Sana ve grubuna basarilar diliyorum öncelikle. Özgürlük denen kavramin kendi basina bir deger, bir hedef olarak savunulmasi dogru mu sence? genel olarak liberalizm ve özel olarak sizin grubunuzdaki dostlar ne düsünüyor bu konuda?
Daha önce biliyorsun LiBERALLER NEDEN BASARISIZ? diye bir yazi yayinladik ve tartistik. Ama özel olarak HOLLANDA’yi görünce aklima geldi hemen. Söyle demistim orada:
Pedofiliye “özgürlük” isteyen Hollandalı NVD partisine (Partij voor Naastenliefde, Vrijheid en Diversiteit – Hayırseverlik, Özgürlük ve Farklılık ing , fr, alm) Türk liberalizminin yanıtı ne olabilir? Ne adına hayır denebilir bu bireylere? Onlar ki çocuklara yaklaşımlarına “saflığa ve temizliğe duyulan en üst düzey sevgi” olarak tanımlıyan pedofiller… Ya da kısaca soralım, liberalizm kendi ilkelerini çiğnemeden “Hayır” denebilecek midir buna?
Bu partinin isteklerine HAYIR denecekse özgürlükle nasil bagdasacak bu?
Amacımız Hollanda çıkışlı bir özgürlük tartışması ve sohbeti yapmak. Çalışmalarımıza katılmak isteyen herkesi bekleriz.
Liberalizmde teorik anlamda birey güçlü, bedensel sorunu olmayan ve yetişkin olarak resmedilir. Bu yüzden pedofiliyi kabul etmiyorum. Çocukların bu konuda korunması gerektiğini savunuyorum.
Ancak bu noktada resmedilen birey dışındakilerin konumu tartışılabilir. Mesela kolları olmayan bir insan ile iki kollu bir insanı aynı kefeye koyup “fırsat eşitliği”ni ne derece savunabiliriz. Bence bu konu tartışılmaya değer.
pedofiliyi “kapsam disi” birakmak o kadar kolay degil. Bu tür insanlari hasta ya da sakat kabul edeceksek neye, hangi kritere göre edecegiz? (söz konusu siyasi partinin ayni zamanda hayvanlarla cinsel iliskii de savundugunu hatirlatalim)
ikinci nokta çocuklarin korunmasi. çocuk neden 18 ysina gelince korunmaya muhtaç olmaktan çikiyor?
geçenlerde 17 yasinda bir kizin bir pantalon reklami için gögüsleri açik poz vermesi sorun oldu bati medyasinda. çocuk pornosu kapsaminda tartisildi. (ayni sey Broke Shields için de konu olmustu, galiba bir filmde oynamisti çiplak olarak, annesi müsade etmisti)
Sayet bu kiz 18 yasinda olsaydi ne diyecektik?
“kardesim isteyen soyunur, isteyen bakar sana ne?”
Evet ama kadinlarin dekoratif malzeme olarak kullanildigi bir toplumun ferdi olmaktan rahatsizim. Üstelik insanin bir esya degil kiymetli bir varlik oldugunu çocuklarima nasil ögretecegim?
Sucuk satmak için tavada cozurdayan sucuk gösteriyoruz, kadin bedenini de sucuk gibi kullaniyoruz. ET-KADIN promosyonu yaparken tecavüzcüleri hapse atiyoruz, bu iki yüzlülük degil mi biraz?
Neticede sampuan, otomobil ya da pantolon satmak için kadin bedeni TV’de, reklam panolarinda gösterilebiliyorsa bu beni ilgilendirir. Herkesin paylastigi “kamusal alan” degil mi buralar?
Ama sinirlar nerede çizilecek? ya da Hollanda’nin yaptigi gibi özgürlük basli basina bir deger mi kabul edilecek? Mesela yasama hakki gibi?
Esasen bizim bu sunumdaki hedefimiz biraz farklı. Ufak bir Hollanda değerlendirmesinin ardından Hollanda’nın durumunu tartışacağız ve oradaki sosyal ve siyasal haklara değineceğiz. orada yaşayan Türklerin durumunu irdeleyeceğiz, Irkçığılın düzeyini tartışacağız.
En sonunda da, Hollanda’da özgürlüğün sınırını ve sınırsızlığını konuşacağız.
@MY: Sınır çizmek kaygısı benim pragmatik yaklaşımıma uymuyor. İdeali arama ile ideali bulma arasındaki ince fark aklıma geliyor. Bu noktada keskin çizgi konulmasına karşıyım. Belirttiğiniz üzere 17 ile 18 yaş arasında yalnızca birkaç ay fark var.
Konuya gelirsek; yetişkin insanların serbest hareket edebilmesini savunuyorum. Kadın vücudunun meta olarak kullanımının durması başka bir toplumsal formda gerçekleşebilir ancak.
Yetişkin olmayanların soyunması da yine ergenlik çağına girmiş/girmemiş diye ayrılıp çocuklar ayıklanmalı. Geriye kalanlarda ise izin verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Ama madem idealize ediyoruz. Bu bağlamda yetişkinlik yaşının 15-16’ya çekilmesi de tartışılmalı; ki ben buna taraftarım.
Sucuk satmak için tavada cozurdayan sucuk gösteriyoruz, kadin bedenini de sucuk gibi kullaniyoruz. ET-KADIN promosyonu yaparken tecavüzcüleri hapse atiyoruz, bu iki yüzlülük degil mi biraz?
demissiniz.
Iki nokta var.
1. O sucuk eger cok pahali ise ve sizin maddi olanaklariniz o sucuga erismenizi engelliyorsa siz gidip sucukcu dukkani soyuyor musunuz?
2. Pantolon, araba, sampuan reklamlarina bakip da pantolon araba ve sampuandan cok kadin goruyorsaniz suc biraz da sizin gozleriniz de olamaz mi? Netice de herkes o reklamlara bakiyor ama herkes tecavuzcu olmuyor.
gazi hazretleri buyurmuş ne güzel: ben gencin zeki çevik taşı gediğine koyanından muzdaribim…gibi birşeydi sanırım.
harun genç arkadaş bana tavanarası kölesini hatırlattı yine. nezaman kaçalım desem patronun dizlerine yapışıyor. yine haddimizi bildirmiş, kalbimiz kirli bizim mehmet bey.
patronun hiç mi kabahati yok diyeceğim; çok durunca da : ” hastamıyız efendim?”, “başımız mı ağırıyor? “, ” durgun ve süzgünüz biraz…” ve benzeri bulaşıcı hastalıklar hulül edecek fenalaşacağım diye korkuyorum.
pis kalbini vatanına gömmüş yerlilerle beraber omelas’a yolculuk başlatacağız, yerse…
7 Yorum
Yazan:MY Tarih: Tem 27, 2009 | Reply
Selam Cem,
Sana ve grubuna basarilar diliyorum öncelikle. Özgürlük denen kavramin kendi basina bir deger, bir hedef olarak savunulmasi dogru mu sence? genel olarak liberalizm ve özel olarak sizin grubunuzdaki dostlar ne düsünüyor bu konuda?
Daha önce biliyorsun LiBERALLER NEDEN BASARISIZ? diye bir yazi yayinladik ve tartistik. Ama özel olarak HOLLANDA’yi görünce aklima geldi hemen. Söyle demistim orada:
Bu partinin isteklerine HAYIR denecekse özgürlükle nasil bagdasacak bu?
Yazan:Ahmet Cem Özen Tarih: Tem 27, 2009 | Reply
Amacımız Hollanda çıkışlı bir özgürlük tartışması ve sohbeti yapmak. Çalışmalarımıza katılmak isteyen herkesi bekleriz.
Liberalizmde teorik anlamda birey güçlü, bedensel sorunu olmayan ve yetişkin olarak resmedilir. Bu yüzden pedofiliyi kabul etmiyorum. Çocukların bu konuda korunması gerektiğini savunuyorum.
Ancak bu noktada resmedilen birey dışındakilerin konumu tartışılabilir. Mesela kolları olmayan bir insan ile iki kollu bir insanı aynı kefeye koyup “fırsat eşitliği”ni ne derece savunabiliriz. Bence bu konu tartışılmaya değer.
Yazan:MY Tarih: Tem 27, 2009 | Reply
pedofiliyi “kapsam disi” birakmak o kadar kolay degil. Bu tür insanlari hasta ya da sakat kabul edeceksek neye, hangi kritere göre edecegiz? (söz konusu siyasi partinin ayni zamanda hayvanlarla cinsel iliskii de savundugunu hatirlatalim)
ikinci nokta çocuklarin korunmasi. çocuk neden 18 ysina gelince korunmaya muhtaç olmaktan çikiyor?
geçenlerde 17 yasinda bir kizin bir pantalon reklami için gögüsleri açik poz vermesi sorun oldu bati medyasinda. çocuk pornosu kapsaminda tartisildi. (ayni sey Broke Shields için de konu olmustu, galiba bir filmde oynamisti çiplak olarak, annesi müsade etmisti)
Sayet bu kiz 18 yasinda olsaydi ne diyecektik?
“kardesim isteyen soyunur, isteyen bakar sana ne?”
Evet ama kadinlarin dekoratif malzeme olarak kullanildigi bir toplumun ferdi olmaktan rahatsizim. Üstelik insanin bir esya degil kiymetli bir varlik oldugunu çocuklarima nasil ögretecegim?
Sucuk satmak için tavada cozurdayan sucuk gösteriyoruz, kadin bedenini de sucuk gibi kullaniyoruz. ET-KADIN promosyonu yaparken tecavüzcüleri hapse atiyoruz, bu iki yüzlülük degil mi biraz?
Neticede sampuan, otomobil ya da pantolon satmak için kadin bedeni TV’de, reklam panolarinda gösterilebiliyorsa bu beni ilgilendirir. Herkesin paylastigi “kamusal alan” degil mi buralar?
Ama sinirlar nerede çizilecek? ya da Hollanda’nin yaptigi gibi özgürlük basli basina bir deger mi kabul edilecek? Mesela yasama hakki gibi?
Yazan:Tugcenur Ekinci Tarih: Tem 27, 2009 | Reply
Merhaba
Esasen bizim bu sunumdaki hedefimiz biraz farklı. Ufak bir Hollanda değerlendirmesinin ardından Hollanda’nın durumunu tartışacağız ve oradaki sosyal ve siyasal haklara değineceğiz. orada yaşayan Türklerin durumunu irdeleyeceğiz, Irkçığılın düzeyini tartışacağız.
En sonunda da, Hollanda’da özgürlüğün sınırını ve sınırsızlığını konuşacağız.
Sevgiler
Tuğçe
Yazan:Ahmet Cem Özen Tarih: Tem 27, 2009 | Reply
@MY: Sınır çizmek kaygısı benim pragmatik yaklaşımıma uymuyor. İdeali arama ile ideali bulma arasındaki ince fark aklıma geliyor. Bu noktada keskin çizgi konulmasına karşıyım. Belirttiğiniz üzere 17 ile 18 yaş arasında yalnızca birkaç ay fark var.
Konuya gelirsek; yetişkin insanların serbest hareket edebilmesini savunuyorum. Kadın vücudunun meta olarak kullanımının durması başka bir toplumsal formda gerçekleşebilir ancak.
Yetişkin olmayanların soyunması da yine ergenlik çağına girmiş/girmemiş diye ayrılıp çocuklar ayıklanmalı. Geriye kalanlarda ise izin verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Ama madem idealize ediyoruz. Bu bağlamda yetişkinlik yaşının 15-16’ya çekilmesi de tartışılmalı; ki ben buna taraftarım.
Yazan:Harun Genc Tarih: Tem 28, 2009 | Reply
Mehmet Bey,
demissiniz.
Iki nokta var.
1. O sucuk eger cok pahali ise ve sizin maddi olanaklariniz o sucuga erismenizi engelliyorsa siz gidip sucukcu dukkani soyuyor musunuz?
2. Pantolon, araba, sampuan reklamlarina bakip da pantolon araba ve sampuandan cok kadin goruyorsaniz suc biraz da sizin gozleriniz de olamaz mi? Netice de herkes o reklamlara bakiyor ama herkes tecavuzcu olmuyor.
Iyi Calismalar.
Yazan:rüştü hacıoğlu Tarih: Tem 28, 2009 | Reply
gazi hazretleri buyurmuş ne güzel: ben gencin zeki çevik taşı gediğine koyanından muzdaribim…gibi birşeydi sanırım.
harun genç arkadaş bana tavanarası kölesini hatırlattı yine. nezaman kaçalım desem patronun dizlerine yapışıyor. yine haddimizi bildirmiş, kalbimiz kirli bizim mehmet bey.
patronun hiç mi kabahati yok diyeceğim; çok durunca da : ” hastamıyız efendim?”, “başımız mı ağırıyor? “, ” durgun ve süzgünüz biraz…” ve benzeri bulaşıcı hastalıklar hulül edecek fenalaşacağım diye korkuyorum.
pis kalbini vatanına gömmüş yerlilerle beraber omelas’a yolculuk başlatacağız, yerse…