Ceylanem Kezew – Ceylanım ciğerim
By Fatma Sancak on Eki 5, 2009 in Basın günlüğü, vicdan
HALASININ OĞLUNDAN CEYLAN’A AĞIT / Ceylan’ı yalansız ve sebepsiz sevebilir misiniz? O zaman bu ülke yekpare kalacak. Çıkarlarınızı bırakıp hayatı seçtiğiniz zaman…
Lütfen virgülüne noktasına dokunmayın ki acılarımızı anlattıktan sonra nokta bırakabileyim. Ceylan dayımın kızı. Daha on dördüne on dört gün kalmıştı. Zeki mi zeki bir kız. Ramazan ayında Kuran-ı Kerim’i iki defa hatim edecek kadar zeki, akıllı bir kız. Yaşıtları ona PİRE (nene) diyor. Kendisi dininin gereklerini yerine getirmekte herkesten hassas, kendi yaşıtlarının anlamayacağı kadar olgun. Babası dayım onu KERGEM (tavuğum) diye seviyor. Kürdün sevmesi, doğası gibi saf ve yalın ve yalansız. Okuduğu
Kuran-ı Kerim bu amansız ve zamansız ölümü yüzünden kapandığı için üzgün KADER… Tapan tepeden atılan 20’lik uçaksavar mermisiyle hedef gözetilerek vurulmuş.
Dayım elindeki dahrenin silah sanılarak vurulduğu ihtimaline inanmak istiyor. Yoksa Ceylan’ına kim kıysın ki, bu kadar büyük bir mühimmatı niye kullansın ki? Ceylanem Kezew ciğerinden ciğer koparıp meşe ağaçlarından toplayacağını, kırılan omurgasının parçalanan bedenine kapaklanacağını, kendi kanında yıkanacağını nereden bilsin ki! Bu ülkenin Ceylan gibi ne zaman omurgası kırılır, kendi cesedine çöker bilir misiniz? O kadar çok kaybedeceği hiçbir şeyi olmayan insanlar yarattık ki, bu ülkenin felaketi, kaybedecek hiçbir şeyleri olmayan bu insanların elinden olacak. Ağlamak istiyorum, bir kadından daha fazla hıçkırarak, sarsılarak, utanmadan ve sıkılmadan. Tetiği çeken nasırlaşmış o vicdanlar içinde hesabımız neden hep sonsuzluğu yaratan Rabbimize kalır bilmem! Ne kadar çok severiz ölümleri yarıştırmayı? Üç tane kızım dünyaya gelecek, üçüzlerimin şimdi adlarını ölüme dair mi bırakayım? Adları Beritan, Avaşin, Ceylan mı olsun, yoksa yaşama dair Umut, Sevgi, Barış mı olsun? İnanın bu ülkede ikincisi daha zor.
Biz yaşamı yüceltmek gibi derdi olmayan, sadece acıları ve ölümleri yarıştırmakta mahiriz. Ceylan’ın hiçbir zaman kendine ait bir odası veya bilgisayarı olmayacak ama hatim ettiği Kuran-ı Kerim’in hatırına bizi de kurtaracağına inanıyoruz. Bilirsiniz ki dünyadaki en güzel şey tanımadığın bir çocuğu sevebilmektir.
İnsanın en saf ve yalın halidir. Ceylan’ı yalansız ve sebepsiz sevebilir misiniz?
O zaman bu ülke yekpare kalacak. Çıkarlarınızı bırakıp hayatı seçtiğiniz zaman… Tetiği çeken korkağa sesleniyorum. Hangi korku seni teslim aldı ki dayımın minicik kızının canına kıyabildin? Ebedi adalette sonsuz merhamete ihtiyacın olacak. O da, canına kıydığın Ceylan’ın annesinde babasında, ailesinde mevcut. Biz senin yalansız ve rahat uyumanı diliyoruz. Ölüm kusan, nasırlı, vicdandan yoksun parmağına rağmen, yeter ki başka Ceylanlara KIYMA NE OLUR!
23 Yorum
Yazan:rüştü hacıoğlu Tarih: Eki 6, 2009 | Reply
“…HALASININ OĞLUNDAN CEYLAN’A AĞIT / Ceylan’ı yalansız ve sebepsiz sevebilir misiniz? O zaman bu ülke yekpare kalacak…”
bu ülke dediğiniz garip şey bir Ceylan eder mi? bana sorarsanız bir sivrisinek bile edemez. yekpare kalması için ceylanları parçalaması gerekiyor. bence bu vahşetin yekpare katliamlarına seyirci kalmamak için ceylanlarbinparçaya bölünmesin için omelas’a veda edelim. ceylan bin parçaya bölünmüş insanlar bin parçaya bölünüyor…yekpare nedir? kimdir bu yekpare? omelas’ın zindanlarında küçük kızın mutsuzlğundan devşirilecek mutluluğa(!) daha ne kadar tahammül edeceksiniz? varsın batsın bu devlet ve 2000 parçaya bölünsün ki bir daha ne ceylan ne cevdet ne berfin bölemesin…lanet olsun böyle yekpareye; yekpareymiş? olsa olsa kepazedir sadece bir uyak bizi yanıltan, tükürün üstüne…
Yazan:eg Tarih: Eki 6, 2009 | Reply
çok can yakıcı çok! bugün taraf’ta okumuştum bu yazıyı…insan ne diyeceğini bilemiyor. hayat bu kadar ucuz bazılarımız için…
Yazan:özlem Tarih: Eki 6, 2009 | Reply
AMENNA
Yaşayanlar bir gün ölür
Bir gün ölür elbette
Ağaçlarla, balıklarla
Kuşlarla ben amenna.
Ağlayanlar bir gün güler
Bir gün güler elbette
Uyanmakla, anlamakla
Bilmekle ben amenna.
Kısa çöp uzun çöpten
Hakkını alacak elbette
Direnmekle, güvenmekle/kurtulmakla
Barışla ben amenna.(Hasan Hüseyin Korkmazgil)
Yazan:abdullah mardin Tarih: Eki 6, 2009 | Reply
Bu ülkede söz konusu Kürtlerin ölümüyse tüm medya duyarsız Sol medyada İslamcı Medyada.Başka hangi ülkede gencecik bir kız çocuğu ölürse medya bu kadar tepkisiz kalır.ya da aynı kız izmirli olsaydı muammelede farklı olurdu muhtemelen…Zaten 12 yaşındaki Uğur Kaymaz da öldürülmedi mi Terörist olduğu gerekçesiyle.Ve Uğurun katilleri bugün hala aramızda…hemde devlet memuru..
Yazan:rahşan Tarih: Eki 6, 2009 | Reply
öldürdüler yarım kaldı dudağında son gülücük yalnızca bir adı kaldı kızın adı CEYLAN.Doğuda insan olmak zor vesselam ama hala yarım yamalak bir takım açılım propagandacıları ortalıkta cirit atıyor.ceylanın öldürülmesi mi desem yoksa katledilmesimi demeliydim bilmiyorum ama her ikiside yürekleri acıtmaktan öteye çıktı.bakıyorumda daha küçücük bir çocuğu katletmek için hiç utanmadan tetiğe dokunanların barış çabalarına gülmekten başka bişi gelmiyor içimden.bir anne düşünün ki yavrusunun bedenini sırf otopsi yapılsın diye kendi kucağında taşıyor ve öte yandan can güvenliği derdinden olay yeri incelemesine gelemeyen devlet erkanı.ya allahınızı severseniz siz ki küçücük bir bedeni parçalayacak kadar acizseniz kimden yada kimlerden korktunuzda o annenın acısına tuz biber oldunuz.bundan dahada acısı bir ceylan devlet tarafından katleediliyor ses yok.ancak bir münevver sevgilisi tarafından öldürülüyor başta devlet erkanı olmak üzere yer yerinden oynuyor.işte tamda bu noktada susmaktan ve lanet olsun demekten başka birşey bulamıyorum.doğuda insan olmak insan gibi yaşamakta zor ölmekte zor.
Yazan:cb Tarih: Eki 7, 2009 | Reply
selam,
ben de kendi kalemimce andım Ceylan’ı …
‘ CEYLAN ‘ Bakışlı Münevver
Aylardır Münevver Karabulut cinayetiyle yatıp kalkıyoruz.Acılı ailenin çığlığına koşuşturuyor medya.Türkiye gündemi kilitli öldürülmüş bir genç kız için üzülüyoruz hepimiz.Araştırılıyor,soruşturuluyor.Aylardır medya,mahkemeler,savcılar,avukatlar,insanlar bu cinayetin çoğu kez ardından ara da önünden dahil oluyor konuya.İnsanlar doğup ölüyor,gündem yine kilitli ; Münevver Karabulut ve C.G. (?)diyoruz,başka da bir şey demiyoruz.Cinayetin işlendiği tarihten bugüne konunun geçmediği bir haber bülteni dahi izlediniz mi?Sanmam !
Bir kız daha katledildi bu topraklar da,onunda bedeni parçalara bölündü.Minicik elleri birbirinden uzağa düştü.Küçücük bedeninin parçaları zorlukla toplandı,saçılmıştı ve savrulmuş.Ceylan’dı ismi,ürkekti belki,14 yaşında,ellerinde topladığı yapraklar vardı.Yürüyordu belki,belki yorulmuştu dinleniyordu bir ağaç altında bilemem,dilinde bir türkü vardı belki,yaşayacağı günler,umudu,sevgisi,onun da bir anne ve babası vardı belki,ince ve narindi,sevdiği bir kitap vardı,küçük bir aynası vardı belki o da gezdirirdi minik parmaklarını saçlarının arasında belki,belki…Bilemem onun yaşındaki çocukların çokça fotoğrafları vardır,Ceylan’ın yok.O yaşta çocukların arkadaşları vardır az da olsa anıları.Sanmam Ceylan’ın yok.Zaten artık Celan’da yok.Ah yavrum,bir fotoğrafı var sadece bir de parçalanmış bedeni,parçalanmış bedeninin sarıldığı bir battaniye.Belki anne ve babası da vardı,kardeşleri.Bilemem.Bilemeyiz.Bilemezler.Çünkü Ceylan’ı diline alan kimse yok,Ceylan’ın anne ve babasını da duyan kimse yok.Münevver için ayağa kalkan ‘adalet istiyoruz’ bağıran taraflarımız,Ceylan’a gelince lâl.Biz Ceylan’ı ne yaşarken bildik,ne ölürken ne de öldükten sonra.Oysa onun da parçalanmıştı bedeni.
Münevver’i rüyamızda görecek kadar gördük,ya Ceylan’ı ?
Adalet istiyorum.
Çocuğu öldürenlerin bulunmasını.
Adli tıp soruştursun istiyorum.
Ceylan’ın yakınlarını görmek istiyorum.
Anne ve babasını.
Tanık istiyorum.
Haber bültenleri,gazeteler eğer bulabilirlerse umutla bakan resmini tam boydan girsinler istiyorum.
Failler bulunsun istiyorum.
Dikilip faillerin karşısına hesap sorayım istiyorum.
Belli ki bu çocuğun anne ve babası çıkıp ekranlara evlatlarının hesabını soracak,bağıracak durumda değiller,öyle bir fırsatları da yok zaten.Kim onlara verir bu fırsatı,kim açar yüreğini,kim kollar,kim kol kanat olur?O da ayrı bir acı ya!Hangi emniyet müdürü,hangi savcı,hangi avukat?Hangi gazete,hangi dergi,hangi televizyon kanalı?Hangi köşe yazarı?Hangi siyasi isimler arkasında olur?Kim ağlar bu çocuğa?Kim?
Taraf haber yapar,Ahmet Altan yazar…Gerisi ölüm sessizliği,o kadar.
Belki bir ses gelir,o da Ceylan için değil.Utanmayan bir tarafınız şöyle der belki,ne belkisi eminim der,Münevver’i bu konuya neden karıştırdığımı sorar pişkince.Öyle ya ne gereği vardı?Tek öldürülmüş olan Münevver ve tek katil C.G. gibi davranıyorsunuz da o yüzden.Vallahi ben masumum,Münevver’de masumdu.Ceylan da masumdu.Münevverin hergün gördüğümüz bakışlarına Ceylan’ı sıkıştırdım ki belki okursunuz,belki dinlersiniz,belki de duyarsınız.Olur da belki içinizden bir vicdan ses verir parçalanışına sustuğunuz Ceylan’ı belki Münevver’in bakışlarına eklersem belki,belki içinizden bir vicdan ses verir.
Belki yorulmuştu,belki oturmuştu bir ağaç altına,dilinde bir türkü ;
Gezme Ceylan bu dağlarda,seni avlarlar
Anandan,babandan,yardan ayrı koyarlar
Yazan:Hakan YILMAZ Tarih: Eki 10, 2009 | Reply
29 Eylül 2009 tarihli Taraf gazetesinin manşeti şöyleydi: “Diyarbakır’da köy yakınında koyun otlatan ilkokul öğrencisi Ceylan alaydan atıldığı öne sürülen havan topunun patlamasıyla can verdi.”
Göz boyamak için kullanılan “öne sürülen” ifadesine aldanmayın, kürt kızının havan topuyla parçalandığı yalanı kesin bir dille belirtiliyor; dolayısıyla Tabantepe Alay Komutanlığı, “kürt kızını havan topuyla öldürmek” yaftasını yemiş oluyor…
Yalnızca ordu düşmanlığı tescilli olan Taraf gazetesinde yer bulan bu haber üzerine, ordudan yana kuyruk acısı olan Türk düşmanı cenah, Türk ordusuna karşı her zamanki taarruzlarını gerçekleştiriyor; hem de koca köydeki küçücük kızın tek atışta havan mermisiyle “kasten” vurulabilmesinin teknik imkansızlığını, alayın 15 yaşında hayvan otlatan bir kürt kızı için mermi harcamasının mantıksızlığını, böyle bir olayın bir hata sonucu gerçekleştiğini düşünsek bile bunu koca orduya -sanki kürt kızını öldürme emri Genelkurmay Başkanlığından gelmiş gibi- mal edilmesinin yalnızca ordu düşmanlığının zavallı bir tezahürü olduğunun herkes tarafından anlaşılabileceğini düşünmeden…
Neyin sonucu olduğu belli olmayan bir patlama nedeniyle Türk ordusuna atılan çirkin iftiralara Tuğgeneral Metin Gürak bugün yanıt verdi, hem de olay yerinin havan toplarının menzili dışında olduğunu kanıtlayan belge ve haritalarla birlikte. Bu olayın belirli aralıklarla başlatılan orduyu yıpratma kampanyalarından biri olduğunu biliyoruz. Fakat bu seferki karalama kampanyası, ordu düşmanlığından daha vahim bir unsuru içeriyor: Pozitif ayrımcılık.
Türkiye’de her insan, her an; trafikte, fabrikada, okulda, sahada, aklınıza gelebilecek her yerde ölme riskini taşıyor, ve ölüyor da…
Hal böyleyken, neden yalnızca Diyarbakır’daki bir ölüm haberi büyük puntolarla basında yer tutuyor?
Bu olay, Diyarbakır’da değil de Türklerin çoğunlukta olduğu herhangi bir ilde yaşanmış olsaydı, gündemde bu kadar yer bulabilir miydi?
Elbette bulamazdı…
Ne de olsa ölen bir kürt…
Hem de kürt kızının katili(!), yıllardır kürtlere zulmeden(!) Türk Silahlı Kuvvetleri…
Eğer zihinlerde pozitif kürt ayrımcılığı olmamış olsaydı, Anadolu’nun ücra köşelerinde devletin ihmalleri sonucunda yaşamlarını yitiren sayısız Türk çocuğunun da büyük puntolarla basında yer alması gerekirdi.
Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Eki 10, 2009 | Reply
Hakan Yilmaz,
Lütfen bu yaziyi okuyun,
yeni yorumlarinizda bizi okuyup anladiginiza dair bir isaret bekliyor olacagiz:
Irkçıya kızılmaz, acınır!
http://www.derindusunce.org/2008/09/08/irkciya-kizilmaz-acinir/
Yazan:çuvaldız Tarih: Eki 10, 2009 | Reply
Hakan Yılmaz,
Pes doğrusu..pozitif ayrımcılıktan dem vuran biri Türkiye’nin her yerinde her “sektörde” gerçekleşebilecek bir iş kazası ile 13-15 yaşındaki bir çoban kızın ölümünü “aynı” turmuş.
El insaf yahu..Diyarbakır yada Türkiye’nin doğusundaki her hangi bir ilinde bir çobanın ne idiğü belirsiz(!) bir patlama ile bu şekilde ölümü iş kazası mıdır?
İş veren kim? Kız erat olarak TSK nın koyunlarını mı otlatıyormuş orada?
“Gizli/Kaçak/Yasak” ya da “yeterli güvenlik önlemi almamış” denetimsiz bir işyerinde oksijen tüpü,kazan patlar,havai fişek atölyesinde ya da bir apartmanın kalorifer dairesinde olduğu gibi..
Eh o dağ başında bunların hiçbiri olmadığına göre patlayıp da küçücük bir kızı PARAÇALARA bölünerek ölmesine sebep olan ne o zaman?
Kız kendi kendini dinamit bağlayıp uçurmadıysa, yıldırım çarpmadıysa, TSK nın o bölgedeki hiçbir taburundan da havan atışı yapılmadıysa ve zaten(!) menzil dışındaysa Ceylan’ı öldüren patlamanın SORUMLUSU kim?
Sınır ve bölge güvenliğinden sorumlu olan TSK ‘nın varlığı ile evlerimizde canımız,malımız güvende diye evlerimizde mışıl mışıl uyuyup işyerlerimizde karnımızı tok tutmak için de iş kazası risklerine rağmen çalışmıyor muyuz?O çoban kızın durumunu bizden farklı kılan ne?
Doğuda yaşayan bir insanın bu şekilde ölmesini büyük puntolarla verilmeyecek kadar “doğal” karşılanmasını talep edebilmenin sebebi ayrımcılık değilse nedir ?
“Türkiye’nin doğusu çatışma bölgesidir ve ölen masum insanlar da arada kim vurduya giden “iş kazalarıdır” öyle mi?
Yazan:Mustafa Aslan Tarih: Eki 10, 2009 | Reply
@ Hakan YILMAZ
Hangi gündem? Gündemde “Ceylan” ismini görmek için çok bekledim, acaba kaçırdığım bir şey mi vardı? Ben niye rastlamadım Taraf dışında bir yerde?
İzmir’de bir çocuk evinin önünde paramparça edilecek, annesi kızının parçalarını ağaç dallarından toplayacak ve bu Türkiye’yi yerinden oynatmayacak? Güldürmeyin.
Yazan:seyyide demirhan Tarih: Eki 11, 2009 | Reply
Ceylan Etiler’de öldürülmüş olsaydı ya da babasının omuzlarında apolet olsaydı,o zaman adalet yerini bulurdu işte.Herşey Ceylan’ın sucu!!!
Yazan:çuvaldız Tarih: Eki 13, 2009 | Reply
Evet Susacağız çünkü “sus”diyenler var.Millet “N’oldu orda?” diyor.Milletin orusunu temsilen cevap geliyor;
“Kim sorumlu?” diye düşünüp bunu dillendirerek sormanın silahlı kuvvetler lugatındaki anlamı “psikolojik harekat” demekmiş=millet orduya hesap soramaz!Öğrendik.Şimdi susmak lazım.
Çünkü riyakar olabilmek için susmak ve susturmak gerekiyor.
Yazan:özlem Tarih: Eki 13, 2009 | Reply
Sevgili Çuvaldız,
son cümleni okuyunca tüylerim diken diken oldu.
bugün Ahmet altan harika bir rest çekmiş.
Dün de zeynep Tanbay bir mesaj yollamış bana. Özel birşey yok sanırım söylememin sakıncası olmaz.
Hayır biz susmuyoruz diyor özetle. Bugün itibari ile bir grup Ceylan’ın mezarını ziyaret edip çiçek koymaya gidiyorlarmış.
Yanlarında küçük bir defter olacakmış Ceylan için yazılan yazılardan topladıkları. O küçük defteri armağan etmeye gidiyorlar bugün Ceylan’a.
Böyle bir ülke işte.:(
Yazan:cb Tarih: Eki 13, 2009 | Reply
selamlar,
15 ekim perşembe,taksim’de Ceylan için insan zinciri oluşturuyoruz,susanlara susturanlara inat !
saat : 19.00
Yazan:kuvvetlemuhtemel Tarih: Eki 14, 2009 | Reply
“Lafta demokrat siteler ve onların meşhur liberal görünümlü (beyinleri işgal altında) yazarları Ceylan yavrumuzun ölümü için yine TSK’ya iftira atmıştı ki ; TSK delilleriyle bu üzücü durumun kendileri ile bağlantılı olmadığını ortaya koydu. İpleri Kürtçülerin elinde olan bu sözde demokratlar kendilerini kurtaracak kaypaklıklarına devam ediyor. Lakin ahlaklı yazar olmak, ahlaklı demokrat olmak bunların lugatında da fıtratında da yok. TSK’nın güçlü olmasını yada olmamasını tartışmaya açacak kadar kendilerini demokrat sayan bu kişiler beyinlerindeki ideolojik işgalin gereğini yerine getiriyorlar…”
Alıntı:
http://yazabilme.blogspot.com/
Yazan:MY Tarih: Eki 14, 2009 | Reply
“TSK delilleriyle bu üzücü durumun kendileri ile bağlantılı olmadığını ortaya koydu.” Osman çelebi
Sanki ilk defa bir insan TSK yüzünden hayatini kaybediyormus gibi konusmayin, Dersim’den önce de sonra da bu ülkede etnik ayrimcilik yapildi, sirf Kürtler degil herkes bu silindirin altinda kaldi ve TSK mensuplari ne yazik ki bu korkunç makinenin elinde alet oldular.
Kürtlerin atildigi toplama kamplari ya da varlik vergisi hakkinda biraz arastirma yapin böyle atip tutmadan önce. Devlet tarafindan ÜRETiLEN borçlarini ödeyemeyen Ermenilerin, Rumlarin ve Yahudilerin gönderildigi çalisma kamplarini ve TSK’nin oynadigi rolleri arastirin.
Yazan:özlem Tarih: Eki 14, 2009 | Reply
yahu tsk neyi ispatlamış. Güleyim bari. Ceylan elindeki aletle yerdeki mermiye vurmuş, mermi fırlayıp 90 derece kendine dönüp karnını parçalamış. Alet sapasağlam, elleri ayaklari sapasağlam ama çocuğun karnı paramparça. Ben size diyorum kafa konforu çok iyi bir şeydir kalbi yormaz diye.
http://taraf.com.tr/makale/7918.htm
http://taraf.com.tr/makale/7910.htm
Yazan:eg Tarih: Eki 14, 2009 | Reply
osman bey,
benim sizden anladığım (rüştü bey yine osman kardeşime vurmayın diyecektir ama vuracağım) siz kuzu postuna(herkesin müslümanlığını tartacak kadar müslüman olma iddiası)girmiş kurtsunuz. (militarist, hatta herkese kemalist derken kemalistin dik alası)
ordu delilleriyle açıklamış, pehh! aynen özlem hanımın dediği gibi, ne delil ama. biraz kafası çalışan, biraz görmeyi bilen insanlar için bu açıklananların bir zulmün üstünü örtme teşebbüsü olduğunu anlamak çok zor değil bence. efendim ben osman bey gibi insanlarla aynı ümmetten değilim derken yanılmadığımı daha iyi anlıyorum şimdi.
Yazan:çuvaldız Tarih: Eki 14, 2009 | Reply
Osman bey,
İyi ki varsınız!İfade ettikleriniz beyazın,görünürlüğünü kolaylaştıran siyah zemin gibi.Dilerim bir gün beyaz, zemin olur da siyahları işaret edebilmek daha kolay olur.
Sizde olduğu gibi beni de saplantılı,tek taraflı bir bencillikle düşünmeye itenler sebepler var.Ama ne zaman dışarıya doğru uzanmaya kalkışsa şu lunaparklardaki kurbağa haklama oyunlarında olduğu gibi kafasına tokmakla vurmaya gayret ediyorum.Bu tokmaklama da başka bir sorun;İnsan bunu yaparken hırsa kapılabilir. Artık kafasını uzatsın uzatmasın vara yoğa denk gelir hesabı, düşünüp muhakeme etmeksizin otomatikleşmiş vaziyette vurmaya başlayabilir.
Sizin yorumlarınız da biraz bu otomatikleşmiş tokmaklamaya benziyor.Kendinizce yorumlayıp, tanımladığınız Müslüman fıtratınıza uygun, ahlaklı yazar ve demokrat insan olabilmek için hırsla Kemalizm’e vuracağım derken merhamet duygunuzu da tokmakladığınızın farkına varamıyorsunuz. Kendi merhamet duygusunu bile zedeleyen düşüncelerle bir insan nasıl adil olabilir?
Siz TSK’nın yıpratılmak istendiği gibi körleştiren bir inanca sahipsiniz.Bu durumda silahlı kuvvetlerin asla hata yapmayacağına biat ediyorsunuz demektir.Bu ifadenin ne anlama geldiğini siz benden daha iyi bilirsiniz.
Görevi insan hayatını kurtarmak olan doktorlara hata ve ihmalleri yüzünden ölen insanların hesabı sorulabiliyor da görevi o hayatları korumak(!) olan, bu nedenle de ellerine silah verilen TSK neden bundan münezzeh tutuluyor?Ölümlerin nedenini sormak neden iftira oluyor?
Yazan:kuvvetlemuhtemel Tarih: Eki 14, 2009 | Reply
Çok merak ediyorum sizleri! Kürt yada alevi kökeninizi demokrasi adı altındamı savunuyorsunuz. Çokta bu zanlara cevap verecek değilim. Kolay gelsin sizlere. Sesimi demokrasi adına kısmayın yeter..
Yazan:kuvvetlemuhtemel Tarih: Eki 14, 2009 | Reply
MY:
Hakılsınız bütün tespitlerde,dedikleriniz inkar edilmiyor. Bende darbecilere cuntacılara karşıyım, benim babam her darbede soruşturma geçirmiş. Lakin anlamadığım durum kişisel hatalar mı? Kurumsal hatalar mı? Devamlı gen Kuru değişen bir kurumun eleştirilmeside ilginç. Benim istediğim tek konu dışlayıcı değil yapıcı olmak. Bu arada söylemek istemedim hep ama benim ailemde Kürtlerde var. Biraz üstten görmeler düzelse iyi olur. Taraf okumam, zamanı tarafa tervih ederim. Mesnetsizce zanlarda bulunanlar bence demokratta değiller. Birilerinin çığırtkanlığını yapıyorlar ve buna sizde çanak tutuyorsunuz. İp cambazı olmaya gerek yok..
Yazan:MY Tarih: Eki 14, 2009 | Reply
Osman Bey,
hem demokrasi adina sesimi kesmeyin diyorsunuz hem demokrasi gavur icadi diyorsunuz, hem “sizi ahirette bekliyorum” diyorsunuz.
Kemalci milli egitimin beyin yikamaya maruz kaldiniz, kafaniz karisik, biraz alperen takiliyorsunuz, hem irkçisiniz, hem müslümanci, hem kemalci hem de anti-kemalci. içinde bulundugunuz durumun farkinda dagilsiniz. Yorum yazmayi birakin. Kendinize bir YIL verin, TV filan seyretmeyin. Günlük gazete okumayin. Bakin ne güzel oglunuz var. Onunla oynayin. Dogayi seyredin.
kimse hiç bir seye çanak tutmuyor ama sizin kafaniz garip paranoyak teorilerle dolu. diger yandan da temel bilgileriniz eksik. Herkese ders vermeyi birakin. ögrenme yili olsun 2010 sizin için.
Bakin burada sahane bir doküman var; Endoktrinasyon. Bu dosyadaki bilgileri okuyup hazmedin lütfen, hem kendinizikurtarin hem de bizi.
http://www.derinsular.com/pdf/endoktrinasyon.pdf
Yazan:özlem Tarih: Eki 14, 2009 | Reply
Kürt yada alevi kökeninizi demokrasi adı altındamı savunuyorsunuz.
vay canına kurt ve alevi koklerinizi demokrasi adi altinda savunuyorsunuz ha. sizi cadılar sizi büyücüler. Şimdi yakılmayı hak ettiniz işte!