obama ile Sn Davutoğlunu aynı kareye alarak ne büyük insafsızlık ettiğinizin farkında mısınız? eleştirmek mi bu yapılan, hayır değil insafsızlık kelimenin tam anlamıyla… Başbakan ile abdlileri aynı hakarete ortak etmeniz insafsızlıktır.
etmeyin, hiç bir iktidar bu kadar sahip çıkmaz idi. elbet eleştirilir, elbet eksik kalır bir şeyler, ama vicdan bizim insanımızla abdlileri aynı kareye almaz…
Azize hanım tepkinizde haklısınız. Ancak şarkıyı sözleri ile bir kez daha dinleyin. Klibin mantığının bu olmadığını anlayacaksınız. Davutoğlu’nun göründüğü sahnede hey sen ışığı gömmelerine izn verme
Erdoğan ın geçtiği sahnede ise
savaşmadan teslim olma diyor.
selamlar.
Hey You – Pink Floyd
hey you, out there in the cold
hey sen, dışarıda soğukta duran
getting lonely, getting old
yalnızlaşıyorsun, yaşlanıyorsun
can you feel me?
beni hissedebiliyor musun?
hey you, standing in the aisles
hey sen, koridorda ayakta duran
with itchy feet and fading smiles
kaşınan ayaklar ve kaybolan gülüşlerle
can you feel me?
beni hissedebiliyor musun?
hey you, dont help them to bury the light
hey sen, ışığı gömelerine izin verme
dont give in without a fight.
savaşmadan pes etme
hey you, out there on your own
hey sen, orada yalnız duran
sitting naked by the phone
telefonun yanında çıplak oturan
would you touch me?
bana dokunur muydun?
hey you, with your ear against the wall
hey sen, kulağı duvarda olan
waiting for someone to call out
birinin seslenmesini bekleyen
would you touch me?
bana dokunur muydun?
hey you, would you help me to carry the stone?
hey sen, bana taşı taşımamda yardım eder miydin?
open your heart, im coming home.
kalbini aç, eve geliyorum
but it was only fantasy.
ama bu sadece fanteziydi
the wall was too high,
duvar çok yüksekti
as you can see.
görebildiğini üzere
no matter how he tried,
ne kadar çabalarsa çabalasın
he could not break free.
özgür kalamadı
and the worms ate into his brain.
ve solucanlar beynini yedi
hey you, standing in the road
hey sen, yolda ayakta duran
always doing what youre told,
hep sana söyleneni yapıyorsun
can you help me?
bana yardım edebilir misin?
hey you, out there beyond the wall,
hey sen, orada duvarın ötesinde olan
breaking bottles in the hall,
holde şişeleri kıran
can you help me?
bana yardım edebilir misin?
hey you, dont tell me theres no hope at all
hey sen, bana hiç umut olmadığını söyleme
together we stand, divided we fall.
birlikte ayakta duruyoruz, ayrılırsak düşeriz
ingilizceden anlamam bu açıklama için sağolun..ama yine de aynı karelerde olması benm gibi ingilizce bilmeyenler için hiç olumlu etki yapmadı. sürekli siteyi takip eden birisi olarak çok şaşırdım.e madem niyette kötülük yok o vakit keşke sözler de eklenseydi..israil nedeniyle çok tepkisel günler geçiriyoruz malum..
tekrar teşekkürler…
4 Yorum
Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 7, 2010 | Reply
Hedefi 12’den vuran bir video olmus.
Yazan:azize Tarih: Haz 7, 2010 | Reply
insaf..
insaf…
insaf….
obama ile Sn Davutoğlunu aynı kareye alarak ne büyük insafsızlık ettiğinizin farkında mısınız? eleştirmek mi bu yapılan, hayır değil insafsızlık kelimenin tam anlamıyla… Başbakan ile abdlileri aynı hakarete ortak etmeniz insafsızlıktır.
etmeyin, hiç bir iktidar bu kadar sahip çıkmaz idi. elbet eleştirilir, elbet eksik kalır bir şeyler, ama vicdan bizim insanımızla abdlileri aynı kareye almaz…
Yazan:özlem Tarih: Haz 7, 2010 | Reply
Azize hanım tepkinizde haklısınız. Ancak şarkıyı sözleri ile bir kez daha dinleyin. Klibin mantığının bu olmadığını anlayacaksınız. Davutoğlu’nun göründüğü sahnede hey sen ışığı gömmelerine izn verme
Erdoğan ın geçtiği sahnede ise
savaşmadan teslim olma diyor.
selamlar.
Hey You – Pink Floyd
hey you, out there in the cold
hey sen, dışarıda soğukta duran
getting lonely, getting old
yalnızlaşıyorsun, yaşlanıyorsun
can you feel me?
beni hissedebiliyor musun?
hey you, standing in the aisles
hey sen, koridorda ayakta duran
with itchy feet and fading smiles
kaşınan ayaklar ve kaybolan gülüşlerle
can you feel me?
beni hissedebiliyor musun?
hey you, dont help them to bury the light
hey sen, ışığı gömelerine izin verme
dont give in without a fight.
savaşmadan pes etme
hey you, out there on your own
hey sen, orada yalnız duran
sitting naked by the phone
telefonun yanında çıplak oturan
would you touch me?
bana dokunur muydun?
hey you, with your ear against the wall
hey sen, kulağı duvarda olan
waiting for someone to call out
birinin seslenmesini bekleyen
would you touch me?
bana dokunur muydun?
hey you, would you help me to carry the stone?
hey sen, bana taşı taşımamda yardım eder miydin?
open your heart, im coming home.
kalbini aç, eve geliyorum
but it was only fantasy.
ama bu sadece fanteziydi
the wall was too high,
duvar çok yüksekti
as you can see.
görebildiğini üzere
no matter how he tried,
ne kadar çabalarsa çabalasın
he could not break free.
özgür kalamadı
and the worms ate into his brain.
ve solucanlar beynini yedi
hey you, standing in the road
hey sen, yolda ayakta duran
always doing what youre told,
hep sana söyleneni yapıyorsun
can you help me?
bana yardım edebilir misin?
hey you, out there beyond the wall,
hey sen, orada duvarın ötesinde olan
breaking bottles in the hall,
holde şişeleri kıran
can you help me?
bana yardım edebilir misin?
hey you, dont tell me theres no hope at all
hey sen, bana hiç umut olmadığını söyleme
together we stand, divided we fall.
birlikte ayakta duruyoruz, ayrılırsak düşeriz
Yazan:azize Tarih: Haz 8, 2010 | Reply
ingilizceden anlamam bu açıklama için sağolun..ama yine de aynı karelerde olması benm gibi ingilizce bilmeyenler için hiç olumlu etki yapmadı. sürekli siteyi takip eden birisi olarak çok şaşırdım.e madem niyette kötülük yok o vakit keşke sözler de eklenseydi..israil nedeniyle çok tepkisel günler geçiriyoruz malum..
tekrar teşekkürler…