CHP, Ergenekon’un arka bahçesi mi?
By Tavit Kilimciyan on May 21, 2010 in Basın günlüğü, CHP, Ergenekon Nedir?
Özellikle son üç yıl, Ergenekon ile CHP arasında organik bağı gösteren çok sayıda örnekle dolu. Bu ilişki belki de Baykal’ın “Ergenekon’un avukatıyım” sözü ile hatırlanacak.
Ergenekon ile CHP arasındaki ilişkiyi, geçtiğimiz yıl PKK ile DTP arasındaki ilişkiye benzetmiştim. İllegal bir örgütün hiyerarşisi altında iş gören legal bir temsil organı. Ergenekon soruşturmaları boyunca geniş bir cephe oluşturuldu. Davayı sulandırmaya ve soruşturmanın derinleşmesini önlemeye çalışan bu cephe içinde CHP hep ön safta yer aldı. Baykal CHP’yi adeta Ergenekon’un siyasî uzantısı olarak cepheye sürdü. Bu işi öyle pervasızca yaptı ki, CHP bu haksız savaşta çok yara aldı ve yıprandı.
Şayet CHP Ergenekon’un arka bahçesi ise, CHP’de olup bitenleri “Ergenekon kendi evinin içini tanzim ediyor” şeklinde yorumlamamız lâzım. İşaretler hayli çok. Tasarrufun kendisi, yani video görüntülerinin elde edilmesi ve servis edilmesi bütünüyle Ergenekon tarzı bir operasyon. Böyle bir operasyona Türkiye’de Ergenekon dışında bir örgüt ne teşebbüs edebilir ne de üstesinden gelebilir.
Zamanlama, skandalın ortaya çıkmasının CHP Kurultayı’nın iki hafta öncesine tesadüf etmesi, amacın Baykal’ı koltuğundan etmek ve bugün açıkça görüldüğü üzere Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına geçirmek olduğunu gösteriyor. Ergenekon arka bahçesini ve buradan evinin içini tanzim ediyor. Şu sonucu mutlaka kayda almalıyız: Kılıçdaroğlu genel başkan olursa, bu başarısını Ergenekon’a borçlu olacak. Sonra? Sonrasında borcunu fazlasıyla ödemeye başlayacak.
Baykal’ın meşhur istifa açıklamasına koyduğu “Pensilvanya” ayrıntısı çok tartışıldı. Mahmut Övür’ün bu ibare için yaptığı yorum mantıklı. Baykal, skandalın kaynağı olarak anlayacakları dille Ergenekoncuları gösteriyor ve onlara savaş açma tehdidinde bulunuyor. Galiba Ergenekoncuların bu tehdide karşılığı, CHP içindeki operasyonun derinleşmesi ve yakın çevresinin Baykal’ı bir anda yalnız bırakması oldu. Baykal gibi tecrübeli bir particinin bile öngörmediği bir sonuç ortaya çıktığına göre, operasyonun ne kadar derinden yürütüldüğünü ve CHP bünyesinin bu operasyona ne kadar elverişli olduğunu teslim etmek gerekir.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına getirilmesi operasyonunun Baykal’la ilgili iki temel sebebi olmalı. Birincisi, Ergenekoncuların Baykal’ın avukatlığını yeterli bulmamaları ve bir avukat değiştirme talepleri. İkincisi, orta vadeli daha büyük bir projenin adımının atılması. Orta vadeli proje, Kılıçdaroğlu’nu, önümüzdeki seçimde CHP-MHP koalisyonunun başbakanı olarak hazırlamak. “Mümkün mü?” “Baykal’ın liderliğinden daha makul bir proje” olarak görülmesi yeterli. Baykal’dan daha inandırıcı ve kendini bütünüyle bu işe vakfetmiş bir Ergenekon avukatını CHP’nin başında görmekten bahsediyorum.
Hafızalarımızı tazeleyelim. Onur Öymen’in başlattığı Dersim katliamı tartışmasında Kılıçdaroğlu ürkek bir itirazda bulunmuş, sonra da geri adım atmıştı. Ürkek itiraz kendisine aitti; ama geri adım atması birilerinin ikazı ile olmuştu. Kimin ikazı?
Bu tezgâh tutar mı? Devlet içindeki çeteler, CHP’nin yeni genel başkanı Kılıçdaroğlu’nu efsanedeki yol gösteren Börteçine isimli kurt yerine koyup Ergenekon vadisinden çıkışı bulabilirler mi? Hayır bulamazlar. Bu vadinin çıkışı yok. Sadece CHP’ye ve Türkiye’ye zaman kaybettirirler.
Görev Deniz Baykal’a düşüyor. Hem yıllarca başında olduğu partisine hem de Türkiye’ye karşı sorumluluğu, bu tezgâhı deşifre etmek. Olup bitenleri en iyi bilen kişi o. Kendisi üzerinden nasıl bir tezgâh çevrildiğini ve CHP’nin nasıl rehin alındığını bize anlatmalı. CHP, Ergenekon’un arka bahçesi olmaktan kurtulmalı.
… Bu makale ilginizi çektiyse…
Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Normal bir ordu kaynaklarını emrinde olduğu milletten sağlar… Efendisi olan bu milletin gönüllü katkısıyla silah alır, asker toplar, YABANCI DÜŞMANLA savaşır.
Normal ordular efendilerini yani milleti, o milletin vatanını korurlar ya da ganimet getirebilecekleri ülkeleri işgal ederler. Yine efendilerinin emri ve izniyle yaparlar bunu.
Anormal ordular ise üniformalı eşkıyalardır. Disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler. Üniformalı eşkiyalar ülkenin zenginliklerini tüketirler, geleceğini mahvederler.
Kendisini ülkenin sahibi zanneden üniformalı eşkıyaların hakim olduğu ülkeler yabancı orduların işgali altında gibidir. İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek KORKU PROPAGANDASI yaparlar.
Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler.
Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.
5 Yorum
Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: May 21, 2010 | Reply
TKP de CHP’nin arka bahcesi. TKP’nin icinde de Ergenekoncular var. Genc Ergenekoncular buradan yetisiyor, belli bir seviyeye geldiklerinde iclerindeki “anarsi, devrimcilik ve isyan” bir anda kendini derin bir statukoculuga birakiyor ve daha sonrasinda kendilerini CHP saflarinda buluyorlar. Anlat bunlari Deniz Baykal, anlat artik! Yalan dolan bitsin! Bu serefsizlerin golgesi ulkenin ustunden kalksin artik! Cesur ol! Dik dur! Yasin 70’i gecmis! Ne kaybedeceksin? En fazla demokrasi sehidi olursun, ismin bir hain olarak degil, kahraman olarak anilir yillar sonra!
Yazan:fizikci Tarih: May 21, 2010 | Reply
dtp ile pkk arasındaki ilişkinin chp ile ergenokon arasındaki ilişkiye benzetilmesi çok isabetli olmuş
Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: May 22, 2010 | Reply
Bu dordu de birbiriyle iliskili
Yazan:Mehmet Bahadır Tarih: May 23, 2010 | Reply
Evet Kılıçdaroğlu beklendiği üzere başkan seçildi. Ancak Kiliçdaroğlunun seçilirken, Gandi mi, Ahmedinejat mı ya da Ecevit mi olduğu pek anlaşılamadı 🙂
Her kim olursa olsun “KEMAL” olmasını dilerdim. Söylemleri pek kemali andırmıyordu. Yine beklendiiği üzere ve yukardaki yazıyı da haklı çıkarırcasına zihniyet ve söylemler aynıydı.
‘Aydınların haksız yere cezaevine konulduğunu’ savunan Kılıçdaroğlu, özel yetkili mahkemeleri ortadan kaldıracaklarını söyledi. Böylece kendini buralara getiren, Ergenekon ve ergenekon taşeronlarının emir kulu olacağını deklare etmiş oldu.
Dahası Referanduma karşı çıkacaklarını ilan eden Kılıçdaroğlu, demokratikleşmeye bir cümle ile değindi ve standartları yükselteceklerini belirtti. Müthiş bir oksimoron…İzlerken gülmekten kendimi alamadım.
Bir oksimoron da şurdaydı. İktidara geleceklerini iddia ederken seçim barajını düşereceklerini ifade etti. Düşürsün düşürmesine de, ikisi aynı anda nasıl olacak pek anlamadım…
Kürt sorununa yönelik kısa değerlendirmesinde de sorunu tamamen ekonomik çerçevede değerlendirdiğinin altını çizdi.
Öyle ya memlekette kürt sorunu mu var Allah aşkına!!! Mesele tamamen ekonomik ve duygusal !!!
Evet Kılıçdaroglunun konuşmasını, nereden tutarsam tutayım elimde kalıyor malesef.
Ve Sayın Mümtaz’er Türköne’nin bu yazısını bir kere daha doğrulamış oldu Kılıçdaroğlu. Ben de yukarıdaki bu yazıya imzamı atıyorum.
Yazan:Niyazi Tarih: Ağu 6, 2010 | Reply
şimdi daha iyi anldm. Demk ki hoca efendinin kasa sıkandarından hemn sonra Baykalı aramasının nedeni Baykalı Ergenekona karşı kullanmak. Sizce böyle bir şey olabilir mi _?