RSS Feed for This Post

Davacıyım Ey İnsanlık!…

Hrant Dink

 Aldılar bir sabah biz 13 çocuğu… Gedikpaşa’dan yürüyerek Sirkeci’ye… Oradan vapurla Haydarpaşa’ya… Haydarpaşa’dan trenle Tuzla İstasyonu’na… İstasyondan da bir saat yürüyerek, göl ile denizi kenarlayan geniş ve uçsuz bucaksız düz bir araziye götürdüler. O zamanın Tuzla’sı bugünkü gibi zenginlerin ve bürokratların villalarıyla dolu bir mekân değil… İnce kumlu, bakir bir deniz kenarı ve denizden kopma bir göl parçası… Uçsuz bucaksız arazide bir iki ev, tek tük incir ve zeytin ağaçları ve hendek kenarlarına serpilmiş dikenli böğürtlen çalıları…

Bir de bizim kurduğumuz Kızılay çadırları…

8 ila 12 yaş arası biz 13 çelimsiz için yazları Gedikpaşa Yetimhanesi’nin beton bahçesine mahkum olma sona ermişti…

Ailelerimizi, yakınlarımızı ancak geceleri uzaklarda, parlayıp sönen kent ışıklarını izlerken anımsıyorduk. Yere düşmüş ve üst üste yığılmış yaşlı yıldızlara benzetiyorduk kent ışıklarını.

Üç yıl şafak vakti kalkıp, gece yarılarına dek çalışarak kamp binasını tamamladık. En kısa boylularımızdan biri olan “Kütük” (Zakar’a böyle hitap ederdik) bir başına çimento torbasını kucaklayıp çatıya kadar çıkarabiliyordu. Geceleri uykuda yorgunluktan altımıza işerdik.

Sekiz yaşımda gittim Tuzla’ya. Tam 20 yıl oraya emek verdim. Eşim Rakel’i orada tanıdım. Birlikte büyüdük. Orada evlendik. Çocuklarımız orada doğdu… 12 Eylül’den sonra kampımızın müdürünü “Ermeni militan yetiştiriyor” suçlamasıyla içeri aldılar. Haksız bir suçlamaydı. Hiçbirimiz Ermeni militanlar olarak yetiştirilmemiştik. Başsız kalan kampın ve yetimhanenin kapanmaması için görevi bu kez ben ve oradan yetişen arkadaşlarım üstlendik.

Ama bir gün elimize bir mahkeme kağıdı tutuşturdular…

“Siz Azınlık kurumları yer satın alma hakkına sahip değilmişsiniz! Biz zamanında size izin verirken yanlış yapmışız. Artık burası eski sahibinin olacak.”

5 yıl süren direnişimize rağmen yenildik… Ne yapalım ki karşımızda devlet vardı.

Şikayetim var ey insanlık!…

Bizi, yarattığımız uygarlığımızdan attılar.

Orada yetişmiş 1500 çocuğun alınterinin üstüne oturdular. Bizlerin çocuk emeğini gaspettiler. Orayı tekrar yoksul çocuklar için bir yetimhane yapsalardı, kimliği ne olursa olsun, yoksul ya da özürlü çocuklar için kamp olarak kullansalardı, hakkımı helâl ederdim. Ama bu şekilde emeğimi helal etmiyorum.

Ve artık bizim yarattığımız “Tuzla Yoksul Çocuk Kampı”mız, bizim “Atlantis uygarlığımız” şimdi bir harabe…

Çocuk cıvıltıları çekilince suyu da çekilmiş kuyunun… Binanın omuzları düşük… Toprak çorak… Ağaçlar küskün…

Benim isyanımın pike uçuşları ise, binbir özenle yaptığı yuvası bir darbeyle yok edilmiş kırlangıçınki kadar keskin…

Lakin çaresiz…

Trackback URL

  1. 6 Yorum

  2. Yazan:Sevgili Özbek Tarih: Haz 25, 2009 | Reply

    Lakin çaresiz…vE ACI!

  3. Yazan:özlem Tarih: Haz 25, 2009 | Reply

    Ne kadar garip. Bazen hayret ediyorum. Bu sitede pek çok konuda ne sonu gelmez uçsuz bucaksız tartışmalar yaşanıyor ne yorumlar düşülüyor da böyle bir olay karşısında bir oof of diyecek yorum bile yapılmıyor. Eğer böyle bir suskunluk mahçubiyetten ise ne ala. Yok başka sebepleri varsa başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmeli gerçekten.

  4. Yazan:metin okan Tarih: Haz 25, 2009 | Reply

    yazıda yorum yapılırken “hava atılabilecek” bir nokta yok. o yüzdendir. benzeri eleştrileri ben yorum olarak çok yaptım yayınlamadılar tabii. ben “sığ” buluyorum tabii yayınlamazlar! gerçi daha bugün yazılmış, yazı yeni ama olsun, “en iyi ben bilirim” konusu olsaydı böyle olmazdı.

    böyle durumlarda insanın “keşke gerçekten ermeni militan yetiştirseydim” diyesi gelir…

  5. Yazan:özlem Tarih: Haz 25, 2009 | Reply

    Metin bey biliyor musunuz o yetimhanenin eski sakinleri oyle demiyorlar. Şunu söylüyorlar hiç olmazsa ihtiyacı olanlara verilsin. Başka yetimlere mesela, ya da şizofreni vakfına. O zaman bizler hakkımızı helal ederiz. Ellerimizle yaptığımız atlantisimiz çürümesin. Ermeni olmaması da farketmez. ihtiyacı olan kuullansın

  6. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Haz 25, 2009 | Reply

    Özlem hanım sitem etmekte çok haklısınız.İnanın söyleyecek söz bulamıyorum.Ne zaman böyle dramatik bir konu açılsa ne hikmetse ağzımızı bıçak açmıyor.Artık,üzüntüye boğulduğumuzdan mıdır,yoksa çekişmeye yeterince malzeme bulamadığımızdan mıdır bilmiyorum ama,hep beraber sözleşmişçesine dut yemiş bülbüle döndüğümüz kesin.Bir hikmeti vardır ya,gayrı nedir bilinmez.
    Yine de bize aldırmayın ve insan kokan güzel yazılarınızdan bizi mahrum bırakmayın.

  7. Yazan:Mustafa Tarih: Haz 25, 2009 | Reply

    Zamaninda Fatih Sultan Mehmet Istanbul Baspiskoposuna Vezirlik statüsü vermis veya protokolde vezirlige esit muamele. Yani Seyhul islam kadar olmasada en üst seviyede devletde yeri olmus. Eger nice hiristiyanlar müslüman oldularsa zamanla, onlara iyi davrandigimizdandir.

    Anlasilan sadece dindarlara, solculara ve kürtlere degil Ermenilere Rumlarada zaman zaman zulümler yapilmis. Büyük ayiptir.
    Medeniyet azinliklara ve zayiflara muamele sekilleri ile ölcülür.

    O kadar cok zulüm varki nerden baslayalim hangisini önce halledelim? Özürlere nerden baslayalim? Simdide 12 Eylülcülerin günahlari ortaya dökülmeye basladi…

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin