Ermenistan Sınırı Açılmalı mı ?
By Tavit Kilimciyan on Nis 21, 2009 in Dış Politika, Ermeniler, Ermenistan
24 Nisan kin ve nefret bayramı yaklaşıyor. Dünyanın her yerinde Türkiye ve Türk aleytarı gösteriler yapılacak, yeni soykırım anıtları açılacak, nutuklar atılacak bir kez daha. Türkiye kendi tezini savunacak, 100 yıl önce ölmüş insanların boy boy fotoğrafları emperyalizmin masasına meze olacak Hırant Dink’in dediği gibi.
Abdullah Gül Ermenistan sınırının açılması yönünde sinyaller vermişti. Oysa MHP’nin AKP nezdindeki büyükelçisi Cemil Bey ters yönde konuşuyor yine.
Ben Ermenistan sınırının açılmasına taraftarım. Çünkü Ermenistan bağımsız bir devlet değil. Yani Türkiye’nin Ermenistan’a baskı yapmasının hiç bir faydası yok. Karabağ meselesinin çözüm adresi Moskovadır, Erivan değil.
Türkiye açarsa ne olur? Azeriler kızabilir. Ama Ermenistan’da yükselen milliyetçi-militarist akımlar ağır bir darbe alır. “Öcü Türkiye” masalına inanmak zorlaşır. Ticaret ve refah ilerleyince Moskova güdümünden çıkmak isteyen Türkiye ve AB yanlılarının eli güçlenir.
Hiç bir Ermeni’nin hayal kurmasına gerek yok. Gayri safi milli hasılası 6-7 milyar dolarlık bir Ermenistan kısa vadede asla bağımsız olamaz. Sabanci veya Koç Holding’den daha az zenginlik üreten bir ülke olsa olsaüç büyÜklerin yani Rusya, Türkiye ve Iran’ın arasında bir denge unsuru olabilir ancak. Azerbaycan, Gürcistan gibi bir role soyunabilir ileride. Ama o kadar.
Peki açmazsa ne olur? Karabağ çözülür mü? Bu güne kadar ne kadar ilerlediyse bu baskı politikasıyla o kadar ilerler yani olduğu yerde sayar. Ermenistan’daki Ermeniler büyük ekonomik sıkıntı içindeler. Ne Gürcistan ne de Türkiye ile anlaşamayan, Azeybaycan ile savaş halinde olan bu devlet kendi vatandaşlarının çıkarlarına uygun hareket edemiyor. Çünkü Rusya Ankara’ya küs bir Ermenistan’ı daha uygun buluyor çıkarlarına.
Ankara bu oyunu bozabilecek mi? Zaman gösterecek…
11 Yorum
Yazan:bora Tarih: Nis 21, 2009 | Reply
haritaya bakılırsa ermenistan sınırının açılmasının türkiye’ye pek bir yararı yok ama azerileri üzeceği için zararı pek çok. elbette azeri-ermeni sorununun çözülmesi ve sınırların hazar hattına kadar açılması hem ermenistan hem azerbeycan hemde türkiye için faydalıdır. ancak size katil diyen ve topraklarınız üzerinde hak iddia eden bir ülkeye sınırlarınızı açmanız imkansızdır.
türkiyenin ermenistandan çok gürcistanla ilişkilerini geliştirmesi önemli. moskova’nın gürcü siyasetini şekillendirme çalışmaları yakından takip edilmeli ve gürcistan güçlü bir biçimde desteklenmeli.
gürcistan- azeri hattı üzerinden türkiye halihazırda hazara açılıyor zaten. yani türkiye’nin sınırları açması sadece ermenistanın işine yarar. türkiye’nin şu anda ermenistan’a ihtiyacı yoktur. bu politikalar devam ettiği sürece sınırı açmak türkiye’nin zararınadır. batı’nın gönlünü hoş etmek için atılacak adım için bazı aklı evvel yazarlar. türkiye için hangisi daha önemli azeriler mi- abd mi gibi garip sorular soruyorlar. bu aceleci yaklaşım, abd’nin ve batının dümen suyuna tam teslimiyet uzun yıllar boyunca türkiye’ye sınır bölgelerinde sorundan başka bir şey getirmedi. özellikle doğu ve güney sınırlarımızın sorunlu olmasının sebeblerinden biri bu bölgelerdeki komşularımızın abd ile yaşadığı sorunlardır. yeni bakınız abd iranla, suriye ile sorunlu ırakı ise işgal etmiş durumda. türkiyenin son dönemde geliştirdiği genişleme ve bu sebeble komşularla sıfır problem anlayışı sayesinde ilişkiler düzeliyor gibi görünse de yanlış sınır politikaları yüzünden türkiye uzun yıllar kaybetti, bölgede etkinlik gösteremedi ve zarar etti.
örneğin ermenistan -iran yakınlaşmasının altında biraz da iran’ın kuzeyinde yaşayan ve nüfusu oldukça fazla olan azerilerin kışkırtılması sorunu var. bir zamanlar türkiye ve azeriler bazı teşviklerle bu bölgedeki etnik hassasiyeti kaşımamış olsaydı bu gün iran ile çok daha güven verici ilişkilerimiz olabilirdi ve belki türkmenistan’a iran üzerinden ulaşmak kolaylaşırdı.
özellikle abdullah gül’ün duygusal eğilimleri mutlaka teknik olarak denetlenmelidir. gül iyi niyetli, büyük güçlere güvenmeye ve onlara tabii olmaya yatkın bir yapıda. iyi niyet ve güven iyidir ama fazlasından da maraz doğabilir.
sınırın açılması son tahlilde tamamen ermenistanın atacağı adımlara bağlı. umulur ki. 1915, toprak iddiası ve karabağ sorunlarında basiretli davranır ve bölgesel bir barış gerçekleşir.
eğer abd ermenistanı moskova’nın güdümünden kurtarmak ve bölgede güvenlik istiyorsa ermenistanın taleplerini türkiyeye taşımak yerine türkiyenin taleplerini ermenistana taşıması daha akıllıca olur. yoksa ne ermenistan ne de türki cumhuriyetler rusya bağımlılığından kurtulamaz. eğer abd ve türkiye bu ülkeleri sadece psikolojik yöntemlerle etkileyebileceğini sanıyorsa çok yanılıyor. ülke menfaatleri önce gelir. rusya bölge ülkeleri ile iyi ilişkileri psikoloji üzerinden değil maddi çıkarlar üzerinden kuruyor. başarısının temelinde de bu vardır. biz istediğimiz kadar soydaşlarımız, kardeşlerimiz vb şeyler söyleyelim parayı veren düdüğü çalıyor. türkiye bu ülkelere fayda sağlayacak aşamaya gelmeden bütün bu bayat kardeşlik retoriği anlamsızdır. türkiye ancak denizsiz bir bölgede sıkışmış bu ülkelere liman ve açılım sunarak ve onlara fayda sağlayarak bölgedeki etkinliğini arttırabilir.
Yazan:ender güçlü Tarih: Nis 21, 2009 | Reply
Açılmamalı
Yazan:Ali Duman Tarih: Nis 21, 2009 | Reply
Çözümsüzlüklerin bize kazandırdığı hiç bir şey yok, 50 yıldır çözülemeyen kıbrıs sorunu Türyiye’ye ne kazandırdı, aksine kıbrıs’a maddi destek vermekten, yoksul halkımızın yoksulluğunu daha da artırdık, oysa kıbrıs rum kesiminin zenginliği kendine yettiği gibi türk kesimine göre haylice üst seviyede.
2.5 milyonluk Ermenistan’a duyulacak olan antipatinin kime ne faydası olacak? özellikle gıda üretiminde eksik kapasitesi olan ermenistan, türk ürünlerini 3.ncü bir ülke üzerinden almakta, ya da başka bir ülkenin ürününü tercih etmektedir. dunya ekonomisi dış pazarlar üzerinden dönüyorken, bu pazara açılmanın, ermenistan ile sınırdaş olan kars gibi şehirlerimizin ticaret ile kalkınmasının kime ne zararı var.
ermenistan’a sınırları açmama siyaseti milliyetçi bir siyasettir ki, zaten en başlıca savunucuları banal milliyetçiliği bir rant kapısı haline getirmiş olan chp ve mhp’dir. bu her iki siyasetin yaratıcı, çözümcü herhangi bir siyaset ürettiğine tanık oldunuz mu? milliyetçilik, ıkçılık gibi hamaset ve ucuz siyaset ile bugüne geldiler, bundan daha öteye nasıl gideceklerini ise kendileri dahi bilmiyorlar.
ermenistan, türkiye için stratejik bir komşudur, azerbaycan boru hatları ermenistan üzerinden gelemediği için, gürcistan üzerinden dolaşmak zorunda kalmakta ve yatırım maliyetleri artmaktadır.
ayrıca editörün de yazısında bahsettiği gibi ermenistan-türkiye soğukluğu rusya’nın işine yarayan bir pozisyondur.
sınır kapılarının açılması halinde ermenistan içerisindeki barış yanlılarının eli güçlenecek, hatta karabağ konusunda kendi içlerinde “işgale son verme, ya da bir çözüm bulma” tartışmalarının da başlamasına vesile olacaktır.
kemalistlerin her şeye “ama” eklemeleri şart mıdır? “yurtta sulh,dünyada sulh”, “ama” önce milliyetçilik. işte chp, işte mhp. al birini vur ötekine, 20 yıl önce de birbirilerine kurşun sıkıyorlardı, şimdi al gülüm, ver gülüm, toplum mühendisleri iplerini nereye çekerse, oraya.
Yazan:Ahmet Tarih: Nis 22, 2009 | Reply
Ermenistan sınırı açılmalıdır. Bu karşılıklı “ben onu yapmam,” “ben de bunu yapmam” çocukluğundan kurtulmak gerek. Bir “büyük ağabey” olarak Türkiye’nin bu konularda ilk adımları atıp sorunlara çözüm getirmeye çalışması gerekir. Hem de bunu 24 Nisan’da yapması o kadar anlamlı olur ki!
Ama maalesef AKP hükümetinde bu olgunluğu göremiyorum.
Yazan:Ali Duman Tarih: Nis 22, 2009 | Reply
Sınırların açılmaması savunan milliyetçi kafalara soruyorum ;
sınırların kapalı kalması kimin işine yarıyor?
bu sınırlar sermayenin özgürce dolaşımına engel olabiliyor mu?
misal;
para babası Soros’a engel olabilecek bir sınır var mı? sermayeye engel olabilecek bir sınır var mı?
sınırların varlğı sadece emek ve emekçilerin özgür dolaşımına engeldir, sermaye için dünya sınırları olmayan “küresel” bir arena haline gelmişken, sınırları savunmak, emeğin ve emekçilerin özgür dolaşımına karşı olmaktan başka bir şey değildir.
tüm sınırlar kaldırılmalıdır, sermaye için sağlanmış olan sınırsız ve küresel dünya, emek ve emekçiler için de sağlanmalıdır. zira bu halkların kaynaşmasını, emeğin özgürleşmesini sağlar, neticede sıradan insanları, emeğiyle geçinen insanların, küçük esnafın lehinedir, ayrıca bir de işin internet ve teknoloji yanı vardır, dünyanın en ücra yerinde bir insan ile elektronik ortamda dost, arkadaş olabiliyorsan (bu bir ermeni de olabilir) o kişiye dokunabilmenin, tokalaşabilmenin, yüzyüze gelebilmenin halkları kaynaştırmaktan başka ne işlevi olabilir ?
sermaye için kaldırılan tüm sınırlar emek ve emekçiler için de kaldırılmalıdır, halkların kardeşliği bunu gerektirir.
Yazan:bora Tarih: Nis 22, 2009 | Reply
sayın ali duman,
“ermenistan, türkiye için stratejik bir komşudur, azerbaycan boru hatları ermenistan üzerinden gelemediği için, gürcistan üzerinden dolaşmak zorunda kalmakta ve yatırım maliyetleri artmaktadır.” demişsiniz.
teoride güzel de bu nasıl olacak. türkiye sınırları açınca azerbeycan da mı açacak. bir kaç haftadır kopan yaygaranın sebebi azerilerin alınganlığı ve ısrarlı yanlış anlaması değil mi?
ermenistan da azerbaycan da rusyanın güdümündeki ülkeler. azeriler hala türkiye türkçesinden iyi rusça konuşurlar. ikinci dünya savaşından sonra elde edilen bağımsızlık uzun süreçte kurulan ticari ve siyasi ilişkileri fesedememiştir.
azerbeycan haklarını almadan ermeni sınırını açacak değildir. türkiyenin bu şartlarda azerilere rağmen kapıları açması ise aksi bir sonuç doğuracak ve halihazırda açık olan hazar hattını türkiye’ye tamamen kapatacaktır.
rusya azerileri uzun süre sübvanse edebilir. uzun süreli çıkarları için o bölgede az bir zarara uğramayı göze alır ve türkiye’nin önünü daha uzun yıllar boyunca kapalı tutar. rusya dış politikası bizimki kadar insalcıl, yumuşak değildir. azeri hattı açık kalsa da türki cumhuriyetlere doğru yürüyüşü durdurmak için bu ülkelerin kapalı siyasetini de etkileyecektir. örneğin türkmenistan ile azeriler arasında yada kazaklarla azeriler arasında sudan sebeblerle erteletici sorunlar çıkması olasıdır. zaten hazara kıyısı olan ülkeler de bunlardır. özbeklerin kıyısı yoktur örneğin. onlara ulaşmak için bir dizi “deli dumrul”u aşmanız gerekmektedir. bugün türkiye nasıl avrupa ile asya arasında köprü ise azerbeycan da kafkaslarla türkiye arasındaki köprüdür. bu bölgede kapsamlı ve derinlemesine bir dış politika açılımı yapılmadan daha uzun zaman türkiye ve türki cumhuriyetler bu potansiyelden yararlanamayacaktır.
dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan da olmanın anlamı yoktur. türk hükümetininin en üst makamından yapılan açıklamalara rağmen azeriler işi yanlış anlamak konusunda bu aşamada bile cevvaller. sanırım zaten rusya ile zaten işi pişirmişler ve bu açılım meselesi de onlara bahane olmuştur. siz bize böyle yaparsanız bizde bunu yaparız diyorlar. elbette son derece çirkin bir politika adam gibi sadece size bağımlı olmak istemiyoruz rusya ile de çalışacağız deselerdi anlaşılabilirdi ama uzun yıllardır kendilerini her platformda desteklemiş türkiye’yi bu bahane ile atlatmaları ayıptır.
ermeni lobisine gelecek olursak bu adamlar madem bu kadar vatan severler neden newyork’un californiya’nın ışıltılı kulisleri yerine erivan’ın kasvetli havasında politika yapmamaktadır. neden gariban ermeniler ermenistanda bekçilik yaparken kalkınmışları abd’den ahkam kesiyor. bu politikanın en çok ermenistana zarar verdiğini bilmelerine rağmen neden ısrar ediyorlar. bunun ardında maddi bir neden aramamak imkansızdır. açıkçası bu lobi kendi çıkarları için ermenistan’da çözümsüzlüğe oynamaktadır. yani barış yanlılarının güçlenmesi falan fasafisodur. bu iş gelir getirdiği sürece sürdürülecektir. yerel politikacıların istikbali diyaspora ile uyuma bağlıdır.
2. dünya savaşında 50 milyondan fazla insan öldürülmüş olmasına rağmen bu gün o günün düşmanları can ciğer kuzu sarmasıdır. bunlar ise 100 sene önceki trajik olayları deşmekten menfaat ummayı sürdürüyorlar. çünkü kimlikleri sadece buna bağlıdır. eğer bu olaylar olmamış olsaydı ermenilerde adı fazla anılmayan diğer küçük topluluklar gibi etkisiz, olmaları gerektiği kadar kalacaklardı.
üstelik bu olaylar osmanlı’nın parçalanma döneminde cereyan etmiş ve ermenilerin ruslarla birlikte osmanlının zayıflığından yararlanıp onu arkadan vurması sebebi ile vuku bulmuş olmasına rağmen. insanda biraz utanma olur. siz kalleşlik yaparsanız bunun cezasına da katlanırsınız. hem kalleşlik yapıp hem de bu yüzden sopa yedikten sonra yaygara koparabilmek pek az kavme nasip olur. japonya atom bombası yemiş gık dememiştir çünkü bunu göze almıştı. kalkıştığı işin risklerinden biri de buydu. rusya 2. dünya savaşınd 20 milyon kayıp vermiştir. gık dememiştir. çünkü bunun kalkıştığı işin faturası olduğunu biliyordu. müslümanlar dünyanın her yerinde öldürülmüşler ve gık dememişlerdir. çünkü o amacın uğrunda ölmekte vardır. siz bir ülkeyi çalar yada onu arkadan vurursanız ve sonrada yakalanırsanız bunun bir faturası vardır. onu ödersiniz ve gık da diyemezsiniz. eğer yakalanmasaydınız kar edecektiniz ve yakalandınız zarar ettiniz. o zaman bunun faturasını sizi yakalayan ev sahibine değil sizi bu eyleme yönlendiren nefsinize, yöneticilerinize çıkartın. böylesi savaş ahlakına daha uygundur.
bütün bu süreç ne bugünkü türkleri nede ermenileri bağlar. bizim ataların saçmalıkları ve günahları konulu bu gevezeliklerle ilgilenmeyen ve bu saçmalık üzerinden kendini konumlandırmayan ermenilerle hiç bir sorunumuz olamaz. şahsen ben günümüz reel politikasına yani yaşadığımız güne bir etkisi olmasaydı bu saçmalıkla bir dakika ilgilenmezdim. ben kimseyi öldürmedim. kan ve kin davasına da karşıyım.
selametle
Yazan:Ali Duman Tarih: Nis 22, 2009 | Reply
Sn. Bora Bey,
sınırların kaldırılmasını yaklaşık 150 yıl önce ENTERNASYONALİZM ile emek ve emekçilerin lehine ortaya koymuş olan MARX’ın haklılığına kapitalizm bile karşı koyamadı ve KÜRESELLEŞME’yi yürürlüğe soktu, ancak tabiki bu eksik ve arızalı bir yürürlük durumudur, tek yanlıdır, emek ve emekçi aleyhine olacak şekildedir. SERMAYENİN sınırı yok ise, mevcut sınırların da bir anlamı yoktur, ya da tek bir anlamı vardır; EMEK ve EMEKÇİLERİN özgür dolaşımına engel olmaktır.
SERMAYE İÇİN KALDIRILAN SINIRLAR, EMEK VE EMEKÇİLER İÇİN KALDIRILMAMIŞ, MEVCUT HALİYE KORUNMAKTADIR.
Bu bakış açısıyla, emeğin özgür dolaşımına ve halkların kardeşliğine aykırı tüm sınırların varlığına karşıyım.
Soros’a açık olan tüm sınırlar, emek ve emekçilere yani sıradan halka da açık olmalıdır.
Yazan:Doğan Güvenç Tarih: Nis 23, 2009 | Reply
Ermenistan’da halen Rus askerleri konuşlanmakta ve çok sayıda askeri füze Türkiye’ye yönelik durumda bulunmaktadır. Azerbaycan topraklarının istila edilmesi de Rus güçleri sayesinde olmuştur. Ermenistan devletinin kurulması da Ruslar sayesinde olmuştur. 19. asırda Erivan ve civarında yaşamakta olan müslüman Türk halkın yüzbinlercesi katliam ve tehditlerle sürülmüş, bölge bunlardan arındırıldıktan sonra buralara Ermeniler yerleştirilmiştir. Yani, Rusya tamamen kendine bağlı bir Ermenistan yaratmıştır. Anadolunun doğusundaki toprakları da içine katacak bir büyük Ermenistan yaratılması için de Osmanlı Ermenilerini kışkırtmış, isyanları desteklemiş, doğu Anadoluda sayısız katliam yapmışlardır Ermeni işbirlikçileri ile birlikte. Van’da bir gecede yaklaşık 50 bin müslüman Türk ve Kürt öldürmüşlerdir. Doğu Anadoludaki savaşlarda Ruslarla birlikte Ermeni birlikleri yaklaşık 500 bin müslüman öldürmüşlerdir. Osmanlı ise düşmana karşı savaşan ordularının ikmal yollarını kesen, gündüz melek gece şeytan olan Osmanlı Ermenilerini yine kendi sınırları içinde olan Güneye göç ettirme kararı almış ve o günün şartlarında en insancıl şekilde göç ettirmiştir. Ama, göç yollarında özellikle Kürt ahali kendilerine yapılan katliamın intikamını almak için göç eden Ermenilere saldırmışlardır. Göç genelde başarı ile tamamlanmış ve göç eden Ermeniler Halepe, Şama ve diğer Osmanlı topraklarına yerleşmişlerdir.
Bunlar geçmişte olan olaylar.
Şimdiki durum ise şöyle:
Ermenilerin “Bağımsızlık Beyannamesi”nde sözde soykırım ile batı Ermenistan dedikleri Türk topraklarının geri alınması milli politika olarak belirtilmekte ve işbu beyannameyi esas alan Anayasalarında ise bu husus yer almaktadır. Okullarındaki tedrisat kitaplarında küçük çocukların beyinleri Türklere karşı yıkanmaktadır. Devletinin bayrağında ve paralarında Ağrı dağının resmi bulunmaktadır. Yani Türkiye ve Türk düşmanlığı milli politikaları halindedir.
Ermenistan, Türkiyenin sınırlarını halen tanımamaktadır. 1920 Kars anlaşması için “O anlaşma Ruslarla sizin aranızda, benimle değil” diyerek yan çizmektedir. Sözde soykırım konusunda ise diyasporasına güvenmekte ve Türkiyenin “Tarihçiler ve hukukçular toplansınlar, arşivler açılsın, ve durum ortaya çıksın, herkes de bu durumu kabul etsin” önerisine verdikleri cevap: “Dünyada birçok devletin meclisleri bunu kabul etmişler, biz şartsız konuşuruz” oluyor. Bu kararların hiçbir tarihsel ve hukuki değeri olmadığını ve tamamen siyasi düşüncelerin etkisi ile alındığını kendileri de biliyorlar. Yani, “sen bu kararı almazsan benden de seçimlerde oy alamazsın” tehdidi ile.
Özetle:
Ermenistan Türk sınırlarını tanıdığını meclis kararı ile tescil etmeli.
Tarihçiler ve hukukçulardan oluşan bir heyetin geçmişteki olayları araştırmasını kabul etmeli, ve o zamana kadar, Bağımsızlık beyannamesindeki sözde soykırım ifadesini de çıkarmayı meclis kararı ile tescil etmeli.
İşgal altındaki Azerbaycan topraklarından çekilmeli.
Bundan sonra sınırlarımızı açabiliriz.
Bana düşman bir devleti neden destekleyeyim?
Türkiyenin hiçbir yararı yok.
Halbuki, Azeriler bizim yarımız sayılır, onlardan kopmak Asyadaki Türkilerden de kopmak olur. Yabancı güçler bunu mu istiyorlar?
Özet: Sınırlarımız, Ermenistan yukarıda bahsettiğim şartları yerine getirmeden kesinlikle açılmamalı.
Yazan:Amet Kalkan Tarih: Nis 27, 2009 | Reply
Bilindigi gibi Türkiye Azarbaycan, iki devlet tek millet diye
bilinmekte. Gerek yakin tarihte gerekse gecmiste hicte
söylendigi olmamistir.Azarbaycan in Rus tahakkümü altida iken Türkiye
iliskileri hic olmamis gibidir.Yakin tarihte ise
beklendigi seviyede olmamistir.Tabiki bu durumun cok sebebi var.Kisaca
üzerinde duracak olursak;hem azarbeycan nin
hemde Türkiye den kaynaklanmaktadir.
Basta Azarbeycan daki iktidar degisiklikleri,bunun bas sebebi.Elcibeyin
Ruslar tarafindan alasagi edilmesi,yerine
Aliyyev`in iktidara getirilmesi Azerilerin istegi ile olmamistir.Demokratik
yollardan iktidara gelenler,ne kadar Azerilerin
iktidari olmustur?
Karmasik yani dumanli zamanda;Ruslarin yardimiyla Karabagi Ermeniler
isgal etti.Ve hala isgal altinda.Herkesin
iddaa ettigi bir sey var:Ermenistan zor durumda,Türkiye sinirlari acarsa
Ermeniler güclenir vs..Peki zayif olan Ermenilerden
Karabagi geri alalim diye Azeriler ne yapiyor?
Türkiye sinirlarini acacak diye hoop Ruslarin kucagina oturuyor.Bu
Ruslar degilmiydi Ermenilere yardim edip karabagi
isgal ettiren? Mahalle cocuklari gibi ne yaptigini ne söyledigini bilmez
durumda..
Türkiye akli selimle hareket edip kücülen dünyadaki ekonomik durumuna
göre hareket etmeli.Tabiki Azerileri küstürme-
meli.Ayni zamanda bütün komsulari ile iyi iliskilerde bulunmali.
Soykirim meselesini Türkiye iyi anlatmali.Tarihciler bilgi ve belgeleri
her yerde gündeme getirmeli.Eksik olan lobi faliyet-
lerini hizlandirmaliyiz..Ben sinirimi acmiyorum demek,sucluluk pikolojosi
olarak yorumlanmaz mi?Biz kendimizden emin-
isek nicin ticaretimi yapmiyayim?
Herkes ekonomik krizden dem vururken nasil bu isin icinden cikariz diye
yol haritasi cizmemiz gerekmezmi???
Yazan:hüseyin kurumahmuoğlu Tarih: May 10, 2009 | Reply
arkadaşlar siyaset okadar basit bişeymi. yok insan hakları,demokrasi,yok tarihi hesaplaşmalar,yok ataların bizi katletti,yok karabağı işgal ettiniz. siyaset bu değilki. siyasette duygusallık yoktur.5 yıl önceki düşmanın şimdi dostun olabilir. tıpkı suriye gibi. bence ermeni sınırının açılmak istenmesinde şunlar yatıyor. ermenistandaki rus üslerinden suriyeye silah ve nükleer madde kaçırılacak. türkiyede yol güzergahı olarak seçildi.türkiye üzerinden suriyeye silah kaçırılacak ve rus çıkarları için ermenistana uğuşturucu satışı yapılıp ermeni gençlerini pkk ya katacaklar. kars,ağrı,ve karadenize pkk yı kaydıracaklar. benim yorumum bu.
Yazan:eleftheria Tarih: Tem 6, 2011 | Reply
Kimsenin dillendirmediği bir mesele var. Pekçok Ermeni sınır kapısının açılmasına karışı. Gerekçeleri de şu; “Kürtler burayı da istila ederler”. Evet, çoğu Ermeni bu görüşte ve kapının açılmasını istemiyorlar. “Zaten Batı Ermenistan’ı tamamen istila ettiler sıra buraya gelmesin.” Diyorlar.
Dolayısıla kapının açılması için önce Ermenistan Halkını iknâ etmeniz gerekecek. Ayrıca Ermeniler aynı ieyi Türkler için de söylemekteler. Türk şirketlerinin Ermenistan’ı parayla istilasına da karşılar. Ah şu milliyetçilik değil mi? “Milliyetçi kafalar” her yerde aynı demek ki.