ediyor. Bu yönüyle yorumlar makaleleri tamamlayıcı ve zenginleştirici bir rol oynuyorlar çoğu kez. Konuyla ilgili bir haberi ya da bir başka sitedeki yorumu bildiren okuyucularımız da var.

Bizim gözümüzde farklı fikir ve bakış açıları sağlıklı düşünmek için mutlaka gerekli. Çünkü gerçek yaşam bir insanın tek başına kavrayabileceğinden çok daha zengin, karmaşık ve değişken.

Eski bir Hint hikâyesinde el yordamıyla bir fili tanımaya çalışan körler anlatılır. Kuyruğa yapışan kör ısrarla filin yılan gibi ince uzun bir şey olduğunu savunur, bacağına yapışan “hayır” der, “ağaca benziyor”. Karnına dokunan itiraz eder ve yumuşak bir duvardan bahseder.

Bir yerde hepimiz bu insanlar gibiyiz. Ötekilerin fikirlerini anlamak çok zor da olsa bu çabayı göstermeye değer. Yanlız taştan duvar olmuyor…

Yorum dili, sert eleştiriler ve nezaket

Yazar ve yorumcularımız arasında okuyan, araştıran insanlar çoğunlukta.

Ancak bazen çok bilmek yeni şeyler ögrenmeye engel oluyor. tecrübelerimiz, başarı ve düş kırıklıklarımız bizim gibi düşünmeyenleri dinlememizi engelliyor. Bazen de kendi gerçekliğimizin bizi hapsettiği küçük dünyalarda yaşıyoruz. Basının ve kötü siyasetçilerin dayattığı yapay kamplaşmaların içinde hapsoluyoruz. Gerçeği ifade ederken kullandığımız semboller ve benzetmeler gerçeğin kendisi oluyor zihnimizde. Birisi fikirlerimizi eleştirdiği zaman bizi şahsen hedef almış bir saldırı hissediyoruz.

Bu anla(ş)ma zorluğuna bir de vücut dilinin eksikliği ekleniyor elbette. Arkadaşlarımızın ses tonunu, el ve yüz hareketlerini görmüyoruz, duymuyoruz. İletişimdeki bu “engel” kelimelerin aşırı anlamla yüklenmesine sebep oluyor.

Ağızdan çıktığında çok hafif sayılabilecek ve unutulacak bir eleştiri yazıldığı zaman okuyana bir taş gibi çarpabiliyor.

Bir “O.. çocuğunun” hikâyesini aktardığımız “Blogistan’da insan” adlı yazıyı bu bağlamda bütün dostlarımıza öneriyoruz.

Sitede sansür var mı?

Sitemizde sansür yok. Ama nöbetçi editör her yorumu yayınlamak zorunda değil. Felsefe olarak özgürlük fetişizmine karşıyız. Yani sitemizin sayfalarında özgürlük adına başka değerlerin çiğnenmesine sessiz kalmıyoruz, bir değerden değil değerler arası dengeden, bir “orta yoldan” yanayız.

Kurulduğumuzdan beri sansür konusu zaman zaman gündeme geliyor. Bu konu oldukça karmaşık bir konu. Sadece hakarete ve ırkçılığa karşı olmak yetmiyor. Detaylarıyla sansürü konuştuğumuz “Sansür ve site hayatı” adlı yazıyı ilgilenen dostlarımızın ilgisine sunuyoruz.

Derin Düşünce’nin dünü, bugünü ve geleceği

Bugün geldiğimiz nokta ve okuyucularımızdan gördüğümüz destek bizim en büyük güç kaynağımız. Okurlarımızın fikirleri, bize yönelttikleri sorular ve beklentiler site politikası üzerinde doğrudan etkili oluyor. Ancak aramıza yeni katılan dostlarımız “yarını” konuşmadan önce “dünü” bilmek isteyebilirler.

2008 haziranında Galatasaray Üniversitesi’nden Tolga Çevikel bizimle bir röportaj yapmıştı. Biz kimiz? Site felsefemiz, amaçlarımız nelerdir? Geleceğe nasıl bakıyoruz? “Derin Düşünce’nin Geleceği” adıyla yayına girdiğimiz bu röportajda siteyle ilgili çok detaylı bilgiler bulmak mümkün.

Derin Düşünce bir siyasî partiyi ya da akımı destekler mi?

Bazı konularda aramızda konuşup bir “site duruşu” belirlesek de siyasî tercihler üzerine bunu yapmak DD çerçevesinde imkânsız.

Buna rağmen sitemizin kurulduğu günlerde darbeye ve Ergenekon’a karşı aldığımız tavır sebebiyle AKP’li zannedildik.  Bu konudaki zorluğa işaret eden “AKP eleştirilebilir mi?” adlı yazıyı okumakta fayda var.

AKP’yi milliyetçi-devletçi “açılımları” sırasında eleştirdiğimiz için bizi DTP’li sananlar da oldu. TSK’yı eleştirdiğimiz yazılara tepki veren bazı okuyucular bizi PKK yanlısı olmakla suçladılar.

Türkiye’nin neredeyse yarısının oyunu alan bir siyasî partiyi yazar ve yorumcularımızın en az %47si desteklemeseydi DD halkın fikirlerini yansıtmayan bir site olurdu. Bu mümkün tabi ama bügünkü durum böyle değil.

Hükümetin şu veya bu uygulamasını, çıkardığı ya da çıkarmadığı kanunları eleştiren bir çok yazı yayınladık. Bunları en çok AKP , Özgürlükler , Demokrasi , Militarizm , Milliyetçilik , Ulus-Devlet ve Türk faşizmi konularında bulabilirsiniz.

Bundan sonra da hükümet yazarlarımızdan övgü ve eleştiri alabilir. Bu yazarların ve onların yazılarını yorumlayacak dostlarımızın bileceği bir iş.

Derin Düşünce muhafazakâr mıdır?

Ülkemizde ne yazık ki hâlâ bir çok “aydın” siyah-beyaz düşünüyor. Yani bir konuda hassasiyet gösteren diğer bütün konulardaki duruşunu da “değiştirilemez” biçimde mühürlemiş oluyor.

Oysa soruyu “Neyin muhafaza edilmesi ve hangi yöntemlerin kullanılması isteniyor?” şeklinde sorduğunuzda onlarca muhafazakârlık çeşidi çıkıyor ortaya:

  • 1) Dinî ve geleneksel değerleri devlet eliyle muhafaza etmek,
  • 2) Dinî ve geleneksel değerleri bireysel çabalar ve STKlar yoluyla muhafaza etmek,
  • 3) Laikliği silah yoluyla gerekirse darbe yaparak muhafaza etmek,
  • 4) Atatürk heykellerini ve ilkelerini devlet eliyle muhafaza etmek,
  • 5) Liberalizmi muhafaza etmek, birey, özgürlük ve piyasa olgularını tartışma dışı/üstü addetmek…

Derin Düşünce’nin neyi muhafaza ettiğini, neyi tartışabileceğini daha iyi anlamak için Şu kamplaşmadan kurtulalım mı? adlı yazı okunabilir.

… Evet, iki yaşımıza bastık. Siteyi yazı ve yorumlarıyla yaşatan yazar ve yorumcularımıza ve sessiz okuyucularımıza tekrar teşekkürler. Yeni katılan dostlarımıza tekrar “hoşgeldiniz” diyoruz.

Hep birlikte, nice yıllara…

Trackback URL

  1. 13 Yorum

  2. Yazan:Hasan Rua Demiroğlu Tarih: Şub 26, 2009 | Reply

    Nice yıllara..

  3. Yazan:Kamer Yalçın Tarih: Şub 26, 2009 | Reply

    Bir çocuğun büyümesini izlemek gibi haz duyuyorum.

    Nice yıllara inşallah. Allah utandırmasın.

  4. Yazan:dusunceler Tarih: Şub 26, 2009 | Reply

    “Bir çocuğun büyümesini izlemek gibi haz duyuyorum” demiş Kamer. Aynen ben de öyle..

    Hangimiz derdi, 2.5 yıl önce Gelişim Platformu’nun o güzel bahçesinde sohbet ederken çakan bir kıvılcımla ekilen tohumların DD gibi bir ağacı ortaya çıkaracağını..

    Birlikte nice güzel ve beyin fırtınalı yıllara.

    TSD.

  5. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Şub 26, 2009 | Reply

    Sizi tanımak aklımızın yalnızlığı aldı.
    Emeğinize sağlık.

    Nice yıllara…

  6. Yazan:rafet günay Tarih: Şub 26, 2009 | Reply

    Geleceğimizi oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel,savaşsız,çetesiz,lekesiz isteklerine uygun ve DERİN DÜŞÜNEN’leri mutlu edecek şekilde olmasını dilerim.

    Nice seneler..

  7. Yazan:suzannur Tarih: Şub 27, 2009 | Reply

    Güzel şeyler yazmak lazım, her doğum günü yeni bir yaşın ilk günüdür çünkü, yani yeni deneyimlerin, hataların, güzelliklerin…
    sadece bir site de olsa, deneyimlerle büyüyecek, hata yapacak, güzel şeylere imza atacak, bir insan gibi.
    öyleyse iyi ki doğdun DD.

  8. Yazan:ANAHTAR Tarih: Şub 27, 2009 | Reply

    bu sitedeki yazılardan, yorumlardan kendime kattığım çok şey oldu ve hala da oluyor.

    nice nice 2 yıllara.

  9. Yazan:eg Tarih: Şub 27, 2009 | Reply

    ben farklı birşey söylemek istiyorum:
    bir iki hafta önce burada birileri DD yazarlarını birilerinin borazanı olmakla ve akp’li olmakla suçladılar. burada fikir ayrılığı olmadığını ve herkesin sanki yekpare imiş gibi davrandığını ima ettiler. bunun anlamsız bir iddia olduğunu o zaman da söyledim ama şimdi DD’nin doğum günü vesilesiyle söyleyeyim: burada birbirinden çok farklı fikirlere sahip insanlar olarak yazılar yazıyoruz. mesela son 2-3 gündür DD’nin 3 yazarı (özlem hanım, ben ve suat bey) liberalizm konusunda birbirinden tamamen farklı hatta zıt fikirler ileri sürüyor. yani burası aynı rengin hakim olduğu bir yer değil, tam tersi oldukça sert tartışmaların DD yazarlarının kendi arasında dahi olabildiği (gazze, filistin ve liberalizm tartışmaları bile bunu gösteriyor)bir yer. böyle bir yer olarak kalabildiği sürece benim için değerini koruyacak bir yer olacak ve olabildiğince katkı yapmaya devam edeceğim. ama bazı yorumcuların iddia ettiği bir teksesliliğe döndüğünde de emin olun buradan ilk giden ben olurum. yani tek seslilik burası için oldukça yanlış bir itham demek aynı zamanda…
    inşallah türkiye’nin fikir hayatına daha büyük katkılar yapmak üzere nice yıllara diyelim…sevgiyle

  10. Yazan:fatma kopuz Tarih: Şub 27, 2009 | Reply

    düşüncelerin, fikirlerin, belki de hayallerin, arzuların fikirden çıkıp dillenebilmesine vesile olan Derin Düşünce’ye ve burada emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler…

    uzun uzun yıllara, bol fikirli, geniş ufuklu yarınlara…

  11. Yazan:Tuncay Yılmazer Tarih: Şub 27, 2009 | Reply

    Nice yıllara derin düşünce…

  12. Yazan:amarat Tarih: Şub 27, 2009 | Reply

    Bize de hayırlı olsun demek düşer.

  13. Yazan:Sevgili Özbek Tarih: Şub 28, 2009 | Reply

    **Eski bir Hint hikâyesinde el yordamıyla bir fili tanımaya çalışan körler anlatılır. Kuyruğa yapışan kör ısrarla filin yılan gibi ince uzun bir şey olduğunu savunur, bacağına yapışan “hayır” der, “ağaca benziyor”. Karnına dokunan itiraz eder ve yumuşak bir duvardan bahseder.
    Bir yerde hepimiz bu insanlar gibiyiz. Ötekilerin fikirlerini anlamak çok zor da olsa bu çabayı göstermeye değer. Yanlız taştan duvar olmuyor…**
    Ne kadar güzel bir açıklama. Ben de bu açıklamayla sana merhaba demek istedim « derin düşünce » Kocaman yaşa emi.
    Tesadüfen geziniyordum fikirler diyarında. Farklı seslerin farklı üsluplarla döşeli bir gülistan nesliydin, öyle keşfettim sende ki güzellıği. Ve bahçe çitlerinin kenar salkımından girdimdi içeri. Her şey aradığım gibiydi, her şey çok güzeldi. Kısa sürede seni yönetenlerin ve senin meftunun oldum içerinde ki güllerle. Her gün mutlaka uğrarım sana… Bazan soğuk bazan sıcak içerim güller şarabını.
    Seni kocaman kutluyorum en kalbi dileklerimle.. Ve seni yaratanı… Nice senelere.. kem gözler değmesin…

  14. Yazan:Nurullah ENGİN Tarih: Şub 28, 2009 | Reply

    Uzun yıllar belirli tabularla yaşamaya mahkûm edilmiş bir millettik ve artık kendi Aydınlanma Çağımızı yaşıyoruz. Artık “Öteki”lerini isteyerek, bilincli bir şekilde anlamaya çalışıyoruz. Artık sorgulayan ve Goethe’nin dediği gibi; İnsanı insanda tanıyan bir nesil yetiştiriyoruz. Bu kadim toprakların sahip olduğu kültür mozaiğini daha iyi anlıyor ve ona sahip çıkıyoruz.

    Artık bazı düşüncelerin miadı doldu ve bu ilerleyiş yolunda yeni yeni Kilometre taşlarına sahip olduk. Bu ortamın yavaş yavaş yaratılmasında söz sahibi olan birçok etken unsur var ve elbette bu unsurlardan biride; Derin Düşünce ailesidir.

    Tüm bu güzel şeyler için size Müteşekkir olduğumu bildirir ve 2. yılınızı kutlarım. Gelecek yılların hepimize esenlikler getirmesi dileğiyle ….

  1. 2 Trackback(s)

  2. Şub 27, 2009: Liberalizm Tartışmaları — düşünceler
  3. Mar 24, 2011: Yorum dili, sert eleştiriler ve insan : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin