Öğretmenim İsrail!
By Mehmet Yılmaz on May 31, 2010 in Akıl, vicdan
Müslümanlar işledikleri günahlardan pişmanlık duyup tövbe ederler. Bu sebeple onların günahları da hayra vesile olur. Başlarına gelen musibetler de böyledir. “Bu iş benim başıma neden geldi? Nasıl böyle çaresiz bir duruma düştüm?” diye sorguladıklarından musibetler de er veya geç hayra vesile olur.
Bizim kısıtlı ömrümüz bu hayırların meyvesini görmeye yetmez bazen. Umutsuzluk, karamsarlık kaplar içimizi. Ama geçicidir bu. Zaman’ın Sahibi sabır verir, Mutlak Merhamet Kapısı‘nı çalar yeniden Müslüman. Ölen kardeşleri için döktüğü göz yaşlarını siler. İşe koyulur ilk günkü heyecanla.
İHH ekibinden ölen ve yaralanan kardeşlerimiz elde kılıç olMAdan da Cihad’a gidilebileceğini, iyi, güzel ve doğru adına savaşılabileceğini hatırlattılar bize. Ekmekle, ilaçla binmişlerdi gemilere. Servetlerini, vakitlerini feda ettikleri daha kıymetli amaçlar uğruna canlarını da feda edilebileceklerini gösterdiler.
Hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum, yakınlarına sabır ve baş sağlığı.
Silah ticareti, elmas kaçakçılığı, uluslararası terörizm, kara para aklama ve daha adını bilmediğimiz her türlü pisliğin akıp biriktiği, foseptik çukuru gibi bir mafya-ülke oldu İsrail. Kötülükten, insanların korkularından, cehaletinden besleniyor. Eski MOSSAD ajanı Victor Ostrovsky’nin örgütün çalışma (ve çalışTIRma) yöntemlerini anlattığı By Way of Deception kitabından bahsetmiştik MOSSAD için çalışmak ister misiniz? makalede.
Müslümanların öğretmeni artık İsrail. Bu ülkenin ürettiği kötülüğü dengeleyecek kadar iyilik üretebilecek miyiz? Zulme karşı nerede olursa olsun, kime karşı olursa olsun direnebilecek miyiz?
Hasan Basrî Hazretleri’nin bir sözü geliyor aklıma: “Siz Sahabeyi görseydiniz deli sanırdınız. Onlar sizi görseydi kâfir derlerdi.”
Bir miktar “delirmek” gerekiyor zannediyorum…
3 Yorum
Yazan:Tayfun Tarih: May 31, 2010 | Reply
Soğuk savaş resmen başlamış durumda. Sıcak savaşa döner mi, dönmez mi, ne zaman döner, zaman gösterecek. Ama, Türkiye uluslararası alanda güçlendikçe, ticarette daha büyük bir pay aldıkça ve İsrail dünya üzerindeki hakimiyetini kaybettikçe İsrail daha da saldırganlaşacaktır. İsrail kesinlikle bu Akdeniz’deki ve Hatay’dakine benzer tacizlere devam edecek. Ordumuzun hiç bir misillemede bulunmaması da zamanla halkın sabrını taşıracaktır. Bu nedenle, büyük bir savaşa dönüştürmeden bu tacizlere caydırıcı sıcak savaş yöntemleriyle de karşılık vermek gerekiyor diye düşünüyorum. Örneğin, İsrail’in kitle imha silahları ürettiği düşünülen yerlerin vurulması iyi bir başlangıç olabilir. Böylece, o çok güvendikleri nükleer silahlardan arınırlarsa, biraz daha hizaya geleceklerdir. Eminim, bu, İsraillilere de yapabileceğimiz en büyük iyilik olacaktır.
Yazan:çuvaldız Tarih: May 31, 2010 | Reply
Merhametli davranmayı bir takım gerekçeler ileri sürerek engellemeye çalışanlar, zulüm yollarını kapatan merhameti bir engel gibi görüp, parçalayarak yok edebilmek için ellerinden geleni yaparlar. Her pahasına, bedeli ne olursa olsun bunu yapmaya çalışmak kafirlik değil de nedir ? İnsani olanın üzerini örterek saklamaya çalışırken yaptıkları zulmün ta kendisi..
Bir tv dizisindeki sahneleri aşağılanma olarak görenler ne kadar aşağılık olabiklerini duymayan kalmayacak şekilde naklen itiraf ederek kendi kendilerini imha ediyorlar.
Merhametli kalabilmeyi cihad kabul edip, hayatlarını başkaları için feda edenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve baş sağlığı diliyorum. O gemilerin içinde ya da dışında zulme siper olan herkesi Allah muhafaza edip, muvaffak eylesin
Yazan:aziz yılmaz Tarih: May 31, 2010 | Reply
Varlığımızın manası da burada saklı değil mi?Hakikat yolunda bu manayı keşfedebilenlere ne mutlu.
Amin.