RSS Feed for This Post

Özgür politika siteleri

Türkiye’nin politik düşünce hayatı yavaş yavaş internete kayıyor. Belki de bir modernleşme değil bu, politikanın aslına, özüne dönüşü. Neden?

 Endüstri devrimi ile ulusallaşan, sonra da küreselleşen kitle iletişimi aslında uzun zamandır iletişim (=?  Etkileşim) olmaktan çıktı, tek sesli – tek yönlü bir monolog halini aldı. Parayı bastıran ya da silahla resmî ideolojisini dayatan güçler halka kendi “gerçeklerini” dayattılar uzun zaman.

 Bildiğiniz gibi bir gazetenin üretilmesi, basımı, dağıtılması çok masraflı ve riskli bir iş. TV için de aynı şey söz konusu. Ayrıca politik fikirleri üretenler ve yayanlar bir kaç gazete ve TV kanalında toplanınca bunların yasaklanması ya da “satın alınması” kolay oluyor. O da olmazsa “asi” gazeteciler tutuklanarak, olmazsa öldürülerek susturulabiliyor.

  Bu sebeple eski Komünist Rusya gibi totaliter ülkelerde Pravda Gazetesi resmî ideolojinin borazanı olmuştu. ABD tarzı  “özgür” ülkelerde ise Fox News ve CNN gibi kurumlar gazeteciliği bir eğlence hatta şov haline getirdiler. Artık gazeteciler amigoluk ve soytarılıktan vakit bulbilirlerse nadiren politika ile de ilgilenebiliyorlar. Sıradan insanların vergilerinin doğru biçimde harcanması, devlet eliyle “halk adına” adına yapılan işlerin hakkaniyetle yürütülmesini takip edebiliyorlar istisnaî olarak.

 Yine “özgür” bir ülke olan Fransa’da yazılı basının %70’inin silah endüstrisine ait olması LE FIGARO gibi gazetelerin yayın çizgisi kadar köşe yazılarına da yansıyor. Örnekler çoğaltılabilir. Ama ne totaliter ülkelerde ne de “özgür/liberal/demokrat” batı ülkelerinde kitle iletişimin özgür olduğunu söylemek mümkün değil.

 Türkiye’nin durumu

Basının fikir üretme, politikacıdan hesap sorma kabiliyetinin asgarîye indiği şu günlerde internetin ve gazeteci olmayan sıradan insanların nöbeti devralmaları kanaatimizce sağlıklı bir dönüşüm. Yüzbinlerce insanın aynı köşe yazarlarını okuyarak aynı KONUDA aynı KANIDA olması zaten doğru değil. Meselâ Türkiye gibi yaklaşık 35-40 milyon seçmenin oy kullandığı bir ülkede 30-40 kadar “hatırı sayılır” köşe yazarının köşeleri kaptığına tanık oluyoruz. Yani ortalama bir milyon insana bir köşe yazarı (=? Akıl hocası) düşüyor.

 Türkiye’nin kendine has çarpıklığı bununla bitmiyor elbette. Çetin Altan, Hasan Pulur gibi isimlerin onyıllarca aynı gazetelerin aynı köşelerinden HER GÜN yazdıkları kısacık yazılar fikirden çok slogan üretmeye yaradılar. Dikkatle arşivleri inceleyen herkes bu usta(!) gazetecilerin yıllardır aynı şeyleri neredeyse aynı kelimelerle yazıp durduklarına tanık olacaklardır.

 Tek kaybımız özgürlük olmadı!

Eskiden köy meclislerinde, kahvelerde konuşulan politik sorunlar, muhtemel çözümler gazetelerin tekeline geçince fikir özgürlüğu ile baraber ikinci bir kaybımız oldu: Yerel-özel boyut. Küçük grupların kendi köyüne, kasabasına, meslek ya da yaş grubuna ait sorunları “önemsizleşti”. Küresel ısınma, Küresel Mali Kriz, Küresel terör tehdidi karşısında özelin, yerelin ve bireyin hakları, sorunları unutuldu.

 Vergi vereceği ya da zorunlu askerlik yapacağı zaman hatırlanan “vatandaş” para verip gazete satın almalı ama gazete o vatandaş kadar özel-yerel olmak zorunda hissetmiyor kendisini. Reklâm gelirleriyle yaşayan bir çok yayın organının bu düşünce içinde pornografi, şiddet, dedikodu gibi evrensel değerlere(!) yöneldiğine tanık oluyoruz gitgide.

 Halkın cevabı olarak internet

İnternet ilk yıllarında zengin ve okumuş insanların iletişim aracıydı. Ama artık telefon, TV ya da otomobil gibi buluşların izlediği yoldan giderek halkın günlük yaşantısının bir parçası oldu. 90’lı yıllarda dünyaya gelen çocuklar için (ki bugün 20 yaşlarında birer yetişkin oldular) internet bir icad ya da teknolojik bir olgu değil hayatın bir parçası. Bu durumu yadırgayanlar ise 60’lı, 70’li yıllarda doğmuş olan, darbe, muhtıra kuşakları.

 Bugünlerde darbeci zihniyet ve Ergenekon Terör Örgütü ile beraber bu oluşumları mümkün kılan zihniyet de tarihe gömülüyor. Yıllarca aynı gazeteyi, aynı köşe yazarını takip eden, aynı partiye oy veren vatandaş tipi siliniyor artık. İnsanlar gitgide zıt fikirlerdeki gazeteleri okuyorlar. Gazetelerin önemli bir kısmı da resmî çizgilerine “aykırı” ama nitelikli köşe yazarlarına ve konuk yazarlara sayfalarını açıyor.

 Bunu gözlemlemenin en kolay yollarından biri ALEXA çubuğu. Kısa bir süre önce ALEXA’dan bahsetmiştik bu sayfalarda. En ilginç işlevlerden bir tanesi o an okuduğunuz gazeteyi okuyanların en çok ziyaret ettikleri siteleri göstermesi. Bu işlev sayesinde Hürriyet sitesine gelenlerin aynı zamanda Zaman, Cumhuriyet okuduklarını da görüyorsunuz. İnternetten önce bir veya iki gazeteyi para verip satın almak insanları belli bir “tünele” sokuyordu. Alıştığınız yazarları, sayfa düzenini takip ederken bir kalıpta düşünmeye de alışıyordunuz.

 Oysa bugün çok daha fazla “zapan” bir okuyucu topluluğu var. TV syeretmeden, sadece internetten haber takip edenler, değişik gazetelerde sadece sevdikleri köşe yazarlarını okuyanlar… Ve tabi politika siteleri.

 Yine ALEXA çubuğu sayesinde girdiğiniz bir sitenin diğer sitelere kıyasla ne kadar çok okunduğunu da görebiliyorsunuz. ALEXA’nın göstergesi bir sıralama. Yani bu gösterge ne kadar az ise girdiğiniz site o kadar yukarıda demektir.

 İşte en çok okunan bağimsız politika siteleri:

Site ismi Alexa’daki yeri
cemaat.com 188612
derinsular.com 279930
yazarport.com 282315
tpe.org.tr 320979
ekonomiturk.blogspot.com 354430
3Hhareketi.org 448509
mustafaakyol.org 519839
gencsiviller.net 582389
hurfikirler.com 678405
sivildusunce.com 683962
gazetem.net 817782
izlenimler.net 828657
liberal-dt.org.tr 3079156

 

…Bu makale ilginizi çekti ise…

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Öğretmenlik, savcılık, soytarılık, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

 

Trackback URL

  1. 12 Yorum

  2. Yazan:amarat Tarih: Mar 12, 2009 | Reply

    ek bilgi, Mehmet Yılmaz arkadaşımız bu alexa verilerini bütün dünya sıralamasına göre verilmiş yoksa durum bu kadar vahim değil.Misal cemaat.com türkiye’nin en çok ziyaret edilen 2949. sitesidir.

    Cemaat.com traffic rank in other countries:
    Turkey2,949

    Ayrıca bu rakamlar tam kesinlik sağlamasa dahi kendi içinde doğru bir sıralamadır.Alexa tool barı genelde kore tarafındaki ülkelerde çok kullanılmaktadır.Dünya sıralamasına bu yüzden o bölgenin siteleri genelde daha da yüksekte bulunmaktadır.

    Bilgilerinize.

  3. Yazan:Alper Akalin Tarih: Mar 12, 2009 | Reply

    Mehmet Hocam;

    biz 3hhareketi.com‘ da cok asagıda cıkıyoruz ama o bizim yardımcı domainimiz. Esas web site adımız o değil..

    Esas ratingimiz 3hhareketi.org ki orda 450.000.’yiz (mustafa akyolun üstü)..

    Dost site linki olarak da 3hhareketi.org olarak verilirse DD’de, daha mutlu olacagız:)

    Şu tabloyu çok kişi okumadan düzeltirsen bahtiyar oluruz:)

    Sevgiler

    Alper Akalın
    3H Hareketi Editörü

  4. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Mar 12, 2009 | Reply

    haklisin Alper, düzelttim tabloyu

  5. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Mar 13, 2009 | Reply

    Selam Amarat,

    Sagol bu bilgiler için, bizim unuttugumuz iyi politika sitelerini de bildirebilirsen okurlara faydasi olabilir.

    Vesileyle tüm okurlari davet ediyorum, sürekli takip ettiginiz bagimsiz politik yorum siteleri hangileri?

    Dostlukla

  6. Yazan:amarat Tarih: Mar 13, 2009 | Reply

    Misal benim blogum :=) entelektuel.com tamamen kişisel. Ayrıca ben de kimi düşünce sitelerini takip edebilmekte kolaylık sağlamak için bir arkadaştan rica ettim ve şöyle bi rçalışma var.

    http://www.entelektuel.org

    buradan ilgili sitelerin yazılarını hemen görebiliyoruz.Derin düşünce de bu sitede yer alıyor hatta google analyticsden baglantı kaynaklarına bakarsanız entelektuel.org ‘u görebilirsiniz.

    Entelektuel.org’da yakın zamanda bir widget ile bu sitelerde yayınlanan bütün yazıların bir kutucuk halinde çıkması sağlanacak.Misal boyu 100px eni 300px olan bir kutucukta an be an entelektuel.org’da kendisine yer edinmiş bütün sitelerde yazılan yazılar an be an takip edilebilecek.

    Yani umuyorum :=)
    Alper esasında 3hhareketi.com u direkt olarak 3hhareketi.org a yonlendirirsen iki siteninde hem pagerankı hem alexa değeri aynı olur düşüncesindeyim.

    ayrıca olursa Liberal Gençlik Dernegi ( liged ) in sitesi olan http://www.liged.org.tr de teknik bir kaç sorun halolduktan sonra inşallah aktif olacak diye ümit etmekteyim.Tabi bu tamamen etrafımdaki kişilerin benim şevkimi kırmamaları ile alakalı.

    sivildusunce.com’u ilk defa duydum.

  7. Yazan:çelişki-analiz Tarih: Mar 14, 2009 | Reply

    Mehmet bey
    yazının başlığı özgür politika siteleri olarak seçilip en çok okunan bağımsız politika siteleri adı altında Alexa sıralamalarını verdiğiniz sitelerin hemen hepsi, liberal düşünce ekseninde yayın yapan siteler olmakla beraber, hatta bir kısmını kategori olarak politika sitelerine dahil etmekte dahi güçlük çekebileceğiniz sitelerden oluşuyor..O zaman şu soruyu sormamız gerekiyor.Özgür bağımsız politika sitesi olarak değerlendirilmek için liberal düşünce esasına göre yayın yapmak bir ön şart mıdır.Değişik felsefi-politik görüşlere dayanarak yayın yapan siteler bağımsız politik site kapsamına giremezler mi? Demokratlık-özgürlük sadece tek bir görüşün tekelinde midir.Oysa sadece benim bildiğim tek bir felsefi düşüncenin esaretinde değil de birçok görüşü temsil eden akademisyen yazarlardan tutun da gençlere,bürokratlara kadar birçok kesimden yazarları bulunan ziyaretçi sayıları ile de küçümsenmeyecek, onlarca site mevcut.
    Sizin yaptığınız bu sıralamadan Türkün Türke propagandası mealinde bir anlam çıkmaz mı?
    Şu soru aklımıza gelmez mi?
    Bu nasıl özgürlük-demokrasi-çokseslilik.
    Sıralamayı bence liberal çizgideki bloglar şeklinde düzeltmeniz,en çok okunan bağımsız politika siteleri yanlışını düzeltmeniz gerek.
    Bu sıralama biraz zaman gazetesinin bedava dağıttığı gazetelere dayanarak en çok okunan gazeteyiz iddiasına benzemiş.

  8. Yazan:MY Tarih: Mar 14, 2009 | Reply

    Merhaba çeliski-analiz,

    bildiginiz diger politika sitelerini yorum olarak bildirin okuyucularimiz faydalansin.

    Yakinda yeni bir siralama yayinlariz, sizin önerdiklerinizi de ekleriz. Amarat’in söyledigi gibi Türkiye siralamasini kullanabiliriz belki daha da faydali olur.

    Dostlukla

  9. Yazan:çelişki-analiz Tarih: Mar 14, 2009 | Reply

    Mehmet bey öncelikle değişik yorumlara da tahammül etmede kaydettiğiniz aşama için teşekkür ederim.Bildiğiniz üzere ülkede düşünce siteleri-bloglarının ziyaretçi sayısı pasta-börek bloglarının yanında komik rakamlarda.Hal böyle iken zaten düşük olan ziyaretçi sayılarına bakarak bir sıralama yapılmasını anlamlı bulmuyorum.Ancak içerik olarak kaliteden bahsediyorsak durum farklı.Ziyaretçi sayısı ile kaliteli site arasındaki ilişki de doğru orantılı değil.Kaldı ki sıraladığınız sitelerin müdavimleri genelde aynı siteye günde birçok kez girdiklerinden (bunu yorum hanelerindeki kadrolu yorumculardan da tespit edebiliriz)sayılar yanıltıcı olabilir.
    Bu tespitler ışığında diyebilirim ki sıralama ziyaretçi sayısı ile değil de kaliteye göre yapılsaydı daha sağlıklı olurdu.Tabi onun da kriterleri size kalmış.
    Önceki yorumumda özellikle yanlış anlaşılmasın diye site ismi zikretmedim ancak site ismi önermemi istiyorsanız birkaç isim sayabilirim.
    Üç nokta anlam platformu,Okan Yüksel,Ekonomi G,Serbest yazarlar,güncel analiz,siyaset kahvesi eğer özgür yorum blogları sayılıyorsa ismi geçmesi gereken bloglar.
    Bu blogların birçoğunun güzel tarafı her çeşit fikre esnek yaklaşabilmeleri.Sizin listenizdeki birçok blogu da takip ediyor ve zaman zaman anlamlı yazılarını beğeniyorum ancak burada handikap bu sitelerin tek yönlü yayın yapmaları, esnek olamamaları.Oysa bu katılık ve sınırlamalar savundukları ana felsefeye de aykırı.Öyle ki çok defa güncel bir olayda bu sitelerin ne tür bir tepki vereceğini tahmin ediyor ve okuyunca yanılmadığımı görüyorum.
    Bu bakış açısıyla diyebiliriz ki herkes kendine müslüman,herkes kendine liberal türü söylemler dışarıdan bakılınca daha kolay farkedilebiliyor.Bu durumu dairenin içindeyken görmek zor.
    Doğruya ulaşmak için özeleştiri ve empati şart.
    Kolay gelsin.

  10. Yazan:elif ture Tarih: Mar 14, 2009 | Reply

    mehmet bey,
    gazeteler ölüyormuş, gecenlerde benzer bir yazi yazildi, bilginiz icin:
    http://www.aksam.com.tr/2009/03/14/yazar/11566/serdar_turgut/sonunda_gercekten_oldu_mu_gazeteler_oldu__mu__.html
    takip edilecek iyi politika siteleri icin tskler, sizden ricam okunacak kitap listesi iceren bir yazi kaleme almaniz.

  11. Yazan:MY Tarih: Mar 14, 2009 | Reply

    Elif Hanim Selamlar,

    kitap listesi yapmak iyi bir fikir, aslinda bütün yazarlarimiz yapmali bunu.

    Hemen aklima gelen sahane bir kitabin adini vereyim:

    Ölümcül Kimlikler (Amin MAALOUF)

    Lübnanli Hristiyan Arap kökenli bir fransiz.

    insanlarin kimlikleri yüzünden(!) birbirlerine düsman oluslarini irdeleyen güzel bir kitap. Bilmiyorum okudunuz mu?

    Dostlukla

  12. Yazan:elif ture Tarih: Mar 15, 2009 | Reply

    mehmet bey, cevabınız icin tşkrler, hayır onu okumadım. ama amin m. dan afrikalı leo ve semerkantı okuyup cok begenmistim. onu da okurum ilk fırstta. guzel calışmalarınız icin ayrıca tşk. yeni bir okuyucunuzum, belki konuk yazarınız olurum. benim de soyleyeceklerim var.

  13. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Mar 15, 2009 | Reply

    Elif Hanim çok sevindim aramiza katilmaniza,

    buyrun bir çay ikram edeyim 🙂

    Bir çay buyrun :)

    çayimiz sanaldir ama dostlugumuz “reel” …

    MAALUF’un romanlarindan farkli olarak bu kitabinda deneme tarzinda yazilar bulacaksiniz. Tabi her zamanki berrak anlatimi ve sade üslubuyla…

    Konuk yazarliga gelince… bu sayfamizda ilginç seyler bulabilirsiniz:
    http://www.derindusunce.org/siz-de-yazin/

    iletisim sayfamizdan da her an bize yazabilirsiniz:

    http://www.derindusunce.org/iletisim/

    Saygilar, sevgiler

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin