RSS Feed for This Post

Baykal, din, medya

Ahmet Altan (Taraf)

Çok ağır bir para cezasına çarptırılan Vakit gazetesi, bunu birinci sayfadan haber yapmadığımız için bize sitem etmiş. Yazıişleri toplantısında bunu konuştuk. Ben de “bu konuda haklılar, bu cezayı eleştirip, zamanında haber yapmadığımız için ben özür dilerim yazımda” dedim.

Tam yazıya başlarken kapım açıldı.

Vakit‘ten özür dileyecek misiniz, Baykal’ın kasetini yayınladıkları için onları eleştirmemize çok sefilce küfür ederek cevap vermişler” dediler.

“Gene de özür dileyeceğim” dedim.


Vakit
‘e, o gazeteyi batıracak kadar ağır bir para cezası verdiler.

Aynı yazı hakkında açılan 300 küsur davanın hepsinden de ayrı ayrı para cezasına çarptırarak gazeteyi çıkmaza sokmuşlar.

Doğan medyasının “vergi cezasından” çok daha insafsızca bir ceza bu.

Bu konuda yeterince ve zamanında destek olmadığımız için üzüldüm hakikaten, işimizi doğru yapmamışız, bir haksızlığa karşı çıkmamışız.

Ama bu konuda Vakit gazetesini haklı bulmam, o gazetenin “Baykal komplosundaki” rolünü fevkalade sefilce bulmama engel değil.


Vakit
gazetesi, internet sitesine koyduğu “Baykal’ın özel hayatıyla” ilgili görüntülerle, sadece gazetecileri değil, bence dindarları da utandırdı.

Bu gazete “dindar” kimliğini vurguluyor.

Dindarlık böyle bir şey mi gerçekten?

Bel altıyla ilgili haberler yapıp, bel altından vurmak mı?

O gazetenin “dindar” yöneticileri, sitelerine koydukları görüntüleri “çocuklarının” izlemesini istiyorlar mı?

Çocuklarına izletemeyecekleri görüntüleri niye koyuyorlar sitelerine?

Çocuklarına “ahlakı ve dini” böyle mi anlatıyorlar?

“Aynı fikirde olmadığınız insanların özel hayatlarına ait kasetleri ele geçirip yayınlayın” mı diyorlar?

Din bu mu, ahlak bu mu?

Bu ahlak değil, bu ahlaksızlık.

Benim bildiğim inançlı adam kendi uçkuruna sahip çıkar, başkasının uçkuru peşinde dolaşmaz.

Hele kendi bünyesinden çıkan “çocuk tacizlerine” sessiz kalarak, başkalarının özel hayatlarına hiç karışamaz, böyle iki yüzlülük, böyle sahtekârlık yapamaz.

Türkiye’de Vakit gazetesinin yaptığıyla övünebilecek bir dindar var mı?

Dini temiz ve dokunulmamış bir halde tutmak öncelikle dindarların görevi değil mi?

Sırf “politik” rakibine zarar verebilmek için, sitesinde “porno” görüntüler yayınlayan ve “dindar” olduğunu iddia eden biri, “dini” temiz ve dokunulmamış tutabilir mi?

Dini kirletemezler elbette ama “dindarlığı” kirletirler, kirletiyorlar da zaten.

“Dinin” bir umacı gibi gösterildiği bir ülkede, dini sevdirecek olan, güvenilir, ahlaklı, şefkatli, merhametli davranışlarıyla “örnek” alınacak dindarlardır.

Dindarlığı “porno yayıncılığına” çevirenleri “örnek” gösterebilir misiniz çocuklarınıza?

Bence Baykal konusunda utanmazca davrandı Vakit gazetesi ama bu konuda yalnız da kalmadı.

“En radikal dindar” gazeteyle, “en radikal laik” gazeteler Baykal skandalında bir “sefalet ortaklığını” paylaştılar.

“Merkez medya” denen ve “ordu ve Baykal” yandaşı gazeteler dün Baykal’ı paramparça eden yayınlar yaptılar.

Kalleşçe arkadan vurdular Deniz Baykal’ı.

Bütün ayrıntıları anlattılar, olaya adı karışan bir hanımla ilgili ayrıntılara girdiler.

Ben, gazeteciliğin böyle bir şey olduğuna inanmıyorum.

Biz de “bu olayı” gazetede “görüp görmeyeceğimizi” çok tartıştık, sonunda olayı manşetten kınayıp hiç ayrıntıya girmemenin en doğru davranış olacağına karar verdik.

Baykal’ı, politikayla hiç alakası olmayan bir konuda sıkıştırıp onun politik hayatını bitirmek bize “doğru ve ahlaklı” bir davranış olarak gözükmüyor.

Baykal’ın izlediği politikaların bu ülkeye zarar verdiğine inanıyorum ama Baykal’ın özel hayatının kimseye bir zararı yok, politik bir bedel ödeyecekse politikasından dolayı ödemeli bir insan, kalleşçe bir tuzağa düştüğü için değil.

Başbakan Erdoğan’ın “derhal bu yayınların durdurulması” için emir verdiğini okudum, eğer bu kulis haberinde bir yanıltma yoksa, en doğrusunu yapmış, “iyi bir dindar” gibi, dürüst bir “asil” gibi davranmış.

Dindarlığın her zaman “asil” bir davranış gerektirdiğine inanırım, “aileden, kökten, ırktan” değil “inançtan” gelen semavi bir asalettir bu, dindara yakışanı budur.

Baykal için gerçekten üzüldüm.

Onun “sandıkta” yenilmesini bütün yüreğimle isterim ama böyle kalleşçe darbelerle parçalanmasını değil.

Bence Baykal çok üzülmesin, bilsin ki onu “parçalayanlardan” hiçbiri günahtan ve suçtan azade değil, sadece aşağılık bir komploda kendilerine düşen görevi yerine getiriyorlar.

Trackback URL

  1. 3 Yorum

  2. Yazan:Muzaffer Kazım Tarih: May 10, 2010 | Reply

    Bir ülkenin gündeminin böylesi bir konu olması ve bunun etrafında bu kadar şeyin yazılıp konuşulması hem garip hem de acı.

    Saygılar

  3. Yazan:Gokce Tarih: May 10, 2010 | Reply

    Yazarin goruslerine katilmiyorum.

    CHP gibi bir partinin lideri boyle birsey yapacak ve o sey “Ozel hayati” diye yayinlanmiyacak! bu nerede gorulmus.

    Eger o goruntuler onun ve esinin yatak odasi sahnesi olsaydi anlardim fakat kendisi evli, esini birlikte aldattigi kadin evli.
    Yaptiklari sey dinen de yasak kanunan de.

    Bir adamin(Parti lideri) yaptigi ahlaksizligi teshir etmek ne zamandan beri ahlaksizlik oluyor, gazetecilik ahlakinda.

    Merak ettim,Dindar gazeteciler icin ayri kurallar mi var TC de?

    “Kallesce arkadan vurmak” mi?Inana miyorum.

    40 yillik evli bir adamin esini aldatmasi kalleslik degil de, onu haber yapmak mi kalleslik?

    ” Onun “sandıkta” yenilmesini bütün yüreğimle isterim ” diye yaziyor yazar,Deniz Baykal ne zaman Sandikta kazan misti ki ?

  4. Yazan:Tayfun Tarih: May 15, 2010 | Reply

    Olay değerlerimizle uyuşup uyuşmamasından da öte, bir siyasi partinin dürüstlüğü hakkında ciddi ipuçları veriyor bize. Eğer bir siyasi partide bu şekilde milletvekili olunuyorsa, o partide bir problem var demektir. Bu partinin başkanı da, milletvekilleri de artık ”süt beyazdır, 2 kere 2 dört eder” dese bile, halk artık CHP’lilerin ağzından çıkan her söze kuşkuyla bakacaktır.

  1. 1 Trackback(s)

  2. Haz 1, 2010: Son 30 günde en çok okunanlar : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin