Batman, Pirtukxana Bawer ve World Center!
By Rasim Ozan Kutahyali on Eki 21, 2009 in bölücülük, Irkçılık, Kemalizm, Kürtler, Özgürlükler, Ulus-Devlet, vicdan
Batman’dayım… Hasankeyf Kültür-Sanat Festivali’nin davetlisiyim… Birazdan “Uygarlığın Kültür Bahçesinde Onurlu Barış Arayışı” başlıklı panelde Günlük gazetesi genel yayın yönetmeni Filiz Koçali’nin moderatörlüğünde DTP Milletvekili Selahattin Demirtaş ve özgürlükçü-sol düşüncenin Meclis’teki tek Türk temsilcisi Ufuk Uras ile beraber olacağız…
Perşembe akşamı Diyarbakır’a indim… Tek-Gıda İş Sendikası Batman Temsilcisi Şükrü Seçkin beni karşıladı… Taraf‘ın Kürt coğrafyasındaki popülerliği malum. Diyarbakır’ı gezerken bunu daha bir net görüyorsunuz. Taraf‘ın bir yazarı olduğum için beni sokakta gören hemen herkes tanıyor. Durduruyor ve konuşmaya başlıyor… İlk söylenen söz “Allah sizden razı olsun…” oluyor. İkinci söz “Ahmet abimize selamımızı götürün lütfen…” oluyor… Ahmet Altan buradaki 80 yaşında dedenin de “Ahmet abi”si olmuş… İlginç olansa kimi gençlerin “Ahmet başkan” diye hitap ederek Altan’a selam göndermesi… Daha ilginç olanı, Dağkapı ciğercisinde beni de garson kardeşim “Gözlerime inanamıyorum, Rasim başkan buraya gelmiş” diye karşıladı!!.. Bu sözler ve samimi ilgi üzerine, insan mahcup oluyor, yüzü kızarıyor… Amed’in tüm gençleri, yaşlıları, kadınları, erkekleri barışın gelmesini umutla bekliyor… Bu halkın gözlerinde bir zerre kin, nefret ve intikam arzusu yok… Her şeyi arkada bırakmaya hazırlar… Tek beklentileri iyi niyet…
Batman da epey büyümüş, serpilmiş… Cuma sabahı Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay, Ufuk Uras ve Silvert Tigran ile birlikte Aram Tigran Parkı’nın açılışını yaptık… Hayatımda ilk kez kurdele kestim… Aram Tigran’ın eşinin gözyaşları beni çok etkiledi… 1915 Büyük Felaketi’nden bir Kürt ailesi tarafından kurtarılmış bir Ermeni Aram Tigran… Onu kurtaran Kürt aile, Tigran’ın Hıristiyan-Ermeni kimliğini dönüştürmeye hiçbir zaman yeltenmemiş. Buna karşın Aram Tigran da içine doğduğu Kürt kültürüne ve müziğine büyük katkılar yapmış bir insan… Kürt coğrafyasında herkes Aram Tigran’ı biliyor, seviyor, şarkılarını dinliyor… İşte o yüzden kalbiyle bağlı olduğu bu topraklara gömülmek istemişti Aram Tigran. Kürt coğrafyasının kalbi Amed’in yani Diyarbakır’ın toprağında bir mezarlık yer istedi Tigran… Hrant gibi Tigran’ın da bu toprakların altında bir kefenlik gözü vardı… Kendini ait hissettiği toprak, coğrafya, tarih, kültür burasıydı… Hükümet bunu yapabilirdi. Bürokratik engeller gibi bahaneler istenirse aşılabilirdi. Sadece bu yalın jest bile tüm Kürt coğrafyasında çok olumlu yankı uyandırırdı… Hükümet içinde böyle bir niyet de vardı. Fakat Tigran’ın Ermeni kimliği bu define engel oldu. Türk devlet yapılanması içindeki kimi güçler “Eğer izin verirsek, buradan giden birçok Ermeni hak iddia eder” gibi bir gerekçe ürettiler. Yine bu kötücül sesler galip geldi… Tigran bu yüzden yurdundan çok uzaklara gömüldü… Kıymetli eşinin gözyaşları bu sebepleydi. Bu parkın açılışında Silvert Tigran bunları anlattı bizlere… Kürtçe konuşan bu Ermeni kadınının sözlerini, benim anlamam için gözyaşları içinde Türkçeye çeviren gencecik bir Kürt kardeşimdi… Adı Bawer’di… Adını orijinal haliyle hiçbir yerde yazamayan bir Kürt kardeşim…
Hem Diyarbakır’da, hem Batman’da çok sayıda insanla konuştum… Hâlâ bir Kürtçe tabela asılacağı zaman w, x, q kullanılamıyor… Mesela bir kitabeviniz var… “Pirtukxana Bawer” adını koyamıyorsunuz… Fakat “World Center” diye şık bir alışveriş merkezi Batman’ın göbeğinde duruyor… Ben de şu an oraya bakan, Batman’ı tepeden gören bir terastan yazıyorum bu yazıyı… Hâlâ Kürt coğrafyasındaki kimi valilikler Kürtçe tabelalar ve duyurular noktasında sorun çıkarabiliyor. Birçok esnaf Türkçe yanında Kürtçe tabela asınca karşılaştıkları sorunları anlatıyor… En iyi niyetli valilerin bile “x, w, q” varsa, ilgili başvuruları imzalamaktan çekindikleri görülüyor… İngilizce olunca sorun yok da, Kürtçe olunca mı var?.. Beşir Atalay’a buradan sesleniyorum… Tüm bölge illerinin valilerine özel bir emir verilmeli. Bu halk artık dilini her yerde özgürce kullanabilmeli… Hükümet, iyi niyetini net bir biçimde göstermeli…
Son olarak Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay’a bir önerimi ilettim. Ufuk Uras da bu öneriyi çok destekledi… Geçen yazımda bahsettiğim 1915 Büyük Felaketi sırasında kahramanca direnen devlet adamlarından biri de Batman Kaymakamı Sabit Bey’di… Sabit Bey, İttihatçı hükümetin alçakça emirlerine direnmiş ve bölge Ermenilerini korumaya çalışmış bir adamdı… Bu onurlu insanın isminin Batman’da bir yere verilmesini önerdim Atalay’a… O da büyük bir memnuniyetle bunu yapacaklarını söyledi… İnşallah bu bir ilk olacak… Sonrasında Ankara’da, Konya’da, Yozgat’ta ve daha birçok şehrimizde bu ülkenin onurlu devlet adamlarını andığımız mekânlar olacağına inanıyorum…
İttihatçı paşaların ismiyle anılan bulvarların, meydanların, okulların yanında bu onurlu adamların da isimleri yaşamalı… Türkiye halkı olarak bu insanlara sahip çıkmalıyız…
2 Yorum
Yazan:rüştü hacıoğlu Tarih: Eki 21, 2009 | Reply
“…Türk devlet yapılanması içindeki kimi güçler “Eğer izin verirsek, buradan giden birçok Ermeni hak iddia eder” gibi bir gerekçe ürettiler. Yine bu kötücül sesler galip geldi……”
buradan gidip hak iddia etmesi olası ermenilerin haklarının nerede toplandığı, hangi tekellerde olduğu bellimidir? çökmeyi yapanlar yani hem sürgünün hem mala el koymanın müsebbipleri kimlerdir? elan ki uzantıları(mahdumları)kimlerdir ki, çökme malı korumanın adını vatan savunması koyup saltanatın korunması işini baldırıçıplaklara yaptırmaktalar? kim bu cem uzanlar? yoksa bu zihniyet, doğu expresindeki cinayete dönmüş, güneşe yolculuk var da kalan bizmiyiz?
Yazan:Mert Kayhan Tarih: Eki 21, 2009 | Reply
İttihat Paşaları ve gaflet içindeki Hamidiye Kürtleri Ermenilerin katline başladıklarında, Diyarbakırda, özellikle Lice’de kız – erkek evlatlarını Kürt komşularına emanet ederek sonu bilinmeyen o uzun ve buram buram ölüm kokan tecrit yoluna çıktılar.
Bugün Güneydoğu Anadoluda bazı Kürt kadınları gerçekten çok lezzetli çörek yaparlar. Nenelerinden, Analarından öğrendikleri paskalya çöreklerini bugün Kürt kimlikleri altında yapar ve anlıarını yaşatırlar.
Ne dönüşüm göstermiş ermeni analarına, nede onları kürt ve müslüman kimliğine bürünmeye teşvik etmiş kürt ailelerine bir tek kelime konuşamayız diye düşünüyorum.
Zira Hamidiye cuntası her kürt evine baskın yaparak sığınmış ermeni varmı diye ararken, onları ermeni kimlikleri ile teşhir etmek vicdansızlık olurdu.
Şakır şakır Kürtçe konuşan, aradabir başı sıkışıp içi bunaldıkça Burgaz adaya kaçıp kilisede mum yakıp dua eden, kandillerde abdestini alıp yasin okuyan, Muharrem de aşure yapıp dağıtan, paskalyada da çaktırmadan çörek yapıp dağıtan Ermeni anaları tanırım ben…
Ermeniliği hatıralarında yaşatıp, kürtlüğü ile nefes alan, her polis çevirmesinde yüreği pır pır edip tansiyonu çıkan, üniformalı birini gördümmü karşıdan, sakat dizine bakmadan kaldırım değiştiren.
Güzel bir seyahat yapmışsın Rasim Bra
Doyurucu ve olgunlaştırıcı bir seyahat olmuş.
Zor Spaz Serok Rasim 🙂