RSS Feed for This Post

Sol kabuğunu kırmalı!

Sunuş: Ufuk Uras alıştığımız milletvekili profili dışında bir insan. Çiğ köfte yoğurmadan ve silah taşımadan da cesur milletvekili olunabileceğini “hassas konular” tartışılırken göstermesini bildi. Uras akademik çalışmaları ve kitaplarıyla projelerinin uzun soluklu olduğunu hissettiren bir isim.

Türkiye’nin en büyük eksiklerinden biri kaliteli bir muhalefet eksikliği. Son kullanma tarihi 2002’de dolan CHP ve MHP’nin eşbaşkanı oldukları kaybedenler klübü yerine harbiden sol ve/veya harbiden özgürlükçü siyasî hareketlerin güçlenmesini umud ediyoruz. Ufuk Uras’ın gerek bu muhalefetin gerekse gerçek bir Sol’un inşasında önemli bir rol oynayacağını düşünüyoruz.

Bu haftadan itibaren milletvekili Ufuk Uras’ïn fikirlerini, makalelerini sitemizde ilginize sunuyoruz.

MY

Sol kabuğunu kırmalı! (Ufuk Uras)

Ağır kamyon şoförleri, “yolun sonunu göremiyorsanız, dönemece gelmişsiniz demektir” derler. Durumumuz biraz da öyle…

Şu açık ki, solsuz Türkiye soluk alamıyor. O nedenle demokrasiyi elle tutulur, özgürlüğü solunur, dayanışmayı görünür kılmak için kararlılığımızı ve inatçılığımızı ortaya koymak gerekiyor.

AKP iktidarı gücünü, biraz da solun güçsüzlüğünden alıyor. Zaman inisiyatif alma zamanıdır. O yüzden siyasetin gökkuşağını, değişimin soldaki öznesini, merkezini, zeminini inşa etmek gerekiyor.

Öte yandan siyasette beklenti yorgunluğu olduğunu da görüyoruz. Seçmenin yaklaşık yüzde 60’ının genç olduğu bir ülkede, seçmendeki gençleşmeye paralel olarak, solun oylarında düşme olması hazin bir tabloya işaret etmiyor mu?

Bir şey yapmanın en büyük düşmanı, bir şey yapıyor gibi gözükmektir. Aslında gerçekçi siyasi iddiaları olmayanların, varmış gibi göstermeleri, siyasi çürümenin en önemli nedenleri arasındadır.

Siyaset, toplumun ve geleceğin örgütlenmesidir, hayallerimizi gerçeğe dönüştürme faaliyetidir. Ama hayatta en zor şeylerden biri de, insanın kendi içindeki şeytanı taşlamasıdır.

Hayat bize defalarca gösterdi ki, dar grupçuluk yanlıştır. O nedenle solun eski hastalıklarının yeniden belirleyici olmasına izin vermek de yanlışın ilk adımıdır.

Özgürlükçü solun alameti farikası çoğulculuğudur; bir orkestranın zerafeti ile bir düdüğün tek sesliliği karşılaştırılabilir mi? Buna karşılık, simyacıların, “bütün metalleri birleştirirsek, altın olur” tezinin siyasette bir karşılığı olmadığı da çok aşikar. O nedenle de siyasi simyacılığa da kapılmamak gerekiyor. Kendi sözcüklerimizin tutsağı olmadan, hızla sözümüzü çoğaltmamız gerekiyor.

Sol, artık zaaflarına karşı zaaf göstermemelidir. Kaybedeceğimiz sadece zaaflarımızdır, ama kazanacağımız koskoca bir dünya vardır. Bildik olana dönmek kolay, ama bildik olanı aşmak zordur.

Sol kabuğunu kırmalı, kendisini bekleyen koskoca bir dünya olduğunu görmeli. Sol siyaset yüzünü geçmişe dönerek kabuğunu kıramaz. Bu kabuğun adı sekterizmdir. Geçmişin sekterizminin kötü tekrarları yerine, yeni bir politik kültür üzerinden kendimizi yenilemek durumundayız.

Sekterizm, fikri taassuptur. İnsanların ihtiyaçlarına ve koşullara uygun teori arayışı yerine, insanları ve koşulları teoriye uydurma çabasıdır. Sekterizm belki bazı psikolojik ihtiyaçları giderebilir, ama toplumsal ihtiyaçlara sekte vurur. Yıllardır varolan bu gerçekliğimizi dönüştürecek cesareti göstermemiz gerekiyor.

Sekterizm düşünsel enerjiyi de, fikri yaratıcılığı da, eleştirel düşünmeyi de engelliyor, birey merkezli siyaseti geliştirmiyor.

Halbuki bir politikanın geleceğini, taşıyıcılarının yaratıcılığı belirler. Soldaki mutaassıp ve muhafazakar eğilimler karşısında, devrimci bir yenilenmeyi sağlamak bu nedenle büyük önem taşıyor.

Tarihten ders çıkaramazsak, kendimiz tarihi bir vaka haline geliriz ve tarih bize ders vermeye devam eder. Sosyalizmi ve devrimciliği tarihten azade gören bir anlayışın gelişemeyeceğini biliyoruz. Sosyalizmin zaman aşımı olmaz, olsa olsa zamanın şartlarına göre uyarlanması olur.

Gelecekten umudunu kesenler, olayların seyrini değiştirmede yetersizlik duygusuna kapılanlar, ya geçmişe dönük yaşıyorlar ya da içlerine kapanıyorlar. Halbuki kendimizle yetinirsek, kendimizi yenileyemeyiz.

Solcular, diğer solculara ne kadar solcu olduklarını anlatarak, daha solcu olacaklarına inanmaktan vazgeçmiyor. Bu tutum politikasızlığı da gizliyor. Halbuki, başkalarının ne olduğunu değil, kendimizin ne olduğunu ortaya koymak gerekiyor.

Unutmayalım ki, Orhan Veli, “Sol elim, acemi elim, zavallı elim” şiirini boşuna yazmamış…

Suyu tutan ve kokutan sarnıç olmak yerine, taştan fışkıran bir pınar olmalıyız.

… Bu makale ilginizi çektiyse…

Türk Solu 

Kendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün.  Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi? Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var. İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Kitapta ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.

Trackback URL

  1. 5 Yorum

  2. Yazan:Mert Kayhan Tarih: Eki 12, 2009 | Reply

    Bu haftadan itibaren milletvekili Ufuk Uras’ïn fikirlerini, makalelerini sitemizde ilginize sunuyoruz.

    Tebrikler, DD’ye bir can suyu daha eklenmiş olur. Dejeneratif Sol aydinlarin iltihaplanmış spekülasyonları ile başaçıkabilecek yürekli bir halk vekili, kendini bir milletin değil, tüm halkların vekili gibi hisseden bir adam…

    Umalım, Ufuk bey’e olan bu yaklaşım ve ihtimam, Genelkurmay başkanının hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra ortaya çıkmış olmasın…

    Selam ile…

  3. Yazan:kuvvetlemuhtemel Tarih: Eki 12, 2009 | Reply

    Ufuk URAS? Akademik olarak çok değerli bir kişi. Genelkurmay’a tavrı konusunda ise şu fikre sahibim.

    Bugün Antiamerikancı bir ordu varsayıldığı için mi saldırılıyor TSK’ya? 12 Eylül akabinde kemalistlerde dahil olmak üzere bütün solcular TSK’ya düşman kesildiler. TSK nın kemalizmi sahiplenmesi ve milli sol ağırlıklı tutumu ile birlikte sol TSK nın tarafında yer almaya başladı. 12 Eylüle Amerikan yapımı diyenler milli bir darbeyi savunur durumda. Bu ne tezat ne lahana turşusu anlamadım. Ufuk Uras bunların hepsine karşı durmakla asıl solu temsil ediyor. Lakin etnik milliyetçi Kürt kesime tavizi devam ederse bu yeni kuracağı partiyi etkiler.

  4. Yazan:MY Tarih: Eki 12, 2009 | Reply

    “Bugün Antiamerikancı bir ordu varsayıldığı için mi saldırılıyor TSK’ya?”(Osman ÇELEBİ)

    kim saldirmis orduya? bugüne kadar saldiran taraf hep ordu oldu, TBMM’ye saldiran, darbe yapan kim? Ufuk Uras mi? 10 senede bir kendi ülkesini isgal edene ordu mu denir yoksa eskiya mi?

  5. Yazan:kuvvetlemuhtemel Tarih: Eki 14, 2009 | Reply

    Tepeden bakma aydıncılık oyunu. İftiralar, laikçilerden farkınız olmadan kutuplaştırmalar. Ceylan ve TSK konusunda size yanıtımdır:

    http://yazabilme.blogspot.com/

  6. Yazan:Ali Duman Tarih: Eki 14, 2009 | Reply

    başkanı, genel sekreteri ve diğer bazı yöneticilerinin eski TİP’lilerden oluşan ve yeni bir kimliğe kavuşan SHP, bu çatı altında güç birliği yapacak olan ÖZGÜRLÜKÇÜ SOL (Ufuk Uras ve arkadaşları) bu oluşuma katılacak olan DİSK destekli 10 ARALIK Hareketi, Ahmet İnsel, Ferhat Kentel gibi akademisyenlerden oluşacak alternatif SOL partinin, sol siyasette yeni bir çekim merkezi haline gelebileceğini düşünmekteyim.

    ancak ne var ki kuruluşunun yapı harcında sol düşmanlığı olan bu devlet, halen ve şu asırda bile ciddi bir sol yapılanmaya izin vermeye hazır değil gibi görünmektedir.

    en büyük engel ergenekon çetesidir, zira hakiki bir sol’un ortaya çıkması demek sahte sol CHP’nin siyasetten düşmesi demektir. oysa çetenin CHP’ye olan ihtiyacı her zamankinden çok daha fazladır. zira mahkumiyet halinde kodesten kurtaracak potansiyel ve yegane iktidar ya da iktidar ortağı (chp mhp koalisyonu halinde) CHP’dir.

    DİSK başkanı Süleyman Çelebi’ye sıkılan kurşunu bu mihvalde değerlendirmek gerekir, bu bir uyarı ve gözdağıdır, sol alternatifin aktörlerine başka kurşun sıkma olaylarına umarım şahit olmayız, ancak bunlar ne yazıkki bu ülkenin gerçeğidir. Süleyman Çelebi olayının gün yüzüne çıkarılması, çetenin yapabileceği gözdağı verme ve yıldırma eylemliliklerinin boşa çıkarılması hükümete düşen en büyük görevdir, borç, alacak verecekmiş gibi masalları yutturmaya kalkanlardan hesap sorularak, sıkılan kurşunun gerçek sebebinin ve tetiği çektirenlerin bulunması çok önemlidir. (zira türkiye artık eski türkiye değildir ve bunu tetikçilerden ziyade tetiği çektirenlerin de öğrenmesinin zamanıdır)

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin