Davos döviz getirir mi?
By Emre Er on Şub 28, 2009 in Dış Politika, Ekonomi
Bir türlü düşmeyen dış ticaret açığının krizin etkisiyle düşmesi kimseyi sevindirmesin. Çünkü bir taraftan da ülkeye döviz temin eden dış turizm ve sermaye kalemleri zayıflıyor. 2009’da özellikle gelişmiş ülkelerden gelen turist sayısında ve turist başına harcamalarda düşüş olacak. Yine Avrupa, ABD ve Uzakdoğu kaynaklı portföy yatırımları ve doğrudan yatırımlar 2009’da azalacak.
Global kriz adından da anlaşılacağı gibi global ekonomiye entegre olmuş ülkeleri etkiliyor. Global ekonomiye entegre olmak ne demek? Temelde dış dünya ile çok yoğun bir döviz ilişkisi içinde bulunulması olarak tanımlanabilir. Dış ticaretin gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüksek olması, yüksek miktarda yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi gibi. Global likidite sıkışıklığı döviz girdisini azaltınca ülke ekonomisi sıkıntıya giriyor.
Global kriz global ekonomiye entegre olan ülkeleri daha çok etkiliyorsa çözüm ne olabilir? Global ekonomiye daha az entegre olmuş ülkelerle ticari ilişkileri geliştirmek olabilir. Türkiye bu açıdan çok şanslı.
Global ekonomiye daha az entegre olmuş bölgeler Türkiye’ye çok yakın. Orta Asya, Ortadoğu, Afrika gibi.
Ben Davos’un etkilerini inceleyeceğim için bu yazıda daha çok Filistin konusunda duyarlı Arap ülkeleri ile ilişkilerin nasıl geliştirilebileceğini konu alacağım. Arap dünyasına Arap olmayıp da İran gibi İsrail’e tepkili birkaç ülkeyi daha ekleyebiliriz. Yapacağımız tespitler onlar için de büyük oranda geçerli olacaktır.
Arap ülkelerinin büyük bir kısmında gelir ağırlıklı olarak doğal kaynaklardan ve devletten elde edilir. Bu ülkelerde zenginlik petrolden ya da devlet ihalelerinden kaynaklanır.
Petrol fiyatlarının düşüşü Arap zenginlerini de olumsuz etkilemiyor mu diye düşünebilirsiniz. Hayır etkilemiyor; çünkü bu ülkelerde gelir dağılımı eşit değil. Fakir çok fakir, zengin çok zengin. Bu nedenle nüfusun belki %10’u hatta %5’i varlıklı. Ancak yine Avrupalıdan farklı olarak bu %5 çok zengin. Petrol fiyatlarındaki düşüş Ortadoğulu bir prensin gelirlerini düşürür; ama o yine çok zengindir.
Bilindiği üzere Başbakan Erdoğan’ın Davos’taki çıkışı Arap dünyasında büyük ilgi gördü. Ancak birçok yorumcu Arap ülkelerinde halk ile politika yapıcılar arasındaki kopukluktan bahsettiler. Bu nedenle Erdoğan’ı bölge halkı ne kadar severse sevsin yönetici kademesinin yönünü değiştirmeyeceğini söylediler. Nihayetinde politika belirleyici kararlarını duygusal değil rasyonel veriyor. Günümüzde bölge liderlerinin akılcılığı daha çok aktif politika izlememekten yana.
Arap halklarının tepkisinin politika düzleminde ses getirmemesinin bir başka nedeni ise söz konusu ülkelerde demokrasi mekanizmalarının çalışmaması. Seçilememe kaygısı taşımayan ülke yöneticileri halkın tepkisinden çekinmiyorlar. Hatta Erdoğan’a olan ilgi alakanın Arap liderlerin tepkilerini bile çekebileceği dillendirildi.
Arapların Türkiye’ye olan desteği kendisini ancak politika dışındaki bir alanda gösterebilir. Bu rasyonel karar gerektirmeyen bir alan olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında Davos Arap sermayesini çekmede çok etkili olamaz. Çünkü zengin bir Arap şeyhi dahi daha az riskle daha çok para kazanmak isteyecektir. Kimse para kaybedeceğini düşünerek duygusal karar alamaz.
Davos’u paraya çevirmek için rasyonel karar gerektirmeyen bir alan bulmalıyız. Mesela turizm.
Ülkemizdeki insanlara hangi ülkeyi ziyaret etmek istediklerini sorsak, ne cevap verirler? Bir kısım dini bir motivasyonla kutsal mekanları ziyaret etmek ister. Bir kısım Paris’i, Venedik’i tercih eder. Dikkat ederseniz bunların hiçbirinde kar zarar hesabı yapılmaz. Getirilirle götürüler karşılaştırılmaz. Turist ziyaret edeceği ülkeye karar verirken daha çok duygularıyla hareket eder.
Turistin gideceği ülkeye karar vermesinde algılar çok etkili. Algının karar üzerinde etkili olduğu durumlarda reklam devreye girer. Bu nedenle günümüzde devletler turisti etkilemek amacıyla hedef ülkelerde reklama ciddi miktarda fon ayırıyorlar. Dünyanın önde gelen televizyonlarında ülke tanıtımları dakikalarca yayınlanıyor.
Davos politikada ne getirir tartışılır; ancak Türkiye’nin Arap turist çekilmesine çok yardımcı olabilir. Davos Arap dünyasında Türkiye lehine belki de milyar dolarlık olumlu reklam yapılmasına sebep oldu. Türkiye imajı Arapların gözünde çok daha farklı bir noktaya taşındı.
Bölge liderleri Erdoğan’ın Davos çıkışını çok da desteklememişken onların yarattığı zenginler tatillerini Türkiye’de geçirirler mi? Ben bu noktada beyin ile kalp arasında bir farklılık olduğu kanaatindeyim. Erdoğan’ın çıkışı Türkiye’de dahi birçok ulusalcıdan nasıl takdir gördüyse, Erdoğan’ın Ortadoğu politikalarını desteklemeyen Arap liderleri nezdinde bile Türkiye’yi sempatik kılacaktır. Bu nedenle bir Arap lider Erdoğan’ı Ortadoğu politikalarında yalnız bıraksa bile Türkiye’ye olan kişisel sempatisi gelişebilir. Yine aynı şekilde liderin ailesi ve akrabaları da tatil kararlarını verirken Türkiye’ye bundan sonra daha olumlu yaklaşabilirler.
Davos Türkiye’nin marka bilinirliğini artırdı. Ancak Türkiye’ye bir Fransa bir İspanya imajını vermedi. Çünkü Davos’ta verilen mesaj Türkiye’nin coğrafyasından bağımsız, daha çok Erdoğan ile ilintili. Sadece Erdoğan desteği turistin Türkiye’yi ziyaret etmesi için yeterli olmaz. Bu noktada Türkiye algısı içerik olarak da değişmelidir. Arap turistin aklına Türkiye denildiğinde Paris gibi Venedik gibi bir masal gelmelidir.
Türkiye masalını şu anda Türk dizileri yaratıyor. Son dönemde Türk dizileri birçok bölge kanalında yüksek reytingler alıyor. Şu anda Kıvanç Tatlıtuğ posterleri, tişörtleri bölgede inanılmaz ilgi görüyor.
Diziler Türkiye algısını iki açıdan şekillendiriyorlar.
1) Bölgede gösterilen dizilerin tamamında modern hayatlar gösteriliyor. Araplar Türkiye’nin modern gelişmiş yüzünü her gün televizyon kanallarında saatlerce izliyorlar.
2) Dizilerde modernizm masalsı yaşamlarla bir arada sunuluyor. Araplar Türk dizilerindeki o havadan o kadar etkilenmişler ki sadece dizilerin çekildiği köşkleri görmek için Türkiye’ye turlar düzenleniyor. Bölge halkları açısından ileride Türkiye köşkler, yalılar ülkesi olarak ön plana çıkabilir.
Davos marka bilinirliğini artırdı, Türkiye imajını güçlendirdi. Diziler Türkiye’nin gelişmiş ve masalsı bir ülke olduğu algısını şekillendirdi. Bu faktörler tek başına döviz getirir mi? Getirmez. Davos ve diziler vasıtasıyla Arap halklarının değişen Türkiye algısı ancak bilinçli projelerle dövize dönüşebilir.
Ülke televizyonlarında yapılacak turizme yönelik reklamlar Davos’un ve dizilerin izinden gitmelidir. Türkiye tanıtımlarında Erdoğan’ın ve dizi oyuncularının resimlerine, görüntülerine yer verilebilir.
Seyahat acenteleri bölge turistine yönelik tatil programlarını diziler doğrultusunda geliştirmelidir. Programda dizilerin çekildiği köşk ziyaretleri yer almalıdır. Oyuncuların kullandığı aksesuar ve giysiler bunların kopyaları satılmalıdır.
Hoteller Arap turistlerin kültürel farklılıklardan kaynaklanan ihtiyaçlarını göz önüne alacak hizmetler sunmalıdır. Hotel kapatma turiste özgü hizmetleri verebilmek için en uygun yöntem olabilir. Böylece Müslüman olmayan turist ile olan kültürel farklılıkların yaratacağı sıkıntılar en başta önlenmiş olur.
Böylece Davos dış politikada olmasa bile turizmde Türkiye için faydalı olabilir. 2009 turizm rakamları belli olduğunda bu etkiyi ölçme şansımız olacak.
Elbette Davos tek başına turist çekemez. Sonuç olarak turistin tatilden beklentileri var. O beklentilerin birçoğu da Türkiye’de var. Ancak şu ana kadar Türkiye bölge insanının aklına dahi gelmiyordu. Davos Türkiye markasının bilinirliğini artırmak adına çok önemli bir gelişme oldu.
Marka bilinirliğini artırdıktan sonra ikinci etapta markanın içinin doldurulması gerekir. Söz konusu Türkiye ise Arap turistin aradığı şeylerin bu ülkede olduğu aktarılmalıdır. Arap turist ne ister? Aslında her turistten daha farklı bir şey istemez. Rahat, konforlu bir tatil yapmak ister. Şu anki Türkiye algısı böyle bir tatili sağlayabilir mi? Türkiye’nin turizm alt yapısının çok gelişmiş olduğu bölge insanı tarafından yeterince bilinmiyor. Hatta Türkiye’nin modern çağdaş yüzünü bölgede tanıtmamız lazım.
1 Yorum
Yazan:Ezel KARA Tarih: Şub 28, 2009 | Reply
çok zekice düşünülmüş bir yazı.arap turist içkisiz ortam ister bence içkiyi toptan yasaklamak lazım(!)