Şikayet eğelenceli biz heralde bir şeyi çözmek değil içimizi, sıkıntımızı boşaltmak sonra da kendimizi değerli hissetmek istiyoruz. Açıkçası asosyal, içe kapanık, elini attığı her şeyi kurutan ve varolanı bozan bir yapım göz önüne alınırsa oturduğum yerde oturmam en faydalı ve akıllıca davranış olur diye düşünüyorum. Eleştirilerim kuvvetlidir lakin bunu kırmadan dökmeden karşımdakini etkiliyecek şekilde anlatma yeteneğim yok açıkçası. Allahtan yazma diye bir şey var yoksa fikirlerim heba olup gidecekti. Tabi ne kadar değerli olduğu tartışılır lakin çok fazla düşünmenin ürünüdür ben beş para etmesemde düşüncelerime, savunduğum değerlere büyük değer ve önem veririm. Belki bunları birgün kırmadan dökmeden dille de anlatmayı öğrenebilirim. Öğrenebilir miyim ki??? Bilmiyorum ama kısa vadede olmayacağı kesin. Ruhuma işlemiş.:) Ama amaçlarımı değerlerimi değiştirirsem daha kısa olabilir lakin değiştirmeyi düşünmüyorum. Ayrıca benim böyle cami boyamak gibi konularda düşünmüyorum bunun düşünecek tarafı da yok. Ayrıca mesleğim ırgatlık olduğu için zorlanmam yaparım:) Ben sorunları çözmenin halkın ve devletin amacını değiştirmesinden geçtiğini düşünüyorum. Elbette yattığı yerden eleştiren ve hiç bir şey üretmeyen insanlar olacak lakin bunları azınlığa nasıl düşürebiliriz ve iyi insanları görünür kılabiliriz. İnsanları ben, ben, hep ben. Bana faydası yok ki mantığından amacından kişiliksizliğinden kurtarmak lazım. Bunun içinde ülkenin ve ülkelerinin önüne büyük bir amaç koymak ve halkı o amaca bir bütün halinde kitlemek lazım. Tek tek sivrisinek kovalamaktansa(sorunlarla uğraşmaktansa) Bataklığı kurutmak daha hesaplı geliyor bana. Ha bir gün elimi attığım şey yeşerirse o zaman oyuna girmeyi düşünüyorum. Yoksa benden size gelecek en büyük iyilik çalışmanızı ilerden acı çekerek seyretmek ve düşünerek eleştirmek. Sesli mi düşündüm acaba umarım duyan olmamıştır.:)
Video bittiğinde aynı kategoride yer alan şu videoda geçen sözler
Birlikte oldular ama asla bir olamadılar..kendilerini sevdiler diğerini sadece istediler…
ve Sn.Cemile Bayraktar’ın yazısı birbirlerini çok güzel tamamlıyorlar.
Kendi varlığı ile bütünleştirdiği dinin zarar görmesinden ve kendi kimliği olan dindarlığın zarar görmesinden korkmak(kaybetme korkusu) olarak örnekleyebiliriz.
İnsan kendini “sahiplenen” konumunda düşündüğünde şikayet etmekten kaçınmak da güçleşiyor.
İslam dinini seçen her bireyin dini içerisinde aynı potansiyeli gösteremeyeceğini,bunun bir eksiklik değil fıtrattan kaynaklanan bir farklılık olduğunu her şeyi bir sebep üzere yaratan Allah’ın her sorumlu bireye de farklı görevler yüklediğini belirtelim.Örneklemek gerekirse;’Rasulullah dönemi müslümanları içerisinde Ashabı suffa’yı oluşturan sahabenin,bir kısmının günlük işlerde çalışıp kazanç elde etmesi,bir kısmının tebliğ ve irşad ile görevlendirilmesi,bir kısmının ise ibadete devam etmek sureti ile manevi destek sağlaması’.Demek ki müslüman dünyasını oluşturan her bireyden aynı potansiyeli beklemek hata olur,her birey kendisi için oluşturulmuş boşluğu doldurmak için görevlendirilmiştir.
Sahiplenilene yakışır şekilde şikayet edebilmek de elbette meziyete tabi bir sanat.
3 Yorum
Yazan:Ali Yürekli Tarih: Haz 1, 2009 | Reply
Şikayet eğelenceli biz heralde bir şeyi çözmek değil içimizi, sıkıntımızı boşaltmak sonra da kendimizi değerli hissetmek istiyoruz. Açıkçası asosyal, içe kapanık, elini attığı her şeyi kurutan ve varolanı bozan bir yapım göz önüne alınırsa oturduğum yerde oturmam en faydalı ve akıllıca davranış olur diye düşünüyorum. Eleştirilerim kuvvetlidir lakin bunu kırmadan dökmeden karşımdakini etkiliyecek şekilde anlatma yeteneğim yok açıkçası. Allahtan yazma diye bir şey var yoksa fikirlerim heba olup gidecekti. Tabi ne kadar değerli olduğu tartışılır lakin çok fazla düşünmenin ürünüdür ben beş para etmesemde düşüncelerime, savunduğum değerlere büyük değer ve önem veririm. Belki bunları birgün kırmadan dökmeden dille de anlatmayı öğrenebilirim. Öğrenebilir miyim ki??? Bilmiyorum ama kısa vadede olmayacağı kesin. Ruhuma işlemiş.:) Ama amaçlarımı değerlerimi değiştirirsem daha kısa olabilir lakin değiştirmeyi düşünmüyorum. Ayrıca benim böyle cami boyamak gibi konularda düşünmüyorum bunun düşünecek tarafı da yok. Ayrıca mesleğim ırgatlık olduğu için zorlanmam yaparım:) Ben sorunları çözmenin halkın ve devletin amacını değiştirmesinden geçtiğini düşünüyorum. Elbette yattığı yerden eleştiren ve hiç bir şey üretmeyen insanlar olacak lakin bunları azınlığa nasıl düşürebiliriz ve iyi insanları görünür kılabiliriz. İnsanları ben, ben, hep ben. Bana faydası yok ki mantığından amacından kişiliksizliğinden kurtarmak lazım. Bunun içinde ülkenin ve ülkelerinin önüne büyük bir amaç koymak ve halkı o amaca bir bütün halinde kitlemek lazım. Tek tek sivrisinek kovalamaktansa(sorunlarla uğraşmaktansa) Bataklığı kurutmak daha hesaplı geliyor bana. Ha bir gün elimi attığım şey yeşerirse o zaman oyuna girmeyi düşünüyorum. Yoksa benden size gelecek en büyük iyilik çalışmanızı ilerden acı çekerek seyretmek ve düşünerek eleştirmek. Sesli mi düşündüm acaba umarım duyan olmamıştır.:)
Yazan:çuvaldız Tarih: Haz 1, 2009 | Reply
Video bittiğinde aynı kategoride yer alan şu videoda geçen sözler
ve Sn.Cemile Bayraktar’ın yazısı birbirlerini çok güzel tamamlıyorlar.
İnsan kendini “sahiplenen” konumunda düşündüğünde şikayet etmekten kaçınmak da güçleşiyor.
Sahiplenilene yakışır şekilde şikayet edebilmek de elbette meziyete tabi bir sanat.
Yazan:İsra Tarih: Eki 18, 2011 | Reply
gercekten guzel bir video, tercume icin, emekleriniz icin tesekkurler 🙂