RSS Feed for This Post

İsrail’den El Kaideli Tuzak!

Yusuf Gezgin 

Ne El Kaide’si?

Ne tuzağı?

Türkiye’nin El Kaide denilen silahlı terör örgütü ile ne işi olabilir ki?

“Türkiye ılımlı İslam’ın ve teröre cevaz ve taviz vermeyen tarikatlerin, cemaatlerin, gurupların olduğu bir ülke. Bu ülkede İslamcılar kıyımlara uğradığında, Kur’an öğrenmeleri, ezan okumaları yasaklandığında bile silaha müracaat etmeyi düşünmediler de; şimdi mi silaha başvuracaklar? Marjinal, güdümlü silahlı guruplar çıksa dahi, Türkiye’nin imajını bozacak etkinlikte değiller!” diye düşünülebilir. Doğrudur; Türkiye radikal ve silahlı guruplara müsait bir dini ve toplumsal ortama, anlayışa sahip değil.

Ama Irak, Pakistan, Yemen, hatta Sudan gibi ülkelerde böyle düşünüyorlardı. Sonra birden kendilerini “silahlı İslamcı terör gurupları”nın eylemleri arasında buldular. Batılılar, Anglo-Yahudi ittifakı hedefe aldığı ülkeleri bir şekilde bu örgüte bulaştırmaktaydı. El Kaide diye bir örgüt ürettiler, bu örgütü dünyada “marka” haline getirdiler (bakınız El Kaide kimin eli?). Sonra örgüte militanlar, elemanlar imal ettiler, bu militanları vurmak-işgal etmek istedikleri ülkelerle iltisaklı hale getirdiler. O ülkelerde örgüt namına eylemler yaptırdılar. Zulme-işgale isyan eden, cihat ettiğini zanneden bir kısım insanlar bu örgütlerin ağına düştü; kısır bir döngü kuruldu. Beyni kendi kontrollerinde, elleri-ayakları “mücahit!”lerden oluşan; bulaştırılan ülkenin başına bela olan, o ülkenin uluslarası toplumdan tecrit edilmesini netice veren, kullanışlı enstrümanlar oluşturuldu birileri hesabına. Sonra o ülkeler ne yaptılarsa kendilerini aklayamadılar. Kurban ülke, batıya ABD-Yahudi ittifakına ya gönüllü teslim olacaktı veya El Kaide vs gerekçe gösterilerek işgal edilecekti.

Türkiye epeydir ABD-İsrail ittifakına rağmen politikalar geliştiriyor, inisiyatifler alıyordu ve bu durum Anglo-Yahudi ittifakını ciddi olarak rahatsız etmekteydi. Türkiye ABD-İsrail menfetatlerine teslim bir çizgiden çıkıyor; bağımsız, kendi odaklı politikalar üretiyor ve bunları uyguluyordu. “One minute” krizinden sonra gemi baskını ultimatomu, ardında BM’de İran’a uygulanacak “Ambargoya Hayır” demesi bu kesimi iyice dellendirmişe benziyor. Herşey bir yana Anglo-Yahudi dostlarımızı asıl geren konu Ergenekon davasıdır. Zira Ergenekon soruşturmasıyla Türkiye içinde tepe tepe kullandıkları örgütler, kişiler kodese tıkılmıştır ve hareket kabiliyetleri iyiden iyiye azalmıştır.

Türkiye İran’la münasebetler geliştiriyor, Suriye ile iyi geçiniyordu. Arap ülkeleriyle bağlarını güçlendiriyordu. Yüzünü batıdan dönmese de, batıya bağımlılığını azaltıyor, etki alanını genişletiyordu. Türkiye’nin bu tutumu Lozan’dan sonra kendisine biçilen role aykırıydı. Türkiye bütün komşularıyla ve akrabalarıyla hasım olmalı, yüzü sadece batıya dönük ve batıya kayıtsız şartsız teslim olmalıydı. Batı değerlerinin dışında başka değer, norm tanımamalıydı. Türkiye için belirlenen eksen buydu. Bunun dışındaki her kahareket, eksen kayması, batıdan uzaklaşma olarak görülecekti.

AKP hükümetleri döneminde bu kalıplar epeyce kırıldı. İsrail’e karşı takındığı tavır ise bardağı taşıran damlalar oldu. Türkiye hapsedildiği kafesten çıkmaya, bostanı genişletmeye çalışıyordu. Bu tutum cezasız bırakılamazdı. Zira Türkiye 90 yıllık statükoyu zorluyor; efendilerine kafa tutuyordu.

Uzun süre ABD’de gazetecilik yapan Yasemin Çongar ABD kaynaklarından alıntılarla zenginleştirdiği köşesinde “Eksen Kayması” mırıltılarına bakın nasıl ayna tutuyor;

Neokonlar Türkiye’ye karşı saldırıya geçti…Neokonlar, Erdoğan liderliğindeki AKP hükümetini cezalandırmak için ABD’nin Ankara’yı NATO’dan atmaya çalışmasını talep edecek kadar ileri gittiler…”NATO üyesi olan Türkiye, ittifakın terörizm ve İran konularındaki istihbarat bilgilerine sahiptir. Eğer Türkiye’nin en iyi dostları İran, Hamas, Suriye ve Brezilya olacaksa, bu istihbaratın güvenliği kuşkuludur… “ABD, Türkiye’yi ittifaktan çıkarmanın başlangıç aşaması olarak, bu ülkeyle askerî işbirliğini askıya almayı ciddiyetle düşünmelidir.”… Michael Rubin, Türkiye’yi “İsrail’in düşmanlarına silah kaçıran bir ülke” diye nitelendirecek kadar ileri gitmektedir…”

Ayrıca  Çongar; Washington’da geçirdiği on üç yıl boyunca, bu neokon çevrenin, Türkiye’deki laikçi elit ve üst rütbeli generallerle yakın siyasi istişarelerde bulunduklarına defalarca tanık olduğunu, e-muhtıradan, 367 krizine kadar pek çok olayda Neocon-Ergenekon ortaklığını gördüğünü ifade ediyor. Şimdi de aynı kesimlerin “eksen kayması” kampanyasına dört elle sarıldıklarını aktarıyor. (Taraf,  11.06.2010)

Eksen kayması söylemini üretenlerin asıl sorunu Türkiye’nin, “batıya teslimiyet” tavrını terkediyor, kendine göre inisiyatifler alıyor olmasıdır. Eğer Türkiye bu tavrına devam ederse dersinin verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle önümüzdeki günlerde Türkiye’nin ekseninin kaydığını ispata yarayacak çok malzeme üretilebilir. (Hükümet de peyce malzeme veriyor)

Malumunuz Anglo-Yahudi ittifakının en iyi yaptığı şey; önce hedefler, politikalar belirlemek, sonra o hedeflere uygun senaryolar kurgulamak, istihbaratlar oluşturmak ve kurdukları örgütler ve oluşturdukları istrihbaratlar üzerinden müdahalelerde bulunmaktır. Irak, Afganistan işgalinde, 11 Eylül kurgusunda bu taktiği başarı ile uygulamışlardır. Kurgularının yalan çıktığı anlaşılmasına rağmen politikalarına pişkinlikle devam etmektedirler. Zira bunların tek ölçütü güçtür, menfeattir.

Mesela; Türkiye’de bir El Kaide gurubu çıkabilir, hükümetin veya bitirilmesi hedeflenen gurubun bunlarla irtibatı ve iltisakı çıkabilir! Hükümet veya hükümetin içinden birileri bunlara finans ve silah desteği veriyor olabilir! AKP’lilerden, çocuklarından bu örgütlere üyeler tespit edilebilir! Bulgular dünyaya köpürtülerek verilebilir  ve Anglo-Yahudi tezleri doğrulanabilir! Yani Türkiye’nin eksen kaymasına deliller oluşturulabilir.

Bir süredir medyada bunun uçları görülüyor zaten;

Los Angeles Times’ta: “EL KAİDENİN TÜRK BÖLÜĞÜ şeklinde çıkan haberde “terör örgütü El Kaide’nin 1000-2000 Türk militandan oluşan bir bölük kurduğundan”, “Almanya’da yaşayan 3 milyon Türk’ün El Kaide için zemin oluşturduğundan” bahsedilmektedir. 

İsrail istihbaratına yakınlığıyla bilinen www.debka.com sitesi kaynaklı bir haberde “El Kaide militanlarının Tel Aviv ve ABD güzergâhlı uçaklara eylemler düzenlemek için Türkiye’ye sızdığı” aktarılmaktadır. (Star Gazetesi  9 Temmuz 2009)

Türk El Kaide liderinden cihat çağrısı…

Türkiye El Kaide hattı, Türkiye’den çatışma bölgelerine giden Türklerin sayısı 8 binden fazla

El Kaide komutanı bir Türk çıktı

Türk El Kaide’sinin inanılmaz yapılanması…vs. vs.

Sizinle, Türkiye aleyhine kurgulanmış, son anda farkedilmiş El Kaideli bir operasyonu paylaşacağım. Plan birkaç ay önce hasbel kader tespit edildi ve Türk yetkililer gerekli önlemleri aldılar; ama konu medyaya intikal etmedi.

Anglo-Yahudi ittifakı epeydir Yemen’e sulanıyor. Yemen’e, Irak, Afganistan gibi bir operasyon yaparak yerleşmek istiyor. Yemen’in haritadaki yerine bakarsanız sebebini anlarsınız. Yemen ve Somali kıyıları hem Kızıldeniz su kanalına, hem de Büyük Okyanusa hakim stratejik geçiş noktaları. Yemen’i içeriden karıştırarak; Somali’yi ise himaye ettiği ve köpürttüğü korsanlar üzerinden ele geçirmeyi düşünüyor Anglo-Yahudi ittifakı. Yemen’e El Kaide ve “İslamcı terör” guruplarıyla mücadele için(!), Somali’ye gemi korsanlarıyla mücadele için(!) yerleşecekler. Şu anda konunun iyice olgunlaşması bekleniyor. (Bunların Türkiye’de ihtilal ortamını olgunlaştırmak için aynı taktiği izlediklerini, sağcı ve solcuları destekleyip vuruşturduklarını hatırlayın! Bu gün Güneydoğu’da bu taktiği tekrarlamaktadırlar; bir taraftan derin-ululsacı-yarı militer yapılarla Kürtlere eziyet etmekte, öte taraftan PKK’yı desteklemekte ve ikisini vuruşturmaktadırlar. Sonrada kendileri uluslararası bir kurum üzerinden hakem(!) olarak müdahale etmeyi planlamaktadırlar)

Yemen’de hazır bir altyapı varken, buradan Türkiye’ye de bir gol atmayı düşünüyor Anglo-Yahudi dostlarımız. Yemen, İslam ülkeleri arasında Türkiye’ye dost ve rahat bir ülke. Diğer Arap ülkelerine göre çok daha demokratik. Bu nedenlerden dolayı, başörtülü, İmam Hatipli olduğu için Türkiye’de okuyamayan epeyce üniversite öğrencisi var Yemen’de. Kurgu, bu gençler üzerinden yapılıyor. Tuttukları evlerde kalan Türk öğrenciler, Erzincan’da bazı cemaatlere kurgulanan olaylarda olduğu gibi  evlerine silah, mühimmat konarak basılacaktır. Bu gençlerden pek çoğu kendileri farkında olmaksızın, “El Kaide”li kişilerle irtibata geçirilmiş ve istenilen ortamlara sokulmuşlardır. Bu irtibatların moderatörlüğü ise öğrencilerin işinin düştüğü, güven duyacacakları birisi tarafından; sicili bozuk, PKK ile irtibatı bulunan bir kamu görevlisi tarafından yapılmıştır. Bu kişi pasaport işleri vs. gerekçeleriyle Türk öğrencilerle sıkı irtibata geçmiş, onları istenilen ortamlara çekmiştir. Projede epeyce mesafe alınmışken ve muhtemelen bu günlerde patlatılması hedeflenirken, deşifre edildi ve ilgililer üzerine gittiler.

Eğer bu proje deşifre edilemeseydi; Yemen gibi batılıların damgaladığı bir ülkede, “silahlı eğitimler alan!”, “evlerinde bombalar, silahlar vs. bulunan!”, “eylem hazırlığı üzerinde iken basılmış!”, El Kaide’li!” masum Türk gençlerinin haberiyle yankılanacaktı dünya. Kimbilir o gençler Türkiyede kimlerin yakınları  çıkacaktı ve mesele nerelere sıçratılacaktı.

Yemen’de Türkiye aleyhine bir proje deşifre edildi ve hem gençler hem Türkiye bir felaketten döndü. Ama Türkiye’nin ekseninin kaydığını ispata ve Türkiye’yi terbiye etmeye çalışan stratejik dostlarımız(!), başka hangi coğrafyalarda ne numaralar çeviriyorlar, ne tezgahlar hazırlıyorlar bilemiyoruz.

Bu tür senaryoların, projelerin faturası hükümet yanında Türkiye’ye ve Türk halkına da çıkacağından dolayı,  yetkililer çok dikkatli ve duyarlı davranmalılar.

Dünyada işler adaletle ve dürüstlükle yürümüyor; diplomasinin kuralları vicdana, adalete göre değil, güce ve reelpolitiğe göre işliyor….

Amerika Tedavi Edilebilir mi?

 Bayrak yakmanın ve Amerikan/İsrail mallarını protesto etmenin dışında bir şeyler yapmak gerektiğini düşünenler için yapılmış bu çalışmayı ilginize sunuyoruz. ABD desteği son bulmadan Ortadoğu’nun psikopatı İsrail’in saldırganlığı bitmeyecek ve Ortadoğu’ya huzur gelmeyecek gibi görünüyor. Vietnam’da ve Latin Amerika’da yaşanan katliamlar Ortadoğu’da devam ediyor.
 Amerikalılar neden bu kadar gaddar? Dünyanın geri kalan kısmında yaşayan insanlara karşı niçin bu denli acımasız? Buradan indirin.

Trackback URL

  1. 4 Yorum

  2. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 15, 2010 | Reply

    Küresel güç odaklarını analiz eden kapsamlı bir makale olmuş.Yazının başında da belirtildiği gibi Türkiye’nin silahlı terör örgütleriyle herhangi bir bağı ihtimal dışı görülebilir.Ancak dünya politikalarına istedikleri gibi yön veren ABD-iSARAİL merkezli lobiler dikkate alındığında aslında Türkiye’nin adım adım bir kaosun içine çekilmesi hiç de ihtimal dışı değildir.

    Son yy.da ABD’nin kesintisiz işgalleri,”yaramazlık”yaptığını iddia ettiği ülkeleri sürekli karıştırma politikası gütmesi bu anlamda yeterince ipucu veriyor.

    Özellikle her türlü oyunun Ortadoğu’da tezgahlanıyor oluşu ve müslüman ülkelerin pilot bölge seçilmiş olması da ayrıca üzerinde düşünmeye değer.Zira,gerek kurulan tezgahlara uygun zemin ve malzemeye elverişli olması gerekse bölgesel olarak stratejik öneme sahip olması her türlü sıca-soğuk savaş taktiklerini bu bölgeye çekiyor.

    Bu nedenle,olası oyunları boşa çıkaracak bir dış politika izlenmeli ve varolan dengeler doğru hesaplanmalıdır.

    Yoksa eksen kayması olarak tabir ettikleri durumdan,uygulamak istedikleri senaryolarına ciddi kanıt teşkil edecek hayali bağlantılar yaratmaları işten bile değildir.

  3. Yazan:Dewran Tarih: Kas 27, 2010 | Reply

    Türklerden oluşan bir el kaide yapısı kurmaya çalıştıkları çık doğru..bu haber yalan değil,yahudi olabilir yayınlayanlar ancak bu gerçeğin üstünü örtmez..El Kaide adı altında toplanan Selefi ,Marjinal Grubların öğretilerine dikkatle bakarsanız pek İslami bir içeriğe sahip olmadığını anlarsınız daha çok Savaşmak ve Öldürmek üzerine bina edilmiş bir yapılanmanın,Kitaplarını ve Rialelerini okumakta ve okutmaktadırlar..Bir çok Genç arkadaşın Tepkiselliğini göz önünde bulunduran grup propaganacıları içine çekmek istedikleri hedef kişinin tepki verdiği islami ”yaralarımızı” deşerek üye toplamaktadırlar…Dini Motifli bir ideolojiden başka bir şey değildir El Kaide ve Harici düşüncesi..Kendilerinden başka herkes Kafir ve Müşriktir…

  4. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Kas 28, 2010 | Reply

    @dewran,

    Doğru bir noktaya işaret etmişsiniz.ABD ve İsrail’in şiddet ve terör endeksli işgalci tutumları doğal olarak müslümanlar üzerinde negatif duygular yaratıyor.Bu iki devletin,saldırılarını doğrudan-ya da çoğunlukla-müslüman ülke ve halklara yöneltmiş olması da bu duyguyu pekiştiriyor.Zira İsrail her ne kadar genelde güvenlik eksenli paranoyakça bir şiddet politikasına yönelmiş olsa da,bu poitkadan en çok etkilenler Filistinli müslümanlar.Ancak bunun yanı sıra Ortadoğu ülkeleri ve diğer müslüman ülkeler de İsrail’in bu azgın politikasının hedefi konumundalar.Zira İsrail,”devlet güvenliği”ni tehdit edecek potansiyeli birincil derecede müslüman topluluklarda görüyor ve bu korkuya göre hareket ederek politika belirliyor.Ayrıca tıpkı bizdekine benzer bazı korkulara halkını da ikna etmiştir.Nasıl ki Türkiye’de mevcut otorite tarafından”Cumhuriyet”,”laik değerler”vs tehlikededir paranayosı topluma aşılanıyorsa İsrail de benzer kaygıyı “devletin bekası”doğrultusunda işlemektedir.Dolayısıyla,bu güvenlik kaygılarına endeksli katı şiddet,etki alanında bulunan ülkelere sirayet ederek Ortadoğu özelinde ulus ve halklar arasında din çatışmasını da tetikleyecek bir gerilime yol açmaktadır.Bu bağlamda pek tabii olarak Arap ülkelerinde El Kaide benzeri örgütlere duyulan sempatinin Türkiye’de yaygınlaşması ve benzer yapılanmaların oluşması ihtimal dışı görünmüyor.Zira sizin de ifade ettiğiniz gibi,gerek ABD,gerekse İsrail’in işgalci tutumu din duygularını harekete geçirecek kışkırtıcılığa sahiptir.Zaten ABD ve İsrail karşıtlığı ekseninde gelişen tepkisellikten de yeterince anlaşılıyor bu.Öyle ki akılcı diplomasi yerine,kendilerine zarar verecek aşırılıklardan,boş hamasete dayalı söylemlerden geçilmiyor.Ve bu da pek hayra alamet değil.Hele ki modern silah teknolojisine sahip bu iki ülkeye karşı “el yapımı”roket atarlarla karşılık verilmesi durumunda durum daha da vahimleşiyor.Son Gazze saldırılırında bu orantısız gücün Filistinli müslümanlara ne tür bir faturaya mal olduğunu az çok hepimiz biliyoruz.Ne var ki “mücahit”liklerinden ödün vermeyen kesimler bu gerçeği kabullenmek niyetinde değiller.En azından bu sitede konu üzerine yaptığımız tartışmalardan bu duygusallığın daha çok öne çıktığına şahit olduk.Zira salt ABD/İsrail düşmanlığına endeksli bir hissiyatın ne ezilen halklara ne de mağdur olan müslümanlara müspet bir sonuç getirmeyeceğini,aksine bu tür duygusal tepkilerin menfi sonuçlar getirdiğini/getirebileceğini-kendi payıma söylüyorum-her dile getirdiğimde ABD yanlısı olarak algılandım.Oysa amaç ABD,İsrail vb.işgalci güçleri meşru göstermek değil;bilakis bu güçlere karşı doğru mücadeleyi işaret etmekti,lakin dediğim gibi bir türlü anlaşılamadım.
    Dolayısıyla burada da aynı şeyi söylemek mümkün:Ortada da bir zulüm varsa-ki vardır-bununla başetmenin yolu kuru kuruya ABD/İsrail karşıtlığı yaparak ağlayıp sızlamak,slogan üretmek ve El Kaide benzeri terör örgütlerine sempati beslemek değildir.Ha,duygularımızı tatmin edeceğiz diye körü körüne bu tavırda ısrar edebiliriz!Ne var ki bu “efelenmenin”ülkemizi bir ikinci Irak vakasına sürükleme riski olabileceği de unutulmamalıdır.Zaten Pentagon-CIA-Mossad üçgeninde senaryolar üreten uluslar arası karanlık güçlerin istediği de budur;Yani adım adım “El Kaide”leşecek ve uluslar arası arenada yalnızlaşmış/eli zayıflamış ve dolayısıyla “haksız”konuma düşmüş bir Türkiye!İşte makalede tam da bu tehlikeye işaret edilerek,halkın/ülkenin bu olası senaryo ve oyunlara sürüklenmemesi gerektiğinin altı çizilmiş.Ve bana göre çok yerinde bir uyarıdır.Zira yaşadığımız dünya artık duygusal reflekslerle ayakta kalmaya pek geçit vermiyor.Bunu anlamaız gerekiyor artık.Yoksa kurtarıcılara oynarken ülkeyi kaosa sürüklemek işten değil.
    Naçizane bu gerçeği bir kez daha hatırlatayım dedim coşkulu mücahit kardeşlerimize.
    Saygı ve selamlar.

  5. Yazan:beddavi Tarih: Kas 28, 2010 | Reply

    İşte budur…
    EL-KAİDE Mossad ve CIA dır…

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin