RSS Feed for This Post

Tekel İşçileri ve ‘Devlete kapağı atmak’

Devlet is kapisi degildir, once bu anlayis degismeli. Devletin ne boyle bir gorevi ne de -gercekci olundugunda gorulecegi gibi- boyle bir imkâni var. Bu anlayisin uzun vadede yine issizlere, dar gelirlere (ve onlarin cocuklarina) zarari oldugu bir turlu anlasilamiyor. Bankamatige karti tak, parayi versin. Nereden degirmenin suyu? “Bilmem, devlet babadir, verir.” Verir; senin cebinden alir, ona, onunkinden alip bana verir. Ustelik bunu da cok haksiz kistaslarla yapar,  adil dagitsa hadi neyse. (Bkz: dolayli verginin toplam vergi icindeki orani.)  Devletin icine elini daldirip para cikarttigi metafizik bir heybesi yoktur, devlet butcesi dedigimiz sey buyukce bir aile butcesidir. 1000 TL kazanip 2500 TL harcayalim bakalim 7-8 ay, ne hale gelir butcemiz? Gokten para yagmadigina, kahrolasi dis gucler ve kaka ic mihraklar yuzunden bir turlu yeralti ve yerustu kaynaklarimizi (Osminyum, Bor, uzerine beton dokulen petrol kuyulari ve daha envai cesit degerli elementi) satip satip, “paraya para denmeyecegi” gunlere erisemedigimize gore de bu butce denk olmak zorundadir.

Tekel iscileri, asgari ucrete razi olan ama is bulamayan yuzbinlerce insan varken 4C’nin 700-800-900 kusur TL’lik, ‘garantili is’ statusunu begenmiyorlar. Votre navigateur ne gère peut-être pas l'affichage de cette image. Ustelik hicbirisi bu surecte Dunya Bankasi destegi ile acilan meslek edindirme kurslarina da gitmemisler; tabii, devlet (yani biz, hepimiz, isi gucu olmayanlarimiz da dahil) bakacak, mecbur ya, almis bir kere ise. Ortada -klasik ‘devlet memuru’ anlayisiyla calisilan/isletilen her durumda oldugu gibi- batan bir kurum var, issiz insanlar ac gezerken asgari ucretin %30 fazlasi paraya burun kiviriyor hazretler. Kidem ve ihbar tazminatlarini da alacaklarmis, ki o rakamlar da dusuk degil, fakire iyi bir sermaye olur. (Ortalama 41.000 TL tutuyormus. )

“Hukumet bunlari magdur etmeyiversin n’olcak” deniyor bazen; 2500 TL yan gelip yatmaya alismis bu gibi verimsiz devlet iscilerine verilecegine ayni paraya 3 tane issiz ekmek sahibi yapilir. Boyle durumlarda tavizkâr olunmamali. Ustelik daha onceki zamanlarda ozellestirilen kurumlarin iscileri tazminatlarini aliyor baska kuruma giremiyorlarmis, Simdi 4C diye bir statu getirilmis. Bu konuyu vicdani mesele haline getirenler biraz da asgari ucrete razi ama ne care ki is bulamayan, bu gibi devlet memesine yapismis, verilen isi begenmeyen asalaklari gorunce icinden isyan firtinasi kopartan issizleri dusunseler, nasil olur?

‘Devlet memurlugu’ denilen mefhum halk arasinda nicin “hadi hayirli olsun, hayatini kurtardi” sekliyle karsilanir? Asil sorun burada. “Devletin sosyal yani” diye baslanarak sayilip dokulenleri anlamak da mumkun degil. Devlet o zaman tum issizleri ise alsin? Onlar da bu ulkenin insani degil mi? Yazik degil mi onlara? ‘Kazanilmis hak’ sahibi olmak icin illa bir zaman devlete kapagi atmak ve ‘kendini kurtarmak’ mi lazim? Bu tip eylemleri destekleyenler, ajitasyon yaparak ‘vicdani durus’ sergilediklerini zannedenler, aslinda boyle ‘devlet memurlugu/ısciligi’ gibi sinifsal bir ayricaliga sahip olmayip, dar gelirli olan tum insanlara kotuluk yapmis oluyorlar. Cunku boylesi verimsiz isletmelerde onyillardir haketmedikleri paralari alan kisilerin bu statulerinin devam etmesini savunmak, bir issizin, bir dar gelirlinin ekmegini agzindan calmak ile esdegerdir. Devletin hicbir luks harcamasi verimsiz istihdama akitilan kaynak kadar luks degildir, ona yetismesi de mumkun degildir.

Dar gelirlilik, mulkiyetten kaynaklanan ve cogu kez ‘miras alinan’ zenginlik/fakirlik bambaska sorunlardir. Bu ulkede hem asgari ucret hem de genel anlamda ucretler elbetteki dusuktur, bunlar ulkelerin urettiklerinin degeri ile alakali hususlardir. Tum bunlar onemli sorunlardir, bambaska dinamiklerle beslenirler ve fakat devlet bu ve benzeri sorunlari ‘is dagitarak’ cozemez. Yineleyeyim; bu tip politikalar uzun vadede yine -o eylem yapan, mevcut statusunun devamini savunan Tekel iscileri de dahil- dar gelirlinin, geleceklerinin, cocuklarinin zararinadir. Bunu anlayamayan ya saf ya da bu sistemden nemalanan, gunubirlik dusunen bir memurdur.

Trackback URL

  1. 39 Yorum

  2. Yazan:İzzet Kütükoğlu Tarih: Oca 25, 2010 | Reply

    Sayın Suat Demren, yazıyı sivil düşüncede okudum, yorumu buraya yazıyorum.
    Bazı konularda sizinle ters düştük ama, bu konuda aynı düşünüyoruz.
    Üstelik ben, fabrikası özelleşmiş, bir kamu işçisiyim.
    her zaman savunduğum düşünce; Devlet işi, girişi olan çıkışı olmayan bir iş olmamalıdır!
    Bizi buralara yanlış felsefeler getirmiştir.
    Felsefe şudur; “Kamu fabrikası kar amaçlı kurulmaz, istihdam amaçlı kurulur.” Felsefeye bak! Kar amacı olmayan bir fabrika işletme olamaz. Bu demek değildir ki, devlet her konuda kâr amacı gütmelidir. Tabii ki, devlet her faaliyetini kar etmeyi amaçlayarak faaliyet yürütmez ama devlet fabrika çalıştırıyorsa kar amacıda gütmelidir.
    Tekel işçilerine dönecek olur isek, Onların halini noksansız analayabileceklerden biriyim.
    Benim fabrikam özelleşirken de aynı düşündüm.
    Devlet fabrikasını kapatıyor. kapatamaz mı? Sırf seni dört asgari ücrete denk maaş alabilsin, senede dört ikramiye alabilsin diye fabrikayı kapatmasın mı?
    O işçiler acaba fabrika üretmeden, hiç kazanmadan işçiye ücret öderken acaba o işçiler biz neyin parasını alıyoruz diye düşünmüşlermidir? Bu ne zamana kadar devam eder, bir şekilde aldığımız maaşı kazandırmamız gerekir diye düşünmüşlermidir?
    Ne gezer? fabrika çalışmadıkça üretmedikçe sevinmişlerdir.
    Eğer devlet bu işçileri çıkarıp yerlerine işçi alacak olsa, O işçilere bende hak veririm.
    Fakat, devlet fabrikayı kapatmış. Bütün haklarını tazminatını da ödüyor. geriye ne kaldı?
    Ben yirmi sene emek verdim, diyor. devlette yirmi sene maaşını ödeyip, sigortanı yatırmıştır. Sana devletin ne borcu varda, neyin peşindesin.

    Bunca işsizden senin farkın ne? iş ister, para beğenmezin?
    Onun farkı, O çok paraya, üstelik terlemeden kazanmaya alışmıştır.
    Maaş olarak aldığı paranın kimden geldiğini düşünen kim?
    Yılarca aldığın maaş, Kıt kanaat geçinen kişilerin verdiği verginin parsıdır!

    tekel işçileri açlık grevi yapıp acınmak istiyorlar.
    Acınacak o kadar insan varki bunlar sona kalır!
    Böyle gedi, ama böyle gitmiyor. Tazminatını sermaye yapacaksın, herkes gibi yaşamayı öğreneceksin!
    Sayın Demren, Seyir defteri Atilla ilhan sitesinde, Susma sustukça sıra sana gelecek diye bu konuyu yazdım. tavsiye ederim Saygılarımla.

  3. Yazan:kaankk Tarih: Oca 25, 2010 | Reply

    elinize sağlık…dediğiniz gibi çok zor bir şey değil devletin işleyişini kabaca kavramak.yoktan para var etmiyor,1000 liralık bütçeyle de 2000 lira harcanmaz.bu kadar basit…izzet beyin söylediği gibi de devlet sağlık gibi alanlarda kar amacı gütmeyebilir,bence de gütmemelidir.ama fabrika tabi ki kar amaçlı olacak.
    şu 2sini yan yana okuyup hala aynı şeyde ısrar etmek için ya ‘saf olmak’ gerekir ya ‘bu sistemden nemalanmak’ ya da marxla beyninin yıkanmış olması…

  4. Yazan:beytullah emrah Tarih: Oca 25, 2010 | Reply

    evet, vicdan!

    bu çok acımasızca bir yazı… hükümet’in yarattığı dezenformasyon ne kadar da etkili. o işçilerin haklı olabileceğine dair en ufak bir ihtimal dahi yok! o insanlar asalak, öyle mi? devletin ve siyasetçilerin günahını yık işçinin sırtına kurtul!

    hazretleri lütfediyor da, işçiler burun kıvırıyor! tabi tabi…

    bu kadar basit! devlet asalaklarından kurtuluyor öyle mi? ve şimdi biz de tekel işçilerinin haklı olduğunu savunarak nemalanıyoruz!

    vakit bulursam neden bu yazıyı vahşice bulduğumu da yazarım inşaAllah.

    ama konuyu bu kadar acımasızca ele almak ne kadar vicdani olabilir ki?

  5. Yazan:suryanos Tarih: Oca 25, 2010 | Reply

    Komşusu açken yatan bizden değildir.

    Dayatılan 4C bütün kamu kurumlarında işçileri işten atmak için hazırlanmış bir yasa. Ve iktidarda bunun için geri adım atamıyor.

    Suat Bey yollamış olduğumuz linkler sizin gibi angaje olmuş zihinler için değildir. Siz gidip sıcak yatağınıza yatabilirsiniz.

    http://mustafasnmz.blogspot.com/2010/01/koylulugu-ve-tutun-iscilerini-tasfiye.html

    http://mustafasnmz.blogspot.com/2010/01/saglkta-metalasmaya-direnis.html

  6. Yazan:Talha İmamoğlu Tarih: Oca 26, 2010 | Reply

    Esselam

    Hükümet sözleşmeli personel çalıştırıyor ancak duygusal davranıp şu ana kadar işlerine son veremiyor. Aslına bakarsanız hata etti, bir anlamda onlarla uğraşmak istemedi. şimdi ne oldu, yine devletin başına patladı. ama şimdi duygusallığa prim vermiyor kararlı duruyorlar ama ne oldu? onca insan işsiz onca aile yakacak parası bulamayacak belki.. devlet baba madem iş veriyorsun ve madem çıkaracaksın bunları önceden planlayacaksın ve bu insanların halini de düşüneceksin. bu işin böyle olacağı zaten belliydi yeni bir durum değildi.

    geç kalınmış bir karar olarak değerlendiriyor saygılarımı sunuyorum.

  7. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Oca 26, 2010 | Reply

    İşçi haklıdır kardeşim. Adamın üç kuruşluk talebi var. Ben vatandaş olarak hakkımı helal ediyorum. Madem bu insanları istihdam ediyorsun, insan gibi muamele edeceksin. Özelleştiriyorsan özelleştir ama bunu yapana kadar çalıştırdığın adamın hakkını gözet.
    Bütçeyi denkleştiremiyorsan bunu garibanın boğazından keserek yapma. Kurumların döner sermayelerinde çarçur olan paralar bile vereceğin üç kuruşu kırk defa katlar.

  8. Yazan:kemal Tarih: Oca 26, 2010 | Reply

    tekelde çalışan işçiler ortalama 3108.3 TL, sözleşmeli memur ortalama 2706.2 TL, kadrolu memur ortalama 3639.8 TL almaktadır.

    kaynak: TEKEL 2008 yılı faaliyet raporu

  9. Yazan:DaesAgelmar Tarih: Oca 26, 2010 | Reply

    TEKEL işçileri ve eylemleri konusunda iki tür düşünce var. Ajitasyon yaptığı düşünülen bir grup ve işçileri sömürdüğü düşünen bir sendika, diğer bir tarafta devletin bu maaşlarla hiç gerekmediği kadar insanı istihdam etmesinin mantıksızlığını savunan diğer bir grup. Benim düşüncem sendikalar çalışma birlikleri gibi sivil toplum kuruluşlarının asli görevleri yerine siyaseti maniple eden bulaşan faaliyetlerde bulunmasının tehlikesidir. Bir diğer tarafta özelleştirme yapan devletin açıkta kalan işçiler için çözümü erteleyip kriz döneminde bunu oldu bittiye getirmesidir.

  10. Yazan:Suat Tarih: Oca 26, 2010 | Reply

    Ekrem,

    Adamın üç kuruşluk talebi var. Ben vatandaş olarak hakkımı helal ediyorum.

    Valla ben de helal ediyorum, benim gibi tuzu kurular icin bir mesele yok, isterse 3000.00 TL versin. Bunu, birakin boylesi ’emeklilige kadar garanti is’i asgari ucrete razi ama ne care ki is bulamayan issiz gariplere sormak lazim, bakalim onlar ne diyorlar.

    Madem bu insanları istihdam ediyorsun, insan gibi muamele edeceksin.

    Zaten sorun istihdam etme zorunlulugu varmis gibi bir algidan kaynaklaniyor. “Devlet is kapisi degildir” argumanina bir cevap degil yani bu.

    Kurumların döner sermayelerinde çarçur olan paralar bile vereceğin üç kuruşu kırk defa katlar.

    Doner Sermaye konusu da apayri, bana kalsa guvenlik ve savunma disinda devlet istihdamina gerek yok, onun icin bu sorun benim argumanimla alakasiz.

    Yalniz bu Tekel konusus “garibanin 3-5 kurusu” denecek bir meblag degil. Yillik 450 trilyonluk para bu. Iki yilda 1 katrilyona yakin. (Emekli zamlari butceye 3 Katrilyona malolmustu mesela.) Iki yil once 4c ye gecilmesi gerekiyordu, pazarliklarla uzatildi bu. Simdi 1 Subata sure doluyor, gurultu bundan.

    Anlasilmacak bicimde yazmadim ama tekrar vurgulayayim bazi seyleri buradan. Ben ucretleri iyi buldugumu falan soylemedim, bilakis dusuk oldugunu belirttim, benim degindigim bu degil. Burada ‘devlet ve ekmek kapisi’ meselesine vurgu yaptim, sayet amac birilerine is-as vermek ise ayni paraya 3 tane issiz adam ekmek sahibi olur dedim, bu vicdanen daha mantikli bir durus. Gayet acik orada ne yazdigim, anlamak cok zor olmamali. Devletin gucu olsun, o kapali sistemde, bir karsiligi olsun, denklik yaratacak imkanlari bulunsun, herkese 2500 TL maas baglasin gikim cikarsa adam degilim, enayi degiliz nihayetinde biz de esek gibi calisiyoruz, kim istemez standart bir maasi. Bos, gerceklikte karsiligi olmayan soylemler sonucta bu tur sol edebiyat, vicdani acidan bakildiginda da bahsettigim noktalardan cuvalliyor, kusura bakmayin.

    Yazida odak kaymasi olmasin diye bahsetmedim ama aslen bu is-as dagitan, metafizik varligi varmiscasina bir konuma oturtulan “Devlet”, “Devlet Baba” anlayisi, o hep sikayet ettigimiz otoriter, “birey icin devlet degil, devlet icin birey vardir ” anlayisini besliyor ya da bu anlayis heybesinden maddi ulufeler dagitmasi umulan devlet algisindan besleniyor. Hangisi digerini doguruyor cok karmasik bir problem ama ikisi kesinlikle iliskili. Sehirlerde artik yok gibi ama kirsalda kiytirik bir nufus memuru bile kopegi azarlar gibi koylu amcayi azarlayabiliyor, amcamin giki cikmiyor. Tum bunlar kultur kodlariyla alakali, tamami iliskili birbiri ile. Otoriter, birey karsiti devlet anlayisindan sikayet edenler sozkonusu olan “ulufe dagitan devlet” oldugunda tam da ayni anlayisa dayanan (ya da ayni anlayistan dogan) formlarla tepki gostermeleri de ayri bir ironi benim aktigim yerden.

  11. Yazan:İzzet Kütükoğlu Tarih: Oca 27, 2010 | Reply

    Devlet, Lüzum halinde işçi çalıştırır. çalıştırdığı işçiyi de kanunlara göre çalıştırır. Devlet fabrika işletmeye son vermiş ise, kanunen işçinin tazminatını yasal haklarını öder. Devletin sorumluluğu biter.
    Tkel işçileri, tazminatını almıştır ama devlete sorumluluğun bitmedi bize aynı ücretle iş vereceksin diyor. Bunu isterkende ben bu zamana kadar emek verdim diyor…
    Emek verdinde hakkını alamadın mı? Bu zamana kadar çalışmış olman, devlette bu zamana kadar nemalandığın anlamına gelir. aynı haklarla yeni bir iş; ben daha doymadım demeye gelir. Bu zamana kadar nemalanmışsın, bu ülkede devletten hiç nemalanmayanlar var, biraz sen onların yerine geç, devlet işçi çalıştıracaksa bundan sonrada hiç nemalanmayan çalışsın! üstelik onlar senin gibi 3000 tl de istemiyorlar. asgari ücrete takla atan onca adam var memlekette! onların hiç mi devletten bir iş isteme hakkı yok!
    Benim fabrikam özelleşti. aldım tazminatımı devlet banada 4c hakkı tanımıştı ama ben gitmedim.
    Saygılarımla

  12. Yazan:Mahmud Abbas Tarih: Oca 28, 2010 | Reply

    Öncelikle konunun bilgi eksiklikleriyle ele alındığını ve 4/C ile ilgili yeterli bilgilendirmeden yoksun ve demogoji kokan bir yazı olduğunu açıkça belirtmek istiyorum…

    4/C nedir?

    Özelleştirilen kamu işletmelerinde çalışan işçileri istihdam etmek amacıyla 1.Şubat.2008 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe giren 4/C geçici sözleşmeli işçi kadrosu:

    -Kurumun belirleyeceği süreler içerisinde yılın belirli dönemlerinde çalışabileceği ve çalışmadığı dönemlerde ücretsiz izinli sayılacağı geçici sözleşmeli personeldir.
    -Tekel işçileri için belirlenen yıllık çalışma süresi en az 4 en fazla 11 ay olarak belirlenmiştir.(Ankara’da hala devam etmekte olan eylemler sonucunda 10 ay olarak belirlenen üst çalışma süresi hükümet tarafından 11 ay olarak yükseltilmiştir)
    -İşçiler görevlendirilmedikleri-çalışmadıkları aylarda ücretsiz izinli sayılacaklar ve bu nedenle maaş alamayacaklardır.
    Yani 5 ay çalışan işçiler yılın 12 ayını 5 aylık maaşla geçirmek zorunda kalacaklardır.
    -4/C sözleşmeli geçici personel kadrosunun sözleşme süresi çalışanların bağlı oldukları sosyal güvenlik kurumundan emekli oldukları tarihte sona erecektir.Yani emekli olana kadar iş güvencesi konusunda bir sıkıntı görülmemektedir.
    -Yine çalışma süresine gelindiğinde çalıştırıldıkları sürede günlük çalışma süresinde alt sınır 657 DMK’ya bağlı memur çalışma saatleri olarak belirlenirken bir üst sınır belirlenmemekte iş bitene kadar personelin çalıştırılabileceği ilgili hükümlerle belirtilmektedir.Bu süre günlük en az 8 saat olabileceği gibi 14-15-16 saat de olabilecektir.Fazla çalışmalar için ek mesai ücreti ödenmeyecektir.(Türkiye Cumhuriyeti’nin de imzaladığı ILO hükümlerince günlük çalışma süresi 8 saattir.Aşan sürede mesai zorunludur.Anayasamızca da angarya yasaktır)
    -Yine 4/C uyarınca bu kadroda bulunan personelin sözleşmesi devam ettiği sürece başka bir işte çalışması yasaktır.
    -Kadronun geçici sözleşmeli personel kadrosu olmasından dolayı sendikal hak ve özgürlükler de söz konusu değildir.

    4/C’yi ele aldığımızda ortaya çıkan tablo budur.Yazıda iddia edildiği gibi yılın 12 ayı personelin her ay 700-800 lira kazanılabileceği bir kadro olmadığı ortadadır.Sorun sadece verilecek aylık ücret değil çalışma ve çalışamama (ücretsiz izin) koşullarıdır..Geçmiş hükümetlerin yaptığı hataların faturası bu insanlara kesilmemelidir.İhtiyaç duyulan devlet kadrolarında verilecek kurum içi eğitimle çalışma hakları verilip istihdamları sağlanacak bu insanların verimliliklerinin sağlanması daha mantıklı gözükmektedir.4/C’yi bilmeden yapılan tekel işçisi karşıtı ve tekel işçisi yanlısı yorumlar bu nedenle komik gözükmektedir.

  13. Yazan:Mahmut Abbas Tarih: Oca 28, 2010 | Reply

    Mahmut Abbas,

    Bi dolu yazmisin ama herhalde ozu su iki cumle: 1) 11 Ay calisip bir ay ucretsiz izin yapacaklar. 2) Mesai mefhumlari yok, is bitimine kadar calisacaklar.

    11 ay konusu biraz daha iyilestirilecek gibi gorunuyor, B. Arinc gecen pazar 11 ay 27 gun lafi etti, gerceklesirse bu ortadan kalkar. Kalkmasa dahi vehmedildigi kadar buyuk bir korkuncluk degil. 12 ay ucretsiz izin yapan milyonlar var, malum.

    “Is bitimine kadar calisma” meselesi ise sanirim tum KIT’lerde, 399’a tabii olarak calisan personel icin de gecerli, gidin herhangi birisine saat 5.30’dan sonra bir Allah’in kulunu bulamazsiniz.

    Daha yaratici ve makul itirazlar getirmenizi umuyorum, bunlar bana cok bos geliyor.

  14. Yazan:Suat Tarih: Oca 28, 2010 | Reply

    ahahah, hay allah, mahmuta hitap ediyorum diye, rumuza da mahmut yazmisim, onceki yorum bana ait.

  15. Yazan:Mahmud Abbas Tarih: Oca 28, 2010 | Reply

    Tekel’de üretim kadrolu çalışanlar için vardiyalıdır..Yani üretim gece de devam eder..Artık kadrolu çalışan olmadığı için geçici sözleşmeli çalışanın gece saat kaçta işinin biteceği iş bitimine bağlıdır…Öyle sizin hayal ettiğiniz gibi insanlar yatamaz,5.30’da çıkamaz…Enaz 4 ay-enfazla 11 ay ile 11 ay kavramları arasındaki farkı anlamanız için de yapabileceğim fazla birşey yok…Bu Türkçe bilmekle ilgili bir durum…11 ay çalışıp 1 ay izin yapacakları sizin hayal gücünüzdür…Hayalinizdeki dünyada 4 yada 5 aylık maaşla 12 ay insanlar yaşayabilir ama gerçek dünyada ne yazık ki öyle değil…Diğer 4/C’li kadrolarda çalışmayı kabul edenlerin durumları ortadadır…Sizin sahip olduğunuz düşünce biçiminin bilgisiz-önyargılara dayanması da en son yazdığınız yorumla birkez daha ortaya konmuştur…

    ”Bi dolu yazmisin ama herhalde ozu su iki cumle: 1) 11 Ay calisip bir ay ucretsiz izin yapacaklar. 2) Mesai mefhumlari yok, is bitimine kadar calisacaklar.”

    İşte sizin anlayabildiğiniz bu kadar..Anlayabilmeniz için size daha fazla yardımcı olamayacağım için üzgünüm..Konuyla ilgili hayal kurmak yerine bence birazcık öğrenmeye bakın belki birazcık anlarsınız sanmıyorum ama…:)

  16. Yazan:suryanos Tarih: Oca 29, 2010 | Reply

    Baba devlet anlayışı eleştirilmiş. Bu eleştiri günümüz şartları için temelsiz. Bu işçiler 4-5 ay asgari ücretle çalışırken geçminlerini sağlayamadıklarında bunlar sosyal yardım kuruluşlarının müşterileri olmayacak mı? O zaman bu insanlar devlet tarafından kömürü verilirken, erzak yardımı yapılırken devlet ne olacak? Sadaka veren devlet mi? Çalışarak hayatlarını sürdürsünler, sadakayla mı?

    Neoliberal tutum ise kendi başlarının çaresine baksın, beni ilgilendirmez der. O zaman edilen yardımlarında bir mantıklı felsefi açıklaması yok. Devlet baba olmasın tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirtmem dedikten sonra kalkıp aynı ihtiyaçları sadaka olarak vermek tutarlı davranış değil.

  17. Yazan:MY Tarih: Oca 29, 2010 | Reply

    en basta sunu bir çözelim:

    Bir devletin terlik, seker, sigara, çorap vb üretmesi normal midir?

    Geçmiste bu hata yapilmis ise ve bu fabrikalar birer oy deposu haline gelmis ise bu hata sürmeli midir?

    Bu hata sürecek ise issiz (=maassiz) insanlarin da bu pastadan pay almasi gerekmez mi?

    Diyelim ki TEKEL isçilerinin bütün istediklerini vermek için yillik 100 milyon YTL lazim. Özünde fakir fukaraya yapilan yardimdan bir farki olmayan ve devlet eliyle dagitilan bu “sadakanin” bütün ihtiyaç sahiplerine adil bir biçimde verilmesi gerekmez mi?

  18. Yazan:suryanos Tarih: Oca 29, 2010 | Reply

    Çözelim…

    Evet üretir.

    1929 bunalımından çıkış için Keynesin önerisi şuydu: Gerekirse boş çukur kazdırıp, kapatıllalım ve bir taleb yaratalım ki canlansın.

    Dünyanın hiç bir yerinde bir devlet yoktur ki ekonominin içinde olmasın. Hele içinde yaşadığımız krizden sonra. İngilterede bankaların kaçta kaçı devletin bir inceleyin. Amerikada demiryolları kimin bir araştırverin. Dünyada bunun pek çok örneği var

    Bunlar oy deposu oldu yönetemedik demek bahaneden başka bir şey değildir. Osmanlı maarif bakanının “Şu okullar olmasaydı ne güzel yönetirdi” demesinden bir farkı yoktur.

    Bu gün Doğu Anadolu da Güney Doğu Anadoluda gelişme istiyorsanız, iş imkanları yaratmak istiyorsanız gene Devletle gideceksiz. O kadar teşvik verildi, imkanlar sunuldu giden oldu mu? İşsizlik ve göç bitti mi, hayır. Daha iyi fikri olan söylesin.

    Devleti oluşturan millet. Millettin kendisinin seçtiği oluşturduğu devletin köylüsüne, işçisine şefkat göstermesi insanları niye bu kadar rahatsız ediyor anlamıyorum. MY bu da bizim size sorumuz Sosyal Devlet fikrinin arkasında ne var. O çok arzuladığınız özgürlükten işçiler, sendikalar yararlanmasın mı? Kimin için istiyorsunuz o zaman özgürlüğü, fakirler içinde istemiyorsanız?

    Yöneten öyle ya da böyle işsizlikle mücadele edecek. Tabii işsizlik benim meselem diyebilir, bu da bir seçimdir. O zaman çıkar açık açık söyler.

    İnsanların çalışıp ekmeğini kazanması ile sadaka ile yaşaması arasında fark vardır ve iddia ettiğiniz gibi bu rakkam 100 milyon değildir. Bu söyeldiğinizden şunu anlıyoruz insanların çalışmasına gerek yoktur, ihtiyaçlarını devlet olarak biz karşılarız. (birden kominist devletleri hatırladım nedese, ama hiç olmasa orda devletin malları milletin faydasına olmasada devletindi, biz de kimi bulsak satıyoruz)Bu devleti koca bir aşirete halkıda marabaya çevirmektir.

    Son söz devlet iş yaratmak zorundadır. Var olanları yok etmek değil.

  19. Yazan:suryanos Tarih: Oca 29, 2010 | Reply

    Düzeltelim :

    ” Özelleştirme İdaresi, 17 Ocak tarihli açıklamasında, satılan sigara fabrikaları ile kapatılan Tekel birimlerinden kalan işçi sayısını, 8.364, bunların aylık ücret maliyetinin de 26 Milyon TL olduğunu bildiriyor. Bu, yılda 312 milyon TL bir maliyet demek. Peki bu maliyeti, taşınmaz yük gören Hükümet, acaba nerelere , ne paralar harcıyor?”

    kaynak :

    http://mustafasnmz.blogspot.com/2010/01/isciden-esirgediginizinerelere.html

  20. Yazan:beytullah emrah Tarih: Oca 29, 2010 | Reply

    devletin iş kapısı olmasıyla tek iş kapısı olması arasındaki fark iyi gözetilmeli. özellikle kapitalist hegemonya karşısında en azından frenleyici bir unsur olarak sosyal ekonomi politikalarını -sadaka dağıtma anlamında değil tabi- adam gibi yürütebilecek güçlü devletlerin varlığı bence çok önemli. tabi devletlerin de şirketleştirilmeye başladığı bir süreçte bunun imkanları üzerine pek kafa yorulmuyor, sorun sadece türkiye’ye has değil. küresel mevzular.

    devletin birşey üretmesinde bir mahsur yok. sorun türkiye’de devletin ekonomiyle ilişkisini bile kemalist hegemonya üzerinden tanımlamış olması. yani statükocuların, fabrikalarında ve çeşitli iş kollarında çalışanları örgütleyen bazı sendikaları muhasara altına almış olması… iyi de bunun suçlusu işçiler mi? tek yol heryeri kapatıp bütün işçileri sokağa atmaktır, öyle mi? o halde bu tutarlılık diğer alanlarda neden gösterilmiyor?

    ayrıca ben seka fabrikasındaki direnişi de tekel işçilerinin eylemini de yerinden desteklerken gördüm ki, kitleyle onların direnişine öncülük edenler arasında taban tabana fark var, yani bir taban farkı var. mesela her iki fabrikanın çalışanlarının yüzde 70-80’i ak parti’ye oy vermiş insanlardı. o halde asıl bu yöntemle işçi ve ailelerin kimlerin ellerine bırakıldığı iyi düşünülsün… (meseleyi “oy deposu” olarak tartışmak için aktarmadım bu mevzuyu, sadece devletin hesabının çarşıya uymayacağına bir işaretti.)

    ayrıca türkiye’de devlet iş veriyor diye mi otoriter? insanlar da iş bulma umuduyla sessiz yani. bu kadar basit mi gerçekten? kaç yüzyıllık bir geleneği, devlet-ordu-halk ilişkilerini dar bir paranteze almak değil mi bu?

    4/C’nin ise savunulacak hiçbir insani tarafı yok. her defasında dışarıdaki işsizleri gösterip de “razı olun” demek bence ahlaksızca bir şantaj ve hükümet’in bu söylemi, tuzla’da insanları ölümüne çalıştırıp sonra da öldüren zihniyeti meşrulaştırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. ya da maden ocaklarında ölen, fabrika çıkışı servislerde kadınların boğulmasına yol açan zihniyet. kot taşlama işçilerini de unutmayalım. şimdi söylermisiniz insanların insanca şartlarda çalışmasını istemek neden demogoji olsun?

    evet, fabrikaları oy deposu gören zihniyetlerin ürettiği problemleri yoksayamayız. ama burada adil bir çözümün üretilmesi imkansız mı? değil. bu insanları “halkın kesesindeki asalaklar” gibi göstermek de doğru değil. kapatılma sürecine kadar üç vardiye çalışan bir kurumdan bahsediyoruz. üstelik kapatılmak istenene kadar zarar ettiği de yoktu. kadrolar şişirildiyse başka yerlere kaydırabilirlerdi. kolay yol seçildi.

    kaldı ki özelleştirme süreçlerinde yapılan hatalar da vardı. işçileri istihdam ederek, fabrikaları işleterek almak isteyen şirketlere ihale edilebilirdi TEKEL. sırf birkaç markanın hakkını alayım diye ihaleye giren bir şirkete, fabrikalarla birlikte işçilerin de hibe edildiğini görmek bana hiç de doğru gelmiyor.

    şu yetim hakkına da değinelim: sürekli olarak işçilerin yük olmasından filan bahsediliyor. madem öyleydi niye bu insanlar bir senedir yaprak tütün’de bekletildi? en baştan niye çıkarılmadı? sonra o bir yılda, yaprak tütün’e geçen genel müdürler, bürokratlar vs. gittikleri yerlerde kendilerine sil baştan makam odaları, lüks tuvaletler filan yaptırırken neden kimse çıkıp da “ne oluyorsunuz” demedi?

    madem bu adamlar haksızdı, o halde kaç yıldır neden bekletildiler?

    mesele buysa telekom özelleştirilince benzer durumdaki teknik personel başka kurumlara üstelik tekel işçilerinden daha yüksek aldıkları maaşlar korunarak neden geçirildi? üstelik çoğu alakası olmadıkları yerlere atandılar. o zaman bu ne tutarsızlık? tekel işçileri şimdi bunu neden çifte standart olarak kabul etmesin, izahı var mı?

    şu da önemli: tekel işçileri, maaşlardan da önce özlük haklarını, sosyal güvenceleri korumak istiyor, yani biz yatalım siz bize “3000 tl maaş verin” demiyor… bu maaş da ayrı bir spekülasyon tabi.

    tamam, devlet tek iş kapısı olmasın, devlette çalışan insanların işe uygunluğu dikkate alınsın, planlama düzgün yapılsın, kadrolaşmaların önüne geçilsin, kriterler ve yerleştirmeler şeffaf olsun… bunlara itiraz eden olmaz. bu alanlardaki geçmiş sorunlar da düzeltilsin tabi fakat bu binlerce insanı bir anda insana yakışmayacak şartlarda çalışmaya mecbur bırakarak yapılmamalı… düzeltilecek o kadar çok yanlış varken herşeyin faturasını tekel işçilerine kesmek, yani tüm bütçeyi onlar alt üst etmiş gibi konuşup durmak, onları destekleyen bazı gruplara kızıp da işi inada götürmek, “merhamet etmekle hata ettik” filan demek kabul edilebilir gibi değil…

  21. Yazan:cade Tarih: Oca 30, 2010 | Reply

    Kamu işçileri KİT leri çiftlik haline geti,rip üretmeden tüketen ve 3 milyar maaş 4 ikramiye işe de gelme yan gel yat , yerine göre kurumun içini boşalt, hırsızlık yap ve bu işleri yapan kamu çalışanları eskinin milletvekili, bakanı , musteşarı, Generalinin elini eteğini öpenlerdi Telekom da 4 milyar maaş alan güvenlikçiler vardı heöde ilkokul meezunu 4 maaş ikramiye ,,,Allahtan korkun be bunların maaşını devletten NEMALANMIYAN VATANDAŞ ödüyordu ,,Şahsen ben hakkı9mı hiç bir KAMU ÇALIŞANINA HELAL ETMİYORUM..((kpss ile gelen YENİ MEMURLARA sözüm yok ve onlara selam…

  22. Yazan:gülbin sarıcan Tarih: Şub 1, 2010 | Reply

    HI komik milletvekilleri ayda 2 saatle o paranın kat kat fazlasını alıyor.. Ya bu gün iktidarda AKP değilde CHP olsaydı şimdi bangır bangır haksızlık yapıyor hatta Tayyip erdoğan bey greve en destekçilerinden Tayyip Erdoğan bey olurdu tıpkı 20 yıl öncesi gibi…E sizde tarafsız yayın organı olarak şimdi tekel işçilerine değil CHP ye alehine yazıyor olurdunuz. Bir ergenekon bir sarı bilemmne Ya sizde haklısınız. Daha Cumhurbaşkanımız , Başbakanımız, Hatta Fetullah Hocanız bağımsız olamamışken Sizin gibi yandaş bir medya kuruluşunun bağımsız olmasını beklemek…Yargımızın türk hukukunun bağımsız olmasını beklemek aptsallık olur heralde…

  23. Yazan:tolga öner Tarih: Şub 1, 2010 | Reply

    senelerce asgari ücrete çalıştım hemde köpek gibi..bu tekelciler benim 5 misli parama hemde çelışmadan kazandılar..

  24. Yazan:İzzet Kütükoğlu Tarih: Şub 1, 2010 | Reply

    Bazı gerçekleri göremez isek, birbirimizi daha çok kırarız.
    Yirmi yıla yakın aynı konuyu düşünmüş, doktorası falan çoktan geçmiş, piyasada olmasada mecliste okumalık bir kitabı bulunan biriyim.
    Ayrıca faprikası özelleşmiş, bir anlamda damdan düşmüş biriyim.
    Sülüman herşeyi bilirde, bu konuları ben sülümandan bile iyi bilirim. O derece bilirim!
    Kitler neden kapatıldı, devlet fabrika çalıştıramaz mı?

    Şunu bilmemiz gerekir ki, elli yıldır bu ülkede kötü bir düzen işletilmekte, işletilmeye çalışılmaktadır.
    Devletin bütün kurumlarında torpil, adam kayırma, rüşvet gibi ülke ve millet ondurmaz hastalıklar mevcuttur.
    Devletin fabrika çalıştırması değildir hata!
    Hata yanlış bir devlet kurgusu ile, yanlış bir devlet yapılanma yöntemi uygulayarak, kötü bir devlet kurgusu ile elli yılı kayebetmiş omamıza rağmen, yeni bir anayasa tartışması yapılırken bile, düzenin neden işlemediğine dair ortada bir fikir olmaması benim için ızdırap vericidir!
    Devlet fabrika çalıştırmaz sözü savunma değildir. olmamalıdır!
    Devlet fabrikasını Çalıştırabilseydin, Mesela eti, sucuğu, sütü peyniri başarı ile üretip tüketiciye daha kaliteli, daha ucuz ürün sunup, tarım ve hayvancılığı geliştirecek bir işlev görseydi devletin fabrikası, o zaman kim derdi ki, devlet şunu bunu üretmez diye?
    Devlet üretememiştir. Kötü bir düzenden dolayı!
    Bu kötü düzen sadece kötülüğünü Kitler üzerinde göstermemiştir. Devlet donu dikememiştir. Bunu beceremedi diye don fabrikasını kapatmak kolay. Ama o devletin neyi becerdiğini de düşünmek gerekmez mi?
    Beceremediğimiz her işten devleti çekmeyi bir çare olarak göreceksek, buysa çare Bütün kurumları kapatmamız gerekir. Ne yazık ki, bu gün ordu gerekli mi? diye düşünüyoruz!
    İşletemiyorsan kapat mantığı bizi buraya getirdi.

    Sonuçlarla alakadar olmaktan, nedenleri düşünenimiz olmadığı için, devleti neden işletemediğimizi düşünemimiz de olmadı!
    Devlet şunu yapmaz bunu yapmaz derken, eğitimden, sağlığa, haberleşmeden, bankalara varana kadar özelleştirdik. PARDON! özelleştirmedik yabancılaştırdık! Ordumuz bile yabancı istihbaratı ile harekat planlamıyor mu?!
    Peki biz, ne zaman düşüneceğiz devleti neden işletemediğimizi?!
    Beyler, bu kötü düzen! önce bizi birbirimize düşürüp düşünmekten uzaklaştırıyor! Kimsenin kimseyi dinleyecek hali kalmıyor. aynı şeyi düşünen insanlar bile birbirleriyle kavga eder duruma geliyor.
    Olmaz! bu ruh haliyle olmaz.
    Bu haleti ruhiye ile, düşünsekte doğru bir analiz yapamayız!
    Şunu düşünmeliyiz; devlet neyi başarmıştır?
    Devletin başardığı hiç bir iş yoktur!
    Bunda çaşılacak bir şeyde yoktur.
    Bu düzenle bundan daha iyisi olamazdı!

    ülkeyi yönetenlerin seçilmiş olmasına bakarsan cumhuriyet, Hükmetme şekillerine, düzenin işleyişine bakarsan saltanat!
    Bu düzeni ıslah edebilir, gerçek bir cumhuriyet şekline getirebilirsek ne ala, bunu yapamazsak Hiç bir çare çare değildir.
    Saygılarımla.
    farkliturkiye@hotmail.com

  25. Yazan:Suat Tarih: Şub 1, 2010 | Reply

    Beytullah kardesim,

    Kusura bakmayin ikna edici ve tutarli bir arguman sunamiyorsunuz. Hepsinin cevabi yazimda ve yorumlarimda var. Benimki gibi liberal bir ekonomik dusuncenin makam odasi vs saltanata zaten oteden beri karsi olacagini da dusunmus olmaniz gerek. Iki yanlis bir dogru yapmiyor, sizin gorusunuz ‘bakin sunlar sunlar var, zaten batiyoruz, bari dibi daha cabuk bulalim’vari bir dusunce.

    Gulbin,

    E sizde tarafsız yayın organı olarak şimdi tekel işçilerine değil CHP ye alehine yazıyor olurdunuz.

    Her gordugunuz sakalliyi dedeniz sanmayin. Degil Tayyip/Baykal, babamin oglu olsa ayni seyi soylerdim.

  26. Yazan:Burak Temür Tarih: Şub 2, 2010 | Reply

    suat bey yazınız için tşk.
    yarın okulda sınavım var muhtemel konu tekel eylemı olacak.
    marx la yıkanan uni egitimi içinde kagıtları tekel eylemi yandası olmadan doldurursak puan almak zor maalesef 🙂
    ama ben de karsıt oldugumu gostericem bu eyeleme.
    sizin cümleleriniz önümü açtı cogundan alıntılar yapabilirim. Sanırım hoca da saygı duyucaktır bu ajitasyon karsıtlıgıma:)

  27. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Şub 4, 2010 | Reply

    Ben tekelden herhangi bir hizmet almıyorum. Bu kuruluşta “bölünemez nitelikte” kamu malları da üretmiyor.

    Ancak devlet benim gelirimden kesinti yaparak tekel işçisine maaş ödeyebiliyor.

    Bu adamlar bunu hak ediyor hak etmiyorum bir kenara bırakarak, ben böyle bir kesintiyi red ediyorum mesela üretiminden hiç bir şekilde faydalanmadığım ve karına da ortak olmadığım bu kuruma herhangi bir katkı yapmak istemiyorum diyelim.

    Ben bu parayla tanıdığım birine burs vermek ya da bir adam daha çalıştırarak bu parayı daha fazla hak ettiğini düşündüğüm birine vermek istiyorum.

    Böyle bir hakkım var mı?

    Eğer varsa devlet benim hakkımı gasp ediyor ve bu adamlarda hakkımı gasp etmek için örgütleniyor.

  28. Yazan:subrosa Tarih: Şub 4, 2010 | Reply

    “Tekel iscileri, asgari ucrete razi olan ama is bulamayan yuzbinlerce insan varken 4C’nin 700-800-900 kusur TL’lik, ‘garantili is’ statusunu begenmiyorlar.”
    Bambaşkaymışsınız…
    “2500 TL yan gelip yatmaya alismis bu gibi verimsiz devlet iscilerine verilecegine ayni paraya 3 tane issiz ekmek sahibi yapilir.”
    Bu 2500 de nerden çıktı, buna nasıl inanıyorsunuz.
    Kazanılmış hak diye bir şey var,insanlar o işlere hayatlarını veriyor ve bağlıyorlar. Müdür olarak bir yere atanıp çeşitli sebeplerle geri dönerseniz müdür maaşı almaya devam edersiniz..Bu devletin içinde hiçbir iş yapmadan milyarlar alan o kadar bürokrat var ama anca garibanın maaşı batar sizin gibilere, milletvekili emekli maaşları batmaz.
    Ama ben eminim ki garibanları birbirine kırdırıp ayakta tuttuğunuz ve savunduğunuz bu cani sistem sizi de bir gün kapı önüne koyacak.
    Devlet iş kapısı değilim diyorsa o zaman özel sektörün çalışma koşullarını denetlesin. 3 kuruş paraya 2 adamın işini mesai ücreti almadan yapmak istememek, yan gelip yatmak istemek değil.Hükümetinse böyle taraklarda hiç bezi yok. Eti senin kemiği benim anlaşması yapmış sanki sermaye sahipleriyle..
    Düşünün, ekonomik kriz nedeniyle o kadar insan işsiz ve aç kalıyor ama nedense bankalar kar üstüne kar yapıyor.
    ve siz bu ahlaksızlığı savunuyorsunuz..Vicdansızsınız.

  29. Yazan:yılmaz Tarih: Şub 4, 2010 | Reply

    ÖZELLEŞTİRMELER DEVLETİN ALİ MENFAATLERİ İÇİN YAPILIYORSA EĞER, O KURUMDA ÇALIŞAN İŞÇİ VE MEMUR HERKESİ ÖZELLEŞTİRELİM. bAKIN O ZAMAN ÇINGAR NASIL KOPUYOR. BU ÜLKEDE ÜRETİMDE AKTİF ROL ALAN İNSANLARI SOKAĞA ATMAK BU KADAR KOLAY MI? MASA BAŞINDA OTURUP DEVLETİN MSN SİNİ KULLANMAK, İNTERNETİNİ KULLANMAK KOLAY. HARAM OLSUN DEVLETİN İNTERNETİYLE MESAJ ÇEKEN “SAYIN” YORUMCULARA.

  30. Yazan:Ali Tarih: Şub 4, 2010 | Reply

    Yazınızı Tayyip Beyin talimatı ile yazmış gibisiniz.Devlet halkına bakmak zorundadır. İktitardakilere ve yandaşlarına rant sağlamak için kullanılmamalıdır.

  31. Yazan:Suat Tarih: Şub 5, 2010 | Reply

    Yaziya muhalefet eden yorumlar nasil da birbirlerini tekzip ediyor. Bi yandan devlet icindeki saltanata isyan ederken bir yandan bu saltanatin ucundan kiyisindan artik faydalanamayacak olanlari ‘vicdan’ gibi kutsal bir mefhum kaldirac olarak kullanma ayibi ile savunmaya kalkiliyor.

    Buradaki absurlugu gorememek, tum bunlarin yine dar gelirli insanimiza bedel olarak geri dondugunu anlayamamak insanogluna has bir ahmaklik degil de ne? Bu isciler de dahil, hepimizin cebimizden, coluk cocugumuzun cebinden, gelecegimizden bir seyler calinip adaletsizce ve verimsizce dagitiliyor, farkinda degilsiniz. Devletin her alandaki varligi azalmadan ne ulkenin uretim gucu ne de rekabet gucu yukselir. Devlet ozel sektoru tabii ki denetler, tekellesmeyi engeler, ucretler ise GSMH ile alakali bir husustur, ve zaten uretilenin degeri yukseldigi zaman alim gucu ve emegin degeri de kendiliginden artar; bunlar yapay mudahalelerle degisecek seyler degildir. 2 x 2 : 4 eder, 5 olsun demekle 5 olmaz. “Asgari ucret 2000 TL olacak; ol!” ile yurumuyor bu ekonomi denen sey. Uretimin ve emegin degerinin yukselmesi ise ancak kaynaklarin israfinin engellenmesi, esnek, kivrak, kucuk bir devlet mekanizmasi ve girisimciyi ve vatandasini vergiyle bogmak zorunda kalmayan butce ve gelir idaresi ile mumkun olur.

    ‘Kazanilmis hak’ kavrami, ‘memur devlet’inin kendi memurlari (Danistay) eliyle uretilmis, sinifsal saltanati koruma amacli bir efsundur, hic siz iflas eden bir tuccarin ‘kazanilmis hak’ diyebildigine sahit oldunuz mu?

    Tekrar soyluyorum, bu yazida anlatilan meseleyi ve bunun vahametini anlayamayan ya saf ya da bu sistemden nemalanan, gunubirlik dusunen bir memurdur. Asil bu curuk ve adaletsiz sistemin devamini savunmak, milyonlarca issiz varken onlarin da haklarini gaspeder bicimde verimsiz ve adaletsiz kaynak dagilimi yapilmasina razi olmak, tum insanlarimizin gelecegini hantan devlet mekanizmalarina kurban etmek vicdansizliktir.

  32. Yazan:Suat Tarih: Şub 5, 2010 | Reply

    Ali,

    Devlet halkına bakmak zorundadır.

    Tamam, tum issizler ise alsin, tum dar gelirlilerle zenginlerin geliri esitlesin madem.

    Bu yapilamiyorsa Tekel iscilerinin, disarida gezen milyonlarca issizden, kit kanaat gecinmek zorunda olan asgari ucretliden farki ne o halde?

    Bunu ‘mantikli bir bicimde’ anlatabilecek olan ciksin, su disimi kiracagim.

  33. Yazan:ibrahim Tarih: Şub 5, 2010 | Reply

    98 2001 arası özellestirilern Fabrikaların iscileri 4/c diye sokaga dokuluyorlardı Hic degilse is veriliyorlar diye
    Simdi ne olduda begenmez oldular Bugun AK partı özellestirmelerle 150 bin isci cıkarmıstır yaklasık 110 bini baska alana kaydırılmıstır BAska alana gecmek istemeyenler Tazminatını alıp Ayrılmıslardır önceden TAzminatı almak icin aylarlarca bekliyordun simdi tiko olmus. Tekelde Devlet diyorki Artık tütün isin de yokum Ergodan Özellestirilince 2 yıl sure werdi tekel iscilerine Bu esnada naptılar..
    Bakın simdi istedikleri 2400 2800 maası ERdogan cıkıp werdim tamam anlastık dese daha mı iyi olacakdı.. Adamın Kaybı neydi hic yokdan 8000 oy alacakdı Ama adam farkında Kendi parası degil bu para ….
    2800 türki sartları icin ( polis 1800) fazla bi para degilmi hemde ilk okul mezunu adam bile alıyor bu parayı …
    İs siyasi Baykala Bahceliye bakmayın siz Onların zihniyetinde Gördük Bİr gecede SErwetimizin Yarı yarı eridigini

  34. Yazan:Halil ibrahim Yılmaz Tarih: Şub 5, 2010 | Reply

    Devlet Halkını inkar etmiyor İsde veriyor Gucde ama adeletlice İsten cıkın demior onceki hukumetler gibi gelin isiniz war ama Türkiye sartlarına gore maas alacaksınız ERdeogan Cıkıp Lan tamam Lanet olsun 2800 maasınıza dewam deseydi dahamı iyi olacakdı. Adam devletin parasını böyle dagıtsa kendi karına olurdu hic yokdan 8000 bin oy alırdı…dokdor maasları ne kadar bilen warmı adamlar 2500 alıyordı Devletten Tekel iscileri onları sollamısdı hemde ilk okul mezunlarıyla Boyle adaletsizlik olurmu polis ordan oraya catısma girecek 1800 maas alacak tekelci depo iscisi olacak 2400 2800 maas alacak 10 yıl once 4-c diye yalwaranlar wardı ne oldu onlara
    Adamın derdi rant saglamak olsa simdiye cokdan wermisdi ne faydası war ona anlasmammaların zararı war ii okumak lazım bunu………..

  35. Yazan:cb Tarih: Şub 5, 2010 | Reply

    suat hocam selamlar,

    ben de ‘ tekel işçileri-4C ‘ konusunda başından bu yana bu işçilerin eylem hakkını savundum,hatta çok ileri gidip amigoluk yaptığımı dahi söyleyebilirim, çünkü imaj ekmeğinin peşindeki garibanın hak arayışı gibi görünüyordu,meselenin iç yüzü incelendikçe düşündükçe oldukça farklı,yazınızı çok beğendim hiç vicdansız bulmuyorum,yerli yerinde ve desteği olan önerilerde bulunmuşsunuz.

    liberalizme eleştirilerimi çok iyi bilen birisiniz ama tekel işçileri faktörü liberal politikanın özelleştirme kurbanı olan bireyleri tezini kapsamıyor maalesef sizinde örneklediğiniz gibi benim tanımımla çook maaşa alışmış işçi şımarıklığı gibi duruyor şu işsizlik ve kriz döneminde.

    zamanında dsi,köyhizmetleri,tekel vs. işçi çalışanları zaten devlet babanın sonradan olma şımarık oğlu modunda bir ay çift maaş,bir ay mesai,bir ay bilmemne sıyırmaları ile küpü doldurdular,varmıymış öyle bir yağma?

    bir adaletsizlik arayacaklarsa zamanında memur-işçi ayrımında işçiler sendikalı olma fırsatçlığı(?) ile memurdan fazlasını aldıkları günlerin adaletini arasınlar.

    o zaman devlet bana da tazminat ödesin,eğitim alanımın çalışma alanımın adı kamusal alan olunca benimde hakkım yendi,üniversiteler stk eli ile özelleşti,kışlaya döndü,eğitim göremeyeceğim okula yatırdığım harcım dahi orada kaldı,bir lira devlet bursu dahi almadım üstelik,nedir yani ben üveymiydim,memurlar üveymiydi?

  36. Yazan:Raif Tarih: Şub 21, 2010 | Reply

    İzzet Kütükoğlu

    Size katılmıyorum. Devletin kar amacığı gütmeyen bir işletmeyi çalıştırması rekabete ters bir durum. Özelliklede gelişmekte olan bir ülkede.

    Sen nasıl olurda tabiri caizse para basan bir işletmeyi şartlı satmazsın! Kime hizmet ediyorsunuz siz! Bir işletme para basıyor, milyon dolarlar kazanıyor ama yatırım ve istihdam şartı koşmadan siz o işletmeyi özelleştiriyorsunuz!

    Burada benim aklıma gelen tek bir şey var! Biri bu tekeli özelleştirene sorsun! Sen kime hizmet ediyosun?

  37. Yazan:hidayet demir Tarih: Şub 21, 2010 | Reply

    subay sayısını %1 azaltırsan bütün tekel işçilerine yeter herhalde bu para..

  38. Yazan:vasabi Tarih: Şub 23, 2010 | Reply

    hidayet demir: askerde dayak yemiş liberal beyaz türk gibi konuştun. Sana kurgusal katkıda bulunayım, aşağıda…

    haber:”enflasyon fırladı!”
    hidayet demir:”lağvedin orduyu düzelir.”

  39. Yazan:beddavi Tarih: Haz 29, 2010 | Reply

    Devletin İŞÇİSİ olmaz bu baştan aşşağı YANLIŞTIR..
    Devletin Memuru olur onuda Sözleşmeli yapmalıdır..
    Devleti ÇİFTLİĞE ÇEVİRMİŞLER 3.000 TL Maaş, 4 ikramiye HADİ BEA…

  40. Yazan:haldun Tarih: Haz 29, 2010 | Reply

    ak parti iktidarından önce özelleştirilen veya kapatılan işletmelerde calışanlar işten atılıyordu o zaman sesi cıkmayanlar ak parti sizlere insanlık yaptı diyemi kötü oldu aylarca calışmadan maaş alırken sesiniz cıktımı veya biz alın terimiz olmadan maaş alıyoruz dedinizmi bizim milletimiz calışmadan para almayı sever tembeldir,calışanında kamuda yaptığı iş iş değildir devlet işveren değildir bugüne kadar hükümetler kamu işletmelerine adamlarını doldurarak bu duruma gelinmiştir ilk defa ak parti gercekçi olmuştur bazılarının canı yansada bu işler böyle düzelir…

  1. 2 Trackback(s)

  2. Oca 26, 2010: Twitter Trackbacks for Tekel İşçileri ve ‘Devlete kapağı atmak’ : Derin Düşünce [derindusunce.org] on Topsy.com
  3. Şub 17, 2010: Son 30 günde en çok okunanlar : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin