Archive for Temmuz, 2009

Faşizm her yerde, sen neredesin ? »

Bugün 13 temmuz 2009, Pazartesi. Yobaz laiklik iyi günler diler.  “CHP faşist bir partidir” dediğimiz zaman CHPli okurlarımız “faşist senin babandır” gibi zekice(!) cevaplar veriyorlar. Bildirelim, faşist kelimesi bir küfür değildir, hatta CHP camiasında bir iltifat olarak bile kullanılabilir: “Tanırım, Deniz Bey çok iyi bir faşisttir, Atam başımızdan eksik etmesin, kızımı bir faşistle evlendirmek istiyorum, […]

Yaşar Büyükanıt yargılansın! »

Neşe Düzel (TARAF) “Yaşar Büyükanıt, dönemin il alay ve tugay komutanları Şemdinli davasında yargılansın. Bu askerî suçsa, bunu sadece iki astsubay işlemedi. Bu suçtan komutanları da sorumlu.” İl alay komutanı valiye, “Bu Esat Canan Şemdinli nedeniyle çok konuştu. Hakkında suç duyusunda bulun” diyor, vali de bulunuyor. Askerî vesayet sisteminin işleyişi işte böyledir.” Üzerimize kurşun yağdıran […]

Gül, Kürt hamlesiyle çizgiyi aştı »

Neşe Düzel (TARAF) “E-muhtıra, 367 kararı, kendilerinden olmayan birinin cumhurbaşkanlığını engellemek içindi. Olmadı. Gül’ü düşürmek için B Planı başlatıldı. Kapatma davası, Sincan bu planın parçalarıdır.” “Gül, bürokratlar devletinin çizgilerini sadece yaşam tarzıyla değil, Ermeni ve Kürt hamleleriyle de aştı. Şimdi onu, yargı eliyle Köşk’ten indirmeye çalışıyorlar.” “AK Parti sivil bir anayasa yapmayacak. Mevcut anayasada sadece çok […]

Bizi kim tedavi edecek? Bölüm II »

Bugün yaşadığım bir olay nedeniyle,Bölüm 1 de bahsettiğim sağlıklı ruh halim üzerine düşündüm de…Sanırım o kadar da sağlıklı değilim.   Ben şehrin içinde bahçeli bir evde yaşıyorum,bilgisayarımı kapıp güzel havalarda balkona yerleşirim,hafif deniz manzaram da var,yayarım kitaplarımı masamın üstüne,çay fincanım eşliğinde kah yazarak kah okuyarak günlerimi dolu dolu geçirmeye gayret ederim.Bugün yine o günlerden biriydi […]

Kurban sunağında bir kral »

Cihan Aktaş (TARAF) Onu “zenci” kategorisine yerleştiren çizgilerinden kurtulmaya çalışıyordu. O kadar istedi ki beyaz olmayı, beyazımsı ten hastalıkla geldi; ten rengindeki değişmeyle ilgili resmî açıklama bu. Bir beyaz çocuğunki gibi akça pakça bir ten, o tutkuyla istedikçe uzağına kaçtı. Çizgileriyle oynamayı sürdürdü. İstediği yamalı bir beyaz değildi. Sinir uçları olabildiğince açık küçük Michael sokaklarda […]

Bizi kim tedavi edecek? Bölüm I »

Geçtiğimiz yıllarda YeniAktüel’de bir başlık dikkatimi çekmişti ‘ İSLAMİ PROZAC TOPLUMU ‘ ek başlık olarak ‘ Sonunda Dindar Kesimde De Antidepresan Kullanımı Patladı ‘, yazıyı okudum.Genel olarak dindar müslüman kesimin maruz kaldığı ayrımcılığın sonucu oluşan huzursuz ortam nedeniyle depresyon yaşayan insanların halini samimi sayılabilecek bir dille ele almıştı yazar.   Ben o dönem yazara katılsam […]

CHP neden darbecileri koruyor? »

“…Şemdinli’yi hatırlayınız. 9 Kasım 2005’te, iki astsubay ve PKK itirafçısı, bir kitapçı dükkânına bomba attı. Bir kişi öldü. Sonra arabalarının içindeki silahlar görülünce, halk tarafından linç edilmek istendiler. Linç yine halk tarafından önlendi. Birkaç saat sonra otomobilde keşif yapan savcı ve CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan’ın üzerine ateş açıldı. Bir kişi de bu sırada öldü.

Başörtülü kızlardan özür diliyorum… »

“Senin dünyanın güzelliklerinin aksine, Örtümün içinde görünenim, ama onsuz gizliyim“(1)  Size yapılan haksızlıklara karşı çıktım başından beri ama bugün sizi yeterince anlamadığımı düşünüyorum. Bir erkek olarak yaşadıklarınızı hiç bir zaman tam olarak anlamayacağım ama bugün en azından bunun farkındayım…  Yobaz laiklere karşı verdiğiniz mücadeleyi uzun yıllar SADECE bireysel özgürlük olarak gördüm. Ne kadar yanılmışım…  Sizler […]

Doğu Türkistan »

Bir terör devleti olarak varlığını sürdüren Çin, yeni bir devlet terörüne daha imza attı… Uygur Türklerinin barışçı gösterisini kana buladı… Uygur Türklerine sistemli bir şekilde yıllardır zulmeden Çin devleti, o bölgeye Şincan diye dilimize transkripte edilebilecek uydurma bir ad koymuş. Orasının adı Doğu Türkistan… Doğu Türkistan’ın kalbi de Kaşgar… Türk halkının hafızası ve natıkasında bu […]

Haneke’nin ‘Ölümcül Oyunlar’ı Sanatın sonu mu? »

“Aleksandra” filminden yola çıkarak Alexander Sokurov sinemasını irdelediğim bir yazımın girişinde şu cümlelere yer vermiştim:   “Modernizm; Aydınlanma Hareketi ile gelen ‘insan tasavvuru’nun bireyde yarattığı  çürüme, çoraklaşma ve ‘aşkınlığı yitirme hâli’nin iyice zirveye çıktığı bir döneme tekâbül eder.  İnsanlık tarihinin en kara dönemi olarak nitelendirebileceğimiz 20’nci yüzyılın ilk yarısında, Aydınlanma ideolojisinin kendi iç  çelişkileri sonucunda […]