Truva’nın İntikamı (Erhan Afyoncu)
By Editorden on Haz 7, 2009 in Osmanlı, Tarih
“1451’de kazaskerliğe tayin edilen Molla Gürânî’nin, padişahın fikrini almadan tayinler yapması ve bağımsız hareket etmesi hükümdarla hocasının arasını açmıştı. Fatih, bunun üzerine hocasını Bursa kadılığı ve vakıfların idaresiyle görevlendirdi. Molla Gürânî, Bursa’da iken Fatih’ten gelen bir fermanı hukuka aykırı bulduğu için yırttı. Molla Gürânî’ye çok öfkelenen Fatih, hocasını görevden aldı. Molla Gürânî de Anadolu’yu terk etti. Bu ayrılışa üzülen Fatih, onu tekrar davet ve öncekinden daha yüksek bir gelirle eski görevine iade etti. “
Fatih Sultan Mehmed hem büyük bir komutan, hem teşkilatçı bir devlet başkanıydı, hem sanatı ve sanatçıyı koruyan hükümdardı, hem de felsefeye ve serbest düşünceye önem veren, huzurunda tartışmalar yaptıran büyük bir padişahtı.
Fatih, şehzadeliği döneminden itibaren eski Yunan filozoflarıyla ilgili kitapları, Herodot’u, Romalı tarihçi Titus Livius’u, Romalı tarihçi Quintus Curtius Rufus’u, Büyük İskender’in, papaların, imparatorların, Fransa krallarının ve Lombardlar’ın vekayinâmelerini okumuştu.
Rönesans dönemi hümanistleri Türkleri Truvalıların soyundan kabul edip, eserlerinde Asya’ya giden Truvalı bir grubun, yani Türklerin geri dönerek Yunanlılardan tekrar intikam aldığını anlatırlardı. Bütün yazılanlardan haberdar olan Fatih Sultan Mehmed, 1462’de Truva harabelerindeyken başını sallayarak, “Allah, beni bu şehrin ve halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Yunanlıların biz Asyalılara karşı yaptıkları kötü davranışların intikamını, aradan uzun zaman geçmesine rağmen onların torunlarından aldık” demişti.
- Kitabın Adı:TRUVA’NIN İNTİKAMI
- Fiyatı: 14 YTL
- Yazar: ERHAN AFYONCU
- Ebat: 13.5×21
- Konu: Osmanlı Tarhi
- Sayfa: 170
- Kapak: 300 gr kuşe
- Kâğıt: 60 gram ithal
- Barkod: 9786054052110
Çatalçeşme Sokak No:27/15 Cağaloğlu/İstanbul
Tel: 0212 528 47 53
Fax: 0212 512 33 78
www.yeditepeyyinevi.com bilgi@yeditepeyayinevi.com
7 Yorum
Yazan:snowqueen Tarih: Haz 7, 2009 | Reply
Fatih Sultan Mehmet, kendini “Yeni Roma imparatoru” olarak görüyordu aslında. “Konstantiniyye”yi alarak, Roma hükümdarlarının ihtişamına sahip olmuştu.
Fatih Sultan Mehmet, adeta Konstantin gibi şehri yeniden inşa ettirdi. Roma mirasına sahip çıktı. Hatta ilk portresini yaptıran padişahlardandı: bkz. Bellini’ler. Bugün kendilerini “yeni Osmanlıcı” ilan edenler, nedense bunları hep görmezden gelir.
Truva’nın ise (Troia), bir Anadolu kenti olduğu, kazılarda ortaya çıkan sonuçlar dahilinde Alman kazı başkanı (Korfmann dı sanırım) tarafından açıklandı ama pek yankı bulmadı.
Kullandıkları dilden, ölü gömme şekillerine ve ev yapılarına, yerli Anadolu kültürünün izini taşıyordu. Halikarnas Balıkçısı bunları taa yıllar evvel yazmıştı. Ona göre, Avrupalı araştırmacıların Anadolu’ya bakışının temelinde, kendi kökleri olduğunu düşündükleri Hellas kültürünü ortaya çıkarmak ya da İncildeki hikayelere ışık tutmaktı. Bu bakımdan Anadolu kendi özgün kültürü ile pek önemsenmeyen biryerdi. Korfmann’ın ortaya çıkardıkları bu anlamda yankı bulmamış olabilir. Troia’nın Yunan Yarımadası ile bağlantısı, Türkiye’den Yunanistan’a gönderilen Rumların (Romalı, yerli Anadolu halkı) Yunan Yarımadası ile bağlantısı kadar kopuk aslında.
Biz de önemsenmemesinin sebebi ise, ya kültürü Orta Asya’dan başlatmak ya da “yeni-Osmanlıcı”ların yaptığı gibi kültürü sultanlardan köksüz sapsız bir şekilde başlatmak.
Yazan:eg Tarih: Haz 7, 2009 | Reply
sakın herkes -sizin yaptığınız gibi- tarihi kendi işine geldiği gibi yorumluyor olmasın?!?!
Yazan:cemile bayraktar Tarih: Haz 7, 2009 | Reply
Enver bey :))
Yazan:Hakkı Bentek Tarih: Haz 8, 2009 | Reply
Tarihi yorumlamaktan daha önemli olan “Tarihi Yorumlama Amacıdır.”
Günümüzde tarih öyle bir hale geldi ki, herkes istediği gibi malzeme çıkarabiliyor.
Aslında sırf bu durum bile, insanlığın nasıl iç içe geçtiğini anlatıyor.
Bugün hiçbirimiz 4-5 kuşak öncesi atalarımızı tam olarak bilemiyoruz. Nasıl 10-15 hatta 50 kuşak öncesi olaylara taraf olabiliyoruz ?
Belki benim atalarım Truvalılara karşı savaşan yunan ordusundaydı. Hatta belki o atın içindeydi. Birkaç kuşak sonra göç ettiler ve Anadolu’ya yerleştiler. Birkaç kuşak sonra da Müslüman oldular. Mümkün mü ? Mümkün.
Belki sizin atalarınız İstanbul’da Osmanlı kuşatmasında kiliseye sığınanların arasındaydı. Türkler şehri aldıktan sonra İstanbul’da kaldılar. Ve bir süre sonra Müslüman oldular.
Bilemeyiz. Kimse de bilemez.
Bu yüzden Tarihi ayrıştırma amacı ile kullanmamalıyız. Birleştirme amacı ile kullanmalıyız. Bir de bu gözle bakın…
Yazan:fatih y. abbas Tarih: Haz 8, 2009 | Reply
TEKNOLOJI KULLANMANIN VERGI AZABI VE KRIZ
OZEL TASIT ARACLARI, MAKINELER, CIHAZLAR KULLANMANIN VERGI, HARC VB MALIYETLERI DUNYAYA NISPETLE, ULKEMIZDE KATLANILMAZ OLCUDE COK YUKSEK SEVIYELERDEDIR. TAM BIR CEHENNEM AZABI! OYLE AZAP KI, KI, HAKIMI DE SAVCISI DA, TRAFIK POLISI DE, SANAYICISI DE, ITHALATCISI DA, SATICISI DA MUSTERISI DE TAMIRCISI VE SERVISI DE SIKAYETCIDIR!
BIR TEK “PIYASA” SOZUNDEN NEFRET EDENLER, BUROKRATLAR VE SIYASETCILER MEMNUN OLMALI!
http://kiltabletler-ii.blogspot.com/2009/06/tasit-araci-kullanmanin-vergi.html
Yazan:snowqueen Tarih: Haz 8, 2009 | Reply
Sayın eg,
Nereyi “kendi işime göre” yorumladığımı açarmısınız?
Yazan:Ali Yürekli Tarih: Haz 8, 2009 | Reply
İslam kültüründe intikam almak diye bir şey yoktur. H.z Ali savaşta düşmanını yere yatırıp kılıcını saplıyacağı sırada alttaki düşman yüzüne tükürür ve H.z Ali öldürmekten vazgeçer. Adam neden öldürmekten vazgeçtin der. Seni ilk önce Allah yolunda savaştığım için öldürecektim sen yüzüme tükürünce içimde öfke ve intikam hissi hasıl oldu. Eğer seni öldürmüş olsaydım bunu öfkem ve intikam duygum için yapmış olacaktım onun için vazgeçtim der. İslam kültüründe intikam diye bir şey yoktur ve islamın komutanları arasında simgeleşmiş bir kumandanı intikam duygusuna yenik düşmekle itham etmek saygısızlıktır.
Size tamamen katılıyorum. Yeterince ayrıştıran şey var saten.
Son olarak benim bir tezim var bu türktü bu da türktü diye dünyayı türkleştireceğimize kısa yoldan bütün dünya türk soyundan geliyor diyerek işi bitirelim.:):) Aslında bu güzel(güzeli sahiplenme duygusu) lakin bazen biraz fazla kaçırıyoruz gibi geliyor ama hoş oluyor. Yalnız türkleştirmeden de güzel dürüst insanları sevebilmeliyiz.